Oyundan yine sıkıldım: Bir Nerull eleştirisi
Gönderilme zamanı: 31 Ağu 2021 03:40
İşte ben, Edna; oyuna döndüğümün henüz birinci ayında yine sıkım sıkım sıkıldım.
Bölgeler; hepsini ezbere biliyorum ve hiçbir yer heyecan verici değil.
Bosslar; her birini binlerce kez kestim. Üç karakteri aynı anda idare etmedikten sonra zorlayıcı değil.
Seviye sınırı; defalarca kez ulaştım. Açacağım yeni bir karakter safi zaman kaybı.
İtemler; kafi ölçüde dizdim. Birkaç eksik için artık ne boss kesmeyi, ne de maden çekmeyi gerekli görüyorum.
Klan savaşı; her türlüsünü icra ettim. Son bir ayda iyi-kötü tek yaptığım da bu oldu. Maalesef bugünlerde keyif vermiyor. Varsa ödünç verecek 500 iksiriniz, tutarım bir ucundan.
Son güncellemenin üstünden üç buçuk yıl zaman geçmişken, keyifli bir oyun deneyimi için İKV'nin vadettiği şey ne? Hiç.
Mesele ister istemez, dönüp dolaşıp kopya meselesine geliyor. Çünkü aslında ölü doğmuş bir güncelleme olan Karaköy'ü hala yaşatan nihai unsur kopya hatasının ortaya çıkmasıdır. Piyasa bu sayede canlanmıştır. Oyuncuların %95'i, hiç sahip olamayacağı itemlere bu sayede erişmiş ve daha mutlu olarak, daha çok keyif alarak oynamaya başlamıştır.
Beni yanlış anlamayın, bu hatayı asla teşvik etmiyorum ve belirli koşullar altında kesinlikle düzeltilmesi taraftarıyım. Ama daha önceki postlarımda da dediğim gibi, yıl olmuş 2021, kimse bir saat "111111111111111111" tuşuna basıp bir adet Sentetik İpek elde edeceği Kraliçe'yi kesmekten acayip keyif alamaz. Hele hele çalışan adama, böyle bir oyun deneyimi zul gelir. Bunu çekilir kılan dostlarımız, başkası değil. Onların yetersiz kaldığı yerde hatıralarımız.
Bu hatıraları, kalitesizlikle suistimal etmektir asıl etik dışı olan. Keşke bunları daha anlaşılır kılabilsem. Ama konuya gelecek cevapların birçoğunun yanlış anlama veya önemsiz bir detaya odaklanma ile geleceğini tahmin edebiliyorum.
Nihat Abi'nin "ille de oyun hatasını gidermek gerekir" yanılgısından kendini kurtarması ve enerjisini oyuncuların heyecanını diri tutacak düzenlemelere harcaması gerekiyor.
Biraz iddialı olacak ama yarın kopyayı engelleyecek bir düzenleme yapsanız, iki ay sonra oyunu oynayacak doğru düzgün adam bulamazsınız. Bu kadar maden bolluğuna alışmış bir piyasa, bu kadar seri üretime alışmış oyuncular; Halley Asa'yı üç aylık emekle ürettiği günlere dönmeyi hiç ister mi?
Benzer bir durum tılsım bugunun kaldırılması için geçerliydi. Allah'tan, orada yeni bir bölge geldi de, etkisi minimize edildi. Yoksa sekiz tılsımla oynamaya alışmış oyuncu, dört tılsımla yetinebilir miydi?
Oyunun devamlılığı için samimi istekleriniz olduğuna şüphem yok, ama daha mantıklı ve daha iyi düşünülmüş işlerin peşinde çabalamak gerekir.
Oyuna tempo kazandırmanız lazım. Bunu yapmanın "teknik ekip gerektirmeyen" birçok yolu var. Tek başınıza düşünemiyorsanız, ki bu gayet doğaldır, gönüllü ekiplerini genişletebilir veya hakiki bir öneri değerlendirme mekanizması oluşturabilirsiniz.
Herhalde oyun içerisinde yapılacak teknik olmayan, basit değişiklikler için de Türk Telekom yönetim kurulundan icazet almak zorunda değilsinizdir.
Son röportajlarınızdan anladığım "Ah keşke oyunumuz hep devam etse, işte ben de çabalıyorum, şu oyun hatasını çözsek gerisi tamam" tavrıyla, bu oyun ancak oyun hatası çözülene kadar yaşar.
Ne kadar saçma veya etik dışı görünse de, uygulaması oldukça basit ve bir o kadar da etkili, işte bir öneri:
PvP sunucusu teknik ekip olmadan nasıl yapılır?
Aktif oyuncu sayısı 20'lerin altına düşmüş sunuculardan biri seçilir. Burada kopya yapanlara ceza verilmeyeceği açıklanır. İlk iki-üç günden sonra bu sunucuya başka sunuculardan geçişe izin verilmez.
Bol madenli, bol iksirli paranın geçmediği ve alışverişin takas usulüyle yapıldığı, herkesin full olduğu nur topu gibi bir PvP sunucusu... Dolu er meydanları, arz ve lodosun kıyasıya mücadelesi... İksir sarhoşu oyuncular, yüzlerce kişilik savaş! Oyuncuların doyasıya eğleneceği bir ortam yaratmanın haricinde bundan kim zarar görebilir şimdi?
Neyse gece gece kendimi deli etmeyeyim daha fazla. Nihat Bey vizyonunu değiştirmez ve benim gibiler gider, konu da kapanır gibi... Sabah bu yazdıklarımdan pişman olacağımdan eminim. Yahu ne kafa ütülemişim diyeceğim. Silin kardeşim şunu diyeceğim içimden. Hahaha biliyorum... İyi geceler.
Bölgeler; hepsini ezbere biliyorum ve hiçbir yer heyecan verici değil.
Bosslar; her birini binlerce kez kestim. Üç karakteri aynı anda idare etmedikten sonra zorlayıcı değil.
Seviye sınırı; defalarca kez ulaştım. Açacağım yeni bir karakter safi zaman kaybı.
İtemler; kafi ölçüde dizdim. Birkaç eksik için artık ne boss kesmeyi, ne de maden çekmeyi gerekli görüyorum.
Klan savaşı; her türlüsünü icra ettim. Son bir ayda iyi-kötü tek yaptığım da bu oldu. Maalesef bugünlerde keyif vermiyor. Varsa ödünç verecek 500 iksiriniz, tutarım bir ucundan.
Son güncellemenin üstünden üç buçuk yıl zaman geçmişken, keyifli bir oyun deneyimi için İKV'nin vadettiği şey ne? Hiç.
Mesele ister istemez, dönüp dolaşıp kopya meselesine geliyor. Çünkü aslında ölü doğmuş bir güncelleme olan Karaköy'ü hala yaşatan nihai unsur kopya hatasının ortaya çıkmasıdır. Piyasa bu sayede canlanmıştır. Oyuncuların %95'i, hiç sahip olamayacağı itemlere bu sayede erişmiş ve daha mutlu olarak, daha çok keyif alarak oynamaya başlamıştır.
Beni yanlış anlamayın, bu hatayı asla teşvik etmiyorum ve belirli koşullar altında kesinlikle düzeltilmesi taraftarıyım. Ama daha önceki postlarımda da dediğim gibi, yıl olmuş 2021, kimse bir saat "111111111111111111" tuşuna basıp bir adet Sentetik İpek elde edeceği Kraliçe'yi kesmekten acayip keyif alamaz. Hele hele çalışan adama, böyle bir oyun deneyimi zul gelir. Bunu çekilir kılan dostlarımız, başkası değil. Onların yetersiz kaldığı yerde hatıralarımız.
Bu hatıraları, kalitesizlikle suistimal etmektir asıl etik dışı olan. Keşke bunları daha anlaşılır kılabilsem. Ama konuya gelecek cevapların birçoğunun yanlış anlama veya önemsiz bir detaya odaklanma ile geleceğini tahmin edebiliyorum.
Nihat Abi'nin "ille de oyun hatasını gidermek gerekir" yanılgısından kendini kurtarması ve enerjisini oyuncuların heyecanını diri tutacak düzenlemelere harcaması gerekiyor.
Biraz iddialı olacak ama yarın kopyayı engelleyecek bir düzenleme yapsanız, iki ay sonra oyunu oynayacak doğru düzgün adam bulamazsınız. Bu kadar maden bolluğuna alışmış bir piyasa, bu kadar seri üretime alışmış oyuncular; Halley Asa'yı üç aylık emekle ürettiği günlere dönmeyi hiç ister mi?
Benzer bir durum tılsım bugunun kaldırılması için geçerliydi. Allah'tan, orada yeni bir bölge geldi de, etkisi minimize edildi. Yoksa sekiz tılsımla oynamaya alışmış oyuncu, dört tılsımla yetinebilir miydi?
Oyunun devamlılığı için samimi istekleriniz olduğuna şüphem yok, ama daha mantıklı ve daha iyi düşünülmüş işlerin peşinde çabalamak gerekir.
Oyuna tempo kazandırmanız lazım. Bunu yapmanın "teknik ekip gerektirmeyen" birçok yolu var. Tek başınıza düşünemiyorsanız, ki bu gayet doğaldır, gönüllü ekiplerini genişletebilir veya hakiki bir öneri değerlendirme mekanizması oluşturabilirsiniz.
Herhalde oyun içerisinde yapılacak teknik olmayan, basit değişiklikler için de Türk Telekom yönetim kurulundan icazet almak zorunda değilsinizdir.
Son röportajlarınızdan anladığım "Ah keşke oyunumuz hep devam etse, işte ben de çabalıyorum, şu oyun hatasını çözsek gerisi tamam" tavrıyla, bu oyun ancak oyun hatası çözülene kadar yaşar.
Ne kadar saçma veya etik dışı görünse de, uygulaması oldukça basit ve bir o kadar da etkili, işte bir öneri:
PvP sunucusu teknik ekip olmadan nasıl yapılır?
Aktif oyuncu sayısı 20'lerin altına düşmüş sunuculardan biri seçilir. Burada kopya yapanlara ceza verilmeyeceği açıklanır. İlk iki-üç günden sonra bu sunucuya başka sunuculardan geçişe izin verilmez.
Bol madenli, bol iksirli paranın geçmediği ve alışverişin takas usulüyle yapıldığı, herkesin full olduğu nur topu gibi bir PvP sunucusu... Dolu er meydanları, arz ve lodosun kıyasıya mücadelesi... İksir sarhoşu oyuncular, yüzlerce kişilik savaş! Oyuncuların doyasıya eğleneceği bir ortam yaratmanın haricinde bundan kim zarar görebilir şimdi?
Neyse gece gece kendimi deli etmeyeyim daha fazla. Nihat Bey vizyonunu değiştirmez ve benim gibiler gider, konu da kapanır gibi... Sabah bu yazdıklarımdan pişman olacağımdan eminim. Yahu ne kafa ütülemişim diyeceğim. Silin kardeşim şunu diyeceğim içimden. Hahaha biliyorum... İyi geceler.