865. sayfa (Toplam 899 sayfa)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 16 Ara 2014 22:32
gönderen ustax66
Ali Kuşçu,
Ali Kuşçu (Özbekçe: Ali Qushchi Samarqandiy) asıl adı Ali Bin Muhammed (1403, Semerkand - 16 Aralık 1474, İstanbul), Timur İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu'nda bir astronom, matematikçi ve dil bilimcidir.
Hayatı
Astronom ve kelâm âlimi olan Ali Kuşçu, 1403'te Semerkand'da doğdu. Türk ya da Fars olduğuna dair iddialar mevcuttur. Babası Muhammed, Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için ailesi "Kuşçu" lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, Bursalı Kadızâde Rûmî, Gıyâseddin Cemşîd ve Muînuddîn Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrîd adlı eserini yazdı. Ali Kuşçu, Semerkand ve Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e yardımcı ve rasathanesine müdür oldu. 1449'da hacca gitmek istedi. Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Osmanlı Devleti ile barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın sözcülüğünü yaptıktan sonra II. Mehmed'in davetiyle İstanbul'a geldi. Osmanlı - Akkoyunlu sınırında Fatih Sultan Mehmed'in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu. 16 Aralık 1474 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Eserleri
Risale-i fi'l Hey'e (astronomi)
Şerh-i Tici Uluğ Bey (astronomi)
Risale-i fi'l Fethiye (astronomi, Risale-i fi'l Hey'e adlı eserinin Arapçasıdır)
Risale fi'l Muhammediye (matematik, cebir ve hesap)
Unkud-üz-Zevahir fi Man-ül-Cevahir (Günümüz Türkçesi: Mücevherlerin Dizilmesinde Görülen Salkım)
Et-Tezkire fî Âlâti'r-RuhâniyyeTakiyyuddîn Râsid bu eserden söz eder.
El-‘Unkûdu’z-Zevâhir fî Nazmi’l-Cevâhir: (Arapça sarf ilmi konusunda kaleme aldığı bir giriş ve üç bölümden oluşan bir eseridir)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 16 Ara 2014 22:35
gönderen ustax66
Ercüment Ekrem Talû
Ercüment Ekrem Talû, (d. 1886, İstanbul - ö. 1956) Türk gazeteci, yazar ve siyasetçi.
Talû, ömür boyu devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış ve birçok gazete ve dergide fıkra, sohbet, makale, hikâye, roman, hatıra ve şiirler yayınlamış, bir dönemin çok okunan yazarları arasına girmiş bir yazar ve mizah ustasıdır.
Tanzimat döneminin ünlü şairi Recaizade Mahmut Ekrem’in oğludur. Çevirmen Esin Talu Çelikkan ile ilk Türk spor spikerlerinden Muvakkar Ekrem Talu’nun babası; gazeteci yazar Umur Talu, şarkı sözü yazarı Çiğdem Talu, gazeteci yazar Ekrem Murat Çelikkan’ın dedesidir.
Başlıca Eserleri
Öykü
Teravihten Sonra (1923)
Sevgiliye Masallar (1925)
Kız Ali (1926), Güldüren Kitap (1927)
Meşhedi’nin Hikâyeleri (1927)
Roman
Evliya-yı Cedid (Yeni Evliya Çelebi, 1920)
Asriler (1922)
Gün Batarken (1922)
Kopuk (1922)
Sabir Efendinin Gelini (1922)
Kan ve İman (1923)
Şevketmeâb (1925)
Kundakçı (1926)
Meşhedi ile Devrialem (1927)
Gemi Arslanı (1928)
Meşhedi Aslan Peşinde (1934)
Kodaman (1934)
Pepeloğlu (1938)
Beyaz Şemsiyeli (1939)
Bu Gönül Böyle Sevdi (1941)
Çömlekoğlu ve Ailesi (1945)
Anı
Dünden Hatıralar (1945)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 16 Ara 2014 22:38
gönderen ustax66
W. Somerset Maugham
William Somerset Maugham (d. 25 Ocak 1874 - ö. 16 Aralık 1965) İngiliz oyun, hikâye ve roman yazarı. Çağdaşlarının modernist akımın etkisinde yazdığı bir dönemde daha sade bir tarz seçti. Yazdığı oyunların sıkça sahnelenmesi sayesinde popüler bir yazar haline geldi. Birçok eseri film olarak da uyarlandı.
