Bunca yıllardır Türkiye’de neden oyun yapımı üzerine ne ciddi anlamda uğraşılmadı merak edilir. Bunun birçok nedeni var.
Oyun yapımının ciddi bir birikim, tecrübe, azim ve yetenek gerektirmesi bu sebeplerden belki de en önemlisi. Sürekli olarak birçok insan “Ben de oyun yapmak istiyorum.” diyerek ortaya çıkıyor. Bize de sürekli olarak birçok okuyucumuzdan bu konuda mail geliyor; ama ne yazık ki bu mailler genellikle şu satırlardan oluşuyor:
“Ben oyun yapmak istiyorum, ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Lütfen bana nasıl oyun yapacağımı anlatabilir misiniz?”
Ülkemizde bunu söyleyen bütün “potansiyel oyun yapımcıları”nın ortak sorunu şu: Hâlâ “Türk kafası”yla düşünülüyor. Fikir var, ama aksiyon yok. Bir yerden başlamak istiyor, ama nereden başlayacağını bilmiyor. Her konuda olduğu gibi, oyun yapımında da bir liderin gelip ona yol göstermesini bekliyor. Oysa bu işler böyle yürümez.
Yapılması gereken ilk şey, önce kendi yeteneklerinizi; neler yapıp neler yapamayacağınızı bilmek. Ve en iyi yapabildiğiniz dalda kendinizi geliştirmeye başlamak. Ama ne olursa olsun, bunu en kısa zamanda yapmaya başlamak olmalı ilk amacınız. Daha “A”ları bilmeden alfabeyi sökmeye çalışmak, yapacağınız en büyük yanlış olacaktır.
Mevlüt Dinç de benimle aynı fikirde. Mevlüt Dinç kim mi?
Onu, biraz “kaşar” olan oyuncular hatırlayacaktır. Ama tanımaları için ismi biraz daha kısaltmamız gerekiyor. Size Mev Dinc desem? Hâlâ mı bir ışık yok? O zaman size Last Ninja 2, First Samurai, Street Racer, Scars desem? Bu isimlerden en azından ikisi bilinçaltına düştüğünüz birçok tatlı anıyı su yüzüne çıkartmış olmalı. İşte Mev Dinc, bu oyunların arkasındaki isim.
Mevlüt Dinç (
mevlut@vividimage.co.uk
), tanıtma fırsatı bulduğum en idealist insanlardan biri. 1983’ten beri bilgisayar oyunlarıyla iç içe. Daha çok küçük yaşta iken kendi oyununu yapma fikri ilk aklına düştüğünde bir kursa gidip makine kodu programlamayı öğrenmek istediğini söylemiş. Ama aldığı cevap olumsuz olmuş: “Biz kursta makine kodu programlamayı öğretmiyoruz.” Bunun üzerine oturup kendini Assembly dili konusunda geliştirmeye başlamış. Ve şu an, oyun sektörünün hatırı sayılır isimleri arasında yer alıyor.
Ve Mevlüt Bey şöyle diyor:
“O kurstan aldığım cevap hâlâ geçerliliğini koruyor. Hâlâ dünya üzerinde oyun yapımı üzerine bir üniversitede lisans programı yok. Sadece İrlanda’da Dublin Üniversitesi’nde Bilgisayar Oyun Tasarımı ve Programcılığı bölümü var. Grafik yönünü öğrenmek isteyenler için de İngiltere Bournemouth Üniversitesi’ndeki Sanat Tasarımı ve Grafik Dizayn Bölümü en iyisi. Yine de bütün dünyada sadece iki bölüm var. Bu yüzden, eğer oyun yapımını meslek olarak yapmak isteyenler var ise, onlara tavsiyem hemen şu günden itibaren kendilerini geliştirmeye başlamalarıdır.”
Ve devam ediyor:
“Sadece istemek kesinlikle yeterli değil. Yetenek ve hırsın da olması şart. Bilgisayar mühendisliğini bitirip de ‘Eee, hadi biz bilgisayar oyunu yapalım’ diyen binlerce gencin kurduğu yüzlerce başarısız oyun yapım firması var dünyada. Bu işte başarılı olmak için ona hayatınızı adamışsınızdır. Bütün boş vakitlerinizde kendinizi birazcık daha olsun geliştirmek için çalışmalısınız. Aksi takdirde, işiniz çok zor.”
