Nikolay Çavuşesku
Nicolae Ceaușescu ya da Nikolay Çavuşesku (Okunuş: nikoˈla.e tʃa.uˈʃesku, 26 Ocak 1918; Scorniceşti - 25 Aralık 1989; Târgovişte), 1965-1989 tarihleri arası Romanya Komünist Partisi (PCR) Genel Sekreteri, 1967 yılından itibaren Devlet Konsülü Başkanı ve 1974-1989 yılı arası da Romanya Cumhurbaşkanı olan Rumen politikacı.
Yönetiminin ilk on yılına, Soğuk Savaş sırasında diğer Varşova Paktı ülkelerinden farklı olarak Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı açık politika damgasını vurmuştur. Selefi Gheorghe Gheorghiu-Dej tarafından ilk olarak 1958 yılında belirlenen, Sovyetler Birliği'nden askerlerini Romanya'dan çekme konusundaki nazik talepkar eğilimi devam ettirdi.
Çavuşesku'nun ikinci on yılı, kendine karşı gösterilen suni ve abartılı saygının karakterleştiği, milliyetçiliğin ve Batı dünyası ve aynı zamanda Sovyetler Birliği ile ilişkilerin sapmalara uğradığı dönem oldu. Çavuşesku Yönetimi Aralık 1989'da yaygın halk gösterilerinin ardından gerçekleşen askeri müdahale ile devrildi. Kendisi ve karısı, askeri bir mahkemenin televizyonda iki saat boyunca yayınlanan yargılaması sonucu kurşuna dizildi.
***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Tanju Çolak
Tanju Çolak (d. 10 Kasım 1963, Samsun), Santrafor mevkinde görev almış Türk eski milli futbolcu. Süper Lig'de 240 golle en çok gol atan 2. futbolcudur.
Futbola 10 yaşında Samsun Yolspor'da başladı. Daha sonra Samsunspor'a transfer olan, Tanju Çolak, 2'si 1.Lig olmak üzere 5 kez üst üstte, toplamda da 7 kez gol kralı olmuştur.
Samsunspor'da 2 defa 1.Lig'de, 2 defa da Süper Lig'de olmak üzere 4 kez üst üstte gol kralı olmuştur. (1983-84, 1984-85, 1985-86, 1986-87) oldu. Bu başarılarından sonra 1987-88 sezonunda Galatasaray Spor Kulübü'ne transfer oldu.
Galatasaray formasıyla ilk sezonunda 39 gol atarak kariyerinde 5., Süper Lig üçüncü defa gol krallığına ulaşırken hem Metin Oktay'a ait bir sezonda en çok gol atma rekorunu kırdı, hem de Avrupa liglerinde o yıl en çok gol atan futbolcu unvanını aldı. 1988-89 sezonu Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynayan Galatasaray'ın kadrosunda bulunan Tanju Neuchatel Xamax ve AS Monaco FC'ya attığı gollerle takımı sırtlayan oyuncu oldu. 1990-91 sezonunda dördüncü gol krallığına ulaşmasıyla kariyerinin zirvesine ulaştı.
1991-92 sezonunda olaylı bir şekilde Fenerbahçe'ye transfer oldu. Fenerbahçe forması ile de aynı başarısını sürdüren Tanju, 53 maçta 50 gol attı ve 1992-1993 sezonunda beşinci ve son kez gol kralı oldu. Cem Uzan'ın İstanbulspor'u satın almasının ardından, astronomik bir yıllık maaşla 1.Ligde mücadele eden İstanbulspor'a transfer oldu. Çolak, 1994’te, kaçak Mercedes davası nedeniyle aldığı hapis cezası yüzünden, mecburen 1994'te futbolu bıraktı. Jübile maçı 29 Temmuz 1998 tarihinde Fenerbahçe Stadı'nda Fenerbahçe ile Bursaspor arasında oynandı.
55 kez milli takıma çağrılan Tanju Çolak, 14 kez Türkiye U-18, 10 kez Türkiye U-21, 31 kez de Türkiye A Millî takım formasını giymiş ve bu maçlarda 12 gol atmıştır.
Tanju Çolak (d. 10 Kasım 1963, Samsun), Santrafor mevkinde görev almış Türk eski milli futbolcu. Süper Lig'de 240 golle en çok gol atan 2. futbolcudur.
Futbola 10 yaşında Samsun Yolspor'da başladı. Daha sonra Samsunspor'a transfer olan, Tanju Çolak, 2'si 1.Lig olmak üzere 5 kez üst üstte, toplamda da 7 kez gol kralı olmuştur.
Samsunspor'da 2 defa 1.Lig'de, 2 defa da Süper Lig'de olmak üzere 4 kez üst üstte gol kralı olmuştur. (1983-84, 1984-85, 1985-86, 1986-87) oldu. Bu başarılarından sonra 1987-88 sezonunda Galatasaray Spor Kulübü'ne transfer oldu.
Galatasaray formasıyla ilk sezonunda 39 gol atarak kariyerinde 5., Süper Lig üçüncü defa gol krallığına ulaşırken hem Metin Oktay'a ait bir sezonda en çok gol atma rekorunu kırdı, hem de Avrupa liglerinde o yıl en çok gol atan futbolcu unvanını aldı. 1988-89 sezonu Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynayan Galatasaray'ın kadrosunda bulunan Tanju Neuchatel Xamax ve AS Monaco FC'ya attığı gollerle takımı sırtlayan oyuncu oldu. 1990-91 sezonunda dördüncü gol krallığına ulaşmasıyla kariyerinin zirvesine ulaştı.
1991-92 sezonunda olaylı bir şekilde Fenerbahçe'ye transfer oldu. Fenerbahçe forması ile de aynı başarısını sürdüren Tanju, 53 maçta 50 gol attı ve 1992-1993 sezonunda beşinci ve son kez gol kralı oldu. Cem Uzan'ın İstanbulspor'u satın almasının ardından, astronomik bir yıllık maaşla 1.Ligde mücadele eden İstanbulspor'a transfer oldu. Çolak, 1994’te, kaçak Mercedes davası nedeniyle aldığı hapis cezası yüzünden, mecburen 1994'te futbolu bıraktı. Jübile maçı 29 Temmuz 1998 tarihinde Fenerbahçe Stadı'nda Fenerbahçe ile Bursaspor arasında oynandı.
