Lahkesis'in Günlüğü
Gönderilme zamanı: 11 Oca 2014 20:06
Sunucu: ??
Karakter Adı: ??
Tarih: 11.01.2014
Not: İfşa olmamak ve bulunduğum sunucuda dedektif oyuncular tarafından aranmamak için sunucu ve karakter adı belirtmedim.
Yeni bir başlangıca merhaba! Günlüğüme, Teşkilat'a yeni katılan bir neferin hayatını anlatarak başlangıç yapmak istedim. Favori sınıfım büyücüdür, her zaman öyleydi. Hangi oyuna başlarsam başlayayım, kastığım ilk karakter hep büyücü olmuştur. Bu başlangıcı da büyücü karakterle yapmak istedim.
Sonunda beklediğim an.. İlk günün heyecanı ile bir anda cami avlusunda buldum kendimi. Karşımda Agâh Bey, Teşkilat'ın simgesi.. Kimilerinin hayal bile edemeyeceği anlara şahit olan o gözler, şimdi ışığa kapalı olsa bile her zaman bizi görür, izler gibi..
Selamlaştık, talebimi bildirdim. Memnuniyetle karşıladı ve nasihatlerini dile getirdi. Ardından Teşkilat'a kaydımı yaptırmam için Jandarma Ali'ye doğru yol aldım.

Giyinip kuşandıktan sonra Agâh Bey'den fayda sağlayabileceğim bir görev üstlendim. Vakit kaybetmeden yola koyuldum.

Fazla kolaydı.. Görevimi teslim ettim ve Teşkilat tarafından ödüllendirildim. İlk maaşımı almanın zamanı gelmişti. Teşkilat, elindeki kısıtlı imkanlarla neferlerini önemsediklerini hissettirmeyi hiç elden bırakmamıştır. Maaşımı bankacıdan tahsil ettim, bereket versin.
Jandarma Ali'nin, annesine ilaç teslimatı ricasını da tamamladıktan sonra yoluma devam ettim. Yoldan geçen bir teyze ile selamlaştık.

Anne yüreği işte... :roll:
Jandarma Ali'nin haberi üzerine Balıkçı İdris ile tanışmak için Galata Köprüsü'ne yol aldım. (Oyuna ilk başladığım vakitler onu bulabilmek için akla karayı seçmiştim.
) Yoldan geçerken kertenkeleler ile mücadele eden bir nefere rast geldim. Oyunda bir yerden bir yere koşturan, görev yapan, kendi halinde çabalayan oyunculara hep saygı duymuşumdur.

Balıkçının birkaç ricasını yerine getirdikten sonra baktım ki sofra kurulmuş, rakısından balığına.. Fakat ızgara eksikmiş, bir koşu Demirci Rüstem'e gidip ızgarayı kaptım. Bu ziyafet kaçar mı
Çarşıdayken Fahri Bey ile selamlaştık, dükkanına verdiği özeni hiç bir yerde görmedim açıkcası. Her şey titiz ve yerli yerinde.. Bana bir iyilik yapmak istedi ve bunun için 10 adet Keten gerekliydi. Güzel bir takım yapmak istiyormuş, büyük adam vesselam. 

Keten için 3 tane Cin öldürmem gerekiyordu. Ara sokaklardan geçtim, bölgeye vardım. 2 cin kestim, biraz soluklandım. Bir yandan da Recep Dayı ile lafladık..

Ketenleri tamamladıktan sonra Fahri Bey ustalığını konuşturdu ve yeni takımım hazırdı, efsunluydu da.. Elleri dert görmesin.
Sahaf Necmi'nin beni aradığını işittim, yanına uğradım. Eşsiz kitaplarıyla dizili olan kütüphanesinde her zamanki işlerini yapıyordu, biraz gergindi. (Gerçi her zaman öyle değil mi?
) Çalınan bir cilt kitap hakkında soruşturmaya dahil etti beni. Recep Dayı ile acilen görüşmem gerektiğini söyledi ve akabinde yola koyuldum.
Hedef belliydi, Garr.. Bu da fazlasıyla kolaydı.

