***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Hideki Tojo

Hideki Tōjō (東条 英機 Tōjō Hideki?) (Kyūjitai: 東條 英機, d. 30 Temmuz 1884, resmî kaydında: 30 Aralık 1884; Tokyo, resmî kaydında Iwate - ö. 23 Aralık 1948; Sugamo Hapishanesi, Tokyo, Japonya), Japon İmparatorluk Kara Kuvvetleri'nin orgenerali ve Japonya'nın 40. başbakanı (18 Ekim 1941 - 18 Temmuz 1944) dır.

Hideki Tōjō, 1933 yılında Tümgeneralliğe terfi etti ve Ordu Bakanlığı bünyesinde Personel Daire Başkanı olarak görev yaptı. 1934 yılında IJA 24. Piyade Tugay Komutanlığı'na atandı. 1935 yılının Eylül ayında, Mançurya'da Kwantung Ordu Kempeitai üst komutasını devraldı. Siyaseten, faşist, milliyetçi ve militarist olduğu kadar hızlı karar alabilme yeteneğine sahip olduğu gerekçesiyle kendisine "Razor" lakabı verilmiştir.

1945 yılında Japonya'nın kayıtsız şartsız teslim olmasından sonra, ABD'li general Douglas MacArthur, Tojo'da dahil olmak üzere 40 savaş suçlusu zanlısının tutuklanması için emir yayınladı. Setagaya'da ki Tojo'nun evi gazeteciler ve fotoğrafçılar ile kuşatıldı. Amerikan askeri polisi 8 Eylül 1945'de evini kuşattı. 11 Eylül'de evin içerisinden boğuk bir ateşlenmiş silah sesi duyuldu. Tojo, bir tabanca ile göğsünden kendisini vurarak intihara teşebbüs etmiştir fakat kurtarılmıştır.

II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Uzak Doğu Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi tarafından A Sınıfı savaş suçlusu olarak hüküm giydi ve asılarak idam edildi. Sorumlu tutulduğu suçlardan bazıları şunlardı: Provokasyon olmaksızın Çin'e saldırmak, Fransa'ya, ABD'ye, Büyük Britanya'ya, Hollanda'ya saldırmak, savaş suçlularına kötü muameleye izin vermek. Ayrıca Başbakanlığı sırasında, Japonya'nın etki alanlarında yapılan ve yaklaşık 8 milyon kişinin ölümü ile sonuçlanan katliamlardan da sorumlu tutuldu.

12 Kasım 1948 tarihinde ölüm cezasına çarptırıldı ve 23 Aralık 1948 tarihinde asılarak idam edilmiştir. Yaptığı son açıklamalarda, Japon askeri tarafından işlenen zulümler için özür diledi ve yıkıcı hava saldırıları ve iki atom bombalı saldırı geçiren Japon halkına karşı merhamet göstermek için Amerikan askerlerine çağrıda bulunmuştur.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

24 ARALIK 2014 - TARİHTE BUGÜN

Olaylar
1638 - Osmanlı padişahı IV. Murat, Bağdat'ı ele geçirdi.
1865 - Müttefik ordusunun bazı eski üyeleri Pulaski'de (Tennessee, ABD) özel bir sosyal kulüp kurdular: Ku Klux Klan.
1871 - Giuseppe Verdi'nin Aida adlı operası, Süveyş kanalı'nın açılış kutlamalarında, Kahire'de ilk kez çalındı.
1923 - Arnavutluk'ta cumhuriyet ilan edildi.
1941 - İkinci Dünya Savaşında Hong-Kong Japonların eline geçti.
1943 - ABD başkanı Franklin D. Roosevelt, General Dwight D. Eisenhower'i müttefik kuvvetler komutanlığına atadı.
1951 - Libya İtalya'dan bağımsızlığını ilan etti.
1979 - Zeki Ökten'in yönettiği Sürü filmi Belçika Kraliyet Film Arşivi Uluslararası Seçkin Filmler Yarışması'nda Büyük Ödülü kazandı.
1994 - Cumhuriyet Halk Partisi ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti birleşme kararı aldı.
1995 - Erken genel seçim yapıldı. Refah Partisi seçimden birinci parti olarak çıktı, ikinciliği milletvekili sayısı bakımından DYP, oy oranı açısından ANAP aldı.

