Retaliation-YollugTigin-IıIıIYaMaNIıIıI Günlüğü

[Retaliation]

-Yeni Umut Işığı-

Usta'dan Hediyeler

Ağabeyim bir hışımla ruh taşında belirdi ve geldi.Bana neler olduğunu sormuştu.Yine en başa dönmüştük;dil dökme kısmına.Tüm yaşadıklarımı oracıkta ağabeyime de anlattım.Beni dinlerken bile ağzından şifalı sözcükleri sessizce yani dudak hareketleriyle tekrarlıyordu.Benim konuşmam bitince biraz onu bekledim.O da duasını tamamladıktan sonra elime bir gözlük vermişti.Gözlüğü elimde beklettim fakat takmadım.Ona bakarak

- Ağabey,benim efsunlu güzel şeylere ihtiyacım var.Malum tehlike altındayız.Sana bu konuda güveniyorum ağabey.Bana bir şeyler bulabilir misin?
- Tabi kardeşim.Ancak biraz beklemen gerekli.30 dakika kadar.İşin yoktu değil mi?
- Yok ağabey,beklerim.

Ağabeyim ruh taşını kullanarak Topkapı bölgesine geçti.Ben ise Mısır Çarşısı'nda volta atmaya başladım.Aktar Şevket Bey'e uğradım.Yeniden zehir çalışmalarına başlamış meğer.Bana bu işi yapabilip yapamayacağımı sordu ancak kafamı olumsuzca salladım.Onu kırmayıp kabul edebilirdim ancak eskilerle başım dertte zaten.Daha sonra Necmi Bey'e uğradım.Bana durumu sordu.

- Sırtındakiler nasıl?
- Arzuhalci sağ olsun çözdük şimdi de mekanları ziyaret ederek bilgi toplayacağız.
- Güzel.Benden bir şey istiyor musun?
- Aslında bir dili kitabı fena olmazdı;Latince.
- Hımm al bakalım.Kısa zamanda öğren ve bana geri getir.Kitaba bir şey olmasın sakın yoksa elimdeki bastonla döverim seni!

Türkçe-Latince çevirili kelime kitapçığı çok işime yarayabilirdi.Eğer Arzuhalci de biraz yardımcı olursa bu dili öğrenebilirdim.Ben kitap için güzel bir yer bulup okumaya başlamıştım.Bir ara Ruh taşından biri geldi.Hızla kitabı kapattım ama ağabeyim değildi.Ben de kitabı okumaya devam ettim.Daha sonra ağabeyim geldi ve bana bir ganimet torbası uzattı.Açtığımda içinde 4 parça eşya vardı;Bir gürz,ceket,pantolon ve ayakkabı.Şaşkınlıkla sordum.

- Eldiven eksik?
- Evet,onları kendin alabilirsin.Sığınaklardaki çeteciler püskürtüldükten sonra birkaç eldiven ve yüzük kaldığını söyleyenler var oraya giderek ganimetler elde edebilirsin.
- Hımm sağ ol ağabey.Bir dakika...Seni yakalamışken sormak isterim.Ağabeyimi kolumdan tutarak Demirci Rüstem'deki asayı gösterdim."Nasıl?Sence onu üretmeli miyim?Yoksa daha güzel şeyler bulabilir miyim?"
- Hımm güzel ama bu asa yerine daha güzelini bulabiliriz inan bana.O sıra Demirci Rüstem muhabbete daldı.
- Ooo kimler burada!Genç kardeşim,bir büyüğüme danışacağım dediğin büyüğün bu ustan mı?
- Evet Rüstem Ağabey.
- Rüstem Ağabey,kardeşim asayı gösterdi de güzel asa.Fakat daha erken olabileceğini söyledim kendisine.
Demirci Rüstem kahkahayı patlattı."Ben zaten çekici örse vuracağım.O ise aha şu reçetedekileri bana getirecek.Bulması için maddi kaynak lazımdır.Kara sizin."
- Daha erkenmiş Rüstem Ağabey,ustamın sözünü dinleyeyim.

Ağabeyimle biraz Çarşıda yürüdükten sonra bana dönerek hatırlatmada bulundu.

- Henüz her şey için erken.Bak Sığınaklarda şaheser şeyler varmış.Bir bakmanı ısrarla öneriyorum.
- Tamam ağabey,teşekkür ederim.

[Retaliation]

-Düşünen Adam!-

Grup yavaşça toplandı ve karşılarındaki dev insana baktılar.Gereğinden fazla sakin ve düşünceliydi.Diz üstüne çökmüş,bir elini yumruk yaparak dizinde destekle kafasına yaslamış bekliyordu.Oldukça kaslıydı.Grup sessizliği bozmadı.Gruptan biri sessiz tonda.

- Sizce uyuyor mu?
- Belki de...dedi nefer.Bir başkası
- Şşt,buradan geçmemiz gerekli.Yanından geçemez miyiz?
Retaliaiton atıldı "Görmüyor musun etraf oldukça dar.Bu mantıksız olur."
Şifacı derin gözlerle kas yığını adama baktı."Sadece düşünerek meditasyon yapıyor.Bu adama bir isim buldum bile 'Düşünen Adam'."
Grupta kahkaha oluştu.Düşünen adamın mimikleri harekete geçti.Duruş pozisyonu bozuldu."Hımmm" sesi yankılandı kabaca tuvaletlerde.Yaman müsaade isteyerek öne atıldı.Düşünen Adamı kışkırttı.Düşünen adam bir nara ile bağırarak neferin üstüne koşmaya başladı:"Raaaaar!"

Yaman'ın kafası yarıldı.Büyücülere bağırarak,Düşünen Adamı çevrelemesini istedi.Şifacı sürekli Yaman'a şifalı dualar okurken,Yaman bir büyücüye saptı ve sarsıldı.Saptırılan büyücü birkaç büyü vuruşundan sonra,diğer büyücülere de vurması için ikaz etti.O koca kas yığının kafasına bir yıldırım büyüsü isabet etti.Vücudunda başta kızarıklar sonra ise siyahlıklar oluştu.Adam bağırdı "Başım Başım!"

Grup artık Düşünen Adamı dörtgene almış,paslaşarak büyü ataklarında bulunuyorlardı.Düşünen Adam çok sinirlenmişti.İki elini tüm gücüyle havaya kaldırarak yere vurdu ve bağırdı "Ezerim!"Grup üzerlerine doğru gelen kaya parçalarından korunmak için Kutup Rüzgarı açtı ve bu saldırıdan kurtuldu.Hiddetlenen grup,artık sadece yıldırım büyüleri değil,bildiği ikincil büyüleri de kullanarak yaratığı yere serdiler.

Grup ileride bulunan Deli ve Fare Adamları keserken Yaman da etrafı araştırdı.Girişte görmüş olduğu telle kapatılmış bölgeye geldi.Burada bir kadın vardı ve yere kapaklanmıştı.Belli ki buradaki yaratıklardan korkuyordu.Yaman yavaşça eğildi ve kadına dokundu.Kadın bağırarak yerinden sıçradı.Yaman da bu ani refleks sonucu biraz vücudunu geri çekti.

- Özür dilerim.Sizi korkutmak istememiştim.Yalnızca soru sormak istedim.Sizi buraya kim getirdi?Bakın biz İstihbarattan geliyoruz.
- Bizi buraya Kenan getirdi.Şu görmüş olduğun delileri de O getirdi.Fare olanları çok korkunç.Kadın daha sonra cesaretle ayağa kalktı ve bağırdı "Bunları neden getirdin Kenan salağI?Hepimizi burada öldürteceksin.Öldürteceksin!"Ve tekrar yerine geçerek ağlamaya başladı."Lütfen,ne olur bunları buradan temizleyin."Ağlar ve yalvaran gözle bakıyordu kadın nefere.
Nefer öfke ile yüzünü buruşturdu "Meraklanmayın,Teşkilat ile ulaşacaksınız zafere!"

