***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

TMSF

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (kısaca TMSF), tasarruf sahiplerinin haklarını yolsuzluk ve usulsüzlüklerden korumak amacıyla kurulmuş devlet kurumudur. Eskiden T.C. Merkez Bankası bünyesinde iken, artık Başbakanlık'a bağlı olarak faaliyet göstermektedir.

Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Telsim

Uzan ailesi 1993 yılında Teknotel adıyla kurulan şirket, daha sonra Telsim adını aldı ve 1994 yılının Şubat ayında alınan izinle, Mayıs ayında müşterileriyle buluştu. Şirketin adındaki "TEL", telekomünikasyonun; "SİM", SIM kart'ın ilk heceleridir. 1995 yılında 16.000 aboneye ulaştı. Bir ara 8 ay kadar politik kararlarla kapalı kaldı. 27 Nisan 1998 tarihine kadar, konuyla ilgili bir yasa olmadığı için GSM faaliyetlerini rakibi gibi, yasal bir platform olmadan sürdürdü. Bu tarihte telekomünikasyon hizmetlerinin özelleştirmesi gerçekleşti ve Telsim, Ulaştırma Bakanlığı ile bu tarihten itibaren 25 yıllık GSM lisans hakkı kazandığı bir anlaşma imzaladı.

Telsim; MMS, WAP, GPRS, MVS (Mobil Televizyon) ve Bas Konuş gibi hizmetleri Türkiye'de ilk, dünyada ise, ilklerden biri olarak hizmete sokmuştur.[kaynak belirtilmeli] 2002 yılı sonunda, daha 3. nesil (3N) teknolojisi gelmeden, telefonlardan televizyon yayınını (MVS) başlattı. Bir Telsim şirketi olarak kurulan Oksijen Ar-Ge, "Chat In" adıyla ‘Bas-Konuş’ sistemini başlattı. Türkiye'de nüfusu 10.000'den fazla olan yerleşim birimlerinden % 99.65'i, Telsim'in kapsama alanındaydı.

İlk ön ödemeli markası, Pratik Hat'tı. Daha sonra Ox Kart, Fix Kart ve Star Cep gibi çeşitli ön ödemeli markalar da açıldı. Daha sonra tüm bu markalar 2002 yılında MyCep adı altında tek bir marka olarak birleştirildi.

Sahibi Uzan Grubu’nun borçlarından dolayı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından 13 Şubat 2004 tarihinde el konulan Telsim, 13 Aralık 2005’te satışa çıkarıldı. İhaleye 7 firma başvururken, 4,55 milyar dolar ile en yüksek teklifi İngiliz telekomünikasyon şirketi Vodafone verdi.[2] Telsim’in satışından elde edilen gelir ile 410 milyon dolarlık Motorola ve 340 milyon dolarlık Nokia borçları ödendi. 25 Mayıs 2006’da resmi olarak Vodafone'a devredilen Telsim, 31 Mart 2007 tarihine kadar "Telsim Vodafone" olarak anıldı. Bu tarihten itibaren ise yalnızca "Vodafone" adını taşımaya başladı. Böylece satış sonucunda Vodafone Türkiye kurulmuş oldu.

Günümüzde Telsim, sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Güney Kıbrıs'taki GSM işletmecisi CyTA Mobil ve Rum hükümeti ile ilgili sorunlardan dolayı, "KKTC Telsim" adıyla varlığını sürdürmektedir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Vodafone

Vodafone, (Londra yakınlarında, Berkshire) Newbury merkezli uluslararası bir İngiliz cep telefonu şirketidir. Dünya'nın 5 kıtasında 32 ülkesinde GSM operatörlüğü yapmakta ve Dünya'nın en büyük GSM Operatörlerinden biridir. Dünyanın en büyük ikinci mobil telekomünikasyon şirketi olarak Aralık 2011 itibarıyla 439 milyon aboneye sahiptir. Vodafone ve işletmecisi olan ağlar üzerinde 30 ülkede ve ek ülkerlerde dahil 40'ın üzerinden ortak ağları vardır. Vodafone Global Enterprise bölümü üzerinde 65 ülkede kurumsal müşterilerine telekomünikasyon ve IT hizmetleri sağlamaktadır. aboneler tarafından ölçülen Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük mobil telekomünikasyon şirketi olan Verizon Wireless'ın %45'ine sahiptir.