55 kez milli takıma çağrılan Tanju Çolak, 14 kez Türkiye U-18, 10 kez Türkiye U-21, 31 kez de Türkiye A Millî takım formasını giymiş ve bu maçlarda 12 gol atmıştır.


[right]Arif YAMAN[/right]
- BilgeTonyukuk
- Çınaraltı Müdavimi
- Mesajlar: 808
- Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Selamun aleyküm ahali;
Dün akşam düzenlenen Düello etkinliğine katılan Börteçine neferleri, Kıyamet Takımı karşısında amansız bir hezimete uğradı. Her zaman yenmek ile gururlanmak olmaz, yenilgilerimizi de paylaşalım diyen neferler o anı canlı canlı size naklediyor;
Yenilgi sonrası neferlerin yorumu:
ATSIZ: Önümüzdeki maçlara bakacağız… Şimdi gidiyoruz…
GodFreyxDeccaL: Alırlar belki yine.
Cappadocia: Almasınlar bence, ikinci bir hezimeti yaşayamam…
Kaderciii: Yok artık… Harcadılar bizi.
Cartonpierre: Resmen 25 kuruş muamelesi yaptılar, eğilip almaya tenezzül bile etmediler.
Bir başka etkinlikte görüşmek dileğiyle, esen kalın.
Dün akşam düzenlenen Düello etkinliğine katılan Börteçine neferleri, Kıyamet Takımı karşısında amansız bir hezimete uğradı. Her zaman yenmek ile gururlanmak olmaz, yenilgilerimizi de paylaşalım diyen neferler o anı canlı canlı size naklediyor;
[youtube]http://youtu.be/5bBvOGOZz8Q[/youtube]
Yenilgi sonrası neferlerin yorumu:
ATSIZ: Önümüzdeki maçlara bakacağız… Şimdi gidiyoruz…
GodFreyxDeccaL: Alırlar belki yine.
Cappadocia: Almasınlar bence, ikinci bir hezimeti yaşayamam…
Kaderciii: Yok artık… Harcadılar bizi.
Cartonpierre: Resmen 25 kuruş muamelesi yaptılar, eğilip almaya tenezzül bile etmediler.
Bir başka etkinlikte görüşmek dileğiyle, esen kalın.

- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Dimitri Egorov
Dimitri Fedoroviç Egorov (Rusça: Дмитрий Фёдорович Егоров) (d. 22 Aralık 1869, Moskova, Rusya - ö. 10 Eylül 1931, Kazan, SSCB) Rus bir matematikçidir. İlköğrenimi Moskova'da tamamlamış, 1887 yılında ise matematik ve fizik okumak için Moskova Üniversitesi'ne girmiştir. Onu matematik okuduğu yıllarda en çok etkileyen hocası aynı zamanda doktora danışmanı da olan Nicolai Vasilievich Bugaev'dir. Egorov ilk makalesini Bugaev'in de çalışmalarından da etkilenerek 1892 yılında nümerik integraller ve türevler üzerine yazmıştır.
Egorov Moskova Üniversitesi'nde 1894'ten doktora derecesini aldığı 1901 yılına kadar hocalık yapmıştır. Bundan sonra bir yılını yurtdışında geçiren Egorov, 1903'te profesör olmak için üniversitesine geri dönmüştür.
Egorov "Üçlü Ortogonal Sistemler" ve "Potansiyel Yüzeyler" üzerinde makaleler yayınlamış ve Diferansiyel Geometri'ye büyük katkılar sağlamıştır. Egorov'un bazı çalışmaları ise Jean Gaston Darboux'nun "Leçons sur la théorie général des surfaces et les applications géométriques du calcul infinitésimal" adlı 4 ciltlik eserinde yayınlanmıştır.
Egorov ayrıca İntegral Denklemleri üzerinde de çalışmıştır. Gerçel Değişkenli Fonksiyonlar Teorisinde Egorov Teoremi olarak atfedilen teoremi en parlak çalışmalarından biridir. Nikolai Nikolaevich Luzin, Egorov'un ilk öğrencisidir ve daha sonra da Egorov tarafından başlatılan reel değişkenli fonksiyonlarla uğraşan okulun da bir üyesi olmuştur.
1917 yılında Moskova Matematik Derneği'nin(Moscow Mathematical Society) sekreteri olmuş, daha sonra 1921'de ise başkan yardımcısı seçilmiştir. 1922'de ise aynı derneğin başkanı olmuştur. Ayrıca, 1923'ten itibaren Moskova Devlet Üniversitesi Mekanik ve Matematik Enstitüsü'nün başkanlığını yapmıştır.
Egorov, çok dindar bir kişiydi. Bu yüzden, devrimden sonra kilise baskı altında tutulmaya başlanınca, kilisenin tarafında yer almıştır. 1922-1923 yıllarında rahip sınıfına yönelik idamlar ve saldırılar, 1928 yılında tekrarlanmıştı. Bu zamanda, Egorov Moskova Matematik Derneği'nde güçlü bir konuma sahipti ve görevlerinden atılan akademi üyelerine barınak sağlamaya çalıştı. Marksist Yöntembilimi'nin bilimadamlarına kabul ettirilmesine yönelik hareketleri engellemeye çalıştı. Ancak,1929 yılında Moskova Devlet Üniversitesi Mekanik ve Matematik Enstitüsü'nün başkanlığından atılmıştır.
Belli bir süre sonra, Egorov "dinsel hizipçi" sıfatıyla tutuklandı ve hapse atıldı. Moskova Matematik Derneği, Egorov'a olan desteğini onu ihraç etmeyerek devam ettirdi. Ancak, bir sonraki toplantıda makaleler sunan, aralarında Aleksandr Gennadievich Kurosh'un da bulunduğu matematikçiler, derneğin yönetimini ele geçiren yenilikçi bir grup tarafından ihraç edildiler. Aynı grup, Egorov'u da "gerici ve papaz" sıfatıyla suçlayarak ihraç etti.
Egorov, hapisteyken açlık grevine başladı ve ölümüne yakın bir zamanda Kazan'daki hapishane hastanesine nakledildi.Nikolai Grigorievich Chebotaryov'un eşi de aynı hastanede doktor olarak çalışmaktaydı. Tam kesin olmamakla beraber,Egorov'un Chebotaryov'un evinde vefat ettiği rapor edilmiştir.
