***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Bilgetonyukuk yazdı:
Mertkan yazdı:S.a Loncamın değeli kardeşleri ve Arif ağabeyim...

Uzun süreliğine oyuna ara vermiş bulunmaktayım tahsilimin ve hayatın getirdikleri ile baş başa kalmamla beraber 20 Eylül tarihinden önce de oyuna dönmem olası değil...


Bu süre içerisinde Lonca yönetim kuruluna büyük iş düşmektedir. Her zamankinden daha güçlü olmanız ve daha soğuk kanlı davranmanız gerekmektedir... Herhangi bir lonca ile ittifak söz konusu olmayacağı gibi herhangi bir lonca ile düşmanlık kurulmasın...

Kendinize çok iyi bakın herkese iyi tatiller Loncaya Gelen arkadaşlar şimdiden hoşgeldiler...

Hadi kalın sağlıcakla..


İyi Forumlar
Aleyna ve aleyküm selam ağabeyim, Allah yar ve yardımcın olsun, Rabb'im seni korusun ve esirgesin, saat sabahın 6'sı, hala gözüme uyku girmedi sağ sağlim vardın mı diye... Burdan gittin, gittiğin yerde inşallah dilediğini bulur, dert sıkıntı nedir görmezsin.. Allah tekrardan yar ve yardımcın olsun, bu da küçük bir hatıramız olsun :)

Resim

(Sağdaki ben, soldaki Mertkan reis, Niğde'den küçük bir hatıra.. :) )
Moreblood yazdı:Selamunaleyküm. Bildiğiniz gibi rizedeyim buralarda internet cafe yok cepten foruma bakayım dedim ne var ne yok :) toplantı varmış galiba ben pazar günü dönüyorum o zamana kadar katılamayacağım toplantılara. Kenan abi zırh hayırlı olsun :) Yasin oyunu bırakıyormuşsun üzüldüm ama senin kararın yapacak bir şey yok... Neyse 7 gün sonra görüşürüz :) kolay gelsin. Hayırlı geceler
Aleyna ve aleyküm esselam Mustafa'm, keyfine bak, buraları düşünme ağabeylerin kardeşlerin hep yanında manevi olarak olsa bile, Rize'den bol bol resim istiyoruz, ona göre :lol: Rabb'im seni de korusun ve esirgesin sağ sağlim aramıza dönmeni nasib etsin.

Yusuf'um, listede bir kaç hatırlatma yapacağım sana, bir ara hatırlatırsan bana sevinirim.

Hepinize kucak dolusu sevgiler, esen kalın canım ailem :)

Kardeşlerim benim ALLAH C.C. Nazardan korusun. MAŞAALLAH-MAŞAALLAH-MAŞAALLAH
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

27 haziran tarihte bugün

Olaylar

M.Ö. 209 - Büyük Hun İmparatorluğu hükümdarı Mete Han'ın tahta çıkışı.
1565 - Sokullu Mehmed Paşa veziriazam oldu.Veziriazamlığı 3 padişah döneminde sürdü.(Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad).
1693 - İlk kadın dergisi "The Ladies' Mercury" Londra'da yayımlandı.
1878 - Gazeteci ve yazar Ahmet Mithat Efendi "Tercüman-ı Hakikat" adlı günlük gazeteyi çıkarmaya başladı.
1893 - New York borsası çöktü.
1905 - Kurtlu yemeğe karşı çıkan tayfaların kurşuna dizilmesini önlemek isteyen Rus Savaş gemisi Potemkin'in mürettebatı Karadeniz'de ayaklanıp gemiyi Odessa'ya doğru yönlendirdi.Birinci Rus devrimin ilk ayaklanması Odessa'da başladı.
1916 - Hicaz, bağımsızlığını ilan ederek Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrıldı.
1917 - Yunanistan, İtilaf Devletleri'ne katıldı.
1923 - Çift kanatlı bir uçağa ilk kez havadayken yakıt ikmali yapıldı.
1938 - Helikopterin patenti Igor Sikorsky tarafından alındı.
1946 - Müttefikler, On iki Adanın Yunanistan'a verilmesini kararlaştırdı.
1950 - Amerika Birleşik Devletleri, Kore Savaşı'na asker yollama kararı aldı.
1950 - Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,Birleşmiş Milletler üyelerine Güney Kore'ye yardım çağrısında bulundu.
1954 - Guatemala'da CIA'nın desteklediği darbeyle halkın seçtiği hükümet devrildi.
1954 - Dünyanın ilk nükleer enerji santrali Moskova yakınlarında Obninsk'de açıldı.
1957 - Louisiana ve Teksas'da meydana gelen Audrey kasırgası 500 kişinin ölümüne yol açtı.
1964 - Emekli Süvari Binbaşı Fethi Gürcan idam edildi. Gürcan, 22 Şubat 1962 de darbe gişimi nedeniyle emekli edilmişti. Benzer bir girişimi Talat Aydemir ile 21 Mayıs'ta tekrarlayınca yargılanmış ve idama mahkûm olmuştu.
1964 - Kıbrıs Rum hükümeti 15 yaşından büyük Türklerin adaya girişini yasakladı.
1967 - Dünyanın ilk bankamatiği Enfield-Londra'da hizmete girdi.
1974 - Richard Nixon, Sovyetler Birliği'ni ziyaret etti.
1976 - Fransız havayollarına ait bir yolcu uçağı Tel Aviv-Atina-Paris seferini yapmakta iken FKÖ militanlarınca kaçırıldı ve Entebbe-Uganda'ya yönlendirildi.
1977 - Fransa, Cibuti Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etti.
1978 - Anayasa Mahkemesi'ne bomba atıldı; Benzin yokluğu nedeniyle uzun kuyruklar oluştu.
1979 - Muhammet Ali, boksu bıraktığını açıkladı.
1979 - Ağrı valisi iş verimini azalttığı gerekçesiyle resmi dairelerde çay içmeyi yasakladı.
1980 - Adana Cezaevi'nden bir grup tutuklu tünel yoluyla firar etmeye çalıştı. Güvenlik kuvvetleri ateş açtı; 4 tutuklu öldü.
1980 - İtalyan havayollarına ait DC-9 tipi bir yolcu uçağı Ustica, İtalya yakınlarında düştü: 81 kişi öldü.
1984 - TBMM, askerlik süresini 18 aya indiren yasa tasarısını kabul etti.
1987 - Gaziantep Üniversitesi 27 Haziran 1987'de kuruldu. Üniversitenin bünyesinde 6 Fakülte, 4 yüksekokul, 3 enstitü ve 1 konservatuar bulunuyor. Türkiye'de üniversitelerin sayısı 28'e yükseldi.
1987 - Cem Karaca 27 Haziran 1987'de dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın desteğiyle yurda döndü.
1988 - Gare de Lyon-Fransa'da tren kazası: 59 ölü, 55 yaralı.
1991 - Yugoslav Halk Ordusu, Slovenya'ya karşı operasyon başlattı.
1998 - Adana'nın Ceyhan ilçesi merkez üslü depremde 144 kişi öldü.
1999 -Çeşme Açıkhava Tiyatrosu,otelden anfitiyatro'ya çevrilmiş olarak saat:21:00'da büyük bir törenle açıldı.
2004 - Boris Tadiç, Sırbistan Karadağ cumhurbaşkanı seçildi.
2007 - Tony Blair, Birleşik Krallık başbakanı, görevinden ayrıldı.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

METE HAN

Hayatı

Tahta çıkış
Çin yazıtlarında geçen hikayeye göre, babası Teoman, kendisi yerine üvey annesi Yenşi'nin oğlunu tahta çıkarmak istedi ve Mete'yi komşu kavim olan Yüeçilere (Yuezhi) rehin olarak gönderdi. Babası, ardından Yüezhi'lere savaş ilan ederek Mete'yi öldürtmek istedi. Mete, babası Teoman Yüeçilerin topraklarına girmeden Yüeçilerin elinden kaçtı. Babası bu kadar zorlukları atlatmasının ardından hakkını vermek için emrine bir birlik verdi. Sonunda da Mete öz babasını, üvey annesi ve kardeş(ler)ini öldürüp kağan oldu. (M.Ö. 209).

Ok hikâyesi

Çin kaynaklarına göre eğer okunu bir yöne yöneltirse emrindeki askerlerin hepsi o hedefe ok atarak hemen yok ederdi. Bunu sıkça yapardı. Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü. Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu babasının üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmemişti.



Mete Önce Hunlardan toprak talebinde bulunan doğu komşuları Donghu üzerine yürüdü ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Yapılan anlaşmada Donghular yıllık sığır, at ve deveden oluşan bir vergi ödemeyi kabul ettiler ve M.Ö. 208 yılında onları hakimiyetine aldı.
Donghu'yu yendikten sonra, Kuzey Moğolistan'da yaşayan Tunguz gibi halkları da içine kattı. M.Ö. 177-165 yılları arasında Hunların güney batısında, Tanrı Dağları ile Gansu M.Ö. 203'de Yueçi'yi mağlup ederek kendi toprağna kattı.



