Eminönü sokaklarında canı sıkılmış dolaşıyordu nefer.Yapacak bir şey yoktu.Eli cebinde yerdeki taş parçasını tekmeleye tekmeleye ileri götürerek ilerliyordu yoluna.Sonra Banka'ya vardı.Kasasına iki üç şey yerleştirdi.Bankacı'nın"Meteor gelse yıkamaz bu bankayı"dediği bankaya...
Sonra Bankacı ona Komutan'ın kendisini sorduğunu söyleyince nefer koşa koşa Komutan'a vardı.Komutan meselenin Tetikçi Fare adamlar olduğunu belirtti.Yaman işe koyuldu ve Eski Liman'a vardı.Tetikçi fare adamlar silahlarını temizliyordu.Onu fark etmişlerdi.Silahlarını ona doğrultarak ateşlemeye başladılar.Yaman hemen siper aldı.Uzun bir ateş yağmurundan sonra bir sessizlik oluştu.Yaman bu sıra bir fikir düşünerek bu menzilci fare adamların ortadan kaldırılmasını planlamıştı;gizlenerek arkalarına geçmek.
Bu taktik işe yaradı.Üç kadar fare adamın başını vücudundan ayırmıştı ama geri kalanları mevzuyu çözüp arkalarına dönerek yine onu,kurşun yağmuruna tutmaya başladılar.Ani refleksle atlayarak yine kaçtı.Sürekli bu taktiği kullanarak öldürmekten başka çaresi yoktu.Belki dakikalar,belki saatler sürecekti ama buna değeceğini biliyordu.Yaklaşık 1 saat sonra çok sayıda Tetikçi öldürmüştü.Durumu Komutan'a bildirdi ve yeni bir operasyon planı düşünmeye başladı Komutan:
- Liderleri bu akşam gemiyle gelecek biliyor musun?Yeni bir istihbarat aldım.Adı Kuklacı'nın Seçilmişi.Belki gerçek adı olmasa da biz böyle biliyoruz.Adından da anlaşıldığı gibi Kuklacı'nın seçilmişlerinden biri bu fare adam.
- Aynı yerde mi bulurum bu insan görünümlü fare soysuzunu?
- Evet.İstersen yanına arkadaşlarını al,etrafta ölmeyen birkaç Tetikçi olabilir.Ama ısrar edersen...
- Tek başıma denemeliyim.
Akşam vaktini bekledi Çınar Altı'nda.Vakit gelmişti.Hemen Liman'a vardı ve önüne çıkan her şeyi öldürdü.Diğerlerinden farklı olarak boyu ve saçı uzun,elinde bir pençe benzeri bir şey olan,kaslı ve iri bir fare vardı.İkisi birbirlerine kısık bakış attıktan sonra savaşmaya başladılar.Seçilmiş sadece elindekine güveniyordu,nefer ise yüreğine.Ama neferin bileceği tek bir şey vardı rakibine karşı;elindeki pençe vücuduna saplanırsa vücudunu koparabilirdi.İkisi de iyi savaşıyordu.Birbirlerinin hamlelerinden kaçınıyordu.Yaman bir ara Azul'u düşündü.Onu nasıl öldürdüğünü.Aynı şeyi burada da uygulayacaktı.Sürekli bacaklarına vurmaya başladı.Seçilmiş,diz üstü yere çöktü ve ölümü kabullenmiş bir bakışla nefere baktı.Yaman bir an vurmayacak gibi oldu,fakat Agah Bey ve Recep Dayı'nın kendisine anlattığı 1960'lı yıllar geldi aklına.Fare adamların insanlara yaptıkları.Sonra baltasını kafasına saplayarak bir nara attı.Ses o kadar şiddetliydi ki tüm Liman bölgesinde yankı oluşmuştu.Baltasını kafadan geri çıkartarak temizledi.Ödülünü almak için Komutan'ın yolunu tuttu.
