İstanbul Kıyamet Vakti: Kayıp Geçitler Hikayesi
Tangriss Saat Geçidi:
Büyük Hol’de uzun zamandır duran ama kimsenin tam anlamıyla çözemediği Tangriss Saat Geçidi, zamanın ve mekânın sınırlarını aşan eski bir portaldi.
Efsanelere göre, Tangriss geçidi İstanbul'un kıyamet sonrası halinden çok önceki, kaybolmuş Altın Çağ İstanbul’una açılıyordu.
Bu Altın Çağ İstanbul'u, felaketin hiç yaşanmadığı, teknoloji ve büyünün dengede olduğu bir alternatif evrendi.
Tangriss Geçidi'ni açmayı başaranlar, orada kaybolmuş kadim bilgileri, unutulmuş teknolojileri ve güçleri bulacak; şehri yeniden inşa etme şansı yakalayacaklardı.
Ancak Saat Geçidi tehlikeliydi: Yanlış zamanda girenler ya sonsuz bir zamansızlık içinde kayboluyor ya da başka karanlık boyutlara savruluyordu.
O yüzden, onu kullanmak için “Vakit Anahtarı” adında kutsal bir nesne gerekiyordu.
Bu anahtar ise, İstanbul’un dört bir yanına dağılmış kayıp "Zaman Muhafızları"nın elindeydi.
Yarım Kalmış Hikayeler
- xxJUSTINGxx
- Şarapçı'nın Sırdaşı
- Mesajlar: 93
- Kayıt: 12 Nis 2020 00:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Mazi
Yarım Kalmış Hikayeler
Bildiğim Birşey Varki Oda Hiçbirşeyin Birdaha Eskisi Gibi Olmayacağıdır.
DevilMayCry
Karaköy
DevilMayCry
Karaköy

- xxJUSTINGxx
- Şarapçı'nın Sırdaşı
- Mesajlar: 93
- Kayıt: 12 Nis 2020 00:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Mazi
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
İKV - Gezgin Şehir Girişi Hikayesi:
Karaköy’deki kapalı “Gezgin Şehir Girişi” kapısı, uzun yıllardır sessizdi.
Halk arasında, oranın "eski İstanbul'a" açılan kayıp bir yol olduğu fısıldanıyordu.
Fakat gerçek, söylentilerden çok daha karanlıktı.
Efsaneye göre:
Bu kapı, Karaköy'ün derin yeraltısından geçip, şehrin merkezinde gizli kalmış, dış dünyaya kapalı bir bölgeye açılıyordu.
Burası, İstanbul kıyamete sürüklenirken korumaya alınmış "İlk Şehir" idi.
İlk Şehir:
Yıkımdan etkilenmemiş eski yapıların, sağlam surların ve çalışır durumda eski teknolojinin olduğu gizli bir bölge.
Dışarıdaki mutant istilalarından korunmuş.
Yalnızca "seçilmiş" gezginlerin bulup ulaşabileceği kadar gizli ve tehlikeli.
Giriş Açıldığında:
Gezginler, Karaköy’deki kapıdan girip önce yeraltı tünellerinde ilerlemek zorunda kalır.
Tünellerde; çöküntüler, zehirli gazlar, kayıp mutant kolonileri ve başka şeyler vardır.
Başarırlarsa, Yeryüzünde saklı kalmış bir şehir parçasına ulaşırlar:
Eski tramvaylar çalışıyordur,
Sokaklarda hala yanıp sönen antik neon tabelalar vardır,
Ama şehir, zamanla kendi "korunaklı felaketlerini" üretmiştir: eski makineler, sapıtmış bekçi sistemleri ve yozlaşmış insanlar.
Karaköy’deki kapalı “Gezgin Şehir Girişi” kapısı, uzun yıllardır sessizdi.
Halk arasında, oranın "eski İstanbul'a" açılan kayıp bir yol olduğu fısıldanıyordu.
Fakat gerçek, söylentilerden çok daha karanlıktı.
Efsaneye göre:
Bu kapı, Karaköy'ün derin yeraltısından geçip, şehrin merkezinde gizli kalmış, dış dünyaya kapalı bir bölgeye açılıyordu.
Burası, İstanbul kıyamete sürüklenirken korumaya alınmış "İlk Şehir" idi.
İlk Şehir:
Yıkımdan etkilenmemiş eski yapıların, sağlam surların ve çalışır durumda eski teknolojinin olduğu gizli bir bölge.
Dışarıdaki mutant istilalarından korunmuş.
Yalnızca "seçilmiş" gezginlerin bulup ulaşabileceği kadar gizli ve tehlikeli.
Giriş Açıldığında:
Gezginler, Karaköy’deki kapıdan girip önce yeraltı tünellerinde ilerlemek zorunda kalır.
Tünellerde; çöküntüler, zehirli gazlar, kayıp mutant kolonileri ve başka şeyler vardır.
Başarırlarsa, Yeryüzünde saklı kalmış bir şehir parçasına ulaşırlar:
Eski tramvaylar çalışıyordur,
Sokaklarda hala yanıp sönen antik neon tabelalar vardır,
Ama şehir, zamanla kendi "korunaklı felaketlerini" üretmiştir: eski makineler, sapıtmış bekçi sistemleri ve yozlaşmış insanlar.
Bildiğim Birşey Varki Oda Hiçbirşeyin Birdaha Eskisi Gibi Olmayacağıdır.
DevilMayCry
Karaköy
DevilMayCry
Karaköy

