>> | KARDES | Lonca SAYFASI ! ! !

[SuLoOo]

Güncel . .

[yavuz45]

Etraf Sessizdi…
Tazıların hırlamaları nihayet sona ermiş zindana ulaşabilmişlerdi. Bu korkunç ve havasız yerde yaklaşık 3 saattir ölü bedenlerle savaşmaktan yorulmuşlardı. Zindana ulaşınca liderleri Orhan grubuna talimatlarını vermeye bir yandanda dinlenmeye çalışıyordu.
Orhan:
-Çok yorgunsunuz biliyorum ama amacımıza ulaşmamıza çok az kaldı çetin bir çarpışma bizi bekliyor. Hamza, Kadir zihninizi boşaltın kudretlerinizi toplayın bu amaçtan başka hiçbir şey düşünmeyin. Yavuz ve Hakan sizlerde dualı asalarınızı hazırlayın dünyevi kaygılardan uzaklaşın. Sen Yasin kılıcını keskinleştir zırhını parlat yarım saat sonra aşağıya inip #@!? junonun ifadesini alacağız.
Bu talimatlar üzerine büyücüler ve şifacılar sanki başka bir boyuta geçmiş ve savaşçının gözleri alev alev yanmaya başlamıştı. Yanlarına aldıkları mataralardan son sularını içtiler artık ya junonun hesabını görecekler yada bu ruhsuz ve ölü bedenlerle dolu yerde tarihe karışacaklardı. Zindanın uzun koridorundan aşağıya inmeye başladılar. Junonun asırlardır yaşlanmamış diri bedenini görünce hepsi pozisyonunu aldı. Yasin sert bir narayla junonun dikkatini üzerine çekmişti. Büyücüler buz ve elektrik büyüleriyle junonun #@!? bedenini kavurmaya başlamışlardı. Yavuz ve Hakan sürekli dua okuyorlar direnç büyüleri yapıp sersemleyen savaşçıyı ayakta tutuyorlardı. Orhan zihnini tamamen arındırmış bir yandan junonu kızartıyor diğer yandan yapabileceği ani bir büyüye karşı içinde kudret ayırıyordu. Orhan’ın aklına gelen başına gelmişti junon ani bir hareket ile bütün grubun canına kastetmiş etrafı kasıp kavurmuştu ama Orhan’ın o hayat kurtaran büyüsü sayesinde tüm grup ölümün eşiğinden dönmüştü. Yarım saatlik bir mücadeleden sonra junonun #@!? bedenini yere sermişlerdi. Orhan yaptığı büyünün haklı gururuyla cesedin başında inanılmaz bir asillik içinde duruyordu. Junonun üzerinde bulunan ganimetleri aldılar. Ele geçirilen ganimeti Liderleri Orhan’ın denemesini istediler. Orhan yavaşça yaklaştı ve bu muhteşem amplifikatörü sırtına geçirdi. Artık tam bir savaş makinesiydi.Yıllardır burada hapis kalmış ölü bedenlerin kökünü kazımışlardı. Artık eve dönme vaktyidi. Geldikleri ceset dolu koridorlardan geri dönüyorlardı. İçlerinden bir junon fedaisi canlı kalmıştı farketmediler. Son kudretiyle doğruldu mızrağını eline aldı ve “JUNON” diye bağırarak mızrağını fırlattı. Mızrak Kadir’in böğrüne saplanmıştı. Yüz üstü yere yığıldı. Kardir bu darbeyle şuurunu yitirmişti her nefes alılşında sanki bağrı yıtılıyordu. Bu acıya fazla dayanamadan bayıldı. Yavuz ve Hakan hemen Kadir’in başına çöktüler . Orhan gözü dönmüş gibi son fedaiyi elektriği ile kavurdu ve hemen kadirin yanına koştu yarası ağırdı. Acaba şimdi nolucaktı bu zaferin ardindan aldiklari bu darbeyle yeniden toparlanabiliceklermiydi? Kadir iyileşicekmiydi….?

Devamı bir sonraki seride

Yorumlarınızı bekliyorum...

[TechnOMafiA]

way way way okurken heyecanlandım Ok bana saplanıyor bayılıyorum falan dehşet bişey yavuz'm

[yavuz45]

way way way okurken heyecanlandım Ok bana saplanıyor bayılıyorum falan dehşet bişey yavuz'm

Kadirim serinin devamı gelecek düşünüyorum cumartesi yazıcam foruma inş...

[yavuz45]

Junon’un Fedaisi Bölüm 2
Kadir’in durumu ağırdı. Yavuz ve Hakan bu lanetli koridorlarda kanter içinde yaralıyı iyileştirmeye çalışıyorlardı. Nöbetleşe yaralıya dualı asalarıyla büyüler okuyorlardı. Kadir bir ara krize girdi. Vücudu tir tir titriyordu nöbet sırası Yavuzdaydı. Yavuz hemen can dostu Kadir’in başına çöktü. Hiç durmadan dua okuyor fakat fayda etmiyordu. Usta bir şifacı olan Yavuz hemen zihnini boşalttı. Bir elini Kadir’in kalbine bir elini ise toprağa koydu derin bir nefes aldı ve o şifalı nefesini Kadir’in bedenine üfledi. Kadir krizden çıktı şifalı nefes sayesinde yarası biraz hafifledi. Şuuru açılmıştı. Yavuz’a döndü ve “Can Dostum” dedikten sonra tekrar uyudu.
Sabah olmuştu. Orhan gözlerini araladığında Yavuz’un kızarmış gözbebekleriyle göz göze geldi.
Orhan:
-Yavuz, Kadir’in durumu nasıl?
-Durumu şu anda iyi. Dün geceyi atlattı artık iyileşir.
-Gözlerin kan çanağına dönmüş anlaşılan sabah kadar şifalı dualarını Kadir’in bedeninden eksik etmemişsin git baraz dinlen, 2 saat sonra yola çıkıyoruz bu havasız ve ürkütücü yerde yeterince kaldık.
-Tamam patron.
Kadir bir ara gözlerini araladı. Sırtı sızlıyordu. Ama durumu gayet iyiydi. Orhan:
-Kadirim iyimisin ?
-İyiyim ağabey. Ama can dostum Yavuz’un ve Hakan Ağabeyimin duaları olmasa çoktan öbür taraftaydım.
-Senin adına sevindim. Grup toparlan! Eve dönme vakti.
Yola çıkmışlardı. Bir zamanlar junonun sarayı olan bu labirent artık onun mezarıydı. Bu güçlü iblisi alaşşağı etmenin verdiği haklı sevinçle Agah Bey’in yanına gittiler. Agah Efendi ‘ye olanları anlattıklarında elini Orhan’ın omzuna koyarak ona şöyle dedi:
-Grubun tam anlamıyla bir savaş abidesi. Daha önce o kuyuya inen hiç kimse sağ olarak çıkamadı. Yoldaşlarını hepsi tam bir cengaver. Allah sizleri başımızdan eksik etmesin. Sizleri tekrardan tebrik ederim.
-Saol Agah baba sizin ve büyüklerimizin duası olmasa sadece bizim cengaverliğimiz bir işe yaramaz sizler başımızdan eksik olmayın Allah’a ısmarladık görüşmek üzere.
-Görüşürüz yiğidim kendinize dikkat edin.
Hepsi tek tek Agah Efendi’nin elini öptükten sonra çıktılar ve dinlenmek üzere Kaleye gittiler.
Gece olmuştu Handan Hanım Orhan’ı yanına çağırdı.
-Orhan gecenin köründe niye çağırdığımı sorma. Lodos Kalede hareketlenmeler varmış ne olduğunu öğrenmesi için bir adamımı yollamıştım ama geri dönmedi. Neler olup bittiğini öğrenmemiz için sağlam ve tecrübeli bir adama ihtiyacımız var.
-Hanımım bu işi üstlenebileceğini düşündüğüm bir adamım var. Hemen onu görevlendiriyorum sabah şafakta yola çıkar.
-Tamam Orhan sana güvendiğim kadar adamınada güveniyorum inşallah muvaffak oluruz.
Orhan hızlı adımlarla avluyu geçerek bahçeye indi oradan merdivenlerden çıkarak Yasin’in odasına girdi. Yasin kapının açıldığını duyunca ok gibi fırladı. Orhan:
-Yasin hanım sana bir görev verdi. Lodos kale tarafında hareketlilikler varmış ne olup bittiğini öğrenmen gerek yarın şafakta yola çıkıcaksın.
-Tamam patron.
Yasin ertesi sabah şafakta yola koyuldu. Hızlı ama dikkatli adımlarla tepegöz bölgesinden geçti.Eminönü bölgesine ulaştı ara sokaklardan geçerek Lodos kaleye doğru ilerliyordu. Bir ara ayak sesleri duydu. Hemen duvara yaslandı ve gelenlerin kim olabileceğini öğrenmek amacıyla dinlemeye koyuldu. Duvarın kenarından baktığında 3 adamın yaklaştığını gördü.Ellerinde Lodos flaması vardı. Yasin’in içinden ufak bir titreme geldi ve geçti. Ayak sesleri iyice yaklaşmıştı. Yasin’in gözleri alev alevdi. Sokaktan fırladı ve karışılarına çıktı. Adamlar Arz flamasını görünce hemen pozisyon aldılar. 3 üde Yasin’in üzerine hücum etti. Yasin hamleleri savuşturuyor Latif’ini ustalıkla kullanıyordu. Uzun bir çarpışmadan sonra Yasin iyice sersemlemişti. Adamlardan birisi öbür tarafı boylamıştı. Adamlar sürekli olarak değişmeli saldırıyordu. Yasin bir ara sersemleyip gardını aşağıya indirdi bunu gören Lodos Yasin’e ağır bir darbe indirdi. Bir anda Yasin’in gözleri karardı dizlerinin üstüne çöktü ve son kudretiyle lodoslardan diğerini ortadan iyiye ayırdı. Son kalan Lodos Yasin’in saçlarından tuttu ulumaya benzer bir kahkaha atarak başını gövdesinden ayırdı.
Çok geçmeden acı haber Orhan’a ulaştı. Orhan ve grubu beyninden vurulmuşa döndü. Acaba Orhan bunun sorumlularına bunu ödetecekmiydi ? Yasin’in kanı yerdemi kalacaktı ?

Devamı bir sonraki seride

[orhantu79]

selamun aleyküm arkadaşlar Kardeşxhakan yani bu loncayı benimle kuran kişi tekrar oyuna başlamıştır tekrar loncamızda ve aramızdadır lonca üyelerinin bilgilerine kardeşim aramıza hoşgeldin hakanım saygılar sevgiler Kardeşxorhan

[byhMz]

Teşekkürler yavuz adımın sadece 1 yerde geçmesi beni gururlandırdı başarıların devamı gelir inş

bu arada hakan abimiz tekrardan aramıza katılmış hoş gelmiş sefa getirmiş

[SuLoOo]

Hoşgeldin Aramıza Tekrar Hakan Abi

[yavuz45]

Kalleşliğin Bedeli Bölüm 3
Orhan oğlu gibi gördüğü elemanlarından Yasin’in ölüm haberi üzerine yıkılmış resmen çökmüştü. Yasin’in çok yakın arkadaşı Hamza intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Orhan’ın yanına giderek ona şöyle dedi:
-Patron benim gitmem kardeşimin, can dostumun öcünü almam gerek!
-Nereye gideceksin Hamza acımız bize zaten ağır bir darbe indirmiş birde senin acını yaşamayalım.
-Olmaz patron ben gidicem öyle yada böyle rızan olsun olmasın ben gidip canımdan çok sevdiğim kardeşimin kanını dökeni kendi kanında boğacam!
-Madem öle seninle bende gelirim. Yasin’imin kanını yerde komam öleceksek de beraber ölürüz!
-Peki ağabey ama yanımıza Yavuz’u da alalım bize yardımının dokunacağını düşünüyorum. Diğerlerine haber vermeden yarın şafakta üçümüz yola çıkalım ben gidip Yavuz’a haber vereyim.
-Tamam ben odamdayım hazırlıklarımı tamamlayayım yarın şafakta gideriz.
Hamza Orhan’la konuştuktan sonra kalenin avlusuna çıktı. Avluda biraz gezindikten sonra başını semaya kaldırıp:
-Kardeşim kanın yerde kalmayacak… Senin kanını dökeni kendi kanında boğacağım!
Avludan geniş bahçeye geçerek Yavuz’un odasının kapısını tıklattı. İçerde ses yoktu. Kapıyı hafif araladı ve içeriye girdi. Yavuz yerde oturuyordu. -Önünde bir rahle, rahlenin üstünde Kuran-ı Kerim ölen ağabeysi için dua ediyordu. Kendinden geçmişti Hamza’yı fark etmedi. Hamza usulca yanaştı ve Yavuz’un omzuna dokundu. Yavuz kendine geldi Hamza’ya:
-Hayırdır ağabey ne oldu gecenin bu saatinde hanemi şereflendirdin ?
-Yavuz, ölüme gidiyoruz.
-Ne zaman ağabey ?
-Yarın şafakta yola çıkacağız Yasin ağabeyinin kanı yerde kalmayacak onu öldüreni bulup aynını bende ona yapacağım.
-Tamam ağabey hazırlıklarımı yapmaya başlıyorum.
-Şafakta avluda ol, iyi geceler..
-İyi geceler ağabey, Allah rahatlık versin..
Şafak olmuştu üç kişi kaleden yola çıktı. Yolda giderken Hamza’nın aklından intikamdan başka bir şey geçmiyordu. Hamza’nın içi bir anda rahatladı, siniri biraz olsun geçmeye başladı. Yavuz, Hamza’nın içinde kopan fırtınaları fark etmiş ve o rahatlatan duasını okumuştu. Eminönü’ne vardıklarında ara sokaklara dalmışlardı. Hamza sırtında Arz’ın Çocukları flamasını taşıyordu. Ara sokaklarda gezinirken hırlama sesleri duydular. O sokağa doğru ilerlerken bir feryat koptu. Olay yerine gittiklerinde, 3 tane fare adam bir tane adamı yaralamış üstündeki eşyalarını alıyorlardı. Orhan ve Hamza fare adamların işini bitirdikten sonra adamın yanına koştular. Yanına vardıklarında Hamza yerdeki Lodos flamasını fark etti. Adamı yakasından tutup:
-Konuş Lan! Geçenlerde burada bir arz cengaverini öldürmüşler kimin yaptığını söyle!
-Bi..bi….bi..bilmiyorum..
-Yalan ! Ya bana yerini söylersin yada seni meranların gazabıyla baş başa bırakırım.
-Bilmiyorum!!
-Peki madem bilmiyorsun benden günah gitti! Meranların gücünü ça…
-Dur! Tamam tamam her şeyi anlatacağım. O arz’ı öldüren ekip rıhtım tarafında takılır. Sizin elemanı öldüren kişinin adı Gaffar adam psikopatın önde gidenidir. Yüzünde geniş bir pençe izi vardır. Hidra mücadelesinden kalma. Zaten izi görür görmez tanırsınız. Şimdi şifacı arkadaşınıza söyleseniz beni iyileştirse ?
-Senin gibi adiler ancak ölmeyi hak ediyor. Biz şimdi gidiyoruz seni meranlarla baş başa bırakıcağım onlarla iyi arkadaş olursunuz umarım. Meranların gücünü çağırıyorum!
Yaptığı büyüyle 10 tane gözü dönmüş meran savaşçısı belirdi ve yerde yatan yaralıyı saniyeler içerisinde paramparça ederek geldikleri yere geri döndüler.
Orhan ve ekibi rıhtım tarafına doğru ilerlediler. Yavuz asasını sımsıkı kavramıştı. Neyin nereden geleceğini bilmiyordu. Rıhtıma vardıklarında ileride toplanmış bir 4-5 kişilik bir grup gördüler. Hamza yüzünde izi olan birini arıyordu ve aradığını da bulmuştu. Adamlar Hamza ve arkadaşlarını fark ettiler ve üzerlerine doğru koşmaya başladılar. Hamza Gaffar’ın en son ve yavaş yavaş ölmesini istiyordu. Gaffar’ın menziline yaklaştığını hissettiğinde büyüsüyle zihnini kilitlemiş hareketsiz bir siluet haline getirmişti. Yavuz üzerlerine gelen gözü dönmüş adamları görünce güçlü bir direnç büyüsü yaptı, ardından bir zehir alanı yarattı. Gelen Lodos mensupları zehirden sersemleyerek Orhan ve Hamza’nın büyülerine karışı koyamadılar ve saniyeler içinde yanık et kütleleri haline gelerek yere düştüler. Hamza Gaffar’ın büyüsünü çözdü. Gaffar gözü dönmüş şekilde Hamza’nın üzerine koşarken böbreğinde bir ağrı hissetti. Orhan Ejder Asa’sının sapını Gaffar’ın böbreğine saplamıştı. Gaffar dizlerinin üzerine çöktü. Hamza yavaşça yaklaştı ve :
-Kardeşim beni gördüğünü biliyorum ve sana verdiğim yemini yerine getiriyorum!
Diyerek hançerini kabzasından çıkardığı gibi Gaffar’ın başını gövdesinden ayırdı. Hamza artık Yasin’in rahata erdiği düşüncesiyle rahatlamıştı. Kaleye geriye dönerlerken tekrardan ara sokaklardan geri gidiyorlardı. Meteor Bölgesine indiklerinde gözlerine inanamamışlardı. 5000 e yakın Lodos ordusu sancakta toparlanmış talim ve hazırlık yapıyorlardı. Onlara görünmeden kaleye gittiler ve haberi Handan Hanım’a ulaştırdılar bunu duyan Handan beyninden vurulmuşa döndü acaba şimdi ne olacaktı ? Bu saldırıyı geri püskürtebilecekler miydi?
Devamı bir sonraki Seride

[SuLoOo]

Yavuzum Yazdığın Yazılarda Hiç Ben Yokum Ama Yinede Çok Güzel Yapmışssın , Ellerine Sağlık Kardeşim.


İyi ForumlaR . .
SÜLEYM@N