1947'de Maugham Somerset Maugham ödülü'nü başlattı. Bu ödül yaşı otuz beşin altında olan ve bir önceki yıl bir edebiyat eseri yayınlayan en iyi İngiliz yazarına veriliyordu. Şu ana kadar bu ödülü kazananlar arasında V.S. Naipaul, Kingsley Amis, Martin Amis ve Thom Gunn bulunmaktadır. Ölümünden sonra yazar teliflerini Kraliyet Edebiyat Fonuna bağışladı.
Hayatı
Maugham, babasının İngiliz elçiliğinde çalıştığı Paris'te doğdu. Fransızca'yı anadili olarak öğrendi. 8 yaşında annesini, 10 yaşında babasını kaybetti. Babasının vefatından sonra İngiltere'ye gönderildi. Bakımını amcası üstlendi. 16 yaşında Almanya'ya giderek, Heidelberg şehrinde edebiyat ve felsefe öğrenimi gördü. İngiltere'ye döndükten sonra tıp öğrenimine başladı. Başyapıtı sayılan Of Human Bondage adlı eserinde kendi yaşam öyküsünü anlatmıştır.
Romanları
Liza of Lambeth, 1897
Mrs. Craddock, 1902
The Magician, 1908
Of Human Bondage, 1915 (Türkçede “Şehvet Düşkünü”, “Hayatın Esiriyiz”, “Hayat Hüzünleri” gibi adlar altında birkaç kez yayımlandı)
Ay ve Altıpara, 1919
The Painted Veil, 1925
Ashenden,or the British Agent, 1928
Cakes and Ale, 1930
The Narrow Corner, 1932
Up the Villa, 1941
The Razor's Edge, (Şeytanın Kurbanları) 1944
Then and Now, 1946
Theatre, 1947
Creatures of Circumstance, 1947
Catalina, 1948
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 16 Ara 2014 22:41
gönderen ustax66
Hüseyin Kutman
Hüseyin Kutman (20 Ağustos 1930, Bursa - 16 Aralık 1988, İzmir) Türk tiyatro ve sinema sanatçısı
Hüseyin Kutman'ın sahne hayatı Kent Oyuncuları'nda "Gülerek Girin" piyesiyle başladı. Uzun süre Dormen Tiyatrosu'nda çalışmış ve "Bulvar", "Monserrat", "Üç Kuruşluk Opera", "Alamanya'dan Bir yar gelir Bizlere", "Dün Gece Yolda Giderken", "Çıplak Ayak", "Cengiz Hanın Bisikleti" oyunlarında oynamıştır. 1969 yılında Nisa Serezli ile Bizim Tiyatro'da unutulmaz "Tatlı Kaçık" ve "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" oyunlarında gösterdiği performansıyla efsaneleşen bir oyuncudur. Bazı kulüplerde takdimcilik de yapan Hüseyin Kutman bir dönem Perran Kutman ile evlenip, ayrılmıştır. Uzun süre Devekuşu Kabare Tiyarosu'nda da görev yapan Hüseyin Kutman Yeşilçam'da karakter rollerinde aranılan isimlerden olmuştur.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 16 Ara 2014 22:42
gönderen ustax66
Stanford Shaw
Stanford Jay Shaw (5 Mayıs 1930, Minnesota – 16 Aralık 2006, Ankara), ABD'li tarihçi. Osmanlı tarihi ve Ermeni Kırımı iddiaları alanında yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır.
1977 yılında "Ermeni soykırımı yoktur" dediği için Ermeniler tarafından tehdit edilerek, evi kundaklandı. Emekliliğinin ardından (1999'dan ölümüne kadar) Türkiye'de yaşamıştır. Son olarak Bilkent Üniversitesi'nde Osmanlı Tarihi dersleri veriyordu. Ayrıca Türkiye Bilimler Akademisinden yapılan açıklamada, 16 Aralık 2006'da Akademinin Şeref Üyeliğine seçildi ve 2006 yılı Eylül ayında Prof. Dr. Halil İnalcık ile birlikte Türk ve Türkiye tarihine katkılarından dolayı Türk Tarih Kurumu tarafından Hizmet Madalyası ve Beratı ile onurlandırıldı. Hacettepe Üniversitesi beyin cerrahi yoğun bakım ünitesinde 16 Aralık 2006'da vefat etti. Ortaköy'deki Etzahayim Sinagogu'nda cenaze töreni düzenlendi ve bu cenaze törenine Türkiye'nin önde gelen yöneticileri ve ünlü tarihçiler katıldı.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 17 Ara 2014 20:48
gönderen ustax66
17 ARALIK 2014 - TARİHTE BUGÜN
Olaylar
1903 - Wright Kardeşler benzin motorlu uçakları ile Kitty Hawk'ta (Kuzey Karolina) ilk uçuşu geçekleştirdi: uçuş mesafesi 37 m, uçuş süresi 12 saniye.