Vodafone'un CEO'su İtalyan Vittorio Colao'dur. Vodafone Grup Başkanı ise İngiliz Sir John Bond'dur.

Vodafone kelimesi : Voice den gelen VO , data dan gelen DA ve phone den esinlenen FONE heceleri ile oluşmuştur. Vodafone McLaren-Mercedes Benz'in ve Şampiyonlar Ligi resmi sponsorudur. Amblemi ise konuşma açmak anlamındaki ' (tırnak) sembolünden esinlenmiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Ernst Werner von Siemens

(Ernst) Werner von Siemens (13 Aralık 1816, 6 Aralık 1892), Alman mucit ve işadamı. Siemens şirketinin kurucusu ve elektriksel iletkenlik biriminin isim babasıdır.

Yaşamöyküsü
Werner Siemens, Hannover yakınlarındaki Lenthe'de doğdu. Ailesi kiralık çiftçi idi ve 14 çocuklu ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Siemens eğitimini tamamlamadan okulu terk etti. Fakat okulu terk ettikten sonra orduya mühendis olarak yetiştirilmek için katıldı. Burada Mors alfabesini öğrendi ve gelişimine destek oldu.

Ordudan ayrıldıktan sonra 1 Kasım 1847 tarihinde Telegraphen-Bauanstalt von Siemens & Halske adlı kendi şirketini kurdu. Şirketi uluslararası alanda çalışmalara başladı. Bir kardeşini İngiltere'ye (Carl Wilhelm Siemens), diğerini ise St.Petersburg'a (Carl Heinrich von Siemens) firma temsilcisi olarak yolladı. 1890 yılında emekli oldu ve 1892 yılında öldü.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Tarık Akan

Tarık Akan, asıl adı Tarık Tahsin Üregül (d. 13 Aralık 1949, İstanbul), Türk sinema ve dizi oyuncusu.

Babası emekli albaydır. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünden mezun oldu. 1971'de Ses Dergisi'nin yarışmasında birinci seçilerek sinemaya girdi. Uzun boyu ve yakışıklı görünümüyle kısa zamanda ün yaptı ve romantik jön rollerinin aranan oyuncusu oldu. Bu dönemde güldürülerde de oynayan Akan, çoğunlukla "Ferit" adlı karakterleri canlandırdı. 1970'lerin ikinci yarısından başlayarak, çeşitli toplumsal sorunların ağırlıkta olduğu, nitelikli ve iddialı filmlerde oynadı.

Kariyeri boyunca yüzü aşkın filmde rol alan Akan, Suçlu (1973), Maden (1978), Adak ve Sürü (1980), Pehlivan (1984), Üçüncü Göz (1989), Karartma Geceleri (1990) ve Gülüm (2003) filmlerindeki oyunculuklarıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yedi kez kazandığı "En İyi Erkek Oyuncu" ile bu ödülü en çok kazanan oyuncudur. Sürü (1978), Adak (1979) ve özellikle Cannes Film Festivali'nde büyük ödülü kazanan Yol (1982) filmleriyle adını yurtdışında da duyurdu. Pehlivan'daki rolüyle 1985 Berlin Film Festivali'nde jüri özel ödülünü kazandı.

1992'de Sinema Oyuncuları Derneği'nden (SODER) ayrılan sanatçıların kurduğu Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği'nin (ÇASOD) başkanlığına getirildi ve uzun süre bu görevi sürdürdü.

