İKV Pelotonu
Gönderilme zamanı: 02 Ağu 2013 16:38
İstanbul Kıyamet Vakti, kuralları, kanla değilse bile, acı, fedakarlık ve ortak zekayla yazılmış bir oyundur. Yıl boyu beraber savaşan oyuncular, imece usulüyle oyunun tüm olumsuzluklarına karşı koyarken bir yandan da rekabet ederler. İKV'nin anlaması en zor, takdir etmesi ise en güzel yanıdır bu. Rakibiyle ittifak yapmak gibi tuhaf bir ikilem oyuncunun hep tepesinde sallanır. Bu gariplik sonucunda, peloton denen o insan grubu, zaman içinde test edilmiş, tecrübeyle yontulmuş, yazılı olmayan bir kurallar bütünü geliştirmiştir. Bu nizama herkesin uyması beklenir. Uymayan ayıplanır, bunu alışkanlık haline getiren dışlanır. Pelotonun dışladığı bir oyuncunun oyun kariyeri bitmiş demektir; görevlerde tek başına kalır, kimse bölgeye almaz, savaş kazanamaz, evine ekmek götüremez. Bu "angajman kuralları" içinde, oyuncu afk iken atak yapmamak, gizli yerlerde birileri anlaşmalı kp kasarken saldırmamak gibi maddeler vardır.
Bu kurallarda kalbimi çalan çok şey var. Uzun dönemli fayda için kısa vadeli kazanımlardan vazgeçmek, topluluğun ortak çıkarını gözetmek, alçakgönüllülük, hakkına razı olma, rızkından fazlasını istememe, tevekkül, fedakarlık... İş hayatında çok meşhur olan "kazan-kazan" felsefesi asıl ruhunu bu kaidede bulur. Matematik bilimi, bu gibi olayları açıklamak için Oyun Teorisi'ni geliştirmiş yetmez mi?
Bu kurallarda kalbimi çalan çok şey var. Uzun dönemli fayda için kısa vadeli kazanımlardan vazgeçmek, topluluğun ortak çıkarını gözetmek, alçakgönüllülük, hakkına razı olma, rızkından fazlasını istememe, tevekkül, fedakarlık... İş hayatında çok meşhur olan "kazan-kazan" felsefesi asıl ruhunu bu kaidede bulur. Matematik bilimi, bu gibi olayları açıklamak için Oyun Teorisi'ni geliştirmiş yetmez mi?