Retaliation-YollugTigin-IıIıIYaMaNIıIıI Günlüğü

[VoiceOfVoiceless]

Dinozor İksir azalmış , müdahale edelim yarın bu duruma

[Retaliation]

Dinozor İksir azalmış , müdahale edelim yarın bu duruma

Haftalardır yakarıyorum o durumdan cidden iyi olur üretmek.

[VoiceOfVoiceless]

Dinozor İksir azalmış , müdahale edelim yarın bu duruma

Haftalardır yakarıyorum o durumdan cidden iyi olur üretmek.

Çok ayıp :lol:

[Retaliation]

-Yeni Umut Işığı-

Fotoğraf Makinesi ile Migrat

Ertesi günün sabahı tekrar çarşıya uğradım.Agop Bey sevinçle fotoğraf makinesinin bittiğini söyledi.Tam istediğimiz gibiydi.Çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için bir fotoğraf çektim.Gayet güzel çalışıyordu.Agop Bey'e teşekkür ederek Arzuhalci'nin yanına gittim.

Arzuhalci'ye Agop Bey'in cihazı yapabildiğini ve artık Migrat'ı ziyaret etmek için hazır olduğumu söyledim.Arzuhalci gülümsedi ve bana sarıldı.

- Yolun açık olsun.Kendine dikkat et.
- Sağ olun azizim.

Son bir kez yol tekrarı yaptık.Neyse ki unutmamışım.Meteor Bölgesi'ni geçtim ve Sivri Ada'ya vardım.Tazıları saklanarak geçtim ve elime haritayı aldım.Şimdi kuru kafalı bölgenin az gerisinde idim.Kendime direnç büyüsü,koruma büyüsü ve ruh kalkanı açtım.Bölgeden içeri daldım ve sağ taraftan yürümeye koyuldum.Birkaç kişi görmüştüm ve de Arzuhalci'nin bahsettiği kurumuş su kuyusunu.Oradakiler bana beraber aşağıya inme davetinde bulundular.Tek yapılamayacak bir şeydi ve kabul ettim.

Herkes ağır ağır ipten aşağıya indi.Aman Allah'ım!Sanki başka bir imparatorluktaydık.Yerin altında böyle bir şeyin gizli olması insana "Ya bu İstanbul'un altını kazsak kim bilir ne çıkacak?" sözünü dedirtiyor.Çok antik bir yerdi.Eski Roma'dan kaldığı aşikardı.Ben ise elimde fotoğraf makinesi ile sürekli çekimler yapıyordum.Gruptakiler şaşkınca bana bakıyordu."Elindeki ne?" dediklerinde,ben de onlara elimdekinin bir fotoğraf makinesini olduğunu ve ne işe yaradığını anlattım.Maalesef ki Kıyamet Devrinde kimse böyle bir şeyi bilemezdi,sormakta haklılardı.İlerilere gittik ve sağa döndük.Oradan da ikiye ayrılan yolları birer birer denedik.İki yolda da birbirlerine benzer iki çukur vardı.Kim bilir burası ne işe yarıyordu da biz o zamanlara yetişemedik.

Daha sonra geri dönerek karşı yoldan geçtik.Küçük bir köprüden geçtik.Köprünün aşağısında lahitler vardı.Oraları da dümdüz geçtik ve bir meydanla karşılaştık.Ortasında bir sembol vardı bu meydanın.Ejdere benzeyen bir yaratık ağzından ateş saçıyordu.Hemen bunun da fotoğrafını aldım.Daha sonra yolu takip ettim ve Arzuhalci'nin bahsettiği Tangriss geçidini gördüm.Bunun da bir fotoğrafını çektim ve geride görmüş olduğum ikiye ayrılan yolları kontrol ettim.İki yolun sonunda da kırık at kafası şeklinde heykelcikler vardı.Aklıma bir an kırmızı gözlü at gelmişti.5 saniye kadar düşünceye çekildim.At gözümün önüne geldi adeta "Koruyucu!" At heykelciklerinin parçalarını dikkatle toplayarak çantama koydum.Bu heykelciklerin kesinlikle benim davam ile ilgisi vardı ama ne?

Son olarak grup ile beraber,tek kalan yöne gittik.Koskocaman bir salonla karşılaştık.Etrafta kocaman heykeller vardı.Karşılıklı iki aslan motifli çeşmeler ve yukarılarda da kırmızı flamalar mevcuttu.Flamalarda bir iki yazı vardı.Hemen buraların fotoğrafını çektim.En belirgin olanı da "IS ADDO NEX JUNON" yazanıydı.Flamalarda yine at sembolü vardı.Bu konuyu Arzuhalci çok iyi bilirdi.

Salonun sonundaki uzun merdivenlerden de yukarı çıktık ve bir zindanla karşılaştık.Buranın da hemen fotoğrafını çektim.Çok ilginç bir yerdi.Bir kafes vardı.Kim bilir burada kim vardı?

[Retaliation]

-Zahir'in Masasındaki Mektup-

Merhaba sevgili bir şeylerden habersiz ahali.Eğer bunu okuyorsanız ben ölmüşüm demektir ve size beni hain olarak tanıtacaklardır.Bizler evlerimizde oturup,günümüz şartlarından olağanca kullanırken onlar...

Göçebe yaşayan,dış şehirli bu halkı her daim kapı dışarı kovduğunuz,kendilerini koruyacak güçleri olmayan ve bir enerji sonucu delileşmiş insanların sayısı az değil!Biz hep onları dışladık.Her daim burada yenilere kapı açılmadı ama artık ben bu oyunun parçası olmayacağım.Beyazköşk döneminde başlayan sürgünlerden,maalesef ne Yükseliş Cemiyeti ne de Teşkilat vazgeçemedi.Eminönü'ne bugüne kadar hiç sokulmamış biçareler var.İşte o sürgünlerden biri olan Kenan ile karşılaştım.Kendisi kaçığın teki ama gayet aklı başında.Yıllardır unuttuğumuz şeyi yapmaya çalışıyor;Eminönü dışına medeniyet götürmek.Ben ise bu konuda ona yardımcı olmaya çalıştım.Bu mektubu okuduğunuza göre,benim bu davranışımla Teşkilat burayı,sığınakları yerle bir etmiştir.En azından bir nebze dikkat çektiysek,buna sevinirim.Ve eğer siz,bir şeylerin yanlış gittiğini bildiğiniz halde harekete geçmiyorsanız,tarih sizi lanetleyecektir.

Zahir Demirseven.

Yaman mektubu alarak göğüsüne koydu.Kafasıyla çıkışı işaret etti ve grup,dışarı çıktı.Yaman herkese teşekkür ederek Mısır Çarşısı'nın yolunu tuttu.Agop'a vardığında öfkeli gözlerle ona baktı.Agop elindeki işi kenara bırakarak eliyle iskemleyi işaret etti.

- Geç otur,biraz dinlen.
Yaman mektubu Agop'a vermedi,ancak olanları anlattı.
- Demek hain Zahir'di öyle mi?Haysiyetsiz.Neden bu işe kalkıştığını söylemedi mi?
Buruk bir ses tonuyla net cevap verdi nefer "Hayır."
Kuyumcu başını ovuşturdu."25 yıllık teknisyene güvenmeyeceksin de kime güveneceksin.Şu sefilliğe bak. "Daha sonra neferin kulağına doğru inerek fısıldadı."Bu olay her zamanki gibi bitti,bundan kimseye bahsetmeyeceğiz.Sebebi her ne olursa olsun,kimseye paniğe düşürmemeliyiz."

Yaman Çarşıdan ayrıldığından göğsündeki mektubu kontrol etti.Bu iğrenç işten sıkılmıştı.Teşkilat'a ve İstihbarat'a olan güveninde biraz sarsılma oldu.Onlar sinirlendi.Bu mektubu ifşa etmeliydi ama gizlice.Aklına bir fikir geldi;Mektubu Işık'a verecekti.

[Retaliation]

-Gazetelere Manşet-

- Bu haberi gazeteye iyi para karşılığında satabilirsin Işık.
Işık mektubu hızla alarak okudu."Evet haklısın.Hatta şimdi vermeliyim ki tazesiyle paylaşılsın.Kaynağı sormam da söylemem de.Bu işten para istiyor musun?
Neferin gözleri uzaklara dalar.Onca yaptığı şey gelir aklına.Kısa bir cevapla geçiştirir."Hayır!"
- Teşkilat mı bunu yaymak istiyor?
- Teşkilat böyle bir şeyi yaymaz.
- Sende bir şeyler var ama neyse.Fazla derinlere inmemeliyim yoksa fare adam olayına döner.Işık gülümsedi.

Birkaç gün,arayla Çınar altına gidip ziyaretlerde bulundu nefer.Bir gün Çınar altına doğru giderken Savaş'ın yine gazete sattığını gördü.Genç adam Sığınaklar'ın haberini bağırarak söylüyordu."Yazıyooor,yazıyoooor!Sığınaklar baskınında "Hain" olarak adlandırılan Teknisyen Zahir'in son mektubu yazıyor.Yazıyooor!"Nefer sinirli ama bir o kadar keyif dolu ifadeyle gülümsedi.Yapmak istemeyeceği işi kabul etmişti ama böyle kötü bir sonuçla karşılaşacağını nereden bilebilirdi ki?Gazete'ye baktığında haber ilk sayfadaydı ve kocaman harflerle kağıda dökülmüştü.Orta kısımda Zahir'in kolları bağlı şekilde boydan bir fotoğrafı yanında ise veda mektubu vardı.Sol ve sağ bölümlerde ise Zahir'in kim olduğunu,nerede eğitim görüp,ne iş yaptığını anlatan yazılar vardı.Yaman gazetede sadece ilk sayfayı okudu ve gazeteyi çöpe attı.Sahaf Necmi'yi bu konuda çok merak ediyordu nefer.Çarşı'ya gitti.Necmi Bey sinirli şekilde nefere bağırıyordu.

- Şu haberi görüyor musun?Tam altımızda yaşanan olayı,ben gazeteden öğreniyorum.Çağ ne çağı böyle.Ortalık gene karışacak.
- Üzülmeyin efendim,Teşkilat ile ulaşırsınız zafere(!)İçinden sinsice gülüyordu nefer.

Çarşı'dan çıktığında yarım kalan işini halledecekti;Sevda.Artık vuslata ermek istiyordu ama belki de bu platonik bir şeydi.Sadece cesaret...Cesarete ihtiyacı vardı neferimizin.Aklına yaşadıkları olaylar gelince,yine askıya almak zorunda kaldı bu cesareti.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük;

Bugün Hol'de baya turladım.Bir ara sıkıldım ve çıktım.Saatler sonra girince şansım yerine gelmişti adeta.Güzel bir gündü.Tabiri caizse Arap Atı gibi sonradan açıldık.Bakalım bugün neler yaşadık.Haydi başlayalım.

Sabahın erken saatlerinde dün bir görevine yardım ettiğim bir oyuncu tekrar yardım istedi.Görevi yaptım geri dönerken şöyle bir oyun hatası ile karşılaştım.

Hol'de düşen bir reçete.Bunun yıldızsız olanı Sığınaklarda düşüyordu sanırsam.

Oyuna ilerleyen saatlerde girdiğimde çok az bir süre sonra (süreyi kestiremedim) Safran madeni ile karşılaştım.

Ve de bir başka reçete.

Uzun bir aranın ardından kendisini görmek beni sevindirdi.İşte Avada Kedavara ve işte Örümcek Salgısı.

Son olarak da bir arkadaşa Sürüngen Pulu lazımmış.Bende de 1 adet vardı ve kasada fazlalık yapıyordu ve ben de ucuzdan bıraktım.

Günün Sözü:
İnanç, hayatın kuvvetidir.-L.Tolstoy

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşmek dileğiyle esen kal!

[Retaliation]

-Bilgi Köşesi(Bilgi Şöleni)-

Peptit Nedir?Klorotoksin Nedir?

Peptit;tanımlanmış bir düzende, α-amino asitlerin birbirine bağlanmasıyla oluşan kısa polimerdir. Bir amino asit kalıntısı ile diğeri arasındaki bağ bir "amit bağ" veya peptit bağı olarak bilinir.

Proteinler polipeptit molekülleridir (veya çok sayıda polipeptit alt birimi barındırır). Temel fark peptitlerin kısa, polipeptitlerin/proteinlerin ise uzun olmasıdır.

Protein sentezi sırasında her amino asit, diğer amino asite sürekli, kırılmayan bir polimer olan polipeptid zincirleriyle bağlanır. Polipeptid yapısına katılan amino asitlerin her biri yapıya peptid bağlarıyla bağlanır. Peptid bapının oluşumu sırasında amino asitlerden birinin amino grubu ile diğerinin karboksil grubu, aradan bir su çıkması sonucu birleşirler.

Klorotoksin'e gelecek olursak,gerçekte böyle bir şey yoktur.Klor ve Toksin kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.Toksin;bir canlıda bulunan zehir demek.

Peki ya Oyundaki Peptit Klorotoksin Nedir O zaman?

Oyundaki Peptit Klortoksini açıklamak zincir bir bağlantıdır.Peptit zaten bir bağ demiştik.Klor ise insan vücuduna zararlı bir elementtir.Klor,insan vücuduna girerse ağır bir etki bırakabilir.Toksin ise zehir dedik.Yani tüm kelimeleri birleştirirsek ortaya;İnsan vücuduna ağır gelecek zehirli kimyasal bağ çıkar.

Keyifli Forumlar.

[Seven]

Dostum oyunda Peptit Klorotoksin diye bir şey yok.

Klorotoksin var yeşil renkli cam kavanozdaki, başka bir materyal olarak Peptit Kolorotoksin var.

[Retaliation]

Dostum oyunda Peptit Klorotoksin diye bir şey yok.

Klorotoksin var yeşil renkli cam kavanozdaki, başka bir materyal olarak Peptit Kolorotoksin var.

Zaten ben de biraz onu demek istedim ama baya üstü kapalı biçimde.Klototoksinin amino asitlerle bağ almış hali demek daha doğru olur.