Dimitri Fedoroviç Egorov (Rusça: Дмитрий Фёдорович Егоров) (d. 22 Aralık 1869, Moskova, Rusya - ö. 10 Eylül 1931, Kazan, SSCB) Rus bir matematikçidir. İlköğrenimi Moskova'da tamamlamış, 1887 yılında ise matematik ve fizik okumak için Moskova Üniversitesi'ne girmiştir. Onu matematik okuduğu yıllarda en çok etkileyen hocası aynı zamanda doktora danışmanı da olan Nicolai Vasilievich Bugaev'dir. Egorov ilk makalesini Bugaev'in de çalışmalarından da etkilenerek 1892 yılında nümerik integraller ve türevler üzerine yazmıştır.
Egorov Moskova Üniversitesi'nde 1894'ten doktora derecesini aldığı 1901 yılına kadar hocalık yapmıştır. Bundan sonra bir yılını yurtdışında geçiren Egorov, 1903'te profesör olmak için üniversitesine geri dönmüştür.
Egorov "Üçlü Ortogonal Sistemler" ve "Potansiyel Yüzeyler" üzerinde makaleler yayınlamış ve Diferansiyel Geometri'ye büyük katkılar sağlamıştır. Egorov'un bazı çalışmaları ise Jean Gaston Darboux'nun "Leçons sur la théorie général des surfaces et les applications géométriques du calcul infinitésimal" adlı 4 ciltlik eserinde yayınlanmıştır.
Egorov ayrıca İntegral Denklemleri üzerinde de çalışmıştır. Gerçel Değişkenli Fonksiyonlar Teorisinde Egorov Teoremi olarak atfedilen teoremi en parlak çalışmalarından biridir. Nikolai Nikolaevich Luzin, Egorov'un ilk öğrencisidir ve daha sonra da Egorov tarafından başlatılan reel değişkenli fonksiyonlarla uğraşan okulun da bir üyesi olmuştur.
1917 yılında Moskova Matematik Derneği'nin(Moscow Mathematical Society) sekreteri olmuş, daha sonra 1921'de ise başkan yardımcısı seçilmiştir. 1922'de ise aynı derneğin başkanı olmuştur. Ayrıca, 1923'ten itibaren Moskova Devlet Üniversitesi Mekanik ve Matematik Enstitüsü'nün başkanlığını yapmıştır.
Egorov, çok dindar bir kişiydi. Bu yüzden, devrimden sonra kilise baskı altında tutulmaya başlanınca, kilisenin tarafında yer almıştır. 1922-1923 yıllarında rahip sınıfına yönelik idamlar ve saldırılar, 1928 yılında tekrarlanmıştı. Bu zamanda, Egorov Moskova Matematik Derneği'nde güçlü bir konuma sahipti ve görevlerinden atılan akademi üyelerine barınak sağlamaya çalıştı. Marksist Yöntembilimi'nin bilimadamlarına kabul ettirilmesine yönelik hareketleri engellemeye çalıştı. Ancak,1929 yılında Moskova Devlet Üniversitesi Mekanik ve Matematik Enstitüsü'nün başkanlığından atılmıştır.
Belli bir süre sonra, Egorov "dinsel hizipçi" sıfatıyla tutuklandı ve hapse atıldı. Moskova Matematik Derneği, Egorov'a olan desteğini onu ihraç etmeyerek devam ettirdi. Ancak, bir sonraki toplantıda makaleler sunan, aralarında Aleksandr Gennadievich Kurosh'un da bulunduğu matematikçiler, derneğin yönetimini ele geçiren yenilikçi bir grup tarafından ihraç edildiler. Aynı grup, Egorov'u da "gerici ve papaz" sıfatıyla suçlayarak ihraç etti.
Egorov, hapisteyken açlık grevine başladı ve ölümüne yakın bir zamanda Kazan'daki hapishane hastanesine nakledildi.Nikolai Grigorievich Chebotaryov'un eşi de aynı hastanede doktor olarak çalışmaktaydı. Tam kesin olmamakla beraber,Egorov'un Chebotaryov'un evinde vefat ettiği rapor edilmiştir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Srinivasa Aiyangar Ramanujan
Srinivasa Aiyangar Ramanujan (22 Aralık 1887 - 26 Nisan 1920), Hint matematikçi.
Tarihçe
Güney Hindistan'da Madras'a yakın bir şehirde, kast sisteminde en yüksek tabaka olan Brahman bir ailede doğar. Ailesinin maddi durumu pek iyi değildir. Vefatından çok daha sonra hakkında bir kitap yazan abisi çok zor ve gururlu bir çocuk olduğunu söylüyor. Matematiğe olan ilgisi çok küçük yaşından göstermiş kendini. Çok çabuk hesap yapabilen, okula başladığı ilk yıllarda ödüller kazanan bir çocukmuş.
Matematiğe olan ilgisi, ve sadece matematiğe ve matematikle ilgili olan derslere meraki üniversiteye girmesine engel. Dinsel sebeplerden ötürü biyoloji dersine girmeyi reddetmiş.
Evden kaçmayı denemiş, üniversite değiştirmiş, diğer derslerden yine kaldığı için burs hakkını kaybetmiş. Sonunda içine kapanık olarak tabir edilebilecek birisi olmuş. İki yıl hiç dışarı çıkmadan eve kapatmış kendini. Bu zaman zarfında bir şekilde eline geçmiş olan ne herhangi bir açıklama, ne bir ispat bulunduran bir formül kitapçığını okumuş durmuş.
20 yaşına geldiğinde annesi onu evlendirmeye karar vermiş. Artık evli bir adam olduğunda evine ekmek getirmek için iş aramak zorunda kalmış. Pek dikkat, özen gerektirmeyen bir işe girmiş, boş vakitlerinde formüller yazıp çizmeye devam etmiş.
Bunları ilk kez 21 yaşında İngiltere'ye zamanın ünlü matematikçilerine göndermiş. Birkaç cevapsız mektuptan sonra Godfrey Hardy'den cevap gelmiş. Hardy ve Littlewood ile birlikte Ramanujan'in gönderdiği bazı formüllerin ispatlandığını, ama diğerlerinin ispatlanamayacak kadar zor olduklarını farketmiş ve kendisini İngiltere'ye davet etmiş.
İlk başlarda yine dinsel sebeplerden ötürü ailesinin karsı çıkmasına rağmen (Brahmanların su üstünden geçme yasağı, yurtdışında uygulayamayacağı ritüel yemek talimatı vs.) onları ikna etmesini başarır ve 1913 yılında İngiltere'ye gider.
Hardy'nin yardımlarıyla Trinity College'de eğitimini en iyi şekilde tamamlar, birçok formül altına imzasını atar. Ramanujan bulduğu formüllere gece rüyasında kanlı harflerle duvara yazılı şekilde gördüğünü söyler, Hardy'ye bu formüllere ispatlamak ya da ispatlamaya çalışmak kalır.
Genç yaşında yakalandığı verem hastalığı sebebiyle 18 ayını bir sanatoryumda geçirmek zorunda kalır. Çıktıktan sonra kendini hem hastalığından ötürü, hem yalnızlıktan, memleket hasretinden, hem alışamadığı hava koşullarından, yemeklerden ötürü olsa gerek kendini o kadar kötü hisseder ki bir Londra metronun önüne atlayarak intihara teşebbüs eder, kurtarılır.
Tekrar hastaneye kaldırılır. Burada efsanevi 1729 hikâyesi yaşanır. Bu numara Hardy'nin kendisini ziyarete gelirken bindiği taksinin numarasıdır ve Ramanujan taksinin numarasına bakıp, 'çok ilginç' demiş. Büyük matematikçi Hardy, Ramanujan'ın neden söz ettiğini anlamamış ve ne demek diye çıkışmış. Aklını rakamlardan başka şeylerle meşgul etmeyen Ramanujan, 1729'un iki farklı biçimde iki sayının küplerinin toplamı olan en küçük sayı olduğu söylemiş:
1729 = 12^3 + 1^3 = 10^3 + 9^3
Ramanujan evine dönmek için I. Dünya Savaşının bitmesini beklemek zorunda kalır ve evine döndükten iki yıl sonra vefat eder.
Ölmeden önce bir eşitliği bulmuş ama ispatlamaya ömrü yetmemiş ve matematikçiler arasında şöyle bir inanç vardır. "Ramanujan söylediyse doğrudur"
Srinivasa Aiyangar Ramanujan (22 Aralık 1887 - 26 Nisan 1920), Hint matematikçi.
Tarihçe
Güney Hindistan'da Madras'a yakın bir şehirde, kast sisteminde en yüksek tabaka olan Brahman bir ailede doğar. Ailesinin maddi durumu pek iyi değildir. Vefatından çok daha sonra hakkında bir kitap yazan abisi çok zor ve gururlu bir çocuk olduğunu söylüyor. Matematiğe olan ilgisi çok küçük yaşından göstermiş kendini. Çok çabuk hesap yapabilen, okula başladığı ilk yıllarda ödüller kazanan bir çocukmuş.
Matematiğe olan ilgisi, ve sadece matematiğe ve matematikle ilgili olan derslere meraki üniversiteye girmesine engel. Dinsel sebeplerden ötürü biyoloji dersine girmeyi reddetmiş.
Evden kaçmayı denemiş, üniversite değiştirmiş, diğer derslerden yine kaldığı için burs hakkını kaybetmiş. Sonunda içine kapanık olarak tabir edilebilecek birisi olmuş. İki yıl hiç dışarı çıkmadan eve kapatmış kendini. Bu zaman zarfında bir şekilde eline geçmiş olan ne herhangi bir açıklama, ne bir ispat bulunduran bir formül kitapçığını okumuş durmuş.
20 yaşına geldiğinde annesi onu evlendirmeye karar vermiş. Artık evli bir adam olduğunda evine ekmek getirmek için iş aramak zorunda kalmış. Pek dikkat, özen gerektirmeyen bir işe girmiş, boş vakitlerinde formüller yazıp çizmeye devam etmiş.
Bunları ilk kez 21 yaşında İngiltere'ye zamanın ünlü matematikçilerine göndermiş. Birkaç cevapsız mektuptan sonra Godfrey Hardy'den cevap gelmiş. Hardy ve Littlewood ile birlikte Ramanujan'in gönderdiği bazı formüllerin ispatlandığını, ama diğerlerinin ispatlanamayacak kadar zor olduklarını farketmiş ve kendisini İngiltere'ye davet etmiş.
İlk başlarda yine dinsel sebeplerden ötürü ailesinin karsı çıkmasına rağmen (Brahmanların su üstünden geçme yasağı, yurtdışında uygulayamayacağı ritüel yemek talimatı vs.) onları ikna etmesini başarır ve 1913 yılında İngiltere'ye gider.
Hardy'nin yardımlarıyla Trinity College'de eğitimini en iyi şekilde tamamlar, birçok formül altına imzasını atar. Ramanujan bulduğu formüllere gece rüyasında kanlı harflerle duvara yazılı şekilde gördüğünü söyler, Hardy'ye bu formüllere ispatlamak ya da ispatlamaya çalışmak kalır.
Genç yaşında yakalandığı verem hastalığı sebebiyle 18 ayını bir sanatoryumda geçirmek zorunda kalır. Çıktıktan sonra kendini hem hastalığından ötürü, hem yalnızlıktan, memleket hasretinden, hem alışamadığı hava koşullarından, yemeklerden ötürü olsa gerek kendini o kadar kötü hisseder ki bir Londra metronun önüne atlayarak intihara teşebbüs eder, kurtarılır.
Tekrar hastaneye kaldırılır. Burada efsanevi 1729 hikâyesi yaşanır. Bu numara Hardy'nin kendisini ziyarete gelirken bindiği taksinin numarasıdır ve Ramanujan taksinin numarasına bakıp, 'çok ilginç' demiş. Büyük matematikçi Hardy, Ramanujan'ın neden söz ettiğini anlamamış ve ne demek diye çıkışmış. Aklını rakamlardan başka şeylerle meşgul etmeyen Ramanujan, 1729'un iki farklı biçimde iki sayının küplerinin toplamı olan en küçük sayı olduğu söylemiş:
1729 = 12^3 + 1^3 = 10^3 + 9^3
Ramanujan evine dönmek için I. Dünya Savaşının bitmesini beklemek zorunda kalır ve evine döndükten iki yıl sonra vefat eder.
Ölmeden önce bir eşitliği bulmuş ama ispatlamaya ömrü yetmemiş ve matematikçiler arasında şöyle bir inanç vardır. "Ramanujan söylediyse doğrudur"


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Thomas Flowers
Dr. Thomas "Tommy" Harold Flowers (22 Aralık 1905 – 28 Ekim 1998), İngiliz mühendis. II. Dünya Savaşı yıllarında Alman şifrelerinin çözümü için kullanılan dünyanın ilk programlanabilir dijital elektronik bilgisayarı olan Colossus'un tasarımcısıdır.
Hayatı ve çalışmaları
22 Aralık 1905 tarihinde Londra'da doğdu. Makine mühendisliği stajının ardından Londra Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği okudu. 1926 yılında İngiltere Posta Ofisinde elektronik iletişim alanında çalışmaya başladı. 1930 Yılında çalışmalarını Doris Hill'deki araştırma istasyonuna taşıdı.
II. Dünya Savaşı sırasında, Bletchley Park'taki şifre çözümü çalışmalarına katılmak isteyen Flowers'a, Elektrik anahtarları ile çalışan bir analiz makinesi olan Heath Robinson makinesindeki sorunları çözmek üzere teklif yapıldı. Makinenin Elektrik anahtarları (Diyot Lambaları) 1943 yılında takılmış eski teknoloji elemanlardı ve sorunluydular. Bu sistemin sorunlarını çözmek yerine, yetkisinin dışına çıkarak sistemi yeniden tasarladı ve pogramlanabilir özellikleri ile çok daha hızlı bir makine olan Colossus'u yarattı.
Colossus, matematik model olarak Boole cebiri üzerine kurgulanmıştı ve modern bilgisayarın atasıydı. Birçok Colossus ikinci dünya savaşı sırasında İngiltere'de Alman Lorenz SZ 40/42 makinesinin şifrelerini çözmek üzere kullanıldı.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra, savaş boyunca Bletchley Park'ta gösterdiği çabalarından dolayı kendisine Kraliyet Üstün Hizmet Madalyası verildi.
Thomas Flowers barış yıllarında tekrar İngiltere Posta Ofisi - Araştırma istasyonundaki görevine dönerek Anahtarlama bölümünün başına geçti. 1950 yılına kadar elektronik telefonları geliştirmek için uğraştı. 1964 yılında ise Standard Telephones and Cables Ltd. şirketinde ileri seviye geliştirme grubunun başına geçti. 1971 yılında emekli olana kadar bu görevde kaldı.
Bilgisayar bilimine büyük katkılar yapmış olan Dr. Thomas Harold Flowers 1998 yılında öldü.
Dr. Thomas "Tommy" Harold Flowers (22 Aralık 1905 – 28 Ekim 1998), İngiliz mühendis. II. Dünya Savaşı yıllarında Alman şifrelerinin çözümü için kullanılan dünyanın ilk programlanabilir dijital elektronik bilgisayarı olan Colossus'un tasarımcısıdır.
Hayatı ve çalışmaları
22 Aralık 1905 tarihinde Londra'da doğdu. Makine mühendisliği stajının ardından Londra Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği okudu. 1926 yılında İngiltere Posta Ofisinde elektronik iletişim alanında çalışmaya başladı. 1930 Yılında çalışmalarını Doris Hill'deki araştırma istasyonuna taşıdı.
II. Dünya Savaşı sırasında, Bletchley Park'taki şifre çözümü çalışmalarına katılmak isteyen Flowers'a, Elektrik anahtarları ile çalışan bir analiz makinesi olan Heath Robinson makinesindeki sorunları çözmek üzere teklif yapıldı. Makinenin Elektrik anahtarları (Diyot Lambaları) 1943 yılında takılmış eski teknoloji elemanlardı ve sorunluydular. Bu sistemin sorunlarını çözmek yerine, yetkisinin dışına çıkarak sistemi yeniden tasarladı ve pogramlanabilir özellikleri ile çok daha hızlı bir makine olan Colossus'u yarattı.
Colossus, matematik model olarak Boole cebiri üzerine kurgulanmıştı ve modern bilgisayarın atasıydı. Birçok Colossus ikinci dünya savaşı sırasında İngiltere'de Alman Lorenz SZ 40/42 makinesinin şifrelerini çözmek üzere kullanıldı.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra, savaş boyunca Bletchley Park'ta gösterdiği çabalarından dolayı kendisine Kraliyet Üstün Hizmet Madalyası verildi.
Thomas Flowers barış yıllarında tekrar İngiltere Posta Ofisi - Araştırma istasyonundaki görevine dönerek Anahtarlama bölümünün başına geçti. 1950 yılına kadar elektronik telefonları geliştirmek için uğraştı. 1964 yılında ise Standard Telephones and Cables Ltd. şirketinde ileri seviye geliştirme grubunun başına geçti. 1971 yılında emekli olana kadar bu görevde kaldı.
Bilgisayar bilimine büyük katkılar yapmış olan Dr. Thomas Harold Flowers 1998 yılında öldü.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Vitellius
Aulus Vitellius Germanicus (24 Ekim 15 – 22 Aralık 69.) Dört İmparator Yılı olarak bilinen M.S. 69 tarihinde 17 Nisan 69'dan aynı yılın 22 Aralık tarihine kadar görev yapan Roma İmparatoru'dur (diğerleri Galba, Otho ve Vespasian). Lucius Vitellius' un oğlu olup Sextilia ile evlidir ve Genç Lucius Vitellius adında bir kardeşi vardır.
Vitellius ilk evliliğini Petronia ile yaptı(Publius Petronius'un kızı, babası Lucius Vitellius Suriye yönetimi sırasında). Bu evliliğinden bir gözü kör oğlu Petronianus Vitellius doğdu.İkinci evliliğini yaptığı Galeria Fundana'dan 69'da öldürülecek olan bir oğlu ve kızı oldu.
Aulus Vitellius Germanicus (24 Ekim 15 – 22 Aralık 69.) Dört İmparator Yılı olarak bilinen M.S. 69 tarihinde 17 Nisan 69'dan aynı yılın 22 Aralık tarihine kadar görev yapan Roma İmparatoru'dur (diğerleri Galba, Otho ve Vespasian). Lucius Vitellius' un oğlu olup Sextilia ile evlidir ve Genç Lucius Vitellius adında bir kardeşi vardır.
Vitellius ilk evliliğini Petronia ile yaptı(Publius Petronius'un kızı, babası Lucius Vitellius Suriye yönetimi sırasında). Bu evliliğinden bir gözü kör oğlu Petronianus Vitellius doğdu.İkinci evliliğini yaptığı Galeria Fundana'dan 69'da öldürülecek olan bir oğlu ve kızı oldu.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Nezihe Viranyalı
Nezihe Viranyalı (1925, Vidin – 22 Aralık 2004, İstanbul), ilk Türk kadın pilotlardan birisidir. Sabiha Gökçen tarafından yetiştirilen dört kadın pilotun (diğerleri Edibe Subaşı, Yıldız Uçman ve Sahavet Karapas) sonuncusudur.
1925’te Bulgaristan'ın Vidin şehrinde dünyaya geldi. İlk Türk kadın pilot Sabiha Gökçen’in uçakla Balkanlar’ı gezmesinden ve Sofya’da yaptığı gösterilerden çok etkilenerek Türkiye’ye geldi. Türkkuşu Eğitim Merkezi’ne kaydoldu. Sabiha Gökçen tarafından yetiştirildi. Önce paraşütçülük, daha sonra planör ve pilot brövesi aldı. Türkkuşu okullarında yüzlerce öğrenci yetiştirdi.
1955 yılında Hollanda ve Almanya'da yapılan uluslararası gösterilere paraşütçü olarak katıldı. Havacılık tarihinin efsanevi pilotu Jacqueline Cochran tarafından ABD'ye davet edilmesi üzerine Tenesse Üniversitesi'ne giderek özel bursla sivil havacılık okulunda eğitim gördü. 1956 yılında Bağdat'ta yapılan uçuş gösterilerine pilot olarak katıldı.
Nezihe Viranyalı, 100'den fazla paraşütle atlayış gerçekleştirdi. Türk Hava Kurumu’ndan emekli oldu. Planörle 100 saatten fazla, motorlu uçaklarla 2800 saatten fazla uçuş yaptı. Amerikalı yazar Stuart Kline Türk Havacılık Kronolojisi adlı kitabında yazı ve resimlerle Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından Nezihe Viranyalı'ya yer vermiştir.
Hayatının son yıllarını İstanbul'da bir huzurevinde geçiren Viranyalı’nın, kaza sonucu kırılan ayağı ve omzu nedeniyle geçirdiği ameliyatlar sonrasında kangren olan bir bacağı kesildi. 2004 yılında Dünya Gazetesi tarafından kendisine Türk Kadın Onur Ödülü verildi. Bağırsak kanseri olan Viranyalı, 22 Aralık 2004 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Neziye Viranyalı, hayatı boyunca Atatürk’ün çizdiği çağdaş Türk kadını modeline uymak için çabaladı. 1940’lı yıllarda Ankara’da ilk özel otomobili olan kadınlardan birisiydi. Buz pateni yapar, akordeon çalardı. Almanca, İngilizce, Bulgarca, Rusça, biliyordu.
Nezihe Viranyalı (1925, Vidin – 22 Aralık 2004, İstanbul), ilk Türk kadın pilotlardan birisidir. Sabiha Gökçen tarafından yetiştirilen dört kadın pilotun (diğerleri Edibe Subaşı, Yıldız Uçman ve Sahavet Karapas) sonuncusudur.
1925’te Bulgaristan'ın Vidin şehrinde dünyaya geldi. İlk Türk kadın pilot Sabiha Gökçen’in uçakla Balkanlar’ı gezmesinden ve Sofya’da yaptığı gösterilerden çok etkilenerek Türkiye’ye geldi. Türkkuşu Eğitim Merkezi’ne kaydoldu. Sabiha Gökçen tarafından yetiştirildi. Önce paraşütçülük, daha sonra planör ve pilot brövesi aldı. Türkkuşu okullarında yüzlerce öğrenci yetiştirdi.
1955 yılında Hollanda ve Almanya'da yapılan uluslararası gösterilere paraşütçü olarak katıldı. Havacılık tarihinin efsanevi pilotu Jacqueline Cochran tarafından ABD'ye davet edilmesi üzerine Tenesse Üniversitesi'ne giderek özel bursla sivil havacılık okulunda eğitim gördü. 1956 yılında Bağdat'ta yapılan uçuş gösterilerine pilot olarak katıldı.
Nezihe Viranyalı, 100'den fazla paraşütle atlayış gerçekleştirdi. Türk Hava Kurumu’ndan emekli oldu. Planörle 100 saatten fazla, motorlu uçaklarla 2800 saatten fazla uçuş yaptı. Amerikalı yazar Stuart Kline Türk Havacılık Kronolojisi adlı kitabında yazı ve resimlerle Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından Nezihe Viranyalı'ya yer vermiştir.
Hayatının son yıllarını İstanbul'da bir huzurevinde geçiren Viranyalı’nın, kaza sonucu kırılan ayağı ve omzu nedeniyle geçirdiği ameliyatlar sonrasında kangren olan bir bacağı kesildi. 2004 yılında Dünya Gazetesi tarafından kendisine Türk Kadın Onur Ödülü verildi. Bağırsak kanseri olan Viranyalı, 22 Aralık 2004 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Neziye Viranyalı, hayatı boyunca Atatürk’ün çizdiği çağdaş Türk kadını modeline uymak için çabaladı. 1940’lı yıllarda Ankara’da ilk özel otomobili olan kadınlardan birisiydi. Buz pateni yapar, akordeon çalardı. Almanca, İngilizce, Bulgarca, Rusça, biliyordu.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
23 ARALIK 2014 - TARİHTE BUGÜN
Olaylar
1872 - Vefa Lisesinde eğitime başlandı.
1876 - I. Meşrutiyet, II. Abdülhamit'in hattı hümayunuyla ilan edildi. I. Meşrutiyet 13 Şubat 1878'de sona erse de, ülkede parlamento düşüncesini doğurdu.
1888 - Ağır depresyon geçiren ressam Vincent van Gogh kulağını kesti.
1928 - Şair Nazım Hikmet 3 yıl 3 ay hapse mahkûm oldu.
1930 - Menemen'deki ayaklanmada, yedek subay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay, Cumhuriyet karşıtlarınca öldürüldü.
1930 - Türkiye ile Yunanistan arasında, nüfus mübadelesi gerçekleştirildi.
1967 - Fransız düşünür François-Noël Babeuf'ün Devrim Yazıları adlı eserinin Türkçe'ye çevrilmesi kovuşturmaya uğramış ve kitap toplatılmıştı. Bu durumu protesto etmekten yargılanan aydınlar beraat etti. Yargılanan aydınlardan bazıları: Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday, Demir Özlü, Şükran Kurdakul, Edip Cansever, Arif Damar, Memet Fuat, Hüsamettin Bozok, Sabri Altınel'di.
1979 - Sovyetler Afganistan'ı işgal etti.
1979 - Türk Hava Yolları'nın Trabzon adlı uçağı Samsun-Ankara seferini yaparken yoğun sis nedeniyle düştü; 39 kişi öldü.
1990 - Yugoslavya'nın üç cumhuriyetinden biri olan Slovenya'da referandum yapıldı; halk bağımsızlık kararı aldı.
Doğumlar
1790 - Jean-François Champollion, Fransız filolog, doğu bilimci ve Mısırbilimci (ö. 1832)
1908 - Yousuf Karsh, Ermeni asıllı Kanadalı fotoğrafçı (ö. 2002)
1929 - Chet Baker, ABD'li caz müzisyeni (ö. 1988)
1933 - Akihito, Japonya imparatoru
1950 - Vicente Del Bosque, İspanyol futbol teknik direktörü
Ölümler
1834 - Thomas Robert Malthus, İngiliz iktisatçı (d. 1766)
1931 - Mehmet Rauf, Türk romancı (d. 1875)
1948 - Hideki Tojo, Japon asker, düşünür ve devlet adamı (d. 1884)
1952 - Eli Heckscher, İsveçli tarihçi (d. 1879)
2007 - Oscar Peterson, Kanadalı caz müzisyeni (d. 1925)
Olaylar
1872 - Vefa Lisesinde eğitime başlandı.
1876 - I. Meşrutiyet, II. Abdülhamit'in hattı hümayunuyla ilan edildi. I. Meşrutiyet 13 Şubat 1878'de sona erse de, ülkede parlamento düşüncesini doğurdu.
1888 - Ağır depresyon geçiren ressam Vincent van Gogh kulağını kesti.
1928 - Şair Nazım Hikmet 3 yıl 3 ay hapse mahkûm oldu.
1930 - Menemen'deki ayaklanmada, yedek subay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay, Cumhuriyet karşıtlarınca öldürüldü.
1930 - Türkiye ile Yunanistan arasında, nüfus mübadelesi gerçekleştirildi.
1967 - Fransız düşünür François-Noël Babeuf'ün Devrim Yazıları adlı eserinin Türkçe'ye çevrilmesi kovuşturmaya uğramış ve kitap toplatılmıştı. Bu durumu protesto etmekten yargılanan aydınlar beraat etti. Yargılanan aydınlardan bazıları: Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday, Demir Özlü, Şükran Kurdakul, Edip Cansever, Arif Damar, Memet Fuat, Hüsamettin Bozok, Sabri Altınel'di.
1979 - Sovyetler Afganistan'ı işgal etti.
1979 - Türk Hava Yolları'nın Trabzon adlı uçağı Samsun-Ankara seferini yaparken yoğun sis nedeniyle düştü; 39 kişi öldü.
1990 - Yugoslavya'nın üç cumhuriyetinden biri olan Slovenya'da referandum yapıldı; halk bağımsızlık kararı aldı.
Doğumlar
1790 - Jean-François Champollion, Fransız filolog, doğu bilimci ve Mısırbilimci (ö. 1832)
1908 - Yousuf Karsh, Ermeni asıllı Kanadalı fotoğrafçı (ö. 2002)
1929 - Chet Baker, ABD'li caz müzisyeni (ö. 1988)
1933 - Akihito, Japonya imparatoru
1950 - Vicente Del Bosque, İspanyol futbol teknik direktörü
Ölümler
1834 - Thomas Robert Malthus, İngiliz iktisatçı (d. 1766)
1931 - Mehmet Rauf, Türk romancı (d. 1875)
1948 - Hideki Tojo, Japon asker, düşünür ve devlet adamı (d. 1884)
1952 - Eli Heckscher, İsveçli tarihçi (d. 1879)
2007 - Oscar Peterson, Kanadalı caz müzisyeni (d. 1925)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
1872 - Vefa Lisesinde eğitime başlandı.
Vefa Lisesi 1872 yılında kurulan, Anadolu lisesi statüsündeki ortaöğretim kurumu.
100 öğrenci kontenjanlı bir kız yurdu, 500 metrekarelik kapalı spor salonu, 440 kişilik konferans salonu ve yetmiş kişilik sinevizyon salonuna sahip olan Vefa Lisesi, tarihi boyunca pek çok ünlü kişiye de eğitim vermiştir.
Tarihçesi
1872: Vefa Lisesi, yüksek okullara öğrenci yetiştirmek üzere, bugün Eminönü Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan binada "Dersaadet İdadi-i Mülkiye-i Şâhâne" adıyla öğretime başladı.
1881: Okul, Maarif Nezareti'nce satın alınan Mütercim Rüştü Paşa'ya ait üç katlı konağa taşındı ve İstanbul'un Türkçe eğitim veren ilk mülkiye idadisi olarak eğitim ve öğretime devam etti. Bu arada ismi bulunduğu semtin adını alarak "Vefa İdadisi" oldu.
1908: Okulun adı "Vefa Sultanisi"ne çevrildi.
1910: İstanbul'daki büyük yangın sonrası Mütercim Rüştü Paşa Konağı ailelere verildiğinden, okul Vezneciler'deki Saffet Paşa Konağı'na taşındı.
1912: Balkan Savaşı sırasında birçok öğrenci ve öğretmen gönüllü olarak cepheye gitti ve geri dönmedi. Bu sırada Mütercim Rüştü Paşa Konağı Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Hastanesi olarak kullanıldı.
1914: Okul geçici olarak önce Cağaloğlu'ndaki Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nin bulunduğu binaya, daha sonra Cağaloğlu Anadolu Kız Meslek Lisesi'nin bulunduğu binaya taşındı.
1917: Okul, tekrar Mütercim Rüştü Paşa Konağı'na döndü.
1924: Okul "Vefa Lisesi" ismini aldı.
1925: Okulun lise kısmı kapatıldı ve Kadırga'da bir binaya taşınarak "Vefa Orta Mektebi" adıyla öğretimine devam etti.
1933: Vefa Lisesi mezunlarının ısrarlı çalışmaları sonucu lise kısmı tekrar açıldı ve okul tekrar eski binasına bir daha geri dönmemek üzere taşındı.
1949: Bugün pansiyon olarak kullanılan bina, Yüksek Öğretmen Okulu'nun kapatılması üzerine Vefa Lisesi'ne devredildi.
1958: Vefa Lisesi bünyesinde İstanbul'un ilk akşam lisesi açıldı. Bu okul, 1976 yılından sonra sırasıyla Pertevniyal Lisesi, Şehremini Lisesi, Vatan Lisesi ve Davutpaşa Lisesi'ne nakledildi.
1959: Okulda yatılılık uygulaması başladı ve pansiyona erkek öğrenci alındı. 12 Eylül 1980'den sonra pansiyona kız öğrenci alınmaya başlandı.
1971: 1968 yılında temeli atılan Ana Bina hizmete girdi.
1984: Orta Bina Vefa Lions Kulübü'nce onartılarak hizmete sokuldu.
1990-1991: Okul bünyesinde İngilizce eğitim veren "Vefa Anadolu Lisesi" açıldı.
1995-1996: Okul tamamen Anadolu Lisesi statüsüne kavuştu.
1999: 17 Ağustos Depremi'nde Pansiyon ve Orta Bina hasar görerek kapatıldı. 2000-2001 öğretim yılında Pansiyon Binası, 2001-2002 öğretim yılında Orta Bina, İMKB ve MEB imkânlarıyla onarılarak tekrar hizmete sokuldu.
2001: 6 Kasım'da okulun statüsü değiştirilmeden adı, MEB tarafından tarihi adı olan Vefa Lisesi'ne dönüştürüldü. Okulun bütün birimleri mezunlarca modernize edildi ve donatıldı.
2006: Okul İstanbul'da 1 yıl hazırlık olmak üzere toplam 5 yıl lise eğitimi veren 6 liseden biri olmuştur.
Vefa Lisesi 1872 yılında kurulan, Anadolu lisesi statüsündeki ortaöğretim kurumu.
100 öğrenci kontenjanlı bir kız yurdu, 500 metrekarelik kapalı spor salonu, 440 kişilik konferans salonu ve yetmiş kişilik sinevizyon salonuna sahip olan Vefa Lisesi, tarihi boyunca pek çok ünlü kişiye de eğitim vermiştir.
Tarihçesi
1872: Vefa Lisesi, yüksek okullara öğrenci yetiştirmek üzere, bugün Eminönü Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan binada "Dersaadet İdadi-i Mülkiye-i Şâhâne" adıyla öğretime başladı.
1881: Okul, Maarif Nezareti'nce satın alınan Mütercim Rüştü Paşa'ya ait üç katlı konağa taşındı ve İstanbul'un Türkçe eğitim veren ilk mülkiye idadisi olarak eğitim ve öğretime devam etti. Bu arada ismi bulunduğu semtin adını alarak "Vefa İdadisi" oldu.
1908: Okulun adı "Vefa Sultanisi"ne çevrildi.
1910: İstanbul'daki büyük yangın sonrası Mütercim Rüştü Paşa Konağı ailelere verildiğinden, okul Vezneciler'deki Saffet Paşa Konağı'na taşındı.
1912: Balkan Savaşı sırasında birçok öğrenci ve öğretmen gönüllü olarak cepheye gitti ve geri dönmedi. Bu sırada Mütercim Rüştü Paşa Konağı Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Hastanesi olarak kullanıldı.
1914: Okul geçici olarak önce Cağaloğlu'ndaki Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nin bulunduğu binaya, daha sonra Cağaloğlu Anadolu Kız Meslek Lisesi'nin bulunduğu binaya taşındı.
1917: Okul, tekrar Mütercim Rüştü Paşa Konağı'na döndü.
1924: Okul "Vefa Lisesi" ismini aldı.
1925: Okulun lise kısmı kapatıldı ve Kadırga'da bir binaya taşınarak "Vefa Orta Mektebi" adıyla öğretimine devam etti.
1933: Vefa Lisesi mezunlarının ısrarlı çalışmaları sonucu lise kısmı tekrar açıldı ve okul tekrar eski binasına bir daha geri dönmemek üzere taşındı.
1949: Bugün pansiyon olarak kullanılan bina, Yüksek Öğretmen Okulu'nun kapatılması üzerine Vefa Lisesi'ne devredildi.
1958: Vefa Lisesi bünyesinde İstanbul'un ilk akşam lisesi açıldı. Bu okul, 1976 yılından sonra sırasıyla Pertevniyal Lisesi, Şehremini Lisesi, Vatan Lisesi ve Davutpaşa Lisesi'ne nakledildi.
1959: Okulda yatılılık uygulaması başladı ve pansiyona erkek öğrenci alındı. 12 Eylül 1980'den sonra pansiyona kız öğrenci alınmaya başlandı.
1971: 1968 yılında temeli atılan Ana Bina hizmete girdi.
1984: Orta Bina Vefa Lions Kulübü'nce onartılarak hizmete sokuldu.
1990-1991: Okul bünyesinde İngilizce eğitim veren "Vefa Anadolu Lisesi" açıldı.
1995-1996: Okul tamamen Anadolu Lisesi statüsüne kavuştu.
1999: 17 Ağustos Depremi'nde Pansiyon ve Orta Bina hasar görerek kapatıldı. 2000-2001 öğretim yılında Pansiyon Binası, 2001-2002 öğretim yılında Orta Bina, İMKB ve MEB imkânlarıyla onarılarak tekrar hizmete sokuldu.
2001: 6 Kasım'da okulun statüsü değiştirilmeden adı, MEB tarafından tarihi adı olan Vefa Lisesi'ne dönüştürüldü. Okulun bütün birimleri mezunlarca modernize edildi ve donatıldı.
2006: Okul İstanbul'da 1 yıl hazırlık olmak üzere toplam 5 yıl lise eğitimi veren 6 liseden biri olmuştur.


[right]Arif YAMAN[/right]