Saygıyla Anıyoruz

[halilumit]

Bunun Gibi önemli bir konuyu anmanız beni çok mutlu etti
Ulu önderimizi Saygıyla Anıyoruz...

[IVtantanIV]

Hayırdır birimi öldü ?

140 yaşındaki Büyük Devlet Adamı Ulu Önder Atatürk'ü saygıyla selamlıyorum.


Ocipres

[MoziLLa]

Belirtmek isterim ki Ulu Önder Mustafa Kemal'in yalnızca bedeni hareketsiz yatmakta, ruhu tüm Türkiye'li vatandaşlarımızın damarlarında yaşamaktadır. ATATÜRK askeri ve siyasi yeteneklerinin yanı sıra kişisel özellikleri ve milletine ve vatanına bağlılıyla gerçek bir önderdir. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyoruz. ATA'm seni unutmadık ve unutturmaya çalışanları da başarıya ulaştırmayacağız.

‎1881 - 193∞

[qalanoth]

Türk'ün Bir Karış Toprak Parçası İçin ,
Destanlar Yazarız Yeni Baştan !
Sen Rahat Uyu Ata'm ..

[Respected]

Kalbimizde Yaşıyorsun

73 yıl önce bu gün Türk ulusu olarak en büyüğümüzü kaybettik. Bugünün acılarımızı umuda dönüştüren yönü “Beden Atatürk’ü” kaybederken “Düşünce Atatürk’e” kavuşmuş olmamızdır. Saat 9′u 5 geçe insan ve insanlık sevgisiyle dolu, vatan sevgisiyle dolu koca bir yürek durdu. Ama saatler durmadı. Dünya dönüyordu. Gerçek olan ölümlere yas tutmak değildir. Esas olan yaşamak ve yaşatmaktır. ”Beden Atatürk’ü” kaybettik ama “Düşünce Atatürk’e” kavuştuk. Şimdi onun değerini iyi bilmeliyiz. Birgün Atatürk düşüncesini de kaybedersek işte o zaman 10 Kasımlar yas tutma zamanıdır. Sadece 10 Kasımlar değil hergün, hayatın her alanında O’nun düşüncelerini kendimize önder, rehber edinmeli ve ilkelerini tatbik etmeye çalışmalıyız. Bizlerin geleceğine, bu ulusun geleceğine, demokratik, laik, çağdaş yaşantısına göz koyanlar olabilir. Atatürk bu ülkenin ileriye, bilime, barışa dönük yüzüdür. Atatürkçü düşünceye sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir. Değerlerini koruyamayan kurtarıcılarını unutan toplumlar köksüz ağaçlar gibi sonlarını beklerler. Geleceklerine yön veremezler. Atatürk sadece dünü kurtarmamış geleceği de kazanmıştır. Düşmanın yanı sıra köhnemiş, eskimiş, ulusun kaderine ayakbağı olan hertürlü çağdışı düşünce ve yöntemleri de yenmiştir.

“Ne mutlu Türküm diyene” çağrısı ile ülke içindeki bütün unsurları iç barışa, birlik ve beraberliğe yönlendirerek millet olmayı öğretmiştir. Bugün dünya üniversitelerinde Atatürk adına kürsüler açılmış, dünya gençliğine çağdaş önder olarak sunulmaktadır. Dünyanın büyük güçleri silahsızlanmanın, dünya barışının yollarını ararken, ”Yurtta sulh,cihanda sulh” seslenişi ile tüm insanlığı evrensel barışa çağırmıştır. Atatürkçülük demek çalışmak demek, insan olmak demektir. Atatürk’ü anmak demek anlamak demektir. Kişilik özellikleriyle (vatanseverliği, milletseverliği, planlılığı, siyaset adamlığı, eğitimciliği, asker adamlığı) ilkeleriyle, düşünce yapısıyla göstermiş olduğu ufuklara yönelmek, varmak demektir.

Yokluğunun 73. Yılında Atamızı Saygı İle Anıyoruz...

Kalbimizdesin…

[Reverence]

Kalbimizde Yaşıyorsun

73 yıl önce bu gün Türk ulusu olarak en büyüğümüzü kaybettik. Bugünün acılarımızı umuda dönüştüren yönü “Beden Atatürk’ü” kaybederken “Düşünce Atatürk’e” kavuşmuş olmamızdır. Saat 9′u 5 geçe insan ve insanlık sevgisiyle dolu, vatan sevgisiyle dolu koca bir yürek durdu. Ama saatler durmadı. Dünya dönüyordu. Gerçek olan ölümlere yas tutmak değildir. Esas olan yaşamak ve yaşatmaktır. ”Beden Atatürk’ü” kaybettik ama “Düşünce Atatürk’e” kavuştuk. Şimdi onun değerini iyi bilmeliyiz. Birgün Atatürk düşüncesini de kaybedersek işte o zaman 10 Kasımlar yas tutma zamanıdır. Sadece 10 Kasımlar değil hergün, hayatın her alanında O’nun düşüncelerini kendimize önder, rehber edinmeli ve ilkelerini tatbik etmeye çalışmalıyız. Bizlerin geleceğine, bu ulusun geleceğine, demokratik, laik, çağdaş yaşantısına göz koyanlar olabilir. Atatürk bu ülkenin ileriye, bilime, barışa dönük yüzüdür. Atatürkçü düşünceye sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir. Değerlerini koruyamayan kurtarıcılarını unutan toplumlar köksüz ağaçlar gibi sonlarını beklerler. Geleceklerine yön veremezler. Atatürk sadece dünü kurtarmamış geleceği de kazanmıştır. Düşmanın yanı sıra köhnemiş, eskimiş, ulusun kaderine ayakbağı olan hertürlü çağdışı düşünce ve yöntemleri de yenmiştir.

“Ne mutlu Türküm diyene” çağrısı ile ülke içindeki bütün unsurları iç barışa, birlik ve beraberliğe yönlendirerek millet olmayı öğretmiştir. Bugün dünya üniversitelerinde Atatürk adına kürsüler açılmış, dünya gençliğine çağdaş önder olarak sunulmaktadır. Dünyanın büyük güçleri silahsızlanmanın, dünya barışının yollarını ararken, ”Yurtta sulh,cihanda sulh” seslenişi ile tüm insanlığı evrensel barışa çağırmıştır. Atatürkçülük demek çalışmak demek, insan olmak demektir. Atatürk’ü anmak demek anlamak demektir. Kişilik özellikleriyle (vatanseverliği, milletseverliği, planlılığı, siyaset adamlığı, eğitimciliği, asker adamlığı) ilkeleriyle, düşünce yapısıyla göstermiş olduğu ufuklara yönelmek, varmak demektir.

Yokluğunun 73. Yılında Atamızı Saygı İle Anıyoruz...

Kalbimizdesin…

[Gfbramazan]

Kalbimizde Yaşıyorsun

73 yıl önce bu gün Türk ulusu olarak en büyüğümüzü kaybettik. Bugünün acılarımızı umuda dönüştüren yönü “Beden Atatürk’ü” kaybederken “Düşünce Atatürk’e” kavuşmuş olmamızdır. Saat 9′u 5 geçe insan ve insanlık sevgisiyle dolu, vatan sevgisiyle dolu koca bir yürek durdu. Ama saatler durmadı. Dünya dönüyordu. Gerçek olan ölümlere yas tutmak değildir. Esas olan yaşamak ve yaşatmaktır. ”Beden Atatürk’ü” kaybettik ama “Düşünce Atatürk’e” kavuştuk. Şimdi onun değerini iyi bilmeliyiz. Birgün Atatürk düşüncesini de kaybedersek işte o zaman 10 Kasımlar yas tutma zamanıdır. Sadece 10 Kasımlar değil hergün, hayatın her alanında O’nun düşüncelerini kendimize önder, rehber edinmeli ve ilkelerini tatbik etmeye çalışmalıyız. Bizlerin geleceğine, bu ulusun geleceğine, demokratik, laik, çağdaş yaşantısına göz koyanlar olabilir. Atatürk bu ülkenin ileriye, bilime, barışa dönük yüzüdür. Atatürkçü düşünceye sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir. Değerlerini koruyamayan kurtarıcılarını unutan toplumlar köksüz ağaçlar gibi sonlarını beklerler. Geleceklerine yön veremezler. Atatürk sadece dünü kurtarmamış geleceği de kazanmıştır. Düşmanın yanı sıra köhnemiş, eskimiş, ulusun kaderine ayakbağı olan hertürlü çağdışı düşünce ve yöntemleri de yenmiştir.

“Ne mutlu Türküm diyene” çağrısı ile ülke içindeki bütün unsurları iç barışa, birlik ve beraberliğe yönlendirerek millet olmayı öğretmiştir. Bugün dünya üniversitelerinde Atatürk adına kürsüler açılmış, dünya gençliğine çağdaş önder olarak sunulmaktadır. Dünyanın büyük güçleri silahsızlanmanın, dünya barışının yollarını ararken, ”Yurtta sulh,cihanda sulh” seslenişi ile tüm insanlığı evrensel barışa çağırmıştır. Atatürkçülük demek çalışmak demek, insan olmak demektir. Atatürk’ü anmak demek anlamak demektir. Kişilik özellikleriyle (vatanseverliği, milletseverliği, planlılığı, siyaset adamlığı, eğitimciliği, asker adamlığı) ilkeleriyle, düşünce yapısıyla göstermiş olduğu ufuklara yönelmek, varmak demektir.

Yokluğunun 73. Yılında Atamızı Saygı İle Anıyoruz...

Kalbimizdesin…

[HanedanxBisus]

Kalbimizde Yaşıyorsun

73 yıl önce bu gün Türk ulusu olarak en büyüğümüzü kaybettik. Bugünün acılarımızı umuda dönüştüren yönü “Beden Atatürk’ü” kaybederken “Düşünce Atatürk’e” kavuşmuş olmamızdır. Saat 9′u 5 geçe insan ve insanlık sevgisiyle dolu, vatan sevgisiyle dolu koca bir yürek durdu. Ama saatler durmadı. Dünya dönüyordu. Gerçek olan ölümlere yas tutmak değildir. Esas olan yaşamak ve yaşatmaktır. ”Beden Atatürk’ü” kaybettik ama “Düşünce Atatürk’e” kavuştuk. Şimdi onun değerini iyi bilmeliyiz. Birgün Atatürk düşüncesini de kaybedersek işte o zaman 10 Kasımlar yas tutma zamanıdır. Sadece 10 Kasımlar değil hergün, hayatın her alanında O’nun düşüncelerini kendimize önder, rehber edinmeli ve ilkelerini tatbik etmeye çalışmalıyız. Bizlerin geleceğine, bu ulusun geleceğine, demokratik, laik, çağdaş yaşantısına göz koyanlar olabilir. Atatürk bu ülkenin ileriye, bilime, barışa dönük yüzüdür. Atatürkçü düşünceye sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir. Değerlerini koruyamayan kurtarıcılarını unutan toplumlar köksüz ağaçlar gibi sonlarını beklerler. Geleceklerine yön veremezler. Atatürk sadece dünü kurtarmamış geleceği de kazanmıştır. Düşmanın yanı sıra köhnemiş, eskimiş, ulusun kaderine ayakbağı olan hertürlü çağdışı düşünce ve yöntemleri de yenmiştir.

“Ne mutlu Türküm diyene” çağrısı ile ülke içindeki bütün unsurları iç barışa, birlik ve beraberliğe yönlendirerek millet olmayı öğretmiştir. Bugün dünya üniversitelerinde Atatürk adına kürsüler açılmış, dünya gençliğine çağdaş önder olarak sunulmaktadır. Dünyanın büyük güçleri silahsızlanmanın, dünya barışının yollarını ararken, ”Yurtta sulh,cihanda sulh” seslenişi ile tüm insanlığı evrensel barışa çağırmıştır. Atatürkçülük demek çalışmak demek, insan olmak demektir. Atatürk’ü anmak demek anlamak demektir. Kişilik özellikleriyle (vatanseverliği, milletseverliği, planlılığı, siyaset adamlığı, eğitimciliği, asker adamlığı) ilkeleriyle, düşünce yapısıyla göstermiş olduğu ufuklara yönelmek, varmak demektir.

Yokluğunun 73. Yılında Atamızı Saygı İle Anıyoruz...

Kalbimizdesin…

[QMCERDEMQ]

Yedıgımız ekmekte , adım attıgımız toprakta Sen'ın alın terin var . Saygıyla ve rahmetle anıyoruz...

[berkayaykut]

Kalbimizde Yaşıyorsun

73 yıl önce bu gün Türk ulusu olarak en büyüğümüzü kaybettik. Bugünün acılarımızı umuda dönüştüren yönü “Beden Atatürk’ü” kaybederken “Düşünce Atatürk’e” kavuşmuş olmamızdır. Saat 9′u 5 geçe insan ve insanlık sevgisiyle dolu, vatan sevgisiyle dolu koca bir yürek durdu. Ama saatler durmadı. Dünya dönüyordu. Gerçek olan ölümlere yas tutmak değildir. Esas olan yaşamak ve yaşatmaktır. ”Beden Atatürk’ü” kaybettik ama “Düşünce Atatürk’e” kavuştuk. Şimdi onun değerini iyi bilmeliyiz. Birgün Atatürk düşüncesini de kaybedersek işte o zaman 10 Kasımlar yas tutma zamanıdır. Sadece 10 Kasımlar değil hergün, hayatın her alanında O’nun düşüncelerini kendimize önder, rehber edinmeli ve ilkelerini tatbik etmeye çalışmalıyız. Bizlerin geleceğine, bu ulusun geleceğine, demokratik, laik, çağdaş yaşantısına göz koyanlar olabilir. Atatürk bu ülkenin ileriye, bilime, barışa dönük yüzüdür. Atatürkçü düşünceye sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir. Değerlerini koruyamayan kurtarıcılarını unutan toplumlar köksüz ağaçlar gibi sonlarını beklerler. Geleceklerine yön veremezler. Atatürk sadece dünü kurtarmamış geleceği de kazanmıştır. Düşmanın yanı sıra köhnemiş, eskimiş, ulusun kaderine ayakbağı olan hertürlü çağdışı düşünce ve yöntemleri de yenmiştir.

“Ne mutlu Türküm diyene” çağrısı ile ülke içindeki bütün unsurları iç barışa, birlik ve beraberliğe yönlendirerek millet olmayı öğretmiştir. Bugün dünya üniversitelerinde Atatürk adına kürsüler açılmış, dünya gençliğine çağdaş önder olarak sunulmaktadır. Dünyanın büyük güçleri silahsızlanmanın, dünya barışının yollarını ararken, ”Yurtta sulh,cihanda sulh” seslenişi ile tüm insanlığı evrensel barışa çağırmıştır. Atatürkçülük demek çalışmak demek, insan olmak demektir. Atatürk’ü anmak demek anlamak demektir. Kişilik özellikleriyle (vatanseverliği, milletseverliği, planlılığı, siyaset adamlığı, eğitimciliği, asker adamlığı) ilkeleriyle, düşünce yapısıyla göstermiş olduğu ufuklara yönelmek, varmak demektir.

Yokluğunun 73. Yılında Atamızı Saygı İle Anıyoruz...

Kalbimizdesin…