Kıyamet'in Tanıkları - Bölüm 1
Gönderilme zamanı: 13 Ağu 2015 15:23
Kadim İttifak

Kıyamet'in ilk insanlarıyla tanışalım önce. Philetheos ve Jvnon'la.
Philetheos ve Jvnon kıyametin ilk koruyucularıyla denilebilir. Akrep Tılsımı sayesinde İstanbul, kıyametten kurtulmuş ve koruma altına alınmıştı. Bazıları İstanbul'u yok edebilmek için öncelikle Akrep Tılsımını yok etmeyi hedef edinmişti.
Biz, Arzuhalci'yle araştırma yaparken Çeteci'nin bize söylediklerini hatırlayalım ;

"Zengin birisi sizi izlememiz için epey para saydı. Sizden sonra gelip ortalığı inceledi.Ertesi gün yine geldi ve mezarlığı baskın yaptı. Ölülerden birisinin boynundan bir madalyon çekip aldığı sırada ölü çığlıklar atmaya başladı. Sanırım aradığınız madalyon bu."
Bizden başkalarının da bu işin içinde olması, bize en ilginç düşmanımız olan Kisless'i hatırlatabilir belki. Emin olmadan yola koyulmayalım derim ben.

Çetecilerin burada sadece ayak takımı olduğunu anlıyoruz. Arzuhalci bizden, "Madalyonu boynundan alınan" ölünün incelenmesini istiyor. Kalkanını alıp hemen Arzuhalci'ye dönerken, ölünün bir şeyler fısıldadığını duyuyor ve koşa koşa Arzuhalci'ye gidiyoruz.
İncelediğimiz kalkanda "Custos" yani Latince "Bekçi" yazdığını, bunun üst sınıf bir muhafız olduğunu anlıyoruz. Yasemin'le konuştuğumuzda bizi bir göreve yönlendiriyor. Görev sonrası öldürdüğümüz kişiler sayesinde namımız duyuluyor ve Çeteci Elebaşı'yla görüşmeye gidiyoruz.
"Aradığın adama mezarlığa kadar eşlik ettik. "Buradan sonra beni takip etmeyin." dedi ve bir taşa dokunarak kayboldu."
Yani aranan kişi aslında Ruh Taşlarının farkında ve bunlar hakkında bilgi sahibi birisi. Boynundan madalyonu alınan ölünün, Ruh Taşı'nın bekçisi olduğunu fark ediyoruz ve ruh taşını nereye çıktığını anlamak için araştırmalara başlıyoruz. Araştırmalarımız sonucunda buranın bir Labirent olduğunu ve bir şeyi korumak amacıyla yapıldığını anlıyoruz. [Görev metinlerini açıkça yayınlayamadığım için temsili olarak yazıyorum.] Arzuhalci'nin verdiği bir diğer görevde ise bir kitabe bulmamızı ve yazılanları not almamızı istiyor. Bulduğumuz kitabe de ;
"Bizler daimi tanıklarıyız
Hep var olacak kentimizin
Şimdi ve Kıyamette
Akrep'in büyüsü, akrepten koruyan
Tamamlayacak olan diğerlerini
Bekçisi kentin Philotheos,
Onun ve hepsinin muhafızı
Ve eskiler örmüş tılsımı
Bizler unuttuk sırları
Gücümüz yetmez yapmaya
Yeniden ve yeniden
Zaman akmaya devam edecek
Yanımızdan ve sessizce
Yaşamın diğer kıyısında
Kent kalacak baki
Ve bizler"
Buradan sonra Philotheos'un Salonu'na gittiğimizde yankılanan "Feles! Caedetes!" sözlerini duyuyoruz yani "Hırsız! Öldürün!" kelimelerini. Fakat buradaki hırsız biz değil, bizden önce içeri giren gizemli kişiydi. Hançerle iz bırakarak, Akrep Tılsımı'nın bir gözündeki kristali alarak gitmiş. Peki bu kristal ne olabilir? Bahsedilen kristal belki de tılsımın ta kendisiydi. Tanıklar ;
"Bizler unuttuk sırları, Gücümüz yetmez yapmaya." demesi, Tılsımın neden korunması gerektiğini söylüyor.
Ayriyeten, Philotheos'un üstünde üçgen bir taş parçası buluyoruz. Sanırım bu da Tangriss anahtarlarının ilki olsa gerek. İkincisi Jvnon ve üçüncüsü Yaralı Meran. Çemberlitaş - Jvnon - Stanss - Philetheos. İlk 3 anahtarı bulduk. Peki ya dördüncü anahtar nerede? Sanırım dördüncü anahtar da Kuklacı isimli kişinin üstünde. Onu da öldürerek ya da bir anlaşma yaparak Tangriss'in kapılarını açacağız.
Peki ya Jvnon?

Jvnon, yıllar önce Meran'ın laneti olan Tangriss Kapısının korumak için görevlendirilmiş bir tanrıça. Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama bütün muhafızların kalkanlarında "Akrep" sembolü var. Hem tılsım hem de kapı koruyucuları demek oluyor bu da sanırım.
Migrat bölgesine girmeden önce Hamit Pehlivan'ın söylediklerine göz gezdirelim ;
"Eski pehlivan bir arkadaşım vardı. Adanın etrafında küçük tüneller olduğunu burada eski imparatorlukların olduğunu söylerdi. Define için araştırmaya gidecekti ama cesedini vurulmuş bir halde suyun üstünde buldular. Ne şans ki onu vuran çeteciyi de 100 metre ileride kertenkeleler parçalamış. Onun üstünde eski bir kağıt bulmuşlar eski yazılar varmış üstünde. Bir çocuk gelip çalmış onu, jandarma koşmuş ama bir akrep yüzünden yakalayamamış."
Tam olarak olmasa da metin bu şekilde yazılmış.
Umut'a gidip sorduğumuz da ise ;
"Bu işi yapmam karşılığında bana ganoderma verecekti, en iyi gaflık ganodermadan yapılır. Kimse aldığımı anlamayacaktı. Abi birkaç ayda bir Eminönü'ne uğrardı eski çeteciydi ama tövbe etmişti. Korku mezarlığının karşısında takılırdı. Bezin içindeki kolyeyi kendisi aldı, bezi bıraktı, bende misketlerime kese yaptım."
Kesenin üstündeki sembol tanıdık geldi ve Çeteci'ye gidip bu konu hakkında bilgi istedik.
Çeteci'nin bahsettiğine göre bu kişinin adı Çakal, daha önce madalyonu alan adamın fedailerinden birisi. Anladığım kadarıyla bu işin başındaki kişi Jvnon tarafından lanetlenen Beyaz Şapkalı Adam. Kuyuya indiğimizde Sahaf Necmi'nin kitaplarından birisiyle karşılaşıyoruz ve bu karşılaştığımız kitap daha önceden Arzuhalci'nin istediği kitaplardan birisi. Üstünde kan ile yazılmış "Yardım et Çakal, beni götürüyorlar." mesaj var.
Olayın sonunda Beyaz Şapkalı Adam'la yaptığımız konuşmada onun, madalyonu alan kişi olduğunu anlıyoruz. Gezgin Şehir'in girişini bulduğunu fakat kapalı olduğunu diğerinin nerede olduğunu bildiğini söylüyor. Jvnon'u öldürdürüp kafesi açtığımız halde Beyaz Şapkapı Adam artık bir nevi zombi gibi orada kalakalıyor ve tazı seslerini duyarak oradan uzaklaşıyoruz.
Peki nasıl bizden daha çok bilip, daha hızlı hareket ediyordu? Bizim çeviri yaptığımız kitaplarda neden bu konuları bulamamıştık?
Çemberlitaş ve Roma ittifakında hayvan sembolleri mevcutken Meran'da neden bunlar yoktu?
Meran sembolleri genellikle göz ve piramit içerikli oluyor bolca da çivi yazısı mevcut.
Buradan çıkarabileceğimiz konu şu olsa gerek ;

-Antik Roma'da hayvan tasfirleri çokça kullanılıyor. Duvar hiyerogliflerinde atlarda kafa kısmı yokken kalkan ve karkum gibi yerlerde at kafaları tek başına mevcut. Ayriyeten duvarlardaki hiyeroglifler Arcadius sütunlarına benziyor. Çemberlitaş'taki GBM X'in üstünde de aynı şekilde bir at başı tasfiri var. Meran'lar da bu yok. Ve sanırım Philotheos'taki GBM X'teki ve Jvnon'daki at kafalarının anlamı Karkum olsa gerek.
-Meranlılarla normalde insanların konuşmasının yasak olduğunu. Sadece kadim ittifak üyeleriyle konuştuklarını anlıyoruz. [Dr. Recai Bey Görevi]

-Yılan çukurları ve Karkum'lar hakkında araştırmalar devam edecek.

-Ayriyeten Beyaz Şapkapı Adam'ın aldığı kolye hakkında hala bir bilgi mevcut değil. Sadece yaptığı çalışmalardan bahsedilmiş. İlk kapı kapalı ve ikinci kapının Hol'de olduğunu düşünüyoruz. Ama benim tahminimce Beyaz Şapkalı Adam'ın bahsettiği ikinci kapı Büyük Hol'deki kapı değil. Farklı bir kapı daha olmalı.
Elimizde şu an 3 anahtar var. Fakat hala bilinmeyenlerden birisi olarak 3 adet anahtarın herhangi bir kapıyı açamaması ve herkese farklı farklı anahtarlar verilmesi biraz şüpheli.
Tahminimce hala bir tane daha eksik anahtar var ve bu anahtarlar birleştirilerek kullanılıyor olmalı.
Devamı gelecek.