Agâh Bey'i fazla ihmal etmiştim. Yanına uğradım ve benim için vereceği bir görev vardı bile. İri farelerin işini hallettikten sonra ödülünü takdim etti.
Asalar... Büyücülerin olmazsa olmazı, simgesi, kurtarıcısı.. Bir büyücü kudretini, ihtişamını asaya borçludur. Tabii sahip olmak yetmez, kullanmasını da bilmeli..

Ve bir görev daha.. Cinler yine bir haltlar karıştırıyor. Teşkilat'ın bir operasyon planı var ve henüz başlangıcındayız. İlk işimiz ortalığı biraz kızıştırmak.
Hedefler temiz... Işık Hanım da şu sıralar fareadamlarla uğraş içindeymiş. Bir el atalım dedik, kârlı bir iş oldu açıkcası. Bir sonraki hedefimiz Kızgın Kum'du. İyi korunuyordu ancak bu bana bir engel değildi. Ortalığı fazla ayağa kaldırmadan işi bitimek için ön cepheyi biraz süpürmek gerekliydi.
Zor olmadı...

Cin operasyonunda ilerleme kaydediyoruz. Antrepo'da bir takım kazmalar buldum, Agâh Bey'in bakmasında fayda vardı. Parçalar yerine oturuyordu, sırada avcıları avlama vaktiydi.

Biraz soluklanmak için Mısır Çarşısı'na gittim. Sahaf Necmi ile karşılaştım ve bir görevden çok, ricada bulundu benden. Çınaraltı'na yol alma vakti.. Eminönü'nün en sakin ve güzide mekanı. Hamit Pehlivan'ın keyfi yerindeydi, selamlaştık, Sahaf'ın mesajını ilettim. En demlisinden bir çay içtik, bu arada da tavla attık. Boyumun ölçüsünü aldı tabii.. :|
Agâh Bey'in çağrısı üzerine camiye gittim. Operasyona noktayı koyma vaktiydi. Zira cin örgütünün elebaşları belli olmuş. Azul... Bölgeye intikal ettim, çok fazla düşman vardı. Kolay olmayacaktı...
Seviye atlamanın nimetlerinden faydalanmak için tecrübe puanımı tam sınırda bıraktım. Hızla indiriyordum Azul'un canını. Son anlara geldiğimizde birden nişancılar belirdi. Şanslıydım, Azul'un canını almadan can vermedim. :twisted:

Yorulmuştum ancak sevinçliydim. Teşkilat'ın güvenini boşa çıkarmadım. Agâh Bey bu başarıyı mükafatsız bırakmadı. Yeni asama kavuşmuştum.

Yorucu bir gündü.. Soluklanmak için Çınaraltı'nda biraz istirahat ettim. Arzuhalci adında, dış şehirden gelen bir zat ile selamlaştım. Biraz lafladık, ikram ettiği şaraptan bir kadeh içtim, yorgunluğumu aldı. Tuhaf adamdı doğrusu, bakışlarındaki derinliği anlayabilmek güçtü. Ancak geniş bir ilim, irfan sahibi olduğu aşikârdı. Yeni bir maceranın kokusunu alıyordum...
[/i][/color]
Karakter Adı: ??
Tarih: 11.01.2014
Not: İfşa olmamak ve bulunduğum sunucuda dedektif oyuncular tarafından aranmamak için sunucu ve karakter adı belirtmedim.
Yeni bir başlangıca merhaba! Günlüğüme, Teşkilat'a yeni katılan bir neferin hayatını anlatarak başlangıç yapmak istedim. Favori sınıfım büyücüdür, her zaman öyleydi. Hangi oyuna başlarsam başlayayım, kastığım ilk karakter hep büyücü olmuştur. Bu başlangıcı da büyücü karakterle yapmak istedim.
Sonunda beklediğim an.. İlk günün heyecanı ile bir anda cami avlusunda buldum kendimi. Karşımda Agâh Bey, Teşkilat'ın simgesi.. Kimilerinin hayal bile edemeyeceği anlara şahit olan o gözler, şimdi ışığa kapalı olsa bile her zaman bizi görür, izler gibi..
Selamlaştık, talebimi bildirdim. Memnuniyetle karşıladı ve nasihatlerini dile getirdi. Ardından Teşkilat'a kaydımı yaptırmam için Jandarma Ali'ye doğru yol aldım.

Giyinip kuşandıktan sonra Agâh Bey'den fayda sağlayabileceğim bir görev üstlendim. Vakit kaybetmeden yola koyuldum.

Fazla kolaydı.. Görevimi teslim ettim ve Teşkilat tarafından ödüllendirildim. İlk maaşımı almanın zamanı gelmişti. Teşkilat, elindeki kısıtlı imkanlarla neferlerini önemsediklerini hissettirmeyi hiç elden bırakmamıştır. Maaşımı bankacıdan tahsil ettim, bereket versin.


Anne yüreği işte... :roll:
Jandarma Ali'nin haberi üzerine Balıkçı İdris ile tanışmak için Galata Köprüsü'ne yol aldım. (Oyuna ilk başladığım vakitler onu bulabilmek için akla karayı seçmiştim.

Balıkçının birkaç ricasını yerine getirdikten sonra baktım ki sofra kurulmuş, rakısından balığına.. Fakat ızgara eksikmiş, bir koşu Demirci Rüstem'e gidip ızgarayı kaptım. Bu ziyafet kaçar mı


Keten için 3 tane Cin öldürmem gerekiyordu. Ara sokaklardan geçtim, bölgeye vardım. 2 cin kestim, biraz soluklandım. Bir yandan da Recep Dayı ile lafladık..

Ketenleri tamamladıktan sonra Fahri Bey ustalığını konuşturdu ve yeni takımım hazırdı, efsunluydu da.. Elleri dert görmesin.

Hedef belliydi, Garr.. Bu da fazlasıyla kolaydı.

Agâh Bey'i fazla ihmal etmiştim. Yanına uğradım ve benim için vereceği bir görev vardı bile. İri farelerin işini hallettikten sonra ödülünü takdim etti.
Asalar... Büyücülerin olmazsa olmazı, simgesi, kurtarıcısı.. Bir büyücü kudretini, ihtişamını asaya borçludur. Tabii sahip olmak yetmez, kullanmasını da bilmeli..

Ve bir görev daha.. Cinler yine bir haltlar karıştırıyor. Teşkilat'ın bir operasyon planı var ve henüz başlangıcındayız. İlk işimiz ortalığı biraz kızıştırmak.


Cin operasyonunda ilerleme kaydediyoruz. Antrepo'da bir takım kazmalar buldum, Agâh Bey'in bakmasında fayda vardı. Parçalar yerine oturuyordu, sırada avcıları avlama vaktiydi.

Biraz soluklanmak için Mısır Çarşısı'na gittim. Sahaf Necmi ile karşılaştım ve bir görevden çok, ricada bulundu benden. Çınaraltı'na yol alma vakti.. Eminönü'nün en sakin ve güzide mekanı. Hamit Pehlivan'ın keyfi yerindeydi, selamlaştık, Sahaf'ın mesajını ilettim. En demlisinden bir çay içtik, bu arada da tavla attık. Boyumun ölçüsünü aldı tabii.. :|

Seviye atlamanın nimetlerinden faydalanmak için tecrübe puanımı tam sınırda bıraktım. Hızla indiriyordum Azul'un canını. Son anlara geldiğimizde birden nişancılar belirdi. Şanslıydım, Azul'un canını almadan can vermedim. :twisted:

Yorulmuştum ancak sevinçliydim. Teşkilat'ın güvenini boşa çıkarmadım. Agâh Bey bu başarıyı mükafatsız bırakmadı. Yeni asama kavuşmuştum.

Yorucu bir gündü.. Soluklanmak için Çınaraltı'nda biraz istirahat ettim. Arzuhalci adında, dış şehirden gelen bir zat ile selamlaştım. Biraz lafladık, ikram ettiği şaraptan bir kadeh içtim, yorgunluğumu aldı. Tuhaf adamdı doğrusu, bakışlarındaki derinliği anlayabilmek güçtü. Ancak geniş bir ilim, irfan sahibi olduğu aşikârdı. Yeni bir maceranın kokusunu alıyordum...
