***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Yunanistan

Yunanistan veya resmî adı ile Helen Cumhuriyeti (Yunanca: Ελληνική Δημοκρατία, Eliniki Dimokratia) (Ελλάδα, Elada, UFA: Ses bağlantısına git [e̞ˈlaða] (yardım·bilgi); tarihî olarak Ελλάς, Ellas UFA: [e̞ˈlas]) Balkanlar’ın güneyinde yer alan bir ülke. Avrupa Birliği ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü üyesi Yunanistan, Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan ve Makedonya Cumhuriyeti ile sınır paylaşmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflaması sürecinde, 19. yüzyılın büyük emperyal devletlerinin de yardımıyla İstanbul'un idaresinden çıkarak kurulan 28 yeni devletten biridir.

Yunanistan adı antik İyonya'nın (bugünkü İzmir, Aydın, Manisa, Muğla bölgesi) Arapça ve Farsça söyleniş şeklinden gelir.[kaynak belirtilmeli]Orta Çağ'da Bizans İmparatorluğu ve sonra Osmanlı Devleti dönemlerinde Romalı anlamına gelen Rum adı kullanıldı. Bu isim bugün daha çok Kıbrıs'nın güneyi, İstanbul ve Ege'deki Yunan asıllı halkı ifade etmek için kullanılmakta, Yunanistan'da yaşayanlara sıkça yapılan bir hata ile Yunanlı denilmektedir. Bunun yerine hem bu milletten olan kişiyi ifade etmek hem de Yunanistan'a ait olduğunu belirtmek için Yunan sözcüğü kullanılır.

Yunanistan, 1981'den beri Avrupa Birliği[2], 1952'den beri NATO, 1961'den beri OECD[3], 1995'ten beri Batı Avrupa Birliği ve 2005'den beri Avrupa Uzay Ajansı[4] üyesidir. Atina ülkenin başkenti; Selânik, Patras, Kandiye, Volos, Yanya, Yenişehir, Kavala ve Vodina ülkenin diğer büyük şehirleridir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Anadolu

Anadolu ya da diğer adıyla Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755,000 km2'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır. Osmanlı döneminde "Anadolu"nun geleneksel doğu sınırı olarak Fırat Nehri kabul edilirken, Cumhuriyetle birlikte Birinci Türk Coğrafya Kongresinden sonra Türkiye'nin Asya kıtasında kalan kısmının tümü aynı coğrafî terime dâhil edilmiştir. Günümüzde yaygın olarak Türkiye'nin Asya kıtasında kalan topraklarının adı olarak kullanılır.

Anadolu, Asya ve Avrupa'nın birleşim noktasındaki stratejik konumu nedeniyle, tarih öncesi çağlardan beri birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Yeryüzünün en eski yerleşkelerinden bazıları Cilalı Taş Devri'nde Anadolu'da kurulmuştur. Çatalhöyük, Çayönü, Nevali Çori, Hacılar, Göbekli Tepe ve Mersin (Yumuktepe) yerleşkeleri Cilalı Taş Devri'nden kalmadır. Truva yerleşkesi de Cilalı Taş Devri'nde kurulmuş ve Demir Çağı'na doğru uzanmıştır. Sümer, Asur, Hitit, Yunan, Lidya, Kelt, Pers, Roma, Doğu Roma (Bizans), Selçuklu, Moğol İmparatorluğu ve Osmanlı gibi onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Yüzlerce dil ve lehçeyi barındırır.

Anadolu, Hristiyanlığın ilk doğduğu ve geliştiği topraklardan biridir. Uzun yıllar Doğu Roma topraklarının esasını teşkil etmiştir. 11. yüzyıldan itibaren Türkler tarafından iskân edilmiş ve yönetilmiştir. Özellikle 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı'ndan itibaren Müslüman Türkler Anadolu'ya akın etmiştir; ancak İslamiyet'ten önce de Anadolu ve Balkanlarda Türkler vardır

Anadolu, kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz, batıda Ege denizi, kuzeybatıda Marmara denizi ile sınırlanmış bölgedir. Doğuda ise, tarihsel olarak, İskenderun Körfezi'nden Karadeniz'e uzanan belirsiz bir hatla sınırlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından itibaren ise, Anadolu Türkiye'nin Asya'da kalan kısmıyla eş anlamlı olarak kullanılmıştır.

Anadolu coğrafik olarak daha çok Avrupa'ya benzemektedir. Çünkü bütün Akdeniz'in kuzeyi Avrupa kabul edilmektedir. Anadolu da coğrafik olarak, kendisinden çok farklı özellikler barındıran Asya ülkelerinden (Çin, Hindistan, İran vs.) çok, Akdeniz'in kuzeyindeki Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi Avrupa ülkelerine benzemektedir. Doğal sebepler siyasi olayları da etkilediği için (fetihler, istilâlar, asimilasyon ve s.) Anadolu'nun, tarihte Asya'dan çok Avrupa ile münasebetleri olmuştur. Bütün bunlara rağmen Anadolu'nun Asya içinde düşünülmesi, onun güçlü bir Asya kültürüne sahip olmasındandır. Tarih boyunca Asya kültürü, kendisinin batısındaki Anadolu'ya akımıştır. Asya kökenli Türklerin, eski Yunan-Roma coğrafyası olan Anadolu'daki (ki Diyar-ı Rum tabiri tam da bunu anlatır) varlığı bunun maddi bir göstergesidir.

