890. sayfa (Toplam 899 sayfa)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 03:48
gönderen ustax66
Ankara
Ankara, Türkiye'nin bir ili, başkenti ve en kalabalık ikinci şehri. 2013 itibarıyla 5.045.083 nüfusa sahiptir. Coğrafi olarak Türkiye'nin merkezine yakın bir konumda bulunur ve Batı Karadeniz Bölgesi'nde kalan kuzey kesimleri hariç, büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nde yer alır. Yüzölçümü olarak ülkenin üçüncü büyük ilidir. Bolu, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray, Konya ve Eskişehir illeri ile çevrilidir.
Ankara'nın başkent ilan edilmesinin ardından şehir hızla gelişmiş ve günümüzde Türkiye'nin ikinci en kalabalık ili olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan ilin topraklarının yarısı hâlâ tarım amaçlı kullanılmaktadır. Ekonomik etkinlik büyük oranda ticaret ve sanayiye dayalıdır. Tarım ve hayvancılığın ağırlığı ise giderek azalmaktadır. Ankara ve civarındaki gerek kamu sektörü gerek özel sektör yatırımları, başka illerden büyük bir nüfus göçünü teşvik etmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze, nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü hizmet sektörü olarak tanımlanabilecek memuriyet, ulaşım, haberleşme ve ticaret benzeri işlerde, dörtte biri sanayide, %2'si ise tarım alanında çalışır. Sanayi, özellikle tekstil, gıda ve inşaat sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Günümüzde ise en çok savunma, metal ve motor sektörlerinde yatırım yapılmaktadır. Türkiye'nin en çok sayıda üniversiteye sahip ili olan Ankara'da ayrıca, üniversite diplomalı kişi oranı ülke ortalamasının iki katıdır. Bu eğitimli nüfus, teknoloji ağırlıklı yatırımların gereksinim duyduğu iş gücünü oluşturur. Ankara'dan otoyollar, demiryolu ve hava yoluyla Türkiye'nin diğer şehirlerine ulaşılır.
Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında tutmuştur. Tektosagların ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olan Ankara şehri ve Frigyalıların başkenti Gordion, il sınırları içinde yer alır. Yıldırım Bayezid'in Timurlenk'e yenik düştüğü Ankara Muharebesi Çubuk yakınlarında ve Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olan Sakarya Muharebesi Polatlı yakınlarında yapılmıştır.
İlin Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan kuzey kesimleri haricindeki büyük kısmı İç Anadolu Bölgesi'nde yer alır ve kara iklimine sahiptir. Şehirler dışındaki il topraklarının büyük kısmı tahıl tarlalarıyla kaplı platolardan oluşur. İlin çeşitli yerlerindeki doğal güzellikler korumaya alınmış, dinlenme ve eğlence amaçlı kullanıma sunulmuştur. İlin adını taşıyan tavşanı, keçisi ve kedisi dünya çapında bilinir, armudu, çiğdemi, yerel yemeklerden Ankara tavası ve Kızılcahamam'ın maden suları ise ülke çapında tanınır.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 03:51
gönderen ustax66
Mustafa Kemal Paşa
Mustafa Kemal Atatürk (d. 19 Mayıs 1881, Selânik – ö. 10 Kasım 1938, İstanbul), Türk siyasetçi, asker ve devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına önderlik yapmış ve TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı seçilmiştir. Osmanlı mirlivası ve Türkiye'nin iki mareşalinden biridir. 1919 yılında başlattığı Kurtuluş Savaşı'na lider olmuş; daha sonra, modern Türkiye'yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı ordusunda subay olarak görev yapmış; Türk Orduları Başkomutanı olarak Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki başarısından dolayı 19 Eylül 1921 tarihinde, "Gazi" unvanını almış ve mareşalliğe yükselmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi'ni kurmuş ve ilk genel başkanı olmuştur. 1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı olmuştur.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 03:55
gönderen ustax66
İstanbul
İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık, ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan en önemli şehri.
Şehir, iktisadi büyüklük açısıdan dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa'da birinci, dünyada ise Şanghay'dan sonra ikinci sırada yer almaktadır.
İstanbul Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. İstanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa'daki bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu Yakası veya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç'in sardığı bir yarım ada üzerinde kurulan İstanbul'un batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, M.S. 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, hilafetin Osmanlı İmparatorluğu'na geçtiği 1517'den kaldırıldığı 1924'e kadar Sünni İslam'ın da merkezi oldu.
