***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

insan embriyosu

Zigotun, arka arkaya mitoz bölünme geçirip hücre sayısının artmasına embriyo denir.

Embriyo, (< İngilizce: Embryo < Eski Yunanca: ἔμβρυον (oku. embrüon tohum) çok hücreli diploid ökaryotlarda gelişimin ilk basamaklarından biri.

Yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesiyle oluşan zigot, çift sarmallı DNA moleküllerini içerir. Bitkiler, hayvanlar, ve bazı protistlerde zigot mitozla bölünerek çok hücreli canlıyı oluşturur. Embriyo terimi, bu gelişimin zigotun bölündüğü zamanla, gelişim basamağının başka basamağa geçmesine kadar olan ilk zamanlarını anlatmak için kullanılır.

İnsanlarda, ilk sekiz haftalık döneme embriyonal dönem denilir. Embriyonal dönemde 3 germ yaprağından çeşitli organ sistemleri oluşur. Hayvanlarda, zigotun bu gelişim aşamasında morula, blastula ve gastrula evreleri görülür. Bitkilerde ise, bu gelişme safhaları standart değildir, embriyo yeni bitkiler oluşturmak üzere gelişirler.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Kuzey Kore

Kuzey Kore, resmî adıyla Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Korece: 조선민주주의인민공화국; hanja: 朝鮮民主主義人民共和國; Chosŏn Minjujuŭi Inmin Konghwaguk), Doğu Asya'da Kore Yarımadası'nın 120.540 km²'sine sahip olan devlettir.

Kore II. Dünya Savaşı'ndan sonra, 1910-1945 yılları arasında yaşanan Japon işgalinin sona ermesinin ardından ülkeye Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri silahlı kuvvetlerinin ayrı bölgelerden çıkartma yapması ve sonucunda kuzeyin komünist rejimi benimseyip güneyin de kapitalizmi benimsemesinin ardından, özellikle de Kore Savaşı sonucunda Kuzey ve Güney Kore olmak üzere ikiye bölündü. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti 1948 yılında otoriter ve sosyalist bir hükümet kurmuştu. 1994 yılında Kuzey Kore'nin ilk lideri olan Kim Il Sung'un ölümünden sonra, ülkeyi oğlu Kim Jong-il yönetmeye başlamıştır. 17 Aralık 2011 tarihinde ülkenin 70 yaşındaki lideri Kim Jong-il öldüğünde yönetim halka oğlu ve liderin varisi Kim Jong-un etrafında toplanma çağrısı yapmıştır. Kuzey Kore diğer komünist ülkelere göre daha kapalı bir rejim görünümündedir. Ülkenin güneyinde Güney Kore, kuzeyinde Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya, doğusunda ise Japon Denizi bulunur.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Scud füzeleri

Scud, sıvı yakıtlı bir balistik füzedir. Bu füzeler Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği tarafından yapılıp tasarlanmıştır. Uzun menzilli ve çok büyük bir patlama gücüne sahip bu füzelere şu an eski Sovyet cumhuriyetleri bazı Ortadoğu ülkeleri ve Uzakdoğu'daki komünist ülkelerin birçoğu sahiptir. İran-Irak Savaşı sırasında Saddam Hüseyin tarafından İran'da bulunan petrol rafinerilerini yok etmek için kullanıldı. Menzili 130 ile 1500 kilometre arasında değişen Scud füzeleri nükleer, biyolojik ve kimyasal olarak 3 farklı savaş başlığı taşıyabilecek biçimde tasarlanmıştır. Aynı zamanda bu füzeler Saddam Hüseyin tarafından Körfez Savaşı'nda İsrail'e karşı kullanılmışsa da psikolojik tesir dışında etkili olmamıştır. İsrail ise bu füzelere Patriot'larla karşılık vermiş; fakat Scud'ları düşürmede pek bir başarı elde edememiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Umman denizi

Umman Denizi Hint Okyanusu'nun bir bölümüne verilen addır. Doğusunda Hindistan, kuzeyinde Pakistan ve batısında da Umman Körfezi, Arap Yarımadası ve Aden Körfezi, yer alır.

Umman Körfezi üzerinden Basra Körfezi'ne, Aden Körfezi üzerinden de Kızıldeniz'e bağlanır.

Ortadoğu, Afrika, Hint Yarımadası arasında bağlantı sağlayan Umman Denizi eski çağlardan itibaren ticaret yollarının önemli bir parçası olmuştur. Süveyş Kanalı dolayısıyla Avrupa ile Hindistan arasındaki deniz yolunun önemli bir parçasıdır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Şirin Ebadi

Şirin Ebâdî (Farsça: شیرین عبادی‎) (d. 21 Haziran 1947, Hemedan), İranlı avukat, yazar, insan hakları savunucusu.

Özellikle kadın ve çocuk hakları alanındaki çalışmalarıyla, 10 Aralık 2003'te Nobel Barış ödülünü aldı. Ebâdî bu ödülle Nobel alan ilk İranlı ve ilk Müslüman kadın oldu.

Hemedan'da ticaret hukuku profesörü bir babanın kızı olarak 1947'de doğan Ebadi, 1965'de Tahran Üniversitesi hukuk bölümüne girdi, 1969'da okulu bitirdikten sonra hakimlik sınavını kazanarak 1970'de stajyer hakim olarak göreve başladı. Bu arada Tahran Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimine devam etti ve 1971'de diplomasını aldı. 1975'de İran'da yasama organının başına geçen ilk kadın olduysa da 1979 İran Devrimi'nden sonra rütbe-i tenzil edildi.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 12., 2008 yılında 10. sırada yer almıştır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Carl Gustav Jacob Jacobi

Carl Gustav Jacob Jacobi, (d. 10 Aralık 1804, Potsdam - ö. 18 Şubat 1851, Berlin) Alman matematikçi.

Carl Jacobi'nin ilk öğretmeni ona matematik ve klasikleri öğreten ve Potsdam Gymnasium'una hazırlayan dayısıydı. 1816 yılında adı geçen okula girdi. 1821 yılında Berlin Üniversitesi'ne başladığında, rektörün söylediği gibi, Jacobi evrensel bir zekaya sahipti. Başlangıçta matematik onu çekmeseydi o da Gauss gibi filoloji de ünlü olabilirdi. Öğretmeni Heinrich Bauer, birçok anlaşmazlıklardan sonra, onu yalnız başına çalışmaya bıraktı. Çünkü, Jacobi matematiği belli kurallar ve usuller altında öğrenmek istemiyordu.

Genç Jacobi'nin matematik terbiyesi, onun en büyük rakibi Abel'inkine benzer. O da Abel gibi matematikte ünlü olanlara başvurdu. Cebiri, integrali ve sayılar kuramını, Euler ve Lagrange'ın eserlerinden öğrendi. Hemen hemen matematiği kendi kendine öğrendi ve arkasından hemen eliptik fonksiyonlar kuramını kurdu. Bu sahada Euler'den sonra gelen ilk matematikçi Jacobi'dir. Yüzyılının Hint'li matematikçisi Ramanujan'ı saymazsa, Euler ve Jacobi en karışık cebir hesaplarının içinde kolaylıkla çıkmaları bakımından üstlerine yoktur. Hem Euler ve hem de Jacobi, bu yönlerinden dolayı kendilerine algorist denmiştir. Abel de isterse formülleri kolaylıkla kullanabilirdi. Fakat, onun dehası daha felsefi ve şekle karşı yönelmesi Jacobi'ye göre daha azdı. Abel'in matematik doğruluğa düşkünlüğü Jacobi'den çok Gauss'a benzer. Bu söz, Jacobi'nin matematiğinde yanlışlık var anlamına gelmez.

1820 yılında Abel'in beşinci dereceden genel denklemle uğraştığını bilmeden, Jacobi de aynı bu denklemi çözmeye çalıştı. Bu denklemi x5-10·q2·x=p şekline sokarak, çözümünün onuncu dereceden bir denklemin çözülmesine bağlı olduğunu gösterdi. Bu çözüm çalışması iyi bir sonuç vermese de, Jacobi için bir cebir dersi oldu. Fakat, beşinci dereceden genel denkleminin çözülemeyeceğini Abel gibi göremedi. İşte, Abel ile Jacobi ve diğer matematikçiler arasındaki fark budur.

Eliptik fonksiyonları sayılar kuramına ilk uygulayan Jacobi'dir. Böylece, Fermat'ın bir problemini kolaylıkla çözdü. Jacobi, Lagrange ve Hamilton mekaniğinde, Hamilton - Jacobi denklemi hatırlanır. Özellikle, Jacobi'nin diferansiyel denklemlerde kaydettiği ilerlemeler çok önemlidir. Newton - Laplace - Lagrange çekme kuramına burada adı geçen fonksiyonlar hakkındaki güzel araştırmaları ve elipsoidlerin çekilmelerine eliptik fonksiyonları ve özellikle Abel'yen fonksiyonları işlemlere sokması gibi önemli ilmi buluşları her türlü övgünün üstündedir. Jacobi'nin Abel'yen fonksiyonlardaki buluşu daha orijinal ve daha büyüktür. Eliptik fonksiyonların eliptik integrallerin tersinden çıkışı gibi bunlar da Abel'yen integrallerin tersinden çıkar.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İbn Rüşt

İbn-i Rüşd ( Arapça: ابن رشد; Künyesi Ebū 'l-Velīd Muḥammed ibn Aḥmed ibn Muḥammed ibn Rüşd ابوالوليد محمد بن احمد بن محمد بن رشد; Latince: Averroes, d. 14 Nisan 1126 - ö. 10 Aralık 1198), Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhcı, matematikçi ve tıpçı. Kurtuba'da doğdu ve Marakeş, Fas'ta öldü. İbn-i Rüşd'e göre biricik filozof Aristo'ydu.

İbn-i Rüşd en çok Aristo'nun eserlerinden yaptığı, bugün Batı'da pek çoğu unutulmuş, tercüme ve şerhleriyle ünlüdür. 1150'den önce Avrupa'da Aristo'nun eserlerinin birkaç tercümesinden başkası yoktu ve bunlar da din adamlarınca rağbet görüp, incelenmiyorlardı. Batı'da Aristo'nun mirasının yeniden keşfedilmesi, İbn-i Rüşd'ün eserlerinin 12. yüzyıl başlarında Latince'ye tercümesiyle başlamıştır.

İbn Rüşd'ün Aristo üzerine çalışmaları otuz yıllık bir dönemi kapsar ve bu dönem içinde, erişemediği "Politika" dışında bütün eserlerine şerhler yazmıştır. Eserlerinin İbranice tercümeleri de, İbrani Felsefesi üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır. İbn Rüşd'ün düşünceleri, Hıristiyan skolastik gelenekten, Aristo'nun mantık çalışmalarına değer veren [Brabant'lı Siger], Thomas Aquinas ve bilhassa Paris Üniversitesi'ndeki diğerleri tarafından özümsenmiştir. Thomas Aquinas gibi meşhur skolastik filozoflar, ona ismi yerine "Şârih" (Yorumcu) ve Aristo'ya da "Filozof" diyerek yüksek derecede önem veriyorlardı. İslam dünyasında bir okul bırakmamış ve ölümü Endülüs'teki serbest düşünce hayatının sonunu işaret etmiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Alfred Nobel

Alfred Bernhard Nobel (21 Ekim 1833, Stokholm, İsveç – 10 Aralık 1896, San Remo, İtalya), İsveçli kimyager ve mühendis, dinamitin mucidi.

1833'te varlıklı bir aileden gelen anne Andriette Ahlsell ile mühendis baba Immanuel Nobel'in üçüncü oğlu olarak Stokholm'de dünyaya geldi. Alfred doğduğunda, babası iflas etmişti, dolayısıyla ailesinin maddi durumu iyi değildi. Nobel ailesi 1837'de Finlandiya'ya, 1842 yılında ise St. Petersburg'a taşınır. St. Petersburg'da babası Immanuel Nobel bir atölye açar, annesi ise bir bakkal dükkânı işletir. Baba Nobel, St. Petersburg'da büyük başarı kazanır ve Rus ordusu için silah üretmeye başlar.

Alfred Nobel, özel öğretmenler tarafından eğitilir. Doğa bilimleri, dil ve edebiyat alanlarına yoğunlaşır. On yedi yaşına geldiğinde İsveççe, Rusça, Fransızca, İngilizce ve Almanca'yı akıcı bir şekilde konuşabilmektedir. Fizik ve kimyanın yanı sıra, onun bir mühendis olmasını isteyen babasının pek hoşuna gitmese de Alfred İngiliz edebiyatına ve şiire de ilgi duymaktadır.

Babası onu kimya mühendisliği eğitimi görmesi için yurtdışına gönderir. İki yıllık süre içinde İsveç, Almanya, Fransa ve ABD'de bulunur. Paris'te bulunduğu süre zarfında dönemin ünlü kimyageri T. J. Pelouze'nin laboratuvarında çalışır. Burada ayrıca güçlü bir patlayıcı sıvı olan nitrogliserini keşfeden İtalyan kimyager Ascanio Sobrero ile tanışır. Alfred Nobel de nitrogliserin ile ilgilenmektedir. Nitrogliserin, baruttan daha güçlü olmasına karşın, basınç ve sıcaklığın etkisiyle kolayca patlamaktadır. Nobel'e göre bu durum nitrogliserinin pratik kullanımını sınırlandırmaktadır.

Alfred Nobel, 1852'de ailesi tarafından St. Petersburg'a geri çağrılır. Nobel, nitrogliserin ile ilgili çalışmalarına burada devam etmeye çalışır. Ancak, babası Immanuel Nobel'in işleri bozulmaya başlar. Kırım Savaşı'nın sona ermesini takiben Rus ordusu baba Nobel'in işletmesinden silah sipariş etmeyi keser. Baba Nobel, bir kez daha iflas eder. Bunun üzerine baba Nobel iki oğlu Alfred ve Emil ile birlikte Stokholm'e geri döner (Diğer oğulları Robert ve Ludvig ise St. Petersburgda kalır).

Alfred Nobel, 1863 yılından itibaren nitrogliserin ile ilgili çalışmalarına Stokholm'de devam eder. 1864 yılında çalışmalarını yürütürken bir patlama olur. Kazada, küçük kardeşi Emil ile birlikte dört kişi hayatını kaybeder. Alfred Nobel'in Stokholm şehri sınırları dahilinde çalışma yapması yasaklanır. Bunun üzerine Alfred çalışmalarına Malaren Gölü yakınlarındaki bir mavnada devam eder.

Nitrogliserin'i patlayıcı madde olarak kullanma yollarını araştırdı. 1863 yılında Stokholm'de az miktarda nitrogliserin yapmaya başladı. Birkaç ay süren araştırmaların sonunda bir patlama ile laboratuvar yıkıldı. Çalışmalarına devam eden Alfred Nobel 1865'te yeni bir fabrika kurdu, bir süre sonra ikinci fabrikasını da açtı. 1864 yılında araştırmalarının sonucunu aldı ve dinamit barutunu buldu. Araştırmalarına devam eden Nobel, 1877'de Balistit adını verdiği yeni bir çeşit barut tasarladı. 1879'da, Paris yakınlarındaki Servan'da bir laboratuvar kuran Nobel, buradaki çalışmaları sırasında dumansız barut adını verdiği ve eşit miktarlarda nitrogliserinle nitroselüloz karışımından oluşan, itici barutu buldu.

Birkaç yıl sonra kordit adlı patlayıcı madde konusunda İngiliz hükümeti aleyhine dava açtı, ancak davayı kaybetti. Bu dönemde Fransa'ya karşı kurulan bir ittifakta İtalya ile işbirliği yapan Nobel, aleyhindeki kampanyalar sonucunda Paris'i terk ederek İtalya'nın San Remo şehrine yerleşti, laboratuvarını da oraya taşıdı.

Nobel, San Remo'da 1896 yılında beyin kanaması sonucu öldü. Vasiyetinde, mirasının Nobel Ödüllerinin enstitüleştirilmesi yönünde kullanılmasını ve 33.200.000 kronunun her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulmasını istemiştir.

Bu ödüller, fizik, kimya, tıp veya fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilecekti. Nobel'in bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yarattı. Ancak 1900 yılında İsveç hükümetinin Nobel Vakfı'nı kurmasıyla, Nobel Ödülleri düzenli olarak verilmeye başlandı. Daha sonra 1968'de İsveç Bankası Alfred Nobel'in anısına bir ekonomi ödülü vermeyi kararlaştırdı, ödül ilk kez 1969'da verildi.

Sentetik bir element olan Nobelyum onun anısına bu isim ile anılmıştır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Luigi Pirandello

Luigi Pirandello (28 Haziran 1867 -10 Aralık 1936), İtalyan yazar. Özellikle oyun yazarı olarak tanınmıştır. Roman ve kısa hikâyeleri de vardır. 1934 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir.

Luigi Pirandello, 1867'de Sicilya'nın güneyindeki Agrigento şehrinde doğdu, 1936'da Roma'da yaşamını yitirdi. Arkasında büyük bir sanatçı olarak ün bıraktı. Ölümünden iki yıl önce Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştı. Bütün dünyada başarı ve ün kazanmıştı ama, oldukça geç ve sıkıntılarla dolu güç bir yaşamdan sonra.

Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Pirandello, Palermo'da okuduktan sonra Bonn Üniversitesi'ni de bitirip Roma'ya yerleşti. Yalnızca edebiyat ile uğraşmaktaydı. 1893'te ilk önemli yapıtı Marta Ajala'yı yazdı. Bu eser, 1901'de L'Esclusa adı ile yayımlandı. 1894'te ise ilk kısa hikâye kitabını yayımladı. Aynı yıl evlendi ve evlilik hayatı ile birlikte edebiyat çalışmaları arttı. Bu arada ardı ardına bir oğlan bir kız çocuğu sahibi oldu. 19. yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başı Piradello için büyük bir yazınsal verimlilik dönemi idi. Ne var ki 1903 yılında babasının işinin bozulması üzerine aile bütün varlığını yitirdi. Hem babasının tüm servetini yatırdığı hem de eşinin çeyizini yatırdıkları kükürt yatakları bir sel baskını ile yok olmuştu. Felaketi öğrendiği anda eşi Antonietta yarı-felç geçirdi ve yaşadığı psikolojik şok nedeniyle akli dengesi tedavi edilemez ölçüde sarsıldı. Pirandello, başlangıçta intiharı bile düşündüyse de zamanla durumu kabullendi ve öğretmenlik yapmaya başladı. İşte geçen günlerin ardından hasta eşinin başının beklediği geceler boyu Il Fu Mattia Pascal adlı yapıtı yazdı. Bu eser, o günleri anlatan otobiyografik öğeler taşır ve kısa sürede büyük başarı kazanarak Almanca'ya çevrilmiştir. Gün geçtikçe Pirandello'nun bir yazar olarak ünü ve başarısı artımış, öte yandan özel yaşamı gittikçe aşırı kıskanç ve şüpheci olan, hatta saldırganlaşan karısı yüzünden zorlaşmıştır.

İtalya'nın I. Dünya Savaşı'nı girmesi üzerine oğlu da savaşa katıldı ve Avusturyalılar'a esir düştü. 1917'den itibaren önemli tiyatro eserlerini yazmaya başlayan yazar, 1919'da eşini akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldı ancak daha sonra onu hastaneye yatırdığı için büyük acı duyarak evde bakmak istedi ama Antoniette hem hapishanesi hem sığınağı olan hastaneyi terketmedi.

Pirandello 1925'te Mussolini'nin desteği ile Roma Sanat Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni oldu. Bu destek ona dünya çapında ün ve dünya turu yapma olanağı getirdi.

1925-1926 yılları arasında son ve en önemli romanı olan "Uno, nessuno e centomila" 'yı (Bir, Hiçkimse ve Yüz Bin) yazdı.

1934 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan 2 yıl sonra 10 Aralık 1936 günü Roma'daki evinde tek başına iken hayatını kaybetti.

Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir]
Hemen tüm dünya dillerine çevrilen yapıtlarından öykülerini "Novelle Per Un Anno" (Bir Yıl İçin Öyküler) adı altında 15 kitapta (her kitapta 24 öykü) toplamıştır. Roman ve oyunlarının en önemlileri şunlardır:

Romanları
"Il fu Mattia Pascal" (Gölge Adam)
"I vecchi e I giovani" (Yaşlılar ve Gençler)
"Uno, nessuno e centomila" (Bir, Hiçkimse ve Yüz Bin)
"L'esclusa" (Dışlanmış Kadın)

Oyunları
"Enrico IV" (IV. Henri)
"Sei personaggi in cerca d'autore" (Altı Kişi Yazarını Arıyor)
"La vita che ti diedi" (Sana Verdiğim Yaşam)
"Pensaci, Giacomino!" (İyi Düşün Giacomino)
"Vestire gli ignudi" (Çıplakları Giydirmek)
"Non si sa come" (Nasıl Bilinmez)
"La signora Morli, una e due" (Bayan Morli, Bir ve İki)
"Così è (se vi pare)" (Size Öyle Geliyorsa Öyledir)
" l uomo dal fiore in bocca" (Ağzı Çiçekli Adam)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Augusto Pinochet

Augusto José Ramón Pinochet Ugarte (d. 25 Kasım 1915, Valparaíso – ö. 10 Aralık 2006, Santiago), 1973 yılından 1990 yılına kadar Şili'yi dikta rejimi ile yöneten general. 1973'ten 1998'e kadar Şili ordusunun başkomutanı ve 1973'ten 1981'e kadar Şili Cunta Hükûmeti'nin başkanı.

11 Eylül 1973 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) destekli bir askeri darbeyle sosyalist Salvador Allende'nin Unidad Popular hükûmetini devirmiş ve ülkedeki sivil yönetimi kuruluşunun 48. yıldönümüne bir hafta kala sona erdirerek iktidara gelmiştir.

Pinochet dönemi çok sayıda insan hakları ihlalerinin yaşandığı bir dönem olarak kabul edilmesine karşın Pinochet taraftarlarına göre, Pinochet sayesinde ülkede büyük bir ekonomik kalkınma sağlanmıştır. 10 Aralık 2006'da, ev hapsinde tutulurken 91 yaşında kalp krizi geçirerek ölmüştür.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön