Tazıları seven ? =)
Tazıları seven ? =)
Adadaki tazıları seven varmı ben tazılar yüzünden küfürbaz oldum xD
DehşeTuLVahşeT // Öylenormal
- Karaxbyturk
- Sahaf Yardımcısı
- Mesajlar: 132
- Kayıt: 10 Şub 2010 15:41
- Sunucu: Beyaz Köşk
- Klan: Arzın Çocukları
Re: Tazıları seven ? =)
sivri ada eklentisi geldi ve adaya ilk gırısım girdım tanıdık bır sıma işportacı baktım bakındım yakın cevrede birsey yok
deparı kaldırdım ve ilri dogru tıkladım bide ne goreyım neredeyse benden hızlı kosan köpekler sürekli durduruyorlar kudretimi çalıyolar işte o zaman sinir oldum o tazılara halada sinir olurum ve küfür ederım
deparı kaldırdım ve ilri dogru tıkladım bide ne goreyım neredeyse benden hızlı kosan köpekler sürekli durduruyorlar kudretimi çalıyolar işte o zaman sinir oldum o tazılara halada sinir olurum ve küfür ederım
Re: Tazıları seven ? =)
En iğrenc yaratık 39 lwl deydeyken keyif için keserdim

|BİNDÖRTYÜZELLİÜÇ|
|Türkbey|Turkbey|Türkbeyll |uLeMa|
İnsanlar ikiye ayrılır, hayatta iz bırakanlar ve başkalarının bıraktığı izlerle hayat bulanlar...
Re: Tazıları seven ? =)
1453 yazdı:En iğrenc yaratık 39 lwl deydeyken keyif için keserdim

sana hedıyem olsun 1453. mesajım
---------
eger savascımdaysam adada tazılar cok ısıme yarıyor buyucu ve sıfacı yavaslatıyor bende kesıyorum
handanın ölümü
http://www.dailymotion.com/video/xdb1dm_ikv-handan-olumu-fenomen_videogames
''Okuyun, diyor okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.''
http://www.dailymotion.com/video/xdb1dm_ikv-handan-olumu-fenomen_videogames
''Okuyun, diyor okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.''
Re: Tazıları seven ? =)
Oyundaki En Nefret Ettiğim Yaratıklar;
1) Tazı
2) Bombacı
3) Tepegöz
1) Tazı
2) Bombacı
3) Tepegöz
- bOdRuMLuCaPkINn
- İskele Babası
- Mesajlar: 44
- Kayıt: 09 Mar 2010 10:23
- Sunucu: Kuklacı
Re: Tazıları seven ? =)
Sivriada(Hayırsızada)'daki tazıların Gerçek Hikayesi
"İstanbul, Bizans’tan beri, bu mahlukatlar açısından çok yüksek nüfuslara sahip oldu. Zaman zaman nüfuslarındaki bu artış çok yüksek boyutlara ulaşınca, yönetimler için bir sorun haline geldi...
Bulunan çare genellikle köpekler için bir “toplama kampı” yapılması oldu ve kamp için en uygun yer olarak da; Marmara'nın ortasındaki Hayırsızada seçildi...
İstanbul köpekleri ilk toplu sürgünlerinden birini 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, II. Mahmud zamanında yaşadı. Hükümdar İstanbul'da ne kadar köpek varsa yakalanıp adaya gönderilmesini buyurdu, birkaç gün boyunca şehirde belki de tek bir hayvan kalmadı ama İstanbullulardan hiç beklenmeyen tepkiler yükseldi: Halk, “Hayvanlara eziyet etmek uğursuzluk getirir, başımıza iş açılır, köpekleri orada bırakmayalım” diye homurdanmaya başlayınca Hayırsızada’daki sağ kalan köpekler yeniden teknelere konup İstanbul sokaklarına salındı. Ama uğursuzluk da köpeklerle beraber geldi: Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın ordusu Kahire'den kalktı, Kütahya'ya kadar girdi...
Mısır askerleri, Bursa taraflarına da şöyle bir uzanıp geri döndüler...
Takvimler 1910'u gösterdiğinde ‘‘mahlukat meselesi”ni çözmeye bu defa da İstanbul “Şehremini”, yani Belediye Başkanı Suphi Bey soyundu: Haziran başında İstanbul'daki bütün köpeklerin yeniden Hayırsız Ada'ya yollanmasını emretti, iktidardaki İttihadçılar’dan da destek aldı ve birkaç gün içinde 80 bin civarında köpek çatanalara yüklenip yeniden mecburi bir ada yolculuğuna çıkartıldı...
Hayırsız Ada sadece kayaydı, üzerinde dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri İstanbul'dan bile işitilir olmuştu... Sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile açlığa ve susuzluğa dayanamayıp ölmüştü...
