1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Kurtuluş Mücadelesi KAHRAMANLARI

Gönderilme zamanı: 11 Kas 2010 23:02
gönderen Hunxshrewish
Atam Sen Rahat Uyu ; Diyerek Başladım Sözlerime Yanlış Anlaşılmasın Atatürk'e Karşı Değilim Amma Velakin Yanındakileri'de Unutmamak Gerekir

SEYİD ONBAŞI
Yıl 1889'da Doğdu Bir Yiğit ..Babadan Kalma Güreş'e Devam Etmiştir Ve 'KOCA' Lakabını Almıştır.
1913 Yılında Balkan Savaşlarından Sonra Terhis edilecek Askerlerdendir Fakat Terhis Olmak İstememiştir
1914 Çanakkale Topçu Birliğine Katılmıstır .
Ve Öyle Bir VatanSever Kişilikti Bileğinden Tırnağına İman Doluydu
Yıkılmadı Kaldırdı Kendinden Kilolarca Ağır Mermiyi Sürdü Sipere Vurdu OCEAN'ı
Yap Dediler Tekrar : Yapamam Bir Daha Dedi
Askerden sonra Ömrü Zeytin Fabrikasında Hamal Olarak GEçti.
Ve VEREM Hastalığından Hayata Gözlerini Yummuştur


=>Koca gazinin madalyası bile yoktu. O da "müracaat et sana madalya versinler, maaş bağlasınlar" diyenlere, "Biz madalya için, maaş için dövüşmedik. 'Ya şehid olacağız ya gazi' dedik. Ücretini Cenab-ı Allah'tan bekledik ve Rabbim bize gazilik rütbesini nasib etti" demiştir.

Çerkez Ethem / İsyan Nedeni /
Çerkez Ethem M.K Atatürk'ün Yanında İsyanları Bastıran Askerdir
Fakat Orduya Alınmak İstendi Ve Gitmeyince Vatan Haini Sayıldı.
Başkalarının Altında / Emrinde Çalışmadığı İçin İsyan Çıkardı.
Doğumu-Ölüm 1885-1948


Bu Akşamlık Bu Kadar Yarın Devam .=)

Re: Kurtuluş Mücadelesi KAHRAMANLARI

Gönderilme zamanı: 11 Kas 2010 23:08
gönderen ustax66
Güzel konu, ama çerkez ethem konusunu tekrar araştırmanı tavsiye ederim. ben İstiklal harbi yazışmalarını okuduğum için ve kendi çapımda araştırma yaptığım için, eğer yanlış kaynaklara bakmadı isem o konu daha farklı...

Re: Kurtuluş Mücadelesi KAHRAMANLARI

Gönderilme zamanı: 11 Kas 2010 23:46
gönderen ustax66
Aşağıdaki bilgiler en kolay şekilde bulunabilecek ve o dönemin en resmi kayıtları olan açıklamalardır. Sence Bunlar yalan olabilirmi ?

Baştan sona incelendiğinde Çerkez Ethem kahraman olabilirmi?


