Oyun içerisinde bulunan Oğuzhan Erdoğan abime bulunmuş olduğum röportaj teklifimi kabul etti ve çok keyifli dakikalar geçirdik. Bu röportajımızı okuyan okurlarımız bir çok konuda aydınlata bildiysek ne mutlu bize.
Soru: Merhabalar, öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
Cevap: Merhaba, röportaj teklifiniz için teşekkür ederim. Kısaca bahsetmek gerekirse, her ne kadar ismim çoğunlukla Erdoğan olarak bilinse ve yakınlarım tarafından Erdoğan diye çağrılsam da adım Oğuzhan, soyadım Erdoğan’dır. 1990 Sinop doğumluyum ve şuan Ukrayna’da yaşıyorum. “Akıllı Sistemler ve Bilgisayar Ağları” alanında lisans eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmeyi ve mümkün olursa dijital oyun sektöründe kariyerime yön vermek istiyorum. Henüz 2. Sınıf öğrencisiyim. Öğrenim hayatım dışında ise fotoğraf çekmeyi, sevdiklerimle vakit geçirmeyi ve İKV’ye zaman ayırmayı severim.
Soru: Diğer Game Master'ler arasında farklılığınız ortada Fotoğraf çekiminiz beni şaşırtmadı çünkü Sosyal medya üzerinde en çok fotoğraf paylaşan yöneticilerdensiniz. Peki, oyun ile tanışmanız nasıl oldu diye bir soru yönelteyim size?
Cevap: Tam sürümün yayınlandığı 2007 senesinde lise öğrencisiydim. Çevirim içi oyunların insana fazla zaman harcattıklarını ve o yaşlarda ne kadar zaman harcanması gerektiğini birçok kişinin doğru belirleyemediğini düşündüğümden hiçbir çevirim içi oyun oynamıyordum. Kısaca, bir önyargım vardı. Bir gün bende kalan arkadaşlarımdan biri “oğlum bak yeni oyun buldum süper kıyamet mıyamet var” diyerek oyunu bilgisayarıma kurmuş. Kısaca oyuna bir göz attık, ben tabii önyargım ile hareket ederek “ben oynamam öyle oyun, sil gitsin” dedim Öyle kaldı, aradan 1 hafta geçtikten sonra vakit geçirmek için bir şeyler ararken oyunun simgesinin hala masaüstünde olduğunu gördüm ve tıkladım O zamana kadar Türk yapımı bir oyun olduğundan dahi bihaberdim.
Soru: Egolarınıza yenilmeyip böyle bir başarıya ulaşmanız güzel olmuş. Peki, oyun hakkındaki artıları ve eksiler bazında bir soru yöneltsem bize neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Oyunumuzu, yurtdışında geniş ekip ve bütçeler ile geliştirilen diğer oyunlarla hiçbir zaman kıyaslamayan biri olarak; artılarının eksilerini kabul ettirmeye yeteceğini düşünenlerdenim. Kurgusu, hikâyesi, tarihi motifleri ve en önemlisi de hileye karşı direnişi ile kendine özgü bir değere sahip oyunumuz. Oyunumuza sahip çıkan oyuncular ile de süslendiği vakit gerçekten güzel bir tablo çıkabiliyor ortaya. Eksi yönlerinden bahsedecek olursak eğer; en önemlisi, geçmişte ortaya çıkarılan bölge veya eklentilerin düzenlenmesinde veya üzerine ekleme yapılmasında tamamen kendine özgü olan oyun motorumuzun birtakım zorluklar çıkarmasından ötürü zorlanılması diyebilirim.
Soru: Yani oyunda bir kullanıcı olsaydınız bazı oyuncularımız gibi şans sistemi, oyun düzeni, grafik ve dizayn vb. gibi olaylardan şikayetiniz olmazdı yani doğru mu anladım? Peki, oyuncuların aksi düşüncesine ne diyorsunuz?
Cevap: Oyuncularımızın eleştirileri bizler için çok önemli. Her ne kadar eleştirilere kulak asmadığımız düşünülse bile böyle bir şey olmadığını neredeyse bütün güncellemelerde gösterdiğimizi düşünüyorum. Örnek olarak 1 Nisan 2013’deki değişiklikleri bile gösterebiliriz. Oyunu bizler de oynuyoruz, bizler de eksikliklerin veya “şöyle olsa daha iyi olurdu” diyebileceğimiz durumların farkındayız elbette. Mesela bütün savaşçı karakteri kullanan oyuncularımız gibi bizlerin de en az bir defa “Sarsılmaz” yeteneği kullandıktan hemen sonra öldüğümüz olmuştur. Veya aynı durum büyücüde “Kutup Rüzgarı” yeteneğinden hemen sonraki ölümlerde başımıza gelmiştir. Ya da örnek çoğaltacaksak eğer “Depar” yeteneğindeki hareket zorluğunu hepimiz yaşamışızdır. Geçmişte ortaya çıkan yetenekler veya güncellemelerin üzerine ekleme yapılmasında veya düzenlenmesinde yaşadığımız problemlere işte bu yüzden değinmiştim. Bu işin teknik kısmı, inşallah DEV ekibimizden biri ile yapacağınız söyleşide daha açık ve doğru cevaplar alabilirsiniz bunlar ile ilgili. Görsellik kısmına gelecek olursak eğer, oyuncularımızı bu konuda anlamakta zorlanıyorum. Kıyasladıkları oyunlarda bulunan karakterlerin kolları ile vücutları arasındaki boşluktan arka taraf görünmüyor, karakter kaplamaları çizgi filmden çıkma gibi rengârenk ve gerçekçilikten çok uzak. Bomboş arazilerde dolaşılıyor. Birçok tarihi mekânın birebir modellemesi içerisinde oynuyoruz oyunumuzu, karakter ve yaratıklar oldukça detaylı. Efektler konusunda şikâyetçi olan arkadaşlarımız var, aşırı parlak veya büyük alana yayılmış güzel efektler istiyor olabilirler elbette. Yetenek efektleri belki çok güçlü görünmüyor şuan ama Çemberlitaş Bölgesinde savaştığınız düşmanların yetenek efektlerini bence unutuyorlar yorum yaparken. Şans faktörü içinse; eğer şans faktörü olmasaydı belli bir süre sonra herkes oyunda dilediği her şeye sahip olabilirdi. Hayatta da böyledir. Her ne kadar çabalasan da biraz şansın seninle olması gerekir. Şans sisteminden yakınan bir arkadaşımıza bakıyorum, bir adet Kolye düşürememiş diye şans sistemi ile düşürdüğü 6 parça eşyasını bir anda unutmuş. Şans sistemi sadece düşürülemeyen eşyalar olduğunda akla geliyor, eşyalar düşerken “iyi ki de şans sistemi varmış” diyen oyuncumuza ben rastlamadım.
Şansına güvenmeyen oyuncularımız içinse her zaman olduğu gibi yine alternatif olarak üretim sistemini canlı tuttuk ki bu hep böyle olacak. Yine de tüm aksi düşüncelere saygı duyarak eleştirileri değerlendirmeye devam ediyoruz.Soru: Doğrusu böyle güzel bir açıklama beklemiyordum. Bu deyişinizle okuyan birçok okurumuzun bir çok konuda aydınlacaklarını düşünüyorum. Ben her zaman bunu söylemişimdir “Oyunumuzun ortamı diğer oyunların ortamından daha iyidir.” halada söylüyorum. Çünkü birçok oyunda bulamadığımız huzuru burada bulabiliyoruz. Ülkemizin dört bir yanında oynayan oyuncularımız gerçek hayatta bir birlerini hiç görmemelerine rağmen bir birlerine dört kolla sarılmaktadırlar ve beni en çok mutlu eden budur. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Oyunumuzun böyle olmasını neye borçluyuz? ( Tabi her elma kasasının içinde bir çürük elma bulunmaktadır sözünü hatırlatmam gerekir.)
Cevap: Güzel bir oyuncu kitlemiz var, eleştiri yapan, değerlendiren ve sahip çıkan. Tüm bu eleştirilerin kaynağı da aslında bu tutku. Oyunumuza bu denli sahip çıktıkları için herhangi bir oyuncu kitlesi ile kıyaslamak mümkün değil İstanbul Kıyamet Vakti oyuncularını. Oyunumuzun şu anki durumunu oyuncularımıza borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz.
Soru: Bu sefer farklı bir soru sormak istiyorum. Bildiğiniz gibi oyun içerisindeki OOK'lardaki eşya satışları oyun parasıyla alınmaktadır. Topkapı eklentisinde gelen eşya fiyatları çoğu oyuncuları şaşırttı. Hele ki bu 1 Nisan 2013 tarihindeki Sancak'ların fiyatları dudak uçuklatacak şekilde. Bu fiyatları nelere göre belirliyorsunuz ya da keyfi şekilde mi yapılıyor?
Cevap: Fiyatın yüksek bulunmasını anlıyorum. Bu özel bayraklar eğer herkesin hemen satın alabileceği şekilde satışa sunulsaydı herhangi bir anlamı kalmayacaktı. Klanını temsil etmenin, ekran görüntülerini heybetli bir bayrak ile süslemenin bir bedeli olmalı. Hem de yüklü bir bedeli.
Soru: Peki, farklı bir soru daha. Oyuncular Game Master gibi görevli kişilere çok fazla soru sorup boğabiliyor ve sorunlar çıkabiliyor, siz bu sorunlara karşı sabrınızı nerden buluyorsunuz?
Cevap: Sorulara, sorunlara, önerilere hatta yalnızca yazılan selamlara bile cevap vermeye çalışan biriyim. Benden cevap bekleyen herhangi bir oyuncumuzu bekletmek veya cevapsız bırakmak istemeyeceğim şeylerden biri. Ama maalesef istemesem de yetişemediğim ya da yoğunluktan ötürü göremediğim mesajlar oluyor. İşimi yaparken sinirlenmiyorum ve streslenmiyorum. Düz hesapla 5 senedir sabır ile ilgili verdiğim bir sürü sınavım oldu oyuncular ile aramızda. Problem çözmeye yönelik yaklaşımımın genellikle oyuncular üzerinde olumlu yönde etkisi olduğu için sabırlık bir konu genellikle kalmıyor. Ben onları anlıyorum, onlar da çoğunlukla beni.
Soru: Peki, son olarak İKV camiasına söylemek istedikleriniz nelerdir?
Cevap: Vermiş oldukları destekten vazgeçmemelerini, oyunumuza sahip çıkmalarını rica ediyorum ve İstanbul Kıyamet Vakti’nin onların oyunu olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum. Size de oyuncularımıza sesimizi ilettiğiniz için teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.Sağlıcakla kalmanız dileğiyle.
