En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Tüm İKV oyuncularının ortak paylaşım alanı
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

Selamun aleyküm arkadaşlar. Kısa hikayemi yazdım ve yolladım. Şimdi de sizin beğeninize ve eleştirilerinize sunmak istedim. Belirtmek istediğim bir iki husus var. Yarışmadan yeni haberim oldu ve hikayeyi bugün yaklaşık yarım saat içinde yazdım. Sonrasında bir iki düzeltme yaptım. İlk defa hikaye yazdım diyebilirim ve ilk defa böyle bir yarışmaya katılıyorum. Maksat bir şeylerle uğraşmak. Hikayem biraz fazla mı kısa oldu diye bir soru kaldı kafamda ama bu haliyle yolladım artık :) Katılan herkese başarılar dilerim..

En Cesur Baba

Biraz hava almak ve kısa bir süre için dahi olsa yalnız kalıp, kafa dinlemek umuduyla kendini kulübeden dışarıya attı. Mevsim sonbahardı. Kulübenin önü ağaçların dökülen yapraklarıyla sarıya boyanmıştı adeta. Yıllardır düzeltilmeyi bekleyen çukur, şimdi bir yaprak kuyusunu andırıyordu. On dakika önce bastıran sağanak yağmurdan dolayı toprak kokusu hakimdi havaya. Kulübenin çatısından damlayan su yüzünde kavisli bir yol çizdikten sonra yere damladı. Kapının hemen önündeki taburenin kısa olan ayağının altına küçük, düz bir taş koydu dengeyi sağlamak için. Sonra biraz tedirgin oturdu üstüne. Ellerini dizinin üstünde kavuşturup, başını ellerinin üstüne koydu. Amacı geleceğini düşünmekti, ancak o küçük, eski, tahta kulübeden gelen tabak-çatal sesleri, O'na birbirine çarpan kılıç sesleri gibi geldi ve yıllar öncesini hatırlattı.

...

Bir ses işitiyordu. Sanki çok uzak dağlardan yankılanıp kulaklarına değen bir sesti. ''Hadi oğlum, kalk ayağa! Hadi arslan parçası!''
Biri parmağıyla zorla ittiriyormuşcasına ağırlaşan gözlerini çok zor da olsa aralayabildi. Bulanık görüyordu. Yedi, sekiz tane yılan kafalı, siyah, büyük yaratıklar gördü. Babası iki tanesiyle boğuşuyordu, diğerleri de arkadan tıslaya tıslaya yaklaşıyorlardı. ''Hadi oğlum, yatmanın sırası mı? Şuradan bir kurtulalım hele, bol bol yatarsın.''
Yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. O gördüğü yaratıkların Meran'dan Eminönü'ne çıkan Meran Muhafızları olduğunu anladı. Sonra başını hafifçe eğerek gözlerini kendi üstüne devirdi. Ellerinde hafif kesikler, omzunda ise yattığı yeri kana bulayan ve kanamaya devam eden bir yarık vardı. Belliki Meran'dan kaçan bu lanetli yaratıklardan birisi önce kendisine bir darbe vurmuş ve O'nu bayıltmıştı. Babasının, kendisi bayıldığı için kaçamadığını ve sırf yerde yatan oğlunu korumak için onlarla savaştığını anladı o an. Oğlunu kucağına alıp kaçacak fırsatı bulamamıştı. Normal şartlar altında böyle bir şeye kalkışmazdı. Çünkü bir insanın tek başına bu kadar yaratıkla baş edebilmesi olacak şey değildi. Zira babasıda çok zor durumdaydı. Bir yandan gelen darbelere karşı kendini savunuyor, diğer yandan oğlu uyanmış mı diye kontrol ediyordu. Kendini düşündüğü yoktu. Sadece oğlu için endişeleniyordu. Henüz çok genç olan oğlu için.
Babasının zor durumda olduğunu görünce sağlam olan omzuna dayanarak doğrulmaya çalıştı. Ancak yaralı omzu çok canını yakıyordu. İlk denemesinde sadece oturur pozisyona gelebilecek gücü buldu kendinde. Sonra babasının sesini duydu tekrar. ''Kaç oğlum!'' dedi büyük bir şefkatle oğluna doğru bakarak. Diğer muhafızlarda gelmişlerdi yanlarına. Artık baş edemeyeceğini, oğlunu daha fazla koruyamayacağını anlamıştı. ''Kaç! Arkana bakmadan kulübeye koş. Beni kulübede bekle. Hadi oğlum. Baban seni seviyor.
Unutma...''
Bütün gücünü topladı ve tek bir hamlede ayağa kalktı. Babasına doğru şöyle son bir kez baktı. Babası sağ taraftaki duvara doğru koşarak muhafızları oğlundan mümkün olduğunca uzaklaştırıyor ve yaralı oğlunun kaçabilmesi için gerekli zamanı kazanmaya çalışıyordu. Arkasına döndü. Yaralı olan omzunu eliyle sıkarak, tüm gücünü kullanarak, hızlı koşmaya gayret etti. Her zaman babasının sözlerini önemser, isteklerini yerine getirirdi. Yine öyle olmalıydı ve oldu da. Babasının dediğini yaptı, kulübeye varana kadar hiç dönüp arkasına bakmadı.

...

Önce derinden bir iç çekti. Daha sonra bir hamlede tabureden kalktı. Zaten pek sağlam durmayan tabure, gecenin sessizliğini delen bir sesle arkaya doğru devrildi. Yer yer o günden kalma kesik izleri, yer yer soğuktan dolayı çatlakların oluştuğu ellerinin üşüdüğünü hissetti. Babasından kalma gri paltonun ceplerine soktu ellerini.Paltonun içinden bir şey değdi parmaklarının ucuna. Aslında ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Kendisi koymuştu çünkü oraya. Sanki bilmiyormuş gibi bir merak ve heyecanla çıkarttı onu. İlk kez görmüşcesine sarsıldı. Yıpranmış, kenarlarında ufak yırtıklar olan eski bir fotoğraftı. Babasının fotoğrafıydı o. Kahramanının fotoğrafı...
Fotoğrafla birlikte tekrar elini cebine soktu. Gecenin karanlığında ilerlemeye başladı. Kulübelerinden iki sokak sonra sağa dönüp; dar, karanlık bir yola girdi. Elli metre kadar ilerledikten sonra sola doğru döndü ve durdu. İçerisinde on beş kadar mezarın bulunduğu bir mezarlıktı bu. Mezardan çok selvi ağacı vardı içerisinde. Mezarlığın büyük, demirden kapısını itti. Paslanmış olan kapı büyük bir gıcırtıyla açıldı. Barış, ağır adımlarla yürüdü. Sağdan üçüncü mezarın başında durdu. İlk işi dua etmek oldu.Her geldiğinde olduğu gibi mezar taşındaki küçük yazılmış yazıyı okudu. Yine biraz gurur, biraz hüzün duydu.
''Gördüğüm en yetenekli savaşçı değildi belki ama en iyi ve en cesur babaydı Savaş''
Lodos Klan Lideri İsmey Bey.
Gözlerinden akan yaşları işaret parmağıyla sildi.Yakasında takılı olan ve Lodos Klanı'nın mensubu olduğunu gösteren rozeti eline alıp baktı. Sanki kaçmasından korkarmış gibi avucunda sıktı. Sonra babasının yattığı yere çevirdi tekrar kafasını. '' Seni seviyorum babacım, unutmadım'' dedi. İçine çöken hüznün ağırlığıyla, geldiğinden de yavaş bir şekilde yürüyerek mezardan çıktı. Tekrar yağmaya başlayan yağmura aldırmadı. Şapkasını bile örtmeden kulübenin yolunu tuttu.
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

Yorumlarınızı bekliyorum..
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Kullanıcı avatarı
aynaEmEs
Sahaf Yardımcısı
Sahaf Yardımcısı
Mesajlar: 120
Kayıt: 07 May 2011 20:06

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen aynaEmEs »

Hikaye olarak akışı güzel bi hikaye bence, iki yerde yazım yanlışın var;


İsmey Bey , yazmışsın en alt paragrafta :) İsmet Bey olucaktı bildiğin gibi :)

Zaten pek sağlam durmayan tabure, gecenin sessizliğini ''delen'' bir sesle arkaya doğru devrildi. Tırnak içerisindeki sözcük :)

Diğer hikayeleri görmediğim için bişey diyemeyeceğim fakat şu bi gerçekki ödüle götürebilir bi yazı :)
NefeRxYuNiS- NefeRxeMeSs-NefeRxAffeTMeZ
ResimResimResimResimResim
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

aynaEmEs yazdı:Hikaye olarak akışı güzel bi hikaye bence, iki yerde yazım yanlışın var;


İsmey Bey , yazmışsın en alt paragrafta :) İsmet Bey olucaktı bildiğin gibi :)

Zaten pek sağlam durmayan tabure, gecenin sessizliğini ''delen'' bir sesle arkaya doğru devrildi. Tırnak içerisindeki sözcük :)

Diğer hikayeleri görmediğim için bişey diyemeyeceğim fakat şu bi gerçekki ödüle götürebilir bi yazı :)
Yorumun için teşekkür ederim öncelikle. 2-3 kere okumama rağmen bazı hataları atlamışım malesef .İsmey bey sinirimi en çok bozan hata oldu mesela :) n'apalım sağlık olsun :)
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

gncl
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

:arrow:
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Kullanıcı avatarı
Comader
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 361
Kayıt: 07 Ağu 2010 21:00
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen Comader »

En korktuğum hikaye tipi.Üzülerek söylüyorum,bu eser seni birinciliğe taşıyabilir.Üzülerek söyleme sebebim ise benim bütün yıl beklediğim yarışmayı,yarışmadan yeni haberi olup yarım saatte bir şeyler yazıp gönderen biri kazanırsa muhtemelen delirecek olmam :)

Eleştirebileceğim iki nokta var.

Bir muhafız ne yapar ? Korur.Nöbet tutar.Eminönü'de olmaları akla yatkın değil.Yaratıkları meran yapacaksan meran muhafızı yerine başka bir seçim yapman daha akla yatkın olurdu.

Anlatım güzel.Betimleme yoğunluğu baştan sona değişmemiş.Bunu sağlamak hikayenin kısalığı göz önünde bulundurulduğunda zor olmamıştır diye düşünüyorum.Buraya kadar güzel.Ama işin içine başka şeyler katıp biraz olay örgüsü oluştursaydın tadından yenmezdi bu hikaye.Bu pek eleştiri olmadı ama neyse bakalım.

Bu seneyi bilmem ama seneye kendini daha geliştirmiş halde ve daha uzun bir eserle katılırsan,durdurulamayabilirsin :)
Eski nickim, LoSTxGENCASKER

Yeni nickim, BericDondarrion


Düşsel Eserler Kısa Hikaye Birincisi

Fan Art 2011 Kısa Hikaye İkincisi

''Hikayede sen de yerini al '' Kazananı
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

Comader yazdı:En korktuğum hikaye tipi.Üzülerek söylüyorum,bu eser seni birinciliğe taşıyabilir.Üzülerek söyleme sebebim ise benim bütün yıl beklediğim yarışmayı,yarışmadan yeni haberi olup yarım saatte bir şeyler yazıp gönderen biri kazanırsa muhtemelen delirecek olmam :)

Eleştirebileceğim iki nokta var.

Bir muhafız ne yapar ? Korur.Nöbet tutar.Eminönü'de olmaları akla yatkın değil.Yaratıkları meran yapacaksan meran muhafızı yerine başka bir seçim yapman daha akla yatkın olurdu.

Anlatım güzel.Betimleme yoğunluğu baştan sona değişmemiş.Bunu sağlamak hikayenin kısalığı göz önünde bulundurulduğunda zor olmamıştır diye düşünüyorum.Buraya kadar güzel.Ama işin içine başka şeyler katıp biraz olay örgüsü oluştursaydın tadından yenmezdi bu hikaye.Bu pek eleştiri olmadı ama neyse bakalım.

Bu seneyi bilmem ama seneye kendini daha geliştirmiş halde ve daha uzun bir eserle katılırsan,durdurulamayabilirsin :)
Yorumun için çok teşekkür ederim. Yorumlar ve yapıcı eleştiriler çok önemli benim için. Muhafız konusunu şöyle açıklayabilirim. Ben kafamda Meran yaratıklarının artık bölgelerini savunmaktan ziyade bölgelerini terk edip saldırıya geçtiklerini kurdum. Hatam bunu eserde belirtmemek olmuş olabilir ama muhafızların orada olması bunun bir nevi kanıtı diye düşünüyorum. Tabi eseri kısa sürede yazmam da etkili oldu bunda. :) Betimleme konusuna gelince o konuda hiç sıkıntım olmadı.Uzun bir hikaye olsa da olacağını düşünmüyorum açıkçası :) Okuyucuyu hikayenin sonunda şaşırtmak ve en çok hikayenin sonunda tat almalarını sağlamaktı amacım. Bunu da Savaş karakterini gizleyerek yapmaya çalıştım. Dediğin gibi olay örgüsü olabilirdi ancak fazla kafa yormak istemedim.Boş vaktim de kısıtlıydı. Keşke önceden haberim olsaydı boş zamanımda yazardım. Neyse artık şimdiden seneye olacak yarışma için çalışmak en doğrusu :) Tekrar yorum için teşekkür ederim. Sana da yarışmada başarılar dilerim.:)
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Kullanıcı avatarı
Comader
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 361
Kayıt: 07 Ağu 2010 21:00
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen Comader »

ottomanempire yazdı: Yorumun için çok teşekkür ederim. Yorumlar ve yapıcı eleştiriler çok önemli benim için. Muhafız konusunu şöyle açıklayabilirim. Ben kafamda Meran yaratıklarının artık bölgelerini savunmaktan ziyade bölgelerini terk edip saldırıya geçtiklerini kurdum. Hatam bunu eserde belirtmemek olmuş olabilir ama muhafızların orada olması bunun bir nevi kanıtı diye düşünüyorum. Tabi eseri kısa sürede yazmam da etkili oldu bunda. :) Betimleme konusuna gelince o konuda hiç sıkıntım olmadı.Uzun bir hikaye olsa da olacağını düşünmüyorum açıkçası :) Okuyucuyu hikayenin sonunda şaşırtmak ve en çok hikayenin sonunda tat almalarını sağlamaktı amacım. Bunu da Savaş karakterini gizleyerek yapmaya çalıştım. Dediğin gibi olay örgüsü olabilirdi ancak fazla kafa yormak istemedim.Boş vaktim de kısıtlıydı. Keşke önceden haberim olsaydı boş zamanımda yazardım. Neyse artık şimdiden seneye olacak yarışma için çalışmak en doğrusu :) Tekrar yorum için teşekkür ederim. Sana da yarışmada başarılar dilerim.:)
Uzun bir hikaye olsa betimleme konusunda sıkıntı olmayacağını düşünme bence :) Örnek olarak kendi çalışmamı göstereyim, viewtopic.php?f=46&t=82643&start=0 , uzun ama betimleme açısından can çekişiyorum malesef.Ve unutmadan,kafanda olup hikayede belirtmediğin her detay okuyucuyu hikayeden uzaklaştırır.Bu yüzden kafandaki her detayı belirtmeyi ihmal etmemelisin.Neyse kısa sürede yazdıysan olur böyle şeyler,şöyle bol miktarda boş vaktin varken birşeyler yazsan da okusak ;)
Eski nickim, LoSTxGENCASKER

Yeni nickim, BericDondarrion


Düşsel Eserler Kısa Hikaye Birincisi

Fan Art 2011 Kısa Hikaye İkincisi

''Hikayede sen de yerini al '' Kazananı
Kullanıcı avatarı
ottomanempire
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 199
Kayıt: 01 Kas 2010 20:01
Sunucu: Anka

Re: En Cesur Baba (Kısa Hikaye-fan art 2011)

Mesaj gönderen ottomanempire »

Comader yazdı:
ottomanempire yazdı: Yorumun için çok teşekkür ederim. Yorumlar ve yapıcı eleştiriler çok önemli benim için. Muhafız konusunu şöyle açıklayabilirim. Ben kafamda Meran yaratıklarının artık bölgelerini savunmaktan ziyade bölgelerini terk edip saldırıya geçtiklerini kurdum. Hatam bunu eserde belirtmemek olmuş olabilir ama muhafızların orada olması bunun bir nevi kanıtı diye düşünüyorum. Tabi eseri kısa sürede yazmam da etkili oldu bunda. :) Betimleme konusuna gelince o konuda hiç sıkıntım olmadı.Uzun bir hikaye olsa da olacağını düşünmüyorum açıkçası :) Okuyucuyu hikayenin sonunda şaşırtmak ve en çok hikayenin sonunda tat almalarını sağlamaktı amacım. Bunu da Savaş karakterini gizleyerek yapmaya çalıştım. Dediğin gibi olay örgüsü olabilirdi ancak fazla kafa yormak istemedim.Boş vaktim de kısıtlıydı. Keşke önceden haberim olsaydı boş zamanımda yazardım. Neyse artık şimdiden seneye olacak yarışma için çalışmak en doğrusu :) Tekrar yorum için teşekkür ederim. Sana da yarışmada başarılar dilerim.:)
Uzun bir hikaye olsa betimleme konusunda sıkıntı olmayacağını düşünme bence :) Örnek olarak kendi çalışmamı göstereyim, viewtopic.php?f=46&t=82643&start=0 , uzun ama betimleme açısından can çekişiyorum malesef.Ve unutmadan,kafanda olup hikayede belirtmediğin her detay okuyucuyu hikayeden uzaklaştırır.Bu yüzden kafandaki her detayı belirtmeyi ihmal etmemelisin.Neyse kısa sürede yazdıysan olur böyle şeyler,şöyle bol miktarda boş vaktin varken birşeyler yazsan da okusak ;)
Artık seneye inşaALLAH :)
Ozan ATALAY [ ANKA ]
İyi bir savaşçı kendini yenilgiden koruyabilir ama düşmanı yenmeyi garantileyemez..
Cevapla

“Genel Etkileşim” sayfasına dön