İstanbul 'un güneşe gözünü açtığında ayakta buldum kendimi . Yanımda bir de Kıyamet vardı . Malesef.
Bugün yapacak ilk işim belliydi . Önce güzel bir kahvaltı yaptım . Sonra ise mektubu açmak için , mektubu üstüne bıraktığım masanın yanına gittim . Agah 'ın böyle serin kanlı durarak verdiği mektup neydi ki ? Açmam gerek.
Zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım;
Sevgili Styleer ,
Öncelikle bu kararı almak olduğunca zor . Çoğu yetiştirdiğimiz nefer
şu an Karaköy 'deyken , Eminönü 'nde kalan bir kaç neferden ayrıl-
mak gerçekten güç verici . Lakin siz neferler Kıyamet 'e karşı
koydunuz ve güç nedir tanımadınız . Bunun için minnettarız .
Artık yeni görevler seni bekliyor . Uzun bir süreliğine Anadolu için
neferlik yapıcaksın . Bunun için seninle gurur duyduğumuzu bil-
meni isteriz .
Biz Eminönü halkı olarak seni özleyeceğiz , senin kahramanlıklarını
da unutmayacağız . Bunu sana iletmenin en münasip dili; mektup
olduğunu düşündük . İstanbul 'da kalan vakitlerini iyi değerlendir .
Çünkü en çok seni İstanbul özleyecek . Kuşkusuz .
( Zarfta biletin ve görevinin yazılı olduğu kağıt mevcut .)
İstanbul Eminönü Teşkilatı
Evet biletim elimdeydi . Madem bu güzel şehirde son saatlerim , biraz hasret gidereyim . İstanbul sokaklarında son ayak izlerimi basmak üzere dışarı koyuldum .
İlk durağım bana kardeşliği , aileyi , sevgiyi , saygıyı ve İstanbul 'u bana öğreten Çınaraltı 'ydı .
Herkesle tek tek vedalaştım . Bana öğrettiklerinden dolayı Arzuhalci 'ye , kardeşliği öğrettiği için Yusuf Ağabey 'e , Aile 'nin ne olduğunu öğrettiğinden dolayı Hamit Pehlivan 'a ve daha nicelerine şükranlarımı sundum ve veda ettim . Özleyeceğim seni Çınaraltı . Lütfen düşen son yaprağını bana sakla , olur mu ?
Sonraki durağım beni sahiplenen , binevi bana İstanbul 'da babalık yapan Agah Efendi ve Yeni Cami idi .
Agah Efendi 'ye her şey ama her şey için teşekkür ettim . Hiç sarılmamıştım , ta ki bugüne kadar . Sağ gözünden akan bir damla ile bana sarıldı . Sanırım özlemenin ne olduğunu burda öğrendim . Agah Efendi ile vedalaştık . Sonra Umut 'un yanına varıp alnından öptüm ve Yeni Cami 'ye vedalarımı sundum . Sana vuran güneşin aydınlığını hiç söndürme Yeni Cami , olur mu ?
Yeni Cami 'den sonraki durağım , Mısır Çarşısı oldu . Burası bana dürüstlüğü , cömertliği öğretti .
Herkesle tek tek vedalaştım . Buradan Agop 'un kömürlerini , Sahaf Necmi 'nin kitaplarını , Aktar Şevket 'in otlarını , Fahri Bey 'in kumaşlarını , Leyla 'nın içeceklerini ve Rüstem abinin vefasını hiç unutmayacağım . Dostluğun yıllara vurmuş hislerini hiç kaybetme Mısır Çarşısı , olur mu ?
Ardından gideceğim yer benim çoğu zaman geceleri kaldığım yer Lodos Kaleydi . Bana paylaşmayı öğreten yer , orasıydı .
Tüm Lodos lakabı sahipleriyle tek tek vedalaştım . En çok da dostluğu öğreten bu muhafızlara teşekkürlerimi sundum . Güneş 'i hiç bırakma Lodos. Çünkü İstanbul 'un aydınlığa ihtiyacı var , olur mu ?
Sonraki durağım ise Halime Teyze ile Bankacı 'ydı . Onlar bana biz 'liği öğretmişti .
Önce Halime Teyze sonra da Bankacı ile vedalaştım ve yaptıkları her şey için son teşekkürlerimi sundum . Ardından ayrıldım .
Sonraki yer ise Mezarlıktı . Hayatını kaybetmiş ustam Ömer 'i hatırlamak için mezarına gittim .
Onla vedalaşamasam da hatıraları gözümde canlandı . Bana insanlığı öğreten ustamdan her zaman gurur duymuşumdur . Son kez mezarını suladım ve son durağıma doğru yol aldım .
Son durağım ise İstanbul 'un mavi şöleni denizidir . Onlar benim yalnızlığımda en iyi derttaşım oldular . Büyük bir vefayı da onlara borç bilirim . Mavinize siyahı karıştırmayın , olur mu ?
Artık son yolcu Styleer 'ın son saatiydi . Eve gittim , temizlendim ve valizimi hazırladım . Üstümü de giyinip tren garına gittim .
Burası İstanbul 'a ayak bastığım son yerdi . İstanbul , bilir misin ? Asıl en büyük vefa borcum sanadır . Bana hayatı , insanlığı , sevgiyi , aileyi ve aşkı sen öğrettin . Sen benim ebedi dostumsun . Beni Unutma !
.
.
Evet Kıyamet sen haklıydın . İstanbul 'u elimden almayı becerdin . Evet Kıyamet , seni de unutmayacağım .
Artık İstanbul senindir . Artık İstanbul için sen varsın .
Artık İstanbul Kıyamet Vakti !