Haha yunus ya gerçekten yerin ayrı kardeşim her gün söylüyorsun bunu nerdeyse "basma abi basma düşecek"
Seviliyorsun kardeşim beni düşündüğün için ayrıca teşekkür ederim.
Yok süprizim zıh değil başka bi süpriz benim için anlamlı olacak birşey
AHDElVEFA yazdı:Haha yunus ya gerçekten yerin ayrı kardeşim her gün söylüyorsun bunu nerdeyse "basma abi basma düşecek"
Seviliyorsun kardeşim beni düşündüğün için ayrıca teşekkür ederim.
Yok süprizim zıh değil başka bi süpriz benim için anlamlı olacak birşey
Ahaha ney acaaba artık banada söylemediysen
Sende seviliyorsun abi senin gibi insanlara ihtiyaç var,oyunda falan muhabbet ediyoruz bol bol.Seninde bende yerin ayrı ne kadar yeni tanışmış olsakta. Günlüğe devam hocam takipteyiz
Ha unutmadan : Ah de vefasızlık etti demesinler...
Antreponun karşısında uyanmıştım. Sanki yüz yıllardır uyuyor, ben yokken her şey çok değişmiş gibiydi. olanları sonradan idrak edebildim.
En son yeni bir bölge arayışı içindeydik. Bir anda etrafımızı saran yoğun yeşil renkte sis bulutu sonucu tüm arkadaşlarım ölmüşlerdi. Ben ise şanslı olmalıyım ki şuanda bunları yazabiliyorum. Ergin gücü yüz yıllar boyunca uyutmuştu beni.
Bugun nasıl buraya geldim hakkında bir fikrim yok. Ancak şunu biliyorum ki olanları ve gördüklerimi anlatmalıyım.
Uzun bir süredir uykuda olmalıyım ki her şey çok değişmiş.
Antrepo arkası.
Çok acıkmıştım sahilden gelen mis gibi balık kokusu ağzımı sulandırmış, uykunun verdiği açlık ve yorgunlukla hiç birşey yapamaz haldeydim. Önce karnımı doyurmalıyım.
Balık ekmek ve turşu suyunu bir güzel miğdeme indirmiştim. Ancak Balıkçı İdrisi bulamamıştım.
Balıkçı İdris yoktu...
Agah Efendiyi bulmalıydım.
Bir yandan Agah Efendiyi ararken bir yandan olan biteni anlamaya çalışıyordum.
Her şey çok ama çok farklıydı. Ne olmuştu bu Neferlere ?
Agah efendiyi nerede bulacağımı biliyordum. Hemen yola koyuldum.
Her yer yeni, her yerde çalışma, kıyametin etkileri büyük çoğunlukla ortadan kalkmış bir vaziyette.
Bu yeni bölgede yolumu her zaman yanımda sakladığım iç cebimde olan haritamdan bulmalıydım.
Merdivenleri bir bir çıkıp Cami avlusundan içeri girdim. Orada olmalıydı, her zaman oradaydı.
Şadırvana doğru koşarken bir yandan da sesleniyordum . Agah Bey.. Agah Beyy..
Hevesim kursağımda kalmış çaresiz bir şekilde ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Her zaman verecek bir görevi olan Agah Bey yoktu
Gözüm hemen Umuta yöneldi, o bilirdi nerede olduğunu. Umut yoktu...
Tabiya Ali amca, Jandarma Ali.. Nede olsa görevi bu yaşadıklarımızı acilen ona anlatmalıydım.
Jandarma Ali yoktu..
Yalnızca yoğun bir kalabalık hakimdi Eminönü sokaklarına, tanıdık bir yüz yoktu...
Cebimde ozamanlardan kalan ilaçlara rastladım haritamı ararken. Halime Teyzenin ilaçlarıydı bunlar. Jandarma ali anacığına teslim etmem için vermişti bana bunları.
Gitmeye korkuyordum artık. Ya oda yoksa..
Halime teyze yoktu..
Bankacı yoktu..
Komutana gitmek istedim ancak cesaret edemedim. Çünkü oda olmayacaktı.
Hasekiye doğru yol aldım. Belki Sahaf Amca olan biteni biliyordur diye.
Daha kapıdan girer girmez artık Sahaf amcayı orada bulamayacağımı anladım.
Sahaf Necmi yoktu..
Geriye kalan tek şey Agop'un dükkanıydı ancak torunlarının torunları.
Agop yoktu...
Değişen istanbulda kah oraya, kah buraya koşturmuştum. Eli boş bir şekilde Galataya doğru geçip derin deniz kokusunu çekerken , düşüncelere dalmışştım.
Ne olup bitiiğini öğreneceğim. Benden başka geride kalan varmı bulacağım..
Şimdi siz diyeceksiniz ki neden bu çaba ?
Başlarda mecburiyetten. Şimdi ise paşa gönlüm öyle istiyor.
Buradan bir söz veriyorum. Varsa geride kalan birileri elbet bir gün onlara ulaşacağım.
Sözümü tutacağım ki ''Ahde Vefasızlık Etti Demesinler.''
Evet arkadaşalar umarım küçük süprizimi beğenmişşinizdir. Göremeyen arkadaşlarımız için bizzat gidip tarihi Eminönünü aktarmak istedim. Tadilat ve resterasyon çalışmaları nedeniyle çok daha güzel çekilebilecek fotoğrafları kaçırdım. Bu yüzdende kusuruma bakmayın. Sağlıcakla kalın
AHDElVEFA yazdı:Antreponun karşısında uyanmıştım. Sanki yüz yıllardır uyuyor, ben yokken her şey çok değişmiş gibiydi. olanları sonradan idrak edebildim.
En son yeni bir bölge arayışı içindeydik. Bir anda etrafımızı saran yoğun yeşil renkte sis bulutu sonucu tüm arkadaşlarım ölmüşlerdi. Ben ise şanslı olmalıyım ki şuanda bunları yazabiliyorum. Ergin gücü yüz yıllar boyunca uyutmuştu beni.
Bugun nasıl buraya geldim hakkında bir fikrim yok. Ancak şunu biliyorum ki olanları ve gördüklerimi anlatmalıyım.
Uzun bir süredir uykuda olmalıyım ki her şey çok değişmiş.
Antrepo arkası.
Çok acıkmıştım sahilden gelen mis gibi balık kokusu ağzımı sulandırmış, uykunun verdiği açlık ve yorgunlukla hiç birşey yapamaz haldeydim. Önce karnımı doyurmalıyım.
Balık ekmek ve turşu suyunu bir güzel miğdeme indirmiştim. Ancak Balıkçı İdrisi bulamamıştım.
Balıkçı İdris yoktu...
Agah Efendiyi bulmalıydım.
Bir yandan Agah Efendiyi ararken bir yandan olan biteni anlamaya çalışıyordum.
Her şey çok ama çok farklıydı. Ne olmuştu bu Neferlere ?
Agah efendiyi nerede bulacağımı biliyordum. Hemen yola koyuldum.
Her yer yeni, her yerde çalışma, kıyametin etkileri büyük çoğunlukla ortadan kalkmış bir vaziyette.
Bu yeni bölgede yolumu her zaman yanımda sakladığım iç cebimde olan haritamdan bulmalıydım.
Merdivenleri bir bir çıkıp Cami avlusundan içeri girdim. Orada olmalıydı, her zaman oradaydı.
Şadırvana doğru koşarken bir yandan da sesleniyordum . Agah Bey.. Agah Beyy..
Hevesim kursağımda kalmış çaresiz bir şekilde ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Her zaman verecek bir görevi olan Agah Bey yoktu
Gözüm hemen Umuta yöneldi, o bilirdi nerede olduğunu. Umut yoktu...
Tabiya Ali amca, Jandarma Ali.. Nede olsa görevi bu yaşadıklarımızı acilen ona anlatmalıydım.
Jandarma Ali yoktu..
Yalnızca yoğun bir kalabalık hakimdi Eminönü sokaklarına, tanıdık bir yüz yoktu...
Cebimde ozamanlardan kalan ilaçlara rastladım haritamı ararken. Halime Teyzenin ilaçlarıydı bunlar. Jandarma ali anacığına teslim etmem için vermişti bana bunları.
Gitmeye korkuyordum artık. Ya oda yoksa..
Halime teyze yoktu..
Bankacı yoktu..
Komutana gitmek istedim ancak cesaret edemedim. Çünkü oda olmayacaktı.
Hasekiye doğru yol aldım. Belki Sahaf Amca olan biteni biliyordur diye.
Daha kapıdan girer girmez artık Sahaf amcayı orada bulamayacağımı anladım.
Sahaf Necmi yoktu..
Geriye kalan tek şey Agop'un dükkanıydı ancak torunlarının torunları.
Agop yoktu...
Değişen istanbulda kah oraya, kah buraya koşturmuştum. Eli boş bir şekilde Galataya doğru geçip derin deniz kokusunu çekerken , düşüncelere dalmışştım.
Ne olup bitiiğini öğreneceğim. Benden başka geride kalan varmı bulacağım..
Şimdi siz diyeceksiniz ki neden bu çaba ?
Başlarda mecburiyetten. Şimdi ise paşa gönlüm öyle istiyor.
Buradan bir söz veriyorum. Varsa geride kalan birileri elbet bir gün onlara ulaşacağım.
Sözümü tutacağım ki ''Ahde Vefasızlık Etti Demesinler.''
Evet arkadaşalar umarım küçük süprizimi beğenmişşinizdir. Göremeyen arkadaşlarımız için bizzat gidip tarihi Eminönünü aktarmak istedim. Tadilat ve resterasyon çalışmaları nedeniyle çok daha güzel çekilebilecek fotoğrafları kaçırdım. Bu yüzdende kusuruma bakmayın. Sağlıcakla kalın