HERA (JUNON)
Kronos'un büyük kızı olan Hera aynı zamanda Baş Tanrının karısıdır. Zeus kendisine bir hayat arkadaşı aradığı zaman o henüz sütannesi Markis ile birlikte yaşayan genç bir kzdı, ve Markis onu hiç yalnız bırakmıyordu. Bununla beraber bir kış mevsiminin çok soğuk bir gününde Hera ıssız bir yerde yalnız başına bulunuyordu. Birden bire soğuktan üşümüş, titreyen bir kuğu geldi ve omzuna kondu. Üşüyen kuşa acıyan Hera onu yakalayıp ısıtmak için göğsüne yasladı. Oysa bu bir kuş değil Baş Tanrı Zeus'tu.
"Hera, dedi istiyorum ki sen benim karım olasın, büyük gözlü güzel Tanrıça benim peşimden gel, OlymposTa parlak bir that üzerinde ve benim sağımda oturarak saltanat sür.
Hera razı oldu ve Baş Tanrı düğünü yapmak için karısını Kitheron dağının ormanlarla süslenmiş en yüksek tepesine götürdü. Tanrıların evlenmesine sevinen ağaçlar onları selamlamak için dallarını eğdiler ve çeşmelerden Ambrosia (Tanrıların özel içeceği) kokusu yayıldı. Bütün Tanrı ve Tanrıçalar bu düğünde bulunmak için Olypos dağından aşağı indiler. Düğün çok muhteşem oldu. Düğünde göklerin ve yerin bütün Tanrıları, perileri hazır bulunmuştu. Düğüne yalnız Khelone adındaki bir peri kızı gelmemişti. Bu yüzden tembelliğinin cezası olarak onu ağır hareketin ve hantallığın sembolü olan kaplumbağaya çevirdiler. Hera Baş Tanrının elinden tutar tutmaz yaldızlı bir bulut onları neşe içinde Olympos'un tepesine Zeus'un sarayına götürdü.
Güzel Tanrıça Hera o günden sonra; Ölümsüzler arasında, Baş Tanrının karısı, Olympos'un sultanı olarak kaldı. İlahi otoriteyi kocası ile birlikte paylaştı. O'da Zeus gibi bazen göğün en yüksek yerinde gürler, öfkeye kapıldığı zaman rüzgarın zincirlerini çözer, denizleri altüst ederdi. Denizlere sözünü geçirir ve bazen ayaklarının altında parlayan yıldızlara bile karışır onları idare ederdi.
Olympos'ta oturan bütün Tanrıçaların en güzeli en çok saygı göreni idi. Kocasının sarayında toplantı salonuna girdiği zaman bütün Tanrılar ayağa kalkar onu selamlarlardı. Onun öfekiside Zeus'unki gibi korkunçtu, tahtında otururken sinirlendiği zaman bütün Olympos'u titretirdi.
Daha önce junona gitmiş olanlarımız bilir birçok özelliği aynı gibi ve junonu resimlerinede baktım sarı saçlı umarım beğenirsiniz.
Hera(JUNON) tarihçe
- Royalxcappy
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 263
- Kayıt: 04 Tem 2010 19:11
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Lodos
Hera(JUNON) tarihçe
Royalxcappy [Ecel Getiren]
Jugementxarmy [Ejder Asa]
PARANORMAL [Ecel Getiren] [Latif]
вιzι ѕαтαηℓαяı вιz вєℓєşє νєяιяιz , уαzмαк вιzє göяє ∂єιℓ , вιz çιzєяιz . . .

Jugementxarmy [Ejder Asa]
PARANORMAL [Ecel Getiren] [Latif]
вιzι ѕαтαηℓαяı вιz вєℓєşє νєяιяιz , уαzмαк вιzє göяє ∂єιℓ , вιz çιzєяιz . . .

- VBMaSTeR
- Teşkilat Neferi
- Mesajlar: 559
- Kayıt: 30 Nis 2010 21:53
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Lodos
- Lonca: Seyr-i Beka
Re: Hera(JUNON) tarihçe
Teşekkürler okumadım çünkü daha önce aynı makaleyi okumuştum.
Oyunu oynuyoruz ama içinde geçenleri kaç kişi biliyor bilmiyorum. Mesela eminönündeki sarraf taşları. Lapiz lauzli kuvars ametist topaz obsidyen bunları bir araştırın derim
( hepsi eski zamanlarda şifa amaçlı olarak kullanılan taşlardır. Kötülükten koruduğuna inanılan bile var aralarında ) 
Sonra yeni gelen isimler funditores evocati vs vs. Bunların çoğu da Eski Roma İmparatorluğundan gelen isimler.
Oyunu oynuyoruz ama içinde geçenleri kaç kişi biliyor bilmiyorum. Mesela eminönündeki sarraf taşları. Lapiz lauzli kuvars ametist topaz obsidyen bunları bir araştırın derim
Sonra yeni gelen isimler funditores evocati vs vs. Bunların çoğu da Eski Roma İmparatorluğundan gelen isimler.
VBMaSTeR - BuRRaQ
I will be Lodos Forever, Hopefully together....
I will be Lodos Forever, Hopefully together....
- Dancingofpoem
- Acemi Savaşçı
- Mesajlar: 1
- Kayıt: 11 Ağu 2010 04:14
- Sunucu: Beyaz Köşk
Re: Hera(JUNON) tarihçe
Evet sana katılıyorum. Oyunu besleyen mitolojik unsurlar olmuş daha çok. En bariz örneklerden biri de şu Hidralar 
Bir meteorla başlar büyücünün hayatı
Savurur büyülerini...
Asasıdır tek dostu, tek hatırası
Dayanıksızdır, hassastır aslında
Ama öyle bir gün gelir ki
Dağları deviren büyüsü parmaklarının arasında
Savurur büyülerini...
Asasıdır tek dostu, tek hatırası
Dayanıksızdır, hassastır aslında
Ama öyle bir gün gelir ki
Dağları deviren büyüsü parmaklarının arasında