Birkaç dakika sonra biraz deli ve fare adamları bir araya toplamayı başardı grup.Olağanca düzenli bir şekilde tuvalete taşıdılar.Yaman hepsini üzerine aldı ve sarsıldı.Büyücüler dört koldan yıldırım büyüleriyle deli ve fare adamları öldürdüler.Tam grup yoluna devam ederken koridorda zalimce bir kahkaha duyuldu.Yaman sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirdi ve gülümsedi "Başarmışız!"

[Retaliation]

-Budanmaya Beklenen Et Parçaları!-

Topladıkları grubu başarıyla kesen neferler,soluklanmak için oturdular.Yaman söze girdi

- Deliler bitti mi?
Biri kafasıyla ileriyi işaret ederek "Daha tehlikeleri var ileride ve de elinde elektrikli testere olan bir psikopat var,görüyor musunuz?"
Retaliation araya girerek "Kardeşim biz şu adamları alalım.Sen ise şu şu elektrikli testereli olanı kışkırt ve ayır."
- Tamam ağabey.

Grup hızla harekete geçti ve uyguladıkları planı yaptı.Yaman da ağabeyinin dediğini yaparak Elektrikli Testereli Adamı aldı.Grup serice paslaşarak yaratıkları kesti.Yaman ise Elektrikli Testereli Adamı peşinde koşturuyordu.Bir ara bağırdı.

- Kapının arkasındakileri de alın.Çok yakındalar!
- Yettim kardeşim!

Büyücüler hızla öbür adamları da kendi üzerlerine çektiler.Yaman tekrar bağırdı."Kapının ilerisinde de bir grup var.Onları da alalım."Büyücüler adamları öldürürken diğerlerinden farklı biri,bir öfke patlamasıyla ses çıkardı.Büyücülerden biri şaşkınlıkla "Hırrrlıyor mu bu?" dedi.Grup gülmemek için kendini zor tutarken,Elektrikli Testereli Adam Yaman'a seslendi.

- Buraya gelmekle çok yanlış yaptınız.Kenan'ın seçili fedailerine bulaştınız ve de bana,Motorin'e.
- Bunu yapmalıydık.
- Bunu yapmalı mıydınız?Size mektupta her şeyi bildirdik.Tamam,madem öyle sizin uzayan cesaretlerinizi budamak bana iş oldu.

Kapının ilerisindeki Fedaileri de öldürün grup geri dönerek Motorin'e saldırmaya başladı.Yine paslaşarak ortada bırakma yöntemini kullandılar.Bir ara Motorin,son kuvvetiyle bağırdı "Yanacaksın!"Yaman'ın üzerine ateş attı Motorin.Şifacı hemen devreye girerek bir koruma duası okudu ve Yaman'ı kurtardı.Kimse o elektrikli testereye denk gelmemeliydi yoksa iki hatta belki de tek vuruşta vücut ikiye ayrılabilirdi.Kısa bir süre sonra Motorin'in cansız bedeni yere yığıldı.Yaman üzerini aradı ve torba buldu.Torbanın içerisinden bir tür ayakkabı çıkmıştı.Ancak ne Eminönü'nde ne de dış şehirlerde görebileceği bir ayakkabı değildi.Ufacık gülümsedi.Sonra Motorin'in cansız bedenini kenara taşıdı.Elektrikli testereyi de cansız bedeninin üzerine bıraktı.

Kapıdan içeri girdiklerinde sağa mecburi dönüş yaptılar.Küçük bir Fedai grubu onları bekliyordu.Yaman solda bir kapı gördü.Kapıdan içeri göz ucuyla baktığında odada bir piyano olduğunu gördü.Daha fazla inceleyemeden Fedai birlikleri grubun üzerine koşmaya başladı.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük;

Bugün oyun maalesef ki yine geç girdim.Bu süre zarfında birkaç tur Sığınaklardaydım.Toplamda 4 tur attık.2'sinde büyücü ile eşlik ettim arkadaşlara,2'sinde de şifacımla.Fazla detay yok zaten bugün.Düşen eşyalar aşağıdakiler.

Günlüğün boş kalmaması için ben de sizlere film önerisinde bulunmak istedim;Ertuğrul 1890.

Filmi bilen bilir,bilmeyenler için çok kısa konusundan bahsetmek isterim.1890 yılında Osmanlı Devleti,Japonya ile olan kardeşliklerini pekiştirmek için bir fırkateyn yollarlar.Bu yolculuk başarı ile sonlanmıştır.Ancak dönerken Japonya'da her sene düzenli olarak olan şiddetli rüzgar ve yağışlara yakalanır Osmanlı fırkateyni.Olay da böyle başlar zaten.Film ilerilerde 1980'leri de içermektedir.

Filmin konusu insanlık ve yardımlaşmadır.Osmanlı fırkateyni şiddetli fırtınadan parçalanınca,Japonya'da,kıyıya yakın bir köyün halkı yardımlarına koşar ve tüm askerleri oradan çıkarmaya çalışırlar.Fakat 500 asker kayıptır 623(sayı net aklımda değil) kişilik mürettebattan.Zamanla askerler köylülere,köylüler de askerlerimize alışırlar.Halk giyimden gıdaya,sağlıktan temizliğe kadar her şey ile ilgilenir.Bu filmi izlerken ben ağladım.Duygular insana göre değişebilir ama yapılan onca yardıma karşı ben duygularıma hakim olamadım.Sizlerin de izlemenizi ısrarla tavsiye ederim.

Günün Sözü:
Zekanın sakıncası, insanı devamlı surette bir şeyler öğrenmeye zorlamasıdır. -Bernard Shaw

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazılarda görüşmek dileğiyle esen kal!

[Retaliation]

-Bilgi Köşesi(Bilgi Şöleni)-

İridyum(Ir) Nedir?

İridyum, sembolü Ir, atom numarası 77 olan kimyasal element. Çok sert, kırılgan, gümüş beyazı platin ailesinden bir geçiş metali olan iridyum en yoğun ikinci elementtir ve 2000 °C gibi sıcaklıklarda bile korozyona karşı yüksek dayanıklılık gösterir. Her ne kadar sadece belli ergimiş tuzlar ve halojenler blok halindeki iridyumu aşındırabilsede, bölünmüş toz halindeki iridyum çok daha reaktif ve hatta yanıcı olabilmektedir. Ir 191 ve Ir 193 tek doğal kararlı izotopudur, bunlardan ikincisi daha bol bulunur.

Iridyum 1803 yılında İngiltere, Londra'da Smithson Tennant tarafından, Güney Amerika'dan gelen çözünmeyen doğal platin cevherinden elde edilmiştir. Yer kabuğunda nadir bulunan, yıllık üretim ve tüketimi sadece 3 ton olan, buna rağmen özel endüstriyel ve bilimsel uygulamalarda kullanılan bir numaralı metaldir.

Keyifli Forumlar.

[Retaliation]

-Yeni Umut Işığı-

Sığınaklar

Sabah erken uyandım.Ağabeyimin verdiği kıyafetleri özenle giydim ve üstümü silkeledim.Elime gürzü aldım ve kendi ekseninde bir tur çevirdim.İçimden "Çok can yakabilir" demiştim gürz için.Daha sonra ağabeyimin verdiği gözlüğü taktım.Aynada kendime baktığımda inanılmaz derecede güzel gözüküyordum.Bir gözlük,insanı ne kadar güzel gösterebilir ki demeyin!Bu gözlük gerçekten mükemmel bir şeydi.Artık hazırdım.Hızlıca Mısır Çarşısı'na giderken yolda karşılaştığım Recep Dayı ve ileride Jandarma Ali'ye selam verdim.Kendileriyle biraz konuştum.Daha sonra içeri,Mısır Çarşısı'na girdim.Sırayla tüm esnafla da selamlaştım.Sonra ağabeyimin bahsettiği Sığınakların girişi olan Yük Asansörüne yöneldim.Bir kalabalık vardı.Hemen onlarla da selamlaştık ve anlaşarak içeri girdik.