Doğumlar
1166 - Yurtsuz John, Magna Carta'yı imzalayan İngiltere kralı (ö. 1216)
1761 - III.Selim, 28. Osmanlı Padişahı (ö. 1808)
1867 - Tevfik Fikret, Türk şair (ö. 1915)
1868 - Emanuel Lasker, Alman dünya satranç şampiyonu ve matematikçi (ö. 1941)
1961 - İlham Aliyev, Azerbaycan devlet başkanı

Ölümler
1524 - Vasco da Gama, Portekizli kaşif ve seyyah (d. 1468)
1868 - William Makepeace Thackeray, İngiliz yazar (d. 1811)
1935 - Alban Berg, Avusturyalı besteci (d. 1885)
1979 - Şadi Çalık, Türk heykeltraş (d. 1917)
1982 - Louis Aragon, Fransız yazar (d. 1897)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Osmanlı padişahı IV. Murat

IV. Murad (Osmanlı Türkçesi: مراد رابع Murād-i rābi‘) (d. 27 Temmuz 1612, İstanbul - ö. 8 Şubat 1640, İstanbul), 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan (Erivan) ve Bağdat fatihidir. IV. Murat İstanbul'da, Sultan I. Ahmed'in ve asıl ismi Anastasya olan Rum asıllı devşirme Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Genç Osman'ın Yedikule zindanlarında bir grup isyancı Yeniçeri tarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. I. Mustafa akli dengesinin padişahlık yapmaya uygun olmadığı iddia edilerek çeşitli entrikalarla tahttan indirildi ve yerine yeğeni olan IV. Murat 11 yaşındayken padişah yapıldı.

IV. Murat Osmanlı sultanları arasında fiziksel kuvvetiyle ünlüdür. İriyarı olan padişah erken yaşlardan beri güreşe, cirite, biniciliğe ve ağırlık kaldırmaya ilgi duymuştu. Ergenlik döneminde hızla gelişmiş özellikle çalıştığı ağırlıkların etkisiyle de ömrü boyunca eklem ve kas ağrıları çekmiştir.

Dönemin ruznameleri başta olmak üzere padişahın gücüyle ilgili özellikle sözlü kültürde abartılı ifadeler göze çarpar. IV. Murat'ın bir askeri atıyla beraber ikiye bölmesi, yola devrilen yüzlerce kiloluk ağaçları tek başına kaldırıp atması, kale kapılarını koç başıyla kırması, güreşte yenilmezliği bunlardan bir kaçıdır. Padişahın tek kolla 60 kilogramlık gürzleri ve 50 kilogramlık yayları ustalıkla kullandığı, sinirlendiği zaman devlet adamlarını kuşaklarından tutup kaldırdığı, Revan seferinde top güllelerini tek başına topa sürdüğü, İran'dan gelen ve kendisine kırılmaz olarak takdim edilen bir yayı kimsenin kıramaması üzerine 2 kez kırdığı söylenir. Bir gece Bağdat'ta onu öldürmek için odasına giren 4 cellatı kendisinin öldürdüğü iddia edilir. Konya'da Abisi Genç Osman'ın infazında rol oynadığı iddia edilen iki eski Yeniçeriyi kalabalığın arasında tanımış ve gürzüyle öldürmüştür.