Ordos'da hakim olmaya çalışan Tahin Türklerini yendi. Çin üzerine sürekli seferler düzenleyerek Sarı Irmak'ın güneyindeki kaleleri egemenliğine aldı. Bu zaferlerle, sonradan Hunlara büyük gelirler getirecek önemli ticari yollarının kontrolüne sahip oldu.
Bölgede yaşayan Altay (Moğol, Tunguz ve Türk vb.) kavimlerini egemenliği altına alarak askeri ve stratejik olarak daha güçlü bir hale geldi.


M.Ö. 200'de Han Hanedanı imparatoru Gaozu'nun (Gao-Di) 320.000 kişilik ordusunu Baideng (bugünkü Datong, Şanşi)'de Peteng Kalesinde kuşattı. Gaozu (Gao-Di) Mete'nin eşine hediyeler gönderdi ve Mete'nin kuzey eyaletlerini Hunlara bırakma ve yıllık vergi ödeme gibi bütün şartlarını kabul etti ve kuşatmadan çıkmasına müsade edildi.Gaozu payitahtı Çang'an(bugünkü Şian)'a dönebildiyse de Mete arada bir Han'ın kuzey sınırını tehdit etmiş ve nihayet M.Ö. 198'de Ganzu barış istemiş ve Han'ın prensesini Tanhu'nun eşi olması ve yıllık haraç ödemesi şartlarıyla antlaşması imzalanmıştır.
Çin savaşından sonra, Mete,Yüzehi ve Wusun'u Hun'un köleleri olmaya zorladı.


Saltanatı boyunca çoğu halklar Hun idaresi altına girdi. Onların tümünü, steplerin bütün göçebe atlı okçularını bir imparatorluk altında birleştirdi. Göçebe tebaalarından başka Mete ayrıca Tarım Havzası'nda kendisine bağlılık yemini eden vaha şehir devletleri kurdu. Onun hem askeri hem de idari yapılanması sonradan birçok merkezi Asya halklarında ve devletlerinde uygulandı.


Bölgesinde askeri gücü ile korku saldı. Savaş taktikleri ve askeri disiplini sayesinde Çin İmparatorluğu'nu ve çevre kavimlerle yaptığı savaşları kazandı. Ordusu savaş zamanında toplanan sivillerden oluşmuyordu. Onun yerine sürekli eğitimli ve savaşa hazır halde bulunan profesyonel askerlerden oluşmaktaydı. Hakim olduğu bölgelerdeki geniş tahıl ve yiyecek kaynakları ile ordusunu ayakta tutabiliyordu.

Mete, M.Ö.174 yılında öldüğünde, birçok kavimleri çatısı altında birleştiren büyük bir imparatorluk geriye bıraktı. Bu imparatorluk yaklaşık 18 milyon km2 büyüklüğe sahipti. İmparatorluğunun sınırları doğudan batıya Japon Denizi'nden İdil Nehrine ve kuzeyden güneye Sibirya'dan Tibet ve Keşmir'e uzanıyordu.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

SOKOLLU MEHMET PAŞA

Sokollu Mehmet Paşa, (Mahlasıyla Tavil) (d. 1505 - ö. 1579), Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı Donanmasının Kaptan-ı Deryalığı ve gene Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat devirlerinde toplam 14 yıl, 3 ay, 17 gün Osmanlı İmparatorluğu'nun sadrazamlığını yapmış sırp[1] asıllı bir Osmanlı devlet adamıdır. Kanuni Sultan Süleyman'ın son vezir-i azamı olmuştur. Hem Osmanlı İmparatorluğu'nun zirvede bulunduğu dönemi simgelemesi itibariyle hem de icraatları, projeleri ve kişiliği nedenleriyle en büyük Osmanlı sadrazamlarından biri kabul edilir. İki metreyi aşan boyu ile aynı zamanda en uzun boylu Osmanlı sadrazamı idi.

Sadrazamlıktan önceki hayatı

1505 yılında Vişegrad kadılığındaki Rodo kasabasına uzak olmayan (Osmanlı idaresi altında iken Sokol olarak adlandırılan) Sokoloviçi (Slav dillerinde '[[şahin oğulları' demektir) köyünde doğmuştur. İlk adı Bayo Sokoloviç'di.[2] Bu nedenle Balkan halkları arasında Mehmet Paşa Sokoloviç olarak anılır. Vaftiz edilirken Bayo adı takılmıştı. Babasının adı Dimitriye'ydi. Dimitriye'nin bir kızı ve Sırp tarihçilerine göre üç, Türk yazarlarına göre ise iki oğlu daha vardı.[2] 1519 yılında devşirme sistemi ile çocuk yaşta Edirne Sarayına getirilmiş, Mehmet adı verilerek Türk ve Müslüman kültürü ile yetiştirilmiştir. Ardından İstanbul'a gönderildi. Topkapı Sarayı'nın Enderun bölümünde çeşitli görevlerde bulundu.

1541'de Kapıcıbaşılığa yükseldi. 1546'da saray hizmetlerinde başarılı olanların dış göreve atanmaları yolundaki gelenek uyarınca Kaptan-ı Derya'lığa getirildi. Görevde iken Trablusgarp Seferi'ne katıldı, İstanbul Tersanesini genişletti ve yeniledi. 1549'da vezirliğe yükselerek Rumeli Beylerbeyliğine atandı.

Avusturya ile 1547'de imzalanan barış antlaşmasının bozulması üzerine Sokollu Mehmet Paşa 1551'de Erdel üzerinde yapılacak seferin komutanlığına getirildi. 80.000 kişilik orduyla Erdel'e giren Sokollu Mehmet Paşa önemli kaleleri aldı, ama Temeşvar Kuşatmasında başarılı olamayarak geri çekildi. Temeşvar 1552'de, Macaristan serdarlığına atlan Kara Ahmet Paşa ile alınabildi.

Kanuni Sultan Süleyman 1553'te Sokollu Mehmet Paşa'yı Rumeli askerlerinin başında Anadolu'ya gönderdi. Aynı yıl başlayan Nahçıvan Seferinde Sokollu komutasındaki Rumeli askerleri büyük başarı gösterdiler. Sefer dönüşünde Sokollu üçüncü kez vezirliğe yükselerek kubbealtı vezirleri arasına katıldı. Sokollu Mehmed Paşa, Kanuni'nin oğulları arasındaki mücadeleler sırasında da hep Selim'in yanında oldu. Nitekim taht mücadelesini Selim kazandı. Semiz Ali Paşa'nın sadrazamlığa yükselmesiyle ikinci vezir olan Sokollu, onun 1565'de ölmesiyle sadrazamlığa getirildi. Yaşı hayli ilerlemiş olan Kanuni çok güvendiği Sokollu'ya geniş yetkiler vermişti. 1561'de üçüncü vezir iken Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu ve Sultan II. Selim'in kızı Esmehan Sultan ile evlendi.

Sadrazamlık Dönemi

Bu tarihten ölümüne kadar ki 15 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğunun idaresini fiilen elinde tuttu. Kanuni Sultan Süleyman'ın son seferi olan Zigetvar kalesi fethini, padişah öldükten sonra o idare etti. Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünü askerden II. Selim geliceye kadar saklayarak onu tahta çıkarmayı başardı. II. Selim döneminde sürekli sadrazamlıkta kaldı ve devlet işlerini idare etti. Sokollu 1568'de Avusturya ile 8 yıl süren bir barış antlaşması imzaladıktan sonra doğuya yöneldi. Amacı Osmanlı egemenliğini Asya'da ve doğu denizlerinde de güçlendirmekti.

Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki artan etkiniğine karşın Kızıldeniz, Umman Denizi ve Basra Körfezi'ndeki Osmanlı gemilerinin sayılarını attırdı. Hindistan ve Endonezya ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Sokollu ayrıca Tunus'u Osmanlı himayesi altına sokarak,Kuzey Afrika'yı da denetlemek istiyordu. Ama Piyale Paşa ve Lala Mustafa Paşa gibi karşıtların etkisiyle Divan 1570'de Kıbrıs'ın alınması kararını aldı. Sokollu Venediklilere karşı böyle bir savaşın Avrupa'yı kendilerine karşı birleştireceği görüşündeydi. Ama Lala Mustafa Paşa Divan'a uyarak 1571'de Kıbrıs'a1 çıktı. Haçlı Donanması'nın misillemesinde Osmanlı donanması İnebahtı'da yenildi. Alınan ağır yenilgi karşısında Osmanlılara gelen bir Venedik elçisine "Biz sizden Kıbrıs'ı alarak kolunuzu kestik, siz ise donanmamızı yenmekle yalnızca sakalımızı kestiniz; unutmayın ki, kol bir daha yerine gelmez, ama sakal eskisinden de gür çıkar." dedi. Gerçekten de Sokollu'nun dediği oldu ve Venedikliler barış istemek zorunda kaldılar. Daha sonra Osmanlı Donanması Tunus'u İspanyollardan aldı.

Sokollu 1574'te ölen II. Selim'in yerine geçen III. Murat döneminde de sadrazamlığını sürdürdü. Fakat artık eski gücü yoktu çünkü padişah da artık onun karşıtlarıyla işbirliği halindeydi. Sokollu yine de bazı siyasal başarılara imza attı. Fas'ı Portekiz akınlarından kurtardı, Avusturya'nın saray içine dönük oyunlarını etkisiz hale getirdi. Fakat baskılar artık iyice artmıştı, amcasının oğlu Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa sudan bir nedenle idam ettirildi. 1579 yılında ise 3. Murat' ın eşi Safiye Sultan tarafından tutulan ve derviş kılığına girmiş bir yeniçeri tarafından divan çıkışında 11 Ekim 1579 da kalbinden hançerlenerek öldürüldü. Paşa'yı öldüren şahıs ise hemen oracıkta askerler tarafından parçalanırken başta padişah olmak üzere bütün devlet ileri gelenleri hemen içeri alındı. Sokollu ise yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve kısa sürede hayatını kaybetti. Daha sonra Eyüp'te defnedildi..

Sokullu Mehmet Paşa 14 yıl süren sadrazamlığı boyunca usta bir siyasetçi olarak öne çıkmış, birçok askeri ve siyasal başarının elde edilmesinde birinci derecede rol almıştır. 60 yıllık devlet hizmeti sırasında da hiçbir görevinden alınmamış, daima bir üst göreve atanmış olması da ayrı bir özelliğidir. Sokollu bir tanesi İstanbul'da, diğerleri Lüleburgaz, Havsa (Edirne) ve Payas (Hatay)'ta bulunan beş külliyesi, imparatorluğun hemen her yanına yayılmış eserleri olmuştur.

Don ve volga Nehrivolga ırmakları arasında bir kanal açarak Osmanlı donanmasına Hazar Denizi yolunu açma, Süveyş Kanalı'nı açma, İzmit Körfezi Sapanca Göl Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz'e alternatif bir boğaz açma gibi çağının ötesinde projeleri vardı. Don volga Nehri volga kanalı için gerekli işgücü seferber edildi, ancak hava şartları nedeniyle çalışmalar sürdürülemedi. Süveyş Kanalı düşüncesiyle ön adım olarak Sudan zaptedildi. Ancak bu proje de sonuca ulaşamadı. Devlet teşkilatı içinde de önemli düzenlemeler yapmıştır...
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Helikopterin Tarihçesi

Basit ve kısa tanımlamayla ,helikopter döner kanatları olan, dikine havalanabilen ve havada belirli bir noktada hareketsiz kalabilen bir uçaktır. Ayrıca yan yan ve geriye doğru da uçabilir.

Aslında yakın tarihlerde icat edilmiş olmasına rağmen,bu tür bir uçakla ilgili fikirlerin geçmişi hayli eski zamanlara kadar uzanmaktadır. Nitekim 16. yüz yılda, Venedikli büyük sanatçı-bilim adamı Leonardo da Vinci helikopterin temel ilkeleri konusunda ciddi çalışmalar yapmıştır. Fakat 16. yüzyıl teknolojisinin yetersizliği, ne yazık ki onun fikir ve tasarılarının gerçekleşmesine imkan vermemişti.

18. yüzyılda Paucton, adale gücüyle çalıştırılan ilkel bir uçak taslağı üzerinde uğraştı. Onu izleyen Launoy,güç kaynağı olarak yaylı bir iticiden yararlanmayı düşündü.

Sonraki yüzyılın bitimine yakın,Sör George Cayley adında ki bir İngiliz, aynı esasa dayanan güç kaynağım daha geliştirdi. Deneme yaptığı model,yerden 30 metreye kadar yükselebildi. Ayrıca,buhar gücüyle çalışan başka bir modeli de tasarlıyordu.

l9.yüzyılda,birçok mucitler buhar gücünden yararlanmayı düşündüler. Mortimer Nelson adında Amerikalı bir bilim adamı, dörder bıçaklı iki rotor taşıyan bir uçak tasarısını gerçekleştirdi. Bu modelde,ileriye doğru,öne hareketi sağlayan bir pervane de burna oturtulmuştu. Gövdenin üzerinde, uçağın düşmesi halinde açılıp paraşüt görevini yapacak bir kumaş kaplıydı. Nelson, sanki kristal bir küreye bakarak gelecekteki paraşütü görmüştü.

Thomas Edison da bu konuya ciddi bir ilgiyle eğildi. Helikopterde elektrik gücünden yararlanmayı düşünüyordu.20 yüzyılın başında, Maurice Leger, Monaco'da iki pervaneli bir helikopter yaptıysa da,bu helikopter havalanamayıp yerde kaldı.

1907 yılında,Fransız Breguet,300 kiloyu geçen dikdörtgen biçimli bir helikopterle 4,5 metre yükseklikte 20-22 metre kadar uçtu.

Avrupa ve Amerika'da yapılan sayısız nice helikopter modeli, pratik olarak en ufak bir değer taşımamalarına rağmen, deneysel yönden hayli yararlı oldular. Bu sıralarda Rusya'da İgor Sikorsky adında bir genç gerçek anlamıyla helikopter yapmanın ve bunu uçurabilmenin rüyasını kuruyordu.1908 yılında, babasını ikna ederek Paris'e gitti. Orada,bu konuya ilişkin olarak bilmediği şeyleri öğrenmek için zorlu bir çabaya çirişti. Rusya'ya dönünce, yerden havalanamayan bir helikopter yaptı. Bundan sonra yaptığı ikinci model havalandı ama, pilotsuz olarak. Sikorsky rüyasından vazgeçti ve sabit kanatlı uçak alanında çalışmalara koyuldu. 1917 yılında Rus Devrimi olduğu zaman, ülkesinin ünlü bir uçak mühendisiydi ve henüz 27 yaşındaydı.

1918' de Rusya'yı terk etti. Bir yıl sonra tamamen meteliksiz ve tek tanıdığı olmaksızın New York'taydı.

Aralarında ünlü piyanist Sergei Rachmaninoff da bulunan bazı Rus göçmenleri,para yönünden onu desteklediler.Connecticutda Stratford'da yerleşip işe başlamasına yetecek kadar sermaye sağladılar.

Sikorsky S-29′larını böylelikle gerçekleştirebildi. Pan Amerikan Havayollarının Atlantik ve Pasifik Okyanusları aşırı seferler için kullandığı dört motorlu Flying Clippers (Uçan Tekneler)de.Sikorsky'nin daha sonraki çalışmalarının ürünüdür.

Bu tür çalışmalarına rağmen, Sikorsky helikopter yapmak rüyasını tam anlamıyla terk etmemişti.Gerçekten başarılı büyük uçak projelerini gerçekleştirdiği yıllar boyunca, bir yandan da helikopter konusunda çalışıyordu. En sonunda,onun için asıl güçlü sorun olan şeyin cevabını, çözüm yolunu buldu. Bu sorun,büyük rotor tarafından meydana getirilen kıvrılma etkisiydi. Bu tür uçağın kapaklanması durumu söz konusuydu. Sikorsky, yaptığı yeni modelin kuyruğuna enlemesine bir pervane yerleştirdi. Bu pervane,ana rotorun yarattığının tersine bir etki sağlıyordu.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Muhammed Ali Clay

Muhammed Ali (Asıl adı: Cassius Marcellus Clay Jr, (d. 17 Ocak 1942, Louisville, Kentucky, ABD) "Tüm zamanların en iyi boksörü" unvanına sahip ağır siklet boks şampiyonu.

Müslüman olmadan önceki ismi Cassius Marcellus Clay Jr olan Muhammed Ali, 17 Haziran 1942'de Kentucky Louisville'de doğdu. Afro-Amerikan ve İrlanda kökenlidir. 12 yaşındayken boksla tanıştı ve kısa zaman içinde National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası'nda amatör kayıtlara girdi. Yine 1960'ta Roma'da ağır hafif siklette altın madalyayı alarak profesyonel lige döndü. 18 yaşındayken katıldığı Roma Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra ünü giderek artmaya başladı.

1964 yılında 22 yaşındayken, S. Liston'u yenip Dünya Şampiyonu oldu. Bu zaferden sonra dinini değiştirdiğini ve İslam'a geçtiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini aldı ve çok sevdiği boks'a 1967'den 1970'e kadar ara vermek zorunda kaldı. Vietnam'a savaşa gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas ettiğini açıkladı. Ailesinin yardımı ve üniversiteler de para karşılığı yaptığı konuşmalarla geçimini sağladı. 1970'te temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. 1971'de Joe Frazier ile 'Asrın maçı'na çıktı ve profesyonel boks kariyerinde ilk defa kaybetti. Uzmanlar üç buçuk sene aradan sonra sadece 2 maç yapan Muhammad Ali'nin bu kadar zor bir maça hazır olmadığı görüşünde hemfikirdi. Fakat o en kısa zamanda tekrar şampiyon olmak istiyordu. Ardından çenesinin kırıldığı maçta Ken Norton'a sayı ile yenilince, kendi ve yakınları dışında bir çok kişi kariyerinin bittiğini sandı. Fakat o azmedip ard arda unvan için rakip olan boksörleri bir bir yendi. Ken Norton'i yenip rövanşı aldı.

1973'te Joe Frazier ile unvan maçı için anlaştı. Arada sadece Joe Frazier-George Foreman maçı kalmıştı. Frazier sürpriz bir şekilde iki raund'da nakavt oldu . Ali böylece önce Fraizer ile maç yapıp arkasından da Foreman'la maç ayarladı ve iki maçıda nakavt'la kazandı. Böylece hem kaybetiği unvanını alacak hem de kendinin daha bitmediğimi gösterecektir. 1974'te Foreman’ın bahisçilerde 7'ye 1 favori olduğu maçta rakibini hiç beklenmedik bir taktik ile sekizinci raundda nakavt edip hakettiği unvanı Floyd Patterson'den sonra tekrar elde eden ikinci boksör oldu. 1978'de L. Spinks'e yenilip ardından aynı yıl rakibini yenince Dünya Şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör oldu. O zamanlar sadece 2 Dünya boks Federasyonu olması değerini daha da farklı kılıyor. 2008 yılı itibari ile 8 Dünya boks federasyonu bulunuyor. Muhammad Ali'nin faal döneminde en iyi boksörler mutlaka karşı karşıya gelirdi unvanı elde edebilmek için. George Foreman'in 1994 yılında 20 sene aradan sonra tekrar Dünya Şampiyonu olması ve unvanını çok kez savunması, o dönemin boksunun bir çok ülkede neden 'Altın 70'li yıllar' diye anıldığını bize anlatıyor. 1978'de boksu Şampiyon olarak bıraktı. Sonra Parkinson hastalığına yakalanmasına rağmen bunu gizleyip büyük para karşılığı iki maç daha yapıp kaybetti. İkisi de o vaktin veya sonrasının Dünya Şampiyonları idi. (eski sparring partneri Larry Holmes ve Trevor Berbick). Profesyonel döneminde sadece 5 kez yenilen, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu olan Muhammed Ali, 36 yaşına kadar bütün şampiyonlar için tek isim olmayı başardı ve 37'si nakavt olmak üzere 56 maç kazandı.

Ona sadece bir boksör olarak bakmamak gerekir. Çünkü o gücüyle olduğu kadar kişiliğiyle de hep daha iyisini yapmaya çalışmıştır. İslamiyet'i seçmiştir ve Vietnam savaşına gitmemiştir. Bu durumu şöyle dile getirmiştir: "Benim onlarla sorunum yok." (I'I ain't got no quarrel with them Vietcong'). Unvanlarına el konuldu ve bokstan uzaklaştırıldı. Fakat o yılmadı. Bu süre içerisinde üniversiteleri dolaşarak İslamiyet'i anlattı. Verimli işlerle uğraştı. Muhammed Ali, sadece Muhammed Ali isminden ibaret değildir. O, zamanının en iyisidir. 2001 yılında Hollywood tarafından hayatı filme alındı. Ali (film)'inde Muhammed Ali'yi Will Smith canlandırdı.

Parkinson hastalığı yüzünden uzun süre Michigan'daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih eden ünlü boksör, ringlerde 20 yıldır ağzından düşürmediği "Bütün zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olmuştur. Muhammed Ali 1984'den beri Parkinson hastasıdır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Staffers yazdı:Merhaba sevgili Börteçine Loncası üyeleri ,

Yaklaşık uzun zamandır bu oyunu oynamaktayım , Tılsım sunucusuna başlayalı 1 yıl oldu..
Artık oyunu bırakma kararı aldım , kendimce gerekli nedenlerden dolayı oyunu bırakıyorum ,
Ara sıra gelir halinizi hatrınızı sorarım , sizleri unutmak mümkün değil :)


Hepiniz kalın sağlıcakla.

Verdiğin karar hakkında hayırlı olsun. ALLAH C.C. yar ve yardımcın olsun. Her zaman aramıza bekleriz bunu unutma..
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
Rescuer
Mebrure'nin Adamı
Mebrure'nin Adamı
Mesajlar: 2694
Kayıt: 05 Ara 2009 19:43
Klan: Lodos

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen Rescuer »

Staffers yazdı:Merhaba sevgili Börteçine Loncası üyeleri ,

Yaklaşık uzun zamandır bu oyunu oynamaktayım , Tılsım sunucusuna başlayalı 1 yıl oldu..
Artık oyunu bırakma kararı aldım , kendimce gerekli nedenlerden dolayı oyunu bırakıyorum ,
Ara sıra gelir halinizi hatrınızı sorarım , sizleri unutmak mümkün değil :)


Hepiniz kalın sağlıcakla.
Gel bize katıl bize Yufi'm. :) Hayırlısı olsun.
Resim
Bitmez görünen mücadelede bir adım daha ilerlemek için...
Tılmesa
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

28 haziran tarihte bugün

Olaylar

1763 - Macaristan'da deprem oldu.
1894 - İşçi Bayramı, Amerika Birleşik Devletleri'nde resmi tatil olarak kabul edildi.
1914 - Avusturya arşidükü Franz Ferdinand ve karısı Sophia'nın, Gavrilo Princip adlı bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi üzerine I. Dünya Savaşı başladı.
1919 - I. Dünya Savaşı sonunda, İtilaf Devletleri ile Almanya arasında Versay Barış Antlaşması imzalandı.
1938 - Chicora, Pensilvanya'da boş bir araziye 450 tonluk meteor düştü.
1950 - Seul, Kuzey Kore birliklerince ele geçirildi.
1967 - İsrail, Doğu Kudüs'ü ele geçirdi.
1969 - New York'ta Stonewall ayaklanmaları başladı.
2000 - Amerika Birleşik Devletleri, Küba'ya karşı 41 yıldır uyguladığı ambargoyu yumuşatma kararı aldı.
2004 - 17. Nato zirvesi İstanbul'da başladı.
2005 - Kanada, aynı cinsler arasında evliliği yasal kılan üçüncü ülke oldu.

Ve... MİRAÇ KANDİLİ..
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

MİRAÇ KANDİLİ

Miraç Kandili (Arapça: لیلة المعراج, Farsça: شب معراج), İslam dininde kutsal sayılan gecelerden biridir. Recep ayının 27. gecesidir. Müslümanlar bu gecede peygamberleri Muhammed'in, Mekke´deki Mescid-i Haram´dan, Kudüs´teki Mescid-i Aksa´ya götürüldüğüne, oradan da gökleri aşarak, Cebrail'in bile giremediği Sidretül Münteha'yı geçerek Allah´ın katına ulaştığına inanırlar.[1] Bu olaya miraç ya da göğe çıkış denir.

Miraç gecesindeki yolculuğun ruhsal bir deneyim olduğu tezine karşı Schimmel gibi bazı araştırmacılar ayette kulunun ruhuyla değil, ‘kuluyla birlikte’ seyahat ettiği belirtilmesini sunmuştur. Bazı İslam âlimleri de Burak adlı bineğin kullanılmasını Miraç'ın tamamen ruhsal bir deneyim olamayacağına kanıt olarak göstermişlerdir.[1]

Miraç’ta kendisine sunulan şarap, bal ve süt dolu üç bardaktan süt bardağını tercih ederek sütü içmiştir. Bu sebeple Anadolu'da çoğu yerde bu gecede süt içme ve dağıtma geleneği olduğu ifade edilmektedir. Bazı yerlerde tatlı da yapılır ve dağıtırlır. Konya'da bu geceye “süt gecesi” de denilmektedir.[2]

Beş vakit namaz, bu gecede farz kılınmış, Bakara suresinin iman esaslarını ve dua cümleleri içeren son 2 ayeti tebliğ edilmiş ve şirk koşmayan herkesin cennete gireceği müjdesi verilmiştir.[2] Bu günde genelde Müslümanlar dua eder, tesbih çeker ve Yasin Suresi'ni okurlar, veya camilerdeki programlarda yer alırlar.

Bu olayın bahsi İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'da İsra ve Necm Surelerinde geçer. "Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir." (İsra :1)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön