***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

Teşekkür ederiz Arif ağabey, bilmukabele senin ve ailenin de ramazanını kutlarız. Beraber nice huzur ve iman dolu ramazanlara, bayramlara inşallah.

Aleyküm selam Mustafa. Teşekkürler bildirim için, başına gelen talihsiz olaydan ötürü çok üzgünüm, elimden gelen bir şey olsaydı keşke. Allah yardımcın olsun, ben olmasam da Alp Arslan veya Kürşad loncaya karakterini alma hususunda yardımcı olacaktırlar.

An itibari ile Kısa Bir Mola yayın hayatına devam etmektedir. Her gün sabah girdiğinizde yepyeni paylaşımlar bulacağınız bu güzel yayın dizimizde, Tarihte Bugün başlığıyla geçmişimizi kısa bir yâd edecek, Günün Müziği ile 80'ler ve 90'ların pop, rock şarkılarıyla ruhunuzu dinlendirecek, Günün Hikayesi ile düşünürken öğrenecek, Günün Şiiri ile kah duygulanıp kah tebessüm edecek ve Günün Atasözü ile de bilgilerinizin üzerine bilgiler ekleyeceksiniz. Sevgilerimle. :)
Resim
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

Resim
Kısa Bir Mola

  • Bugünkü paylaşımlarımız:
  • 03.07.2014 Tarihte Bugün
  • Günün Müziği; Ajda Pekkan - Son Yolcu (2000, Diva Albümü)
  • Günün Hikayesi; Kabak Hikayesi
  • Günün Şiiri; Abdurrahim Karakoç - Geleceğim
  • Günün Atasözü; At nallanırken, kurbağalar ayak uzatmaz.
Resim
Tarihte Bugün


  • ABD'de kadın hareketinin en önemli teorisyenlerinden feminist hatip, yazar ve yayıncı Charlotte Anna Perkins Gilman doğdu.
  • "Dava" adlı eseriyle 20. Yüzyıl yazınını etkileyen Çek yazar ve şair Franz Kafka doğdu.
  • Rusya'da askerler genel greve giden altı binden fazla işçiyi öldürdü.
  • Mustafa Kemal Paşa Erzurum'da.
  • Türk-Fransız Askeri Anlaşması imzalandı. Hatay'ın toprak bütünlüğünü korumak için 2500 Türk ve 2500 Fransız askeri görevlendirildi.
  • Devlet Konservatuarı ilk mezunlarını verdi.
  • Nikita Kruşçev'e muhalif Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeleri Mihayloviç Molotov, Georgi Maksimilyanoviç Malenkov ve Kaganoviç'i Politbüro'dan uzaklaştırdı.
  • Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle Cezayir'in bağımsızlığını sağlayan deklarasyonu imzaladı. Cezayir'de 132 yıllık Fransız egemenliği sona erdi.
  • Galatasaray ve Milli Takım kalecisi Turgay Şeren bir jübileyle futbolu bıraktı.
  • Türkiye'deki Amerikan üslerinin mülkiyeti Türkiye'ye geçti.
  • Doors müzik grubunun lideri şarkıcı ve besteci Jim Morrison öldü.
  • Nurhak Dağları'nda Sinan Cemgil ve arkadaşlarının öldürüldüğü çatışmada yaralı yakalanan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'ndan (THKO) Mustafa Yalçıner ve üç arkadaşı ömür boyu hapse mahkum edildi.
  • Bülent Ecevit'in kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi azınlık hükumeti Meclis'ten güvenoyu alamadı.
  • Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın Doğan Kardeş ve Hayat yayınlarında sürdürdüğü grev birinci yılını doldurdu.
  • İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü trafiğe açıldı.
  • Amerika Birleşik Devletleri savaş gemileri Körfez üzerinde İran yolcu uçağını düşürdü; 286 yolcu öldü.
  • Binlerce kamu çalışanı Ankara, İstanbul ve İzmir'de sendika hakkı için eylemler yaptı.
  • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Halkın Emek Partisinin (HEP) kapatılması için dava açtı.
  • "Vergi numaralı" hayat başladı.
  • Yeni Vergi Yasası kabul edildi.
  • Sinema sanatçısı Kemal Sunal öldü.
[/b][/color]


Resim
Günün Müziği


[youtube]http://youtu.be/E8uBcxV1Stc[/youtube]


Resim
Günün Hikayesi


Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele konusunda epey mesafe kat etmiş.. Meşrebinin usulünce bundan sonra ya Kalenderi yada Melami olacaktır. Yani her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan soyunacaktır. Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ve bir asa taşımaktan ibaret değildir elbette. Her türlü gösterişten arınmak gereklidir… Saç, sakal, bıyık, kaş… Ne varsa hepsinden... Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu mahalle berberinin koltuğunda alır.
Vur usturayı berber efendi, der. Berber, dervişin saçlarını köpükler, itina ile kazımaya başlar. Derviş aynada kendini seyretmektedir. Kafasının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın belalı bir kabadayı naralar atarak girer içeriye. Doğruca dervişin yanına yaklaşarak, başının kazınmış kısmına okkalı bir şaplak atar ve :
Kalk bakalım kabak efendi, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer. Dervişlik bu… Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi bozmaz. Ses çıkarmaz, usulca bir derviş edasıyla çekilir köşeye. Berber mahcup, fakat korkmuştur. Ses çıkaramaz. Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar. Fakat belalı kabadayı tıraşı bitene kadar sürekli aşağılar dervişi, inanışını, ibadetini...
“Kabak aşağı, kabak yukarı…”
Nihayet tıraş biter. Bıyıklar yağlanmış kokular sürülmüştür . Kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç adım gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır. Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri ok karnına dalıverir kabadayının. Kabadayı oracıkta bir kurbağa gibi serilip kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basar. Berber ise şaşkın mı şaşkın…
Berber , bir manzaraya , bir dervişe bakar, gayri ihtiyari sorar:
Biraz ağır olmadı mı derviş efendi ?
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
Vallahi gücenmedim, alınmadım söylediklerine, yaptıklarına, nefsime ağır da gelmedi hatta hakkımı da helâl etmiştim.
Gel gör ki,bu kabağın da bir sahibi var. Ona dokunmuş olmalı...


Resim
Günün Şiiri


Yillar yirmi olsa da, otuz olsa da
Yollar kar, çamur olsa da, buz olsa da
Bedenim yorgun, aç ve susuz olsa da
Bir gün yalın ayak, terli gömlekle
- Gelirim, beni bekle

Belki yakında olur, belki de uzak
Sırtımda hatıralar, saçlarımda ak
Gün, tarih bilemiyorum amma, muhakkak
Bitmeyen bir azim, sabır ve emekle
- Gelirim, beni bekle

Unutmam mümkün değil, unutur sanma
"Gelmez" diyen olursa sakın inanma
Umutlarını kaybetme ha zamanla
Geç kaldı diyerek gam çekme
- Gelirim, beni bekle

Sıcak bir yaz akşamında olabilir
Sari bir güz akşamında olabilir
Kışın beyaz akşamında olabilir
Ellerimde bir top mavi çiçekle
- Gelirim, beni bekle

Cümle köprüleri sel alsa da tek, tek
Söz vermişim bir kere engel ne demek
Başı karlı, kara dağlardan geçerek
Azığım bir tas su, bir dürüm ekmekle
- Gelirim, beni bekle

Vermese de kaybolan gençliğimizi
Ayıran bir gün kavuşturacak bizi
Ve içimde sevgilerin en temizi
Seninle dolu, arı, duru bir yürekle
- Gelirim, beni bekle


Resim
Günün Atasözü


At nallanırken, kurbağalar ayak uzatmaz.

Anlamı: Büyükler konuşurken, küçüklere konuşmak düşmez.
Resim
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

KEMAL SUNAL

Ali Kemal Sunal (11 Kasım 1944, İstanbul; 3 Temmuz 2000, İstanbul), Türk tiyatrocu, komedi oyuncusu, sinema sanatçısı ve yazar.

Türk sineması'nın büyük komedi oyuncusu ve sinema oyuncularından biri olarak kabul edilen Kemal Sunal, oynadığı rollerle Türk sinemasına yeni bir soluk getirdi. Çevirdiği filmlerde genellikle saf, şanslı, iyi yürekli karakterleri canlandırmıştır. Filmlerinin ilk gösterimlerinden yıllar sonra bile hala büyük bir ilgiyle izlenmesi olgusunu, yazmış olduğu bilimsel yüksek lisans tezinde sosyolojik olarak irdelemiştir. İstanbul Küçükpazar semtinde doğan oyuncunun babası Migros'tan emekli Mustafa Sunal; annesi Saime Sunal'dır. Kemal Sunal'ın, Cemil Sunal ve Cengiz Sunal adında iki kardeşi vardır.

Sanatçı, ilkokulu Mimar Sinan İlkokulu'nda okudu, Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Yüksek tahsiline Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünde başladı. Öğrenimi sırasında Emayetaş Fabrikasında çalışmış, ayrıca elektrikçide çıraklık yapmıştır. Vefa Lisesindeki felsefe hocası Belkıs Balkır'ın sanatçıyı Müşfik Kenter ile tanıştırmasının, Kemal Sunal'ın kariyerinde önemli yeri vardır.yılında Ankara Bando-Mızıka birliğinde askerliğini yaptı. Sanat hayatı, Vefa Lisesi'nde amatör olarak "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. İlk kez Kenterler Tiyatrosu'nda profesyonel oyuncu olarak çalıştıktan sonra uzun süre Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda, kısa süre Ayfer Feray Tiyatrosu'nda, son olarak da Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynadığı bir oyunda Ertem Eğilmez tarafından çok beğenildi ve böylece beyaz perdeye transfer oldu. İlk rolünü 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Tatlı Dillim adlı filmde uzun boyundan dolayı basketbolcu olarak aldı. Bunun ardından Ertem Eğilmez'in yönettiği kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.

Kemal Sunal kendi ağzında, ilk yıllarını ve komediye yönelişini şu sözlerle dile getiriyor;
"Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. Ses Tiyatrosu'ndaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum; ama seyirci kahkahadan kırılıyor. Bu da benim hoşuma gitmişti. Bildiğiniz gibi o gün bugündür insanları güldürmeyi seviyorum.

Ustalık
Türk sinemasında başta İnek Şaban tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. İnek Şaban'ın sevilmesi ile birlikte Kemal Sunal, birçok filmde "Şaban" adlı karakteri canlandırmıştır.

1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1977'de Antalya Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başlandı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para almadı.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

FATİH SULTAN MEHMET KÖPRÜSÜ

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, İstanbul'da Kavacık ile Hisarüstü arasında, Asya ile Avrupa'yı Boğaziçi Köprüsü'nden sonra ikinci kez bağlayan asma köprü. Yapımına 4 Ocak 1986'da başlanılan ve ankraj blokları arasındaki uzunluğu 1.510 m, orta açıklığı 1.090 m, genişliği 39,4 m, denizden yüksekliği 64 m'dir.

İnşaata 4 Ocak 1986 tarihinde başlanılmış ve halen dünyanın en büyük çelik asma köprüleri içinde 14. sırada yer alan bu büyük proje 3 Temmuz 1988 tarihinde tamamlanmıştır

Köprünün proje hizmetleri İngiliz Freeman, Fox ve Partners firması ve BOTEK Boğaziçi Teknik Müşavirlik A.Ş. firması tarafından yerine getirilmiş, inşaatını ise Türkiye'den STFA, Japon Ishikawajima Harima Heavy Industries Co. Ltd., Mitsubishi Heavy Industries Ltd. ve Nippon Kokan K. K. adlı şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum 125 milyon dolar karşılığında üstlenmiştir.

Teknik ve temel özellikleri
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü projesinin temel özellikleri, taşıyıcı kule temellerinin boğazın iki yakasındaki yamaçlara oturması, kulelerin tabliye mesnet düzeyinden başlaması ve tabliyesinin Boğaziçi Köprüsü’ndeki gibi ortotropik, berkitmeli panellerden oluşan aerodinamik enkesitli kapalı kutu biçiminde olmasıdır. Boğaziçi Köprüsü’nden farklı olarak bu köprünün askı kabloları dikey olarak düzenlenmiştir. Bu kablolar çiftli tertiplenmiş olup gerektiğinde bu kablolardan biri kolayca değiştirilebilecektir.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün kule temelleri 14 m x 18 m boyutunda ve ortalama 6 m yüksekliğindedir. Ama zemin durumuna göre yer yer kademeli olarak proje kotundan 20 m daha derine inilmiştir. Temellerin üzerinde yükseliği 14 m’ye varan betonarme kaideler yer almakta ve çelik kuleler bu kaidelerin içine 5 m kadar ankre edilmiş bulunmaktadır.

Köprünün ana bloklarına mesnet oluşturan bu kulelerin yüksekliği, temel betonu üst kotundan başlamak üzere 102,1 m’dir. Kuleler yüksek mukavemetli berkitmeli çelik panellerin birbirine bulonlanarak birleştirilmesiyle 8 kademe halinde monte edilmiştir. Boyutları tabanda 5 dm x 4 m, tepede ise 3 m x 4 m’dir. Düşey kuleler birbirlerine ikişer adet yatay kirişle bağlanmış olup, her birinin içinde bakım hizmetleri için bir asansör yerleştirilmiştir.

Taşıyıcı ana kablolar, her kulenin tepesinde yer alan kablo semeri üzerinden geçmektedir. Bunlar git-gel çekim yöntemi ile yapılmış, her seferinden ve bir doğrultuda 4 tel taşıyan kasnağın 4 m/sn gibi çok yüksek bir hızda çalışması sağlanmıştır. Her ana kablo bir ankraj bloğundan öbürüne uzanan 32 tane büklüm grubundan, ayrıca tepedeki semerlerle ankraj blokları arasında yer alan 4 tane ek gergi bükümünden oluşmaktadır. Her bir büklümde 504 tane, ek büklümlerde ise 288 ve 264 tane çelik tel vardır. Galvanizli yüksek mukavemetli çelikten olan tellerin çapı 5,38 mm’dir.

Kutu kesitli tabliye 33,80 m genişliğinde ve 3 m yüksekliğinde olup her iki yanında konsol olarak dışa taşan 2,80 m eninde birer yaya yolu bulunmaktadır. Dört gidiş dörtte geliş olmak üzere toplam sekiz şeritli tabliyenin aerodinamik biçimi rüzgar yükünü azaltmaktadır. Tabliye 62 üniteden oluşmaktadır.Çeşitli uzunluktaki bu üniteler birbirine kaynakla birleştirilmiştir. Ağırlıkları 115-230 ton arasında değişen tabliye üniteleri, denizden palangalar ile yukarı çekilerek yerlerine yerleştirilmiştir.

Köprü, 3 Temmuz 1988'de zamanın başbakanı Turgut Özal tarafından hizmete açılmıştır. Köprüden geçen ilk araç Özal'ın resmi otomobili olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Edirne-Ankara arasındaki Trans European Motorway (TEM) in bir parçasıdır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Abdurrahim KARAKOÇ

Hayatı
1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesinde dünyaya geldi. Dedesi, babası ve kardeşleri de şair olduğu için küçük yaşlarda şiire merak sardı. İlk yazdığı şiirleri 2 kitap olacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasan'a Mektuplar' ismi altında 1964 yılında 10.000 adet bastırdı. Fedai Yayınları arasında çıkan bu eser kısa zamanda tükendi ve 2. baskısını yine 10.000 adet bastırdı.

1958 yılında bulunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi. 1981 yılı Mart ayında emekli oldu.

Mücadeleci şiirlerinin çokluğu şartlardan kaynaklanmaktadır. 27 Mayıs Darbesi, zinde güçler, demokrasi maskaralığı ve haksızlıklar hiciv şiirlerini besledi. 30'a yakın mahkemeye verildi, hepsinden beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı.

Şiirlerinde esas unsur insandır. Serdengeçti, Töre-Devlet, Ocak, Yeni Düşünce, Yenisey, Alperen yayınları olarak şimdiye kadar 12 şiir kitabı, bir tane de makalelerinden derlenen nesir kitabı çıktı.

1985 yılından beri gazetecilik yapmaktadır. Bir ara siyasete girdi ve ayrıldı. Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı: 'Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım'.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

TURGAY ŞEREN

Turgay Şeren (d. Türkay Şeren, 15 Mayıs 1932; Keçiören, Ankara), Türk eski futbolcu, teknik direktör ve futbol yorumcusu. Kaleci pozisyonunda görev alan oyuncu, futbolculuk kariyerinin tamamını Galatasaray'da geçirmiştir.

1932 yılında doğan Şeren, altyapısında oynadığı Galatasaray'ın A takımına 1947 yılında yükseldi. Buradaki ilk maçına 1949-50 sezonunda çıktı. 1954-55, 1955-56 ve 1957-58 sezonlarında İstanbul Profesyonel Ligi; 1961-62 ve 1962-63 sezonlarında Millî Lig; 1962-63, 1963-64 ve 1965-66 sezonlarında Türkiye Kupası şampiyonlukları yaşadı. Kariyerinin tamamını geçirdiği Galatasaray'da 1966-67 sezonu sonuna kadar görev yaptı. Bu süreçte 369'u lig olmak üzere 405 resmî maça çıktı. Futbolculuk kariyerini sonlandırdığında, resmî maçlar göz önüne alındığında kulüp tarihinin en çok maça çıkan oyuncusu olan Şeren, sonralarını bu unvanını farklı oyunculara kaptırdı.

1950 ile 1952 yılları arasında Türkiye 21 yaş altı millî takımında, 1950 ile 1966 yılları arasında ise Türkiye A millî takımında oynadı. 1951'de Berlin'de Batı Almanya'ya karşı yapılan ve Türkiye'nin 1-2 kazandığı maçta yaptığı kurtarışlar neticesinde "Berlin Panteri" lakabı ile anılmaya başladı. Ülkenin katıldığı ilk FIFA Dünya Kupası olan 1954 FIFA Dünya Kupası'nda, takımın birinci kalecisi olarak mücadele etti. A millî takım formasıyla 46 maçta görev aldı. Futbolculuk kariyerini sonlandırdığında, Lefter Küçükandonyadis ile birlikte en çok A millî olan oyuncu konumunda olsa da, günümüzde bu iki oyuncu bu alanda 24. sırada bulunmaktadır. Türkiye A millî takımı formasıyla 35 kez kaptan olarak sahaya çıkan Şeren, bu alanda birinci konumdadır.

Futbolculuğu bırakmasının ardından teknik direktörlük ve futbol yazarlığı kariyerine başladı. 1968-69 sezonu başında Mersin İdman Yurdu'nun teknik direktörlüğüne geldi. 1969-70 sezonunda Vefa, 1970-71 sezonunda Samsunspor, 1971-1973 yılları arasında tekrardan Mersin İdman Yurdu, 1974'te tekrardan Vefa ve son olarak 1979-80 sezonunda Galatasaray'ı çalıştırdı. Bir dönem ise televizyonda yayınlanan futbol programlarında yorumculuk yaptı.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

AJDA PEKKAN

Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ise ev hanımı olan Ajda Pekkan'ın çocukluğu babasının mesleği nedeniyle Gölcük, Kocaeli'de geçmiştir. Tek hayalinin bir çocuk sahibi olmak olduğunu belirten Pekkan, iki evlilik yapmış ve evlendiği erkeklerin her defasında sanat hayatını bırakmasını istemesi üzerine en büyük fedakârlığının çocuk yapmamak olduğunu söylemiştir. İlk estetiğini 22 yaşında yaptıran Pekkan, "100 yaşıma da gelsem estetik yaptırırım" demiştir. Pekkan'ın kişisel yaşamına yönelik Sezen Aksu şöyle demiştir:

“ "Bizlere bu yolu o açmıştır, onun sayesinde ben de buralardayım. Ajda'nın lakabı Angela'dır. Sık sık evde buluşuruz. Gizli saklımız yoktur. Birine beddua ettiğimizde Allah bize jübilesine gitmeyi nasip etsin deriz. Ajda ne yer ne içerse ben de aynısını yer içerim." demiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İllerimiz;ANKARA

Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti, Ankara ilinin merkezi, Türkiye'nin en kalabalık ikinci ve dünyanın en kalabalık otuz sekizinci kenti. Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır. Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır. Ortalama 938 metre rakıma sahip olan kentin nüfusu, 2013 yılı nüfus sayımına göre 5,045,083'dür.

Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış, Batı ve Doğu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Geçmişte, Galatların bir boyu olan Tektosaglara ve sonrasında Friglere başkentlik yapmış olan kent, 13 Ekim 1923'ten beri Türkiye'ye başkentlik etmektedir.

Ankara; kedisi, keçisi, tiftiği, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve Kalecik Karası denilen misket üzümü ile ünlüdür.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

Resim
Kısa Bir Mola

  • Bugünkü paylaşımlarımız:
  • 04.07.2014 Tarihte Bugün
  • Günün Müziği; Cem Karaca - Bu Biçim (1992, "Nerde Kalmıştık?" albümü)
  • Günün Hikayesi; İstemeyi Bilmek - Serdar Tuncer, Satır Arası Hikayeler
  • Günün Şiiri; Hüseyin Nihal Atsız - Sesleniş
  • Günün Atasözü; Sayılı koyunu kurt kapmaz.
Resim
Tarihte Bugün

  • Osmanlı Sultanı III. Murad doğdu, 1574-95 arasında hüküm sürdü. (1546)

  • Amerikan Bağımsızlık günü; Amerikan Kongresi Britanya'dan bağımsızlığını ilan etti. (1776)

  • İtalyan birliğini sağlamak için mücadele veren Giuseppe Garibaldi doğdu. (1807)

  • Fransız romancı ve politikacı François Rene de Chateaubriand öldü. (1848)

  • Karl Marx ve Friedrich Engels'in yazdığı Komünist Manifesto yayımlandı. (1848)

  • İtalyan sinema oyuncusu Gina Lollobrigida doğdu. (1927)

  • İçişleri Bakanı Şükrü Kaya otomobiliyle Ankara'dan İstanbul'a giden ilk kişi oldu. (1932)

  • Radyum elementini keşfeden, 2 kez Nobel fizik ödülü sahibi Polonya kökenli Fransız fizikçi Marie Curie öldü. Curie Paris'te Pantheon'a gömülen tek kadın oldu. (1934)

  • Amerika Birleşik Devletleri Filipinler'in bağımsızlığını tanıdı. (1946)

  • Türkiye- Amerika Birleşik Devletleri İktisadi İşbirliği Anlaşması imzalandı. (1948)

  • İstanbul Dolmabahçe Stadı'nda kadınlar arası futbol maçı yapıldı. (1954)

  • İşçiler İstanbul Kazlıçeşme'deki Derby Lastik Fabrikasını işgal etti. İşgal 5 gün sürdü. (1968)

  • İsrail komandoları, Filistinlilerin kaçırdığı uçaktaki 100 rehineyi Uganda'nın Entebbe havaalanında bir operasyonla kurtardı. (1976)

  • Uluslararası 9. İstanbul Film Festivali'ne katılan Sovyet Bolşoy Bale Topluluğu'ndan balerin Galina Çursina Amerikan Konsolosluğu'ndan sığınma isteğinde bulundu. (1981)

  • Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği Müsteşarı Ömer Haluk Sipahioğlu Atina'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Suikastı 17 Kasım örgütü üstlendi. (1994)

  • Türk Silahlı Kuvvetleri PKK'ya karşı sınır ötesi "Ejder Operasyonu"nu başlattı. (1995)

  • Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi, Halkın Demokrasi Partisi, HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak ve 39 parti yöneticisini tutukladı. (1996)

Resim
Günün Müziği


[youtube]http://youtu.be/tkgBmN_X1vc[/youtube]


Resim
Günün Hikayesi


Ebu Düllame, Abbasi hükümdarlarına çok güzel bir kaside yazınca , Halife:
-Çağırın şairi gelsin, der, ihsanda bulunalım...
Şairi çıkarlar huzuruna. Halife sorar:
-Kasiden çok güzel olmuş, caize olarak ne istersin?
Şair şöyle bir etraftaki kalabalığı süzer ve der ki :
-Sultanım, kulunuz bir av köpeği ister
Herkes şaşkındır. Sen sultanın huzuruna çık, dile benden ne dilersen, desin, bir av köpeği iste! Olacak iş mi bu?
Halife:
-Verdik gitti, der şaşırarak, istediğin av köpeği olsun.
Şair kapıya yönelmiştir ki, bir ara dönüp sorar:
-Fakat efendim ava ne ile gideceğim?
-Haklısın, der halife bir de at versinler.
Bir iki adım atan şair tekrar geri döner, boynunu büker:
-Şey efendim ata nasıl bineceğim?
Güler halife:
-Doğru güzel bir eyer takımı da versinler.
-Efendim ata kim bakacak?
-Bir de seyis versinler
Bir iki adım daha atar bizimkisi:
-Sultanım diyecektim ki, bu seyisi nerede yatırayım?
-Bir de köşk versinler.
Şair tekrar döner geriye:
-Bu kadar insanı bu köşkte ne ile geçindireyim?
-1000 altın da harçlık versinler...

Ebu Düllame bir kez daha geriye dönecektir ki , Halife Mehdi ondan önce davranır:

-Bak şair efendi, masraf idaresine bir kethüda, hesap tutmaya da bir katip istersen av köpeğini geri alırım ha !..



Resim
Günün Şiiri


Yalnızım, ne kadar aranıp dursam
Baş ucumda seni bulamıyorum.
Güneşten vazgeçip susuz olsam da
Seninle olmadan olamıyorum.

Şu yollar bilmem ki dağ mı, ova mı?
Gitsem bulur muyum kendi yuva mı?
Kuş! Yolun nereye? Bizim eve mi?
Sen götür, ben haber salamıyorum.

Her gece orda bir yaslanan mı var?
Sessizce kirpiği ıslanan mı var?
Uzaktan bana bir seslenen mi var?
Ne diyor? Sesini alamıyorum.

Acaba yaşlı mı kara gözlerin?
İçimde bir derin yara gözlerin...
Daldı mı uzak bir yere gözlerin?
Görmüyor, bilmiyor, bilemiyorum.

Günleri sayarım, geceler iner;
Beklerim geceyi, yıldızlar söner;
Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
Neresi? Bulup da silemiyorum.

Ulaşsa da sana yolların ucu
Varmağa yetmiyor Atsız'ın gücü.
İçimde dururken bu kadar acı
Hala yaşıyorum, ölemiyorum.


Resim
Günün Atasözü


Sayılı Koyunu kurt kapmaz.

Birine teslim edeceğiniz bir şeyi eğer sayarak, ölçerek ya da tartarak verirseniz, emanet alan kişi onu daha iyi korur; içinde bir kötülük varsa bile, sayılı olduğunu bildiğinden ötürü bundan vazgeçer, dikkatli olur.
Resim
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İLK KADINFUTBOL MAÇI

27 Haziran 1954 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Pazar ilavesinde müjdeyi böyle veriyordu Kayhan Sağlamer. 4 Temmuz’da Mithat Paşa Stadı’nda (şimdiki İnönü) yapılması planlanan maç Türkiye’deki ilk kadınlar arası futbol maçı olacağı için bir önem taşıdığından söz edilebilirdi. Ama yazılanlardan İstanbul ve İzmir karması arasında gerçekleşecek bu maçın sportif bir faaliyetten çok planlanan Spor Festivali kapsamında gerçekleşecek bir şov organizasyonu olduğu anlaşılıyor.
İstanbul takımını menajerliğini dönemin karakter oyuncularından Rauf Ulukut ve tanınmış komedyan Aziz Basmacı yapacaktır. (Basmacı’yı Turist Ömer Yamyamlar Arasında filminde canlandırdığı safari düşkünü zengin tiplemesiyle hatırlamak mümkün.) Takım kaptanı da sahnelerden transferdir. Ünlü dansöz Nimet Alpa’dır bu isim. Kaptan olarak maçla ilgili demeç vermek de ona düşer. İddialı olmanın dozajını kaçırdığı söylenebilir bu demecinde:

“Kadınların spor zihniyeti ve güç-kuvvet bakımından erkeklere müsavi (denk) olduklarını ispat edeceğiz. Arkadaşlarıma güvenim çok fazla. İzmir takımını muhakka mağlup edip hemşerilerimizin yüzünü ak çıkaracağız?”

Yazıda futbolla ilgili tek bir isim geçiyor. O da İstanbul takımının çalıştırıcılığını üstlenen Cihad Arman. Verilen bilgiye göre bu maça hazırlanmak için 22 Haziran’dan beri Arman nezaretinde antrenmanlara çıkmaktadır takım.

Aziz Basmacı kalecileri Gülseren Kanarya’yı anlatırken neyse ki kaptan Nimet kadar iddialı değil. Oyuncusunu futbolu profesyonel olarak oynamayan isimlerle kıyaslamayı tercih ediyor.

“Komikler takımı kalecisi İsmail Dümbüllü ve asistanı Bodur Adnan’dan daha yüksek vasıfta olduğunu söyleyebilirim.”

Takım tamamen Türk oyunculardan oluşmuyor. Sağiç De Heyro takımın çık şey beklediği bir isim. Aslen canbaz olan De Heyro müthiş hızıyla dikkat çekiyor.

Takıma dair en ilginç ayrıntı ise hücum hattının üç kızkardeşten oluşması: Waltraud Sellon, Doris Sellon ve Alli Sellon.

Tabi unutmamak gerekir, bir de takımın sevimli maskotu Beffi adlı köpek var. İstanbullu bayanlar Beffi’nin onlara uğur getireceğine pek eminler.

4 Temmuz’da Mithat Paşa’da gerçekleşen Spor Festivali kapsamında önce eski millilerle futbolu yeni bırakmış şöhretler arasında, ardından spor yazarlarıyla sahne sanatçıları arasında futbol maçı yapılıyor, son olarak da merakla beklenen kadınlar arası maç oynanıyor.

Ne yazık ki bu maçın sonucuyla ilgili bir bilgiye ulaşamadım. Ama günün akılda kalan bir ayrıntısını sizinle paylaşabilirim. Komikler takımının kalecisi Dümbüllü’nün kalesine astığı pankarttır bu ayrıntı: Gol Atana 50 Lira Ceza Var!”

Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön