Retaliation-YollugTigin-IıIıIYaMaNIıIıI Günlüğü

[VoiceOfVoiceless]

Aydın Çelebi'nin mezarı zamanında az uğraştırmadı beni , gidip gidip labirent girişe bulmaya çalışıyordum
Metinleri pek okumadığımdan 2 dklık görevler saatler alabiliyordu

[Retaliation]

Aydın Çelebi'nin mezarı zamanında az uğraştırmadı beni , gidip gidip labirent girişe bulmaya çalışıyordum
Metinleri pek okumadığımdan 2 dklık görevler saatler alabiliyordu

Forumdaki konu sağ olsun hiç zorlanmadan yapmıştım ilk defasında o görevi yaparken.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük;

Bugün biraz keyifsiz geçti.Ne bir maden ne bir materyal.Şans olmayınca geçtim Sığınaklara.İnternetim yavaş olduğu için biraz kasmalarla uğraştım.Her defasında Delilerin gelip karakterime tekme atmasından,karakterimin vücudu morardı.Her neyse haydi başlayalım.

Oyunda en nefret etiğim şeylerden biridir.Öldürdüğünüz slot duvarda kalır ve ondan düşecek ganimet ayağınıza düşer.Siz Peptit-Salgı sanarsınız ve o çıkmaz.

Tabi böyle bir şeye tepkimiz şöyle oluyor:

Reçeteler:

Arayışa devam ederken yine aynı tepki fakat bu sefer içi dolu.Ne yazık ki istenilen şey değil.

Daha sonra CorleonexSANTA'dan 26 adet Jadeit alarak,yeni hedefim için lazım olan Jadeitleri tamamladım.

Günün Sözü:
Merhamet sevgiye yakınsa, minnet onun aksine yakındır. -Bernard Shaw

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşmek dileğiyle esen kal!

[Retaliation]

-Bilgi Köşesi(Bilgi Şöleni)-

Jadeit diğer adıyla Yeşim Nedir?

Yeşim, asırlar boyunca mücevherat ve küçük heykel yapımında kullanılmış, en çok yeşil renkte bulunan sert, kıymetli taş. En kıymetlileri zümrüt yeşimi ve Burma yeşimidir.

İki tür yeşimden biri jadeit, sodyum alüminyum silikat (NaAlSi2O6), diğeri ise nefrit, kalsiyum magnezyum demir silikattır (Ca2(Mg,Fe)5Si8O22(OH)2). Yeşim doğada küçük parçalar halinde bulunur. Jadeit nefritten daha nadirdir ve daha değerlidir. Her ne kadar yeşim binlerce yıldır bilinse ve kullanılsa da, yeşim olarak anılan taşların aslında iki farklı mineral türü olduğu ancak 1863'de keşfedilmiştir. Yeşimin sertliği Mohs sertlik skalasında 6,5 - 7,0 arasında yer almaktadır.

En çok yeşil ve tonları renge sahip olması yanında, mücevher olarak kullanıldığında siyah, gri, kırmızı, mavi renkleri yeşime özel adlar kazandırır. Dünya üzerinde en zengin yeşim yatakları Burma, Çin, Yeni Zelanda ve Meksika'da bulunur. Hotan, Yarkent, Türkistan ve Baykal Gölü yakınlarında eskiden beri yeşim elde edilmektedir. Müzelerde yeşimden yapılmış Çin, Buda, Aztek küçük heykel ve sanat eserleri sergilenmektedir.

Yeşimin bir sanat ham maddesi olarak kullanılması onun birbirine sıkı kenetlenmiş kristal yapısından ileri gelir. Bu özelliği, yeşime çok ince oyma işçiliği yapılmasına imkân sağlar. Mermerden çok sert olduğu için iklim şartlarına dayanıklıdır.

Keyifli Forumlar

[Retaliation]

-Yeni Umut Işığı-

Motifler ve Anlamları:

Birkaç gün Arzuhalci'yi ziyaret ettim.Motifler hakkında bilgi edinmişti.

- Dostum sağ bacağından başlarsak;sağ bacağındaki kanatlı aslan Eski Roma mitolojisinde yer alır.Onlara Griffin yada Griffon denir.Latince'de Gryphus olarak da bilinirler.Bu efsanevi yaratık;Aslan bedenli,kanatları olan ve kafa yapısı Kartala benzeyen bir yaratıktır.Bu yaratıklar cesur ve gururludurlar.Bu denli de cesareti ve gücü temsil ederler.Gelelim sağ bacağına.Hımmm....Bunun bir Meran yılanı olduğu aşikar.Meranlar hakkında bilgin var mı?
Donuk bakışlarımın altından doğan sıcak olumlulukla
"Sadece Meran bilimini ve şifasını bilirim.Topluluk,kült,sosyal yaşantıları ve geçmişlerini bilmem."
Arzuhalci gözlerini kısarak bana baktı."Birileri sadece okuyor ve savaştan uzak.Her şeyi yaşayarak öğrenirsin dostum.Savaşla ilgin yok gibi sevgili dostum?
- Evet...Hayır...Bilmiyorum.Kıyamet vesilesi ile geri kalmış olan Eminönü,savaşla daha da geri kalıyor.Tamam savunmalıyız fakat insan,insana kıyar oldu Arzuhalci.
Arzuhalci düşünceli biçimde sordu."Arz Klanı mensubu musun?"
- Hayır klansızım ama diğer ağabeylerim gibi Lodos Klanına katılırım.
- Demek ağabeylerin var.
- Evet 4 tane.Bilmem tanır mısın?Yamanlar ailesi olarak tanınırız.
Arzuhalci'nin gözleri ışıldar."Sevgili dostum,ağabeylerini tanırım.Bir takım uğraşlarımız oldu zamanında.Hele de dördüncü ağabeyinle."
Tebessüm ile cevap verdim."Ben de en küçükleriyim.Onlar gibi olmanın ilk basamağındaydım ki beklenmedik amansız olaylar gelişti."

Arzuhalci'nin kanının,ortak konuları konuşunca bana ısındığını fark etmiştim.Uzun bir süre asıl konumuzun dışında konuştuk.Bunu,güneş mavi gökyüzünü terk edince anladım ve müsade isteyerek evin yolunu tuttum.Sessiz sokaklarda fısıltılar duyuyordum.Yine korkmaya başladım.O an ne olsa kendimi yere bırakabilirdim.Sonra iri kertenkelelerden biri ayağıma dolandı.Ayağımda bir şey gezinince korkuyla bağırdım.Sonra aşağıya ayaklarıma bakmıştım.Hayvana tekme atarak duvara yapıştırdım.Korkumun yerini öfke devralmıştı.Elimdeki değneği sıkıca kavrayarak kertenkeleye savurdum.Hayvana vurduğumda kafası patlamıştı.Diğer iri kertenkeleler bunu görerek geri gittiler.O kertenkeleye vurarken farklı bir şey hissetmiştim içimde.Sonra sakinleştim,eve gittim ve yattım.

[mstfmrt]

Kader Mühürleri'ni andırıyor :ugeek:

[Retaliation]

Kader Mühürleri'ni andırıyor :ugeek:

Biraz öyle.Düşündüm,araştırdım hikayeye göre bu hayvanı uygun gördüm.

[Retaliation]

-Kırmızıya Bulanan Yeşil!-

Yaman bir koşu Komutan'a vardı.Selamını verdi.Bir ara Komutan'ın kendisine Çilingir Sofrasında bahsettiği o yaratığı gördüğünü söyledi.Komutan'ın yüz kasları kasıldı.Düşünceliydi.Suratından bir hüzün geldi geçti.

- 1996 savaşından beri gözükmüyorlardı.Senin anlattığına göre bu yeşil renkli ve benim karşılaştığımdan küçük boyutta.Ancak bu yine de tehlikeli.
Yaman Komutan'ın hüznüne ortak olarak sessiz kaldı.Komutan daha sonra etrafındaki askerlere seslendi
- Askerler Teşkilat'ı alarma geçirin.Nerede eli silah tutan varsa Yeraltı'na geçsin.Tekrar nefere döndü.Nefer Komutan'la göz göze geldi.Gözlerine baktığında ne acı hissettiğini görebiliyordu.
- Sen de ekibini topla ve yok et şu habisi.Ben gönderebileceğim kadar takviye göndereceğim.Dikkat et!Hidra tehlikelidir,şakaya gelmez!
- Anlaşıldı efendim!

Ruh taşını kullanarak,koruma kalkanları geçti.Ekip bu sefer daha kalabalıktı.Yeşil Hidra tüm neferleri görür görmez onlara doğru ağır adımlarla yürümeye başladı.Tank savaşçılar hemen dev yaratığı kışkırttılar.Büyücüler Hidra'yı çevreledi.Şifacılar biraz geriden destek vererek,şifa duaları ve büyülerini okuyorlardı.Yaratık çok güçlüydü.Büyülerin ardı arkası kesilmiyordu.Savaşçıların artık kudreti tükeniyordu.Bir büyü Hidra'yı üzerine alarak bulundukları büyük mağarada döndürmeye başladı.Diğer büyücüler hala büyülerine devam ediyordu.Şifacılar sürekli koruma büyülerine yöneliyordu.Savaşçı kuvvetleri,kudretlerini doldurduktan sonra bir nara atarak dev yeşil yaratığı kışkırttılar.Bir savaşçı,hedef saptırarak sarsılmaz yeteneğini kullandı.Yaratık bu hamleyle hiddet topladığı savaşçıdan ayrılmadı.Bu fırsattan istifade büyücüler,Hidra'nın canını çok yaktı.Yeşil bedeni büyülerden renk değiştirir olmuştu.

Saatler süren bu savaşta Hidra,belli zaman sonra yeni bir yetenek kullanır oldu.Bu yetenek;gözleriyle baktığı kişiyi sersemletmekti.Hiçbir büyü bozma yeteneği bunu bozacak kadar kuvvetli olamazdı.Yaman hırslı bir biçimde öne atıldı,palasıyla sersemleyen büyücüyü işaret ederek büyü bozucu sözcükleri söyledi.İşe yaramıştı.Savaşçıların zihin toplama yeteneği bu sersemletmeleri bozabiliyordu.Ancak yaratık bu sersemletme bozulmadığında asitli ısırığı ile neferleri ısırıyordu.Bu ısırıkla,şimdiye dek 3 kişi öldü.Daha sonra canı yanan Hidra ağzından ateş çıkarır oldu.Etrafa ateş saçıyordu.Sersemlettiği neferler ateş kusarak onları kül ediyordu.Herkes korkudan yerdeydi.Sinirlenen Yaman ayağı kalktı.Nara atarak rakibi üzerine aldı.Bir şifacı ona doğru dönerek:

- Ne yapıyorsun sen,bizi öldüreceksin!
- Hemen direnç büyünü aç...Hemen!

Şifacı hızlıca doğrularak dediğini yaptı Yaman'ın.Yaman cebinden çıkardığı bir direnç iksirini içti.Hidra Yaman'a ateş kusuyordu.Yamanın canı acımıyordu.Kahkaha atmaya başladı.Herkes onu delirdi sanıyordu.Hidra bile şaşırmış gibiydi.Yaman ve diğer savaşçı tanklar hemen hedef saptırarak büyücülere fırsat verdiler.Böyle yaparak Yeşil Hidra'yı zayıflattılar.Hidra'nın yeşil bedeni artık elektrik büyülerinden yanarak kırmızıya dönmüştü.Fizik büyülerinden vücudunda çürümeler vardı.Sonunda ağır adımlarla yere çöktü.Çığlığı,kayalarda yankılandı ve derinden gelen daha büyük,çok daha büyük bir şeyin haykırışı ile duvarlar sarsıldı.

[Retaliation]

-96 Yılının Geri Ödemesi-

Yaman gruba ileride duran güç kalkanını işaret ederek ilerledi.Güç kalkanını devre dışı bıraktıktan sonra eğimli bir yoldan aşağı indiler.Çok daha büyük bir mekanla ve su birikintisi ile karşılaştılar.Ve de onu...Yaman bağırdı.

- Yaklaşın!
- Aman Allah'ım o da ne?
- Bu O!
- Kim?
- Kadim Hidra...

Yaman dev yaratığa görünmeden çevreledi.Bir başı yoktu.Bacağında ezilmeler vardı ve vücudunda ezilmeler...Bu kesinlikle O'ydu.Komutan'ın anlattığı Kadim Hidra.

Yaman bağırdı ve grubu topladı."Gelin,gelin de yeni düşmanınızı tanıyın.Belki göreceğiniz son düşmanınız bu!Bugün burada ya öleceğiz yada bu yaratığı halt edeceğiz.Şimdi kardeşlerim o büyük ustaların anlattığı 96 harbinin geleceği işte bugündür.Şimdi,o sene ölen birçok insan için,yıkılan Eminönü için daha da önemlisi yaşam için saldıralım dostlarım.96 harbinin intikamını ve geri ödemesini tahsil edelim!"

Bu etkileyici konuşmayla Yaman grupta titrek dudakları heyecanlandırdı.Herkes birbiriyle helalleşti.Sarıldılar.Korkak vücutlar yerini sınırsız güç ve cesarete bıraktı.Yaman'ın aklında ise Komutan'ın anlattığı o hikayenin sonu vardı.

Zihinler ve kollar tüm enerjilerini çılgınca boşaltmaya devam ettiler devasa bedene.Zafer o gün insanlarındı. Yaratık denize döndü ve dosdoğru geldiği yöne doğru uzaklaştı.

Şifacılar direnç büyülerini yaptı.Yaman iksir içecekti fakat vazgeçti.

- Önce şu habisi tartalım bakalım ne kadar ağırmış,ona göre ne gibi iksir içeceğimiz öyle karar verelim.
Bir şifacı öne çıkarak "Ben tüm duaları sana temin edeceğim kardeşim."

Yaman Kadim Hidra'yı kışkırttı.O da Yeşil Hidra ile aynı güçlerle saldırıyordu.Yani Asit ve Ateş güçleri.Savaşçılar iksirlerini içti.Savaş başlamıştı.Sürekli kışkırtmalar,naralar,büyüler ve şifalar mağara duvarlarını inletiyordu.Yeşil Hidra'da olduğu gibi aynı şekilde saldırıyorlardı.Yaman'ın aklında o hikaye vardı.Balyoz Nazım...Balyoz Nazım'ın onca insanı,Arz-Lodos demeden liderlik etmesi.

- Vur deyince!

Bir anlık bir durgunluk hakim oldu savaş alanına. Yaratık tüm dikkatini kendisini bu denli hırpalayan kişiye Nazım’a vermiş gibiydi.

- "Vur!" diye geldi Nazım’ın sesi, balyozunu indirmeye başlarken.
Bu komutla birlikte diğer savaşçılarla birlik olmaya alışmış onlarca büyücü, şifacı ve bir o kadar da savaşçı neredeyse aynı anda darbelerini indirdiler yaratığa.

Tabi diğer ustalar da aklındaydı.Büyücüler ve şifacılar ancak isimleri tam aklında değildi.Hatta Arz'ın Çocukları Klanının yaralılar için yaptıkları,Handan Hanım'ın da ön safta savaşarak yaratığa yaptı büyüler...

Artık savaşçıların kuvveti bitmek üzereydi ki gruptan biri her bir savaşçıya "Yakalayın!" diyerek Kudret İksirlerinden yolladı.Saatlerce yaratıkla uğraşıyorlardı.Artık bitap düşmek üzereydiler.Sonra ileriden bir iki kişi belirdi ve de bir Arz sancağı.6 kişilik bir Arz ekibi desteğe gelmişlerdi.Yaratığın arkasından büyüler yaparak onu yaralıyorlardı.Lodoslar bu desteği görünce bağırarak yaratığa hiddetle vurmaya başladılar.Artık 3 kat daha fazla vuruyorlardı.Yaman bağırdı:

- Yaralarını açın!96'dan kalan yaralarına saldırın.Kafasına,vücudunda ve sol ön bacağına!
- Arz ekibi hazır!

Yaratık inlemeye başladı.Destansı bir savaştı.Buradaki kimse 96'daki olayı yaşamamıştır ancak burada ikincisi yaşanıyordu.Yaratık ateş kusar olmuştu.Devasa kuyruğunu da sağa ve sola oynatıyordu.Bu kuyruk hamleleri birkaç kişiye isabet etti.Şifacılardan birkaçı hemen yaralılarla ilgilendiler.Yaratık sürekli kükrüyordu.Her kükrediğinde mağaranın duvarlarından ufak ufak taş parçaları kopuyordu.Küçük su birikintisi bu ses şiddetiyle bir sağa bir sola savruluyordu.Zafer bugün ve bundan sonra kesinlikle insanların olmalıydı.96'da bu yaratık insanların dünyasını ziyaret etmişken,şimdi insanlar bu yaratığın dünyasını ziyaret ettiler.Yani kaçamazdı da...

Son anlara doğru.Yaratık kükremeye devam ederken,vücudundan kanlar boşalıyor ve vücudundan kopan et parçası suya düşerek,suyu havaya kaldırıyordu.Bir takım genç,tank olmayan savaşçı saatlerce uğraştığı hayvanın kuyruğunu kopardılar.Yaratık çığlık atarak kafasını arkasına çevirdi.Kuyruğu berbat görünüyordu.Sırtındaki pullar kırmızı renkte parlıyorlardı artık.Yaratığın yüzü bile kan içindeydi.Bir bacağı neredeyse hiç yoktu ki bu bacak ezilmiş olan bacağıydı.Yaratık son heybetiyle kükredi.Mağaranın tavanı çöktü.Tam üstlerine düşecekken bir şifacı büyücülere "Kutup Rüzgarı açın!" diye bağırdı.Kutup Rüzgarı açılmıştı fakat dışarıda kalanlar da olmuştu.Dışarıda kalanların hepsi öldü.Yaratık son demlerini yaşarken Tank savaşçılar bile her eğilip kafası ile hamle yaptığında kafasına darbe indiriyordu.Acemi büyücüler bir başka bacağa saldırıyordu.Yaratığın bir bacağı daha ağır yaralandı.Ve artık Kadim Hidra yerdeydi.Yere yığılan bedeni henüz ölmüş değildi.Büyücüler bu sefer kafasına hamlede bulundular ve yaratığı öldürdüler.Yaratık son bir defa daha çığlık attı ve ruhunu bedeninden teslim etti.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük;

Bugün bol kesimlerle geçen bir gündü.Kadim Hidra ve Dev Komodo dışındaki,Yeraltı'nda bulunan Şef Yaratıkları 2 defa kestik.Bunun dışında biraz Junon attık.Bir tur Sığınaklara girdik.Neyse haydi başlayalım.

Öncelikle İfliss'ten başlayalım.

Dişi Örümceği kesmeye giderken,yolda gördüğüm Çıban Otu madenini çektim.Avada Kedavara!

Dişi Örümcek Hanımlar bugün çok zayıf göründü gözüme.Sadece iki defa ağ püskürtebildi.Çok rahat kestik.

Solucan'a gücümüz az gibi hissediyordum.1 tank,2 büyücü ve 1 şifaydık.Yine de güzel ve hızlı kestik.

Yeşil Hidra'yı da 2 defa kestik ve hatıra pozu aldım.

Topkapı'da çantamı boşaltacakken şöyle bir görüntü ile karşılaştım.Hedef,orada işporta yapan adamla bütünleşmişti.

Junon Turları ve düşenler.Fotoğraf almayı unutmuşum burada 2 yüzüğüm vardı şifacımla ve biri düştü o yüzük Paracelsus İcadı Paracelsus İcadı Yüzük

Ve savaşçımla Sığınaklardan aldığım iksirler:

Günün Sözü:
Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar. -J. W. Von Goethe

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşmek dileğiyle esen kal!