Günün Sözü
Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz. -J.V.Cheney
https://www.youtube.com/watch?v=HRQJQDrkeQQ İKV Soundtrack - Meran
Eminönü Sunucusu kapalı olduğu için bugünlük sadece bunu yazabildim.Fotoğraf da alamadım haliyle.Sunucu açılınca normal paylaşım formatına devam edeceğim.
Başka yazıda görüşürüz günlük.
Retaliation-YollugTigin-IıIıIYaMaNIıIıI Günlüğü
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Kuklacı'nın Seçilmişti ve Philotheos'u öldürdükten sonra başka bir işi kalmamıştı neferin. Mısır çarşısına uğradı esnafla sohbet etmek için. Rüstem'e selam verdikten sonra Rüstem,nefere seslenerek durdurdu:
- Gel bakalım genç kardeşim. Otur şöyle bir çayımı iç.Bir bardak çay aldıktan sonra nefer konuşmaya başlar.
- Buyur Rüstem Ağabey.
- Duydum ki yeni bir yer keşfetmişsin.Adı Labirent. Şaşırma öyle. Senden önce gelir haberlerin benim örsüme.Bak genç kardeşim, bu topraklardan nice silah ustaları geçmiştir. Merak ettiğim şudur; eski üstadların eserlerini merak etmişimdir.Bu Labirent denen yer de Eski Roma'dan kalmaymış.Senden isteğim bana buradaki silahlardan birkaç tane getirebilmendir.
- Endişelenme Rüstem Ağabey getireceğim örsüne.
Sözlerine kulak misafiri olan Aktar Şevket Bey de neferi durdurdu ve eline fazlaca santrifüj tüpü ve birkaç da şırınga verdi:
- Oradaki akrep ve örümcek türlerinin zehirlerini benjm için alır mısın? Karşılığında ödülünü vereceğim.
- Tamam Aktar Amca fakat bu eşyalar nasıl kullanılır?
- Bu şırıngayı öldürdüğün akrep ve örümceklere sapla buraya basılı tut ve zehiri çek. Çektiğin zehiri bu santrifüj tüplerine köy ve kapağını kapat.Fazla tortu olup olmaması önemli değil. Hepsini topladıktan sonra bana getir.Süzerek balonjojeye alırız beraber.
Labirente vardığında etraftaki antik mızrakları toplayarak çantasına koydu nefer, şimdi sırada zehirler vardı. Eline ıslık çalanı alarak tüm akrep ve örümcekleri kesiyordu nefer. Aktar Şevket'in dediği işlemleri yaptı ve tüm santrifüj tüplerini doldurdu. Mısır Çarşısı'nq vardı,Rüstem'e mızrakları verdi ve yeni bir zırh aldı ondan.Aktar Şevket'e ise zehirlerini verdi.Şevket biraz bekletti neferi süzme işlemini yaptı ve nefere iksir hediye etti. Evinin yolunu tutmaya başladı.
Günün Sözü
Ağır söz veren hızIı iş yapar -Jean Jacques Rousseau
Başka yazıda görüşmek dileğiyle.
- Gel bakalım genç kardeşim. Otur şöyle bir çayımı iç.Bir bardak çay aldıktan sonra nefer konuşmaya başlar.
- Buyur Rüstem Ağabey.
- Duydum ki yeni bir yer keşfetmişsin.Adı Labirent. Şaşırma öyle. Senden önce gelir haberlerin benim örsüme.Bak genç kardeşim, bu topraklardan nice silah ustaları geçmiştir. Merak ettiğim şudur; eski üstadların eserlerini merak etmişimdir.Bu Labirent denen yer de Eski Roma'dan kalmaymış.Senden isteğim bana buradaki silahlardan birkaç tane getirebilmendir.
- Endişelenme Rüstem Ağabey getireceğim örsüne.
Sözlerine kulak misafiri olan Aktar Şevket Bey de neferi durdurdu ve eline fazlaca santrifüj tüpü ve birkaç da şırınga verdi:
- Oradaki akrep ve örümcek türlerinin zehirlerini benjm için alır mısın? Karşılığında ödülünü vereceğim.
- Tamam Aktar Amca fakat bu eşyalar nasıl kullanılır?
- Bu şırıngayı öldürdüğün akrep ve örümceklere sapla buraya basılı tut ve zehiri çek. Çektiğin zehiri bu santrifüj tüplerine köy ve kapağını kapat.Fazla tortu olup olmaması önemli değil. Hepsini topladıktan sonra bana getir.Süzerek balonjojeye alırız beraber.
Labirente vardığında etraftaki antik mızrakları toplayarak çantasına koydu nefer, şimdi sırada zehirler vardı. Eline ıslık çalanı alarak tüm akrep ve örümcekleri kesiyordu nefer. Aktar Şevket'in dediği işlemleri yaptı ve tüm santrifüj tüplerini doldurdu. Mısır Çarşısı'nq vardı,Rüstem'e mızrakları verdi ve yeni bir zırh aldı ondan.Aktar Şevket'e ise zehirlerini verdi.Şevket biraz bekletti neferi süzme işlemini yaptı ve nefere iksir hediye etti. Evinin yolunu tutmaya başladı.
Günün Sözü
Ağır söz veren hızIı iş yapar -Jean Jacques Rousseau
Başka yazıda görüşmek dileğiyle.
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Merhaba Sevgili Günlük;
Bugün yardım amaçlı oyuna girdim ve 1M kadar para kastıktan sonra oyundan çıkış yaptım.
Çeteci mağara görevlerini komple tamamladık.
Dev Ana'yı harcadık.
Vee azıcık da Bulut'ta takıldık,bir şey düşmedi ben de sadece fotoğraf almak istedim.
Günün Sözü
Sevgiye ve tutkuya açık bir kalp kadar dünyada değerli bir şey yoktur. -Goethe
Bugünlük bu kadardı günlük,kısa oldu ama idare edelim.Kişisel sebeplerden ötürü kısaydı.Başka yazıda görüşürüz.
Bugün yardım amaçlı oyuna girdim ve 1M kadar para kastıktan sonra oyundan çıkış yaptım.
Çeteci mağara görevlerini komple tamamladık.
Dev Ana'yı harcadık.
Vee azıcık da Bulut'ta takıldık,bir şey düşmedi ben de sadece fotoğraf almak istedim.
Günün Sözü
Sevgiye ve tutkuya açık bir kalp kadar dünyada değerli bir şey yoktur. -Goethe
Bugünlük bu kadardı günlük,kısa oldu ama idare edelim.Kişisel sebeplerden ötürü kısaydı.Başka yazıda görüşürüz.
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Merhaba Sevgili Günlük;
Bugün bir şey yapmadım.Sınavım vardı ve çıkışta da spora kayıt yaptırmak için gittim fakat kayıtlar doluymuş şu an.Bugün sadece geçmişe gidelim dedim.
Ne kadar tılsımımı yitirdiğim karakterim de olsa seviyorum kendisini.Başta bu karakteri kurarken Karacin Mağara'da para kasmak vardı sadece.Bir gün öylesine Kenan'a girdiğimde düşen Nucleus Kolye sonrası bir umut belirmişti içimde.Bilerek de karakterimi tipsiz yapmıştım.
Forumdan tanıştığım ve oyundan da bana yardımlarını esirgemeyen mstfmert arkadaşımla karakterime Kıyamet Asa ve Zırh basmıştım.Daha sonra da m1.Tılsım şu an elimde olmasa da y2 basmaya çalışıyorum şuan.Bu fotoğrafta da maraton ayakkabımı yeni düşürmüştüm.Hemen akrabama mesaj atmıştım hem halini hatırını sormuştum hem de sevinçli haberden bahsetmiştim.O,şu an oyunu bıraktı,miras olarak karakterini de.Ben devam ettim ama tek başıma sıkılıyordum.Sonra birkaç dost daha edinmiştim Çemberlitaş önünde ve bu beni çok mutlu etmişti.
Günün Sözü
Hayatın en büyük trajedisi çok çabuk yaşlanmamız ama çok geç akıllanmamızdır.
-Benjamin Franklin
Başka yazıda görüşmek dileğiyle.
Bugün bir şey yapmadım.Sınavım vardı ve çıkışta da spora kayıt yaptırmak için gittim fakat kayıtlar doluymuş şu an.Bugün sadece geçmişe gidelim dedim.
Ne kadar tılsımımı yitirdiğim karakterim de olsa seviyorum kendisini.Başta bu karakteri kurarken Karacin Mağara'da para kasmak vardı sadece.Bir gün öylesine Kenan'a girdiğimde düşen Nucleus Kolye sonrası bir umut belirmişti içimde.Bilerek de karakterimi tipsiz yapmıştım.
Günün Sözü
Hayatın en büyük trajedisi çok çabuk yaşlanmamız ama çok geç akıllanmamızdır.
-Benjamin Franklin
Başka yazıda görüşmek dileğiyle.
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Meteor Yolu
Başka bir sabah Cami'ye varmıştı genç nefer.Agah Bey'in yanında iki jandarmayı gördü.Telaşlandı ve hızlıca yanlarına yaklaştı:
- Affedersiniz,acaba ne oluyor?Agah Bey Amca?
- Telaşlanma evladım.Bugün genç neferlerimize Meteor Bölgesi'nin kapılarını açıyoruz.
- Nedir bu Meteor Bölgesi Agah Amca,nerededir?Tehlike durumu nasıldır?
- Tehlike boyutu yüksektir.Yağmacı cinler,kaçakçı çeteciler,kurt adamlar,vahşiler,zehirleriyle ünlü yılanlarla doludur.Çok tehlikeli bir bölge ama insanoğlunun gözü aç.Nüfus artıyor Eminönü'nde.Yeni yerler arıyoruz.Bize en yakın bölge de Meteor Bölgesi'dir.Orada yaşayanlar var fakat irtibata geçmedik henüz.
- Peki ben gidebilir miyim,hem Eminönü'nde hali hazırda bir tehlike de kalmadı?
Gülerek cevaplar Agah Bey"Tabi evladım,ancak önce Komutan'a bir görün,bu konuyu o ve İstihbarattakiler takip ediyor."
Yaman,Komutan'ın olduğu bölgeye vardı.Komutan çok telaşlı gözüküyordu.Jandarmalar arasında sıkı yönetim vardı.Neferin gözü yeni bölgeye geçiş yapacak olan neferlere takıldı.Bir ara jandarmalar bir neferi döndürdü ve tedbirsiz bölgeye gireceğini ikaz ederek geri çevirdiler.Komutan bu sırada gözlem yapıyor ve elindeki kağıdı karalıyordu.Yaman'ın Komutan'ı dürtmesiyle Komutan Yaman'a döndü:
- Hah,sen miydin?Ben de yetenekli adamları arıyordum.Sen ve birkaç kişiyi önden sürmeyi hedefliyorduk ama sen geciktin.Neyse yeni bölge için hazır mısın?
- Elbette.Şimdi ne yapmalıyım?
- Jandarmaların kontrolünden geç ve onay alınca Meteor Bölgesi'ndeki İstihbarat Subayı'nı bul.
- Tam olarak nerede bulabilirim?
Yolu takip et hemen sağda olacaktır.
- Sağolun,teşekkür ederim.
Kontrolden geçtikten sonra son kez Eminönü'nün o güzel manzarasına baktı,derin nefesini içine çekti ve bölgeye yöneldi.Biraz ilerledi ve hemen sağ tarafta rütbeli bir asker gördü.Esas duruşa geçti ve kendini tanıttı.Bu subaydı.Aslında fazla umursamamıştı neferi.Önündeki notları karıştırdı ve sonra kafasını kaldırarak neferi baştan aşağıya süzdü.
- Artık Teşkilat İstihbarattansın.Yani benim emrimde.Şimdi sana ilk görevini veriyorum.Masanın üstündeki kağıtları al ve üzerinde yazan yerleri gözlemle.Bana bu bölgeler hakkında bir rapor yaz ve geri getir.
- Anlaşıldı efendim,fakat bunun için bir kişi dışında bir ekip iyi olmaz mıydı?
- Teşkilat sizi bu yüzden seçiyor.Kendinizi kanıtlamanız ve verilen tüm görevleri sorgusuz sualsiz yapmanız için.
- Peki efendim,özür dilerim.Elimden gelenin en iyisini size sunacağım.
Toz toprak içindeki bölgeden ilerleyişe koyuldu ve tozun içerisinde kayboldu nefer.Şimdi yapması gereken o kağıttaki yerleri bulup gözlemlemekti.
- Ttaymmm
- Çınaraltı Müdavimi
- Mesajlar: 864
- Kayıt: 04 Eyl 2013 14:28
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Lodos
- Lonca: R U S
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Teşekkür ederim,sana da başarılar.Ttaymmm yazdı:Günlüğünde bol şans dostum.![]()
- FireFighter095
- Teşkilat Neferi
- Mesajlar: 551
- Kayıt: 26 Ara 2015 11:46
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Lodos
- Lonca: Voice Of Voiceless
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Çok güzel gidiyor tebrik ederim.Okudukça yeni bir karakter açasım geliyor sırf hikayenin güzelliği için
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Gözlem ve Yeni Bab-ı Ali
Tozun içinde boğulmuştu adete.Elini ağzını ve burnunu kapatacak şekilde yüzüne götürmüştü.Sonra bir aydınlık belirdi tozun içinden.Koşarak çıktı ve derin nefes aldı.Karşısında bir Lodos sancağı vardı.Muhafızlar,bir krater parçasının üzerindeydi.Hemen kağıtlarını karıştırdı.Bir kağıtta burası yazıyordu.Hemen kağıdı çıkardı ve yazmaya başladı.
Krater Bölgesi;tehlike boyutu düşük.Lodos Muhafızları bu krater parçasının üzerini mabet olarak belirlemişler.Bölgede kuş uçurtmuyorlar.Oldukça güvenli.
Biraz ilerledikten sonra bir mağara ile karşılaştı hemen kağıtları yokladı ve çeteci mağara kağıdını buldu.Kalemini çıkartıp notunu almaya başladı.
Çeteci Mağarası;Çetecilere mensup mağara oldukça tehlikeli gözüküyor.İçeride gözü dönüş çete üyeleri buradaki güvenliği en az seviyeye indirmiş durumda.
Çeteci mağaranın ilerisindeki yoldan devam ederek yokuş çıkmaya başladı.Ama ilginç yaratıklar neferin üstüne koşup saldırmaya başladılar.Nefer karşısındakilerin çok güçlü olduğunu görünce hızlıca koşarak o bölgeden uzaklaştı.Yolda koşarken gördüğü mağaraya sığındı ve bir müddet orada bekledi.Kağıtlarını yokladı ve buranın neresi olabileceğini aradı.Burası Küçük Tünellerdi.Nefer,kalemini yine çıkartarak yazmaya başladı.
Küçük Tüneller;Adını dahi bilmediğim insan avcıları ile dolu bir yer.Ellerindeki çivili sopa ve kancaları ölümcül bir silah.Onları alt etmek büyük güç istiyor.Oldukça tehlikeli bir yer.Kimsenin girmemesi gerektiği kadar tehlikeli...
Mağaradan son bir güç ile çıkıp koşmaya başladı.Yolun sonundaki yokuştan aşağıya indi ve bir kaleyle karşılaştı.Dikkatlice içeri girdi.Sağa sola bakındı.Burada Arz Muhafızları'nı görünce rahatladı.Arzlar,burayı mabet edinmiş ve stratejik bölgeye kurulmuşlardı.Aslında fazla da güvenli değildi.Çünkü hemen ilerisinde yaratıklar vardı.Eline kalemini alarak yazmaya başladı.
Arz Muhafızları Kalesi;tehlike seviyesi orta.Stratejik bir yerde.Canavarların hemen sonunda bulunan bu kale,tepe yardımıyla büyük bir saldırıya uğrayabilir de.
Tüm kağıtlar neredeyse yazılıydı.Son bir kağıt kalmıştı elinde.Kağıda baktığında Bab-ı Ali yazıyordu.Neredeydi burası?Yine gezinmeye başladı.Sürekli aynı yerlerde dönüp dolaşıyordu.En sonunda bir cin topluluğun olduğu yola yöneldi.Hemen koşmaya başladı.Cinlerin saldırıları onu yavaşlatıyordu ama o,yılmayarak koşmaya devam ediyordu.Yolun sonuna doğru kırmızı bir dev gördü ve daha da hızlandı.Yolun sonunda ise iki adet bekçi ile karşılaştı.Cinleri öldürüyorlardı teker teker.Cinleri öldürdükten sonra neferi durdurdular:
- Nereye böyle genç kardeşim?
- Bab-ı Ali'yi arıyorum Ağabey,Teşkilattanım ben.Gözlemleme amaçlı beni gönderdiler ama yabancısıyım buraların.
- Belli oluyor yoldaş.Bab-ı Ali dediğimiz yer arkamızda bulunan kenttir.Aman ha dikkat et buraso Eminönü'ne benzemez.
- Eyvallah Ağabey,sizlere kolay gelsin.
- Sağolasın genç kardeşim.
- Kentin kapısından içeri girdi ve etrafı büyük bir dikkatle izledi.Eminönü'nden farklı bir yerleşim yeriydi.Harabe gibiydi her yer.Bir iskele misali tüm yapılar oranın üzerindeydi.Dükkanlarla çevriliydi her taraf.Dikkatle Demirci'nin dükkanına baktı.Gözlemlediği kadarıyla,dükkan sahipleri dükkanlarını ev olarak da kullanıyordu.Nüfusun az olması,fazla ev yapımına etken olmuyordu.Eline kalemini ve kağıdını alarak yazmaya başladı.
Yeni Bab-ı Ali;Güvenlik seviyesi orta.Kentin etrafı cin topluluğu ile dolu,yerleşim sistemi karışık.Bir iskelenin üzerinde.Fakat herkes memnun gibi.Nüfusu az olan bir kent için iyi bir yerleşim sistemi.Etrafta bekçilere rastlama olasılığı baya fazla.Değişik türden ırklar da barındırıyor.Erkekler güvenliği sağlarken,bayanlar dükkan işlerinde görevliler.
Tüm bilgileri İstihbarat Subayı'na ulaştırdıktan sonra Subay,neferi tebrik eder ve nakit ödeme yapar.Sonra eline bir mektup sıkıştırır:
- Bunu Bab-ı Ali lideri Mebure Hanım'a götür.Sakın açıp okuma.Anlaşıldı mı?
- Anlaşıldı efendim.
Bab-ı Ali'ye vardığında çekingen bir tavırla yaklaşır herkese.Eminönü'nden farklı bir yerde yetişmiş insanların biraz onu dışlayacağını düşünür.Kısa bir arayıştan sonra Mebure Hanım'ı bulur ve ona mektubu uzatır.Dış şehrin lideri Mebure Hanım,otoriter bir tavırla mektubu alır ve okur.Okuduktan sonra katlar ve cebine koyar.
- UDUBIYYETT
- İri Fare Avcısı
- Mesajlar: 56
- Kayıt: 07 Mar 2016 16:53
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Lodos
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
bu günlük bana benimkini çağrıştırıyor herneyse başarılı
Bɑzen insɑn kendi zɑmɑnını yɑrɑtır sɑdece sɑɑtin yelkovɑnındɑ mutlu kɑlɑbilmek için, durdu sɑnırız ɑslındɑ o ɑrɑdɑ zɑmɑn ɑncɑk bu ɑvutur bizi değil mi yɑşɑnɑn oncɑ şeyden sonrɑ.