Son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz Mağarası'ndan çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası'nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun İ.Ö. 5500'lere tarihlenen Fikirtepe Kültürü olduğunu göstermiştir. Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul'un değil, tüm Marmara Bölgesi'nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası'nda Kalkedon; Avrupa Yakası'nda Byzantion'dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere binlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara'ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olma özelliğini sürdüregelmiştir.
Karadeniz ile Marmara Denizi'ni bağlayan ve Asya ile Avrupa'yı ayıran İstanbul Boğazı'na ev sahipliği yapması nedeniyle, İstanbul'un jeopolitik önemi oldukça yüksektir. Bugün tamamına yakını doldurulmuş olan ya da kaybolan doğal limanları vardır. Bu özellikleri yüzünden bölge toprakları üzerinde uzun süreli egemenlik anlaşmazlıkları ve savaşlar yaşanmıştır. Başlıca akarsular Riva, Kâğıthane ve Alibey dereleridir. İl toprakları az engebelidir ve en yüksek noktası Kartal ilçesindeki Aydos Dağı'dır. İldeki başlıca doğal göller Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu gölleridir.İl ve yakın çevresinde, Karadeniz ile Akdeniz makro iklimleri arasında geçiş özellikleri görülür. Hava sıcaklıkları ve yağış ortalamaları düzensiz; bitki örtüsü dengesizdir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 03:59
gönderen ustax66
Heyeti Temsiliye
Heyet-i Temsiliye (Temsil Kurulu, Temsilciler Heyeti), Mondros Mütarekesi’nden sonra Anadolu topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesi üzerine başlayan ulusal direniş sırasında, ulusal bir meclisin (TBMM) kuruluşuna dek Milli Mücadelenin yürütme organı olarak görev yapmış kuruldur.
İlk olarak Erzurum Kongresi delegeleri arasından doğu illerini temsil etmek ve kongrenin kararlarını uygulamak üzere seçilen 9 kişilik kurula Sivas Kongresi’nden sonra tüm yurdu temsil etmek görevini verilmiş ve üye sayısı 16 kişiye çıkarılmıştır.
İstanbul hükümetine alternatif bir geçici hükümet olarak çalışan Mustafa Kemal Paşa başkanlığındaki kurul, 27 Aralık 1919'dan itibaren faaliyetlerini Ankara'da sürdürmüş ve Millet Meclisi’nin kurulmasında aktif rol oynamıştır.
Sivas’tan Ankara’ya 27 Aralık 1919’da varan Heyet-i Temsiliye kafilesi, beşi Heyeti-i Temsiliye üyesi (Mustafa Kemal Paşa, Hüseyin Rauf Bey, Mazhar Müfit Bey, Hakkı Behiç Bey, Şeyh Fevzi Efendi) olan 19 kişiden oluşuyordu .. Ankara’da kendilerine tahsis edilen Ziraat Mektebi’ne yerleştiler. Heyet-i Temsiliye’nin geçici merkezinin Ankara olduğunu duyuran bir bildiri yayımlandı.
Keçiören tepesi yamacındaki Ziraat Mektebi, bir süre için Heyet-i Temsiliye’nin kararagahı oldu. Heyet, yeniden açılan Osmanlı Mebusan Meclisi’ne üye olarak İstanbul’a gidecek olan mebuslarla görüşmeler yaptı. Misak-ı Milli’yi hazırladı ve Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesini sağladı.
TBMM’nin açılmasından kısa süre önce Heyet-i Temsiliye, Ankara Garı’ndaki “Direksiyon binası” adlı yapıya taşındı. TBMM’nin açılması ile Heyet-i Temsiliye’nin görevi sona erdi.
Mecliste Mustafa Kemal Ankara Milletvekili ve meclis başkanı oldu. Diğer Heyeti Temsiliye üyelerinden Hüseyin Rauf Bey Sivas, Bekir Sami Bey Amasya, Refet Bey İzmir, Kara Vasıf Bey Sivas, Mazhar Müfit Bey Hakkari, Ömer Mümtaz Bey Ankara, Hüsrev Sami Bey Eskişehir, Hakkı Behiç Bey Denizli, Ratipzade Mustafa Bey Niğde delegesi olarak mecliste yer aldı.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 04:04
gönderen ustax66
Erzincan
Erzincan, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde 39 02'- 40 05' kuzey enlemleri ile 38 16'- 40 45' doğu boylamları arasında yer alan, dokuz ilçeden oluşan bir ildir. Bunlar Refahiye, Kemah, Kemaliye, Tercan, Çayırlı, İliç, Otlukbeli ve Üzümlü'dür. Kuzeyinde, Giresun, Bayburt, Gümüşhane; batısında Sivas; doğusunda Erzurum ve Bingöl; güneyinde ise Tunceli, Malatya ve Elazığ illeri bulunmaktadır. Tarihi ipek yolunun üzerinde yer alır.
Tarihçe
Tarih öncesi çağlarda Urartu egemenliğinde olan bölge doğu-batı, güney-güneybatı yol güzergahlarında olması ve tarihi İpek Yolu’nun Erzincan’dan geçmesi sebebiyle tarih boyunca önemini korumuştur. Bu ticari kaygılar bölgeye Urartular haricinde Hititleri, Medleri, Persleri, Makedonlarıve Romalıları da çekmiştir.
Uzun süre doğu ve batının çekişmesine sahne olan Erzincan, 7. yüzyıldan itibaren Müslüman akınlarına uğramış, birkaç defa Bizanslılar ve Araplar arasında el değiştirmiştir.
1071 Malazgirt zaferiyle Türkler Anadolu’ya girmiş ve zaferin hemen arkasından Sultan Alparslan'ın kumandanlarından emir Mengücek tarafından Kemah civarında İlk Türk Beyliği olan Mengüçlü Beyliği kurulmuştur. Mengücek Beyliği 1228'e kadar devam etmiş, Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Alâeddin Keykubad tarafından sona erdirildikten sonra Erzincan, Anadolu Selçuklu Devleti'nin egemenliğine girmiştir. 1230'da Anadolu Selçukluları ile Harzemşahlar arasındaki Yassı Çemen Muharebesi'ne sahne olan Erzincan Moğol istilasına uğramıştır. kısa bir dönem sonra İlhanlılar'ın egemenliğine girmiştir. İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönetmişlerdir. Son İlhanlı valisi olan Alaaddin Eretna ilhanlı hükümdarı Bahadır Han'ın ölümü (1335) üzerine İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayirîler'e bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Böylece Erzincan 1335-1381 yılları arasında Eretna Devleti'nin hakimiyeti altında kalmıştır. Eretna Devleti'nin Erzincan'daki yöneticisi Pir Hüseyin'in 1379 yılında ölümü üzerine Mutahharten Bey yönetimi ele geçirerek; aynı yıl adına para bastırıp ve hutbe okutarak Erzincan merkez olmak üzere bağımsızlığını ilan etmiş ve Erzincan Beyliği'ni kurmuştur.
1401'de Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı egemenliğine katılan Erzincan kısa bir süre sonra Timur'un istilasından kurtulamamış ve devamında 1419'da Karakoyunlular'ın, 1455'de Akkoyunlular'ın eline geçmiştir. Otlukbeli ilçesinde 11 Ağustos 1473 tarihinde, Fatih Sultan Mehmet ve 100 bin kişilik Osmanlı ordusu ile Uzun Hasan ve 70 bin kişilik Akkoyunlu ordusu arasında gerçekleşen Otlukbeli Savaşı'nda kazanan Osmanlılar bölge üzerinde tam bir hakimiyet kurmamışlar, bir süre yerel beylerin yönetiminde bırakılmış, 1514'de Yavuz Sultan Selim tarafından savaşsız bir şekilde Osmanlı devletine katılmıştır. Erzincan 17. yüyılda Celali isyanlarından, 19. yüzyılda da ova köylerini basan Dersim aşiretlerinden zarar görmüştür.
I. Dünya Savaşı'nda Sarıkamış Savaşı'nın galibi General Nikolay Yudeniç komutasındaki Rus Kafkasya Ordusu 1915 yılının yaz aylarında Anadolu'ya taaruza geçmiş ve Erzincan'a kadar ilerlemiştir. Malazgirt'te karşı karşıya kalan iki ordu arasındaki savaşı'nı Osmanlı ordusu kazanmış ve Rus ordusu Malazgirt'i terk ederek Van'a doğru çekilmiştir. Böylece Türkler Malazgirt'te kazanarak yerleştikleri toprakları 844 yıl sonra, yine Malazgirt'te kazanarak korumuşlardır; ancak Rus ordusu geri dönerek 2 Temmuz 1916'da Erzincan Muharebesi'ni kazanarak Erzincan'ı işgal etmiştir. Rus ordusu ile birlikte hareket eden ayrılıkçı Ermeni çeteleri de Erzincan'a inmişler, 18 Aralık 1917 de Sovyet hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de Rus askerleri bölgeden çekilmiş ancak Ermeni çeteleri katliama varan bir çok kanlı olaya sebep olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13 Şubat 1918 de Erzincan'ı 22 Şubat 1918 de Tercan'ı ermeni silahlı güçlerinden kurtarmışlardır.
Erzincan depremleri
Erzincan tarihinde değişik şiddetlerde 30’dan çok deprem olmuştur. Erzincan, 1939 ve 1992'da gerçekleşen iki büyük depremde büyük hasar görmüş binlerce insanını kaybetmiştir. 1939 depremi 20. yüzyılda yeryüzünde görülen 15 büyük depremden biridir. Bu depremde 32.000 kişi ölmüş, 4.125 kişi de ağır yaralanmıştır. 14.401 bina yıkılmış, 4.043 bina da ağır hasara uğramıştır. Deprem bölgesindeki kurtarma çalışmaları günlerce devam etmiştir. Özellikle Erzincan, Şebinkarahisar, Alucra, Fatsa, Erbaa ve Niksar cezaevlerindeki mahkumlar büyük fedakarlıkla kurtarma çalışmalarına katılmışlardır. Bu çalışmalarından ötürü 241 mahkumun para cezalarının tümü ve geri kalan cezalarının 4/5’ini bağışlayan bir kanun kabul edilmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir inşasına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir. Erzincan'da yıkıcı bir başka deprem de 13 Mart 1992'de yaşanmıştır. Bu deprem 6,8 büyüklüğünde olmuş, 653 kişi hayatını kaybetmiştir. Erzincan Bölgesinde son 1000 yıl içinde şiddeti 7’ den daha büyük 10’dan fazla deprem yaşanmıştır.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 04:08
gönderen ustax66
Afganistan
Afganistan, resmî adıyla Afganistan İslam Cumhuriyeti Orta Asya'da yer alan ve denize sınırı olmayan bir ülkedir. Orta Asya'da bulunur; ama etnik ve kültürel bağlarından dolayı bazı kaynaklar tarafından Orta Doğu'da kabul edilir. Doğu ve güneyde Pakistan, batıda İran, kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, doğuda da ufak bir sınırla Çin ile çevrilidir.
Afganistan, özellike güney bölgelerde yaşayan Peştun çoğunlukla birlikte Tacik, Hazara ve Özbek kökenli halkları da barındırır. Ayrıca nüfusa oranları %5'i geçmeyen birçok etnik kökenli halk da (örneğin Beluciler, Türkmenler, Nuristaniler, Araplar vs.) bu ülkede yaşamaktadır.
Ticaretin merkez noktalarından birinde olan Afganistan, bu stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca İranlılar, Yunanlar, Araplar, Moğollar, İngilizler ve Sovyetler gibi çeşitli ulusların istilasına uğramıştır.
Afganistan genellikle engebeli bir araziye sahiptir. Ülkenin doğusundan içlerine uzanan ve himalaya dağlarının bir uzantsı olan Hindukuş Dağları, güneyindeki Çağay Dağları ve kuzeydeki Pamir Dağları ülkenin başlıca yükseltileridir.Ülkenin en yüksek noktası Hindukuş Dağları'ndaki 7492 m. ile Nowşak tepesidir. Ülkenin güneybatısı ve batısı dağlık değildir. Ancak fazla akarsu kaynağı olmaması nedeniyle tarım yapılamaz. Ülkede başlıca Amu Derya, Helmend, Farahrud, Murgap ve Herirud nehirleri vardır.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 04:11
gönderen ustax66
Kabil
Kâbil (Farsça: کابل, Kābol), Afganistan'ın başkenti ve en büyük şehridir.
Aynı zamanda ülkenin Kabil Vilayeti'nin de yönetim merkezi olan kent ülkenin doğusunda yer alır. 2011 yılı resmi rakamlarına göre banliyöleriyle birlikte 3,9 milyona yaklaşan nüfusuyla sadece ülkenin değil Merkezi Asya'nın da önemli merkezleri arasındadır.
Ülkenin ticari ve kültürel merkezi olan kent Hindukuş Dağları içinde Kabil Nehri boyunca ilerleyen dar bir vadide deniz seviyesinden 1800 metre yükseklikte kurulmuştur. Kabil, kuzeyde Hindukuş Dağları'ndaki geçitlere bağlanan yolları ve güneyde Pakistan'a uzanan Hayber Geçidi'ni denetlemesine olanak veren elverişli konumuyla stratejik bir kenttir. Ayrıca şehrin, ülke içinde Kandahar, Herat ve Mezar-ı Şerif, ülke dışında ise Celalabad üzerinden Peşaver ile iyi bir karayolu bağlantısı vardır.
Kabil'in önemli ticari ürünleri; taze ve kurutulmuş meyve, fındık, Afgan kilimleri, deri ve koyun derisi, iç giyim ve mobilyadır. Başlıca sanayi ürünleri ise; pamuklu ve yünlü dokuma, besin ürünleri ve mermerdir. Kabil'de çok sayıda tarihsel yapı ve Babür'ün mezarı bulunur. Keza onun adını taşıyan bahçeden başka birçok park ve bahçe kenti süsler ki 1978 işgalinden önce de günümüzde de şehrin büyük turizm potansiyeli vardır. Fakat Ruslar'la savaşın başladığı 1978 yılından beri şehrin ekonomik faaliyetleri önemli ölçüde azalmıştır. Son yıllarda, özellikle 2001 yılından sonra Hamid Karzai döneminde bu konuda bir canlanma olduğu görülmektedir.
Kabil, 3.500 yıllık tarihiyle, Güney ve Orta Asya ticaret yolları üzerindeki stratejik konumu için pek çok devletin savaş alanı olmuş ve sürekli el değiştiren gözde bir şehirdir. 1978 yılındaki Rus ve 2001 yılındaki ABD işgali ise yakın tarihte görülebilen örneklerindendir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 04:13
gönderen ustax66
Kabil Havaalanı
Kabil Uluslararası Havaalanı (Peştuca: دکابل نړیوال هوایی ډګر), (Persçe: میدان بین المللی کابل ), Afganistan'ın başkenti Kabil'deki uluslararası havaalanıdır. Khwaja Rawash Havaalanı olarak da bilinir. Ticari hava trafiğinin yanı sıra, ISAF'ın görev süresinin bir parçası olarak aynı zamanda bir askeri havaalanı olarak diğer NATO ülkelerin ve ABD tarafından kullanılmaktadır. Şehir merkezine üç kilometre uzaklıktadır ve deniz seviyesinden yaklaşık 1.800 m yükseklikte yer alır.
Afganistan'ın modernize olması sırasında Kabil Uluslararası Havaalanı bir anda 1960'ların başlarında inşa edilmiştir. 1979-1989 yılları arasında Afganistan'da 10 yıllık Afgan-Sovyet Savaşı sırasında havaalanı Kızıl Ordu tarafından tam kontrol altına alındı. Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin Afganistan'ı 2001 yılında işgal edene kadar Sovyetlerin çekilmesiyle birlikte özel milis ve diğer rejimlere açık Sovyet destekli Afgan askeri kontrolünde kaldı.
İlk başta Kabil Havaalanı ABD silahlı kuvvetleri ve Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü (ISAF) ve NATO liderliğindeki barış gücü için hizmette kaldı. 2002 yılı başında BM yaptırımlarının kaldırılmasından sonra nihayet sivil havayolları için kullanılmak üzere izin verildi. ABD ordusu ve ISAF, havaalanının askeri bölümünün güvenliğini sağlar. Afgan Ulusal Polisi ve Afgan Ulusal Ordusu tarafından ise havaalanı çevresinde güvenlik kontrolü yapılmaktadır.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 04:15
gönderen ustax66
Babrak Karmal
Babrak Karmal (6 Ocak 1929, Kamari - 3 Aralık 1996, Moskova), 1979-1986 yılları arasında Afganistan Demokratik Cumhuriyeti dönemi esnasında Afganistan'ın üçüncü devlet başkanıydı. Marksist liderlerin uzman propagandacıları arasında en iyisi olarak gösteriliyordu.
Gençliği
Seçkin bir ordu generalinin oğlu olarak, Kabil doğusunda Kamari köyününün varlıklı bir ailesinde doğmuş olmasına rağmen, Babrak Karmal, annesinin ölümünden sonra zor hayat koşulları altında yaşadı. Lisede ilgisiz bir öğrenciydi. Daha sonra Kabil Üniversitesi'nde hukuk okudu. Bir hatip olarak şöhret kazandı. 1951'de üniversitenin öğrenci birliğinde eylemci oldu. Marksist siyasal faaliyetlere karıştı, bu faliyetleri nedeniyle beş yıl boyunca hapsedildi. Hapishanede, Ekber Hayber ve Muhammed Sıddık Farhang ile arkadaş oldu. Burada iki arkadaşıyla birlikte Sovyet yanlısı düşüncelerini geliştirdi. Mezun olduktan sonra, Planlama Bakanlığına girdi.
Siyasi hayatı
1 Ocak 1965'te yapılan bir kongrede yirmi sekiz kurucu üye arasındaydı ve Kabil'de Afganistan Demokratik Halk Partisi'ni kurdu. Partinin genel sekreterliğine getirildi. 1965'ten 1973'e kadar bu partide hizmet etti. 1967'de Demokratik Afganistan Partisi Parcham (Bayrak) ve Khalq (Halk) adında iki bölüme ayrıldı. Karmal daha önce Perçem hizibinin lideri oldu. Hizipler, 1977'de birleştirdi ve Nisan 1978'de, Afganistan'ın kontrolünü ele geçirdi. Karmal, önce başbakan vekili oldu ama rakip Halk hizibinin yükselişinden sonra Prag'a büyükelçi olarak atandı.
ADHP, sosyalist fikirlerle ülkeyi yenileştirmeyi deniyordu; fakat ülkede büyük rahatsızlık vardı. Aralık 1979'da Sovyetler, Afganistan'ı istila etti ve Sovyetlere ait komandolar, lider Hafızullah Amin'i öldürdü. Sovyetler, Afganistan Demokratik Cumhuriyeti'nin yeni başkanı olması için Karmal'ı önerdi. Babrak Karmal, ADHP'in Perşem hizibinin sürgüne gönderilen lideri, Afgan hükümetinin yeni lideri olarak Sovyetler tarafından yerleştirildi.
Karmal, Haziran 1981'de başbakanlık görevini Sultan Ali Keşmand'a devretmekle birlikte partinin genel sekreterliğini ve Devrim Konseyi başkanlığını sürdürdü. Bu arada sosyalist rejime ve 1985'te sayıları 115 bine ulaşan Sovyet askerlerine karşı silahlı direniş yükselirken, ADHP içindeki Halk ve Bayrak kanatları arasındaki iktidar mücadelesi de sürdü. Sovyetlere ait destekle o bölgede güç sağlamak için görevlendirildi fakat başarılı olamadı.
Sonu
4 Mayıs 1986'da partinin genel sekreterliğinden uzaklaştırıldı. Daha önemsiz bir görev olan Devrim Konseyi başkanlığına getirildiyse de, kısa bir zaman sonra bu görevinden de istifa etmek zorunda bırakıldı. Yerine Dr. Muhammed Necibullah getirildi, Moskova için Afganistan'ı terk etti, 1989'da kısa bir süre için Kabil'e döndü. 1996'da Moskova'da öldü. Cenazesi önce Özbekistan'a getirildi, daha sonra Afganistan'a götürülerek defnedildi.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 27 Ara 2014 12:45
gönderen ustax66
Yargıtay
Yargıtay, bazı ülkelerin yargı sistemlerinde bulunan en üst düzey mahkemedir. Bu tür yargı sistemlerinde son inceleme mercii Yargıtay'dır. Bazı ülkelerde Askerî Yargıtaylar da bulunmaktadır. Askerî Yargıtay'ın Yargıtay'dan tek farkı askerî davalara bakmalarıdır. Yargıtay yaklaşık olarak diğer ülkelerdeki yüksek mahkemelerin dengidir. Çeşitli ülkelerde bulunan Yargıtaylar aşağıda listelenmiştir.
Yargıtay (Ermenistan)
Yargıtay (Belçika)
Bulgaristan Yargıtay Yüksek Mahkemesi
Seber (Etiyopya)
Yargıtay (Fransa)
Yargıtay (Yunanistan)
Yargıtay (Irak)
Yargıtay (İtalya)
Yargıtay ve Adalet Yüksek Mahkemesi (Romanya)
Yargıtay (Senegal)
Sırbistan Yüksek Mahkemesi
Yargıtay (İsviçre)
Yargıtay (Tunus)
Yargıtay (Türkiye)