Biraz Mevlüt Dinç’i tanıyalım isterseniz. Kendisi 17 yıldır İngiltere’de oyun sektöründe çalışıyor. C64’te Last Ninja 2, Enduro Racer, Hammerfist ve Time Machine; Amiga’da First Samurai ve Second Samurai; PlayStation ve PC’de Street Racer ve Scars onun dehasının ürünleri. Eski oyuncular bilirler, bütün bu oyunların ortak bir yönü var: Eğlence faktörü ve oynanabilirlik maksimumda. Bu oyunların hemen hepsi zamanında ciddiye alınmış ve çok başarılı yapımlar. Ve bu oyunlar, özelikle de Street Racer, onlarca farklı sisteme çevrilerek başarılarını katlamış.
Ve 2000’in Kasım ayında, şimdiye kadar olan en büyük projesiyle birlikte ülkesine kesin dönüş yapmış. Sebebini sorduğumuzda yanıtı: “Ülkemdeki yazılım sektörünü hak ettiği yere getirmek için.”
Hindistan Örneği
Türkiye’de birçok şeyin değişebileceğine inanıyor Mevlüt Dinç. Yazılım sektörünün hayret verici bir şekilde göz ardı edildiğini düşünüyor. Sonuna kadar da haklı:
“Düşünsenize, hiçbir fabrika kurmanıza gerek yok. Minimum bir yatırım ve sadece beyin gücü ile dev bir sektör oluşturulabilir ülkede. Hindistan’a bakın. Sadece yazılım sektöründen her yıl milyarlarca dolar gelir elde ediyorlar (Hindistan dünyada software konusunda ikinci sırada). Bu neden bizim ülkemizde olmasın? Hem de nüfusunun %50’sinden fazlası genç kesimden oluşan bir ülkede…” Son derece güçlü bir noktayı yakalamış, ve haklı da.
9 ay önce Türkiye’ye kesin dönüş yaptığında iki ekonomik krizle karşılaşacağını elbette ki bilmiyordu. Ama bunlar Mevlüt Dinç’in azmini kırmamış gibi görünüyor. Şu anda İTÜ Maslak Kampüsü’nde Yazılım Geliştirme bölümündeki ofislerinde, en az kendisi kadar azimli 5 genç insan ile birlikte Vivid Image’in (ismi daha kesinleşmemiş olsa da Dinç İnteraktif olacak Vivid Image’in) birden çok projesi aynı anda yürüyor. Bunların arasında, dünyanın en başarılı fizik motorlarından birisinin kullanıldığı Actor geliyor.
Actor Nedir?
Actor, Vivid Image’in geliştirmekte olduğu grafik motoru. Gerçek dünyadaki nesnelerin, çevreden gelen tepkilere nasıl tepki vermesini bekliyorsanız, Actor’deki nesneler de aynı tepkiyi veriyor. Şu an Vivid Image’in sitesinden indirilebilir olan (
www.vivid-image.co.uk
) Actor’ün teknoloji demosunda, ufak bir odada 300’den fazla gerçek fiziksel özelliklere sahip obje var.
Bilardo masasında bilardo oynayabilir, basket topunu topaya atabilir, masaların altı üstü yığılmış sandalyelere fırlatabilir ve sandalyelerin tıpkı gerçekmişçesine bir doğrulukta etrafa saçılmasını izleyebilirsiniz. Küçücük bir oda bu belki, ama Actor’ün gerçek gücünü göstermek için ideal.
Ne de olsa birçok oyunun tamamında 300 tane “gerçekten hareket eden” nesne yok. Ayrıca Actor sadece kapalı mekanlarda değil, açık mekanlarda da son derece başarılı.
“Bizim için ekranda gördüklerinizin ne kadar güzel olduğu kadar, ne kadar inandırıcı olduğu da önemli” diyor Mevlüt Dinç. “Görsel olarak iyi görünüyor, hareket olarak da gerçekçi olmalı.”
Birden aklıma bir soru geliyor. “Oyunlarınızda hem Türkçe, hem de İngilizce dil opsiyonu olacak mı?” diye soruyorum. Mevlüt:
“Şu ana kadar yaptığım hiçbir oyunda dilin bir sorun olmadı. Konuşma veya text olarak. Bundan sonraki projelerimde de olmayacak sanırım; oyunlarımda çok fazla konuşma kullanmam çünkü. Ama illa konuşma veya text olması gerekiyorsa, dil seçeneklerinin arasında Türkçe olmaması elbette düşünülemez.”
Actor’ün %70’i Mevlüt Dinç tarafından İngiltere’de yapılmış; %30’u ise Türkiye’de. Şu an motor Pentium IV için optimize edilmiş hali, Intel tarafından Pentium IV’ün tanıtımlarında kullanılıyor ve Intel, Actor’ü tam olarak destekliyor.
Hatta çaktırmadan göz attığımız Erkan’ın monitöründe bir Galata Kulesi modelini gördü ki, bunun ne olduğunu sormadan edemedi: “Intel için yeni bir demo hazırlıyoruz. Ve eminim İstanbul’un da dünyada daha iyi tanınmasına katkıda bulunacak, çok güzel bir çalışma olacak bu” diyor Mevlüt Bey.
Actor ile neler yapılabilir? Bu soru “Quake 3 motoru ile neler yapılabilir?” demek kadar basit kaçıyor. Bir adventure, bir FRP oyunu, bir FPS veya bir yarış oyunu yapılabilir. Üstelik Quake, Unreal teknolojilerinin hayal bile edemeyeceği bir gerçekçilikte… Görsel olarak bu iki en yaygın kullanılan teknolojiden geri kalmayan Actor, fiziksel gerçekçilik konusunda Quake 3 ve Unreal Tournament motoru kullanan oyunların hayal bile edemeyeceği şeyleri rahatlıkla başarıyor. Tahta bir kapının meşale ile bir aynanın etrafındaki her şeyin tüm gerçekçiliği ile odaya atılan bomba ile odadaki her nesnenin sağa sola savrulması gibi olaylar, Actor için çocuk oyuncağı olacak.
Peki Vivid Image, Actor ile neler yapacak?
Şu an Vivid Image birden fazla proje ile uğraşıyor. Öncelikli olarak neredeyse tamamlanmış olan Actor grafik ve fizik motoru var. Ayrıca Intel için İstanbul temalı bir teknoloji demosu. Ama bizi esas ilgilendiren oyunlar olduğuna göre, bu konuya dalıyorum hemen.
“Piyasanın aksine, bir oyun tamamen şekillenmeden onu oyun basınına göstermeyi ve boş hayaller uyandırmayı sevmem” diyor Mevlüt Dinç. Ama ısrarlarıma dayanamayip birkaç ufak ipucu vermeden de edemiyor.
Her şeyden önce, Mevlüt Dinç’in hayali olan İstanbul’da geçen bir interaktif film projesi var. “Kafanızda bir şeyler oluşması için, eskilerin Dragon’s Lair’ini düşünün. Hani şu doğru anda, doğru karar verip doğru tuşa basmanız gereken oyun.” Şimdilik kod adı GÜZEL İSTANBUL olan bu interaktif film/oyun, Dragon’s Lair’in deneyip başaramadığını oyunculara hissettirecek: Oyuncuya kendini gerçek bir olayın ortasında, bir filmin içinde gibi hissettirecek.
“Şu ana kadar gerçekleştirdiğim en büyük proje olacak Güzel İstanbul” diyor Mevlüt. Şu ana kadar gerçekleştirdiği projelerin hiç de küçük olmadığını düşünürsek, Güzel İstanbul’u önümüzdeki yılın potansiyel hit’leri arasında sayabiliriz şimdiden.
Şu an Actor ile yapılan ikinci proje ise Çocuk Odası. Küçük çocukların bilgisayara olan ilgisini ve yeteneğini artırmak için hazırlanan Çocuk Odası, Actor’ün demosundaki odanın çok daha basitleştirilmiş ve çocuk oyunları ile doldurulmuş hali gibi. Çocuk mouse ile bu odada dolaşabilir, yerdeki oyuncaklarla oynayabilir, çeşitli bilmecelerle uğraşabilir. Genel olarak her şey interaktif ve çocuğun ilgisini çekecek şekilde.
Önceki aylarda CD’mizde verdiğimiz Slashers adlı oyunu hatırlayanlarınız vardır. Slashers ve yapımcısı Galip artık Vivid Image için çalışıyor. Proje ise Slashers’ın advanced versiyonunu yapmak:
“Galip için hiç bilmediği bir program ama yapmak hiç kolay olmuyor. Ama GBA, bu yıl diğer bütün konsollardan daha başarılı olacak ve PC’lerden çok GBA’de tutacak bir oyun” diyorlar.
Ayrıca fazla detay vermemek üzere şahsi söz projelerine daha tanık olduk. Birisi belki de çok yakında duyacağımız büyük bir proje. “Vivid Image bu proje için Şa… can gibi yetenekli ve halkımızın beğenisini kazanmış kişilerle beraber çalışıyor ve belki de çok yakında bu projenin ne olduğunu duyurabileceğiz size. Şimdilik sadece bizden birileriyle ilgili olduğunu söyleyeyim, yeter.”
Ve son olarak, üzerinde çalıştıkları bir teknoloji var ki; eğer bir oyunda doğru olarak uygulanabilirse, sadece ülkemizde değil, dünyadaki oyunculukta çığır açabilir.
Bu teknolojinin ne olduğunu şu an söyleyemiyorum, ama bir tüyo olarak Black & White’daki mouse sisteminin çok daha gelişmişi diyebilirim. Veya daha açık olarak: Eğer bu teknoloji bir FRP oyununda doğru olarak uygulanırsa, parmaklarınızla havaya şekiller çizerek büyü yapabileceğinizi veya kılıç sallayabileceğinizi söylesem?
Nokta. Ve sonrası…
Vivid Image ve Mevlüt Dinç, yirmi yıl geç kalmış bir adımı çok iddialı bir şekilde atıyor. Azimle, kararlılıkla ve yetenekle başarılamayacak hiçbir şey olmadığına inanan bu 6 kişilik ekip, belki de 2 yıl sonra 50-60 kişinin çalıştığı dünyanın en büyük oyun geliştirme merkezlerinden birisi olabilir.
Bu grubu sizinle birlikte çok yakından izleyeceğiz. Ve inanıyorum ki, Türkiye’deki oyun ve yazılım geliştirme sektörünün doğuşuna hep birlikte tanık olacağız.
Developera iki Games Projects: “Kara Büyü” (Kod Adı: Sato Murat)
Türkiye bilgisayar sektörünün üretken yönlerinden birinde, gençlerin en başarılı olduğu unsurlardan biri olan Flash animasyonlar ile hazırlanmakta olan Kara Büyü “Kod Adı: Sato Murat”, yavaş yavaş hareketlenmeye başlayan Türk oyun piyasasını biraz daha hareketlendirebilir.
Oyun hakkında çok fazla bir bilgi yok henüz; ama şimdilik elimizdeki bilgilere göre oyun bittiğinde tamamen bedava olacak ve internet’ten indirilebilecek.
Çok düşük konfigürasyonlu bilgisayarlarda bile çalışacak olan Kara Büyü’nün sistem olarak Pentium 100 ve 16 MB RAM öngörüldüğü; tamamen Macromedia Flash kullanılarak hazırlandığı söyleniyor.
Flash’ın olumsuz yönlerinden birisi olan ağır animasyonlarda en güçlü makinelerin bile kasılmasını nasıl atlatacaklarını bilemiyorum. Ama ülkemizdeki Flash animatörlerinin dünya çapında başarılı olabilecek kadar iyi olduklarını bildiğimden, bu konuda pek fazla zorlanmayacaklarından eminim.
Özgün müzikleri, kendine has karakterleri ile action RPG türüne “Türk tipi” özellikler katacak olan Kara Büyü’nün tamamlanma tarihi ise henüz belli değil.