Saygıdeğer Beyazköşk oyuncuları
Bir şiir gördünüz.''Aman Allah'ım,bu şiiri herkese paylaşmalıyım'' diyorsanız bu tip şiirleri bu sayfaya yazarak paylaşabilir,sevdiğiniz yazarların eserlerini,hayatlarını paylaşabilirsiniz.Ben bir bismillah çekerek ilk şiiri koymak istiyorum.
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halım kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yari düşte görürüm
Uyanıp melül olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
Yunus Emre
İnşallah bu sayfa desteğinizi görür.
BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
- Eflatun
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 402
- Kayıt: 05 Ara 2009 20:43
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Arzın Çocukları
BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Tskxdxebkk
Tskxkxtatanga
Tskxhxtatanga
Tskxkxtatanga
Tskxhxtatanga
- bilall
- Antrepo Bekçisi
- Mesajlar: 719
- Kayıt: 09 Ara 2009 15:36
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Lodos
- Lonca: ALTINORDU
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Güzel bir konu ve paylaşım,bende içimden gelen ve sevdıgım bir şiiri paylaşmak ıstıyorum.
ellerim üşürdü ,üşürdüm.
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim
seni düşünürdüm.
sense, bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın
başka ülkelere sımsıcak.
ellerim üşürdü.
nikotin kokan ellerim üşürdü ve...
bir sigara daha yakardım.
şehir ıslanırdı duman duman.
çocuklar uyanmış olurdu
düşlerini kaybetmeden uykularından
benimse kabuslarım kese kağıdı buruşukluğunda
asılı kalırdı gündoğumlarına.
ellerim üşürdü
ellerim üşürdü, donardı.
donardım teninin yokluğuna değince ve
bıçak ağzı bir yalnızlık ikiye bölerdi her şeyi.
bir yarısı sen olurdun her şeyin, bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin.
ellerim üşürdü, üşürdüm.
bir bardak çay ve taze bir simit gibi kokardı rutubetli geçmişim.
küçük bir saçak altı kahvesinde güneşi soğuturdum. sonra denize karşı
kimsesiz bir adam gibi dalgalar hıçkırıklarımı boğardı.
Varlığına açken, muhtaçken bir lahza görmeye seni.
ellerim üşürdü, üşürdüm ve doyardım yokluğuna.
donardım. martılar göç ederdi,
demirlerdi tüm gemiler limana boşalırdı deniz
yürüyüp çıkardı balıklar tuzlu bir yaşamın soluk aralarından.
seni düşünürdüm. su olurdum, toprak olurdum, kuş olurdum ama
yaşam olmayı beceremezdim. sensizliğinde acemi bir ölümü karşılardım.
beceremezdim ölmeyi.
ellerim üşürdü,üşürdüm.
tanıdık bir adam sesine karışırdı hüzünlerim.
kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim.
duvar, duvar karanlık büyürdü içimde yollar,
ne bir köşe başı, ne bir viraj ne dur ne durak
adımlarım soluklarını arardı kayıp yollar da
sonra, bir kadın çığlığı kayardı yıldız yıldız.
önce ilk bahar defnedilirdi karınca ayazında
sonra bir pervane yanardı.
gözlerimin sırılsıklam aydınlığında
kanatlarına işlerdi yaşanmamış bir yaz kelebeklerin.
sonbahar geçerdi, kar yağardı.
ellerim üşürdü üşürdüm
ve şubatla biterdi bir masalın son cümlesi
seni düşünürdüm..
Ali ULURASBA
ellerim üşürdü ,üşürdüm.
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim
seni düşünürdüm.
sense, bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın
başka ülkelere sımsıcak.
ellerim üşürdü.
nikotin kokan ellerim üşürdü ve...
bir sigara daha yakardım.
şehir ıslanırdı duman duman.
çocuklar uyanmış olurdu
düşlerini kaybetmeden uykularından
benimse kabuslarım kese kağıdı buruşukluğunda
asılı kalırdı gündoğumlarına.
ellerim üşürdü
ellerim üşürdü, donardı.
donardım teninin yokluğuna değince ve
bıçak ağzı bir yalnızlık ikiye bölerdi her şeyi.
bir yarısı sen olurdun her şeyin, bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin.
ellerim üşürdü, üşürdüm.
bir bardak çay ve taze bir simit gibi kokardı rutubetli geçmişim.
küçük bir saçak altı kahvesinde güneşi soğuturdum. sonra denize karşı
kimsesiz bir adam gibi dalgalar hıçkırıklarımı boğardı.
Varlığına açken, muhtaçken bir lahza görmeye seni.
ellerim üşürdü, üşürdüm ve doyardım yokluğuna.
donardım. martılar göç ederdi,
demirlerdi tüm gemiler limana boşalırdı deniz
yürüyüp çıkardı balıklar tuzlu bir yaşamın soluk aralarından.
seni düşünürdüm. su olurdum, toprak olurdum, kuş olurdum ama
yaşam olmayı beceremezdim. sensizliğinde acemi bir ölümü karşılardım.
beceremezdim ölmeyi.
ellerim üşürdü,üşürdüm.
tanıdık bir adam sesine karışırdı hüzünlerim.
kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim.
duvar, duvar karanlık büyürdü içimde yollar,
ne bir köşe başı, ne bir viraj ne dur ne durak
adımlarım soluklarını arardı kayıp yollar da
sonra, bir kadın çığlığı kayardı yıldız yıldız.
önce ilk bahar defnedilirdi karınca ayazında
sonra bir pervane yanardı.
gözlerimin sırılsıklam aydınlığında
kanatlarına işlerdi yaşanmamış bir yaz kelebeklerin.
sonbahar geçerdi, kar yağardı.
ellerim üşürdü üşürdüm
ve şubatla biterdi bir masalın son cümlesi
seni düşünürdüm..
Ali ULURASBA
- Eflatun
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 402
- Kayıt: 05 Ara 2009 20:43
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Arzın Çocukları
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Ellerin dert görmesin.Paylaşım için sonsuz teşekkürler...bilall yazdı:Güzel bir konu ve paylaşım,bende içimden gelen ve sevdıgım bir şiiri paylaşmak ıstıyorum.
ellerim üşürdü ,üşürdüm.
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim
seni düşünürdüm.
sense, bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın
başka ülkelere sımsıcak.
ellerim üşürdü.
nikotin kokan ellerim üşürdü ve...
bir sigara daha yakardım.
şehir ıslanırdı duman duman.
çocuklar uyanmış olurdu
düşlerini kaybetmeden uykularından
benimse kabuslarım kese kağıdı buruşukluğunda
asılı kalırdı gündoğumlarına.
ellerim üşürdü
ellerim üşürdü, donardı.
donardım teninin yokluğuna değince ve
bıçak ağzı bir yalnızlık ikiye bölerdi her şeyi.
bir yarısı sen olurdun her şeyin, bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin.
ellerim üşürdü, üşürdüm.
bir bardak çay ve taze bir simit gibi kokardı rutubetli geçmişim.
küçük bir saçak altı kahvesinde güneşi soğuturdum. sonra denize karşı
kimsesiz bir adam gibi dalgalar hıçkırıklarımı boğardı.
Varlığına açken, muhtaçken bir lahza görmeye seni.
ellerim üşürdü, üşürdüm ve doyardım yokluğuna.
donardım. martılar göç ederdi,
demirlerdi tüm gemiler limana boşalırdı deniz
yürüyüp çıkardı balıklar tuzlu bir yaşamın soluk aralarından.
seni düşünürdüm. su olurdum, toprak olurdum, kuş olurdum ama
yaşam olmayı beceremezdim. sensizliğinde acemi bir ölümü karşılardım.
beceremezdim ölmeyi.
ellerim üşürdü,üşürdüm.
tanıdık bir adam sesine karışırdı hüzünlerim.
kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim.
duvar, duvar karanlık büyürdü içimde yollar,
ne bir köşe başı, ne bir viraj ne dur ne durak
adımlarım soluklarını arardı kayıp yollar da
sonra, bir kadın çığlığı kayardı yıldız yıldız.
önce ilk bahar defnedilirdi karınca ayazında
sonra bir pervane yanardı.
gözlerimin sırılsıklam aydınlığında
kanatlarına işlerdi yaşanmamış bir yaz kelebeklerin.
sonbahar geçerdi, kar yağardı.
ellerim üşürdü üşürdüm
ve şubatla biterdi bir masalın son cümlesi
seni düşünürdüm..
Ali ULURASBA
Tskxdxebkk
Tskxkxtatanga
Tskxhxtatanga
Tskxkxtatanga
Tskxhxtatanga
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
SERENAD..
Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana.
Tozlu yollardan geçtiğim uzak
iklimden şarkılar getirdim sana.
Şeffaf damlalarla titreyen ağır
Goncanın altında bükülmüş her sak;
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin yasemin, karanfil, zambak...
Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açar nergisler,
Düşen bin öpüştür yanaklarından
Mor akasyalarla ürperen seher.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıklarla dolacak kalbimin içi..
Geçiyorum mevsim gibi kapından,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
AHMET MUHİP DIRANAS
Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana.
Tozlu yollardan geçtiğim uzak
iklimden şarkılar getirdim sana.
Şeffaf damlalarla titreyen ağır
Goncanın altında bükülmüş her sak;
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin yasemin, karanfil, zambak...
Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açar nergisler,
Düşen bin öpüştür yanaklarından
Mor akasyalarla ürperen seher.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıklarla dolacak kalbimin içi..
Geçiyorum mevsim gibi kapından,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
AHMET MUHİP DIRANAS
|♥||♥||♥| HACCII |♥||♥||♥|
Laik Hükümet Kavramından Dinsizlik Manası Çıkarmaya Çalışan Fesatçılara Fırsat Vermeyiniz ...
M. Kemal ATATÜRK
Laik Hükümet Kavramından Dinsizlik Manası Çıkarmaya Çalışan Fesatçılara Fırsat Vermeyiniz ...
M. Kemal ATATÜRK
- hakankusay
- Işık Hanım'ın Elemanı
- Mesajlar: 238
- Kayıt: 27 Oca 2010 12:44
- Sunucu: Beyaz Köşk
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Şu şiirleri gerçekten çok severim.
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Özdemir ASAF
İSTANBULU DİNLİYORUM
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
ORHAN VELİ KANIK
Ve tabi bende divan şiirinin yeri apayrı.
Gazel (Hoş Geldi Bana Mey-kedenin Âb Ü Havâsı)
Hoş geldi bana mey-kedenin âb ü havâsı
Billâh güzel yerde yapılmış yıkılası
Zibâ yaraşır hil’at-i nâz ol boyu serve
İki kolumu etsem ana bel dolaması
Dikkatler ile seyr ederiz yâri serâpâ
Görmez mi idik biz de eğer olsa vefâsı
Dünyâ değer ol mâh-likaa dilber-i garrâ
Yusuf’ta dahi yoktur anı hüsn ü behâsı
Meddâh olalı çeşm-i gazâlânına Bâki
Öğrendi gazel tarzını Rûm’un şuarâsı
Baki
Ömer Hayyam'ın rubaileri ise insanı hep derinlere doğru düşündüren tarzdan...
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Özdemir ASAF
İSTANBULU DİNLİYORUM
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
ORHAN VELİ KANIK
Ve tabi bende divan şiirinin yeri apayrı.
Gazel (Hoş Geldi Bana Mey-kedenin Âb Ü Havâsı)
Hoş geldi bana mey-kedenin âb ü havâsı
Billâh güzel yerde yapılmış yıkılası
Zibâ yaraşır hil’at-i nâz ol boyu serve
İki kolumu etsem ana bel dolaması
Dikkatler ile seyr ederiz yâri serâpâ
Görmez mi idik biz de eğer olsa vefâsı
Dünyâ değer ol mâh-likaa dilber-i garrâ
Yusuf’ta dahi yoktur anı hüsn ü behâsı
Meddâh olalı çeşm-i gazâlânına Bâki
Öğrendi gazel tarzını Rûm’un şuarâsı
Baki
Ömer Hayyam'ın rubaileri ise insanı hep derinlere doğru düşündüren tarzdan...
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?

AsiLxHakanKusay
AsiLxoTToMaN
Torukmakto

- Eflatun
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 402
- Kayıt: 05 Ara 2009 20:43
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Arzın Çocukları
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler...
Tskxdxebkk
Tskxkxtatanga
Tskxhxtatanga
Tskxkxtatanga
Tskxhxtatanga
- Hunter
- Işık Hanım'ın Elemanı
- Mesajlar: 217
- Kayıt: 31 Mar 2010 17:09
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Gecelerine sis düşmüş asker!
Gündüzleri kan kokan asker!
Uykusuz kirpiklerin donmuş,
Siperine ateş düşmüş asker!
Sevdiğin seni ister,
Düşmanın seni ister.
Geceler pusu kurmuş,
Yalnızlığın yarenlik ister.
Gündüzleri kan kokan asker!
Uykusuz kirpiklerin donmuş,
Siperine ateş düşmüş asker!
Sevdiğin seni ister,
Düşmanın seni ister.
Geceler pusu kurmuş,
Yalnızlığın yarenlik ister.
Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.
KabusxLoncası
Kabusxhunter
KabusxLoncası
Kabusxhunter
- darx39
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 273
- Kayıt: 04 Ara 2009 18:43
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Legend Of TayFa
Re: BEYAZ KÖŞK ŞİİR DUVARI!!!
Hürriyet Kasidesi
görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i osmaniyânız kim
muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd
erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Namık Kemal
görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i osmaniyânız kim
muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd
erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Namık Kemal
xxXXTaYFaLaRXXxx
Sergo Sopromadze / Kafkasbey
Sergo Sopromadze / Kafkasbey
Göster