
Hepinize merhaba sevgili forum takipçileri:
Malumunuzdur ki; uzun bir aradan sonra sizlerin talep etmesi ve desteklemesi üzerine Kıyamet Günlükleri etkinliğimizi yeniden faaliyete geçirdik. İlkini Mart ayında, ikincisini ise geçtiğimiz ayda düzenlediğimiz bu etkinliğe aslında en başından beri bizler de katılmak ve yanınızda olduğumuzu göstermek istiyorduk. Fakat bir türlü fırsat bulup da bu organizasyonu gerçekleştirememiştik.
Bugün forumun tanınan yüzleri olarak yetkili kimliklerimizi bir kenara bıraktık ve herhangi bir sunucuda sıfırdan başlayarak bir araya geldik. Ve bu başlangıcı adım adım fotoğraflayarak, yazıya dökerek bir günlük tadında sizlerle paylaşmak istedik. Gizlilik ilkemiz her zaman olduğu gibi burada da geçerli. Bu sebeple kimliklerimizin ifşa olmaması adına isimlerimizi ve karakter tiplerimizi sansürlüyoruz.
Fırsat buldukça güncelleyeceğimiz ve beğeneceğinizi umduğumuz bu yeni maceramıza göz atmak isterseniz buyurun.

İsim ve karakter tiplerimize karar verdikten sonra; uzun zamandır uğramayı ihmal ettiğimiz Yeni Camii'nin avlusunda, Agah Efendi'nin yanı başında buluverdik kendimizi. O an birbirimize söylemesek de, hepimizin zihninde geçmiş anılarımızın canlandığı belli idi. Bu günlük işinin bize unuttuğumuz bazı güzel değerleri hatırlatacağından hiç şüphemiz yok.

Teşkilat'a başarı ile katıldıktan sonra üzerimize giyecek bir şeyler aldık. Ali'nin hesap cüzdanını teslim edip, Halime Teyze'ye de bir uğrayarak halini hatrını sorduk.

Balıkçı ile de güzel bir tanışma yaşadık. Deniz kokusunu ciğerlerimize çekerek ve göz ucuyla Karaköy tarafına bakarak bize verdiği görevleri gerçekleştirmeye koyulduk.

Fahri Bey çalınan ketenleri bulmamız karşılığında fiyakalı bir takım sözü verdi. Yeni kıyafetleri duyan ekibimiz heyecanlanarak cinlerin yolunu tuttu.

Fena da olmadı hani.

Bankacı'nın da Yeşil Örümcekler ile başı dertte imiş. Eh, biz de bir el atalım dedik. (Not: Görevde 10 tane Yeşil Örümcek istenmesine rağmen Banka yanında 9 tane Yeşil Örümcek olmasına her oyuncu gibi sinir olduğumuz ve son 1 tanenin yeniden canlanmasını beklerken "Ya hu şuraya neden 1 tane fazla koymamışlar?" diye kendi kendimize sorduğumuz doğrudur :lol:)

Ve nihayet ilk Şef Yaratığımız Garr ile karşı karşıyayız. Hedefimiz Gaffar.

Komutan bize İri Kertenkele görevi verirken, Işık Hanım Fare Adamları ortadan kaldırmamızı söyledi. Her ikisini de temizleyerek daha zor bir göreve adım attık.

Ve ikinci Şef Yaratığımız Kızgın Kum'un canlanmasını beklerken...

Anlaşılan kolay kolay bu ekibin sırtı yere gelmeyecek.

Bize yardım teklif eden bir oyuncuya verdiğimiz cevap. Tayfa i Katliam. Güzel bir lonca ismi olabilir.

Kızgın Kum'u başarıyla alt edip yeni ceketlerimizi sırtımıza geçirdikten sonra, Agah Efendi'de kalan Karışıklık Çıkarma görevimizi halletmek için yola koyulduk.

Antrepo görevlerine başlamadan önce Şarapçı'da kalan Kalecik Karası görevimizi de alıp aradan çıkaralım dedik. Şarapçı'ya gideceğimizi belirtince aramızda tuhaf bir diyalog geçti.

Ve işte Antrepo... Seviyemize göre ölümcül yaratıklar ile dolu bir yer. Kolları sıvayıp bir an önce işe koyulduk.

Antrepo görevlerini yaparken ganimet çantasından düşecek olan Cin Kazmasını hatırlatmak için bir yazı yazdım. Akabinde aklıma bir munzurluk geldi ve SuhanPerdaz'a bir soru yönelttim. İtirafı hepimizi güldürdü.
Daha fazla devam etmeye niyetimiz vardı; ancak bir arkadaşımızın internetinin gitmesi sebebiyle Azul görevimizi askıya alıp daha sonra devam etmeye karar verdik. Umarım günlüğümüzü beğenirsiniz. Fırsat buldukça yazmaya devam edeceğimiz. Sevgiyle kalın.