VIII. Edward
Edward VIII, Windsor Dükü Prens Edward (1936'dan sonra) olarak da bilinir. Tam adı Edward Albert Christian George Andrew Patrick David (d. 23 Haziran 1894, Richmond, Surrey, İngiltere - ö. 28 Mayıs 1972, Paris), Galler prensi (1911-1936) ve Birleşik Krallık hükümdarı (20 Ocak-10 Aralık 1936). ABD'li Wallis Warferd Simpson ile evlenebilmek için tahttan çekilmiş ve böylece kendi isteğiyle tahtı bırakan ilk İngiliz hükümdarı olmuştur.
York dükü George (sonradan Kral V. George) ile Prenses Mary'nin (sonradan Kraliçe Mary) en büyük oğlu olan Edward, babasının tahta çıkması(6 Mayıs 1910) üzerine tahtın varisi oldu. Kraliyet Deniz Kuvvetleri'ne katılmak üzere eğitilmesine (1907-1911) karşın, I. Dünya Savaşı sırasında kurmay subay olarak özel bir piyade alayında görev aldı. Savaştan sonra ve 1920'lerin başlarında Britanya İmparatorluğu'na bağlı çeşitli ülkelere iyi niyet ziyaretlerinde bulunan ve bu arada Türkiye'ye de giden Edward babasının 1928'de hastalanmasından sonra ülke yönetimiyle ilgilenmeye başladı.
Edward 1930'da Simpson'larla tanıştı. İlk eşinden 1927'de ayrılan bayan Simpson, ikinci evliliğini 1928'de Ernst Simpson ile yapmıştı. Edward ile bayan Simpson arasındaki dostluk zamanla aşka dönüştü. Ama, Edward bu konuyu babasına açamadan V. George öldü (20 Ocak 1936). ve Edward kral ilan edildi. Edward'ın tahta çıktıktan sonra ilk girişimi, saray harcamalarını kısmak oldu. 1936'da ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye'ye yaparak, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile görüştü. Kasım 1936'da Parlamento'yu açtıktan sonra Güney Galler'deki sorunlu bölgeleri ziyaret etti. Bu arada, Bayan Simpson 27 Ekim 1936'da kocasından boşandı. Edward, Bayan Simpson'la evlenebilmek için kraliyet ailesinin onayını almaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Öte yandan, İngiltere Kilisesi ve önde gelen siyaset adamları da bu evliliğe karşıydılar; bu konuda Edward'ı destekleyen tek kişi Winston Churchill'di. Başbakan Stanley Baldwin ise, bu ilişkinin krallığın bütünlüğünü tehlikeye düşürdüğünü ileri sürerek, Edward'ı bu evlilikten vazgeçirmeye çalıştı. Edward, 13 Kasım'da Baldwin'e Bayan Simpson'la evlenmek istediğini ve eğer bu evliliği kral olarak gerçekleştiremeyecek olursa, tahttan çekilmeye hazır olduğunu bildirdi.Baldwin'in hükümeti bu evliliği kabul edemeyeceğini bildirmesi (2 Aralık) üzerine, tahttan çekildiğini açıklayan belgeyi 10 Aralık'ta Parlamento'ya sundu. Bu belgenin Parlamento'da onaylandığı 11 Aralık akşamı yaptığı radyo konuşmasında tahttan çekildiğini açıkladı ve aynı gün İngiltere'yi terk etti. 12 Aralık'ta taç giyerek yerine geçen kardeşi George VI, Edward'ı Windsor dükü yaptı.
Bayan Simpson'ın boşanma kararı resmilik kazandıktan sonra, Edward ve Simpson 3 Haziran 1937'de Fransa'da İngiltere Kilisesi'ne bağlı bir papaz tarafından evlendirildi. Bundan birkaç gün önce Kral George VI, Kabine'nin tavsiyesi üzerine, yalnızca düke altes unvanını vermiş, düşesi bu onur unvanından yoksun bırakmıştı.
Sonraki iki yıl boyunca daha çok Fransa'da yaşayan Edward, birçok Avrupa ülkesini ziyaret etti. Almanya'da Naziler tarafından çok iyi karşılandı ve Adolf Hitler'le görüştü (Ekim 1937). II. Dünya Savaşı sırasında, Fransa'nın işgali üzerine Madrid'e geçti. Burada, Naziler onu yeniden kral ilan edip İngiltere'deki hükümete karşı kullanmaya çalıştılar. 1940'ta Winston Churchill tarafından Bahamalar valiliğine getirildi ve bu görevini savaş sonuna değin sürdürdü. 1945'ten sonra çoğunlukla Paris'te yaşayan Edward, ilk kez 1967'de düşesle birlikte, kraliyet ailesinin öteki üyelerinin de katıldığı resmi bir törene davet edildi. Dük ve düseş öldükten sonra Windsor Şatosu topraklarındaki Frogmore'da yan yana gömüldüler.
***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Bulgaristan
Bulgaristan (Bulgarca: България, Bılgariya), Balkanlar'da yer alan ülke. Batıda Sırbistan ve Makedonya, doğuda Karadeniz, kuzeyde Romanya, güneyde Yunanistan güneydoğuda Türkiye ile çevrilidir. 110 bin 994 kilometrekarelik yüzölçümüyle Avrupa'nın en büyük 16. ülkesidir. Balkan, Rodop ve Rila gibi dağlar yüzey şekillerini belirler. Rila üzerindeki Musala tepesi Balkanların en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki Tuna Ovası ve güneydeki Yukarı Trakya Ovası da Bulgaristan'ın alçak ve verimli bölgeleridir.
Bulgaristan'ın ilk sakinleri Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklardır. Milatla birlikte ülke önce Roma İmparatorluğu, sonraysa Bizans İmparatorluğu egemenliğine girer.[kaynak belirtilmeli]
Bizans İmparatorluğu yıkılıncaya değin Bizans ile savaşıp hâkimiyet alanlarını genişleten Bulgarlar, 1018-1186 yılları arasında yeniden Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir. 14. yüzyılda Türklerin Rumeli'ye çıkmasından sonra bağımsızlıklarını yitirerek Osmanlı Devleti'nin egemenliğine girmişlerdir.
Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusyası'nın da desteğiyle, Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan'da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş, 93 Harbi'nden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Bulgaristan'ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak, 1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır.
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlılarla aynı cephede savaşa katılan Bulgaristan, II. Dünya Savaşı'na da Almanya saflarında katılarak her iki savaştan da yenilgiyle çıkmıştır.
II. Dünya Savaşı'nın ardından Balkanlar'da ilerleyen Sovyet ordusunun da yardımıyla Georgi Dimitrov önderliğinde sosyalist rejime geçen ülke, soğuk savaş yıllarında Varşova Paktı'nın üyesi olarak kalmıştır.
Doğu Bloku'nun çözülmesiyle 1990 yılında sosyalist rejimin yıkıldığı Bulgaristan, komşusu Türkiye ile olan ilişkilerini oldukça olumlu bir temele oturtmuştur. Ülke 1 Ocak 2007 yılında Avrupa Birliği'ne katılmıştır.