Ama İstanbul halkının beklediği uğursuzluk da gecikmedi: Balkan Savaşı patladı...
Suphi Bey'in ortadan kaldıramadığı köpekleri yok etmek, sonraki belediye başkanlarından birine, Operatör Cemil Paşa'ya düştü...
Paşa seneler sonra çıkarttığı ‘‘80 Yıllık Hatıralarım'' başlıklı kitabında kendi dönemindeki köpek kıyımını ‘‘Meşrutiyetin ilânından sonra, İstanbul'daki köpeklerin büyük bir kısmı toplatılarak Marmara'daki Hayırsız Ada'ya gönderilmişti. Bununla beraber belediye başkanlığına tâyinim sırasında 30 bine yakın köpek buldum. Bunları yavaş yavaş imha ettirdim...
...Süprüntüleri sabahları kapılarının önüne bir çöp kabı içinde koymayıp sokağa atanların çöplerini tekrar evlerinin içine döktürdüm'' diye övünerek anlatacaktı...
İşte, köpekler konusunda sadece bugün değil, geçmişte de pek iyi olmayan sicilimizden birkaç küçük örnek...
Köpekleri serseriler toplamıştı
Pierre Loti'nin kaleminden
“...Bu ülkeye II. Mehmed'in ordularının ardından gelen köpekler... Terakki'yi ve hükümet işlerine levantenlerin girişini unutmuşlardı. Dört-beş asırlık sadakatten sonra ve kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiklerini gördüler. Hiçbir Türk, Hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından götürecek olan mavnalara atıyorlardı.
...İstanbul'un diğer bütün köpeklerinden yüzlercesinin yer aldığı Hayırsızada, Marmara'nın ortasında çöle benzeyen bir kayaydı. İçecek bir damla su yoktu, köpekler orada açlıktan ve susuzluktan öldüler ve bu arada bilinçlerini yitirdiklerinden birbirlerini yediler. Adanın yakınlarından bir kayık geçerken hepsi kıyıya geliyorlardı ve yürekleri parçalayan iniltileri duyuluyordu. Bu, iki ay sürdü.
Kayıkları ve insanları ne kadar uzakta olursa olsun gördüklerinde, bütün saflıklarıyla yardıma çağırıyorlardı."
Adadaki tazıların neden o kadar saldırgan olduğunu artık anlamışsınızdır umarım
İyi forumlar dilerim,saygılarımla.
"İstanbul, Bizans’tan beri, bu mahlukatlar açısından çok yüksek nüfuslara sahip oldu. Zaman zaman nüfuslarındaki bu artış çok yüksek boyutlara ulaşınca, yönetimler için bir sorun haline geldi...
Bulunan çare genellikle köpekler için bir “toplama kampı” yapılması oldu ve kamp için en uygun yer olarak da; Marmara'nın ortasındaki Hayırsızada seçildi...
İstanbul köpekleri ilk toplu sürgünlerinden birini 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, II. Mahmud zamanında yaşadı. Hükümdar İstanbul'da ne kadar köpek varsa yakalanıp adaya gönderilmesini buyurdu, birkaç gün boyunca şehirde belki de tek bir hayvan kalmadı ama İstanbullulardan hiç beklenmeyen tepkiler yükseldi: Halk, “Hayvanlara eziyet etmek uğursuzluk getirir, başımıza iş açılır, köpekleri orada bırakmayalım” diye homurdanmaya başlayınca Hayırsızada’daki sağ kalan köpekler yeniden teknelere konup İstanbul sokaklarına salındı. Ama uğursuzluk da köpeklerle beraber geldi: Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın ordusu Kahire'den kalktı, Kütahya'ya kadar girdi...
Mısır askerleri, Bursa taraflarına da şöyle bir uzanıp geri döndüler...
Takvimler 1910'u gösterdiğinde ‘‘mahlukat meselesi”ni çözmeye bu defa da İstanbul “Şehremini”, yani Belediye Başkanı Suphi Bey soyundu: Haziran başında İstanbul'daki bütün köpeklerin yeniden Hayırsız Ada'ya yollanmasını emretti, iktidardaki İttihadçılar’dan da destek aldı ve birkaç gün içinde 80 bin civarında köpek çatanalara yüklenip yeniden mecburi bir ada yolculuğuna çıkartıldı...
Hayırsız Ada sadece kayaydı, üzerinde dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri İstanbul'dan bile işitilir olmuştu... Sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile açlığa ve susuzluğa dayanamayıp ölmüştü...
Ama İstanbul halkının beklediği uğursuzluk da gecikmedi: Balkan Savaşı patladı...
Suphi Bey'in ortadan kaldıramadığı köpekleri yok etmek, sonraki belediye başkanlarından birine, Operatör Cemil Paşa'ya düştü...
Paşa seneler sonra çıkarttığı ‘‘80 Yıllık Hatıralarım'' başlıklı kitabında kendi dönemindeki köpek kıyımını ‘‘Meşrutiyetin ilânından sonra, İstanbul'daki köpeklerin büyük bir kısmı toplatılarak Marmara'daki Hayırsız Ada'ya gönderilmişti. Bununla beraber belediye başkanlığına tâyinim sırasında 30 bine yakın köpek buldum. Bunları yavaş yavaş imha ettirdim...
...Süprüntüleri sabahları kapılarının önüne bir çöp kabı içinde koymayıp sokağa atanların çöplerini tekrar evlerinin içine döktürdüm'' diye övünerek anlatacaktı...
İşte, köpekler konusunda sadece bugün değil, geçmişte de pek iyi olmayan sicilimizden birkaç küçük örnek...
Köpekleri serseriler toplamıştı
Pierre Loti'nin kaleminden
“...Bu ülkeye II. Mehmed'in ordularının ardından gelen köpekler... Terakki'yi ve hükümet işlerine levantenlerin girişini unutmuşlardı. Dört-beş asırlık sadakatten sonra ve kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiklerini gördüler. Hiçbir Türk, Hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından götürecek olan mavnalara atıyorlardı.
...İstanbul'un diğer bütün köpeklerinden yüzlercesinin yer aldığı Hayırsızada, Marmara'nın ortasında çöle benzeyen bir kayaydı. İçecek bir damla su yoktu, köpekler orada açlıktan ve susuzluktan öldüler ve bu arada bilinçlerini yitirdiklerinden birbirlerini yediler. Adanın yakınlarından bir kayık geçerken hepsi kıyıya geliyorlardı ve yürekleri parçalayan iniltileri duyuluyordu. Bu, iki ay sürdü.
Kayıkları ve insanları ne kadar uzakta olursa olsun gördüklerinde, bütün saflıklarıyla yardıma çağırıyorlardı."
Adadaki tazıların neden o kadar saldırgan olduğunu artık anlamışsınızdır umarım
İyi forumlar dilerim,saygılarımla.
Dergilerimizin adresleri sırasıyla:
http://www.anadoluakincilari.com/Dergi/S1/
http://www.anadoluakincilari.com/Dergi/S2/
http://www.anadoluakincilari.com/Dergi/S3/
/S4/
"SİZDEN GELENLER" için adresimiz RoAdergi@gmail.com
http://www.anadoluakincilari.com/Dergi/S1/
http://www.anadoluakincilari.com/Dergi/S2/
http://www.anadoluakincilari.com/Dergi/S3/
/S4/
"SİZDEN GELENLER" için adresimiz RoAdergi@gmail.com
Re: Tazıları seven ? =)
fenomen yazdı:1453 yazdı:En iğrenc yaratık 39 lwl deydeyken keyif için keserdim

sana hedıyem olsun 1453. mesajım
Eyv. Saol

|BİNDÖRTYÜZELLİÜÇ|
|Türkbey|Turkbey|Türkbeyll |uLeMa|
İnsanlar ikiye ayrılır, hayatta iz bırakanlar ve başkalarının bıraktığı izlerle hayat bulanlar...
Re: Tazıları seven ? =)
İnanılmaz bir bilgi. Bunu okuyunca hemen google da ufak bir araştırma yaptım ve her şeyi gördüm. Böyle bir vahşet tüyler ürpertici gerçekten. Oyun yapımcıları bunu bilerek mi yaptılar acaba o tazıları çok merak ediyorum. Eğer öyleyse gerçekten çok iyi biş çıkarttıklarını düşünüyorum. Bu arada o köpeklere çok üzüldüm.bOdRuMLuCaPkINn yazdı:Sivriada(Hayırsızada)'daki tazıların Gerçek Hikayesi
"İstanbul, Bizans’tan beri, bu mahlukatlar açısından çok yüksek nüfuslara sahip oldu. Zaman zaman nüfuslarındaki bu artış çok yüksek boyutlara ulaşınca, yönetimler için bir sorun haline geldi...
Bulunan çare genellikle köpekler için bir “toplama kampı” yapılması oldu ve kamp için en uygun yer olarak da; Marmara'nın ortasındaki Hayırsızada seçildi...
İstanbul köpekleri ilk toplu sürgünlerinden birini 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, II. Mahmud zamanında yaşadı. Hükümdar İstanbul'da ne kadar köpek varsa yakalanıp adaya gönderilmesini buyurdu, birkaç gün boyunca şehirde belki de tek bir hayvan kalmadı ama İstanbullulardan hiç beklenmeyen tepkiler yükseldi: Halk, “Hayvanlara eziyet etmek uğursuzluk getirir, başımıza iş açılır, köpekleri orada bırakmayalım” diye homurdanmaya başlayınca Hayırsızada’daki sağ kalan köpekler yeniden teknelere konup İstanbul sokaklarına salındı. Ama uğursuzluk da köpeklerle beraber geldi: Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın ordusu Kahire'den kalktı, Kütahya'ya kadar girdi...
Mısır askerleri, Bursa taraflarına da şöyle bir uzanıp geri döndüler...
Takvimler 1910'u gösterdiğinde ‘‘mahlukat meselesi”ni çözmeye bu defa da İstanbul “Şehremini”, yani Belediye Başkanı Suphi Bey soyundu: Haziran başında İstanbul'daki bütün köpeklerin yeniden Hayırsız Ada'ya yollanmasını emretti, iktidardaki İttihadçılar’dan da destek aldı ve birkaç gün içinde 80 bin civarında köpek çatanalara yüklenip yeniden mecburi bir ada yolculuğuna çıkartıldı...
Hayırsız Ada sadece kayaydı, üzerinde dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri İstanbul'dan bile işitilir olmuştu... Sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile açlığa ve susuzluğa dayanamayıp ölmüştü...
Ama İstanbul halkının beklediği uğursuzluk da gecikmedi: Balkan Savaşı patladı...
Suphi Bey'in ortadan kaldıramadığı köpekleri yok etmek, sonraki belediye başkanlarından birine, Operatör Cemil Paşa'ya düştü...
Paşa seneler sonra çıkarttığı ‘‘80 Yıllık Hatıralarım'' başlıklı kitabında kendi dönemindeki köpek kıyımını ‘‘Meşrutiyetin ilânından sonra, İstanbul'daki köpeklerin büyük bir kısmı toplatılarak Marmara'daki Hayırsız Ada'ya gönderilmişti. Bununla beraber belediye başkanlığına tâyinim sırasında 30 bine yakın köpek buldum. Bunları yavaş yavaş imha ettirdim...
...Süprüntüleri sabahları kapılarının önüne bir çöp kabı içinde koymayıp sokağa atanların çöplerini tekrar evlerinin içine döktürdüm'' diye övünerek anlatacaktı...
İşte, köpekler konusunda sadece bugün değil, geçmişte de pek iyi olmayan sicilimizden birkaç küçük örnek...
Köpekleri serseriler toplamıştı
Pierre Loti'nin kaleminden
“...Bu ülkeye II. Mehmed'in ordularının ardından gelen köpekler... Terakki'yi ve hükümet işlerine levantenlerin girişini unutmuşlardı. Dört-beş asırlık sadakatten sonra ve kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiklerini gördüler. Hiçbir Türk, Hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından #@!? olan mavnalara atıyorlardı.
...İstanbul'un diğer bütün köpeklerinden yüzlercesinin yer aldığı Hayırsızada, Marmara'nın ortasında çöle benzeyen bir kayaydı. İçecek bir damla su yoktu, köpekler orada açlıktan ve susuzluktan öldüler ve bu arada bilinçlerini yitirdiklerinden birbirlerini yediler. Adanın yakınlarından bir kayık geçerken hepsi kıyıya geliyorlardı ve yürekleri parçalayan iniltileri duyuluyordu. Bu, iki ay sürdü.
Kayıkları ve insanları ne kadar uzakta olursa olsun gördüklerinde, bütün saflıklarıyla yardıma çağırıyorlardı."
Adadaki tazıların neden o kadar saldırgan olduğunu artık anlamışsınızdır umarım![]()
İyi forumlar dilerim,saygılarımla.

Bu resimde o zamanın yabancı gazetelerinden birind 1910 senesindeki sivriadadaki köpeklerle ilgili bir haber var. Üzücü gerçekten.
- Firelife
- Demirci Çırağı
- Mesajlar: 604
- Kayıt: 04 Ara 2009 18:09
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
Re: Tazıları seven ? =)
Tüm tazıları yakmak isterdim ruh çalanlara kasmak için gidene kadar şifacımla gerçekten çile 
Re: Tazıları seven ? =)
Tabiki , Sevmiyorum.
Saten , 1 Sert Vuruşta, Geberip Gidiyor
Saten , 1 Sert Vuruşta, Geberip Gidiyor
"Biz Dost Şarabı İçenLerdeniz "
İstanbulu Esrar Sarmış , Yar beni Bırakıp Karanlıklara Bulaşmış ,
Kerpiçtenden Duvar , Sosyeteden Adam OLmaz " [/b]
İstanbulu Esrar Sarmış , Yar beni Bırakıp Karanlıklara Bulaşmış ,
Kerpiçtenden Duvar , Sosyeteden Adam OLmaz " [/b]