Tarih
Eski Anadolu yerleşim birimleri;
Asya ve Avrupa'nın stratejik kesişme bölgesinde olmasından dolayı Anadolu, tarih öncesi çağlardan beri pek çok uygarlık için beşik olmuştur.
Neolitik yerleşim olarak Taşhöyük Pottery Neolithic, Çayönü Pre-Potttery Neolithic A to Pottery Neolithic, Nevali Cori Pre-Pottery Neolithic B, Hacılar Pottery Neolithic (Türkiye'de şimdiki Burdur ilinin 25 km güney batısında, Göbeklitepe Pre-Pottery Neolithic A ve Mersin ile. Truva yerleşimi Neolithic çağ ile başlar ve Demir çağı içinde devam ederek ilerler.

Bronz Çağı
Troyalılar (Truvalılar)
Trakyalılar
İyonyalılar
Hattiler
Luviler
Palalar
Kaşkalar
Hurriler
Mitanniler

Tunç Çağı
Hititler
Arzavalılar
Urartular
Frigyalılar
Kimmerler
Kassitler
Kolhisliler
Karyalılar
Assuvalılar
Lidyalılar
Misyalılar
Likyalılar
Pamfilyalılar
Kapadokyalılar
Kilikyalılar
Keltler
Muşkiler
Fenikeliler
Ermeniler
Medler
Persler
Taballar
Antik Yunanlar
Asurlular
Yahudiler
Ahameniş İmparatorluğu

Helenistik Dönem
Selevkos
Asya Eyaleti
Lazika
Roma Yunanistanı
Galatya
Ermeni Krallığı
Bitinya

Orta Çağ
Roma İmparatorluğu
Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans)
Kilikya Ermeni Krallığı
Sasani İmparatorluğu
Bizans-Arap Savaşları
Selçuklular
Anadolu Selçuklu Devleti
Anadolu Beylikleri
Moğollar
İlhanlılar

Anadolu beylikleri
Beylikler döneminde Anadolu'da yerleşmiş devletler
Ahlatşahlar Beyliği
Alaiye
Artuklu Beyliği
Aydınoğlu Beyliği
Candaroğulları Beyliği
Çaka Bey
Çobanoğulları Beyliği
Danişmendliler
Dulkadiroğulları Beyliği
Eretna Beyliği
Eşrefoğulları Beyliği
Germiyanoğulları Beyliği
Hamidoğulları Beyliği
İnaloğlu
Kadı Burhaneddin
Karamanoğlu Beyliği
Karesi Beyliği
İnançoğulları
Mengüçlü Beyliği
Menteşe Beyliği
Pervaneoğulları
Ramazanoğulları Beyliği
Sahipataoğulları Beyliği
Saltuklu Beyliği
Saruhanoğulları Beyliği
Teke Beyliği
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Trakya

Trakya (Yunanca: Θράκη Traki, Bulgarca: Тракия Trakiya), Güneydoğu Avrupa'da yer alan güney Bulgaristan, kuzeydoğu Yunanistan ve Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki topraklarını içeren, tarihi çok zengin bir bölgedir. Türkiye sınırları içindeki yüzölçümü 23.764 km2 olan bu bölgenin üç deniz ile sınırı vardir; Karadeniz, Marmara Denizi ve Ege Denizi.

Trakya kelimesi Eski Yunanca trahia kelimesinden türemiştir ve "gırtlak, soluk borusu" anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle Trakya, "Boğazlar Ülkesi"dir.

Trakya'nın toprakları, Türkiye Trakyası, Bulgaristan Trakyası ve Yunanistan Trakyası olmak üzere farklı üç siyasi üniteye ayrılmıştır. Türkiye Trakyası'na Doğu Trakya, Bulgaristan Trakyası'na Kuzey Trakya, Yunanistan Trakyasına ise Batı Trakya adı verilir. Türk medyasında Batı Trakya kelimesinin Yunanistan'ın Trakya (Doğu Makedonya ve Trakya) bölgesi için kullanıldığı görülmektedir.

Kuzey Trakya
Burgaz ili
Yambol ili
Sliven ili
Eski Zağra ili
Hasköy ili
Kırcaali ili
Filibe ili
Paşmaklı ili
Pazarcık ili

Doğu Trakya
Edirne ili
Kırklareli ili
Tekirdağ ili
İstanbul ve Çanakkale illerinin Avrupa'da kalan kısımları

Batı Trakya
İskeçe ili
Rodopi ili
Evros ili
Coğrafya
Balkan Yarımadasının güneydoğusunda yer alan Trakya'nın başlıca yüzey şekilleri, Rodop Dağları, Yıldız Dağları ve bölgenin kuzey sınırını oluşturan Balkan Dağlarıdır. Balkan Dağlarının sadece güney tarafları bölgeye dahil edilebilir. Batı Trakya'daki, dar kıyı ovalarının dışında, bölgenin en geniş açık alanları, Kuzey Trakya Ovası (Yukarı Trakya Ovası) ve Doğu Trakya'nın büyük bölümünü oluşturan düzlüklerdir.

Trakya'nın başlıca akarsuları, Meriç Nehri ve kollarıdır. Bunlar;
Meriç Nehri
Arda Nehri
Tunca Nehri
Ergene Nehri

Doğu Trakya'da kalan Gelibolu Yarımadası ve Çatalca Yarımadalarıda Trakya'nın parçalarıdır. Trakya, Makendonya'dan Mesta Karasu Nehri ile ayrılır. Nehir bölgenin batı sınırını oluşturur. Trakya bölgesi aynı zamanda Ege Denizi'nin kuzeydoğusu bölümüne adını vermiştir. Denizin bu kısmına "Trakya Denizi" denir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Türkiye

Türkiye veya resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti (Bu ses hakkında Türkiye Cumhuriyeti (yardım·bilgi)), Asya ve Avrupa kıtalarının her ikisinde de toprağı bulunan bir parlamenter cumhuriyet ülkesi. Topraklarının büyük bölümü Anadolu'ya, küçük bir bölümü ise Balkanlar'ın uzantısı olan Trakya'ya yayılmıştır. Kuzeybatıda Bulgaristan, batıda Yunanistan, kuzeydoğuda Gürcistan, doğuda Ermenistan, İran ve Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan, güneydoğuda ise Irak ve Suriye komşusudur. Güneyini Akdeniz, batısını Ege Denizi ve kuzeyini Karadeniz çevreler. Marmara Denizi ise İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Anadolu'yu Trakya'dan yani Asya'yı Avrupa'dan ayırır. Türkiye, Avrupa ve Asya'nın kavşak noktasında yer alması sayesinde önemli bir jeostratejik güce sahiptir.

Türkiye Cumhuriyeti Anadolu toprakları üzerinde kurulmuştur. Anadolu'da ilk yerleşmeler Eski Taş Çağından itibaren görülür. Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ larda Çatalhöyük, Aşıklı Höyük gibi pek çok yerleşim birimi kurulmuştur. Erken Tunç Çağına Troia,Alacahöyük, Alişar önemli yerleşim birimleri olmuştur. Tunç Çağında Yunanistan bölgesinden gelen Dor'lar ve İonlar Anadolu'nun Batı ve Güney kıyılarına yerleşmişleridir. Demir Çağlarında ise Hititler Anadolu'da hüküm süren büyük devletler olmuşlarıdır. İç Anadolu'da Hititlerden başka Frigler, Güney'de Lidyalılar , İç Batı Anadolu'da Pisidyalılar , Güney Kıyılarında ise Pamphilyalılar ve Doğu Anadolu'da Urartular önemli Demir Çağ devletleridir.Hitit Devletinin yıkılmasının ardından Güney Doğu'da Geç Hitit devleti kurulmuştur. Ardından Büyük İskender egemenliği altındaki Helenleştirme dönemi geldi, İskender'den sonra sırasıyla Roma ve Bizans dönemleri yaşandı. 11. yüzyılda Selçukluların göçleri sonucunda topraklar üzerinde Türkleştirme başladı ve 1071 Malazgirt Muharebesi sonrasında gelen Selçuklu zaferiyle Anadolu'daki Bizans üstünlüğü büyük ölçüde kırıldı. Anadolu Selçukluları, Anadolu'yu 1243'teki Moğol istilasına kadar yönetti. İstila sonrasında pek çok küçük Türk beyliği ortaya çıktı.

13. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlılar, Anadolu'nun yanı sıra Güneydoğu Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Afrika üzerinde toprakları bulunan büyük bir imparatorluk kurarak erken modern dönemde Avrasya ve Afrika'nın büyük bir gücü oldu. İmparatorluk zirvesini 15. ve 17. yüzyıllar arasında, özelikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşadı. 1683 II. Viyana Kuşatması ve 1699 Kutsal İttifak Savaşları sonrasında Türklerin Avrupa topraklarından çekilişi başladı ve Osmanlı İmparatorluğu uzun bir gerileme dönemi yaşadı. Ülkenin birçok alandaki yetersizliğini kanıtlayan 19. yüzyıldaki Tanzimat ıslahatları, modernleşmeyi sağlayamadı ve dağılmayı engelleyemedi. Osmanlı, I. Dünya Savaşı'na (1914-1918) İttifak Devletleri'nin yanında girdi ve yenik düşerek yıkıldı. Savaşın ardından imparatorluğa bağlı milletler ayrılarak çeşitli yeni devletler kurdular. İşgalci kuvvetlere karşı yapılan Kurtuluş Savaşı (1919-1922) başarıya ulaştıktan sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1923'te günümüz Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.

Türkiye pek çok kültürel mirası barındıran demokratik, laik, üniter bir anayasal cumhuriyettir. Resmî dili, nüfusun %85'inin anadili olan Türkçe'dir. Ülkede yaşayan en büyük etnik grup Türkler, ikinci en büyük etnik grup Kürtlerdir. Nüfusunun büyük bölümü Müslümandır. Avrupa Konseyi, NATO, OECD, AGİT ve G-20 topluluklarına üye olan Türkiye, Batı dünyasıyla bütünleşmiştir. 1963'te Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun ortak üyesi olmuş, 1995'te AB Gümrük Birliği'ne katılmış ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik müzakerelerine 2005'te başlamıştır. Ülke ayrıca Türk Konseyi, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi örgütlere de üyedir. Büyüyen ekonomisi ve diplomatik girişimleri sayesinde bölgesel güç olarak tanımlanmaktadır.

Kökenbilim
İlk Türk-Kağanlığı 552-744 yılları arasında Orta Asya ve Çin bölgelerinde Göktürk Kağanlığı adıyla kurulmaktadır. "Türk" adı bugün kullandığımız şekli ile ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları'nda geçmektedir. Çinliler o dönemde Türklerin adını Tūjué olarak kullanırlar. Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Ceneviz ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12. yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turkmenia olarak tanımladıklarını belirtir. Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir. Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9. ve 10. yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır." Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12. yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir. Tarihte 13-14. yüzyıllarda Mısır Memlûkleri de Türkiye adını kullanmışlardı: "ed-devlet üt Türkiya" (1250-1387) Osmanlı Devleti'nde, 19. yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı; Devlet-i Âliyye, Devlet-i Osmaniye, Memalik-i Şahane, Diyar-ı Rum adları kullanıldı. Fakat dış dünyanın zaman zaman Osmanlı İmparatorluğu yerine Türkiye adını kullandığı bilinmektedir. O dönemde yabancı dillerle çizilmiş haritalara bakıldığında bu durum açıkça ortadadır. Daha sonra, Jön Türkler arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir bölge olduğundan bu benimsenmedi. Anayasada (1921) "Türkiye" adı yazıldı ve 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devletin resmi adı Türkiye Cumhuriyeti olarak kesinleşti.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Afganistan'

Afganistan, resmî adıyla Afganistan İslam Cumhuriyeti Orta Asya'da yer alan ve denize sınırı olmayan bir ülkedir. Orta Asya'da bulunur; ama etnik ve kültürel bağlarından dolayı bazı kaynaklar tarafından Orta Doğu'da kabul edilir. Doğu ve güneyde Pakistan, batıda İran, kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, doğuda da ufak bir sınırla Çin ile çevrilidir.

Afganistan, özellike güney bölgelerde yaşayan Peştun çoğunlukla birlikte Tacik, Hazara ve Özbek kökenli halkları da barındırır. Ayrıca nüfusa oranları %5'i geçmeyen birçok etnik kökenli halk da (örneğin Beluciler, Türkmenler, Nuristaniler, Araplar vs.) bu ülkede yaşamaktadır.

Ticaretin merkez noktalarından birinde olan Afganistan, bu stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca İranlılar, Yunanlar, Araplar, Moğollar, İngilizler ve Sovyetler gibi çeşitli ulusların istilasına uğramıştır

Afganistan genellikle engebeli bir araziye sahiptir. Ülkenin doğusundan içlerine uzanan ve himalaya dağlarının bir uzantsı olan Hindukuş Dağları, güneyindeki Çağay Dağları ve kuzeydeki Pamir Dağları ülkenin başlıca yükseltileridir.Ülkenin en yüksek noktası Hindukuş Dağları'ndaki 7492 m. ile Nowşak tepesidir. Ülkenin güneybatısı ve batısı dağlık değildir. Ancak fazla akarsu kaynağı olmaması nedeniyle tarım yapılamaz. Ülkede başlıca Amu Derya, Helmend, Farahrud, Murgap ve Herirud nehirleri vardır.

Afganistan'ın nüfusu 2011 Temmuz ayı verilerine göre) 29.835.392 kişidir. Nüfusun %44,6'sını 0-14 yaş grubu oluşturmaktadır (erkek 7.095.117/kadın 6.763.759). 15-64 yaş aralığı ise nüfusun %52,9'unu oluşturmaktadır (erkek 8.436.716/kadın 8.008.463). 65 yaş ve üzeri ise %2,4 gibi bir orana sahiptir (erkek 366.642/kadın 386.300).[kaynak belirtilmeli] Oldukça genç bir nüfusa sahip olan Afganistan'da bebek ölüm oranı her 1000 bebekten 160,23 ölüm şeklinde gerçekleşmektedir. Ortalama çocuk sayısı her 1 kadına 6,69 çocuk şeklindedir. Nüfus artış oranı %2,67 olan Afganistan'da mülteci nüfusu da önemli bir oran teşkil eder. Her 1000 kişiden 23,06'sı mülteci statüsündedir. Bu oran İran mültecilerini de kapsamaktadır. Ortalama yaş (ömür) beklentisi erkeklerde 43,16 yıl, kadınlarda 43,53 yıl ve ortalama 43,34 yıl olarak gerçekleşmektedir.

Afganistan'da nüfusun %44,6'sını 0-14 yaş grubu oluşturmaktadır. Ortalama çocuk sayısı her 1 kadına 6,69 çocuk şeklindedir. Kâbil, Afganistan'da çocuklar.
Yüzölçümü yaklaşık Fransa kadar olan Afganistan'ı Hindukuş ve Pamir sıradağı zincirleri kuzey ve güney olmak üzere iki bölüme ayırır. 1979'da, Sovyet-Afgan Savaşı öncesi yaklaşık 15 milyon nüfusu bulunan Afganistan'ın 2006 itibariyle tahmini nüfusu 30 milyon'dur.

Başkent Kabil ülkenin en büyük kentidir; diğer önemli kentler batıda Herat, güneyde Kandahar ve kuzeyde Mezar-ı Şerif'tir. Yerel ve ulusal düzeyde bütünleşmenin zayıf olduğu Afganistan'da coğrafi engellerin yanında toplumsal hayatın da büyük sorunları vardır. Okuma yazma oranı yüzde 10 civarında olan Afganistan fert başına düşen gelir bakımından da dünyanın en yoksul ülkeleri arasındadır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Türk Hava Yolları

Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı ya da kısaca THY, Türkiye'nin ulusal havayolu şirketi yani bayrak taşıyıcısıdır. THY'nin merkezi Atatürk Havalimanı'ndadır. Ayrıca Ankara'da, Esenboğa Uluslararası Havalimanı'nda da bir hub'ı bulunmaktadır. Türk Hava Yolları'nın uçuş ağı Avrupa, Orta Doğu, Uzak Doğu, Kuzey Afrika, Güney Afrika , Kuzey ve Güney Amerika'ya kadar uzanmaktadır. Borsa İstanbul'da THYAO kodu ile işlem görmektedir. 2011 yılında toplam 32.621.641 yolcusu vardır.

Skytrax'ın 2014 ödüllerine göre Avrupa'nın en iyi havayolu ve Dünya'nın en iyi 5. havayoludur. Ayrıca bunun dışında birçok alanda yüksek dereceler elde etmiştir. Star Alliance üyesi Türk Hava Yolları, şu anda 105 ülkede 202 dış hat ve 41 iç hat olmak üzere 243 noktaya sefer düzenlemektedir. Bu uçuş ağı ile en çok uçuş ağı bulunan hava yolları listesinde dünyada 4. sırada yer almaktadır.

Devlet Hava Yolları olarak kuruluşu
20 Mayıs 1933 tarihli 2186 sayılı kanunla kurulan ve ilk adı Havayolları Devlet İşletme İdaresi olan THY, 1935 yılına kadar Millî Savunma Bakanlığı'na bağlı kaldıktan sonra 2744 sayılı kanunla, Bayındırlık Bakanlığı'na bağlanmıştır.

O zamanlardaki ismiyle Devlet Hava Yolları İşletmesi, şimdiki adıyla THY, beş uçak ve 23 koltuk kapasitesi ile Ağustos 1933 tarihinde seferlere başlamıştır.

1933 yılındaki filo:
2 adet King Bird (5 koltuklu)
2 adet Junkers F-13 (4 koltuklu)
1 adet Tupolev ANT-9 (10 koltuklu)
İlk genel yönetim merkezi Ankara'dadır. İdarenin adı, 03.06.1938 tarih ve 3424 sayılı kanunla, Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü'ne çevrilmiş ve katma bütçeli bir idare olarak Ulaştırma Bakanlığı'na bağlanmıştır. Nihayet 21 Mayıs 1955 tarihli ve 6623 sayılı kanunla Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü kaldırılmış, Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı adı ile her nevî hava nakliyatı ve buna müteferri yapmak ve hususî hukuk hükümlerine göre idare edilmek üzere Hükûmete bir Anonim Ortaklık kurma yetkisi verilmiştir. 20 Şubat 1956 tarihinde Esas Mukavelenâmesi'nin Bakanlar Kurulu'nca tasdik edilmesi, Ticaret Sicili'ne kayıt ve ilan olunması ile Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı kurulmuş ve 1 Mart 1956 tarihinde faaliyete geçmiştir. Kuruluşundaki sermayesi 60 Milyon TL idi.

Anonim Ortaklık Olurken İştirak Eden Kurucu Ortaklar - 1956
İşin doğası gereği en büyük ortak TC Maliye Vekâleti'ne bağlı olan Hazine Müsteşarlığı idi.
Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş.
Sedat Simavi Halefleri, Haldun ve Erol Simavi Kollektif Şirketi
Sefa Kılıçoğlu, Yeni Sabah Gazetesi Sahibi
Ercüment Karacan, Milliyet Gazetesi Sahibi
Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık T.A.Ş
Hayat Mecmuası Tifdruk Matbaacılık Sanayi A.Ş.
Mithat Perin, İstanbul Ekspres Gazetesi Sahibi
Yusuf Ziya Ortaç, Akbaba Yayınevi Sahibi;

İlk Uluslararası Sefer
İlk uluslararası sefer 12 Şubat 1947 tarihinde Atina'ya yapıldı. Devlet Hava Yolları pilotları Orhan Ayata ve Adil Gözender yönetimindeki, TC-ABA tescil kodlu DC-3 uçağı o gün saat sabah 10:00’da Ankara’dan havalanmış, İstanbul’da aktarma yaptıktan sonra Atina’ya hareket etmiştir. Yolculuk toplam 2 saat 40 dakika sürmüştür. DHY Genel Müdürü Osman Nuri Baykal da uçakta bulunan heyet içindedir.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bu ânı; “Devlet Hava Yolları Genel Müdürlüğü'­nün, Ankara ile Atina arasında uçak servisi tesisi için Yunan Hükümetiyle bir müddetten beri yapmakta olduğu müza­kereler neticelenmiş ve ilk tecrübe uçağı bu sabah saat 10’da Atina'ya gitmek üzere Ankara'dan hareket etmiştir. Dug-lâs-3 tipinde çift motorlu olan bu uçak, bugün İstanbul'dan kalkacak ve yarın sabah Atina'ya gidecektir” şeklinde duyurmuştur.

Atina seferinden sonra, THY'nın yakın zamanda uluslararası uçuş noktalarına Lefkoşa, Beyrut ve Kahire'de eklenmiştir.