1908 - İttihat ve Terakki Cemiyeti, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki Fırkası adını aldı.
1908 - II. Meşrutiyet'in ilanından sonraki seçilen yeni Osmanlı Meclis-i Mebusanı ilk toplantısını yaptı.
1918 - Fransız askerleri denizden Mersin'e çıkarma yapmaya başladı. Mersin, Tarsus, Adana, Ceyhan, Misis ve Toprakkale işgal edildi.
1934 - Kasım 1934 tarihli Kanun'la Kemal öz adlı Cumhurbaşkanı'na verilen Atatürk soyadının veya bunun başına ve sonuna söz konarak yapılan adların hiçbir kimse tarafından öz ve soyadı olarak alınamayacağına dair Kanun, TBMM'de kabul edildi.
1969 - ABD hava kuvvetleri, yaptıkları UFO araştırmaları sonucunda dünyadışı bir uzay gemisine ilişkin kanıta rastlamadıklarını açıkladı.
1973 - Amerikan psikiyatri derneği, homoseksüelliği akıl hastalıkları listesinden çıkardı.
1980 - Türkiye'nin Sidney Başkonsolosu Şarık Arıyak ve koruma polisi Enver Sever silahlı saldırı sonucu öldü. Saldırıyı Asala adlı Ermeni terör örgütü üstlendi.
1996 - Sedat Bucak'ın otomobilinde bulunan silahların Emniyet Müdürlüğü'ne ait olduğu belirlendi.
1998 - Safranbolu kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi'ne alındı.
2004 - AB, Türkiye ile 3 Ekim 2005'te müzakerelere başlama kararı aldı.
Doğumlar
1778 - İngiliz kimyacı, fizikçi Sir Humphry Davy
1797 - ABD'li fizikçi Joseph Henry
1937 - ABD'li yazar John Kennedy Toole
1946 - Kanadalı aktör, televizyon yönetmeni, yapımcısı ve yazar Eugene Levy
1958 - Roberto Tozzi, İtalyan atlet
Ölümler
1273 - Mutasavvıf, şair Mevlâna Celâlleddin-i Rumî
1830 - Güney Amerika bağımsızlık savaşı önderi Simon Bolivar
1897 - Fransız yazar Alphonse Daudet (d. 1840)
1956 - Yazar Ercüment Ekrem Talu
1988 - Tiyatro ve sinema sanatçısı Hüseyin Kutman
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 17 Ara 2014 20:53
gönderen ustax66
Wright Kardeşler
Wright Kardeşler, Orville (d. 19 Ağustos 1871 - ö. 30 Ocak 1948), Wilbur (d. 16 Nisan 1867 - ö. 30 Mayıs 1912), motorlu uçak uçuran ABD'li kardeşler.
18 Ağustos 1871 yılında Alphonse Pénaud, ilk defa yapısal dengeli model uçağı Tuileries Gardens, Paris'te Société de Navigation Aérienne kurumu gözetiminde 11 saniyede 40 m uçurarak |havacılıkta yeni bir çığır açmıştı. “Planophore” adını verdiği bu model uçak, tarihte ilk yapısal dengeli uçaktır. Buna benzer bir oyuncak, Wright kardeşlerin çocukken çok ilgilerini çekmişti.
1891’de ilk Aerodrome model uçak ile denemelere başlayan Samuel P. Langley, dört senelik çalışmalarının sonunda, buhar gücü ile çalışan Aerodrome No.V’ in 30 m yükselerek 1006 m yol katetmesini sağlamıştır. (Aerodrome Latince'de - Hava Koşusu demektir) Sürati ise saatte 32 km idi. Bir sonraki modeli Aerodrome No.VI ise Kasım 1896’da bu sefer 1280 m uçmuş ve 1 dk.’dan fazla havada kalmıştır. Bu pilotsuz uçuşlar ABD Savaş Bakanlığı ($50,000) ve Smithsonian Enstitüsü ($20,000) tarafından, pilotlu uçuş için desteklenmişti.