Anadolu isyanları sırasında ön plana çıkan bir aralık Ankara’da bir milli kahraman gibi saygı gören fakat kısa bir zaman sonra hem asi, hem vatan haini olarak hareket sahası dışına itilip, Yunanlılara sığınan Çerkez Ethem, Milli Mücadele’nin bir devrinde olayların gelişmesi bakımından önemlidir.
Çerkez Ethem, Marmara bölgesinde Manyas ilçesinin Emceler köyüne yerleşmiş Çerkez göçmenlerinden çiftlik sahibi Ali beyin üç oğlundan biridir. Kendinden büyük olan Tevfik Beyle diğer kardeşi Reşit Bey Çerkez Ethem’in Milli Mücadeledeki macelarına katılmışlardır.
Aslında basit, dar görüşlü fakat kendilerini herkesten üstün sayan, kavrayış kabiliyetleri kıt ve küstah olan ağabeyleri Ethem üstündeki etkileri, kabiliyetli fakat basit, görüşsüz ve kültürsüz bir insan olan Ethem’in pek çabuk ayak sürçmesine sebep olmuşlardır.
Birinci Dünya harbinde Ethem, Harbiye Nezaretine bağlı olan “ Teşkilat-ı Mahsusa” denilen gizli teşkilata girer. İran’da Rauf Orbay Beyin emrinde bir takım maceralara hatta Afganistan işlerine karışmıştır.
Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra başlayan karışıklıklar içinde Ethem, elbetteki olayların dışında kalmadı. Memleketinden topladığı eli silahlı ve kılıçlı 300 atlı bir ordu kuvveti ortaya çıkardı. Ayvalık’ta ordusuyla Milli Mücadele cephesine katılan Çerkez Ethem, bir süre sonra Salihli’ye geçer.
Asıl şöhret ve itibarı, ilk isyanı Gönen havalisindeki Çerkes Ahmet Anzavur’un yenilişinden sonra başlar. Anzavur’un yenilişinden sonra herkes işine gücüne dönmüştür. Bir taraftan da Ankara’ya gönderilmek üzere mebus seçimlerine gitmiştir. Tam bu sıralarda Erkânıharbiye-i Umumiye Reis’i İsmet Bey Ethem’i arayarak umumi vaziyetlerinin iyi olmadığını, merkezde kuvvetlerinin kalmadığını, Mahmut Bey ve bazı zabitlerinin asiler tarafından şehit edildiğini, Fırkanın silahları, mühimmatı ve hayvanları asilere geçtiğini söyler. Bunun üzerine Çerkez Ethemden yardım ister, Çerkez Ethem derhal harekete geçer. Yollarda bazı sindirme, cezalandırma hareketlerinde de bulunarak Geyve boğazına varır. Kuvveti 5000 süvariyle 500 kişilik bir piyade taburuna çıkmıştır. Ankara’nın elinde ise hiçbir yerde böyle toplu bir kuvvet yoktur. Ali Fuat Paşa kuvvetlerinin de iştirakiyle Adapazarı, Hendek, Düzce isyanları bastırılmış, darağaçları kurulmuş, cezalar kesilmiştir. Ethem bu hareketlerde şaşılacak derecede başarılıdır. Unvanı “ Salihli Cephesi ve Umum Kuva-yı Tedibiye Kumandanı “ olmuştur. Mustafa Kemal başarılarından dolayı onu tebrik eder. Başarılarının ve hizmetlerinin kurtuluş tarihimizde en parlak satırları işgal edeceğini bildirir. Ethem Bey artık Salihli Cephesine dönmek işleri içindedir. Fakat bu seferde Yozgat isyan etmiştir. Ankara Çerkez Ethem’i Eskişehir de bulur. Eldeki kuvvetleriyle hemen yetişmesini rica eder. Ankara istasyonunda Ethem, Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından karşılanır. Mustafa Kemal otomobilini ona tahsis eder. Bu Ankara’da tek otomobildi.
Yani o sıralar Çerkez Ethemle, Mustafa Kemal ve İsmet Beyin araları çok iyiydi.
Ankara’ya geldiğinde İsmet Bey vakit kaybetmeden mühim meseleler hakkında müzakereye başlayalım dedi. İsmet Bey durumu şöyle anlatır;
“Bizim Yozgat ve civarındaki isyanı kökünden söndürmeye maalesef kuvvetimiz kalmamıştı. Bu hakikat acıda olsa aramızda itiraf etmeliyiz” demiştir. İsyanlar artmaya devam etmektedir Yozgat’tan sonra Kırşehir’de başlamıştır. İsmet Bey bu isyanlar ortadan tamamen kalkmadıkça Ethem beyin ve kuvvetlerinin cepheye dönmelerinin doğru olmayacağını söyler. Bu sözler üzerine Mustafa Kemal ile Fevzi Paşa gözlerini Ethem’e dikmişler, vereceği cevabı bekliyorlar.
Ethem’de, “Hayret ediyorum Ankara’da Millet Meclisi sıfatıyla teşekkül olunalı bir seneyi geçtiği halde koca Anadolu’da hareket-i milliyemiz namına esaslıca bir hareket görülmedi. Niçin merkezinize takviye eylemediniz. Şimdiye kadar yardımlarınıza şahit olamadık. Bizleri düşman cephesinden gerilere almaya ve sırf gerilerde size düşen vazifelerle bizi işgale mecbur bıraktınız. Ben bu kalan isyan meselesini de emriniz üzerine üstüme alıyorum. Sizleri bu gafletten kurtaracağımı ümit ediyorum” dedi. Kaldı ki Çerkez Ethem in bazı şartları vardı. İşlerinden biri, yani Fevzi Paşa ve İsmet beylerden biri hemen cepheye gidecek fakat Ali Fuat Paşa’nın emrinde olmak üzere orada bulunacaktır. Artık eski çavuş değildir, Millet Meclisinde bir oda tahsis edilmiştir. Etrafında silahlı adamlar vardır. Bir takım garip temasları gözlerden kaçmaz.
Ama ne var ki Yozgat üstüne gider bir iki gün içinde isyanı temizler geçer. Fakat Yozgat’tan kolay kolay ayrılmaz. Onun bir takım istekleri vardır. Suçlu cezasını görmeli. Divanı harbin başında da kardeşi Tevfik Bey vardır. Yozgat isyanından sonra Çerkez Ethem’in hal ve durumunu ise hergün derinleşen bir muammadır.
10 Kasımda 1920’de İsmet Paşa Garp Cephesi Komutanlığına getirilir. Yunanlılar Bursa cephesinde ilerlemektedirler. Fakat yeni Garp Cephesi Kumandanları için Yunanlılardan daha tehlikeli bir başka düşman harekete geçmiştir. Çerkez Ethem!!! 27 Kasım da İsmet Bey’e karşı fiilen itaatsizlik safhasına geçmiştir. Çerkez Ethem, olağan üstü hallerde halktan sivrilen bütün ihtilallerde görüldüğü gibi kabına sığmayan, kanunları dinlemeyen bir şahıstır. Halkın içinden sivrildi, insanlara ve bölgelere hikmetti. Mücadeleler yaptı, başarılar kazandı. Ama o benlik başını döndürdü ayrıca ikide kötü nasihatcıları vardı ağabeyleri…Mustafa Kemal ağabeyi Reşit Bey’e, Ethem Bey’in hizmetlerini takdir ediyoruz ama o ordu kadrosunda genel kumandaya tabi olmalıdır, dediği zaman, Reşit Bey; “ Benim kardeşlerim hiç kimsenin kumandasına giremezler” dedi.
İsmet Paşanın cephede çalışmaya başlamasından sonra, Ethem Bey hastalığını ileri sürerek Ankara’ya geldi. Burada uzun süre oturdu. Onun cephede bulunmadığı zamanlarda kardeşi Tevfik Bey, Ethem Beyin vekili olarak gezici kuvvetlerin başında komutan olarak bulunuyordu.
Atatürk burada Çerkez Ethem ve kardeşlerinin düzenli orduya ve özellikle Batı cephesi komutanı İsmet Paşa’ya karşıt ve buyruk tanımaz bir tutum ve davranış içinde olduğunu belirtti şu maddelerle:
* Gezici Kuvvet Komutanlığı Batı Cephesi Komutanlığından gizli olarak “Karakeçili” adında bir birlik kurmuştur
* Sivil işlere karışmaları buyruğu verildiği halde zorbalığı artmıştır.
* Cephe Komutanının buyruğuna karşın “ Bütün Gezici Kuvvetler Komutanı ” şanını kullanmaya başlamıştır.
* Batı Cephesi Komutanı, halkın iç güvenliği için “ Sahra Jandarma Bölüğü” ve “Simav ve Dolayları Komutanlığı” adına iki birlik kurarak halka yayımladığı bildiride “ Sizin her türlü dertlerinizi dinlemek, adaletli bir yönetim sağlamak göreviyle Simav’da bir bölge komutanlığı kuruyorum” demiş, Ethem ve kardeşleri bu girişime karşı çıkmışlar.
* Ethem’e vekillik eden kardeşi Tevfik, türlü yalanlarla düzenli ordumuzu düşmana karşı sürmüş kendi milis birliklerini cephe gerisinde bırakmıştır.
* Ordu bütçesini düzenleyen Batı cephe Komutanının askeri birlilerinden istediği bilgilere bütün birlikler yanıt verdikleri halde Gezici Kuvvetler Komutanı Tevfik Bey yanıt vermemiştir. Cephe Komutanlığınca neden yanıt vermediği sorulduğunda harfi harfine şöyle yanıt vermiştir;
Gezici Kuvvetler ne bir tümen ne de düzgün bir kuvvet durumuna getirilemez. Bu serserilerin başına ne bir subay ne de hesap memuru konulamaz. Çünkü Subay gördüklerinde Azrail görmüş oluyorlar. Bizim birliklerimizi Pehlivan Ağa, Ahmet Onbaşı, Sarı Mehmet, Halil Efe, Topal İsmail gibi adamlar yönetirler. Bölüm, emirlerini de yazdığını okuyamaz, okuduklarını da yazamaz adamlardan oluşmaktadır. “Sen yapamıyorsun “ diye bunları değiştirmeye gücüm yetmez, Gezici Kuvvetlerin bugüne kadar olduğu gibi gelişi güzel yönetilmesi zorunludur.


* Cephe komutanının görüşme isteğine cevap vermemiş, savaş raporlarını göndermemeğe başlamış, nedeni sorulduğunda “Raporlar Ankara’da BMM Başkanlığına yazılmıştır biçiminde telgrafta yanıt vermiştir.

Bütün bunları anlatan Atatürk;
Bir cephe komutanı için, cephesindeki olaylardan bilgi alamamak ne denli güç bir durum olduğunu, bütün cephenin yönetimini yanlış yola götürebileceğini, bu durumun onarılamayacak korkulu sonuçlara yol açabileceğini İsmet Paşa’ya söyleyerek Ethem Beyin uyarılmasını bildirdi.
Bunun üzerine İsmet Paşa Ankara BMM Başkanlığına yazdığı telgrafta Gezici Kuvvet Komutanlığının cephe komutanlığına rapor vermediğini, Ethem Bey’den vekilinin uyarılmasını rica ettiğini bildirdi.
Mustafa Kemal ve hele İsmet Bey’le Çerkez Ethem arasındaki çatışmalar uzun sürdü. Bir defasında Çerkez Ethem azılı silahşorları arkasına alıp birden kapıları, merdivenleri tutarak Mustafa Kemal’in odasına bile daldı. Aynı şey İsmet beyinde başına geldi. Her ikisi de soğukkanlılıkla, kumandanlık vakası ve üstün otorite ile yendiler.
Ekim 1920 sonlarında gerginlik son hadde varmıştır. Ethem Garp Cephesini artık fiilen tanımamaktadır. B.M.M Başkanlığı ile resmen muharebe eder. Ethem gittikçe azar. Mustafa Kemal 24 Kasım da Kütahya’ya Ethem’in yanına Celal Bayar Bey başkanlığında bir aracı ve nasihatçi heyet gönderir. Ethem, milli birliklere saldırmak için kuvvetlerini Kütahya’ya toplamaktadır.
Mustafa Kemal Ankara’dan haber alır. Ethem’e para verilerek, Fahrettin ve Refet beylerle cepheden uzaklaştırılması tavsiye edilir. Halbuki Garp Cephesi Kuvvetleri Ethem ile harp halindedir. 29 Kasım’da Kütahya alınmıştır. 5 Ocakta Gediz’e girilir. Ethem’in bütün kuvvetleri dağılır. Ethem, Tevfik ve Reşit kardeşler yeni görev almak üzere düşman tarafına Yunanlılara iltihak ederler.

Re: Kurtuluş Mücadelesi KAHRAMANLARI

Gönderilme zamanı: 12 Kas 2010 00:24
gönderen kFygFb
Çerkez başta iyi işler yapsada vatan uğruna sonrasındaki evrede farklı boyutlara kayıyor çerkez ethem olayında başı değilde sonu iyi irdelemek gerekiyor ;)