İçerisi çok garipti.Sığınaklar olayı atlatılmıştı ama hala içeride birkaç delinin yaşadığını söyleyenler vardı.Haklılarmış.İçeride kimse kimseyle konuşmuyordu.Herkes zaten bahsedilen ganimetler için girmişti.Tuvaletlerden,İnce uzun koridorlardan ve gizemli bir iki odadan geçtik.Odalarda birkaç insanın yaşadığı bariz belliydi.Zira yarım kalmış bir tabak yemek,ucu patlamış ayakkabı,birkaç tane battaniye ve yastık.Yerde hala biraz kan izleri vardı.Bir ara bir odaya girdim.Piyano ve gramofon vardı.Gromofonu çalacak iken gruptan biri bana seslendi:

- Hey şifacı buraları iyi ara.Güzel şeyler bulabilirsin kendine göre.
- Ne gibi?
- Bir ayakkabı ve asa.
- Tamam teşekkür ederim.

Etrafı aradığımda büyücünün bahsettiği şeylerden buldum.Ayağımdaki ayakkabıları çıkardım ve yenileri giydim.Asayı ise yedeğe sakladım.İleride bir odada,yastığın altında bir eldiven buldum.Eskileriyle onu da takas ettim ve giydim.İlerilere gittik.Bizi büyük jenaratörler karşıladı.Ancak İstihbarat bunların kontrolünü durdurmuştu yani belli bir süre için.Hemen jenaratör kısımlarını da aradık.Hiçbir şey bulamadık ta ki yukarıdaki odaya çıkana kadar.Yukarıya çıktığımda duvarda asılı üç kolye ve bir de yüzük buldum.Üzerlerine ismi kazınmıştı bu kolyelerin.Birini taktım.Grupta herkes tamamdı.Çıkmak için odadaki kapıyı kullandık.Çıktığımızda Eminönü'nde idik.Burayı biliyordum.Lodos kalesine yakındık.Haseki kapsının ise güney doğusunda kalıyorduk.Herkes bulduklarını birbirine gösterdi.Galiba en şanslıları bendim.Gösterdiklerimi görünce bir alkış tufanı koptu.

- Şifaya bak be!
- Sağ olun teşekkür ederim.

Daha sonra herkes birbirine sarılarak vedalaştı.Kimi sağdaki sokaktan,kimi Lodos kalesine doğru,kimi Mısır Çarşısı'na yöneliyordu.Ben ise evime doğru gitmeye karar verdim.

[Retaliation]

-Beşeri Cehennem-

Grup fedailerle ilgilenirken Yaman ise solda gördüğü odayı dikkatle inceledi.Oda belki de Sığınaklardaki en düzenli odaydı.Sanki bu oda buraya ait değildi.Girişte bir piyano karşılıyordu ziyaretçileri.Solda bir yatak ve onun yanında da bir gramofon.Yatağın öbür yanında da küçük bir dolap.Tam o esnada bir büyücü bağırdı.

- Yaman!Fedailer sana doğru geliyor.Oyala şunları da şu an uğraştıklarımız bittikten sonra onları keseriz.
- Derhal!

Yaman fedailerle kovalamaca oynuyordu adeta.Odadan ileri girdiğinde sağ tarafta başka bir kapı gördü.O sıra büyücüler geldi ve Yaman'ın peşindekileri alarak öldürmeye başladılar.Yaman ise kapıdan kendisine seslenen kadının yanına gitti.

- Hey sen,tütünün var mı?
- Hayır kullanmıyorum.Çok efkarlı görünüyorsunuz.İsminiz nedir,neler oluyor burada anlatır mısınız?
Kadın gülümsedi."Demek ismimi öğrenmek istiyorsunuz.Lamia,güzelim.Şimdi benimle burada olduğuna göre Motorin'i hakladınız demektir?
- Evet.
- Heyt be,ne kahramanlık ama!Fedailer de uyumuş demek.Sakın onları hafife almayın.Onlar boğaza bir yapıştı mı kurtuluşunuz yok demektir!
- Anlıyorum.Ancak olayın aslını öğrenmeliyiz.Bakın biz İstihbarat geliyoruz.Bu elektriğin aslı astarı nedir?
Kadının yüz hatları gevşedi.Gözü daldı ve bir süre kendine gelemedi.Kendine geldiğinde ise nefere dönerek ufacık bir gülümseme ile "Beklediğim soru geldi.Ancak bu konu artık beni aşıyor.Bunu aşkım,yani Kenan'a soracaksın.Yakında elektriği olduğu kadar,keçileri de kaçıracak.Artık benimle eskisi kadar ilgilenmiyor.Gözünden düştüm,yoksa sana anlatabilirdim.Beynine bile elektrik vuruyor.Kafasına bir şeyi koyduysa kimseyi dinlemez O.Eğer onu öldürecekseniz,buradaki herkes için makbule geçer.Havaya uçmaktan kurtuluruz değil mi.Kadın göz kırptı."Tütün yok demiştin değil mi?Defol!"

Grup Fedailerin bir kısmını öldürdükten sonra Yaman grubu toplayarak bir öneride bulundu.

- Ben buradaki herkesi ikaz edip dışarı çıkarmak için ikna etmeye çalışayım.Eğer size de uygunsa,siz şu cellat emsali fedaileri öldürün.
- Dert etme kardeşim.Sen önerini yap.

Yaman kafasını yukarı kaldırdığında "Yatakhane" yazılı tabelanın gösterdiği yöne doğru gitti.Koridorun sonundaki kapıdan içeri girdi.Yerde birkaç çocuk ağlıyordu.Birkaç kadın ranzalarda yatıyordu.Yaman yüksek ses tonu ile

- Biz İstihbarat neferleriyiz.Sizi buradan çıkarmaya geldik.
Ne gariptir ki kimse bir şey söylememişti.Ne sevinen ne üzülen oldu.Hiç tepki yoktu.Herkes istifini bozmadan yatıyordu.
- Anlaşılmadı mı acaba?Sizi buradan çıkarmaya geldik.
Nefer birkaç dakika dil döktü.Yerde yatan bir kadın neferin dikkatini çekti.Ranza altında yatmış,sanki öbür tarafla konuşurcasına gözü dalmıştı."Cehennemin dönen şeysi var.O rahatlatır beni.Derinde,çok derinde.Yolculuğa çıkmak gerek...Kocamın sesine benzer"
- Kocanız kim hanımefendi?
- Kocam kim mi?İblisin tekidir o.

Yaman boşa dil döktüğünü anladı ve odadan ayrıldı.Belli ki yabancılarla konuşmuyorlardı.Zaten dış şehirden buraya getirilmişlerdi.Sonra Yaman'ın aklında kadının söylediği "Cehennem'in Dönen Şeysi" vardı.Ne demek istemiş olabilir ki?Uzun bir süre düşündü.İçinden "Buldum!" dedi.Gramofon'un olduğu odaya gitti.Gramofon'un yanında bir plak vardı.Yaman hafifçe pikabı kaldırdı ve plağı pikaba yerleştirdi.Plak çalmaya başladı."Yolculuğa çıkmak demek,karşındaki sonsuzluğa merhaba demek!..."İşte kadının dediği şeyi buldu.Kadının eskiden popüler olan bu plakları dinlediğini tahmin etti.

[Retaliation]

-Elektriğin Hakimi/Kenan!-

"Fedailerin hepsi öldü!"diye bağırdı büyücülerden biri.Grup toplandı.Plan yapma aşaması başlamıştı.

- Bakın bu adam elektrikle çalışan bir alet gibi.
Gruptakiler güldü.Retaliation söze girdi."Haklısın kardeşim.Şimdi,tankımız sensin.Bir elektrik direnci veren iksir var mı yanında?"
- Var ağabey.Yaman belinin arkasından bir iksir çıkardı.
- Güzel.Şimdi onu iç ve Kenan'ı üzerinde tut.Biz ise onu çevreleyerek aramızda öldürelim.
- İçeride Zahir de olması lazım.Zahir Demirseven.Buradaki en yetkili kişi ve jeneratörlerin teknisyeni.Kenan onu esir almış.
- Tamam.Sen Kenan ile ilgilenirken,içimizden biri onu,senin bahsettiğin şu acil çıkış kapısından çıkartır.

Grup tamamdı.Şifacı direnç büyüsünü yaptı.Yaman iksir içti ve Kenan'ı kışkırttı.Onu üzerinde tutarken büyücüler de Zahir'i kurtarmak için merdivenlerden yukarı doğru hareket ettiler.Ancak Zahir hiç esir alınmamış gibiydi ve elinde bir tabanca ile büyücülere ateş etti.Büyücülerden biri omzuna kurşun yedi.Öbürü ise sol koluna.

- Kenan'ın beni esir tuttuğuna mı inanıyordunuz?Kenan sizi öldürür ben de gömerim.Hahaha!
- Agop haklıymış.Demek hain sendin.Öleceksin Zahir Demirseven!

Büyücüler birkaç büyü hamlesiyle Zahir'i yere serdiler.Teknisyen artık ölmüştü.Resmen ölümü beklercesine,son büyüde ellerini açmıştı.Ancak ne değişebilirdi?Sıra Kenan'a gelmişti.Büyücüler ona vuruyor ama canı yanmıyordu.Kenan ise sürekli kahkahalar atıyordu."Hahaha!"

Büyü işlemiyordu Kenan'a.Yaman jeneratörlere baktı.Sonra da Kenan'ın sırtındaki transformatör çantaya.Kenan jeneratörlerden elektrik ile besleniyordu.

- O jeneratörleri durdurmalıyız!
- Nasıl?
Yaman etrafına bakındı ve sonra bağırdı."Bakın.Şuralarda şarteller var.Bunlar güç kaynağı olmalı.Onları indirin!

Büyücüler dört tane olan şartellere konuşlandırıldı.Şifacı ve Yaman ortadaydı.Yaman kafası ile bir büyücüye onay verdi.Büyücü bir adet yıldırım büyüsü yaptı.Kenan'ın canı acımıştı.Herkesin gözleri parladı.Yaman Kenan'ı üzerinde uzun bir müddet tuttu.Sırayla büyücülere saptı.Büyücüler direnç kırıp Kenan'a yıldırım büyüleri ile saldırıyordu.Kenan bir büyücü ile göz göze gelerek bağırdı "Öleceksin!"

Büyücüye zehir etkisi atmıştı ki şifacı bu etkiyi bozdu.Tüm herkese koruma büyüsü açtı Şifacı.Kenan'ın canı baya yandı ve tekrar bağırdı."Kavrulacaksınız!"Şifacının açtığı koruma büyüsü grubu korumuştu.Kenan artık onlara küçük bir düşman gibi geliyordu.Artık Kenan da büyülere dayanamıyordu ve cansız bedeni yere yığıldı.Herkes birbirine sarılarak tebrik etti.Yaman ise üst kata çıkarak şalteri indirdi.Masada bir mektup gördü.Zarfı yırtarak içindeki notu okudu.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük;

Bugün oyuna Cuma Namazı'ndan sonra girdim.Hatta namazdan bile sonra.Okula gidip diplomamı aldım.Şu sıralar oyuna geç giriyorum ama yoğunum.Mesela pazar günü de düğünümüz var.Lütfen bunları anlayışla karşılayın.Ayrıca yöneticiler katılım ödülü vermişti geçtiğimiz etkinlikte.Bakalım bu ay verecekler mi?Neyse sözü kısa keserek başlamak istiyorum.

Şöyle enfes bir ayakkabı düşürdüm.Henüz satmadım.Eğer alacak olan varsa oyun içerisinden veya buradan da mesaj atabilirler.

Hayallerimle oynuyorsunuz Akrep-Örümcekler.Tılsıma da az kaldı zaten,biraz insaflı olun. ops:

Son olarak da şunu paylaşmak isterim.Zira herkes havada asılı kalamıyor değil mi?"I believe I can fly!"

Günün Sözü:
Geçmiş bir felakete üzülmek, bir yenisini davet etmenin en emin yoludur. -W.Shakespeare

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşmek dileğiyle esen kal!

[Retaliation]

-Bilgi Köşesi(Bilgi Şöleni)-

Elmas ve Özellikleri Nelerdir?

Elmas, bilinen en sert maddelerden biridir ve değerli bir taştır. Karbon elementinin bir modifikasyonu grafit, diğeri ise elmastır.

Elmasın saf karbon olduğu ilk olarak Fransız kimyacı Lavoisier tarafından keşfedilmiştir. Lavoisier, elması yakmış ve yanma gazının sadece karbondioksit olduğunu görünce elmasın karbon olduğu hükmüne varmıştır.

Özellikleri

En belirgin özelliği sertliğidir. Mineralojide kullanılan mohs sertlik göstergesinde en yüksek rakamla (10) gösterilir. Bu, diğer bütün mineralleri çizebilmesi demektir. Sertliğinden dolayı endüstriyel aletlerde kullanılması büyük önem kazanmıştır. Keza dayanıklılığından ve ışığı çok iyi kırmasından dolayı kıymetli bir zîynet eşyâsıdır. Elmas mineralinin her cihetteki sertliği aynı değildir. Fakat X ve Gama ışınları ile en sert yönüne doğru yönlendirilerek, aletlerde kesici olarak kullanılması sağlanır. Endüstriyel kullanım amaçlı yapay elmas üretilir, fakat elmasın yapay ya da doğal olduğu kolayca anlaşılır ve yapay olanının ziynet eşyası olarak bir değeri yoktur.

Elmas, ametalik özellikler gösterir. Erime noktası 3547 °C’dir. Yoğunluğu yaklaşık 3,5 gr/cm³tür. Havada 850 °C’de yanar. Havasız ortamda 1500 °C’de grafite dönüşür. Oda sıcaklığında hiçbir madde etki etmez. Florla 750 °C’de, karbon tetra florür (CF4) bileşiğini meydana getirir. Diğer halojenlerle birleşmez. Elmas izometrik bir sistemde kristallenir. Her karbon atomu kendisini çevreleyen dört karbon atomuyla düzgün dörtyüzlü meydana getirecek şekilde bağlanmıştır. Daha doğrusu iki tâne kare tabanlı piramidin taban tabana gelmiş şekli görünümündedir. 12 yüzlü ve kübik kristal yapıları da vardır. Kristallerin rengi beyaz, kahverengi, siyah veya renksiz olabilir. Mineralin içinde yabancı atom mevcudiyeti de söz konusu olabilir. Fakat her 10.000 karbon atomu başına ancak bir tâne yabancı atom bulunur. Hattâ güzel tabiî elmasta 100.000 atom başına ancak 1 tane yabancı atom bulunur.

Elmasın tartılmasında ölçü birimi olarak karat kullanılır (1 karat 200 miligrama eşittir).Karat ingilizce olup arapcası Kırat tır.Kırat keçiboynuzu çekirdeğidir,bu çekirdeklerin ağırlıkları birbirinin aynı olması sebebiyle 1 gr'dan küçük ağırlıkların ölçüsünde kullanılmaktaydı. 1 karatın ağırlığı 0,200 gr. olarak kabul edilmiştir.

Keyifli Forumlar.