Kut'ül Ammare Kuşatmas
Kut'ül Ammare Kuşatması (7 Aralık 1915 - 29 Nisan 1916), İngiliz kuvvetleri ve müttefikleri ile Osmanlı kuvvetleri arasında geçen I. Dünya Savaşı'nın temel muharebelerinden biri. 1. Kut Muharebesi olarak da bilinir. Dicle Nehri kıyısında Kut'ül Ammare şehri yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan muharebe, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve İngiliz birliklerinin tamamının esir alınmasıyla bitti.
Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend komutasındaki İngiliz 6. Poona Tümeni (Hint Tümeni) Bağdat'a ilerlemeye çalışırken 22-23 Kasım 1915'te Selman-ı Pak Muharebesi'ni (Ctesiphon) kazanamayarak geri çekildi ve 3 Aralık'ta Kut'a sığındı.
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun komutanlığına atanarak 5 Aralık'ta Bağdat'a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa'nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri 27 Aralık'ta Kut'u kuşattı.
Kut Kuşatması'nın sonu (Nisan 1916).
İngilizler Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki Tigris (Dicle) Kolordusuyla hücuma geçtiyse de 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede geri çekilme emrini veren 9. Kolordu Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük amcası olan Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde 1.600, 21 Ocak Hannah Muharebesi'nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler Mart başında tekrar taarruza geçti. Ancak 8 Mart 1916'da Sabis (Dujaila) mevkiinde Miralay (Albay) Ali İhsan Bey (Sabis) komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettiyse de 3.500 asker kaybederek geri çekildi. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.
İngilizlerin teslimi
19 Nisan 1916'da 6. Ordu Komutanı Mareşal Von der Goltz Paşa, Bağdat'ta bulunan karargâhında tifüsten ölünce, yerine Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
29 Nisan 1916 Townshend birlikleri Kut'ta yaşanan açlıktan dolayı diğer 13 general, 481 subay ve 13.300 er ile birlikte Osmanlı Kuvvetleri'ne teslim oldu. Halil Paşa, Kutü'l-Ammare zaferinden sonra 6. Ordu'ya yayınladığı mesajda şöyle dedi:
Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz.
İngiliz kuvvetleri ve müttefikleri, 23.000 ölü ve yaralı, Osmanlı kuvvetleri 10.000 ölü ve yaralı vermiş, 13.100 (bazı kaynaklara göre 18.000) İngiliz askeri esir alınmıştır.
İngiliz tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamıştır. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. Bunun üzerine General Lake ve General Gorringe İngiliz ordusunda görevlerinden alınmış ve yerlerine General Maude getirilmiştir.
Bu çarpışmaların askeri tarih açısından bir başka önemi de bilinen ilk havadan ikmal denemesini İngiliz ordusunun Kut'taki birliklerini ikmal için 26 gün boyunca Dicle'deki ORA Üssü'nden 3 adet Short 184 tipi 225 beygirlik deniz uçakları ile bu kuşatma sırasında gerçekleştirmiş olmalarıdır.
Ancak bu çaba yeterli olmamış ve sonucu değiştirmemiştir. Halil Paşa Kut'ül Ammare zaferine istinaden Kut soyadını almıştır.
Bu çarpışmalarda ölenler için kasabada Kut Türk Şehitliği yapılmıştır.
***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Yaşar Doğu (1917 - 1961)
Ünlü Türk güreşçisi Yaşar Doğu, 1915 yılında Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde doğdu. Dedesinin köyü olan Emirli'de büyüdü. Güreşe orada başladı. 1938 yılında Ankara'da askerliğini yaparken minder güreşine çıktı. Bir yıl içinde millî takıma yükseldi. Oniki yıl süreyle (1939-1951) Ay-Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti. Bu süre içinde katıldığı 7 şampiyonanın 6'sında şampiyonluğu kazandı. 1961'de Ankara'da vefat etti. Kabri oradadır.
Aslen Kafkas Türklerindendir. Ecdadı Samsun'a muhacir gelmişti. Daha önce bebek sayılabilecek çağda iken cepheye giden babasının şehit düştüğü haberi gelmiş, bu yüzden annesiyle birlikte dedesinin köyü olan Emirli'ye göç etmek zorunda kalmıştı. Çocukluğunun geçtiği bu köyde güreşe başladı ve daha delikanlılığın eşiğinde iken yaman bir karakucak güreşçisi olarak adını bütün çevreye duyurdu.
Ankara'da askerliğini yaparken bir arkadaşının ısrarı ile Ankara Güreş Kulübü'ne girdi ve orada minder güreşine başladı. Zehir gibi acı kuvveti ve büyük güreş kabiliyeti ile bu güreşte de kendisini derhal gösterdi. Ancak kendisini pek. tecrübesiz buIan yöneticiler onun Avrupa Şampiyonası'nda ezileceğini düşünerek kadroya almak istemediler.
Millî Takımın Finlandiyalı antrenörü Onni Pellinen ağırlığını koyarak direnince kendisine millî takımda yer verildi. Böylelikle başarı dolu güreş hayatının ilk millî temasını 1939 Avrupa Şampiyonası sırasında Oslo'da yaptı. Minder güreşindeki olanca acemilik ve millî maç tecrübesizliğine rağmen büyük bir varlık göstererek üç rakibini yendi, bir maçında sayıyla yenik sayılarak Avrupa Şampiyonluğunu kaybetti, ikinci oldu. O zaman, bu bile büyük başarıydı.
1940 yılında İstanbu1'da yapılan Balkan Oyunları'nda güreş yaşantısının ilk şampiyonluğunu kazandıktan sonra, İkinci Dünya Savaşı'nın araya girmesiyle millî müsabakalardan uzak altı yıllık bir duraklama devresine girilmişti.
1946 yılında tekrar rakipsiz eleman olarak Millî Güreş Takımımıza girdi. Aynı yıl Stokholm'de yapılan Avrupa Şampiyonası'nda sıtmanın verdiği 40 derecelik hararetle mindere çıkmasına rağmen yaptığı altı güreşi de kazanarak 73 kilonun Avrupa Şampiyonu oldu. 1947 yılında Prag'da yapılan Avrupa Greko-Romen Şampiyonası'nda da Ay-Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti.
İlk kez “Demirperde Bloku”nun katıldığı bu şampiyona enteresan bir mahiyet taşımaktaydı. Zira Sovyet Rusya ve peykleri bir demirperde ülkesinde yapılan bu şampiyonada tam bir ittifak içinde idiler. Yaşar, arkadaşlarına yapılan haksızlıkları gördüğü zaman, şampiyonluğu kazanmak için sadece Rus rakibini değil, demirperde hakem blokunu da yenmesi gerektiğini gayet iyi anlamıştı. Bu azimle girdi güreşlere ve rakiplerini çatır çarır yendikten sonra finalde Rus ile karşı karşıya kaldı. Güreşe fırtına gibi girdi. Rus'u tuttuğu gibi yere vurdu. Oyundan oyuna geçiyordu. Bir ara rakibinin sırtını yere yatırdı. Hakemler görmezlikten geldiler. Sonra bir tuş daha yaptı. O da aynı akıbete uğradı. Koca Yaşar kızmıştı. Olanca gazabı ile atıldı, çift sürer gibi sürdü Rus'u. Daha sonra hırsla rakibini çatır çatır çevirdi. Bir pestil gibi sırt üstü mindere serdi ve rakibinin göğsüne çıkıp oturdu. Teker teker bütün hakemlere baktı. Gözleri öfke ile doruydu. Hani “Bu da tuş değil mi be insafsızlar” der gibiydi. Hakemler istemeye istemeye “Evet” dediler. Tuşu da; şampiyonluğunu da bastıra bastıra kabul ettirmişti koca Yaşar...
Güreş Dünyasında İsveçlilerin deyimi ile bir “Kara saçlı kuvvet ilahı” olarak parlayan Yaşar Doğu, büyük namını 1948 Olimpiyatları, 1949 Avrupa Şampiyonluğu ile de perçinledi. 1950 yılında Irak ve Pakistan'a yaptığı büyük turnede büyük kuvvet ve güreş bilgisini doğu alemine tanıtmak imkân ve fırsatını da buldu.
1951 yılında Helsinki'de yapılan Dünya Şampiyonası'nda 87 kiloda Ayyıldızlı mayoyu giydi. Çok çabuk kilo alan, buna karşılık çok zor kilo veren bir bünyeye sahipti. Bu yüzden yıllar ilerledikçe sıkleti de yukseliyordu, Nitekim 67 kilo ile başladığı güreş hayatının son şampiyonluğunu Helsinki'de 87 kiloda kazandı. Böylelikle parlak güreş hayatına bir de dünya şampiyonluğu sıfatını eklemiş oldu.
Ayyıldızlı mayo altında yaptığı 47 maçın 46'sını kazanan Yaşar, bunların 33'ünde tuş yapmış, 11 maçını ittifakla, 1'ini abandone ile, birini de ekseriyetle kazanmıştır. Galibiyetle sonuçlanan 46 güreşi 690, dakika sürmesi gerekirken; yaptığı tuşlarla bu süreyi 372 dakika 26 saniyeye indirmişti.
Güreş hayatını kapattıktan sonra Millî Güreş Takımımıza antrenör oldu. 1955 yılında antrenör olarak Millî Takımımızla gittiği İsveç'te ciddi bir kalp krizi geçirdi. Uzun bir tedavi gördü. Doktorlar kendisine iyi bakmasını, yorulup heyecanlanmamasını söylemişlerdi. Fakat bunu yapamadı. İsveç'ten döner dönmez tekrar kendini güreşe verdi ve 8 Ocak 1961'de Ankara'da bir kalp krizi sonucu vefat etti.
Ünlü Türk güreşçisi Yaşar Doğu, 1915 yılında Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde doğdu. Dedesinin köyü olan Emirli'de büyüdü. Güreşe orada başladı. 1938 yılında Ankara'da askerliğini yaparken minder güreşine çıktı. Bir yıl içinde millî takıma yükseldi. Oniki yıl süreyle (1939-1951) Ay-Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti. Bu süre içinde katıldığı 7 şampiyonanın 6'sında şampiyonluğu kazandı. 1961'de Ankara'da vefat etti. Kabri oradadır.
Aslen Kafkas Türklerindendir. Ecdadı Samsun'a muhacir gelmişti. Daha önce bebek sayılabilecek çağda iken cepheye giden babasının şehit düştüğü haberi gelmiş, bu yüzden annesiyle birlikte dedesinin köyü olan Emirli'ye göç etmek zorunda kalmıştı. Çocukluğunun geçtiği bu köyde güreşe başladı ve daha delikanlılığın eşiğinde iken yaman bir karakucak güreşçisi olarak adını bütün çevreye duyurdu.
Ankara'da askerliğini yaparken bir arkadaşının ısrarı ile Ankara Güreş Kulübü'ne girdi ve orada minder güreşine başladı. Zehir gibi acı kuvveti ve büyük güreş kabiliyeti ile bu güreşte de kendisini derhal gösterdi. Ancak kendisini pek. tecrübesiz buIan yöneticiler onun Avrupa Şampiyonası'nda ezileceğini düşünerek kadroya almak istemediler.
Millî Takımın Finlandiyalı antrenörü Onni Pellinen ağırlığını koyarak direnince kendisine millî takımda yer verildi. Böylelikle başarı dolu güreş hayatının ilk millî temasını 1939 Avrupa Şampiyonası sırasında Oslo'da yaptı. Minder güreşindeki olanca acemilik ve millî maç tecrübesizliğine rağmen büyük bir varlık göstererek üç rakibini yendi, bir maçında sayıyla yenik sayılarak Avrupa Şampiyonluğunu kaybetti, ikinci oldu. O zaman, bu bile büyük başarıydı.
1940 yılında İstanbu1'da yapılan Balkan Oyunları'nda güreş yaşantısının ilk şampiyonluğunu kazandıktan sonra, İkinci Dünya Savaşı'nın araya girmesiyle millî müsabakalardan uzak altı yıllık bir duraklama devresine girilmişti.
1946 yılında tekrar rakipsiz eleman olarak Millî Güreş Takımımıza girdi. Aynı yıl Stokholm'de yapılan Avrupa Şampiyonası'nda sıtmanın verdiği 40 derecelik hararetle mindere çıkmasına rağmen yaptığı altı güreşi de kazanarak 73 kilonun Avrupa Şampiyonu oldu. 1947 yılında Prag'da yapılan Avrupa Greko-Romen Şampiyonası'nda da Ay-Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti.
İlk kez “Demirperde Bloku”nun katıldığı bu şampiyona enteresan bir mahiyet taşımaktaydı. Zira Sovyet Rusya ve peykleri bir demirperde ülkesinde yapılan bu şampiyonada tam bir ittifak içinde idiler. Yaşar, arkadaşlarına yapılan haksızlıkları gördüğü zaman, şampiyonluğu kazanmak için sadece Rus rakibini değil, demirperde hakem blokunu da yenmesi gerektiğini gayet iyi anlamıştı. Bu azimle girdi güreşlere ve rakiplerini çatır çarır yendikten sonra finalde Rus ile karşı karşıya kaldı. Güreşe fırtına gibi girdi. Rus'u tuttuğu gibi yere vurdu. Oyundan oyuna geçiyordu. Bir ara rakibinin sırtını yere yatırdı. Hakemler görmezlikten geldiler. Sonra bir tuş daha yaptı. O da aynı akıbete uğradı. Koca Yaşar kızmıştı. Olanca gazabı ile atıldı, çift sürer gibi sürdü Rus'u. Daha sonra hırsla rakibini çatır çatır çevirdi. Bir pestil gibi sırt üstü mindere serdi ve rakibinin göğsüne çıkıp oturdu. Teker teker bütün hakemlere baktı. Gözleri öfke ile doruydu. Hani “Bu da tuş değil mi be insafsızlar” der gibiydi. Hakemler istemeye istemeye “Evet” dediler. Tuşu da; şampiyonluğunu da bastıra bastıra kabul ettirmişti koca Yaşar...
Güreş Dünyasında İsveçlilerin deyimi ile bir “Kara saçlı kuvvet ilahı” olarak parlayan Yaşar Doğu, büyük namını 1948 Olimpiyatları, 1949 Avrupa Şampiyonluğu ile de perçinledi. 1950 yılında Irak ve Pakistan'a yaptığı büyük turnede büyük kuvvet ve güreş bilgisini doğu alemine tanıtmak imkân ve fırsatını da buldu.
1951 yılında Helsinki'de yapılan Dünya Şampiyonası'nda 87 kiloda Ayyıldızlı mayoyu giydi. Çok çabuk kilo alan, buna karşılık çok zor kilo veren bir bünyeye sahipti. Bu yüzden yıllar ilerledikçe sıkleti de yukseliyordu, Nitekim 67 kilo ile başladığı güreş hayatının son şampiyonluğunu Helsinki'de 87 kiloda kazandı. Böylelikle parlak güreş hayatına bir de dünya şampiyonluğu sıfatını eklemiş oldu.
Ayyıldızlı mayo altında yaptığı 47 maçın 46'sını kazanan Yaşar, bunların 33'ünde tuş yapmış, 11 maçını ittifakla, 1'ini abandone ile, birini de ekseriyetle kazanmıştır. Galibiyetle sonuçlanan 46 güreşi 690, dakika sürmesi gerekirken; yaptığı tuşlarla bu süreyi 372 dakika 26 saniyeye indirmişti.
Güreş hayatını kapattıktan sonra Millî Güreş Takımımıza antrenör oldu. 1955 yılında antrenör olarak Millî Takımımızla gittiği İsveç'te ciddi bir kalp krizi geçirdi. Uzun bir tedavi gördü. Doktorlar kendisine iyi bakmasını, yorulup heyecanlanmamasını söylemişlerdi. Fakat bunu yapamadı. İsveç'ten döner dönmez tekrar kendini güreşe verdi ve 8 Ocak 1961'de Ankara'da bir kalp krizi sonucu vefat etti.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Mustafa Çakmak
Mustafa Çakmak (d. 1909, Zara - ö. 29 Ekim 1999, İstanbul), Türk serbest güreşçi ve antrenör.
Güreşe 16 yaşında başladı, 87 kiloda başarılı oldu. 1932, 1934, 1935, 1937 ve 1940 yılları arasında toplam 5 kez Balkan şampiyonluğunu kazandı. 87 kiloda dünyanın en iyi güreşçilerinden biri sayılan Çakmak, 1938 yılında Ankara'da İsveçli meşhur Axel Cadier'i yenme başarısını göstererek adını daha da duyurdu.[1] 1939'da Avrupa ikincisi oldu. 1936 Berlin Olimpiyatları'nda hem serbest hem grekoromen, 1948 Londra Olimpiyatları'nda grekoromen yarışmalara katıldı.
1948 Olimpiyatları'ndan sonra antrenörlüğe başladı. Başta Sırrı Acar olmak üzere pek çok güreşçi yetiştirdi.
Mustafa Çakmak (d. 1909, Zara - ö. 29 Ekim 1999, İstanbul), Türk serbest güreşçi ve antrenör.
Güreşe 16 yaşında başladı, 87 kiloda başarılı oldu. 1932, 1934, 1935, 1937 ve 1940 yılları arasında toplam 5 kez Balkan şampiyonluğunu kazandı. 87 kiloda dünyanın en iyi güreşçilerinden biri sayılan Çakmak, 1938 yılında Ankara'da İsveçli meşhur Axel Cadier'i yenme başarısını göstererek adını daha da duyurdu.[1] 1939'da Avrupa ikincisi oldu. 1936 Berlin Olimpiyatları'nda hem serbest hem grekoromen, 1948 Londra Olimpiyatları'nda grekoromen yarışmalara katıldı.
1948 Olimpiyatları'ndan sonra antrenörlüğe başladı. Başta Sırrı Acar olmak üzere pek çok güreşçi yetiştirdi.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Oldsmobile
Oldsmobile, 21 Ağustos 1897'de Lansing, Michigan'da Ransom Eli Olds tarafından Olds Motor Vehicle Company (Olds Motorlu Araçlar Şirketi) adı altında kurulmuştur. 1899'da Samuel L. Smith adında bir bakır ve kereste kralı tarafından satın alınan şirketin adı Olds Motor Works olarak değiştirildi. Yeni şirket Lansing'den Detroit'e taşındı. Smith şirketin başkanı olurken, Ransom başkan yardımcısı ve genel müdürlük görevini aldı.
1901 yılında Ransom, 650$'a satılan Curved Dash Oldsmobile modelini tasarladı. Her ne kadar aynı yıl fabrika yansa da 600'ün üzerinde Curved Dash modeli satılmıştır. 1904 yılında satışlar 5000 adede kadar çıkmıştır.
Ransom ve Smith sık sık anlaşmazlığa düştüğünden, 1904 yılında başkan yardımcılığı ve genel müdürlük görevlerinden alınan Ransom kendi şirketinden ayrıldı. Hemen sonra kurduğu R.E. Olds Motor Car Companynin adını herhangi bir dava söz konusu olmasın diye Reo Motor Company'e çevirdi. REO kısaltması onun isminin baş harflerinden gelir. Ransom 1925'e kadar REO'nun başkanlığını ve sonra da yürütme kurulu başkanlığını yapmıştır.
The Olds Motor Works şirketi 1908 yılında General Motors tarafından satın alınmıştır. 107 yıl boyunca üretilen 'Oldsmobile markası General Motors tarafından 2004 yılında durdurulmuştur.
Oldsmobile, 21 Ağustos 1897'de Lansing, Michigan'da Ransom Eli Olds tarafından Olds Motor Vehicle Company (Olds Motorlu Araçlar Şirketi) adı altında kurulmuştur. 1899'da Samuel L. Smith adında bir bakır ve kereste kralı tarafından satın alınan şirketin adı Olds Motor Works olarak değiştirildi. Yeni şirket Lansing'den Detroit'e taşındı. Smith şirketin başkanı olurken, Ransom başkan yardımcısı ve genel müdürlük görevini aldı.
1901 yılında Ransom, 650$'a satılan Curved Dash Oldsmobile modelini tasarladı. Her ne kadar aynı yıl fabrika yansa da 600'ün üzerinde Curved Dash modeli satılmıştır. 1904 yılında satışlar 5000 adede kadar çıkmıştır.
Ransom ve Smith sık sık anlaşmazlığa düştüğünden, 1904 yılında başkan yardımcılığı ve genel müdürlük görevlerinden alınan Ransom kendi şirketinden ayrıldı. Hemen sonra kurduğu R.E. Olds Motor Car Companynin adını herhangi bir dava söz konusu olmasın diye Reo Motor Company'e çevirdi. REO kısaltması onun isminin baş harflerinden gelir. Ransom 1925'e kadar REO'nun başkanlığını ve sonra da yürütme kurulu başkanlığını yapmıştır.
The Olds Motor Works şirketi 1908 yılında General Motors tarafından satın alınmıştır. 107 yıl boyunca üretilen 'Oldsmobile markası General Motors tarafından 2004 yılında durdurulmuştur.


[right]Arif YAMAN[/right]
- Mertkan
- Demirci Çırağı
- Mesajlar: 662
- Kayıt: 13 Ara 2009 14:18
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Börteçine
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Selamun Aleyküm
Arif abim hergün yeni bir bilgi tadında paylaşımların için teşekkür ederiz paylaşımlarını okumak güzel...
İhsan etkinlikleri gördüm başarılarınızın devamını diliyorum ben olmadığım sürece başarılısınız gaffarda
Güncel konuların dışında Börteçine Loncası olarak;
1. Oyun içi geleceğimizi
2. Üye Alımları ile İlgili sorunları
3. Yönetim Kadromuzu
4. Oyun içi etkinlikleri konuşabileceğimiz bir toplantı istiyorum.
İligili konularda sunumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum kardeşlerim.
Arif abim hergün yeni bir bilgi tadında paylaşımların için teşekkür ederiz paylaşımlarını okumak güzel...
İhsan etkinlikleri gördüm başarılarınızın devamını diliyorum ben olmadığım sürece başarılısınız gaffarda
Güncel konuların dışında Börteçine Loncası olarak;
1. Oyun içi geleceğimizi
2. Üye Alımları ile İlgili sorunları
3. Yönetim Kadromuzu
4. Oyun içi etkinlikleri konuşabileceğimiz bir toplantı istiyorum.
İligili konularda sunumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum kardeşlerim.
- BilgeTonyukuk
- Çınaraltı Müdavimi
- Mesajlar: 808
- Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Selamun aleyküm sevgili ailem,
Regaib kandiliniz mübarek olsun, hep beraber huzur ve mutluluk içerisinde nice kandiller görmek dileğiyle.
Dün gece yapılan konuşma neticesinde loncamızın vizyonu ve misyonu netleştirilmiş, görev dağılımları gerçekleştirilmiştir. Gün geçtikçe büyüyen ve eski gücüne kavuşan ailemizi can-ı yürekten kutluyorum.
Bâki sevgiyle, esen kalın.
Regaib kandiliniz mübarek olsun, hep beraber huzur ve mutluluk içerisinde nice kandiller görmek dileğiyle.
Dün gece yapılan konuşma neticesinde loncamızın vizyonu ve misyonu netleştirilmiş, görev dağılımları gerçekleştirilmiştir. Gün geçtikçe büyüyen ve eski gücüne kavuşan ailemizi can-ı yürekten kutluyorum.

- xtengiz
- Kobra Takipçisi
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 04 Tem 2010 21:01
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Börteçine
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Hafta sonu gire bilenlere saygı lütfen..
İhsan ağam az kaldı öğreneceksiniz bu oyunu
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Selamünaleyküm
Önce geçmiş olan mubarek kandilinizi tebrik eder, İnşaalah beraberce nice kandillerin nasib ederim.
Çalıştığım işyerinin sattığı dokuma sisteminin montajı için Kahramanmaraşa gittim, bu yüzden 2-3 gündür foruma yazamadım.
Toplantı yapılması çok iyi olmuş, neticeleri sayfaya yazarsanız bence daha geçerli olur. Aramıza yeni katılan kardeşlerim varmış onlarında dahil edildiği lonca listesini oluşturup güncellemeye başlarsanız kardeşlerim Börteçine arkadaşlarını daha iyi takip edip daha çabuk kaynaşırlar.
Yeni katılan üyelerimizde olduğuna göre lonca forum sayfası daha canlı olmalı her üye lonca sayfasını takip edip diyaloglara katılmalı, iletişim canlı tutulmalı.
Önce geçmiş olan mubarek kandilinizi tebrik eder, İnşaalah beraberce nice kandillerin nasib ederim.
Çalıştığım işyerinin sattığı dokuma sisteminin montajı için Kahramanmaraşa gittim, bu yüzden 2-3 gündür foruma yazamadım.
Toplantı yapılması çok iyi olmuş, neticeleri sayfaya yazarsanız bence daha geçerli olur. Aramıza yeni katılan kardeşlerim varmış onlarında dahil edildiği lonca listesini oluşturup güncellemeye başlarsanız kardeşlerim Börteçine arkadaşlarını daha iyi takip edip daha çabuk kaynaşırlar.
Yeni katılan üyelerimizde olduğuna göre lonca forum sayfası daha canlı olmalı her üye lonca sayfasını takip edip diyaloglara katılmalı, iletişim canlı tutulmalı.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
2 Mayıs Tarihte Bugün
1885: Anadolu'nun ilk lisesi (idadisi) Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi temeli törenle atıldı.
1926: Atlas Okyanusu'nun iki yakası arasında ilk faks mesajı gönderildi.
1938: Ordu Süvari Ekibi, Roma'da Milletler Kupası yarışlarında altın Mussolini Kupası'nı kazandı.
1953: Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi kurucuları seçildi.
1954: Milletvekili Genel Seçimleri yapıldı.
1972: ABD'den alınan TCG Oruç Reis ile TCG Uluç Ali Reis denizaltıları törenle donanmaya katıldı.
1973: Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere saldırmasıyla Lübnan iç savaşı başladı.
1982: Falkland Adaları'nda İngiltere-Arjantin savaşı başladı.
1984: F-16 uçaklarının Türkiye'de yapılması için anlaşma sağlandı.
1986: Birinci Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde açıldı.
1998: Avrupa Merkez Bankası, Brüksel'de Avrupa Birliği'nin para politikalarını yönetmesi amacıyla kuruldu.
199
1885: Anadolu'nun ilk lisesi (idadisi) Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi temeli törenle atıldı.
1926: Atlas Okyanusu'nun iki yakası arasında ilk faks mesajı gönderildi.
1938: Ordu Süvari Ekibi, Roma'da Milletler Kupası yarışlarında altın Mussolini Kupası'nı kazandı.
1953: Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi kurucuları seçildi.
1954: Milletvekili Genel Seçimleri yapıldı.
1972: ABD'den alınan TCG Oruç Reis ile TCG Uluç Ali Reis denizaltıları törenle donanmaya katıldı.
1973: Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere saldırmasıyla Lübnan iç savaşı başladı.
1982: Falkland Adaları'nda İngiltere-Arjantin savaşı başladı.
1984: F-16 uçaklarının Türkiye'de yapılması için anlaşma sağlandı.
1986: Birinci Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde açıldı.
1998: Avrupa Merkez Bankası, Brüksel'de Avrupa Birliği'nin para politikalarını yönetmesi amacıyla kuruldu.
199


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Anadoluda ilk lise
Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, Anadolu’da açılan ilk lisedir ve bunda Abdurrahman Paşa gibi, Osmanlı Devleti'nde sadrazamlık yapmış bir kişinin Kastamonu’ya vali olarak atanmasının da payı vardır.
1883 yılında Kastamonu Valiliği'ne tayin edilen Abdurrahman Paşa, devletin içine düştüğü durumdan kurtulmasının ancak eğitim alanında yapılacak reformlarla mümkün olabileceğini görmüştür. Valiliğinin ikinci senesinde, 1884 yılında şehir merkezinde Darülmuallimin ve Askeri Rüştiye gibi okulların açılması sağlanmıştır. Bununla da yetinmemiş; İstanbul dışında özellikle Anadolu’da idadi statüsünde henüz bir mektep yok iken Kastamonu’da idadi adıyla bir okul açılmasına karar vermiştir. İlkin binanın resimlerini çizdirmiş veya bugünkü adıyla projesini yaptırmış ve Maarif Nezareti’nden müsaade istemiştir. Gerekli izin alınmış ve Anadolu’da ilk idadinin açılması çalışmalarına 30 Mart 1885 günü başlanmıştır. 2 Mayıs 1885 günü resmi bir törenle temel atılmıştır.
Diğer yandan Rüştiye mekteplerinden mezun öğrencileri mağdur etmemek için inşaatın bitmesi beklenmemiş ve Askeri Rüştiye’nin bir koğuşunda hemen eğitim – öğretime başlanmıştır. Şehirde var olan rüştiyelere ilave olarak ilk iki yıl içinde üç önemli okul daha açılmıştır.
Kastamonu Lisesi kuruluşundan günümüze kadar on bine yakın mezun vermiştir
Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, Anadolu’da açılan ilk lisedir ve bunda Abdurrahman Paşa gibi, Osmanlı Devleti'nde sadrazamlık yapmış bir kişinin Kastamonu’ya vali olarak atanmasının da payı vardır.
1883 yılında Kastamonu Valiliği'ne tayin edilen Abdurrahman Paşa, devletin içine düştüğü durumdan kurtulmasının ancak eğitim alanında yapılacak reformlarla mümkün olabileceğini görmüştür. Valiliğinin ikinci senesinde, 1884 yılında şehir merkezinde Darülmuallimin ve Askeri Rüştiye gibi okulların açılması sağlanmıştır. Bununla da yetinmemiş; İstanbul dışında özellikle Anadolu’da idadi statüsünde henüz bir mektep yok iken Kastamonu’da idadi adıyla bir okul açılmasına karar vermiştir. İlkin binanın resimlerini çizdirmiş veya bugünkü adıyla projesini yaptırmış ve Maarif Nezareti’nden müsaade istemiştir. Gerekli izin alınmış ve Anadolu’da ilk idadinin açılması çalışmalarına 30 Mart 1885 günü başlanmıştır. 2 Mayıs 1885 günü resmi bir törenle temel atılmıştır.
Diğer yandan Rüştiye mekteplerinden mezun öğrencileri mağdur etmemek için inşaatın bitmesi beklenmemiş ve Askeri Rüştiye’nin bir koğuşunda hemen eğitim – öğretime başlanmıştır. Şehirde var olan rüştiyelere ilave olarak ilk iki yıl içinde üç önemli okul daha açılmıştır.
Kastamonu Lisesi kuruluşundan günümüze kadar on bine yakın mezun vermiştir


[right]Arif YAMAN[/right]