Balkan Dağları (Stara Planina) Bulgaristan'ı kuzeyde Tuna platosu, güneyde ise Trakya platosu olarak kabaca iki coğrafi bölgeye ayırır. Oldukça dağlık bir coğrafyaya sahip olan güney Bulgaristan'da Rodop ve Rila sıradağları yer alır. Ülkenin ve Balkanların en yüksek dağı olan 2925 metre rakımlı Musala Dağı da burada bulunmaktadır.
Ülkenin en önemli ırmağı olan Tuna Nehri, aynı zamanda Romanya-Bulgaristan sınırını oluşturur. Bulgaristan sınırları içerisinde doğup, Yunanistan-Türkiye sınırını oluşturarak Ege Denizi'ne dökülen Meriç (Maritsa) Bulgaristan'ın en önemli nehirleridir.
Bulgaristan (Bulgarca: България, Bılgariya), Balkanlar'da yer alan ülke. Batıda Sırbistan ve Makedonya, doğuda Karadeniz, kuzeyde Romanya, güneyde Yunanistan güneydoğuda Türkiye ile çevrilidir. 110 bin 994 kilometrekarelik yüzölçümüyle Avrupa'nın en büyük 16. ülkesidir. Balkan, Rodop ve Rila gibi dağlar yüzey şekillerini belirler. Rila üzerindeki Musala tepesi Balkanların en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki Tuna Ovası ve güneydeki Yukarı Trakya Ovası da Bulgaristan'ın alçak ve verimli bölgeleridir.
Bulgaristan'ın ilk sakinleri Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklardır. Milatla birlikte ülke önce Roma İmparatorluğu, sonraysa Bizans İmparatorluğu egemenliğine girer.[kaynak belirtilmeli]
Bizans İmparatorluğu yıkılıncaya değin Bizans ile savaşıp hâkimiyet alanlarını genişleten Bulgarlar, 1018-1186 yılları arasında yeniden Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir. 14. yüzyılda Türklerin Rumeli'ye çıkmasından sonra bağımsızlıklarını yitirerek Osmanlı Devleti'nin egemenliğine girmişlerdir.
Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusyası'nın da desteğiyle, Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan'da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş, 93 Harbi'nden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Bulgaristan'ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak, 1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır.
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlılarla aynı cephede savaşa katılan Bulgaristan, II. Dünya Savaşı'na da Almanya saflarında katılarak her iki savaştan da yenilgiyle çıkmıştır.
II. Dünya Savaşı'nın ardından Balkanlar'da ilerleyen Sovyet ordusunun da yardımıyla Georgi Dimitrov önderliğinde sosyalist rejime geçen ülke, soğuk savaş yıllarında Varşova Paktı'nın üyesi olarak kalmıştır.
Doğu Bloku'nun çözülmesiyle 1990 yılında sosyalist rejimin yıkıldığı Bulgaristan, komşusu Türkiye ile olan ilişkilerini oldukça olumlu bir temele oturtmuştur. Ülke 1 Ocak 2007 yılında Avrupa Birliği'ne katılmıştır.
Balkan Dağları (Stara Planina) Bulgaristan'ı kuzeyde Tuna platosu, güneyde ise Trakya platosu olarak kabaca iki coğrafi bölgeye ayırır. Oldukça dağlık bir coğrafyaya sahip olan güney Bulgaristan'da Rodop ve Rila sıradağları yer alır. Ülkenin ve Balkanların en yüksek dağı olan 2925 metre rakımlı Musala Dağı da burada bulunmaktadır.
Ülkenin en önemli ırmağı olan Tuna Nehri, aynı zamanda Romanya-Bulgaristan sınırını oluşturur. Bulgaristan sınırları içerisinde doğup, Yunanistan-Türkiye sınırını oluşturarak Ege Denizi'ne dökülen Meriç (Maritsa) Bulgaristan'ın en önemli nehirleridir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Kenya
Kenya, Hint Okyanusu'na kıyısı olan bir doğu Afrika ülkesidir. Güneyinde Tanzanya, batısında Uganda, kuzeybatısında Güney Sudan, kuzeyinde Etiyopya ve doğusunda Somali ile komşudur. Başkenti Nairobi'dir.
Coğrafi konumu' 1 00 Kuzey enlemi, 38 00 Doğu boylamı
Sınırları: toplam: 3,446 km
Sınır komşuları: Etiyopya 830 km, Somali 682 km, Sudan 232 km, Tanzanya 769 km, Uganda 933 km
Sahil şeridi: 536 km
İklimi: Kıyıda tropikal, iç kesimde çöl iklimi hakimdir.
Deniz seviyesinden yüksekliği:
En alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m
En yüksek noktası: Kenya Dağı 5,199 m
Doğal kaynakları: Altın, kireçtaşı, soda, tuz, hidro güç, vahşi doğa, yakut, florspar, lal taşı, su enerjisi
Sulanan arazi: 660 km² (1993 verileri)
Doğal afetler: Kuraklık ve su baskınları
Tarih öncesi dönemden birçok dinozor ve timsah fosili bulunan ülkede, en eski fosil kalıntıları 200 milyon yıl önceye aittir. En eski insan fosilleri Kenya'da Turkana gölü çevresinde bulunmuştur.
MÖ 2000'lerde Kuzey Afrika'dan göç eden halklar Kenya'da yerleşmiştir.
MS 1. yüzyılda Arap tüccarları Kenya sahillerine ticari ziyaretler yapmış, MS 8. yüzyılda Kenya sahillerindeki Arap ve Fars yerleşimleri giderek çoğalmıştır.
MS 10. yüzyılda bu gün Kenya nüfusunun dörtte üçünü oluşturan Nilotic ve Bantu halkları Kenya'ya göç etmiştir. Bu yıllarda Swahili dili meydana gelmiştir. Swahili birçok Arapça kelime içeren bir Bantu lisanıdır.
Sömürgecilik döneminde Kenya'ya ilk ayak basan Avrupalılardan biri Vasco da Gama'dır. 1498 yılında Mombasa'yı ziyaret eden Gama buradan Hindistan'a olan deniz yolunu keşfetmistir. Bu keşif Portekizlerin deniz ticaretindeki ağırlığını artırıcı önemli bir kilometre taşı olmuştur.
Bölgede resmi Portekiz varlığı 1505 yılında bugün Tanzanya'ya ait olan Kilwa adasının alınmasıyla başlamıştır. Daha sonra, Mombasa'yı ve Hint okyanusunda Hindistan yolu üzerindeki diğer adaları ve şehirleri istila eden Portekizliler, böylece bu bölgedeki deniz ticaretindeki Arapların ağırlığını ortadan kaldırmışlar, deniz yollarını ve limanları kontrol ederek büyük vergi gelirleri elde etmişlerdir.
Portekiz boyunduruğundaki yerel emirlerin talebi üzerine Yemen Valiliği Emir Ali Bey'i 1584 yılında bölgeye göndermiş, Emir Ali Bey de beş kadırgadan oluşan filosuyla Somali sahilindeki Mogadişu, Ampaza, Brava, Cumbo ve Kismayu, Kenya sahilinde de Faza, Lamu, Pate, Kilifi kentlerini fethetti. Mombasa sultanı bağlılığını arzetti. Böylece, Kenya'da Portekiz egemenliğinden kurtarılamayan sadece Malindi kenti kaldı.
Emir Ali Bey kazanımları Portekizlilere karşı koruyabilmek için Mombasa'da limana hakim bir kale inşa ettirdi. 1589'da Hindistan/Goa'daki ana üssünden kaleyi fethetmek için gelen Portekizlilere başarıyla direne Türk denizciler karadan gelen Zimba yamyamlarının saldırısıyla iki ateş arasında kaldılar ve Portekizlilere teslim oldular Portekiz Osmanlıya bağlanan kentleri tek tek el geçirerek liderlerini ölümle cezalandırdı. Mombasa'ya da Fort Jesus adlı çok iyi berkitilmiş bir kale inşa ederek bölgedeki egemenliğini pekiştirdi.
Yüzyılı aşkın süren Portekiz egemenliğinden sonra, Umman Sultanlığı Kenya ve Tanzanya sahillerindeki mücadelesine hız verdi ve 1730'da Portekizliler bu bölgeden tamamen sürmeyi başardı. Umman köle ticaretine hız verdi ve 1839 yılında başkentlerini Zanzibar'a taşıyarak Kenya üzerindeki Arap egemenliğini artırdı. Daha sonra Umman Sultanlığı ve Zanzibar Sultanlığı adları altında iki devlet ortaya çıktı.
Kenya, Hint Okyanusu'na kıyısı olan bir doğu Afrika ülkesidir. Güneyinde Tanzanya, batısında Uganda, kuzeybatısında Güney Sudan, kuzeyinde Etiyopya ve doğusunda Somali ile komşudur. Başkenti Nairobi'dir.
Coğrafi konumu' 1 00 Kuzey enlemi, 38 00 Doğu boylamı
Sınırları: toplam: 3,446 km
Sınır komşuları: Etiyopya 830 km, Somali 682 km, Sudan 232 km, Tanzanya 769 km, Uganda 933 km
Sahil şeridi: 536 km
İklimi: Kıyıda tropikal, iç kesimde çöl iklimi hakimdir.
Deniz seviyesinden yüksekliği:
En alçak noktası: Hint Okyanusu 0 m
En yüksek noktası: Kenya Dağı 5,199 m
Doğal kaynakları: Altın, kireçtaşı, soda, tuz, hidro güç, vahşi doğa, yakut, florspar, lal taşı, su enerjisi
Sulanan arazi: 660 km² (1993 verileri)
Doğal afetler: Kuraklık ve su baskınları
Tarih öncesi dönemden birçok dinozor ve timsah fosili bulunan ülkede, en eski fosil kalıntıları 200 milyon yıl önceye aittir. En eski insan fosilleri Kenya'da Turkana gölü çevresinde bulunmuştur.
MÖ 2000'lerde Kuzey Afrika'dan göç eden halklar Kenya'da yerleşmiştir.
MS 1. yüzyılda Arap tüccarları Kenya sahillerine ticari ziyaretler yapmış, MS 8. yüzyılda Kenya sahillerindeki Arap ve Fars yerleşimleri giderek çoğalmıştır.
MS 10. yüzyılda bu gün Kenya nüfusunun dörtte üçünü oluşturan Nilotic ve Bantu halkları Kenya'ya göç etmiştir. Bu yıllarda Swahili dili meydana gelmiştir. Swahili birçok Arapça kelime içeren bir Bantu lisanıdır.
Sömürgecilik döneminde Kenya'ya ilk ayak basan Avrupalılardan biri Vasco da Gama'dır. 1498 yılında Mombasa'yı ziyaret eden Gama buradan Hindistan'a olan deniz yolunu keşfetmistir. Bu keşif Portekizlerin deniz ticaretindeki ağırlığını artırıcı önemli bir kilometre taşı olmuştur.
Bölgede resmi Portekiz varlığı 1505 yılında bugün Tanzanya'ya ait olan Kilwa adasının alınmasıyla başlamıştır. Daha sonra, Mombasa'yı ve Hint okyanusunda Hindistan yolu üzerindeki diğer adaları ve şehirleri istila eden Portekizliler, böylece bu bölgedeki deniz ticaretindeki Arapların ağırlığını ortadan kaldırmışlar, deniz yollarını ve limanları kontrol ederek büyük vergi gelirleri elde etmişlerdir.
Portekiz boyunduruğundaki yerel emirlerin talebi üzerine Yemen Valiliği Emir Ali Bey'i 1584 yılında bölgeye göndermiş, Emir Ali Bey de beş kadırgadan oluşan filosuyla Somali sahilindeki Mogadişu, Ampaza, Brava, Cumbo ve Kismayu, Kenya sahilinde de Faza, Lamu, Pate, Kilifi kentlerini fethetti. Mombasa sultanı bağlılığını arzetti. Böylece, Kenya'da Portekiz egemenliğinden kurtarılamayan sadece Malindi kenti kaldı.
Emir Ali Bey kazanımları Portekizlilere karşı koruyabilmek için Mombasa'da limana hakim bir kale inşa ettirdi. 1589'da Hindistan/Goa'daki ana üssünden kaleyi fethetmek için gelen Portekizlilere başarıyla direne Türk denizciler karadan gelen Zimba yamyamlarının saldırısıyla iki ateş arasında kaldılar ve Portekizlilere teslim oldular Portekiz Osmanlıya bağlanan kentleri tek tek el geçirerek liderlerini ölümle cezalandırdı. Mombasa'ya da Fort Jesus adlı çok iyi berkitilmiş bir kale inşa ederek bölgedeki egemenliğini pekiştirdi.
Yüzyılı aşkın süren Portekiz egemenliğinden sonra, Umman Sultanlığı Kenya ve Tanzanya sahillerindeki mücadelesine hız verdi ve 1730'da Portekizliler bu bölgeden tamamen sürmeyi başardı. Umman köle ticaretine hız verdi ve 1839 yılında başkentlerini Zanzibar'a taşıyarak Kenya üzerindeki Arap egemenliğini artırdı. Daha sonra Umman Sultanlığı ve Zanzibar Sultanlığı adları altında iki devlet ortaya çıktı.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Zimbabwe
Zimbabve ya da resmî adıyla Zimbabve Cumhuriyeti (İngilizce: Republic of Zimbabwe), Afrika kıtasının güneyinde, denize kıyısı olmayan bir kara ülkesidir. Shona diline çevirildiğinde Taş evler anlamına gelen Zimbabve'nin ismi günümüzde Büyük Zimbabve olarak adlandırılan ve ülke içerisinde bulunan güney Afrika bölgesinin en büyük tarihi eser kalıntılarına rastlanan sömürge dönemi öncesi taş yapıtların bulunduğu bölgeye verilen isimden esinlenerek oluşmuştur. Eski adı Güney Rodezya olan ülkenin doğusunda Mozambik, kuzeyinde Zambiya, batısında Botsvana ve güneyinde ise Güney Afrika Cumhuriyeti sınır komşularını oluşturmaktadır.
Zimbabve ya da resmî adıyla Zimbabve Cumhuriyeti (İngilizce: Republic of Zimbabwe), Afrika kıtasının güneyinde, denize kıyısı olmayan bir kara ülkesidir. Shona diline çevirildiğinde Taş evler anlamına gelen Zimbabve'nin ismi günümüzde Büyük Zimbabve olarak adlandırılan ve ülke içerisinde bulunan güney Afrika bölgesinin en büyük tarihi eser kalıntılarına rastlanan sömürge dönemi öncesi taş yapıtların bulunduğu bölgeye verilen isimden esinlenerek oluşmuştur. Eski adı Güney Rodezya olan ülkenin doğusunda Mozambik, kuzeyinde Zambiya, batısında Botsvana ve güneyinde ise Güney Afrika Cumhuriyeti sınır komşularını oluşturmaktadır.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
ABD Anayasa Mahkemesi
Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi veya Amerikan Yüce Mahkemesi (İngilizce: Supreme Court of the United States), en üst düzey temyiz mahkemesi ve kararlarıyla ABD Anayasası'nı yorumlayan organ. Açılan davalar çerçevesinde devletin ulusa, eyaletin eyalete ve hükümetin yurttaşa karşı yetkilerinin sınırlarını belirler.
1787 Anayasası ile federal mahkeme sisteminin başı olarak kurulan Yüce Mahkeme'ye anayasa, yasalar ve ABD'nin imzaladığı antlaşmalar çerçevesinde ortaya çıkan davalara, ABD'nin taraf olduğu anlaşmazlıklara, eyaletler arasında ya da farklı eyaletlerin yurttaşları arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklara, deniz kuvvetlerinin ve deniz ticaretinin yargılama alanına giren davalarına ve elçileri, öteki kamu temsilcierini ve konsolosları ilgilendiren davalara bakma yetkisi verilmiştir.
Yüce Mahkeme'nin Kongrece belirlenen üye sayısı, 19. yüzyılda 6 ile 10 arasında değişmiş, 1869'da da 9 olarak dondurulmuştur.Yüce Mahkeme ve daha alt düzeydeki federal mahkeme atamalarını Senato'nun önerisi ve onayıyla başkan yapar.Bugüne değin ikisi 1969 ve 1970'te olmak üzere 11 aday Senato tarafından reddedilmiştir.İyi hal gösterdikleri sürece bu görevde kalan yargıçlar, Kongre'de açılan bir davada suçlu bulunursa görevden alınırlar.Hakkında dava açılmış tek yargıç olan Samuel Chase 1805'te aklanmıştır.1969'da ise Abe Fortas görevi dışında mali işlerle uğraştığı için istifaya zorlanmıştır.
Yüce Mahkeme, ilk zamanlarında başlayarak anayasal düzenin korunması çerçevesinde Kongre ve eyalet yasama organlarının çıkardığı yasaların anayasaya aykırılığını saptama yetkisini kullanagelmiştir. Ama yasaların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkisi anayasada açıkça yer almamaktadır. Yüce Mahkeme yürütme, yönetim ve yargı kararlarını da denetler.İşinin büyük bölümünü temyiz yetkisine giren davalar oluşturur; ilk yargılama için gelen dava sayısı görece azdır.Eyalet mahkemeleri ya da alt düzey federal mahkemelerce verilen kararların niteliğine göre, davalar temyiz ya da dosyanın incelenmek üzere bir alt mahkemeden istenmesi yoluyla Yüce Mahkeme'ye gelir. Temyiz durumunda Yüce Mahkeme davaya bakmakla yükümlüdür; ikinci durumda ise davaya bakıp bakmayacağı Yüce Mahkeme'nin takdirine bağlıdır.
Bu ikili yargılama sistemi, Yüce Mahkeme'nin dava sayısının çokluğundan doğan yığılma ile başa çıkmak için yürüttüğü uzun mücadelenin Kongre'de olumlu bir yankı bulmasıyla ortaya çıkmıştır. 1891'de Alt Temyiz Mahkemeleri Yasası ile Yüce Mahkeme'nin yükünü hafifletmek üzere eyalet ilçe mahkemeleri kararları üzerine kesin temyiz yetkisine sahip olan mahkemeler kuruldu.Yalnızca kamuyu ilgilendiren olağanüstü önemli davalar bu uygulamanın dışında tutuldu. Yüce Mahkeme'nin girişimiyle çıkartılan 13 Şubat 1925 tarihli Yargıçlar Yasası reformları daha da ileriye götürdü.Bu yasayla zorunlu yargılama büyük ölçüde sınırlanarak birçok türde davanın görüşülmesi Yüce Mahkeme'nin takdirine bağlandı.Böylelikle Yükce Mahkeme'nin kendi işi üzerinde oldukça geniş bir denetime sahip olması sağlandı.
Yüce Mahkeme ABD toplumundaki birleştirici güçlerin en önemlilerindendir.Mahkeme, anayasanın ticaretle ilgili maddesine dayanarak eyaletlerarası ticarete gereksiz yükler getiren ya da bu tür ticareti engelleyen eyalet vergi yasalarıyla düzenlemelerini iptal etmiştir.Aynı madde Kongre'nin ekonominin geniş sektörlerini düzenleme yetkisini desteklemek için de kullanılmıştır.
Anayasanın ticaretle ilgili maddesi, ekonomi üzerindeki yargı yetkisinin başlıca kaynağını oluştururken, davaların hukuk kurallarına uygun olarak yürütülmesine ve yurttaşların eşit olarak korunmasına ilişkin maddeler de devletin keyfi ve baskıcı edimlerine karşı gerçek ve tüzel kişilerin korunmasını sağlar. Önceleri yalnızca mülkiyet haklarının korunması amacıyla kullanılan bu maddeler, 20. yüzyılda özellikle Haklar Bildirisi'nin getirdiği güvencelerin devlet eylemlerini kapsayacak biçimde genişletilmesiyle yurttaşlık hakları alanında da uygulanmaya başladı. Azat edilen köleler düşünülerek anaysaya konan ve devletin yurttaşları eşit olarak korunmasını amaçlayan 14. Ek Madde, 20. yüzyıl ortalarında tarihsel amacına uygun olarak, ırk ayrımını güden yasaları engellemekte kullanılmaya başladı.
Yüce Mahkeme'nin görüşleri çoğu kez titiz yarı anlayışını özetler nitelikte olmuştur. Uzun bir geçmişe dayanan muhalefet geleneğiyle Yüce Mahkeme, anayasada ifadesini bulan felsefi ülküleri açıklığa kavuşturma, arındırma ve sınama işlevini yüklenmiştir. Böylelikle de anayasanın federal hukuk devletinde uygulanacak ilkelere dönüşmesini sağlar. Özgül katkıların ötesinde bu sembolik ve pragmatik işlev, Yüce Mahkeme'nin ülke yaşamında oynadığı en önemli rol sayılabilir.
Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi veya Amerikan Yüce Mahkemesi (İngilizce: Supreme Court of the United States), en üst düzey temyiz mahkemesi ve kararlarıyla ABD Anayasası'nı yorumlayan organ. Açılan davalar çerçevesinde devletin ulusa, eyaletin eyalete ve hükümetin yurttaşa karşı yetkilerinin sınırlarını belirler.
1787 Anayasası ile federal mahkeme sisteminin başı olarak kurulan Yüce Mahkeme'ye anayasa, yasalar ve ABD'nin imzaladığı antlaşmalar çerçevesinde ortaya çıkan davalara, ABD'nin taraf olduğu anlaşmazlıklara, eyaletler arasında ya da farklı eyaletlerin yurttaşları arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklara, deniz kuvvetlerinin ve deniz ticaretinin yargılama alanına giren davalarına ve elçileri, öteki kamu temsilcierini ve konsolosları ilgilendiren davalara bakma yetkisi verilmiştir.
Yüce Mahkeme'nin Kongrece belirlenen üye sayısı, 19. yüzyılda 6 ile 10 arasında değişmiş, 1869'da da 9 olarak dondurulmuştur.Yüce Mahkeme ve daha alt düzeydeki federal mahkeme atamalarını Senato'nun önerisi ve onayıyla başkan yapar.Bugüne değin ikisi 1969 ve 1970'te olmak üzere 11 aday Senato tarafından reddedilmiştir.İyi hal gösterdikleri sürece bu görevde kalan yargıçlar, Kongre'de açılan bir davada suçlu bulunursa görevden alınırlar.Hakkında dava açılmış tek yargıç olan Samuel Chase 1805'te aklanmıştır.1969'da ise Abe Fortas görevi dışında mali işlerle uğraştığı için istifaya zorlanmıştır.
Yüce Mahkeme, ilk zamanlarında başlayarak anayasal düzenin korunması çerçevesinde Kongre ve eyalet yasama organlarının çıkardığı yasaların anayasaya aykırılığını saptama yetkisini kullanagelmiştir. Ama yasaların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkisi anayasada açıkça yer almamaktadır. Yüce Mahkeme yürütme, yönetim ve yargı kararlarını da denetler.İşinin büyük bölümünü temyiz yetkisine giren davalar oluşturur; ilk yargılama için gelen dava sayısı görece azdır.Eyalet mahkemeleri ya da alt düzey federal mahkemelerce verilen kararların niteliğine göre, davalar temyiz ya da dosyanın incelenmek üzere bir alt mahkemeden istenmesi yoluyla Yüce Mahkeme'ye gelir. Temyiz durumunda Yüce Mahkeme davaya bakmakla yükümlüdür; ikinci durumda ise davaya bakıp bakmayacağı Yüce Mahkeme'nin takdirine bağlıdır.
Bu ikili yargılama sistemi, Yüce Mahkeme'nin dava sayısının çokluğundan doğan yığılma ile başa çıkmak için yürüttüğü uzun mücadelenin Kongre'de olumlu bir yankı bulmasıyla ortaya çıkmıştır. 1891'de Alt Temyiz Mahkemeleri Yasası ile Yüce Mahkeme'nin yükünü hafifletmek üzere eyalet ilçe mahkemeleri kararları üzerine kesin temyiz yetkisine sahip olan mahkemeler kuruldu.Yalnızca kamuyu ilgilendiren olağanüstü önemli davalar bu uygulamanın dışında tutuldu. Yüce Mahkeme'nin girişimiyle çıkartılan 13 Şubat 1925 tarihli Yargıçlar Yasası reformları daha da ileriye götürdü.Bu yasayla zorunlu yargılama büyük ölçüde sınırlanarak birçok türde davanın görüşülmesi Yüce Mahkeme'nin takdirine bağlandı.Böylelikle Yükce Mahkeme'nin kendi işi üzerinde oldukça geniş bir denetime sahip olması sağlandı.
Yüce Mahkeme ABD toplumundaki birleştirici güçlerin en önemlilerindendir.Mahkeme, anayasanın ticaretle ilgili maddesine dayanarak eyaletlerarası ticarete gereksiz yükler getiren ya da bu tür ticareti engelleyen eyalet vergi yasalarıyla düzenlemelerini iptal etmiştir.Aynı madde Kongre'nin ekonominin geniş sektörlerini düzenleme yetkisini desteklemek için de kullanılmıştır.
Anayasanın ticaretle ilgili maddesi, ekonomi üzerindeki yargı yetkisinin başlıca kaynağını oluştururken, davaların hukuk kurallarına uygun olarak yürütülmesine ve yurttaşların eşit olarak korunmasına ilişkin maddeler de devletin keyfi ve baskıcı edimlerine karşı gerçek ve tüzel kişilerin korunmasını sağlar. Önceleri yalnızca mülkiyet haklarının korunması amacıyla kullanılan bu maddeler, 20. yüzyılda özellikle Haklar Bildirisi'nin getirdiği güvencelerin devlet eylemlerini kapsayacak biçimde genişletilmesiyle yurttaşlık hakları alanında da uygulanmaya başladı. Azat edilen köleler düşünülerek anaysaya konan ve devletin yurttaşları eşit olarak korunmasını amaçlayan 14. Ek Madde, 20. yüzyıl ortalarında tarihsel amacına uygun olarak, ırk ayrımını güden yasaları engellemekte kullanılmaya başladı.
Yüce Mahkeme'nin görüşleri çoğu kez titiz yarı anlayışını özetler nitelikte olmuştur. Uzun bir geçmişe dayanan muhalefet geleneğiyle Yüce Mahkeme, anayasada ifadesini bulan felsefi ülküleri açıklığa kavuşturma, arındırma ve sınama işlevini yüklenmiştir. Böylelikle de anayasanın federal hukuk devletinde uygulanacak ilkelere dönüşmesini sağlar. Özgül katkıların ötesinde bu sembolik ve pragmatik işlev, Yüce Mahkeme'nin ülke yaşamında oynadığı en önemli rol sayılabilir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Florida
Florida, ABD'nin eyâletlerinden biridir. 140.098 km²'lik bir alan kaplamaktadır. Florida'nın güney kısmı genelde düzlüklerle kaplıdır, orta ve kuzey kısımları tepeliktir. Florida sahilinin Atlas Okyanusu kıyısındaki bölümü 933 km'lik bir alanda uzanırken, Meksika Körfezi'ne kıyı olan bölümü 1.239 km'dir. St. John's, Apalachicola ve Suwannee, Florida'nın önemli nehirleridir. Florida'nın başkenti Tallahassee'dir. Jacksonville, Miami, Tampa, Hialeah ve Orlando eyâletin en kalabalık şehirleridir. Florida'da 13 milyondan fazla insan yaşamaktadır.
İlk defa insanı Ay üzerine taşıyan Apollo 11 uzay gemisi, 1969 yılında Florida'daki Cape Canaveral üssünden fırlatılmıştı. 1971 Walt Disney World, Disneyland'de, Orlando'ya yakın bir yerde açılmıştı.
Florida, ABD'nin eyâletlerinden biridir. 140.098 km²'lik bir alan kaplamaktadır. Florida'nın güney kısmı genelde düzlüklerle kaplıdır, orta ve kuzey kısımları tepeliktir. Florida sahilinin Atlas Okyanusu kıyısındaki bölümü 933 km'lik bir alanda uzanırken, Meksika Körfezi'ne kıyı olan bölümü 1.239 km'dir. St. John's, Apalachicola ve Suwannee, Florida'nın önemli nehirleridir. Florida'nın başkenti Tallahassee'dir. Jacksonville, Miami, Tampa, Hialeah ve Orlando eyâletin en kalabalık şehirleridir. Florida'da 13 milyondan fazla insan yaşamaktadır.
İlk defa insanı Ay üzerine taşıyan Apollo 11 uzay gemisi, 1969 yılında Florida'daki Cape Canaveral üssünden fırlatılmıştı. 1971 Walt Disney World, Disneyland'de, Orlando'ya yakın bir yerde açılmıştı.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
George W. Bush
George Walker Bush (6 Temmuz 1946), Amerika Birleşik Devletleri' nin 43. başkanıydı. 20 Ocak 2001 - 20 Ocak 2009 tarihleri arasında bu görevde kalmıştır.
1946 da doğan George W. Bush, Amerika Birleşik Devletleri'nin 41. başkanı George H. W. Bush'un oğludur. Başkan olmadan önce 1995-2000 yılları arasında Teksas eyaletinin valiliğini yapmıştır.
2000 yılında ABD Başkanlığına adaylığını koymuş, Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığını alabilmek için Arizona Senatörü John McCain ile kıyasıya bir çekişme yaşamış ve galip gelmiştir. 7 Kasım 2000 tarihinde yapilan genel seçimlerde rakibi Al Gore'dan daha az oy almasına rağmen hayli tartışmalı bir belirsizlik döneminden sonra ABD Yüksek Mahkemesinin 5-4 olarak George W. Bush lehine karar vermesi sonucu başkan ilan edilmiştir.
George W. Bush'un başkanlık döneminde yaşanan en önemli olay 11 Eylül 2001 Saldırıları'dır. Bu olayın sorumlusu olarak görülen Usame Bin Ladin'i yakalayarak cezalandırmak ve Taliban yönetimini görevden indirmek amacıyla 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan'a asker gönderdi.
20 Mart 2003 tarihinde de Irak Savaşını başlattı.
2004 Kasım'ındaki ABD başkanlık seçimlerinde George W. Bush bu sefer rakibi Massachusetts senatorü John Kerry'i az farkla geçerek ikinci kez başkan olmaya hak kazandı. George W. Bush'un görev süresi 20 Ocak 2009 tarihinde bitti ve görevi 2008 ABD başkanlık seçimleri'nde başkan seçilen Barack Obama'ya devretti.
George Walker Bush (6 Temmuz 1946), Amerika Birleşik Devletleri' nin 43. başkanıydı. 20 Ocak 2001 - 20 Ocak 2009 tarihleri arasında bu görevde kalmıştır.
1946 da doğan George W. Bush, Amerika Birleşik Devletleri'nin 41. başkanı George H. W. Bush'un oğludur. Başkan olmadan önce 1995-2000 yılları arasında Teksas eyaletinin valiliğini yapmıştır.
2000 yılında ABD Başkanlığına adaylığını koymuş, Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığını alabilmek için Arizona Senatörü John McCain ile kıyasıya bir çekişme yaşamış ve galip gelmiştir. 7 Kasım 2000 tarihinde yapilan genel seçimlerde rakibi Al Gore'dan daha az oy almasına rağmen hayli tartışmalı bir belirsizlik döneminden sonra ABD Yüksek Mahkemesinin 5-4 olarak George W. Bush lehine karar vermesi sonucu başkan ilan edilmiştir.
George W. Bush'un başkanlık döneminde yaşanan en önemli olay 11 Eylül 2001 Saldırıları'dır. Bu olayın sorumlusu olarak görülen Usame Bin Ladin'i yakalayarak cezalandırmak ve Taliban yönetimini görevden indirmek amacıyla 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan'a asker gönderdi.
20 Mart 2003 tarihinde de Irak Savaşını başlattı.
2004 Kasım'ındaki ABD başkanlık seçimlerinde George W. Bush bu sefer rakibi Massachusetts senatorü John Kerry'i az farkla geçerek ikinci kez başkan olmaya hak kazandı. George W. Bush'un görev süresi 20 Ocak 2009 tarihinde bitti ve görevi 2008 ABD başkanlık seçimleri'nde başkan seçilen Barack Obama'ya devretti.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Etiyopya
Etiyopya veya Etyopya, resmî adıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti (Amharca: Ityopp'ya Federalawi Demokrasiyawi Ripeblik) büyük bir Doğu Afrika ülkesi. Ülkenin başkenti yerel dilde "yeni çiçek" anlamına gelen Addis Ababa'dır. Sudan, Güney Sudan, Eritre, Cibuti, Somali, Kenya ve Uganda Etiyopya'nın komşularıdır.
Ülkenin Kızıldeniz boyunca uzanan sahil bölgesinin, 1993'te yapılan bir halk oylaması sonucunda Eritre adıyla bağımsızlığını ilân etmesi Etiyopya'nın Kızıldeniz ile olan bağlantısının kesilmesine ve ülkenin bir kara devletine dönüşmesine neden olmuştur. Din olarak, İslamiyet %24-26, Ortodoks %55, Protestan %7'dir.
Daha çok Habeşistan (Köleler Ülkesi) ismiyle bilinen Etiyopya, tarihte bilinen en eski medeniyettir[kaynak belirtilmeli]. Kuruluşunu MÖ 13. yüzyıla kadar götürebileceğimiz Etiyopya devleti, 1936-1941 arasındaki Mussolini İtalya'sının istila ve işgal hareketini saymazsak, tarihi boyunca bağımsızlığını koruyabilmiş ve Afrika Kıtası'nın bazı Avrupa devletlerince sömürge yapılamamış tek ülkesidir. 1960-1990 yılları arası ülkedeki Eritre sorunu nedeniyle çatışmalı ve gerginliklerle geçirilmiştir.
Bilim adamları tarafından Afar bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda 3 milyon yıllık insan iskeleti kalıntılarına rastlanılması, tarihi çağların başlamasından çok önceleri bile bölgenin, insan toplulukları için bir yaşam sahası olarak kullanıldığını gösterir. Etiyopya'dan bahseden ilk tarihi belgeleri yaklaşık MÖ 5000 yılına kadar götürebilmek mümkündür. İlk Çağ'da kuzeydeki Mısır Krallığının yöneticisi olan Firavunların altın, fildişi, tütsü ve köle aramak üzere Kızıldeniz kıyılarını takip ederek bu bölgeye geldikleri sanılmaktadır. Etiyopya topraklarında modern anlamda ilk kurulan devlet MÖ 8. yüzyılda ortaya çıkan D'mt Krallığıdır. D'mt Krallığı'nın MÖ 1. yüzyılda çöküşü ile beraber bölgede,yine aynı yüz yılda Aksum Krallığı ortaya çıktı. Aksum Krallığı zamanla güçlenerek sınırlarını Habeşistan dışında bugünkü Eritre, Cibuti, Sudan, Somali ve Arabistan yarımasında yer alan Yemen'i içine alacak şekilde genişletti.
Etiyopya veya Etyopya, resmî adıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti (Amharca: Ityopp'ya Federalawi Demokrasiyawi Ripeblik) büyük bir Doğu Afrika ülkesi. Ülkenin başkenti yerel dilde "yeni çiçek" anlamına gelen Addis Ababa'dır. Sudan, Güney Sudan, Eritre, Cibuti, Somali, Kenya ve Uganda Etiyopya'nın komşularıdır.
Ülkenin Kızıldeniz boyunca uzanan sahil bölgesinin, 1993'te yapılan bir halk oylaması sonucunda Eritre adıyla bağımsızlığını ilân etmesi Etiyopya'nın Kızıldeniz ile olan bağlantısının kesilmesine ve ülkenin bir kara devletine dönüşmesine neden olmuştur. Din olarak, İslamiyet %24-26, Ortodoks %55, Protestan %7'dir.
Daha çok Habeşistan (Köleler Ülkesi) ismiyle bilinen Etiyopya, tarihte bilinen en eski medeniyettir[kaynak belirtilmeli]. Kuruluşunu MÖ 13. yüzyıla kadar götürebileceğimiz Etiyopya devleti, 1936-1941 arasındaki Mussolini İtalya'sının istila ve işgal hareketini saymazsak, tarihi boyunca bağımsızlığını koruyabilmiş ve Afrika Kıtası'nın bazı Avrupa devletlerince sömürge yapılamamış tek ülkesidir. 1960-1990 yılları arası ülkedeki Eritre sorunu nedeniyle çatışmalı ve gerginliklerle geçirilmiştir.
Bilim adamları tarafından Afar bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda 3 milyon yıllık insan iskeleti kalıntılarına rastlanılması, tarihi çağların başlamasından çok önceleri bile bölgenin, insan toplulukları için bir yaşam sahası olarak kullanıldığını gösterir. Etiyopya'dan bahseden ilk tarihi belgeleri yaklaşık MÖ 5000 yılına kadar götürebilmek mümkündür. İlk Çağ'da kuzeydeki Mısır Krallığının yöneticisi olan Firavunların altın, fildişi, tütsü ve köle aramak üzere Kızıldeniz kıyılarını takip ederek bu bölgeye geldikleri sanılmaktadır. Etiyopya topraklarında modern anlamda ilk kurulan devlet MÖ 8. yüzyılda ortaya çıkan D'mt Krallığıdır. D'mt Krallığı'nın MÖ 1. yüzyılda çöküşü ile beraber bölgede,yine aynı yüz yılda Aksum Krallığı ortaya çıktı. Aksum Krallığı zamanla güçlenerek sınırlarını Habeşistan dışında bugünkü Eritre, Cibuti, Sudan, Somali ve Arabistan yarımasında yer alan Yemen'i içine alacak şekilde genişletti.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Eritre
Eritre veya Eritre Devleti (IPA: /ˌɛrɨˈtreɪə/, /ˌɛrɨˈtriːə/) (Ge'ez: ኤርትራ ʾErtrā, Arapça: إرتريا Iritriya), Doğu Afrika'nın kuzeyinde bir ülke. Batıda Sudan, güneyde Etiyopya ve güneydoğusunda Djibouti ile çevrilmiştir. Ülkenin doğusu ve kuzeydoğusu Kızıldeniz sahili boyunca uzanır. Suudi Arabistan ve Yemen tam karşısındadır. Dahlak Takımadası ve Hanish Adalarının birkaçı Eritre'ye aittir. Başkenti Asmara'dır.
Eritre, İtalya tarafından işgal edildi ve resmen 1 Ocak 1890'da İtalyan kolonisine dahil edildi. Önceden ilk-Etiyopya devletinin ikiyüz yıldan beri bir parçasıydı. İtalyanlar'ın II. Dünya Savaşını kaybetmeleri üzerine Eritre, 1941'den 52'ye kadar Birleşmiş Milletlerin himayesine verildi. BM bayrağı bütün resmi binalarda bulunuyordu.
2 Aralık 1950'de BM Genel Kurulu 390 A (V) Kararı ile Eritre'yi Etiyopya ile birleştirmeyi kararlaştırdı. 1951'in Eylül'ünden 1962'nin Kasım'ına kadar Eritre Etiyopya'nın özerk bölgesi olarak kaldı.
BM kararı Eritre halkının isteği haricinde alındı. Huzursuzluğun artması ve Etiyopya'ya karşı olan direniş nihayetinde 1962'de Etiyopya hükümetinin Eritre'yi 14. şehir olma kararı almasına yol açtı. Eritre bağımsızlık hareketi 1960'ların başlarında biçimlendi ve 31 yıl boyunca sivil savaş olarak Etiyopya hükümetine karşı patlak verdi. Nihayetinde 1991'de bitti. 1993'de bir BM referandumuyla Eritre'nin Etiyopya'dan bağımsız olduğu açıklandı. Eritre iki büyük dine ev sahipliği yapan çok dilli ve çok kültürlü bir ülkedir ve dokuz etnik gruba sahiptir. resmi dili olmamasına rağmen hükümet iki "çalışma dili" olan Tigrinya dili ve Arapça bütün resmi yazışmalarda kullanılıyor. İngilizce de hükümetin bütün uluslararası iletişimlerinde 5. derece eğitim kurumlarında kullanılıyor. İtalyanca da sömürge döneminden kalan kuşakların torunları tarafından kullanılıyor.
Eritre veya Eritre Devleti (IPA: /ˌɛrɨˈtreɪə/, /ˌɛrɨˈtriːə/) (Ge'ez: ኤርትራ ʾErtrā, Arapça: إرتريا Iritriya), Doğu Afrika'nın kuzeyinde bir ülke. Batıda Sudan, güneyde Etiyopya ve güneydoğusunda Djibouti ile çevrilmiştir. Ülkenin doğusu ve kuzeydoğusu Kızıldeniz sahili boyunca uzanır. Suudi Arabistan ve Yemen tam karşısındadır. Dahlak Takımadası ve Hanish Adalarının birkaçı Eritre'ye aittir. Başkenti Asmara'dır.
Eritre, İtalya tarafından işgal edildi ve resmen 1 Ocak 1890'da İtalyan kolonisine dahil edildi. Önceden ilk-Etiyopya devletinin ikiyüz yıldan beri bir parçasıydı. İtalyanlar'ın II. Dünya Savaşını kaybetmeleri üzerine Eritre, 1941'den 52'ye kadar Birleşmiş Milletlerin himayesine verildi. BM bayrağı bütün resmi binalarda bulunuyordu.
2 Aralık 1950'de BM Genel Kurulu 390 A (V) Kararı ile Eritre'yi Etiyopya ile birleştirmeyi kararlaştırdı. 1951'in Eylül'ünden 1962'nin Kasım'ına kadar Eritre Etiyopya'nın özerk bölgesi olarak kaldı.
BM kararı Eritre halkının isteği haricinde alındı. Huzursuzluğun artması ve Etiyopya'ya karşı olan direniş nihayetinde 1962'de Etiyopya hükümetinin Eritre'yi 14. şehir olma kararı almasına yol açtı. Eritre bağımsızlık hareketi 1960'ların başlarında biçimlendi ve 31 yıl boyunca sivil savaş olarak Etiyopya hükümetine karşı patlak verdi. Nihayetinde 1991'de bitti. 1993'de bir BM referandumuyla Eritre'nin Etiyopya'dan bağımsız olduğu açıklandı. Eritre iki büyük dine ev sahipliği yapan çok dilli ve çok kültürlü bir ülkedir ve dokuz etnik gruba sahiptir. resmi dili olmamasına rağmen hükümet iki "çalışma dili" olan Tigrinya dili ve Arapça bütün resmi yazışmalarda kullanılıyor. İngilizce de hükümetin bütün uluslararası iletişimlerinde 5. derece eğitim kurumlarında kullanılıyor. İtalyanca da sömürge döneminden kalan kuşakların torunları tarafından kullanılıyor.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Cezayir
Cezayir (Berberi dilleri: Dzayer; Arapça: الجزائر) ya da resmi adıyla Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti, Kuzey Afrika'da ülke, Afrika'nın en büyük ülkesi. Cezayir'in komşuları kuzeydoğuda Tunus, doğuda Libya, güneydoğuda Nijer, güneybatıda Moritanya ve Mali, batıda Fas ve Batı Sahra'dır. Etnik açıdan bir İslam, Arap ve Berberi ülkesidir. Ülke ismi (El Cazayir) Arapçada "adalar" anlamına gelir.
Cezayir'de 2 milyon yaşında hominid iskeletleri bulunmuştur. Araştırmacılar, ülkede Yontmataş çağından kalma homo habilis ve homo erectus fosilleri de ortaya çıkartmıştır.
Cilalıtaş devrinde şu anda Sahra Çölü'nün bulunduğu alanlar daha sulaktı. Böylece Cezayir'in şu anda çöl olan güney bölgesinde insanlar yaşayabiliyordu. Bu dönemden kalma mağara resimleri bulunmaktadır.
Antik çağda Cezayir'in tarih sahnesine girmesi, Berberi kökenli 22. Mısır hanedanının kurulmasıyla oldu. Usta süvariler olan Berberiler, Mısır'da paralı asker olarak görev aldılar. Diğer taraftan, Berberiler Kartaca ile de diplomatik ilişki kurdular.
Eski Yunanistan ve Roma İmparatorluğu'nda Numidya (Νομαδια) olarak bilinen yörenin adı, Yunanca "göçebe" anlamındaki nomados (νομαδος) kelimesinden gelir. Massinissa, İkinci Pön Savaşı'nda Numidya'yı birleştirmeyi başardı. Daha sonra ülke Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti haline geldi. Cezayir, topraklarında en çok Roma kalıntısı bulunan Akdeniz ülkesidir.
2005 ve 2006 yıllarında Cezayir Devlet Başkanı Fransa'yı soykırım yapmakla suçlamış ve Paris'ten bir özür beklediklerini açıklamıştır. Ancak Fransa iddiaları kabul etmemiş ve konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini öne sürmüştür.
Yönetim şekli
Ülkenin başında 5 yılda bir seçilen cumhurbaşkanı bulunur. Cumhurbaşkanı ayrıca Bakanlar Meclisi ve Yüksek Güvenlik Konseyi'nin de başıdır. Cumhurbaşkanı ayrıca bakanları ve başbakanı da atar.
Coğrafya
Cezayir, 2.381.741 km²'lik alanıyla Akdeniz'in ve Afrika kıtasının ise en büyük ülkesidir. Güney kesiminde, Sahra çölünün önemli bir kısmını toprakları içine alır.
Cezayir'in kıyıları genelde dağlara çok yakın ve sarptır, fazla doğal liman yoktur.
Kıyının hemen gerisinde Atlas Dağları, Fas'tan başlayarak doğuya doğru iki şerit halinde Tunus'a kadar 2400 km. boyunca uzanır. Kuzeydeki dağ sırasına Tell Atlasları, güneydekine ise Sahra Atlasları denir. İki dağ silsilesi arasında büyük ovalar ve yaylalar yer alır. Bu iki sıra doğuda Tunus sınırına doğru birbirine yakınlaşır. Atlas sıradağlarının Cezayir'deki kısmının en yüksek noktası yaklaşık 2.900 m. irtifadadır.
Ancak Cezayir'in en yüksek noktası, Sahra'nın ortasındaki Hoggar kitlesinde 3.003 metre yükseklikteki Tahat zirvesidir.
Cezayir'in Sahili 1200 KM dir
Cezayir (Berberi dilleri: Dzayer; Arapça: الجزائر) ya da resmi adıyla Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti, Kuzey Afrika'da ülke, Afrika'nın en büyük ülkesi. Cezayir'in komşuları kuzeydoğuda Tunus, doğuda Libya, güneydoğuda Nijer, güneybatıda Moritanya ve Mali, batıda Fas ve Batı Sahra'dır. Etnik açıdan bir İslam, Arap ve Berberi ülkesidir. Ülke ismi (El Cazayir) Arapçada "adalar" anlamına gelir.
Cezayir'de 2 milyon yaşında hominid iskeletleri bulunmuştur. Araştırmacılar, ülkede Yontmataş çağından kalma homo habilis ve homo erectus fosilleri de ortaya çıkartmıştır.
Cilalıtaş devrinde şu anda Sahra Çölü'nün bulunduğu alanlar daha sulaktı. Böylece Cezayir'in şu anda çöl olan güney bölgesinde insanlar yaşayabiliyordu. Bu dönemden kalma mağara resimleri bulunmaktadır.
Antik çağda Cezayir'in tarih sahnesine girmesi, Berberi kökenli 22. Mısır hanedanının kurulmasıyla oldu. Usta süvariler olan Berberiler, Mısır'da paralı asker olarak görev aldılar. Diğer taraftan, Berberiler Kartaca ile de diplomatik ilişki kurdular.
Eski Yunanistan ve Roma İmparatorluğu'nda Numidya (Νομαδια) olarak bilinen yörenin adı, Yunanca "göçebe" anlamındaki nomados (νομαδος) kelimesinden gelir. Massinissa, İkinci Pön Savaşı'nda Numidya'yı birleştirmeyi başardı. Daha sonra ülke Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti haline geldi. Cezayir, topraklarında en çok Roma kalıntısı bulunan Akdeniz ülkesidir.
2005 ve 2006 yıllarında Cezayir Devlet Başkanı Fransa'yı soykırım yapmakla suçlamış ve Paris'ten bir özür beklediklerini açıklamıştır. Ancak Fransa iddiaları kabul etmemiş ve konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini öne sürmüştür.
Yönetim şekli
Ülkenin başında 5 yılda bir seçilen cumhurbaşkanı bulunur. Cumhurbaşkanı ayrıca Bakanlar Meclisi ve Yüksek Güvenlik Konseyi'nin de başıdır. Cumhurbaşkanı ayrıca bakanları ve başbakanı da atar.
Coğrafya
Cezayir, 2.381.741 km²'lik alanıyla Akdeniz'in ve Afrika kıtasının ise en büyük ülkesidir. Güney kesiminde, Sahra çölünün önemli bir kısmını toprakları içine alır.
Cezayir'in kıyıları genelde dağlara çok yakın ve sarptır, fazla doğal liman yoktur.
Kıyının hemen gerisinde Atlas Dağları, Fas'tan başlayarak doğuya doğru iki şerit halinde Tunus'a kadar 2400 km. boyunca uzanır. Kuzeydeki dağ sırasına Tell Atlasları, güneydekine ise Sahra Atlasları denir. İki dağ silsilesi arasında büyük ovalar ve yaylalar yer alır. Bu iki sıra doğuda Tunus sınırına doğru birbirine yakınlaşır. Atlas sıradağlarının Cezayir'deki kısmının en yüksek noktası yaklaşık 2.900 m. irtifadadır.
Ancak Cezayir'in en yüksek noktası, Sahra'nın ortasındaki Hoggar kitlesinde 3.003 metre yükseklikteki Tahat zirvesidir.
Cezayir'in Sahili 1200 KM dir


[right]Arif YAMAN[/right]