- Heaven1925
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 423
- Kayıt: 14 Şub 2014 21:48
- Sunucu: Kuklacı
- Lonca: Brothership Of Nobility
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Güzel kurgu hoca efendi
Hafif bir iç çekiş ile birlikte, esprili bir cevap verdiniz "Kıyamet Keyifsizliği"
Karaköy
Lighthouse - Heaven - Recthaltouche
Karaköy
Lighthouse - Heaven - Recthaltouche
- xxJUSTINGxx
- Şarapçı'nın Sırdaşı
- Mesajlar: 93
- Kayıt: 12 Nis 2020 00:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Mazi
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Eğer beğenilseydi devam ettirip hikayeleri uzatacaktım karakterler vs ekleyipte beklediğim ilgiyi görmedi
Bildiğim Birşey Varki Oda Hiçbirşeyin Birdaha Eskisi Gibi Olmayacağıdır.
DevilMayCry
Karaköy
DevilMayCry
Karaköy

- bymehmett
- Demirci Çırağı
- Mesajlar: 648
- Kayıt: 24 Haz 2010 13:44
- Sunucu: Eminönü
- Lonca: 5 SUNUCU KAPATILSIN !
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
tebrikler başarılar
- xxJUSTINGxx
- Şarapçı'nın Sırdaşı
- Mesajlar: 93
- Kayıt: 12 Nis 2020 00:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Mazi
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Bildiğim Birşey Varki Oda Hiçbirşeyin Birdaha Eskisi Gibi Olmayacağıdır.
DevilMayCry
Karaköy
DevilMayCry
Karaköy

Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Bence ilerletmelisin .. Hikaye guzel . Yapay zekadan destek alarak gorselini olusturabilirsin .
•Gerçekleri konuşmak yetenek,birbirimizi iyileştirmek zaman ister. "Tupac Amaru Shakur "
- xxJUSTINGxx
- Şarapçı'nın Sırdaşı
- Mesajlar: 93
- Kayıt: 12 Nis 2020 00:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Mazi
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Hikayeyi Chap le ortak yazıyoruz ama görsel oluşturmayı hangi siteden yapacağımı bulamadım birkaç tane önerirsiniz daha çok üzerine düşebilirim
Bildiğim Birşey Varki Oda Hiçbirşeyin Birdaha Eskisi Gibi Olmayacağıdır.
DevilMayCry
Karaköy
DevilMayCry
Karaköy

Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Canva Programi googleye yazinca cikiyor sitexxJUSTINGxx yazdı: ↑29 Nis 2025 16:32Hikayeyi Chap le ortak yazıyoruz ama görsel oluşturmayı hangi siteden yapacağımı bulamadım birkaç tane önerirsiniz daha çok üzerine düşebilirim![]()
•Gerçekleri konuşmak yetenek,birbirimizi iyileştirmek zaman ister. "Tupac Amaru Shakur "
- xxJUSTINGxx
- Şarapçı'nın Sırdaşı
- Mesajlar: 93
- Kayıt: 12 Nis 2020 00:36
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Mazi
Re: Yarım Kalmış Hikayeler
Gezgin Şehir Girişi – 2. Bölüm: Tünellerden Geçiş
Karaköy’ün o sessiz kapısı nihayet açıldığında, içeriden önce pas kokusu, sonra boğuk bir uğultu yükseldi.
Kapının ardı, sıradan bir geçit değildi.
Tüneller, dış dünyadan çok daha karanlık bir düzenin ilk basamağıydı.

İçeri giren gezginler, üzerlerinde taşıdıkları her bilgi ve niyeti burada sorgulamak zorundaydı.
Duvarlarda eski dönemlerden kalma mühürler vardı; kimisi hâlâ buz gibi soğuk, kimisi ise yanık izleriyle kaplıydı.
Girdikleri yer, yalnızca fiziksel değil, zihinsel bir labirentti.
Zaman algısı bozuluyor, yön duygusu bulanıyordu.
İlerledikçe, tünellerin içi organik bir varlık gibi tepki vermeye başladı.
Her adım, geçmişte orada kaybolmuş gezginlerin ayak izlerini canlandırıyordu.
Bazen bir mırıltı, bazen bir çığlık yankılanıyordu loş duvarlardan.
Hiçbir şey görünmüyordu… ama gözle görülmeyen şeylerin izlediği kesindi.
Birkaç devrilmiş tramvay rayı arasında bir ses yankılandı:
“Dönüş yok…”
O ses, bir varlık değil, bir uyarıydı.
Ve onun ardında, tünellerin gerçek efendisi vardı.
Mirza Efendi.
Bir zamanların koruyucusu, şimdi şehrin çürümüş kalbinin sahibi.
Onun büyüsü, bu tünellerin her taşında, her buhar borusunda, her yankıda hissediliyordu.
Kendini göstermese bile, her şeyi biliyordu.
Gözleri yoktu, ama gölgeler onun adına bakıyordu.

Gezginler, İlk Şehir’e yaklaştıklarında ilk gördükleri şey, karanlığın içinden bir anlığına parlayan mor neon ışıklardı.
Bir zamanlar yaşamın aktığı caddelerde şimdi sessizlik vardı.
Yalnızca rüzgarın savurduğu paslı tabelalar ve çalışan birkaç tramvayın ray gıcırtısı duyuluyordu.
Ve şehir, onları bekliyordu.
Ya kabul etmek, ya da yutmak için.
Karaköy’ün o sessiz kapısı nihayet açıldığında, içeriden önce pas kokusu, sonra boğuk bir uğultu yükseldi.
Kapının ardı, sıradan bir geçit değildi.
Tüneller, dış dünyadan çok daha karanlık bir düzenin ilk basamağıydı.

İçeri giren gezginler, üzerlerinde taşıdıkları her bilgi ve niyeti burada sorgulamak zorundaydı.
Duvarlarda eski dönemlerden kalma mühürler vardı; kimisi hâlâ buz gibi soğuk, kimisi ise yanık izleriyle kaplıydı.
Girdikleri yer, yalnızca fiziksel değil, zihinsel bir labirentti.
Zaman algısı bozuluyor, yön duygusu bulanıyordu.
İlerledikçe, tünellerin içi organik bir varlık gibi tepki vermeye başladı.
Her adım, geçmişte orada kaybolmuş gezginlerin ayak izlerini canlandırıyordu.
Bazen bir mırıltı, bazen bir çığlık yankılanıyordu loş duvarlardan.
Hiçbir şey görünmüyordu… ama gözle görülmeyen şeylerin izlediği kesindi.
Birkaç devrilmiş tramvay rayı arasında bir ses yankılandı:
“Dönüş yok…”
O ses, bir varlık değil, bir uyarıydı.
Ve onun ardında, tünellerin gerçek efendisi vardı.
Mirza Efendi.
Bir zamanların koruyucusu, şimdi şehrin çürümüş kalbinin sahibi.
Onun büyüsü, bu tünellerin her taşında, her buhar borusunda, her yankıda hissediliyordu.
Kendini göstermese bile, her şeyi biliyordu.
Gözleri yoktu, ama gölgeler onun adına bakıyordu.

Gezginler, İlk Şehir’e yaklaştıklarında ilk gördükleri şey, karanlığın içinden bir anlığına parlayan mor neon ışıklardı.
Bir zamanlar yaşamın aktığı caddelerde şimdi sessizlik vardı.
Yalnızca rüzgarın savurduğu paslı tabelalar ve çalışan birkaç tramvayın ray gıcırtısı duyuluyordu.
Ve şehir, onları bekliyordu.
Ya kabul etmek, ya da yutmak için.
Bildiğim Birşey Varki Oda Hiçbirşeyin Birdaha Eskisi Gibi Olmayacağıdır.
DevilMayCry
Karaköy
DevilMayCry
Karaköy