Sinema oyunculuğunun yanında siyasi olarak Sol görüşe yakınlığı ile tanınmaktadır. 2002 yılında 12 Eylül Dönemi hatıralarını içeren "Anne Kafamda Bit Var" isimli bir kitap çıkarmıştır. Devrimcileri övdükleri için Türkiye'de hapis cezasına çarptırılan sanatçılarla dayanışmak için yapılan yürüyüşe katıldı (2011).

1991 yılında daha önceleri kendisinin de okuduğu Taş Özel İlkokulu'nu yap işlet devret sistemi ile alarak Özel Taş Koleji'ni kurdu. Eğitim konusunda da diğer işlerinde olduğu gibi başarılı oldu. Aziz Nesin'in vefatından sonra görevini devir alan oğlu Ali Nesin'den vakıf başkanlığını devir aldı. Bodrum, Akyarlar'da Manço Kulüp yanında taştan bir Rum evini restore edip dostlarını da ağırladığı bir yazlık haline getirdi.

1986'da evlenip 1989'da boşandığı Yasemin Erkut ile olan evliliğinden üç çocuk babasıdır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Emre Aşık

Emre Aşık (d. 13 Aralık 1973, Bursa), defans mevkisinde görev alan eski Türk futbolcu.

Kulüp kariyeri
Sönmez Filamentspor'da futbola başladı ve 1992'de profesyonel oldu. 1992-93 sezonunda Balıkesirspor'dayken keşfedildi. 1993-94 sezonunda, 20 yaşında Fenerbahçe'ye geçti. Fenerbahçe'den bedelsiz olarak 1996'da İstanbulspor'a transfer oldu. 4 yıl sonra Galatasaray'la anlaştı.Emre, Avrupa'da son derece başarılı günler geçiren Galatasaray savunmasında Kaptan Bülent ile sağlam bir ikili oluşturdu.

Ağustos 2003'te Beşiktaş'a transfer oldu. 2005 yılında Teknik Direktör Rıza Çalımbay tarafından kadro dışı bırakıldı.Ve tekrar yuvasının yolunu tuttu. Şubat 2006'da eski kulübü Galatasaray ile 2,5 yıllık sözleşme imzaladı. Emre, daha çok futbol sahasındaki hırslı, mücadeleci ve zaman zaman sert karakteriyle tanınır. Futbolcunun menejerliğini spor yazarı Ogan Tarhan yapmıştır. Emre Aşık, 1 yıllığına kiralık olarak Ankaraspor'la anlaştı. Ankaraspor'da geçirdiği başarılı bir sezonun ardından Fatih Terim tarafından A Milli Takım'ın EURO 2008 kadrosuna dahil edildi. 2008-2009 sezonunda Galatasaray'a geri döndü. O sezon takımında görev aldığında ne kadar etkili olabileceğini gösterdi. 2009-2010 sezonun 33. haftasında Galatasaray'ın evinde oynadığı Antalyaspor maçında sonradan oyuna girerek Galatasaray formasına ve Ali Samiyen'e taraftarların tezahüratları eşliğinde veda etti.

Millî takım kariyeri
29 Mart 1995'teki İsveç maçında attığı golle 2-1'lik galibiyetin mimarlarından biriydi. 2001-02 sezonundaki formuyla 6 yıldan sonra tekrar Türkiye Millî Futbol Takımı'na seçildi.

2002'de dünya 3.sü olan A Milli takımda ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'da 3. olan A Milli takımın kadrosundaydı. 2009-10 sezonunun sonunda futbolu bırakmaya kararı verdi. Bu kararından sonra Türkiye formasıyla 19 Mayıs'ta Çek Cumhuriyeti ile oynanan maçta 9. dakikada Okan Buruk'la beraber oyundan çıkarak jübilesini yaptı. Toplamda 52 kez A Milli formayı giydi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

I. Mahmut

1696’da doğdu. İkinci Mustafa’nın oğludur. 34 yaşında tahta çıktı. Patrona ve ahalisini idam ederek ihtilalcileri ortadan kaldırdı. İran seferi devam ediyordu. İranlılar önce yenildiler. Fakat savaş tekrar başladı. Bu sefer ordu yenildi ve Damat İbrahim Paşa’nın aldığı yerler kamilen İran’a verildi. İran’la son savaşımız bu oldu.
İran savaşı sırasında Osmanlı ordusuna yardıma gelen Kınnii hanı kuvvetlerine Moskoflar hücum etmişlerdi. Rusya ile savaş başladı. Ruslar Azak kalesini alıp Kırım’a girdiler. Avusturya da Osmanlıların Rusya ile savaşından istifade etti ve savaş açtı. Osmanlı ordusu iki düşmanla çarpışmak zorunda kaldı. Zaten son asırların tarihini karıştırırsak mutlaka bir Rus harbi yanında biri Avusturya veya bir Avusturya harbi yanında bir Moskof taarruzu görürüz. Bu iki devlet mütemadiyen Türkleri arkadan vurarak zayıflatmışlardır. Bu sefer Avusturyalılar bozuldu. Belgrat geri alındı ve Fransızların da aracılığıyla “Belgrat Barışı” yapıldı. Bu barış ile, evvelce Avusturyalıların almış olduğu Belgrat, Adakale ve Semendire Türklere bırakıldı. Rus cephesinde ordu mağlup oluyordu. Ruslarla da barış yapıldı. Hicaz ve Necit kıtasındaki Vahabiler’in isyanı da Mahmut’un zamanına rastlar.
Birinci Mahmut son cuma namazından döndüğü sırada at üzerinde öldü. Devrinde ordu ıslah edilmiş ve Kumbaracı Ahmet Paşa (aslen Fransız’dı) eliyle orduda kumbaracı sınıfı kurulmuştu. Mahmut musikiyi, mehtap alemlerini çok severdi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Victor Grignard

Victor Grignard (d. 6 Mayıs 1871, Cherbourg - ö. 13 Aralık 1935, Lyon), Fransız kimyager.

1910 yılında Nancy Üniversitesi'nde profesörlük yaptı. Organik sentezler için çok önemli olan organomagnesi türevlerini keşfetti. Bu bileşikler, organik kimyada büyük miktarda sentezlerin başarılmasını sağladı. Bu çalışmasından dolayı 1912 yılında Paul Sabatier ile paylaştığı Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı. 1926 yılında Fen Akademisi üyeliğine seçildi. Traite de Chimie Organique (Organik Kimya İnceleme Kitabı) adlı yirmi ciltlik eseri ancak ölümünden sonra 1950 yılında yayımlanabildi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Oğuz Atay

Oğuz Atay (1934; İnebolu, Kastamonu - 13 Aralık 1977, İstanbul), Türk yazar.

Babası, VI., VII dönem Sinop, VIII. Dönem Kastamonu Milletvekilliği yapan Cemil Atay'dır. 1951'de bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif Koleji'ni, 1957'de de İTÜ İnşaat Fakültesi'ni bitirdi. Üç yıl sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. 1975'te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanlar'ın 1971-72'de yayınlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü'nü kazandı.

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak nitelendirilmiştir. Moran'a göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.

Atay'ın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanlar'ı 1973'te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnan'ın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanı'nı 1975 yılında yayımlamıştır. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi "Türkiye'nin Ruhu"nu yazamadan 13 Aralık 1977'de, İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi.

Öldükten sonra 1987'de Günlük, 1998'de ise Eylembilim adlı kitapları yayımlanmıştır. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamayan Atay'ın kitapları ölümünden sonra büyük ilgi gördü ve defalarca basıldı. Yıldız Ecevit'in hazırladığı Oğuz Atay biyografisi "Ben Buradayım..." - Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası 2005 yılında yayınlandı.

Tehlikeli Oyunlar romanı, 2009 yılında Seyyar Sahne tarafından aynı adla tiyatro oyunu olarak uyarlanarak sahnelenmeye başlanmış ve hâlen sahnelenmektedir. Bir Bilim Adamının Romanı adlı biyografik eseri de 2012 yılında Bir Bilim Adamının Oyunu: Mustafa İnan adıyla Te Sahne tarafından tiyatroya uyarlanarak sahnelenmeye başlanmıştır.

Eserlerinde düşle gerçeğin birbirine karışması, üstkurmacanın kurgunun ana ilkesi olması Oğuz Atay’ı postmodernist roman kategorisinde eser veren ilk yazar yapmıştır. Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatır. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır. Kastamonu Valiliği kendisi adına 2007 yılından beri Oğuz Atay Edebiyat ödülleri vermektedir.

Yayımlanmış eserleri
Tutunamayanlar (1972)
Tehlikeli Oyunlar (1973)
Bir Bilim Adamının Romanı (1975)
Korkuyu Beklerken (1975)
Oyunlarla Yaşayanlar (1975)
Günlük (1987)
Eylembilim (1998)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Behçet Necatigil

Behçet Necatigil (d. 16 Nisan 1916, İstanbul - ö. 13 Aralık 1979, İstanbul), Türk şair.

Behçet Necatigil, 16 Nisan 1916'da İstanbul'da doğdu. Kastamonulu Babası Necati Efendi, annesi Bedriye Hanım’dır. Hasta olan annesi, şair henüz iki yaşındayken vefat etti.

1936'da Kabataş Erkek Lisesi'nin edebiyat bölümünden birincilikle mezun oldu.İstanbul Yüksek Öğretmen okulu ve edebiyat bölümünden mezun oldu. Kars'ta, Zonguldak'ta, Kabataş Erkek Lisesi'nde ve İstanbul Eğitim Fakültesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Kabataş Erkek Lisesi'nde Demir Özlü, Hilmi Yavuz gibi yazar ve şairlerin öğretmeni oldu.

İlk şiiri, lise öğrencisi olduğu yıllarda Varlık Dergisi'nde çıktı. O tarihten ölümüne kadar hep eserler verdi. Şiirlerinde evler, aile, çevre, aşk, bunalım, hastalık, yalnızlık ve ölüm temalarını işledi. Eski ve yeni kelimeleri ustaca şiirine yerleştirdi. Sağlam ve tutarlı bir şiir dünyası oldu.

Şiir kitapları dışında, düz yazılarını topladığı Bile/Yazdı adlı eseri de bulunmaktadır. Almancadan çeviriler yapan Necatigil, radyo oyunları da yazmıştır. Bu alandaki çalışmalarını; Yıldızlara Bakmak (1965), Gece Alevi (1967), Üç Turunçlar (1970), Pencere (1975) kitaplarında topladı.

Ailesi ölümünden sonra, Necatigil Şiir Ödülü'nü her yıl verilmek üzere oluşturdu. Ayrıca Kabataş Erkek Lisesi 3 Fen-F sınıfına Behçet Necatigil Dersliği adı verildi.

Babasının işleri nedeniyle İstanbul’dan babasının memleketi Kastamonu’ya dönüş yaşandı. Orada hastalandı şair ve yeniden İstanbul’a döndüler. 1931 yılında Kabataş Lisesi’ne orta ikinci sınıftan başladı ve 1936'da okulun edebiyat bölümünden birincilikle mezun oldu.

İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nu 1940 yılında bitirdi. Kars Lisesi’nde başladığı edebiyat öğretmenliğini, İstanbul Eğitim Enstitüsü’nde 1972 de emekli olarak sona erdirdi. 13 Aralık 1979 tarihinde ölüm kapısını çalana kadar emeklilik günlerini evinde edebiyatla yoğunlaşarak, çalışarak geçirdi. Ölümle dalga geçmesini de bilmişti şair:

"Uzayacağa benzer,

Tutuştuğumuz lades.

İşi gücü bırakıp

Mezarlığa nazır

Bir eve taşındım

Ölüm, sen beni aldatamazsın,

Aklımda!"

İlk şiiri 1935 yılında Varlık Dergisi’nde çıktı. Kastamonu’da edebiyat öğretmeni 1930 yılında Necatigil’in okul defterine şu notu düşmüştü: "Yarının iyi bir kalemine sahipsin. Boş durma, oku!" O çocuk ileride "her aşktan geriye kaç şiir kalır, ona bakalım!" diyerek aşkı şiirle sorgulayacak güçte bir şair olacaktır.

Yazın dünyasında çok çeşitli eserler verdi. Şiir başta olmak üzere, tiyatro oyunları, radyo tiyatroları yazdı. “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” (1960) ve 220 Türk yazarından 750 roman, hikâye kitabı ve oyunun konu özetlerini veren “Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü” (1979) gibi edebi bilim dünyasına eserler kazandırdı. Çeviri çalışmalarını Almanca dilinden gerçekleştirdi. Birçok ödül aldı; birçok kitabı yayımlandı.

Beşiktaş Camgöz Sokağı'ndaki 22 numaralı ahşap evde yaşadı önce ailesiyle. Camgöz Sokağı'nın adı artık "Behçet Necatigil Sokağı"dır. 1964 yılında yine Beşiktaş'ta, Nüzhetiye Caddesi üzerindeki Deniz Apartmanı'nın bir dairesini satın alarak oraya taşındılar. Necatigil, ölümüne dek bu apartmanın 23 numaralı dairesinde yaşadı.

Bir yazıda kullanmak üzere ajandama bir not almışım: “Yazar önce odasından çıkar, sonra evinden, sonra şehrinden, sonra ülkesinden; yazarken olgunlaşır, yoğunlaşır, esrir, yetkinleşir. Önce ülkesine döner, sonra şehrine sonra evine, sonra odasına.” Bu söylem sanki Behçet Necatigil’i anlatıyor. Evine, odasına dünyayı, evreni sığdıran bir şairdir o. Öğrencilik ve öğretmenlik yılları yani yaşamı eviyle okul arasında geçti. Çok sınırlı sayıda dostu olan Behçet Necatigil’in odası Hilmi Yavuz’un deyişiyle dünyadan büyüktür. Yalın ve dingin bir yaşamın içinde düşünsel ve dilsel fırtınalar vardır.

Necatigil kalabalıklara karışmayan özgün yaşamıyla varoluş felsefesinin biricik yaratıcı insan tanımlamasına çok uygun bir yaşam sürdü. Şiire felsefeyi yedirdi ve felsefeyi şiirle aşabildi. Oryantalizmin tuzaklarına kapılmadan Doğu ve Batı kültürünü ustalıkla harmanladı.

“Biz de gittik, önemli mi? Bizim de şiirlerimiz – Çevrildi. Batı dillerine. Bir batılı geçtiğim çizgilerden – Geçmedikçe – Ne kadar anlar beni – Sirklerde zebra. Eğlencelik arar gibi – Okuyacaksa beni – Kalsın istemem ondan gelecek – Hayır. Ben kendi yurttaşlarıma - Anlatamıyorsam derdimi – Kalsın - Kalsın daha iyi!"

Şair bir sözcüğe, bir söyleme, bir dizeye birden fazla anlam yükleyerek ilk bakışta basit gibi duran şiirlerin sihirbazıdır. O basit gibi duran şiirleri okumak çok keyif verir, derinine inmek için okuyucudan çaba ister şiir;neredeyse bir Behçet Necatigil mihmandarına gereksinimi vardır okuyucunun. Onun şiirinde anlam tek değildir. Yine öğrencileri olan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayatını anlatan Kelebeğin Rüyası adlı filmde hayatından bir kesit canlandırıldı.

Şiir kitapları
Kapalı Çarşı (1945)
Çevre (1951)
Evler (1953)
Eski Toprak (1956)
Arada (1958)
Dar Çağ (1960)
Yaz Dönemi (1963)
Divançe (1965)
İki Başına Yürümek (1968)
En/Cam (1970)
Zebra (1973)
Kareler Aklar (1975)
Sevgilerde (1976)
Beyler (1978)
Söyleriz (1979)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön