MAVİ BEBEK SENDROMU
Mavi bebek sendromu (ve ya basitçe mavi bebek) siyanotik (kandaki oksijenin az olması durumu) durumdaki bir yenidoğan için halk arasında kullanılan terimdir. Siyanotik durumlar aşağıdaki gibi olabilir;
Siyatonik kalp kusurları
Fallot’daki tetraloji
Ana arterlerin dextro-transpozisyonu
Hipoplastik sol kalp sendromu
Methemoglobinemia
Solunum yetmezliği sendromu
29 Kasım 1944'da Johns Hopkins Hastanesi’nde bu sendrom tedavi edecek ilk operasyon başarılı şekilde yapıldı. Hopkins’in hasta çocuklar evinde Fallot tetralojili 100’lerce çocuğu tedavi eden pediyatrik kardiyolog Helen Taussig, 1943’de cerrah Alfred Blalock ve laboratuar asistanı Vivien Thomas’ın dikkatini bu hastalığa çekti. Bu iki doktor daha önce başka bir amaç için geliştirdikleri cerrahi bir prosedürü bu hastalığa adapte ettiler, ki bu prosedür, subklavyen arterinin akciğer atardamarına anastomasisini (ağızlaştırma) veya bağlanmasını içerir; bu da kanın oksijen alması için başka bir şans elde etmesini sağlar. Vivien Thomas’ın hem deneysel hem de klinik açıdan büyük katkılarına rağmen bu prosedür Blalock-Taussig shunt’ı olarak bilinmektedir.
***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
30 KASIM TARİHTE BUGÜN
Olaylar
1840 - Napolyon Bonapart'ın cesedi St. Helene adasından Paris'e getirildi.
1872 - Dünya futbol tarihinin ilk milli maçı Glasgow'da oynandı (İskoçya-0 İngiltere-0)
1909 - Osmanlı tarihiyle ilgili bilimsel çalışmalar yapmak amacıyla Tarihi Osmani Encümeni kuruldu.
1919 - Fransa'daki seçimlerde kadınlara ilk kez oy hakkı tanındı.
1925 - Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanun kabul edildi.
1925 - Selahiyetsiz sarık ve ruhani kıyafet taşıyanların cezalandırılmasına ilişkin kanun çıktı.
1952 - ABD ilk hidrojen bombasını Eniwetok Adası'nda patlattı.
1952 - ABD'nin çift projektör kullanılan ilk 3-Boyutlu renkli filmi Bwana Devil ABD'de ilk kez gösterildi.
1967 - Güney Yemen Halk Cumhuriyeti kuruldu.
1973 - Anadolu, Çukurova ve Dicle üniversiteleri kuruldu.
1974 - Etiyopya'da 3.2 milyon yıl önce yaşamış bir insanın iskeleti keşfedildi, buna Lucy (Australopithecus) adı verildi.
1982 - Dünya'nın bugüne kadar en çok satan albümü, Michael Jackson imzalı Thriller yayınlandı.
1997 - Genel nüfus sayımı ve seçmen yazımı gerçekleştirildi. Türkiye'nin nüfusu 62 milyon 865 bin 574 olarak belirlendi.
2007 - İstanbul-Isparta seferini yapmakta olan, Atlasjet Havayolları'na ait 4203 sefer sayılı,MD-83 tipi yolcu uçağı, Isparta'nın Çukurören ve Kılıç köyleri arasında kalan Türbetepe mevkiinde düştü. Uçakta bulunan, 50 yolcu ve 7 mürettebattan kurtulan olmadı.
Olaylar
1840 - Napolyon Bonapart'ın cesedi St. Helene adasından Paris'e getirildi.
1872 - Dünya futbol tarihinin ilk milli maçı Glasgow'da oynandı (İskoçya-0 İngiltere-0)
1909 - Osmanlı tarihiyle ilgili bilimsel çalışmalar yapmak amacıyla Tarihi Osmani Encümeni kuruldu.
1919 - Fransa'daki seçimlerde kadınlara ilk kez oy hakkı tanındı.
1925 - Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanun kabul edildi.
1925 - Selahiyetsiz sarık ve ruhani kıyafet taşıyanların cezalandırılmasına ilişkin kanun çıktı.
1952 - ABD ilk hidrojen bombasını Eniwetok Adası'nda patlattı.
1952 - ABD'nin çift projektör kullanılan ilk 3-Boyutlu renkli filmi Bwana Devil ABD'de ilk kez gösterildi.
1967 - Güney Yemen Halk Cumhuriyeti kuruldu.
1973 - Anadolu, Çukurova ve Dicle üniversiteleri kuruldu.
1974 - Etiyopya'da 3.2 milyon yıl önce yaşamış bir insanın iskeleti keşfedildi, buna Lucy (Australopithecus) adı verildi.
1982 - Dünya'nın bugüne kadar en çok satan albümü, Michael Jackson imzalı Thriller yayınlandı.
1997 - Genel nüfus sayımı ve seçmen yazımı gerçekleştirildi. Türkiye'nin nüfusu 62 milyon 865 bin 574 olarak belirlendi.
2007 - İstanbul-Isparta seferini yapmakta olan, Atlasjet Havayolları'na ait 4203 sefer sayılı,MD-83 tipi yolcu uçağı, Isparta'nın Çukurören ve Kılıç köyleri arasında kalan Türbetepe mevkiinde düştü. Uçakta bulunan, 50 yolcu ve 7 mürettebattan kurtulan olmadı.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ASKIBESIKTAS
- Acemi Savaşçı
- Mesajlar: 5
- Kayıt: 22 Ara 2011 16:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Loncaların Loncası
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Copy paste yapmaktan ne anlıyosun senden başka konuya cevap atan yok bence post kasmanın farklı yollarını dene
QUARESMA | Q7
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
NAPOLYON BONAPART
Hayatı
15 Ağustos 1769'da Korsika'nın Ajaccio kentinde doğdu. 1779 yılında Brienne'de öğrenim gördü, 1784'te Parisien École Royale Militaire (Paris Kraliyet Askeri Okulu) adlı askeri akademiye girdi.1785 yılının Nisan ayında Valence'daki topçu alayına üsteğmen rütbesiyle katıldı.
Aynı yılın Eylül ayında izinli olarak gittiği Korsika'da askeri ve politik açıdan etkin bir rol başladığında bağışlanarak yüzbaşı rütbesiyle göreve çağırıldı. Yine Korsika'da kalarak Fransa'ya karşı bağımsızlık mücadelesine başlayan Korsikalı milliyetçilere karşı Jakoben örgütlenmesinde çalıştı. Ancak ailesiyle birlikte Fransa'ya kaçmak zorunda kaldı.
Paris'teki siyasi faaliyetleri nedeniyle bir dönem 'vatana ihanet'ten tutuklandı. Ancak onu koruyan siyasilerin de desteğiyle serbest kaldı. Bu arada Fransa'da yeni bir anayasa ve direktuvarlık doğdu. Aralık 1793'te Toulon'da, kralcılar ve İngiliz ittifak kuvvetlerine karşı bir topçu komutanı olarak başarılı bir mücadele vermesiyle dikkat çekerek tuğgeneral rütbesine terfi etti.
5 Ekim 1795'te yine kralcıların ayaklanmasını bastırmadaki başarısıyla İç Güvenlik Kuvvetleri'nin komutanlığına getirilen Napolyon, kısa bir sürede ülkenin en saygın askeri otoritelerinden biri haline geldi.
1796'da İtalya'daki ordunun başkomutanı oldu. 10 Nisan 1796'da General de Beauharnais'in dul karısı Josephine ile evlendi. İki gün sonra Kuzey İtalya'ya saldırıya geçti. Avusturya ordularını art arda yenilgiye uğrattıktan sonra Ocak 1797'de İtalya'daki Avusturya askeri varlığını püskürterek Viyana üzerine yürüdü. Avusturya'nın ateşkes istemesi üzerine barış görüşmelerine başlandı. Ancak görüşmeler uzayınca, antlaşma 17 Ekim 1797 tarihinde imzalandı.
Fransız yönetimi (Direktörler), 1798 yılı başlarında Napolyon'u İngiltere anakarasının istilasıyla görevlendirdiler. Ancak Napolyon, denizlerde etkili bir üstünlük sağlanmadan böyle bir operasyonun başarı şansı taşımadığını, İngiltere'ye karşı dolaylı bir strateji izlemenin en mantıklısı olduğunu savunmuştur. Bunun için de, Mısır'ın işgal edilerek İngiltere'nin Uzakdoğu ticaret yolunun kesilmesini önermiştir.
1798'de Mısır seferine çıktı ve İngiliz donanmasını yenilgiye uğrattı, Malta'yı aldı. Haziran 1798 de İskenderiye’yi ele geçiren Napolyon, Nil vadisi boyunca içerlere ilerledi. İngiliz Amiral Horatio Nelson komutasındaki İngiliz donanmasının Abukir körfezindeki Fransız donanmasını imha etmesi üzerine ikmal bağlantısı kesildi. Şubat 1799'da Suriye üzerine yürüdü fakat Akka’da Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki sert Osmanlı direnişi karşısında bozguna uğradı. Bu yenilgi karşısında Mısır'a geri dönmek zorunda kaldı.
Cezzar Ahmed Paşa’nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon 'un“ "Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebilirdim." ”sözü kaydedilmiştir.
Ordusunu Mısır'da bıraktı ve Fransa'ya döndü. 9 Kasım 1799'daki hükümet darbesiyle Fransa tarihinde yeni bir dönem başladı. Kısa bir süre içinde anayasada değişiklikler yapıldı ve yönetim üç konsülün eline bırakıldı. Napolyon en önemli görev olan 'birinci konsül'lüğe getirildi. Ekonomi ve yasal alanda reform çabaları içine girdi. Napolyon I. Konsül olarak çok geniş yetkilere sahipti. Bu yetkilerden yararlanarak devlet mekanizmasının işleyiş etkinliğini artıracak yönde geniş düzenlemeler yaptı. Fransız Merkez Bankası’nın kurulması, devlet okullarının açılarak eğitimin bir kamu hizmetine dönüştürülmesi, 'Code Napoleon'u (Napolyon Kanunları) olarak da bilinen Fransız Medeni Kanunu’nun hazırlanması çalışmalarına başlanması, subay okulları açılması, onun dönemindeki gelişmelerdendir. Reform ve yasa çalışmaları halk tarafından da desteklendi.
Devrim Cumhuriyeti'nin sonu: İmparatorluk
1801 yılında Napolyon İtalya'yı fethetti. 1804 yılında Notre Dame Katedrali'nde Napolyon Bonapart Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya Kralı ve General ünvanlarıyla İmparatorluk tacını giydi. Tacı Papa giydirecekti ama Napolyon Papa'nın elinden tacı alarak önce kendi sonra eşi Josephine giydi. Büyük Şarlman (Charlemagne, Karl der Große) İmparatorluğu'ndan esinlenerek bir Fransa İmparatorluğu kuruldu. Ama Napolyon'a tepki büyüktü, annesi onunla irtibatını kesti, Beethoven bestelerinden onun adını sildi ve daha birçok diplomat, bürokrat, devlet adamı ve asker onunla irtibatını kesti. En çok tepki gösterenler devrimciler, ihtilalciler ve askerlerdi.
Ancak bu barış dönemi uzun sürmedi. Fransa’nın Avrupa’daki ekonomik ve politik gücünün giderek artması İngiltere açısından giderek genişleyen bir tehdit oluşturmaktaydı. Sonunda İngiltere 1803 yılının Mayıs ayında Fransa’ya savaş ilan etti.
1804 yılının Mayıs ayında, kralcıların bir komplosunu bahane eden Napolyon kendisini imparator ilan etti. Kendi eliyle taç giydi ama, Paris'teki Notre Dame Katedrali'ndeki törende Papa VII. Pius'un da bulunmasını sağladı. Mart 1805te ise İtalya’da kendi kurduğu cumhuriyeti lağvederek ve kendini İtalya kralı ilan etti.
İzleyen dönemde İngiltere’nin çabalarıyla Avusturya, Rusya ve Napoli ve İsveç’in katıldığı Fransa'ya karşı bir ittifak olan III. Koalisyon oluşturuldu.
1805 yılının Ekim ayında Fransız-İspanyol birleşik donanmasının Trafalgar Deniz Savaşı’nda İngiliz donanması karşısında yenilmesi üzerine Napolyon, İngiltere yerine onun müttefiklerini dize getirme yolunu seçti. Fransız ordusunu Manş kıyılarından Orta Avrupa’ya yürüten Napolyon, Ulm ve Austerlitz Muharebesi zaferleriyle Avusturya’yı ve Napoli’yi savaş dışı bıraktı.
Eylül 1806 da Prusya ordusunu Jena Muharebesi'nde, hemen ardından da Rus ordularını Friedland savaşında bozguna uğrattı. Temmuz 1807 de Rus çarı I. Aleksandr’la Tilsit Antlaşması imzalandı ve Rusya savaştan çekilmek zorunda kaldı.
Düşüş Dönemi
İmparatorluğu dönemindeki olumsuz unsurlar İngiliz donanmasının gücü, İspanya ve İtalya'da akrabalarını tahta geçirmesi, halkın bu kişileri istememesi ve Fransa'ya bağlı devletlerdeki milliyetçilik akımları oldu.
1810 yılının Mart ayında Habsburg hanedanından ikinci eşi Marie-Louise ile evlendi, yasal varisi Napolyon II, 1811'de doğdu
I. Aleksandr’la yapılan antlaşma, Rusya’ya İngiltere’ye karşı askeri harekata kadar varacak yaptırımlar uygulama yükümlülüğünü getirmektedir ama I. Aleksandr, bu tür politikalardan kaçınmıştır. Bunun üzerine Napolyon, 1812 yılı ortasında 800 bin kişilik ordusuyla Rusya Seferi'ne girişmiştir. Borodino Muharebesi’nde General Kutuzov komutasındaki Rus ordusunu yenilgiye uğratan Fransız ordusu Moskova’ya girmiştir. Ancak Rusların bu yenilgiden sonra Rusya içlerine çekilmeleri, giderken de Moskova'yı yakmaları ve kışın da bastırması neticesinde Napolyon, ordusunu barındıracağı bir yer olmadığını anlamış ve Çar'ı antlaşma yapmaya davet etmiştir. Ancak I. Aleksandr bu teklifi reddeder. Napolyon ise tek çareyi orduyu Fransa'ya geri götürmekte bulur. Fakat sert kış koşulları geri dönüşü neredeyse imkânsız hale getirir ve Fransız ordusunun yaklaşık olarak dörtte üçünün telef olmasına sebep olur. Ordusunun büyük bir bölümünü Rusya Seferi sırasında kaybeden Fransa, yeni bir ordu oluşturmanın zorluklarına katlanmaya mecbur olmuştur. Üretimden çekilen işgücü ve artırılan vergiler, halkı da Napolyon’a karşı bir tutuma itmiştir.
Napolyon, bu dönemde kendisine karşı düzenlenen hükümet darbesini bastırdı ve yeni bir ordu kurdu. Ancak 1813 ve 1814'te baskılar arttı ve halk desteği düştü.
Rusya yenilgisi ve içteki karışıklıklar Koalisyon güçlerini cesaretlendirdi. 1813 yılının Ekim ayında Napolyon’un Leipzig Savaşı'nda uğradığı yenilgi, onu iktidarının sonuna iyice yaklaştırdı.
1814'te düşman orduları Paris kapılarına dayandı. Napolyon imparatorluk tahtını bırakarak Elba Adasına sürgüne gönderildi. Elba Adasından kaçtı ve gizlice Paris'e döndü. Halk desteği tekrar yükseldi. 7 Mart 1815'te ise tahtına geri döndü. Böylece Napolyon ikinci kez tahta çıktı.
Bir ordu topladı ve Belçika'ya saldırdı. Ancak Haziran ayında İngiliz ve Prusya kuvvetleri tarafından Waterloo'da büyük bir yenilgiye uğradı. Paris'e dönünce tahtına ikinci kez veda etmek zorunda kaldı.
Amerika'ya kaçmak istedi, ancak bunu başaramadı ve İngilizlere teslim oldu. İngilizler onu Atlantik'teki Saint Helena'na götürdü. Son yıllarını bu küçük adada geçiren Napolyon, 5 Mayıs 1821'de 51 yaşındayken öldü.
Külleri 1840'ta Paris'e getirilebildi ve Les Invalides'e gömüldü.
Napolyon, bir epileptikti (sara hastası).
Hayatı
15 Ağustos 1769'da Korsika'nın Ajaccio kentinde doğdu. 1779 yılında Brienne'de öğrenim gördü, 1784'te Parisien École Royale Militaire (Paris Kraliyet Askeri Okulu) adlı askeri akademiye girdi.1785 yılının Nisan ayında Valence'daki topçu alayına üsteğmen rütbesiyle katıldı.
Aynı yılın Eylül ayında izinli olarak gittiği Korsika'da askeri ve politik açıdan etkin bir rol başladığında bağışlanarak yüzbaşı rütbesiyle göreve çağırıldı. Yine Korsika'da kalarak Fransa'ya karşı bağımsızlık mücadelesine başlayan Korsikalı milliyetçilere karşı Jakoben örgütlenmesinde çalıştı. Ancak ailesiyle birlikte Fransa'ya kaçmak zorunda kaldı.
Paris'teki siyasi faaliyetleri nedeniyle bir dönem 'vatana ihanet'ten tutuklandı. Ancak onu koruyan siyasilerin de desteğiyle serbest kaldı. Bu arada Fransa'da yeni bir anayasa ve direktuvarlık doğdu. Aralık 1793'te Toulon'da, kralcılar ve İngiliz ittifak kuvvetlerine karşı bir topçu komutanı olarak başarılı bir mücadele vermesiyle dikkat çekerek tuğgeneral rütbesine terfi etti.
5 Ekim 1795'te yine kralcıların ayaklanmasını bastırmadaki başarısıyla İç Güvenlik Kuvvetleri'nin komutanlığına getirilen Napolyon, kısa bir sürede ülkenin en saygın askeri otoritelerinden biri haline geldi.
1796'da İtalya'daki ordunun başkomutanı oldu. 10 Nisan 1796'da General de Beauharnais'in dul karısı Josephine ile evlendi. İki gün sonra Kuzey İtalya'ya saldırıya geçti. Avusturya ordularını art arda yenilgiye uğrattıktan sonra Ocak 1797'de İtalya'daki Avusturya askeri varlığını püskürterek Viyana üzerine yürüdü. Avusturya'nın ateşkes istemesi üzerine barış görüşmelerine başlandı. Ancak görüşmeler uzayınca, antlaşma 17 Ekim 1797 tarihinde imzalandı.
Fransız yönetimi (Direktörler), 1798 yılı başlarında Napolyon'u İngiltere anakarasının istilasıyla görevlendirdiler. Ancak Napolyon, denizlerde etkili bir üstünlük sağlanmadan böyle bir operasyonun başarı şansı taşımadığını, İngiltere'ye karşı dolaylı bir strateji izlemenin en mantıklısı olduğunu savunmuştur. Bunun için de, Mısır'ın işgal edilerek İngiltere'nin Uzakdoğu ticaret yolunun kesilmesini önermiştir.
1798'de Mısır seferine çıktı ve İngiliz donanmasını yenilgiye uğrattı, Malta'yı aldı. Haziran 1798 de İskenderiye’yi ele geçiren Napolyon, Nil vadisi boyunca içerlere ilerledi. İngiliz Amiral Horatio Nelson komutasındaki İngiliz donanmasının Abukir körfezindeki Fransız donanmasını imha etmesi üzerine ikmal bağlantısı kesildi. Şubat 1799'da Suriye üzerine yürüdü fakat Akka’da Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki sert Osmanlı direnişi karşısında bozguna uğradı. Bu yenilgi karşısında Mısır'a geri dönmek zorunda kaldı.
Cezzar Ahmed Paşa’nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon 'un“ "Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebilirdim." ”sözü kaydedilmiştir.
Ordusunu Mısır'da bıraktı ve Fransa'ya döndü. 9 Kasım 1799'daki hükümet darbesiyle Fransa tarihinde yeni bir dönem başladı. Kısa bir süre içinde anayasada değişiklikler yapıldı ve yönetim üç konsülün eline bırakıldı. Napolyon en önemli görev olan 'birinci konsül'lüğe getirildi. Ekonomi ve yasal alanda reform çabaları içine girdi. Napolyon I. Konsül olarak çok geniş yetkilere sahipti. Bu yetkilerden yararlanarak devlet mekanizmasının işleyiş etkinliğini artıracak yönde geniş düzenlemeler yaptı. Fransız Merkez Bankası’nın kurulması, devlet okullarının açılarak eğitimin bir kamu hizmetine dönüştürülmesi, 'Code Napoleon'u (Napolyon Kanunları) olarak da bilinen Fransız Medeni Kanunu’nun hazırlanması çalışmalarına başlanması, subay okulları açılması, onun dönemindeki gelişmelerdendir. Reform ve yasa çalışmaları halk tarafından da desteklendi.
Devrim Cumhuriyeti'nin sonu: İmparatorluk
1801 yılında Napolyon İtalya'yı fethetti. 1804 yılında Notre Dame Katedrali'nde Napolyon Bonapart Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya Kralı ve General ünvanlarıyla İmparatorluk tacını giydi. Tacı Papa giydirecekti ama Napolyon Papa'nın elinden tacı alarak önce kendi sonra eşi Josephine giydi. Büyük Şarlman (Charlemagne, Karl der Große) İmparatorluğu'ndan esinlenerek bir Fransa İmparatorluğu kuruldu. Ama Napolyon'a tepki büyüktü, annesi onunla irtibatını kesti, Beethoven bestelerinden onun adını sildi ve daha birçok diplomat, bürokrat, devlet adamı ve asker onunla irtibatını kesti. En çok tepki gösterenler devrimciler, ihtilalciler ve askerlerdi.
Ancak bu barış dönemi uzun sürmedi. Fransa’nın Avrupa’daki ekonomik ve politik gücünün giderek artması İngiltere açısından giderek genişleyen bir tehdit oluşturmaktaydı. Sonunda İngiltere 1803 yılının Mayıs ayında Fransa’ya savaş ilan etti.
1804 yılının Mayıs ayında, kralcıların bir komplosunu bahane eden Napolyon kendisini imparator ilan etti. Kendi eliyle taç giydi ama, Paris'teki Notre Dame Katedrali'ndeki törende Papa VII. Pius'un da bulunmasını sağladı. Mart 1805te ise İtalya’da kendi kurduğu cumhuriyeti lağvederek ve kendini İtalya kralı ilan etti.
İzleyen dönemde İngiltere’nin çabalarıyla Avusturya, Rusya ve Napoli ve İsveç’in katıldığı Fransa'ya karşı bir ittifak olan III. Koalisyon oluşturuldu.
1805 yılının Ekim ayında Fransız-İspanyol birleşik donanmasının Trafalgar Deniz Savaşı’nda İngiliz donanması karşısında yenilmesi üzerine Napolyon, İngiltere yerine onun müttefiklerini dize getirme yolunu seçti. Fransız ordusunu Manş kıyılarından Orta Avrupa’ya yürüten Napolyon, Ulm ve Austerlitz Muharebesi zaferleriyle Avusturya’yı ve Napoli’yi savaş dışı bıraktı.
Eylül 1806 da Prusya ordusunu Jena Muharebesi'nde, hemen ardından da Rus ordularını Friedland savaşında bozguna uğrattı. Temmuz 1807 de Rus çarı I. Aleksandr’la Tilsit Antlaşması imzalandı ve Rusya savaştan çekilmek zorunda kaldı.
Düşüş Dönemi
İmparatorluğu dönemindeki olumsuz unsurlar İngiliz donanmasının gücü, İspanya ve İtalya'da akrabalarını tahta geçirmesi, halkın bu kişileri istememesi ve Fransa'ya bağlı devletlerdeki milliyetçilik akımları oldu.
1810 yılının Mart ayında Habsburg hanedanından ikinci eşi Marie-Louise ile evlendi, yasal varisi Napolyon II, 1811'de doğdu
I. Aleksandr’la yapılan antlaşma, Rusya’ya İngiltere’ye karşı askeri harekata kadar varacak yaptırımlar uygulama yükümlülüğünü getirmektedir ama I. Aleksandr, bu tür politikalardan kaçınmıştır. Bunun üzerine Napolyon, 1812 yılı ortasında 800 bin kişilik ordusuyla Rusya Seferi'ne girişmiştir. Borodino Muharebesi’nde General Kutuzov komutasındaki Rus ordusunu yenilgiye uğratan Fransız ordusu Moskova’ya girmiştir. Ancak Rusların bu yenilgiden sonra Rusya içlerine çekilmeleri, giderken de Moskova'yı yakmaları ve kışın da bastırması neticesinde Napolyon, ordusunu barındıracağı bir yer olmadığını anlamış ve Çar'ı antlaşma yapmaya davet etmiştir. Ancak I. Aleksandr bu teklifi reddeder. Napolyon ise tek çareyi orduyu Fransa'ya geri götürmekte bulur. Fakat sert kış koşulları geri dönüşü neredeyse imkânsız hale getirir ve Fransız ordusunun yaklaşık olarak dörtte üçünün telef olmasına sebep olur. Ordusunun büyük bir bölümünü Rusya Seferi sırasında kaybeden Fransa, yeni bir ordu oluşturmanın zorluklarına katlanmaya mecbur olmuştur. Üretimden çekilen işgücü ve artırılan vergiler, halkı da Napolyon’a karşı bir tutuma itmiştir.
Napolyon, bu dönemde kendisine karşı düzenlenen hükümet darbesini bastırdı ve yeni bir ordu kurdu. Ancak 1813 ve 1814'te baskılar arttı ve halk desteği düştü.
Rusya yenilgisi ve içteki karışıklıklar Koalisyon güçlerini cesaretlendirdi. 1813 yılının Ekim ayında Napolyon’un Leipzig Savaşı'nda uğradığı yenilgi, onu iktidarının sonuna iyice yaklaştırdı.
1814'te düşman orduları Paris kapılarına dayandı. Napolyon imparatorluk tahtını bırakarak Elba Adasına sürgüne gönderildi. Elba Adasından kaçtı ve gizlice Paris'e döndü. Halk desteği tekrar yükseldi. 7 Mart 1815'te ise tahtına geri döndü. Böylece Napolyon ikinci kez tahta çıktı.
Bir ordu topladı ve Belçika'ya saldırdı. Ancak Haziran ayında İngiliz ve Prusya kuvvetleri tarafından Waterloo'da büyük bir yenilgiye uğradı. Paris'e dönünce tahtına ikinci kez veda etmek zorunda kaldı.
Amerika'ya kaçmak istedi, ancak bunu başaramadı ve İngilizlere teslim oldu. İngilizler onu Atlantik'teki Saint Helena'na götürdü. Son yıllarını bu küçük adada geçiren Napolyon, 5 Mayıs 1821'de 51 yaşındayken öldü.
Külleri 1840'ta Paris'e getirilebildi ve Les Invalides'e gömüldü.
Napolyon, bir epileptikti (sara hastası).


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
DÜNYA FUTBOLUNDA İLK MİLLİ MAÇ
Dünyada ilk milli futbol maçıi 1872 yılı Kasım ayında, yapıldı. Karşılaşma Polanya da bir kasaba olan Gloskaw’da gerçekleşti. Taraflar, İngiltere ve İskoçya idi. Dünyada ilk kez gerçekleşen bu milli maçta taraflar elleri boş ayrıldılar. Seyirciler maçtan keyif aldı mı bilinmez ama tarihi fırsatı kaçıran iki taraf da maçın 0-0 bitmesine üzülmüş olmalılar.
Dünyada ilk milli futbol maçıi 1872 yılı Kasım ayında, yapıldı. Karşılaşma Polanya da bir kasaba olan Gloskaw’da gerçekleşti. Taraflar, İngiltere ve İskoçya idi. Dünyada ilk kez gerçekleşen bu milli maçta taraflar elleri boş ayrıldılar. Seyirciler maçtan keyif aldı mı bilinmez ama tarihi fırsatı kaçıran iki taraf da maçın 0-0 bitmesine üzülmüş olmalılar.


[right]Arif YAMAN[/right]
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Selamlar ustax66,
Öncelikle azminize ve tüm oyuncularımıza genel kültür aşıladığınız için teşekkürlerimi iletmek isterim. Yaptığınız paylaşımlarla ayrıca forum sayfamız wikipedia sitesine google aramalarında rakip olacak seviyeye ulaşıyor.
Ancak her ne kadar kendi lonca konunuz içerisinde olsa dahi loncanız ya da oyun dünyası ile ilgili paylaşım yapmıyorsunuz. Resmi forum içerisinde kurallarımız vardır ve bunlardan bir tanesi de iletilerin konu başlığı ve uygun forum bölümleri içerisinde yer almasıdır. Bu bölümün (Sunucu kanalı<Lonca İletişim) oyun ile ilgili paylaşımlarının yapılacağı bir bölümdür. Dolayısıyla bundan sonra yapacağınız paylaşımları lütfen gerekirse yeni bir konu başlığı açarak Konu Dışı bölümünde devam etmenizi rica ediyorum, aksi taktirde yaklaşık 700 küsür sayfalık paylaşımınızı biz siz yorulmayın diye üşenmeden farklı bir başlık altında Konu Dışı bölümünde toplamak zorunda kalacağız. Umarım bizi yormaz ve anlayışla karşılarsınız.
Azminizi tekrar tebrik eder, iyi forumlar dilerim.
Öncelikle azminize ve tüm oyuncularımıza genel kültür aşıladığınız için teşekkürlerimi iletmek isterim. Yaptığınız paylaşımlarla ayrıca forum sayfamız wikipedia sitesine google aramalarında rakip olacak seviyeye ulaşıyor.
Ancak her ne kadar kendi lonca konunuz içerisinde olsa dahi loncanız ya da oyun dünyası ile ilgili paylaşım yapmıyorsunuz. Resmi forum içerisinde kurallarımız vardır ve bunlardan bir tanesi de iletilerin konu başlığı ve uygun forum bölümleri içerisinde yer almasıdır. Bu bölümün (Sunucu kanalı<Lonca İletişim) oyun ile ilgili paylaşımlarının yapılacağı bir bölümdür. Dolayısıyla bundan sonra yapacağınız paylaşımları lütfen gerekirse yeni bir konu başlığı açarak Konu Dışı bölümünde devam etmenizi rica ediyorum, aksi taktirde yaklaşık 700 küsür sayfalık paylaşımınızı biz siz yorulmayın diye üşenmeden farklı bir başlık altında Konu Dışı bölümünde toplamak zorunda kalacağız. Umarım bizi yormaz ve anlayışla karşılarsınız.
Azminizi tekrar tebrik eder, iyi forumlar dilerim.
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
HİDROJEN BOMBASI
Hidrojen bombası veya Füzyon bombası, kontrolsüz termonükleer enerji sağlayabilen yıkıcı nükleer silah.
Hidrojen bombasının yüksek boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atom yapısına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir (füzyon). Oysa atom bombasınınki bir çekirdek bölünmesidir (fisyon).
Atom bombasının aksine fisyon değil füzyon reaksiyonu esasına dayalıdır. Füzyon reaksiyonunu başlatmak için gerekli ateşleme, sıcaklık küçük bir atom bombasını patlatmak suretiyle sağlanır. Ancak reaksiyon çok kısa bir sürede olduğundan, bomba maddesi buharlaştığı için toplam maddenin yalnızca bir kısmı füzyona uğrar. Füzyona uğrayan madde bir uranyum kılıfı içine alınacak olursa, bu iki bakımdan yarar sağlar:
Uranyumun ağır bir metal olması ve buharlaşma sıcaklıklığının çok yüksek olması termonükleer enerjinin daha uzun sürmesini sağlar.
Füzyondan meydana gelen nötronlar uranyumun fisyonuna sebep olacağından patlamadan açığa çıkacak enerji daha da artmış olur.
Küçük atom bombalarına ihtiyaç duyan hidrojen bombalarına temiz, büyük atom bombalarına ihtiyaç duyanlara ise kirli bomba denir.
Termonükleer reaksiyonlar için gerekli ısının kimyasal patlayıcı maddeler ile sağlanması düşünülmüştür. Bu durumda deklanşör görevini gören atom bombasına gerek kalmayacak ve radyoaktivitesi de ortadan kalkmış olacaktır.
Termonükleer ürünlerden hiçbiri radyoaktif değildir. Sadece trityum zayıf bir radyoaktivite gösterir. O halde hidrojen bombasının radyoaktif etkisi yoktur, ancak bu bombayı ateşlemek için kullanılan atom bombasından gelen etki vardır. Oldukça küçük deklanşör atom bombaları kullanan hidrojen bombalarında bu etki azdır.
Hidrojen bombası veya Füzyon bombası, kontrolsüz termonükleer enerji sağlayabilen yıkıcı nükleer silah.
Hidrojen bombasının yüksek boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atom yapısına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir (füzyon). Oysa atom bombasınınki bir çekirdek bölünmesidir (fisyon).
Atom bombasının aksine fisyon değil füzyon reaksiyonu esasına dayalıdır. Füzyon reaksiyonunu başlatmak için gerekli ateşleme, sıcaklık küçük bir atom bombasını patlatmak suretiyle sağlanır. Ancak reaksiyon çok kısa bir sürede olduğundan, bomba maddesi buharlaştığı için toplam maddenin yalnızca bir kısmı füzyona uğrar. Füzyona uğrayan madde bir uranyum kılıfı içine alınacak olursa, bu iki bakımdan yarar sağlar:
Uranyumun ağır bir metal olması ve buharlaşma sıcaklıklığının çok yüksek olması termonükleer enerjinin daha uzun sürmesini sağlar.
Füzyondan meydana gelen nötronlar uranyumun fisyonuna sebep olacağından patlamadan açığa çıkacak enerji daha da artmış olur.
Küçük atom bombalarına ihtiyaç duyan hidrojen bombalarına temiz, büyük atom bombalarına ihtiyaç duyanlara ise kirli bomba denir.
Termonükleer reaksiyonlar için gerekli ısının kimyasal patlayıcı maddeler ile sağlanması düşünülmüştür. Bu durumda deklanşör görevini gören atom bombasına gerek kalmayacak ve radyoaktivitesi de ortadan kalkmış olacaktır.
Termonükleer ürünlerden hiçbiri radyoaktif değildir. Sadece trityum zayıf bir radyoaktivite gösterir. O halde hidrojen bombasının radyoaktif etkisi yoktur, ancak bu bombayı ateşlemek için kullanılan atom bombasından gelen etki vardır. Oldukça küçük deklanşör atom bombaları kullanan hidrojen bombalarında bu etki azdır.


[right]Arif YAMAN[/right]
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Merhaba ustax66,
Yaptığımız uyarının hilafında hareket ettiğinizden dolayı iletilerinizi ayıklayıp yeni bir konu oluşturduk ve yeni konunuzu olması gereken yere "Genel Etkileşim<Konu Dışı" bölümüne taşıdık. Lütfen paylaşımlarınıza buradan devam ediniz.
ustax66 Bilgi Bankası
Keyifli forumlar.
Yaptığımız uyarının hilafında hareket ettiğinizden dolayı iletilerinizi ayıklayıp yeni bir konu oluşturduk ve yeni konunuzu olması gereken yere "Genel Etkileşim<Konu Dışı" bölümüne taşıdık. Lütfen paylaşımlarınıza buradan devam ediniz.
ustax66 Bilgi Bankası
Keyifli forumlar.
Re: ustax66 Bilgi Bankası
Merhaba,
Börteçine Loncası İletişim Sayfası içerisinde bulunan "Konu Dışı" iletileriniz ayıklanarak yeni konu oluşturulmuş ve Genel Etkileşim<Konu Dışı bölümüne taşınmıştır.
Değerli paylaşımlarınızı lütfen buradan devam ettiriniz.
İyi forumlar.
Börteçine Loncası İletişim Sayfası içerisinde bulunan "Konu Dışı" iletileriniz ayıklanarak yeni konu oluşturulmuş ve Genel Etkileşim<Konu Dışı bölümüne taşınmıştır.
Değerli paylaşımlarınızı lütfen buradan devam ettiriniz.
İyi forumlar.
- xtengiz
- Kobra Takipçisi
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 04 Tem 2010 21:01
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Börteçine
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Selamünaleyküm Kolay Gelsin Kolay Lonca Halkı..