Öncelikler şunu belirtmek istiyorum görevli arkadaşlar konuyu silmesin ya da kilitlemesin bu konu tamamen oyuncuları bilinçlendirmek adınadır bir süre sonra konu dışı bölmüne taşına bilir . Bazı kaynaklardan aldığım bilgileri burda paylaşıcam.
Türkler Müslüman olmadan önce “tengri” dedikleri bir güce inanıyorlardı. Bu kelime “gükyüzü” anlamına da geldiği için yaratıcıyı gükte farz ederek bazen güktanrı dedikleri de olmuştur. İslamı kabul ettikten sonra da Tanrı kelimesini kullanmaya devam ettiler. Bugün bile meselâ, “Tanrı misafiri” denir de, “Allah misafiri” denmez. Mehmed Akif bu ifadeyi “Demek almayacak Tanrı selâmını bile” mısraında kullanır.
Mesela bir ahlak ve nasihat kitabı olan Yusuf Has Hacib’in kaleme aldığı Kutadgu Bilig’de Allah kelimesi geçmekle beraber, bazen “Tengri Teâlâ” olarak da geçer.
Cumhuriyet dönemi Kur’an mütercimlerinden merhum H. Basri Çantay, “Lâ ilâhe illallah” cümlesini “Allah’dan başka Tanrı yoktur” şeklinde tercüme etmiştir. Görüldüğü gibi merhum mütercim burada Allah karşılığında Tanrı kelimesini kullanmıştır.
Orhun Âbideleri’nde Tengri kelimesi daima ilâhi bir kudreti ifade eder.
İnsanlar, “Tanrı” sözcüğünü duydukları anda “Kafir misin sen? Biz müslümanız ve Allah’a inanıyoruz. Tanrı’ya falan inanmayız biz.” diyerek ne kadar büyük bir gaflete düştüklerinin farkında değildirler. Çünkü bunlar, dogmatik temellerde öğrendikleri bilgilerin yanlış olduklarına ihtimal vermez, bu bilgilerin yanlışlığını savunan insanlara da tahammül edemezler.
Özellikle yabancı dizi ve filmlerin çevirisinde “God” yerine hep “Tanrı” adının kullanılması, bu adın yabancılara mâl edilmesine neden olmuştur. 21. yüzyıldaki anlayış, bu şekilde gelişmiştir. Tanrı adının “gevur icadı, ecnebilerin kelimesi” olarak adlandırılması, işte bu dizi ve filmler yüzündendir.
Tanrı adının aslı olan “Tengri” sözcüğünün kökenine dair ise birkaç farklı görüş bulunmaktadır. Bunlardan birine göre Tengri adı Eski Türkçedeki “teng” (denk) sözcüğünden türemiştir ve bu sözcük Divan-u Lügat’it Türk‘te “teñ” olarak geçmektedir. Bu görüşte, Tanrı’nın doğadaki uyumu (dengeyi) ve evren düzenini sağlayıcı yönünün vurgulandığına dikkat çekilmek istenmiştir. İkinci görüşe göre Tengri adı, Orhun Yazıtları‘nda da geçtiği üzere “teñri” (mavi, gök, ulu) sözcüğünün anlam aktarmasıyla oluşmuştur. Göktanrı inancının etkisi ile ulu göklerdeki maviliklerin Yaratıcı’yla özdeşleştirilmesi de olası bir durumdur. Bunun yanında Tengri adının “tan+yeri” ve “ten+gri” sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşabileceği hakkında da görüşler bulunmaktadır.
Türkler, toplu olarak İslam’ı benimsemeden önce Gök Tanrı Dini‘ne inanıyorlardı. Bu dinde de tek Yaratıcı bulunuyordu ve Türk Ulusu bu Yaratıcıyı “Kök Tengri” olarak adlandırmıştı. İlk olarak Orhun Yazıtları‘nda görebildiğimiz “Tengri” sözcüğü, Türkler‘in Maniheizm’i ve Budizm’i kabul etmeleriyle birlikte değişmemiş ve aynen kullanılmıştır. İslamiyet’in 10. yüzyılda Türkler arasında yayılmaya başlamasını takip eden birkaç yüzyıl boyunca Türkler Yaratıcı’ya “Tanrı” adıyla seslenmişlerdir. İlk müslüman Türkler’in 14. yüzyıla kadar yazdıkları birçok eserde “Tanrı, Mevla, Hûdâ, İlah, Çalap, Allah, Rab” gibi Yaratıcı adları kullanılmaktadır. Bu adlardan “Mevla ve Hûdâ” Farsça kökenli, “İlah, Allah ve Rab” Arapça kökenli, “Tanrı ve Çalap” ise Türkçe kökenlidir. Bu adların hepsi, Yaratıcı’yı karşıladıkları için, Osmanlı‘nın kuruluş döneminde bile bu adların tümünün kullanılmasında sakınca görülmemiştir.
Çalap sözcüğüne, nispet i’sinin eklenmesiyle oluşan Çelebi adını kullanan Evliya Çelebi 1600′lü yıllarda yaşamıştır. Yunus Emre “Suyun akar yalap yalap, / Böyle emreylemiş çalap.” sözlerini 1300′lü yıllarda söylemiştir. Kim İslam’ı Yunus Emre’den daha iyi yaşadığını söyleyebilir? O hâlde Yunus Emre gibi yüce bir zâtın bile sakınca görmediği “çalap” (Tanrı) sözcüğünü kullanmanın günah olduğunu düşünmek akla sığar mı? Dahası Türkiye Türkleri gibi müslüman olan Azerbaycan Türkleri bugün Allah sözcüğü yerine “Tanrı” adını kullanmaktadırlar. Bu insanlar mı kâfir, yoksa biz mi bilinçsiziz?
Tanrı adının kullanılmasının “günah” olduğunu söyleyen bazı cahil insanlar, “Allah’ın 99 adında Tanrı yoktur. Bunun için onu kullanmak günahtır.” derler. Kargaların bile güleceği bu savunmayı çürütmek çok kolaydır. Nitekim “mevla ve hûdâ” sözcükleri de Allah’ın 99 adında bulunmadığı hâlde bunların kullanılmasında bir sakınca görülmemektedir. O zaman bu anlayışta bir bozukluk veya kasıt vardır. Türkçe kökenli olanı kullanınca günah oluyor da, Farsça kökenliyi kullanınca neden günah olmuyor?
İkinci bir savunma ise, “Allah tektir, Tanrı çoktur.” anlayışı ile Tanrı adının karalanmasıdır. Bu da düpedüz yalandır ve araştırmaktan aciz insanların sayıklamalarıdır. Binlerce yıllık Türk tarihinde ortaya konulan metinlerin hepsinde “Tengri” sözcüğü hiç çoğul olarak kullanılmamıştır. Kaldı ki Türkler Şamanist dönemlerden beri hep “tek Tanrılı” inanca sahiptirler.
Eski araplar taptıkları nesnelere Tanrı değil İlah derlerdi. Ne yazık ki yabancı dillerden çevrilen yanlış hatalardan dolayı Tanrı kelimesi kötü algılanmıştır. Tanrı kelimesi Öz Türkçe bir kelimedir ve başka dilde bulamazsınız.
Necip Fazıl o kadar beyinsiz bir şahsiyettir ki, ”Allah Tanrı’nın belasını versin” diyerek, Allah Allah’ın belasını versin demiştir. Çünkü; Allah ve Tanrı aynıdır. Yalnızca birisi Türkçe diğeri Arapçadır.
O neden ile değil, ‘Türkçülerin Tanrı Türk’ü Korusun” söylemlerinden rahatsızlık duyduğu için söylemiştir. Ayrıca kendisi, Türklüğe ve Atatürk’e hakaretten içeride yatmış ve bir şiirinde Başbuğ Atatürk’e maymun demiştir. Yani dürzünün biridir. Düne kadar şarapçı iken bir anda dinci postuna bürünüp, Türk gençlerinin beynini ümmetçilik ile yıkamıştır.
Araplar islamiyet öncesi dönemde Kabe deki 360 tane put arasından en yükseği,en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah (En güçlü ilah) şeklinde ellerini iki yana açarak dua ediyorlardı…yani Arapça da “İlah” olan Tanrı kelimesi islamiyetle beraber “Allah” a dönüştürüldü.(southern Arabia, Carleton S. Coon, Washington, D.C. Smithsonian, 1944, p.399)
(Çeşitli Arap kabileleri aslında bu ay Tanrısına değişik adlar veriyordu bunlardan bazıları “Sin”,”Hubal”,ve Kureyş te Al-ilah. Dilbilimciler “Allah” kelimesinin “Al-ilah” tan türediğini söylerler.(.İslam Muhammed and his religion, Arthur Jeffery, 1958, p 85,Muhammad at Mecca, W. Montgomery Watt, 1953, p 23-29)
Ay tanrısını ifade eden “Al-ilah” kelimesi islamiyet öncesi dönemde Arap şiirlerinde yaygın olarak kullanılıyordu(Encyclopedia of Islam, eds. Lewis, Menage, Pellat, Schacht; Leiden: E.J.Brill, 1971, III:1093)
Tekrar ediyorum konuyu hemen kilitlemeyin sadece bilinçlerdikmek adına açtım konuyu sadece küfürlü ve gereksiz yorumlar silinsin. Ayrıca bu bir alıntıdır alıntının linkini isteyenler özelden ulaşabilirler
Tanrı ve Allah hakkında (konu kilitlenmesin lütfen)
Tüm İKV oyuncularının ortak paylaşım alanı
“Genel Etkileşim” sayfasına dön
Geçiş yap
- Genel Duyurular
- ↳ Kurallar
- ↳ Haberler & Duyurular
- ↳ Sıkça Sorulan Sorular
- Genel Etkileşim
- ↳ Genel Etkileşim
- ↳ Eski Duyurular
- ↳ Kıyamet Günlükleri
- ↳ Loncalar
- ↳ Konu Dışı
- ↳ Donanım / Teknik Sorunlar
- ↳ Anketler
- ↳ İKV Dükkan
- ↳ Etkinlikler
- Karakter Okulları
- ↳ Savaşçı
- ↳ Büyücü
- ↳ Şifacı
- Klanlar
- ↳ Lodos
- ↳ Arzın Çocukları
- Sunucular
- ↳ Eminönü Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Teşkilat Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Beyaz Köşk Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Kuklacı Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Meran Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Tılsım Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Sancak Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Anka Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Sohbet
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- ↳ Karaköy Sunucusu Kanalları
- ↳ Genel Etkileşim
- ↳ Lonca İletişim
- ↳ Kapalı Çarşı
- Fan Kulübü
- ↳ Görseller
- ↳ Video
- ↳ Yazım
- ↳ Fan Siteler
- ↳ Diğer