Arkadaşlar biraz kafa Dağıtmak için sizlerden şunu isteyeceğim: Herkes Hoşuna Giden Güzel, komik, Anlamlı-manalı, Ağır, Özlü Sözler Paylaşşsın Konu Altına, Alıntı-Çalıntı Önemli Değil Hoşunuza Giden bir yazarın sözü ola bilir.. Başka bir Yerde Gördüğünüz Güzel bir cümle, Şiir VsVs.. Yani Hoşunuza giden Herşeyi Paylaşa Bilirsiniz..
Bakalım Neler Çıkıcak Ortaya.
Ben Başlatıyorum;
Eski Sevgililerimi, Başkasının kolunda Görünce Üzülmüyorum; Çünkü Annem Eski Oyuncaklarımı, Oyuncakları Olmayanlara Vermemi Söylemişti.( Gibi. Bu Tarz Olur komik olur, Kafanıza Göre Gerisini sizlere Bırakıyorum )
Bir gün İran Şahı Şah İsmail Kanuni Sultan Süleyman'a bir sandıkta hediye gönderir. Hediye gelir, sandık açılır. İçinden türlü ganimetler, kumaşlar çıkar fakat kötü bir koku yayılır sandık açılınca. Sandığın dibinde insan ve hayvan pisliği karşımı vardır, üzerinde de bir not; "Afiyet olsun."
Bunun üzerine Kanuni'nin yanındakiler çok sinirlenir ve tahrik olurlar. Padişahı gaza getirmeye çalışırlar fakat Kanuni gayet sakin ve düşüncelidir. Bunun üzerine karşı hediye hazırlatılmasını ister. Aynı şekilde bir sandığın içinde ganimetler,kumaşlar fakat dibine ülkenin en güzel gül kokulu lokumlarını koydurur. Ve karşı not yazarak gönderir. Hediye geldiğinde Şah İsmail sandığın dibine bakar ki lokumlar,güller. Önce lokumların zehirli olduğunu sanarak yanındakilere yedirtir. Yiyen herkes mest olunca kendisi de yemek isterken bir not görür: "Herkes kendi yediğinden ikram edermiş, afiyet olsun. Sultan Süleyman Han."
Tarih bilgisi bir millet için çok önemlidir. Bende böyle nüktedan bir parça paylaşmak istedim.
Hayatı tesbih yaptım, bazen çekiyorum bazen sallıyorum...
2. Dünya Savaşı Kore Çıkarmaları'nda geri çekilmek zorunda kalan Amerikan Ordusu'nun komutanı MacArthur'un sözleri ;
''Geri çekilmiyoruz, sadece istikamet yönümüzü değiştiriyoruz..''
Rapten gelecek para kadar değerin var gözümde. DeaTH..SusTuRun
İKV
M2
Kişi sevdiğiyle olmak ister !
Sevdiğinin haliyle hallenir . . . Sevgisi kadarıyla , onunla yaşar . . !
Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için çoğunlukla '' BEĞENİ '' ile '' SEVGİ '' yi birbirine karıştırırız...
''Beğeni'' , yanında '' SAHİP OLMA '' arzusuyla ortaya çıkar ! Bir nesneden hoşlandığında , beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın . . . Bu tüm mahlukatta çok yaygın olan bir duygudur !!!
Kimi beğendiğini cebine sokar ; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister. Kimi yakalayıp inine sürükler . . . Her mahluk yaradılış fıtratına göre beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
'' SEVMEK '' ise bundan çok farklıdır . . . Sevince , yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin .
Yalnızca yanında olmak ,yalnızca onun olmak ,yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp sevmediğinden kaçmak istersin ! Sevdiğin öylesine sarmıştır ki aklını , fikrini , ruhunu ki herşey sana onu hatırlatır . .
Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir , onun diliyle konuşmaya başlarsın. Gözün ondan başkasını görmez , kulağın ondan başkasını duymaz , elin ondan başkasına uzanmaz olur !
Her an sana sahip olmasını ; varlığının her an üzerinde olmasını , her an seni kucaklamasını istersin ! Bedensel yakınlık bile , korkunç uzaklık gibi gelir sana ; ve onunla tek bir beden , tek bir ruh , tek bir şuur olmayı dilersin . ! Ya da duygularını bastırır onun içten içe ölümüne bile seversin . . .
Sevgi , fıtratın müsait ise , sevdiğinde yok edesiye yakar seni ; ve gün gelir kaşında , gözünde , yüzünde dilinde sevdiğini görürler de '' Sen O Olmuşun '' derler !
'' BEĞENEN '' Sahip olmak ister . . '' SEVEN '' ise sevdiğinde yok olur ; feda eder her şeyi sevdiği uğuruna !
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne ; '' Aşığım '' sanır ! Ama sevdiği uğuruna fedakarlık etmeye gelince sıra , o koku siliniverir üzerinden '' Kopamama '' sabunuyla . ! Parasından kopamaz. Mevkiinden kopamaz . Yakınlarından kopamaz . İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz . Etraftan kopamaz.! Derken kusurlar belirmeye başlar , yetersizlikler görmeye başlar . . Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini ;uzaktan acıyarak seyretmeye başlar . . Sonra tatlı bir anıya dönüşür ,sevgi sandığı duygular ! Bu tecrübe gösterir ki onun fıtratında sevgi programı yoktur ! Beğeniyi SEVGİ Sanmıştır !!
Uzaklaşma ondan gelmemiş de , karşısındakinden gelmişse , bu defa '' NEFRET '' e döner '' BEĞENİ '' . . Ondan intikam alma duygusu gelişir içinde ; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur ; terkedilmişliğin , uzaklaşmanın , layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde . . !
Oysa yalnızca fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır . . ! Cüzdanı için , güzelliği-yakışıklılığı için , kendisine hoş gelen huyları için , mevkii -koltuğu için , ilmi için beğenmiştir ; sevdiğini sanmış sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş ; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir . .
SEVEN ise göze almıştır kopmayı . . Dışlanmayı . . Paradan - puldan , namdan, dosttan , akrabadan ayrı kalmayı . . Fıtratından gelir sevgi . . ! Kulluğu sevmek üzeredir .
Seven karşılıksız sever..! Beğenen karşılığını ister . . .
Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma , der BEĞENEN..! Onun zaten fıtratında yoktur sevgi , bilmez aşkın ne olduğunu..!
Sevgi sonunda yanmayı getirir..! Beğeni ise sonunda kaçmayı..!
BEĞENEN mahlukat çoğunluğuna göre '' SEVGİ '' delilikten bir türdür..! Anlamazlar onlar , sevdiği uğuruna etraf ne derse desin deyip her şarta katlanmayı..! ve '' Delilik bu '' derler . . .
BEĞENME bir tür '' Hobi '' dir ..! Bazen ömür boyu sürer, bazen bir kaç yıl , bazen bir kaç ay..!
SEVGİ BİR ÖMÜR BOYUDUR..! BİTMEZ,TÜKENMEZ ,BAZEN DURULUR,BAZEN COŞAR AMA HİÇ GERİLEMEZ...