Hindistan'dan gelen bir elçi heyeti IV. Murat'a çok sağlam ve her darbeye karşı dayanıklı bir kalkan hediye etmiştir. Kalkanın sağlamlığını denemek isteyen Padişah adamlarına kalkanı bir yere asmalarını söyler, kalkan asıldıktan sonra bu kalkana ok atışları yapmış bu kalkanı defalarca delmiştir. IV. Murat'ın gürzü ve yayı şu an Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir. Bağdat kuşatması esnasında da yüzlerce kiloluk bir topu kaldırıp Fırat nehrine attığı sonra da tek başına onu nehirden çıkardığı Musul ve Kerkük Türkmenleri tarafından anlatıla gelen kendisiyle ilgili birçok efsaneden birisidir. Padişahın bu abartılı sayılacak fiziksel kuvveti onun otoriter ve genç imajıyla birleştiğinde ortaya sıra dışı, korkutucu ve karizmatik bir padişah figürünün doğmasına neden olmuştur.

IV. Murat devrindeki en önemli askerî olay Safevîlere karşı girişilen 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı'dır. Bu savaşta Osmanlı orduları Revan Seferi ile Doğu Anadolu, Ahıska, Revan (Erivan) ve Kafkaslar'ın önemli bir bölümünü ele geçirmiştir. Anadolu'da bozulan otoriteyi sağlamak adına bu seferi ve Bağdat seferini bir fırsat olarak görmüştür. Bu yüzden geçtiği birçok yerde hakkında şikayette bulunulan birçok devlet görevlisini, isyancıyı ve Safevi ajanını infaz ettirmiştir.[kaynak belirtilmeli] Anadolu, Kanuni Sultan Süleyman'dan beri ilk defa padişahı Anadolu'da görme fırsatını bu seferlerle bulmuştur. 1638 yılındaki Bağdat Seferi ile 1624'ten beri İran işgali altında bulunan bu şehri yeniden Osmanlı topraklarına katmıştır. Bağdat Seferi, Osmanlı tarihinin en gösterişli seferlerinden birisi olmuş ve padişah büyük bir komutan edasıyla Doğuda varlık göstermiş, uzun ve kanlı bir kuşatmadan sonra Sunni üstünlüğünü doğuda tekrar tesis etmiş kendisi de Bağdat Fatihi olarak anılmıştır. Kuşatma 40 gün sürmüştür. Sefer Genç Osman marşına konu olan ve dahası birçok efsane ve menkıbeyle ölümsüzleşmiştir. Bağdat'ta kuşatma devam ederken tahrip edilen İmam Azam'ın türbesine yüzü olmadığını söylerek ziyarette bulunmamış, Bağdat'ı şiilerden almadıkça da da huzuruna çıkmaktan haya ettiğini söylemiştir. Fetihle beraber ilk burasını ziyaret etmesi Sunni İslam çevrelerinde onu bir kahramana dönüştürmüş ve Selahaddin Eyubi ile kıyaslanmıştır. Bağdat'ın fethinin ardından IV. Murat, tarihe geçen o ünlü sözü söylemiştir:

“ Bağdat'ı almaya çalışmak, Bağdat'ın kendinden daha mı güzeldi ne! ”
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Bağdat

Bağdat (Arapça: بغداد) Irak'ın başkenti. Britannica Ansiklopedisi 'na göre 2001 nüfusu 4.950.000 iken, Irak Savaşı sonrası Bağdat'ın nüfusu 2011'de 7.216.000'dir. Irak'ın en büyük kenti olan Bağdat aynı zamanda Ortadoğu'da Kahire ve Tahran' dan sonra en büyük üçüncü şehirdir.

Dünyaca ünlü eski medeniyet merkezleri olan Babil, Seleukia, Medain gibi şehirlerin kalıntılarının yakınında kurulan Bağdat, Aşağı Mezopotamya'da, Dicle Nehri'nin iki yakasında yer almaktadır. Abbasiler zamanında 2,5 milyon nüfusu ile İslâm Devleti'nin başkenti olan şehir, 1058 yılından sonra Selçuklu sultanlarının uğrak yeri olmuştur. Osmanlı döneminde önemli bir vilayet olmuştur.

İlk defa Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur tarafından Bağdad adlı eski bir Sasani köyünün yerine Darüsselam adıyla kuruldu (M.S. 766). Daha sonra Medinet-üs-Selam adını alan şehir, en sonunda halk arasındaki adı olan Bağdat adını alarak gelişimini devam ettirdi. Harun Reşid devrinde (M.S. 809) büyük bir kültür merkezi ve Abbasiler'in başkenti oldu. Bundan sonraki dönemlerde de Bağdat kültür ve ticaret merkezi olarak önemini sürdürdü.

İslam dünyasının dinsel önderi konumundaki Abbasiler XI. Yüzyıldan itibaren Bağdat'ı nüfuzlarına alan Büveyhoğulları'nın siyasal baskısı altına girdi. Büyük Selçuklu SultanıTuğrul Bey, Halife Kâim'in çağrısı üzerine 15 Aralık 1055'te Bağdat'a girdi ve Büveyhoğulları'nı halifeliğin merkezinden çıkardı. Bu olayın ardından Büyük Selçukluların İslam dünyasındaki itibarı arttı.

1059'dan 1142'ye dek Büyük Selçuklular, Bağdat'ta Şahne adında Türk asıllı komutanlar bulundurdular. Bu komutanlar, Bağdat askerî valisi ve zaptiye nazırı olarak görev yaparlarken, ayrıca Halife'nin şerefini ve hayatını da koruyorlardı.

Bağdat'ın tarihindeki ilk felaket 1258'de Moğol İlhanlı hükümdarı Hülagû Han'nın istilasıyla geldi. Hülagu şehri yakıp yıkarken buradaki halifeyi de öldürttü.

Bağdat çeşitli devletlerin elinde kaldıktan sonra 1534 Kanuni Sultan Süleyman'ın Irakeyn Seferi sonucunda Safevilerden alınarak Osmanlı topraklarına katıldı. 1624'te Safeviler'in geçici işgaline uğrayan kent padişah IV. Murat'ın Bağdat Seferi sonucunda tekrar Türk ordusunca fethedildi.

I. Dünya Savaşı'na kadar Osmanlıların elinde olan Bağdat, 1917'de İngiliz kuvvetlerince işgal edildi ve 1921'de kurulan bağımsız Irak Krallığının başşehri oldu. Bu durum Türkiye tarafından da Lozan Antlaşması ile (1923) resmen kabul edildi.

II. Dünya Savaşı sonrasında petrol gelirlerindeki büyük artış, Bağdat'ın gelişmesinde büyük rol oynadı. Irak sanayiinin çoğu buradadır. Deri eşya, ipek ve pamuklu dokuma, tuğla, çimento, hurma, tütün mamüllerinin yanı sıra petrol rafinerileri, demiryolu atölyeleri ve bir de demir çelik fabrikası vardır.

Bağdat'ta eski şark pazarlarından, cam ve selih binalara kadar her çeşit mimari yapı görülebilir. Şehrin eski manzarası değişmekle beraber, pek çok eski bina, kaldırım kahveleri, eski tarz minare ve camiler bugün de durmaktadır. Kazımeyn'deki 19. yüzyıl yapısı altın kubbeli görkemli cami ile yüzü aşkın başka cami ve minare, şehrin mimari güzelliğine ayrı bir hava vermektedir.

Irak'ın başlıca devlet kurumlarının merkezleri yine Bağdat'tadır. 1958'de kurulmuş olan Bağdat Üniversitesinden başka El-Mustansır Üniversitesi, Teknoloji Üniversitesi ve birkaç yüksek okul vardır. Saddam Hüseyin yönetiminin 1990'da Kuveyt'i işgal etmesi üzerine başlayan Körfez Savaşı'nın ardından kurulan ve Amerika Birleşik Devletleri önderliğindeki BM Gücü, 1991 Ocak ayından itibaren Bağdat'ı bombaladı. İki ay süren bombardıman neticesinde şehir harab oldu. 2003 yılındaki Irak savaşı sırasında 9 nisan tarihinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından işgal edildi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Ku Klux Klan.

Ku Klux Klan (KKK), 24 Aralık 1865 ABD'de Tennessee'de kurulan siyahi karşıtı ırkçı gizli örgüt. Kurucuları Büyük Büyücü olarak bilinen Nathan Bedford Forrest, Yüzbaşı John C. Lester, Binbaşı James R. Crowe, John D. Kennedy, Calvin Jones, Richard R. Reed, Frank O. McCord'dır. "Birth of a Nation" filmi ile kendilerini bildirmişlerdir.

Örgüte katılanlar arasında da, iç savaş öncesi kurulmuş olan "Knights of the Golden Circle" (Altın Çember Şövalyeleri) adlı gizli cemiyetin üyelerinin çokluğu dikkat çeker.

Ku Klux Klan örgütü Amerikan İç Savaşı sonrasında siyahilerin kazanmaya başladığı haklara, özgürlüklere ve siyah-beyaz eşitliğine karşı çıkmıştır. Amaçlarına ulaşmak için şiddet ve teröre başvurmuşlardır. Örgüt iki defa dağılmasına rağmen 1950 ve 1960'larda tekrar canlanmıştır. Günümüzde bazı bölgelerde sadece yerel bazda faaliyet göstermektedir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Süveyş kanalı

Süveyş Kanalı (Arapça: قناة السويس‎, okunuşu: Qanā el-Suways). 17 Kasım 1869'da trafiğe açılmıştır. Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan yapay su yoludur. Temelleri Osmanlı İmparatorluğu tarafından atılmış, Baharat Yolu'nun canlandırılması sağlanmıştır. Kanal (Süveyş) Cephesi, Almanya'nın isteği üzerine açılmıştır. 1. Dünya Savaşı'nda İngiltere ve de Arapların yardımı ile Osmanlı topraklarından (sınırlarından) çıkarak İngiltere'nin sınırlarına girmiştir. İngiltere tarafından da 1869'da açılmıştır.

Napolyon Mısır'ı işgal ettikten sonra 1799'da bu konuda olurluluk raporu istemiştir. Sina Yarımadası'nın batısındadır. 163 kilometre uzunluğunda ve en dar yerinde 300 metre genişliğindedir. Kanal, Afrika çevresinde dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılmasını sağlar.

Dünyanın en önemli su yolları arasında yer alır. Eski gemiciler ticarette çok uzun yol ve mesafe kat ettikleri için böyle bir kanal yapma gereksinimi ortaya çıkmıştır.

Derinliği 11-12 m'dir. Su kesimi 10,36 m'den fazla olan gemiler kanaldan geçemez. 1951 yılında trafiği kolaylaştırmak amacıyla el-Kantara ile el-Firdan arasında 13,5 km' lik bir yan geçit açılmıştır.

Dünyada kapakları olmayan en uzun kanaldır. Diğer kanallarla karşılaştırıldığında kaza oranı hemen hemen sıfırdır. Gece ve gündüz geçiş yapılabilir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Kahire

Kahire (Arapça: القاهرة‎, El Kahire, "Gâlip", "Üstün Gelen"), Mısır'ın başkenti, Arap dünyası ve Afrika'nın en büyük kenti. Büyük bölümü Nil Nehrinin doğu kıyısında, nehrin Reşid ve Dimyat kollarına ayrıldığı noktanın biraz aşağısında yer alır. 1300 yılı aşkın süredir aynı alanda, aynı adla yer alan kent, Doğu ve Batı'nın, eski ile yeninin gelişigüzel bir bileşimini yansıtır. Şehrin ismi Mısırlılar tarafından çoğu kez ülkenin ismi olan Arapça Misru, Mısır Arapçası Masr olarak adlandırılır.

Kahire, şehir merkezinde 7.9 milyon, banliyöleriyle birlikte toplam 17 milyonu aşan bir nüfusa sahiptir. Kahire Mısır ve çevre ülkelerinin politik, ekonomik ve kültürel merkezi konumundadır. Mısır hükümeti, parlamentosu, devlet daireleri ve diplomatik temsilciliklerin birçoğu Kahire'de bulunmaktadır.

Kahire barındırdığı birçok üniversite, yüksek okul, tiyatro, müze ve abideleriyle ülkenin atardamarı konumundadır. Eski Kahire, 1979 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunmaktadır. Kahire Müzesi, Piramitler bölgesi, Nil nehri civarı turistlerin rağbet ettikleri eşsiz mekanlardandır.

Geçmişte yörede Memphis ve Babil gibi antik yerleşmelerin bulunmasına karşın, bugünkü kentin gelişmesi Mısır'a İslamı yayan Arapların 641'de eski Babil sitesinin karşısında kurduğu el-Fustat (askeri kamp anlamına gelen Latince fossatum'dan) kasabasıyla başladı (bugün Mısr ül-Kadime (Eski Kahire)). Sonraki yüzyıllarda el-Fustat çevresinde bir dizi yeni yerleşim alanı açıldı; Abbasiler 751'de el Asker'i, Tolunoğulları 870'te Ktai'yi kurdular.

969'da kenti ele geçiren Fatımilerin komutanı Cevher, var olan yerleşimin kuzeydoğusunda surlarla çevrili dikdörtgen planlı bir kent kurdu. Başlangıçta el-Mansuriye olarak anılan kente, Fatımilerin merkezi olmasından (973-974) sonra Kahire adı verildi.

Eyyubilerin kurucusu Selahaddin Eyyubi, Kahire ve Fustat'ı tek bir sur içine alarak, Kahire'yi büyük bir kent durumuna getirdi ve geniş bir alanı kaplayan topraklarını buradan yönetti. Memlûk sultanı Baybars zamanında Memlûklerin merkezi olan kent, ortaçağ boyunca en parlak dönemini Memlûk yönetimi altında yaşadı. 1340'larda 500 bine ulaşan nüfusuyla Afrika, Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük kenti durumuna gelmenin yanı sıra Doğu ile Batı arasındaki ticarette kilit bir bağlantı noktası niteliğini kazandı. El-Ezher Üniversitesi kentin aynı zamanda İslam bilimlerinin merkezi olmasını sağladı. Memlûklere bağlı zengin topraklardan gelen vergiler önemli bir gelir kaynağıydı. Kentteki en önemli mimari yapılar bu dönemde inşa edildi.

Kentin veba salgını (1348) ve Timur'un doğu sınırlarındaki istilasıyla (1400) başlayan gerilemesi, keşiflerin baharat yolunun önemini azaltmasıyla daha da hızlandı. Osmanlıların Mısır'ı ele geçirmesiyle (1517) siyasal özerkliğini yitiren Kahire, yalnızca bir eyalet merkezi durumuna geldi.

Napoléon Bonaparte'ın 1798'deki Mısır seferiyle Kahire'de kurduğu yönetim temmuz 1801'e değin sürdü. 1805'te valiliğe atanan Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın kurduğu hanedan Kral I. Faruk'un iktidardan devrilmesine (1952) değin Mısır'ı yönetti. Mehmed Ali ve ardıllarının saltanatı ve onu izleyen Britanya yönetimi dönemlerinde ve en sonra da bağımsızlıktan bu yana, kent işlevlerine göre çeşitli bölgelere ayrılmıştır (bakanlıklar, ticarethaneler, lüks konutlar).
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Hong-Kong

Hong Kong (Çince: 香港), Çin Halk Cumhuriyeti'nin güney kıyısında bulunan, 1 Temmuz 1997 tarihine kadar Britanya Krallığına bağlı sömürge ve adalar grubuyken, bu tarihten itibaren Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi olmuştur. Hong Kong; Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve 235 kadar küçük adadan meydana gelmiştir. Hong Kong, Asya'nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezidir.

Hong-Kong, 1842 yılında Nanking Antlaşmasıyla Çinlilerden İngilizlere geçti. 1949'da Birleşik Krallık'ın Çin'i tanımasıyla ekonomik hayatı çok gelişti. II. Dünya Savaşı esnasında (24 Aralık 1941'de) Japonların eline geçen Hong-Kong, 1945'te yeniden Britanyalılar'a verilmiştir. Yapılan anlaşma neticesinde 1 Temmuz 1997'de Çin Halk Cumhuriyeti'ne geri verildi. Böylelikle, ülke yönetimindeki 99 yıllık İngiliz hakimiyeti sona erdi ve Hong Kong, Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özerk bir bölge haline geldi.

Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Arnavutluk

Arnavutluk (Arnavutça: Shqipëria), resmî adı Arnavutluk Cumhuriyeti (Arnavutça: Republika e Shqipërisë, /ɾɛpuˈblika ɛ ʃcipəˈɾiːs/), Güneydoğu Avrupa'da bir ülkedir. Komşuları kuzeyde Karadağ, kuzeydoğusunda Kosova, doğusunda Makedonya ve güneyinde Yunanistan'dır. Ayrıca ülkenin batıda Adriyatik Denizi ve güneybatıda İyonya Denizi'ne kıyısı vardır. İyon Denizi ile Adriyatik Denizi arasındaki Otranto Boğazı'nın karşısındaki İtalya'ya uzaklığı 72 km'den (45 mi) daha azdır.

Arnavutluk, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Dünya Ticaret Örgütü, İslam Konferansı Örgütü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği, Orta Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması, Frankofon ve kurucu üye olarak Akdeniz İçin Birlik'e üyedir. Arnavutluk, ayrıca Avrupa Birliği'nin resmi adayıdır.

Arnavutluk'un günümüzdeki toprakları tarihin çeşitli noktalarında Dalmaçya (güney İlirya), Makedonya (özellikle Epirus Nova) ve Moesia Superior gibi Roma eyaletlerinin bir parçası oldu. Modern cumhuriyet ise Balkan Savaşları sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki çöküşünden sonra ortaya çıkmıştır. 1912 yılında bağımsız olan Arnavutluk, II. Dünya Savaşı'nda 1939 yılında Faşist İtalya, 1943'tede Nazi Almanyası tarafından işgal edilene kadar Prenslik, Cumhuriyet ve Krallık oldu. 1944 yılında Arnavutluk'ta işgal sona erdi ve Enver Hoca ile Emek Partisi önderliğinde Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti kuruldu. 1991 yılında sosyalist yönetim sona erdi ve çok partili yönetime geçildi.

Arnavutluk, parlamenter demokrasiye ve bir geçiş ekonomisine sahiptir. Arnavutluk'un başkenti olan Tiran, ülkedeki 2,831,741 kişinin yaklaşık 421,286'sını barındırmakta olup metropol alanında ise bu rakam 763,634'tür. Serbest piyasa reformları, özellikle enerji ve ulaşım altyapılarının gelişiminde, ülkeye yabancı yatırımların kapısını açmıştır. Arnavutluk yüksek bir İGE'ye sahiptir ve evrensel bir sağlık sistemi ile ücretsiz ilk ve orta öğretim sunmaktadır. Arnavutluk bir üst-orta gelir ekonomisine sahiptir ve ülke ekonomisine hizmet sektörü hakim olup bunu sanayi ve tarım sektörü takip etmektedir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

ABD

Amerika Birleşik Devletleri (kısaca ABD) (İngilizce: United States of America (USA), ayrıca Birleşik Devletler olarak da bilinir), elli tane eyalet ve bir tane federal bölgeden oluşan bir federal anayasal cumhuriyettir. Ülkenin çoğu (48 tane eyaleti olan Kıta ABD'si ve ülkenin federal bölgesi olan Washington, DC), Kuzey Amerika'nın ortasında, Büyük Okyanus ve Atlas Okyanusu'nun arasında bulunmaktadır. Bu ülkenin vatandaşlarına Amerikalı veya Amerikan denir.

Kuzeyinde Kanada, güneyinde ise Meksika ile sınırı bulunur. Alaska eyaleti, kıtanın kuzeybatısında bulunarak doğusunda Kanada ve batısında Bering Boğazı'nın öbür tarafında bulunan Rusya'nın arasında bulunmaktadır. Hawaii eyaleti, Büyük Okyanus'un ortasında bulunan bir takımadadır. Ayrıca Karayipler ve Büyük Okyanus'ta bulunan birçok denizaşırı toprağı vardır. Resmî kuruluş tarihi 4 Temmuz 1776'dır.

Doğuda Atlas Okyanusu'ndan, batıda Büyük Okyanus'a kadar 4.500 km genişliğindedir. Alaska ve Hawaii'yi de içine alan Amerika Birleşik Devletleri'nin 9 milyon kilometrekareden fazla yüzölçümü vardır. Hawaii ise, Büyük Okyanus'ta olup, kıta üzerindeki Amerika Birleşik Devletleri'nden 3.200 kilometre uzaklıktadır. Alaska 50 eyaletin içinde yüzölçümü en büyük olanıdır. Ülkenin güney tarafında bulunan Teksas bu bakımdan ikinci sırada gelmektedir.

Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılar tarafından keşfinden sonra İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi oldular. Avrupalılar, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenler alıp buralara yerleştirerek koloniler kurdular.

18. yüzyıl ortalarında, bu kolonilerin sayısı 13'e yükseldi ve bu Onüç Koloni, Amerika Birleşik Devletleri'nin temelini oluşturdu.

Amerika Kıtası, insanlar için yeni olanaklar ve yeni bir hayat sağladı. Daha sonra, bu koloni sistemi sömürgecilik politikasına dönüştü. İngiliz kolonileri, Birleşik Krallık'a endüstri konusunda hizmet ediyordu. İngilizler kolonilerden vergi alıyordu. Koloniler zaman içinde İngiliz devletinden farklı bir kimlik geliştirmeye başladı. Nüfus hızla büyüyor, tarıma dayalı ekonomi gelişiyor, iş adamları ticari ataklarda bulunuyordu. Dinsel yapıda da farklılık vardı. Avrupa'dan gelenler tutucu bir protestanlık geliştirmişti.

Yönetimleri de İngilizlerden farklıydı. Kolonilerin her birinde (Pensilvanya dışında), iki yasama meclisi bulunuyordu. Kolonileri temsil eden alt meclisin üyeleri mal sahipleri tarafından seçiliyor, Krallığı temsil eden üst meclis üyeleri ise İngiliz Kralı tarafından tayin ediliyordu. Kolonilerde yaşayanlar aynı zamanda mahkemeler kurmuştu ve İngiliz hukuk sistemini uyguluyordu.

1756-1763 yılları arasında İngiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), İngiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük oluşturmuştu. İngiltere malî yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koyması, Amerika'daki kolonilerin tepkisiyle karşılaştı. Koloniler yüksek vergiler ödeyip, karşılığında hiçbir şey alamamaktan rahatsızlardı. Çay ihracatına gelen yüksek ek vergiyle koloniler, 18. yüzyıl ortalarından beri hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni yayınladı (4 Temmuz 1776). Sonradan 4 Temmuz günü ABD bağımsızlık günü olarak kabul edilmiştir.

Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri tarafından yenilgiye uğratılan İngiltere geri çekilmiş ve 1783 yılında Paris antlaşmasıyla 13 koloninin bağımsızlığını kabul etmiştir.[kaynak belirtilmeli] Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğdu.

Amerika Birleşik Devletleri, ülkeyi anayasayla yöneten bir Başkanın seçimle iş başına geldiği ilk modern demokratik cumhuriyettir. Bu manada Fransız Devrimi'nin de öncüsü olmuştur. Bu sistem 18. yüzyıl dünyasında eşitlik, insan halkları, adil yargılama ve kuvvetler ayrılığı gibi kavramların gündeme gelmesini sağlamıştır.

ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehditi altına soktu. Savaş kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya, İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD artık bir süpergüç haline gelmişti.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön