Derindeki Cehennem-Yeni Hikaye
Gönderilme zamanı: 15 Ara 2009 22:27
Sabah 8 suları:
Karanlık ve yağmurlu bir gündü.Büyücü asasını pelerinin altına gizlemiş yürüyordu.Etraftan gelebilecek saldırılara karşın hazırlıklı idi.Etrafta yıkılmış parçalanmış apartmanlar,binalar vardı.Sanki oradaki tek canlı o gibiydi.O Efsaneler şehri İstanbulum'uzun eski şaheser özellikleri yokolmuş mutluluğu emilmiş,renklerini kaybetmiş cansız bir cehenneme dönüşmüştü.Büyücü yolda yürümeye devam ediyordu.Dinmeyen yağmur yürüyüşünü zorlaştırıyordu.Yanında bir savaşçı veya bir şifacı olmadan uzun bir yolculuk yapmak onun için tehlikeliydi.Fakat o güzelim istanbulu eski haline getirmenin tek yolu belkide buydu.O Sırada yıkılmış apartman göçüklerinin arasından tıkırtılar duydu.Endişelendi,düşmanı korkutmak amaçlı pelerinin altında sakladığı asasını gösterdi.Sesler gittikçe yakınlaşıyor gibiydi ama orda,o tahtaların ve betonların arasında olduğunu biliyordu.Konsantrasyon durumuna girip hedefe yoğunlaşmaya çalıştı.Attığı yıldırım büyüsü bulutlardan birbirine sekti ve en sonuda tam orayı,yıkılmış,mahvolmuş göçükleri vurdu.Bir ışık hüzmesi oluştu gözünde.Bu daha çok üstad'ından gördüğü sarsırlmaza benziyordu.Fakat sonra kendisine doğru hızla gelen,fakat hızından dolayı ne olduğunu tespit edemeyen bir canlı üstüne geliyordu.Hızı kesildi,durdu.Kılıcını sakladığı cüppesinin altından çıkardı ve büyücünün önüne doğrulttu.Kendini tanıt elementlerin sefil ustası dedi.Arkasından zavallı dediğini duyabiliyordu.Büyücü kendisini tanıtmak için kafasında bir kaç cümle kurdu.Daha sonra konuşmaya başladı.Savaşçının kılıcına ve onun sağa &sola doğru dönüş hareketleirne bakıyordu.
-Kod Adım Kızılavcı.2,5 sene önce gizli yaratıkları araştırmak üzere dünyayı dolaşmaya çıktım.Burdaki üstadlardan büyücülük ile ilgili hamleler öğrendim.Araştırmamda işe yarayacağını düşündüm.Esas amacım yeraltına doğru uzanan derin tüneli bulup sırlarını keşfetmek.Peki sen kimsin dedi?
Savaşçı ''Önemi Yok ayrıca senide ilgilendirmez zavallı'' dedi.Büyücü sakinliğini koruyabiliyordu savaşçının sözleri karşısında.Fakat sinirlendiğinide belirtiyordu.Savaşçı sözüne devam etti.Ona bir soru yöneltmesi tuhafına gitmemişti.Ama soru çok ilginçti.Benimle misin?Değil Misin?.Büyücü buna düşünmeden cevap vermeliydi.Fakat bir an için yalpaladı.Sırlar konusunda birlikteysek dedi.Savaşçı evet anlamında başını aşağı doğru salladı.Daha sonra bir grup oluşturdular ve o geceyi geçirmek için güvenli bir alan hazırlamaya başladılar.
Akşam 8:30:
Kamp alanlarını kurmuşlardı.Ama ikisi de birbirinden habersizdi.Biri bir köşede meditasyon yapıyor.Diğeri öbür köşede kılıcını keskinleştiriyordu.Söze büyücü atıldı.
-Hala soruma cevap vermedin.Kimsin sen?
Savaşçı umutsuzca gözünü kapattı.Ağzını açtı ve konuşmaya başladı:
-2 Sene önce teşkilat kadrosunda deneyimli bir ajandım.Özel görevlere göndeirldim ve eğitimler aldım.Daha sonra istihbarat subaylığına yükseldim.Fakat bu sırada ailemin deneyimli bir canavar grubu taraıfndan öldürüldüğü haberini aldım.Ben ve ajanlarım meteorun ince yollarından yeraltında doğru bir yol kazdık.8-10 Kişilik 3 gruptuk.Şifacılarımız arkadan gelirdi.Yeraltına kazılar yaparken bazı arkeolojik buluntular keşfettik.Bunlar eski mısır dili ile duvarlara yazılmıştı.Tam çevirisi şuydu:
Cehenneme itaat ederiz
Onun kullarıyız daima.
Boy ölçüşemeyiz onunla
Hepimizin lorduyla
Yetmez gücümüz yetmez
Onu tekrar diriltmeye
Cehennemin karanlığında
Uyuyan,rahatlayan kalbini
Tekrar getirmeye
Yetmez gücümüz.....
Ama onun kuluyum
Daima hizmetkarıyım
Onu bulmaya gelenin
Eceli olacağım
Kendi canım feda sana
Benim kadim yaratığım
Yükselt bizi sonsuzluğa
Seni daima koruyalım
Onu bulanlar
Dirileteceklerdir onu
Kendi yaşam güçleriyle
Kalplerindeki kötülükte
Gelenler ne kadar kötü olursa
Ne kadar düşman olursa
Güçlenecek yaratığımız
Sonsuza kadar
Daimi hizmetkarlarıyız Cehennemin
Daimi kuluyuz tek Kadim olanın
Daimi yardımcısıyız karanlığı temsil edenin
Daimi yanındayız Derindeki Cehennemin
Daimi koruyacağız
Can
Mal
Ve Herşey pahasına
Yücelteceğiz seni Cehennemin Kendisi
Yücelteceğiz seni Yüce Hidra'm
Bu yazıtların anlamını ancak ordan çıkabildikten sonra öğrendim.Anlamını o anda bilseydim.O Kadar gitmezdim o derinlikte.Savaşçının gözünden bir su damlası kılıcına doğru döküldü,yere doğru aktı.Büyücü dona kaldı.Teni buz kesilmişti.Ağzını ZAR zor açtı ve konuştu
-Peki ya ileride ne vardı?
Devamı yarın.İşte nöbetçi olduğum için oraya gitmek zorundayım
Saygılar
Çarşıyakamoz
Karanlık ve yağmurlu bir gündü.Büyücü asasını pelerinin altına gizlemiş yürüyordu.Etraftan gelebilecek saldırılara karşın hazırlıklı idi.Etrafta yıkılmış parçalanmış apartmanlar,binalar vardı.Sanki oradaki tek canlı o gibiydi.O Efsaneler şehri İstanbulum'uzun eski şaheser özellikleri yokolmuş mutluluğu emilmiş,renklerini kaybetmiş cansız bir cehenneme dönüşmüştü.Büyücü yolda yürümeye devam ediyordu.Dinmeyen yağmur yürüyüşünü zorlaştırıyordu.Yanında bir savaşçı veya bir şifacı olmadan uzun bir yolculuk yapmak onun için tehlikeliydi.Fakat o güzelim istanbulu eski haline getirmenin tek yolu belkide buydu.O Sırada yıkılmış apartman göçüklerinin arasından tıkırtılar duydu.Endişelendi,düşmanı korkutmak amaçlı pelerinin altında sakladığı asasını gösterdi.Sesler gittikçe yakınlaşıyor gibiydi ama orda,o tahtaların ve betonların arasında olduğunu biliyordu.Konsantrasyon durumuna girip hedefe yoğunlaşmaya çalıştı.Attığı yıldırım büyüsü bulutlardan birbirine sekti ve en sonuda tam orayı,yıkılmış,mahvolmuş göçükleri vurdu.Bir ışık hüzmesi oluştu gözünde.Bu daha çok üstad'ından gördüğü sarsırlmaza benziyordu.Fakat sonra kendisine doğru hızla gelen,fakat hızından dolayı ne olduğunu tespit edemeyen bir canlı üstüne geliyordu.Hızı kesildi,durdu.Kılıcını sakladığı cüppesinin altından çıkardı ve büyücünün önüne doğrulttu.Kendini tanıt elementlerin sefil ustası dedi.Arkasından zavallı dediğini duyabiliyordu.Büyücü kendisini tanıtmak için kafasında bir kaç cümle kurdu.Daha sonra konuşmaya başladı.Savaşçının kılıcına ve onun sağa &sola doğru dönüş hareketleirne bakıyordu.
-Kod Adım Kızılavcı.2,5 sene önce gizli yaratıkları araştırmak üzere dünyayı dolaşmaya çıktım.Burdaki üstadlardan büyücülük ile ilgili hamleler öğrendim.Araştırmamda işe yarayacağını düşündüm.Esas amacım yeraltına doğru uzanan derin tüneli bulup sırlarını keşfetmek.Peki sen kimsin dedi?
Savaşçı ''Önemi Yok ayrıca senide ilgilendirmez zavallı'' dedi.Büyücü sakinliğini koruyabiliyordu savaşçının sözleri karşısında.Fakat sinirlendiğinide belirtiyordu.Savaşçı sözüne devam etti.Ona bir soru yöneltmesi tuhafına gitmemişti.Ama soru çok ilginçti.Benimle misin?Değil Misin?.Büyücü buna düşünmeden cevap vermeliydi.Fakat bir an için yalpaladı.Sırlar konusunda birlikteysek dedi.Savaşçı evet anlamında başını aşağı doğru salladı.Daha sonra bir grup oluşturdular ve o geceyi geçirmek için güvenli bir alan hazırlamaya başladılar.
Akşam 8:30:
Kamp alanlarını kurmuşlardı.Ama ikisi de birbirinden habersizdi.Biri bir köşede meditasyon yapıyor.Diğeri öbür köşede kılıcını keskinleştiriyordu.Söze büyücü atıldı.
-Hala soruma cevap vermedin.Kimsin sen?
Savaşçı umutsuzca gözünü kapattı.Ağzını açtı ve konuşmaya başladı:
-2 Sene önce teşkilat kadrosunda deneyimli bir ajandım.Özel görevlere göndeirldim ve eğitimler aldım.Daha sonra istihbarat subaylığına yükseldim.Fakat bu sırada ailemin deneyimli bir canavar grubu taraıfndan öldürüldüğü haberini aldım.Ben ve ajanlarım meteorun ince yollarından yeraltında doğru bir yol kazdık.8-10 Kişilik 3 gruptuk.Şifacılarımız arkadan gelirdi.Yeraltına kazılar yaparken bazı arkeolojik buluntular keşfettik.Bunlar eski mısır dili ile duvarlara yazılmıştı.Tam çevirisi şuydu:
Cehenneme itaat ederiz
Onun kullarıyız daima.
Boy ölçüşemeyiz onunla
Hepimizin lorduyla
Yetmez gücümüz yetmez
Onu tekrar diriltmeye
Cehennemin karanlığında
Uyuyan,rahatlayan kalbini
Tekrar getirmeye
Yetmez gücümüz.....
Ama onun kuluyum
Daima hizmetkarıyım
Onu bulmaya gelenin
Eceli olacağım
Kendi canım feda sana
Benim kadim yaratığım
Yükselt bizi sonsuzluğa
Seni daima koruyalım
Onu bulanlar
Dirileteceklerdir onu
Kendi yaşam güçleriyle
Kalplerindeki kötülükte
Gelenler ne kadar kötü olursa
Ne kadar düşman olursa
Güçlenecek yaratığımız
Sonsuza kadar
Daimi hizmetkarlarıyız Cehennemin
Daimi kuluyuz tek Kadim olanın
Daimi yardımcısıyız karanlığı temsil edenin
Daimi yanındayız Derindeki Cehennemin
Daimi koruyacağız
Can
Mal
Ve Herşey pahasına
Yücelteceğiz seni Cehennemin Kendisi
Yücelteceğiz seni Yüce Hidra'm
Bu yazıtların anlamını ancak ordan çıkabildikten sonra öğrendim.Anlamını o anda bilseydim.O Kadar gitmezdim o derinlikte.Savaşçının gözünden bir su damlası kılıcına doğru döküldü,yere doğru aktı.Büyücü dona kaldı.Teni buz kesilmişti.Ağzını ZAR zor açtı ve konuştu
-Peki ya ileride ne vardı?
Devamı yarın.İşte nöbetçi olduğum için oraya gitmek zorundayım
Saygılar
Çarşıyakamoz