Ohio, Dayton'lu iki bisiklet ustası olan Wilbur ve Orville Wright, 1890'da kuşların nasıl uçtukları hakkında kendilerine ipucu verebilecek her şeyi sistemli bir şekilde incelemeye başladılar. Bilimsel eserlerde ve eski insanların deneyimleri arasında kendi işlerine yarayacak hiçbir şey olmadığını kısa sürede anlayan Wright kardeşler sadece Berlin yakınlarındaki bir tepe üstünden planörle uçuş denemeleri yapan ve bu konuda çok dikkatli notlar tutan Alman mühendisi Otto Lilienthal'in çalışmaları ile işe başladılar.
Wilbur ve Orville Wright bilimsel öğrenim görmemişler, liseden sonra yüksek bir okula da gitmemişlerdi. Fakat uçma alanındaki çalışmalarını yürütürken kendi yöntemlerini de model uçaklar, uçurtmalar, insan taşıyan planörler ile yaptıkları yüzlerce deney sayesinde bu konuda ilerlettiler. Havacılıktaki gelişmelerden ülke olarak geri kalmamak için, Smithsonian Enstitüsü - ABD, Lilienthal’in Lift & Drag tablosu ile birlikte Wenham ve John Browning’in 1871’deki rüzgar tüneli çalışmasını daha 1895 yılında Wright kardeşlere vermişti.
Lilienthal kuşların uçmalarını çok yakından incelediği için planörünün bir kuşu andırmasına fazla şaşırmamak gerekir. Lilienthal uçabilecek bir uçağın havayla temas halinde olan sabit bir kanadı olması gerektiğini gösterdi. Kararlı bir uçuşu gerçekleştirebilmek için gerekli kontrol sadece onun söylediği böyle bir kanat tarafından sağlanabilirdi ve bu konuda Wright Kardeşler Lilienthal çalışmalarını esas aldılar.
Amerika Birleşik Devletleri'nde tek kanatlı ve buhar motorlu havadan ağır uçan ilk pervaneli uçak, Alman Gustav Weisskopf tarafından Nisan 1899 da Pittsburgh, Pennsylvania sonra 14 Ağustos 1901’de Bridgeport Connecticut, daha sonra da 17 Ocak 1902 de 11,300 m’lik Connecticut uçuşu ile başlamıştı. Gustav Weiskoff (ona İngilizce tercümesi ile Whitehead derlerdi) Amerikan vatandaşlığına geçmemekte ısrar ettiğinden, Smithsonian Enstitüsü Wright Kardeşleri desteklemeye devam etti.
Wright Flyer: 17 Aralık 1903 saat 10:35'te North Carolina Eyaleti'nin Kitty Hawk kasabasına 8 kilometrelik mesafesinde bulunan Kill Devil Hills kumulunda Wright Kardeşler tarafından ilk defa uçakla gerçekleştirilen insanlı uçuş; Orville Wright'in kumandasındaki uçağın yere değmemesi için kanadın ucunu tutan Wilbur Wright'in onu bıraktığı anda ABD devlet sahil kurtarma elemanı John T. Daniels tarafından çekildi.)
Wright kardeşlerin 17 Aralık 1903'te Kuzey Karolina'da Orville'in kontrolünde havalanan ilk uçağı aerodinamik ses teorisine bağlı kalınarak yapılmıştı.
Bu uçak iki pervaneliydi. Pilotla birlikte ağırlığı 335 kg'dı. Orville birinci denemede 12 saniye uçtu ve sadece 37 metre mesafe kat etti. O günkü son denemesinde ise, bu süre 59 saniyeye çıkmıştı ve 260 metrelik bir mesafeye uçmuştu.
Wright Kardeşler artık uçabilen bir uçak yapmışlardı ama onu nasıl uçuracaklarını bilmiyorlardı. Smithsonian Enstitüsü lider havacılardan Louis Mouillard, Gabriel Voisin, John J. Montgomery, Louis Blériot, Alberto Santos Dumont ve Percy Pilcher ile yazışarak elde ettiği tüm bilgileri, Wright Kardeşlere iletmeye devam ediyordu.
4 Haziran 1908 senesinde ABD'nin ilk ‘resmi’ uçuşunu Kanadalı Glenn H. Curtis, June Bug adını verdiği dışarıdan yardım almadan kalkabilen bir uçak ile yaptı.Bu uçuş Amerika’nın ilk resmi “Havadan Ağır Uçağı ve Uçuşudur”. Curtis 1 numaralı Pilot Lisansı sahibidir, Wright Kardeşler ise 4 ve 5 nolu lisansları almışlardır.
Avrupa'daki hızlı havacılık gelişmeleri ve Kanadalı Glenn H. Curtis ile çalışmaya başlayan ABD Savaş Bakanlığı ve Smithsonian Enstitüsü, yarışa başlamakta bile zorlanan Wright Kardeşleri artık “İlk Uçuş” ile pazarlamaya devam edecekti. Nitekim ABD, 12 Aralık 1928 tarihinde İlk Uçuş’un 25'ci yılı adı altında bir Uluslararası Sivil Havacılık konferansı düzenledi. Dünyaya 'İlk Uçuşun 25. Yılı' diye ilan edilen bu konferansa, “İlk Uçuş yalanı” yüzünden hiçbir devlet katılmadı. Tarihte kayıtlara "Güzel bir kutlama" diye geçti. (12-14 Aralık 1928)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 17 Ara 2014 21:05
gönderen ustax66
Havacılık tarih
9. yüzyıl ile 11. yüzyıl arasında Armen Firman'in yaptığı paraşüt uçuşu ve Abbas Ibn Firnas'ın planörüyle yaptığı uçuşlar gibi öncü kısa mesafeli uçuşlar olmuştur. Hatta daha da erken dönemlerde muhtemelen Çin'de insan taşıyan uçurtma uçuşları da olmuş olabilir. Osmanlı'da Hezarfen Ahmed Çelebi tarafından Galata Kulesi'nden Üsküdar'a bir uçuş gerçekleştirildiği Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde kayıt edilmektedir.
Havacılık çağının modern dönemi, insanın, Montgolfier kardeşler tarafından tasarlanmış olan bir sıcak hava balonu ile ilk defa havadan hafif bir uçuş gerçekleştirmesiyle başlamıştır ve böylece balonlu uçuş çok popüler bir olay olmuş tüm bir 19. yüzyıl boyunca varolmaya devam etmiştir.
Balonların kullanılırlıkları sadece rüzgar yönünde hareket etmeleri nedeniyle sınırlıydı. Her ne kadar, 1800'lü yıllar boyunca birçok kumanda edilebilir balon üretilmiş olsa da bu tür taşıtlarla ilk gerçek anlamda uçuş Brezilyalı havacı Alberto Santos-Dumont tarafındna yapılmıştır. Santos-Dumont, bir içten yanmalı motor ile sündürülmüş balonu çok iyi bir şekilde birleştirmiştir. 19 Ekim 1901 tarihinde, "Numara 6" adlı zeplinini Paris üzerinde dolaştırarak kazandığı Deutsh de la Meurthe ödülünü kazandığında dünya çapında bir üne kavuşmuştur. Santos-Dumont'un zeplinlerle elde ettiği bu başarısı kontrollü ve kaliteli uçuşun olağan olduğunun kanıtı olmuştur.
Önce Alphonse Pénaud 18 Aug 1871'de Yapısal Dengeli ilk uçak modeli ile, sonra 1874'de Felix du Temple tarihde ilk Başarılı Uçuşla, daha sonra 09 Kas 1890'da Clement Adler’in Ader Eole uçağı ile uçuşu ve 1899'da Amerika'da ilk uçuşu gerçekleştiren Gustav Weisskopf'un Pittsburgh, Pennsylvania uçuşu ile artık Havacılık hayal olmaktan çıkmıştı.
Clement Adler, Adler Eole adını verdiği buhar gücü ile çalışan ilk uçağını yaptı. (Aeolos = Greko-Romen’cede rüzgar Tanrısı’nın adı) Öncekiler gibi kanatların çırpılması ile değil, yarasa kanadının mekanik kopyası kanatlarla kaldırmayı amaçlayarak uçamaya çalışması bir öncülüktü. Çok çok hafif bir buhar makinası, uçağın önündeki pervaneyi çevirmakte idi.
Brest-Fransa’da tümü aluminyum kullanarak yapılmış, kanat açıklığı 13 m olan ve pilotsuz ağırlığı 80 kg gelen bu havadan ağır, kendi gücü ile uçan ilk uçak, kardeşi M. Luis ve Felix du Temple tarafından yapılmıştır. 17 Aralık 1903'te Wright kardeşler, hava taşıtları kumanda sorunları yüzünden kısa mesafelerin dışında uçuş yapamıyorlardı. 06 Nis 1909'da Henry Farman III (HF1) ile ilk kanatçık uygulaması gerçekleşti (Aileron = Fransızca “Kanatçık” demektir).
Eleronların hava taşıtlarına uygulanmasının ardından taşıtların kumandaları kolaylaştı ve daha 10 yıl geçip te I. Dünya Savaşı başladığında, havadan ağır hava taşıtları gözetleme, keşif, topçu atışı için hedef belirleme ve düşmana karşı saldırıda kullanım içim uygun hale çoktan gelmişti.
Hava taşıtlarının tasarımları daha büyük ve güvenilir oldukça insanları ve yükleri taşımaya başladılar. Uzun mesafelerde yolcu ve yük taşıyan ilk hava taşıtı iskeletli dev zeplinler olmuştu.
Türünün en başarılı örneği, Graf Zeplindi. Ağustos 1929'da yaptığı bir dünya turu da dahil olmak üzere toplamda bir milyon milden fazla uçmuştu. Ancak zaman içinde uçak teknolojisindeki gelişmeler zeplinlerin bu üstünlüğüne son verdi ve Zeplinlerin "Altın Çağı" 6 Haziran 1937'deki 36 kişinin ölümüyle sonuçlanan Hinderburg faciası ile son bulmuştu. Her ne ne kadar, zeplinleri tekrar gündeme getirmek için yani çabalar olmuş olsa da, zeplinler tarihteki güzel yerlerini hep korudular.
1920'ler ve 1930'lar boyunca uçak tasarımında çok büyük ilerlemeler oldu. Bu dönemin en başarılı tasarımlarından biri daha sonra yolcu havacılığı çağının da başlamasına neden olacak ve ilk dişe gelir anlamda gelir getiren yolcu uçağı olan Douglas DC-3 uçağıdır. II. Dünya Savaşı'nın başına gelindiğinde birçok kasaba ve şehir kendi havalimanlarını inşa etmişlerdi ve pilot sayısında da büyük bir artış olmuştu. '. Dünya Savaşı havacılığa içinde ilk jet uçağın ve ilk sıvı yakıtlı füzelerin de olduğu birçok yenilik getirdi.
II. Dünya Savaşından sonra, birçok pilotun terhis olması ve hem taşımacılık hem de eğitim amaçlı uçağın askerler tarafındna gereksinim fazlası olarak sivillerin kullanımına sunulmasıyla, özellikle Kuzey Amerika'da genel havacılıkta, hem özel hem de ticari havacılığı da içerecek biçimde, tam bir patlama oldu. Cessna, Piper ve Beechcraft gibi üreticiler, hafif uçakları da kapsayacak biçimde orta sınıf pazar için geliştirdiler.
1950'lere gelindiğinde, de Havilland Comet uçağının da oyuna dahil olmasıyla, sivil jet sektörü artık çok gelişmişti. Fakat ilk geniş anlamda kullanılan yolcu jeti Boeing 707 olacaktı. Aynı zamanda, turboprop uçaklar daha küçük çaplı uçaklar için geliştirilmeye başlandı ve bu sayede daha kısa mesafeler daha değişik hava koşullarına dayanabilen uçaklarla daha kolaylıkla aşılabilir oldu.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 17 Ara 2014 21:11
gönderen ustax66
İttihat ve Terakki Cemiyeti
İttihat ve Terakki Cemiyeti ya da İttihat ve Terakki Fırkası (Osmanlı Türkçesi: إتحاد و ترقى, Güncel Türkçe: Birlik ve İlerleme), Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilânına önayak olup, 1908-1918 yılları arasında kısa kesintilerle devlet yönetimine egemen olan; ideoloji olarak Türkçülüğü benimseyip, 1889 yılında kurulmuş bir siyasal cemiyettir.
Başlangıçta devletin anayasal bir düzene kavuşmasını amaçlayan gizli bir dernek olarak kurulan örgüt; anayasanın kabul edilip II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra iktidarı denetleyen bir siyası parti (İttihat ve Terakki Fırkası) halini almış; 1912'de ise iktidar partisi olmuştur. Üyeleri “İttihatçılar” olarak anılır. Cemiyetin 1918'de kendini feshetmesinden sonra üyelerinin çoğu Milli Mücadele'de yer almıştır.
“İttihat ve Terakki”, bir siyasi örgütün olduğu kadar bir devrin ve bir kuşağın da adı olarak düşünülür. İttihatçılar, kendinden önce gelen Genç Osmanlılar kuşağının devamıdır; kendilerinden "Jön Türkler" diye de bahsedilir.
İttihat ve Terakki, 19. yüzyıl sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu bunalımdan kurtulması için Kanun-ı Esasî’nin yeniden yürürlüğe konmasını isteyen öğrenciler tarafından 1889'da Askeri Tıbbiye Mektebi'nde İttihad-ı Osmanî Cemiyeti adlı gizli bir örgüt olarak kuruldu. Daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti adını alacak örgüt, aynı devirde kurulmuş irili ufaklı diğer pek çok örgütle birleşerek Osmanlı coğrafyasının en güçlü teşkilatı haline geldi.
İttihad-i Osmani Cemiyeti, 2 Haziran 1889’da Askeri Tıbbiye’nin bahçesinde toplanan İshak Sükûti, İbrahim Temo, Abdullah Cevdet, Çerkez Mehmed Reşid adındaki dört öğrenci ile ve sonradan onlara katılan Hüseyinzade Ali Bey, Konyalı Hikmet Emin Bey, Cevdet Osman, Kerim Sebatî, Mekkeli Sabri Bey, Selanikli Nazım Bey, Şerafettin Mağmumi, Giritli Şefik tarafından kurulmuştu. Genç öğrencileri bir araya getiren, devletin içinde bulunduğu bunalım ve II. Abdülhamit yönetimine duyulan hoşnutsuzluktu. Kurtuluş için acilen Meşrutiyet yönetiminin kurulması, Abdülhamit yönetiminin yıkılması gerektiği düşüncesindeki gençler, bu konuda propaganda yapmak üzere örgütlendiler.
Cemiyet, Haziran 1889’da Edirnekapı dışındaki bir bağda, bağ bekçisi Aluş Ağa’nın başkanlığında, 12 kişinin katılımı ile gerçekleşen bir toplantısında başkanlığa en yaşlı üye olan Ali Rüşdî’yi, sekreterliğe Şerefeddîn Mağmûmî’yi, saymanlığa Âsaf Derviş’i seçti. Bir piknik görüntüsü verilerek gerçekleştirilen bu toplantıya, “İnciraltı toplantısı” veya “Onikiler toplantısı” denilir. Cemiyetin İtalyan Karbonari Mason Teşkilatını örnek alarak hücreler halinde yapılanması, her üyeye bir sıra numarası verilmesi bu toplantıda kararlaştırıldı. Birinci hücrenin birinci üyesi “İbrahim Temo” oldu . Cemiyet toplantılarını her Cuma farklı yerlerde sürdürdü.
Tıbbiyelilerin kurduğu İttihad-i Osmani, İstanbul’daki sivil ve askeri diğer yüksekokulların öğrencileri arasında taraftar kazanarak hızla büyüdü. Ancak propagandaya geçmek için acele etmeyen örgüt, 1895’e kadar daha çok iç eğitim sayılabilecek toplantıları yapmakla yetindi. Toplantılarda Namık Kemal, Ziya Paşa gibi Genç Osmanlılar’ın yapıtlarını; İranlı hürriyetperverlerin ve Ali Şefkati’nin yapıtlarını okudular.
Sultan Abdülhamid, cemiyetin varlığından ve faaliyetlerinden 1892’de haberdar oldu. Bu tarihten itibaren cemiyet üyeleri hafiyeler tarafından takip edildiler. Tıbbiye Mektebi komutanlığına Mehmet Zeki Paşa atandı ve disiplinli bir idare sağladı.
Yeni disiplinli idarenin uygulamaları sonucu Cemiyetin önde gelen üyeleri çeşitli defalar tutuklandılarsa da kısa sürede serbest bırakılıyorlardı. Başkentte Ermeni eylemlerinin gerçekleştiği 1895 yılı, ittihatçıların daha sert eylemlere yöneldiği yıl oldu. 30 Eylül 1895’te başkentte düzenlenen büyük Ermeni yürüyüşünde Müslüman halkın Ermeniler’in karşısına çıkmasıyla 3 gün kanlı çatışmalar yaşanmıştı. Bu gelişme karşısında eyleme geçen cemiyet üyeleri olanların yönetimin basiretsizliğinden kaynaklandığına, halkın yönetime karşı harekete geçmesi gerektiğine dair bildirgeleri dağıttılar, duvarlara yapıştırdılar. Eylemleri, pek çok tıbbiyeli üyenin hapse düşmesi veya sürgüne gönderilmesine neden oldu.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 17 Ara 2014 21:14
gönderen ustax66
II. Meşrutiyet
İkinci Meşrutiyet (Osmanlı Türkçesi ايکنجى مشروطيت), Osmanlı Anayasası'nın, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 24 Temmuz 1908'de yeniden ilân edilmesiyle başlayan ve 6 Kasım 1922'de Osmanlı Devleti'nin tasfiyesiyle sona eren dönemdir. Birinci Meşrutiyet resmen hiç sona ermemiş ve anayasa değişmemiş olduğu için, bazı tarihçiler tarafından, bir tek Meşrutiyet döneminin ikinci faslı olarak da değerlendirilir.
Toplam 14 yıl süren bu dönemde, parlamenter demokrasi, seçim, siyasi parti, askeri darbe ve diktatörlük olgularıyla tanışılmış, iki büyük savaş (Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı) yaşanmış ve 600 yıllık imparatorluğun dağılmasına tanık olunmuştur.
İkinci Meşrutiyetin ilânından sonra derhal seçimlere gidildi. Seçimlerin başlıca 2 partisi İttihat ve Terakki ile liberal görüşlü Ahrar Fırkası'ydı. Seçimleri İttihatçılar kazandı. Seçimlerin ardından oluşan yeni Meclis-i Mebusan 17 Aralık 1908'de çalışmalarına başladı.
Bunu izleyen dönemde, ülkeyi perde arkasından yöneten İttihat ve Terakki yönetimine karşı bazı çevrelerde gitgide artan bir hoşnutsuzluk görüldü. 6 Nisan 1909 günü muhalif gazeteci Hasan Fehmi Bey'in bir İttihat ve Terakki fedaisi tarafından öldürülmesi, İstanbul'da büyük bir protesto gösterisine yol açtı. Ve sonunda 13 Nisan 1909'da bazı askerî birliklerin ve medrese öğrencilerinin katıldığı bir ayaklanma başladı; bazı subaylar ve bazı milletvekilleri linç edildi ve İttihatçı olarak bilinen gazeteler yağmalandı. Eski takvimle yeni takvim arasındaki 13 günlük farktan dolayı 31 Mart Olayı olarak anılan bu ayaklanma, Selanik'ten gelen Hareket Ordusu tarafından 24 Nisan'da bastırıldı. 27 Nisan'da yeniden toplanan meclis, II. Abdülhamit'i bu ayaklanmadan sorumlu tutarak tahttan indirilmesine ve yaşlı şehzade Mehmed Reşâd Efendi 'nin V. Mehmed ( Sultan Reşâd ) adıyla yerine geçirilmesine karar verdi.
8 Ağustos 1909'da Kanûn-î Esasî üzerinde yapılan bir dizi radikal değişiklikle padişahın yetkileri "sembolik" bir düzeye indirildi. Artık vekiller heyeti (bakanlar kurulu) meclise karşı sorumluydu. Meclisten güvenoyu alamayan vekillerin ve hükümetin görevi sona eriyordu. Meclis başkanını padişah değil, meclis kendisi seçiyordu. Padişaha meclisi kapatma yetkisi tanınmakla birlikte, bu yetki koşullara bağlamış ve üç ay içinde yeni seçimlerin yapılması zorunlu hale getirilmişti. Bu değişikliklerle ilk defa parlamenter sistem uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca toplantı özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerden bazıları anayasaya eklendi.
Ancak gerek Meşrutiyeti sahiplenen halk kitleleri ve gerekse ordu içindeki subaylar tarafından Abdülhamid tahttan indirilmiştir. Bundan sonraki süreçte Osmanlı Devletinde padişahlık sadece sembolik düzeyde kalmıştır.