Uçak Filosu
Temmuz 2014 itibariyle , Türk Hava Yolları filosu 252 i yolcu uçağı ve 9 kargo uçağı olmak üzere toplam 260 ucaga sahiptir. Filonun ortalama yaşı 6,6 yıldır

Türk Hava Yolları filosu
Uçak Modeli Adet Siparişler Yolcu Kapasitesi Not
F C Y+ Y Total
Airbus A319-100 14 — — — — 124 124
Airbus A320neo 0 5 — — — — —
Airbus A320-200 33 2 — — — 159 159
Airbus A321-200 43 27 — 10 — 176 186
Airbus A321neo — 60 — — — —
Airbus A330-200 16 — — 22 — 228 250
Airbus A330-300 18 12 — 28 — 261 289
Airbus A340-300 5 — — 34 — 237 271
Boeing 737-700 10 — — — — 149 149 10 tanesi Anadolu Jet tarafından işletilmektedir
Boeing 737-800 88 12 — 20 145 167 12 tanesi Anadolu Jet tarafından işletilmektedir
Boeing 737 MAX 8 0 40 — — — — —
Boeing 737 MAX 9 0 10 — — — — —
Boeing 737-900ER 10 5 — 16 — 135 151
Boeing 777-300ER
15 17 — 28 63 246 337
Türk Hava Yolları Kargo Filosu
Airbus A310-300F 3 — Cargo
Airbus A330-200F 6 1[16] Cargo
Toplam 261
187
THY Yönetim Kurulu’nun daha önce ilan ettiği 30’u opsiyonlu toplam 105 uçaklık ihale içinde planlanan alımda, Airbus A 3’ü opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir toplam 10 adet A330, Boeing’e de 7 adet 777-300ER tipi uçak siparişi verildi. THY geçtiğimiz ay da Boeing’ten 5 adet 777-300ER alacağını açıklamıştı. Böylece 2010-2012 arasında THY’ye 22 adet geniş gövdeli uçak teslim alacak. THY filosunda yeni sipariş verilen uçaklarla birlikte toplam uzun menzilli uçak sayısı 2012’ye kadar 37’ye çıkacak. THY, ara geçiste yararlanmak üzere Hintli Jet Airways sirketinden dördüncü 777 uçağını da 2 yıllığına kiralamak üzere anlasma yaptı. Önümüzdeki aylarda THY’nin 105 uçaklık alım ihalesinde kalan bölümün de tamamlanması hedefleniyor. Plana göre THY, 70 tek koridorlu uçak konusunda seçimini sonbaharda yapacak. 13 adetlik kalan uzun menzilli uçak projede ise Boeing 787 ile Airbus A350XWB kendi aralarında ve Boeing 747-800I ile Airbus A380 kendi aralarında rekabet ediyor.

4 Şubat 2009 Türk Havayolları Yönetim Kurulu tarafından daha önce ilan edilen 30’u opsiyonlu 105 uçak alım çalışmaları kapsamında tek koridorlu uçak alımı için verilen ikinci karara göre 20’si kesin 15’i opsiyonlu olmak üzere toplam 35 adet Boeing 737 Yeni Jenerasyon ailesinden uçak filoya katılacak. Alınacak uçaklar Boeing 737-800 ve 737-900 ER modellerinden oluşacak ve uçakların kabin içi 787 ailesi uçaklarında da kullanılacak olan “Sky Interior” olacak. Alımı planlanan uçaklar 2011 yılından başlayarak, opsiyonlarla birlikte 2015’e kadar filoya girecek.

6 Kasım 2009 Türk Havayolları, üç adet Airbus A330-300 uçak satın almak için Airbus firması ile sözleşme imzaladı. Uçak iki sınıf yapılandırma ve yüksek kapasiteli orta mesafe ağında 319 koltuk kapasiteli ve, Rolls-Royce motorları ile güçlendirilmiş olup, Eylül 2010'dan itibaren teslim edilmeye başlanacaktır.

30 Ekim 2010 Türk Havayolları Filosuna Boeing'ten ve Airbus' tan yeni alınınan 5 uçak dahil edilmiştir. Bu uçakların 2 adedi Boeing B777-300/ER; 2 adedi Airbus A330-300; 1 adedi A330-200F Kargo uçağı.

1 Nisan 2011 Türk Havayolları yönetim kurulu opsiyon hakkını kullanarak kesin sipariş'e çevirdiği 15 adet Yeni Nesil 737 uçağı için sipariş anlaşması imzaladı, bunlardan 10 adet Boeing 737-800 ve 5 adet 737-900ER yeni nesil Boeing Sky Interior kabin konsepti oluşturuyor: Sky Interior kabin tasarımında, aydınlatma gökyüzü hissini uyandıran yumuşak mavi tonda uygulanıyor. THY'nin son sipariş ettiği 15 adet Yeni Nesil 737 uçağında ayrıca, Boeing'in sertifikasyon aşamasında olan 737'lerin yakıt performansını yüzde 2 daha artıracak, performans geliştirme paketi de bulunacak.

15 Mart 2013 Gerçekleştirdiği büyüme rakamlarıyla dünyanın önemli havayolu şirketleri arasına giren Türk Hava Yolları, önemli bir karara daha imza atıp Türk Sivil Havacılık tarihinin en büyük uçak alım kararını verdi. Türk Hava Yolları Yönetimi 2015-2020 yılları arasında katılacak ve kira süresi sonunda çıkacak uçaklarla Türk Hava Yolları filosunda kargo uçakları dahil 2020 yılı sonunda toplam uçak sayısı 375'i bulacak. Yönetim Kurulu’nun 15 Mart 2013 tarihinde yaptığı toplantıda aldığı kararla, Avrupa yapımı Airbus’tan 25 adet A321, 4 adet A320neo, ve 88 adet A321neo opsiyonunu içeren 117 uçak alımını kapsıyor.

14 Nisan 2013 Türk Hava Yolları, dar gövde uçak ihtiyacının temini kapsamında, Boeing firmasına da toplam 95 adetlik uçak siparişi verdi.70 adet kesin ve 25 adet opsiyon olmak üzere toplam 95 adetlik sipariş; 20 adet B737-800, 65 adet B737-8 MAX ve 10 adet B737-9 MAX modellerinden oluşuyor. Yeni uçakların 2016 – 2021 yılları arasında filoya katılması planlanıyor.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Slovenya

Slovenya (Slovence: Slovenija) ya da resmî adıyla Slovenya Cumhuriyeti (Bu ses hakkında Republika Slovenija (yardım·bilgi)), Orta Avrupa'nın güneyinde yer alan bir ülkedir. Batısında İtalya; güneybatısında Adriyatik Denizi; güney ve doğusunda Hırvatistan, kuzeydoğusunda Macaristan ve kuzeyinde Avusturya bulunur. Bir zamanlar Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin bir parçası olan Slovenya, 1991'de bağımsızlığını ilân edip bağımsız bir devlet oldu. 1 Mayıs 2004'te Avrupa Birliği'ne katıldı. Parçalanan Yugoslavya'dan Avrupa Birliği'ne girmiş ilk ülkedir. İkincisi Hırvatistan'dır. Slovenya Slavca'da "Slavlar Ülkesi" anlamına gelmektedir.

Slovenya'nın büyük bölümü Slovenya Alpleri ile kaplı olup doğusunda Büyük Macaristan Ovası'nın uzantıları yer alır. Slovenya'nın en önemli akarsuları Avusturya Alpleri'nden doğan Sava ve Drava'dır. Ülkenin orta bölümü ve doğusundaki ovalar bu akarsular tarafından sulanır.

Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Jean-François Champollion

Jean-François Champollion (d. 23 Aralık 1790 – ö. 4 Mart 1832), Fransız eski Yunan ve Latin edebiyatı âlimi, filolog, doğu bilimci ve mısırbilimciydi.

Champollion genellikle mısırbilimin babası olarak sayılır. Champollion Thomas Young ve William Bankes tarafından yapılan çok değerli ön çalışmaları temel alarak, Rosetta Taşı'nın bazı parçalarını 1824 yılında çevirerek, antik Mısırca'nın Koptik diline benzediğini ve yazı sisteminin fonetik ve kavramsal işaretlerin birleşimi olduğunu göstermiştir.

Champollion Figeac, Lot, Fransa'da yedi çocuğun sonuncusu olarak doğmuştur (ikisi o doğmadan ölmüştü). Birkaç yıl Grenoble'de yaşamıştır. Çocukken bile dil konusunda olağanüstü yeteneğe sahip olduğunu göstermişti. 16 yaşına geldiğinde, bir düzine dilde uzmanlaşmıştı ve Grenoble Akademisi Koptik dili ile ilgilenmeye başlamadan önce bir sayfa okumuştu. 20 yaşında ana dili Fransızca'nın dışında Latince, Yunanca, İbranice, Habeşistan dili, Sanskritçe, Avestan, Pehlevi, Arapça, Süryanice, Kildani dili(Chaldean), Farsça ve Çince konuşmaktaydı[1]. 1809'da Grenoble'de tarih profesörü olmuştur. Doğu dillerine özellikle Koptik diline olan ilgisi, yeni bulunmuş olan Rosetta Taşı'nın üzerindeki yazıtların deşifresinde görevlendirilmesini sağlamıştır ve 1822–1824 yıllarını bu iş üzerinde harcamıştır. 1824 yılındaki eseri Precis du systeme hieroglyphique çağdaş mısırbilimin tüm alanlarına kaynaklık etmiştir. Ayrıca Turin Kral Listesi'nin önemini açıklamıştır.

Mısırbilime olan büyük ilgisinin kaynağı Napolyon'un Mısır seferleridir. Champollion Collège de France'da Mısırbilim profesörü olmuştur.

1828-1829 yılları arasında, Champollion Pisa Üniversitesi doğu dilleri profesörü Ippolito Rosellini ile Mısır'a yapılan Franco-Tuscan birleşik seferine öncülük etmiştir. Nil'in akış yönünün tersine seyahat etmiştir ve çok sayıda anıtı ve yazıtı ayrıntılı olarak incelemiştir. Sefer ölümünden sonra yayımlanmış kapsamlı Monuments de l'Egypte et de la Nubie (1845) eserini doğurmuştur. Ne yazık ki Champollion'un seferi kontrolsuz yağmalama olayları ile lekelenmiştir. En bilineni, Krallar Vadisi'nde çalışırken Seti I'in mezarı KV17'e tamir edilemeyecek şekilde zarar vermesidir. Olay iki büyük duvar parçasını ikiz görüntü sahnesini fiziksel olarak çıkartırken olmuştur, sahneler şu anda Louvre koleksiyonunda ve Floransa müzesindedir.

Champollion Mısır'a yaptığı bilimsel gezisi boyunca ve sonra çalışmaktan yorgun düşmüştür ve apoplektik atak sonucu Paris'te 1832 yılında 41 yaşında ölmüştür ve Père Lachaise mezarlığına gömülmüştür. Ağabeyi Jacques Joseph Champollion-Figeac bazı çalışmalarını yayına hazırlamıştır. Jacques Joseph'in oğlu Aimé-Louis (1812-1894) iki kardeş hakkında bir biyografi yazmıştır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Akihito

Akihito (Japonca: 明仁, künyesi Tsugu-no Miya / 継宮, dönem adı Heisei / 平成, d. 23 Aralık 1933), 1989'dan bu yana Japonya imparatoru. Dünyanın en eski imparatorluk ailesinden gelen Akihito'nun Japonya'nın efsanevi kurucusu İmparator Cimmu'nun 125. kuşak torunu olduğu inanılır.

Akihito, İmparator Hirohito ile İmparatoriçe Nagako'nun beşinci çocukları olup ilk oğullarıdır. Gakuşuin okullarında öğrenim gördü. II. Dünya Savaşı'nın Japon toplumunda yarattığı birçok değişiklikle birlikte imparatorun yönetim yetkisi de kaldırıldı ve törenlerle sınırlandı.

Akihito, İngiliz dili ve Batı kültürü dersleri alarak eğitim programını genişletti. Babası gibi deniz biyolojisi alanında çalışmayı seçti ve Kaya balığı üzerinde yaptığı ihtiyolojik araştırmalarıyla tanınmaktadır.

1952'de veliaht prens ilan edildi. 1959'da 1500 yıllık bir geleneği yıkarak soylu bir insanla değil zengin bir işadamının kızı olan Miçiko Şoda'yla evlendi. İlk oğulları Hiro-no Miya (Naruhito) 1960'ta doğdu.

Babasının ölümünden sonra 7 Ocak 1989'da imparator oldu. Akihito dönemine Barış Sağlama anlamına gelen Heisei adı verildi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Mehmet Rauf

Mehmet Rauf (d. 12 Ağustos 1875 - ö. 23 Aralık 1931) Türk edebiyatçı. İstanbul'da doğmuş ve küçük yaşta edebiyat ile ilgilenmeye başlamıştır. Bahriye Okulu'na gitmiş, İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Yakından takip ettiği Halit Ziya'nın eserlerine ve realizm akımına ilgi duymuştur. Fransız yazar Paul Bourget'yi okudu ve ondan etkilendi. 1896 yılından itibaren Servet-i Fünûn'da yazmaya başladı. Roman,hikaye ve tiyatro türünde eserler vermiştir.Psikolojik tahlillere büyük önem verir.Bu yüzden eserlerinde kahraman sayısı azdır.

Romanlarında genelde İstanbul ve çevresinde yaşayan seçkin ailelerin arasında geçen aşk ilişkilerini konu almıştır. Zaman zaman şiirler de yazmıştır.

Verdiği Eserler
Romanları
Eylül (İlk psikolojik romandır)
Ferda-yı Garam
Karanfil ve Yasemin
Genç Kız Kalbi
Böğürtlen
Son Yıldız
Tuba
Halas
Ceriha
Kan Damlası
Define
Bir Zambak Hikayesi
Darendem
Bir Aşkın Tarihi

Hikaye Kitapları
İhtizar
Son Emel
Aşk Kadını
Eski Aşk Geceleri
Gözlerin Aşkı
Aşikane
Siyah inci
Hanımlar Arasında
Pervaneler Gibi
Kadın İsterse

Mensur şiir
Siyah İnciler
Kazım
Sonbahar

Tiyatro Oyunları
Pembe Köşk
İki Kuvvet
Yağmurdan Doluya

Pençe(1920): İkisi de evli olan Vasfi ve Ferdiye yasak ilişki yaşamaktadırlar. Ferdiye'nin kocası bu durumu öğrenince Vasfi'yi öldürmeye kalkar. Bir yandan da Pertev'in Leman'la bir ilişkisi vardır. Ama Leman'ın sadece Pertev'le ilişkisi yoktur. Leman Pertev'le evlenebilmek için ona plan kurar. Ama uşağı Beşir'le beraber yakalanınca her şey ortaya çıkar. Pertev, son derece efendi biri olan eniştesi Ferit Bey'in tavsiyelerine uyar. Müstakbel eşini faziletli kadınlar arasından seçecektir. Vasfi ise Ferdiye'nin kocası tarafından yaralanınca, şefkati, ilgiyi yine terkettiği karısında bulur.

Sansar (1920): Aslında teyzesinin oğlu Azmi'yi seven Lamia zorla Refik'le evlendirilir. Evin kahyası, çıkardığı dedikodularıyla Refik'in Lamia ve Azmi'yi öldürmesine zemin hazırlar.

Cidal (1911): Paris'te okumuş olan Mecdi, halasının kızı Nesime ile evlenir. Bir süre sonra halasının gelini Behice ile gizli bir ilişki yaşar. Bu iş meydana çıkmadan Behice'nin eşinin başka bir yere tayini çıkar ve giderler. Mecdi de evliliğine döner. Bu eserde güzel sanatlar önemli bir yer tutar.

Diken (1911): Nafi Bey, karısına ve kızı Bihter'e para yetiştiremez ve onlar üzerinde bir otoritesi yoktur. Mahallenin zengini olan Hami Bey yanlışlıkla Bihter'i ister. Bihter'in ailesi zenginlik hayalleri kurarken olayın aslı ortaya çıkar.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön