841. sayfa (Toplam 899 sayfa)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:28
gönderen ustax66
Dünya Futbol Şampiyonası
FIFA Dünya Kupası (İngilizce: FIFA World Cup), FIFA tarafından dört yılda bir düzenlenen futbol organizasyonudur. 1930 yılında düzenlenmeye başlanmıştır. 1942 ve 1946 yıllarında II. Dünya Savaşı nedeniyle yapılamamış olan Dünya Kupası'na gitmek için dünya üzerindeki 200 millî takım; iki yıl boyunca mücadele verirler. Bugüne kadar 20 kez düzenlenen turnuvanın en başarılı takımı; kupayı 5 kez kazanan Brezilya'dır. En son düzenlenen 2014 yılında turnuvayı final maçında Almanya Arjantin milli takımını uzatmalarda 1-0 yenerek kazanmış ve tarihindeki 4. dünya şampiyonluğuna ulaşmıştır.
Turnuvanın geçerli statüsünde 32 millî takım; grup mücadelelerinden itibaren bir ay boyunca kupada boy göstermeye başlar. Bu bir aylık süreye FIFA Dünya Kupası Finalleri adı verilir.
Şimdiye dek düzenlenen yirmi turnuvayı sekiz farklı millî takım kazanmıştır. Brezilya, kazandığı 5 şampiyonluk ile kupanın en başarılı takımıdır; a vayrıca tüm finallere katılmış olan tek takımdır. Brezilya'nın ardından 4'er şampiyonluk ile İtalya ve son şampiyon Almanya, 2'şer şampiyonluk ile Arjantin ve ilk turnuvayı kazanmış olan Uruguay, 1'er şampiyonluk ile de İngiltere, Fransa ve İspanya gelir. Ayrıca şampiyon olan takımlar; formalarına şampiyonluk sayısı kadar yıldız koyma hakkı kazanırlar.
FIFA Dünya Kupası, dünyanın en çok izlenen spor olaydır. Almanya'da düzenlenen 2006 FIFA Dünya Kupası'nın final maçını, Berlin Olimpiyat Stadı'nda ve televizyon başında veya kurulan dev ekranlardan yaklaşık olarak 715.100.000 kişi izlemiştir.
Önümüzdeki iki dünya kupası ise 2018'de Rusya ve 2022'de Katar'da düzenlenecektir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:32
gönderen ustax66
Fahri Korutürk
Fahri Sabit Korutürk (13 Ağustos 1903 - 12 Ekim 1987), Türk asker, diplomat ve devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin 6. cumhurbaşkanı. (6 Nisan 1973 - 6 Nisan 1980 arasında görev yapmıştır.)
Yaşamı
1903 yılında İstanbul'da eski askerlerden Erzincanlı Osman Sabit Bey ile Nesrin Hanım'ın oğlu olarak doğdu. Annesini küçük yaşta kaybedince üvey annesi Nuriye Korutürk (1873-6 Kasım 1973)'ün gözetiminde büyüdü.1916 yılında Bahriye Mektebi'ne girdi. 1923 yılında Deniz Harp Okulu'nu, Gv.Mühendis (Teğmen) rütbesiyle bitirmiştir. 1 Mart 1923- 15 Ekim 1924 tarihleri arasında Hamidiye ve Yavuz gemilerinde tahsil ve staj görmüştür. Çeşitli gemilerde görev yaptıktan sonra, 1931 yılında girdiği Deniz Harp Akademisini 1933 yılında bitirerek Kurmay Subay olmuştur. Muhtelif gemi ve karargâh görevleri ile Roma ve Berlin Deniz Ataşeliklerinde bulunmuştur. 1936'da Montreux (Montrö) Boğazlar Konferansı'na askerî uzman olarak katılmıştır.
1950 yılında Tuğamiral olmuştur. Bu rütbe ile İstanbul Deniz Komutanlığı ve Denizaltı Filosu Komutanlığı yapmıştır. 1953 yılında Tümamiral olmuştur. Bu rütbe ile Harp Filosu Komutanlığı, Deniz Eğitim Komutanlığı, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı yapmıştır. 1956 yılında Koramiral olmuştur. Bu rütbe ile Donanma Komutanlığı, Boğazlar ve Marmara Deniz Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. 13 Aralık 1957 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutan vekilliğine atanmıştır. 1958 yılında Oramiralliğe yükselmiştir ve 17 Kasım 1959 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevine başlamıştır. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra 2 Temmuz 1960 tarihinde emekliye sevk edilmiştir. 1968 yılında dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Cumhuriyet Senatosu kontenjan senatörlüğüne seçildi.
Cumhurbaşkanlığı
1973 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce üç partinin desteğiyle 15.turda 365 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanlığı devrinde Türkiye'nin çalkantılı bir döneminde oluşu Korutürk'ün rolünü kilit konumuna getirmişti. Zira bu devirde kurulan koalisyon hükümetlerinin oluşumu ve yaşaması için Korutürk büyük çaba sarfetmiş kendisinin de deyimiyle Türkiye'yi bu devirde hükümetsiz bırakmamıştır. Devrinde Kıbrıs Harekâtı gerçekleştirilmiş ve anarşi tüm hızıyla yayılmıştır. Kendisi bu devirde özellikle devletin itibarını yeniden tesis için uğraş vermiştir. Yine bu devirde Boğaziçi Köprüsü de açılarak hizmete girmiştir. Döneminde 7 yıl boyunca 8 hükümet kurulmuştur. 1980 yılında, yedi yıllık hizmet süresini dolduran Korutürk Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılarak Anayasa uyarınca tabii senatör sıfatıyla Cumhuriyet Senatosu'nda görev almıştır.
1 Mart 1944 tarihinde eski Milletvekili Salah Cimcoz'un kızı ve Moralı İbrahim Paşa'nın torunu ressam Emel Korutürk ile evlenen ve Osman (1944-),Salah(1949-),Ayşe (1955-) adlarında üç çocuğu olan Fahri Korutürk, 12 Ekim 1987 günü geçirdiği bir kalp krizi sonucu vefat etti. Oğulları Osman Korutürk ve Salah Korutürk ile gelini Zergün Korutürk, büyükelçidir.
Kendisine Korutürk soyadı Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat verilmiştir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:34
gönderen ustax66
Çetin Altan
Çetin Altan kimdir? Çetin Altan 22 Haziran 1927 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Altan, Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Çınaraltı, Varlık, İstanbul ve Kaynak'da şiirleri ve düz yazıları en öenmli eserlerindendir. İlk kitabı Üçüncü Mevki 1946'da yayınlanmıştır. Gazeteciliğe Ulus gazetesinde muhabir olarak başlamış, daha sonra Hür Ses'de fıkra yazarlığı ile devam etmiştir. Halkçı, Tan, Akşam, Milliyet, Yeni Ortam, Hürriyet, Güneş gazetelerinde ve Çarşaf dergisinde köşe yazarlığı yapmıştır. 1959 senesinde Peyami Safa'nın (1899 - 1961) yerine Milliyet gazetesinde yazar olmuştur. Daha sonra Devrim, Akşam, Hürriyet, Güneş, Sabah, Milliyet gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Dünyanın en çok köşe yazısı yazmış yazarlarından biridir. Çetin Altan 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekilliği de yapmıştır. Dokunulmazlığı kaldırılan, sonra da iade edilen ilk milletvekili Çetin Altan'dır. Çetin Altan'ın yazdığı romanlar şunlardır: Büyük Gözaltı (1973 Orhan Kemal Ödülü), Bir Avuç Gökyüzü, Viski ve Küçük Bahçe. Altan'ın Büyük Gözaltı adlı romanı Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutulmuştur.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:36
gönderen ustax66
Boris Yeltsin
Boris Nikolayeviç Yeltsin (Rusça: Бори́с Никола́евич Е́льцин)(1 Şubat 1931, Sverdlovsk - 23 Nisan 2007, Moskova), Rusya'nın eski başbakanı ve devlet başkanı.
Rus kökenli bir çiftçinin oğludur. İnşaat mühendisliği öğrenimi gördükten sonra, bir inşaat işletmesinde idareci olarak vazife aldı. 1961'de Sovyetler Birliği Komünist Partisi'ne girdi. Parti içinde hızla yükselerek Sverdlovsk bölgesi parti birinci sekreterliğine getirildi. Mihail Gorbaçov'un Sovyetler Birliği devlet başkanı oluşundan hemen sonra Moskova'ya çağrıldı. Nisan 1985'te Komünist Partisi Merkez Komitesine seçildi. Ekim 1985'te de Moskova Parti Teşkilatı Şefi oldu. Kısa zamanda kamuoyunun güvenini kazandı. Aynı zamanda Politbüro'ya da girdi. Yegor Ligaçev ile anlaşmazlığa düştü. 1987'de Gorbaçov tarafından görevden uzaklaştırıldı. Şubat 1988'de partiyle ilgili bütün yetkileri elinden alındı. İnşaat Bakanı Yardımcılığına tayin edildi.
Daha sonra Moskova'da halkın isteklerini dile getiren bir siyasetçi olarak sivrildi. Mart 1989'da Moskova'da %89,6 oranında oy alarak SSCB Halk Temsilcileri Kongresine seçildi. Siyasî ve ekonomik sahada çoğulculuğu savundu. Mayıs 1990'da Gorbaçov'un isteğine aykırı olarak Rusya Federasyonu Komünist Partisi Başkanlığına getirildi. Haziran 1991'de Rusya Federasyonu Başkanlığına seçildi. 19 Ağustos 1991 de SSCB başkanı Gorbaçov'a karşı sertlik yanlıları tarafından düzenlenen darbeyi şiddetle protesto etti. Darbecilere karşı halkı direnişe çağırdı. Moskova'da Beyaz Saray denen Rusya parlamento binasına ulaşmayı başardı. Darbecileri suçlu ve hain ilan ederek, ordu ve KGB içinde darbeye karşı çıkanların da yardımıyla Beyaz Saray'ı direnişin merkezine dönüştürdü. Siyasî ustalığını göstererek Gorbaçov'un Devlet Başkanı olarak yeniden göreve dönmesini sağladı.
Darbenin başarısızlığa uğratılmasında ve Gorbaçov'un yeniden göreve dönmesinde en önemli rolü oynadı. Darbecilere karşı gösterdiği kararlı tutumuyla büyük bir prestij kazandı. Gorbaçov'un bazı başarısızlıkları Yeltsin'i daha güçlü hâle getirdi. Gorbaçov'un göreve dönmesinden sonra Liderin kendisi olduğunu ortaya koydu. Anayasaya aykırı kararnameler çıkardı ve Gorbaçov'dan bağımsız uygulamalara girişti. Komünist Partiyi yasakladı ve bütün parti mallarına el koydu.
Siyasî reformların yanı sıra, ekonomik konularda da reformlara giden Yeltsin, 2 Ocak 1992'de yürürlüğe girecek olan yüksek oranlı fiyat artışları hususunda halktan ve parlamentodan destek istedi. Rusya parlamentosundan olağanüstü yetkiler aldı.
8 Aralık 1991'de Yeltsin ile Ukrayna ve Beyaz Rusya Cumhuriyetlerinin Devlet Başkanları Bağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) kuruluşunu ilân ettiler. 21 Aralıkta geri kalan 12 Cumhuriyetin 11'i de BDT'ye katıldı. Yeltsin, Gorbaçov'la birlikte BDT'nin yıl sonunda Sovyetler Birliğinin yerini alacağını açıkladı. Ancak Gorbaçov 25 Aralık 1991'de Devlet Başkanlığı vazifesinden istifa etti. Çok çabuk davranan Yeltsin, Gorbaçov'un Kremlin'deki ofisine taşındı. Ordunun komutasını eline aldı. Birleşmiş Milletlere Sovyetler Birliğinin Güvenlik Konseyindeki yerini Rusya Federasyonunun alacağını bildirdi. Nükleer füzelerle ilgili fırlatma şifrelerine el koydu. İdarede ABD'yi örnek alan Yeltsin Başkanlık vazifesini de kendinde topladı. 1993 yılında reform önerilerini ve yönetim değişikliklerini engellemeye çalışan Parlamentoyu asker kullanarak dağıttı.Parlamento binasını tanklarla bombalatmaktan bile çekinmedi. Ardından Parlamento seçimleri yapıldı.Seçimleri Yeltsin yanlısı adaylar kazandı. Böylece Yeltsin Parlamento da yandaş sayısını arttırarak konumunu daha da güçlendirdi.
Rusya'nın 1990'lı yıllarda hızlı özelleştirilme sürecinde ülkeyi yöneten Yeltsin, 1994 yılında Çeçenistan'da büyük çaplı bir askerî müdahale düzenledi ve işgal etti. Ardından Çeçenistan'ın özerkliğini sınırlandırarak Rus egemenliğini sağlamlaştırmaya çalıştı. Ancak Çeçen direnişinin artarak devam etmesi ve Rus kayıplarının artması sonucu iç politikada zor duruma düştü.
Yeltsin, Cumhurbaşkanı olarak son dış gezilerinden birinde Kasım 1999'da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT) zirvesine katılmak üzere İstanbul'a gitti. O günlerde ABD ile ilişkileri gayet iyi durumda olan Türkiye, Orta Asya ve Kafkaslar'da Rusya ile rekabete girişmişti. Zirve sırasında imzalanan Bakü-Ceyhan Boru Hattı antlaşması, ABD destekli Türkiye'nin eski Sovyet topraklarında artan etkisinin bir göstergesiydi. Zirvede ABD Başkanı Bill Clinton ile söz düellosuna giren Yeltsin, Kafkaslar'da bir içsavaş başlatan Çeçen gerillaları "haydut ve katil" olarak niteledi ve "Silâhlı çetelerle aynı masaya oturamayız. Bu teröristlerin kökünü kazımalıyız ve onlara hangi ülkelerin yardım ettiğini biliyoruz" dedi. Yeltsin, Yugoslavya'ya yapılan NATO hava saldırılarına da karşı çıktı. Bu yorumları, Çeçenistan sorununa barışçı bir çözüm bulunmasını isteyen Clinton'un eleştirisine hedef oldu. Yeltsin Fransa başkanı Chirac ve Almanya şansölyesi Schröder ile yaptığı bire bir görüşmelerde de eleştirilince AGİT toplantısını terk etti ve Rusya'ya döndü.
1999 yılında da Yeltsin'in kızının ve damadının adının bir yolsuzluk skandalına bulaşması ile Rus basını Yeltsin'in Başkanlığını iyice sorgulamaya başladı. Yeltsin ise bu baskılara iç ve dış politikada sertlik yanlısı düşünceleri ile tanınan eski KGB ajanı olan Vladimir Putin'i başbakanlığa getirerek karşılık verdi.Ancak aynı yılın sonuna doğru muhalefetten ve halktan gelen baskılara karşı koymakta zorlanan Yeltsin 31 Aralık 1999 akşamı televizyonda yaptığı konuşmada istifa ettiğini ve yerine anayasa gereği Başbakan Putin'in geçeceğini açıkladı.
2000 yılında, emekliliğe ayrıldıktan sonra bir Rus televizyon kanalında yaptığı röportajında, geçmişte katlanmak zorunda kaldığı en büyük sorumluluğunun, Çeçenistan'da yaşamını yitiren insanlar olduğunu belirtti.
Yeltsin, 23 Nisan 2007 tarihinde kalp yetmezliği sebebiyle öldü.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:51
gönderen ustax66
Ukrayna
Ukrayna (Ukraynaca: Україна, transliterasyon: Ukrayina), Doğu Avrupa'da bir ülke. 603.628 km2 yüz ölçümüyle tamamı Avrupa'da olan en geniş ülkedir. Doğusunda ve kuzeydoğusunda Rusya, kuzeybatısında Beyaz Rusya, batısında Polonya, Slovakya ve Macaristan, güneybatısında Romanya ve Moldova ile kara sınırı vardır. Ayrıca güneyde Karadeniz ve Azak Denizi'ne kıyısı bulunmaktadır.
Ukrayna yasama, yürütme ve yargının ayrı olduğu, yarı başkanlık sistemi ile yönetilen bir üniter devlettir. Başkenti ve en büyük şehri Kiev'dir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana Ukrayna, yedek ve yarı askerî güçler de hesaba katıldığında Rusya'nınkinin ardından Avrupa'daki en büyük ikinci silahlı kuvvetlere sahiptir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:52
gönderen ustax66
Beyaz Rusya
Beyaz Rusya, Belarus (Beyaz Rusça ve Rusça: Беларусь) ya da resmî adıyla Belarus Cumhuriyeti (Beyaz Rusça: Bu ses hakkında Рэспубліка Беларусь (yardım·bilgi); Rusça: Республика Беларусь), eski bir SSCB ülkesidir. Kuzey Avrupa'da yer alır. Başkenti Minsk'dir. Komşuları batıda Polonya, kuzeybatıda Litvanya, kuzeyde Letonya, doğuda Rusya Federasyonu ve güneyde Ukrayna'dır.
Beyaz Rusya, diğer BDT ülkelerinin yanında Moskova hükümetine en yakın olanı oldu. 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Beyaz Rusya, gün geçtikçe dünyaya ayak uydurmaya başlamış ve en nihayetinde liberal dünyaya kendini kabul ettirmiştir. Beyaz Rusya, Avrupa'da idam cezası veren tek ülkedir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:54
gönderen ustax66
Bağımsız Devletler Topluluğu
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), 8 Aralık 1991 tarihinde Belovejskaya Puşşa'da Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Beyaz Rusya Bağımsız Devletler Topluluğu'nun oluşturulması anlaşmasını imzalayarak Sovyetler Birliği'ne son verdiler. 21 Aralık 1991 yılında Baltık Devletleri ve Gürcistan hariç, tüm eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri bu anlaşmayı imzaladılar.
Daha sonra 1993 yılında Gürcistan da bu anlaşmayı imzalamıştır. Üye ülkeler sırasıyla; Azerbaycan, Beyaz Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Tacikistan ve Rusya Federasyonu devletleridir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:56
gönderen ustax66
Eralp Akkoyunlu
Prof. Dr. Eralp Akkoyunlu (d. 1933, İstanbul ö. 22 Aralık 2012, Japonya), dünyayı dolaşan 5. Türk denizcidir.
1933’te İstanbul’da doğdu, çocukluğunu Büyükada’da geçirdi. Columbia Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği alanında doktorasını tamamladıktan sonra New York’ta çeşitli üniversitelerde ders verdi. New York Üniversitesi Bilgisayar Bölüm Başkanı iken dünya seyahati yapmaya karar verince kiraladığı bir atölyede 10 metrelik bir tekneyi imal etmeye başladı. Yosun adını verdiği teknesinin yapımını 5 yılda tamamladı.
Dünya seyahatine Yosun adlı teknesi ile 1987 yılında başlamış, 8 Aralık 1995 tarihine kadar devam etmiştir. New York'ta üniversitede kürsü başkanı olduğu için seyahatini okulundan fırsat bulduğu sürece etap etap tamamlamıştır. 6 yıl 7 ay süren bu yolculukta Akkoyunlu, 302 gün seyir yaparak dünyayı dolaşmıştır. Akkoyunlu'nun boyu 2 metre olduğu için "Yosun"un güverte tasarımı özel olarak yapılmıştır. Kamara yüksekliği ise 2 metre 10 santimdir.
Dünya turunu tamamladıktan sonra teknesini denizi seven Türk gençlerine armağan etmek istemiş ve Osman Atasoy'un tavsiyesi ile daha önceden hiç tanımadığı Tonguç Tokol ve Yeşim Tokol'a bedelsiz olarak vermiştir.
Yosun'un yapımı ve dünya turunu Deniz Çingenesi adlı kitabında anlatmıştır.
22 Aralık 2012 tarihinde Japonya'da hayatını kaybetti.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 22:57
gönderen ustax66
Erdoğan Teziç
Erdoğan Teziç (d. 1936, İstanbul) Türk hukukçu, 2003-2007 yılları arası Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı.
Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. 1959 yılında da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Fransa'da Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi üzerine lisansüstü eğitim yaptı. 1961 Anayasasını hazırlayan ekipte yer aldı. Galatasaray Lisesi müdürlüğü, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı,Galatasaray Üniversitesi rektör yardımcılığı ve rektörlüğü görevlerinde bulundu. 8 Aralık 2003'te Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığına atandı. 2004 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Türkiye Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi. Eylül 2004'te de Fransa Cumhuriyeti tarafından Légion d'Honneur (Fransa Devleti Onur Lejyonu Nişanı'nın en üst derecesi olan "Commandeur" (Büyük Şövalye) rütbesine layık görüldü. Fakat aldığı bu nişanı, Fransa Ulusal Meclisi'nin Ermeni Soykırımı İnkar Yasası'nı kabul etmesinden dolayı, Fransa Büyükelçiliği aracılığı ile iade etti. Ayrıca 2007 Mayıs ayındaki 11. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi için Meclis Toplantı yeter sayısı hakkındaki görüşlerini, seçimlerin hemen öncesinde YÖK Rektörler komitesini toplayarak basın açıklaması yaptı, 367 milletvekili olması koşulunu dile getirdi. 9 Aralık 2007 tarihinde YÖK Başkanlığı görevinden emekli oldu.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 08 Ara 2014 23:00
gönderen ustax66
Ahmet Necdet Sezer
Türk hukukçu ve devlet adamı. Türkiye Cumhuriyeti'nin onbeşinci Anayasa Mahkemesi başkanı ve onuncu Cumhurbaşkanıdır.
Hayatı
İlk yılları ve eğitimi
1941'de Afyonkarahisar'da dünyaya geldi, öğretmen Ahmet Hamdi Sezer (ö. 1979) ile ev hanımı Hatice Sezer'in (d. 1918 - ö. 2004) dört çocuğunun tek erkek olanıdır. 1958 yılında Afyon Lisesi'nden, 1962'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Ankara'da hakim adayı olarak göreve başladı. Askerliğini Kara Harp Okulu'nda yedek subay olarak yaptı.
Dicle ve Yerköy Hakimlikleri ve Yargıtay Tetkik Hakimliği görevlerinde bulundu. Dicle Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi olduğu sırada verdiği kararla, 27 Mayıs Darbesi (1960) sonrasında, Güneydoğu Anadolu'da Demokrat Parti'ye (DP) yakın olduğu gerekçesiyle Türkiye'nin batısına sürülen 55 aşiret reisinden (55'ler olayı) biri olan Ensarioğlu Aşireti'nin reisi Şeyh Abdürrezzak Ensarioğlu'nun muhalifleri tarafından el konulan ev ve arsalarının kendilerine iadesini sağladı. Sivil yönetime yeni geçildiği ve Ensarioğlu Aşireti'nin bölgede dışlandığı bir dönemde verdiği bu kararla bölgede kan dökülmesini önlerken, Dicle'de toplumsal barışı da tesis etti.
Medeni Hukuk alanında 1977 ve 1978'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yüksek lisans öğrenimi yaptı.
Yüksek yargı dönemi
7 Mart 1983'te Yargıtay üyeliğine seçildi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesiyken Yargıtay Genel Kurulu'nca belirlenen üç aday arasından dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından o güne kadar atanmış en genç üye olarak 27 Eylül 1988'de Anayasa Mahkemesi asil üyeliğine atandı. 6 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesi Başkanı seçildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Nisan 1999'da yaptığı bir konuşma bazı kesimlerce 28 Şubat Süreci'ne de bir eleştiri olarak algılanmış ve bazı gazetelerde manşete taşınmıştı. Bu konuşmada Sezer şunları belirtmişti:
"Düşünce özgürlüğü demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Türkiye insan hakları alanında evrensel normlara uyum sağlamak için yasalarında gerekli değişiklikleri yapmak zorundadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğü ile bağdaşmayan yasa kuralları değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanı genişletilmelidir. Düşünce özgürlüğü alanında demokratik değerlere yer verilmelidir."
Cumhurbaşkanlığı
Sezer, cumhurbaşkanı seçilmeden önce Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini sürdürüyordu ve kamuoyu tarafından tanınan bir isimdi. AnaSol-M koalisyon hükümeti ortaklarının (Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz) kendileri veya partilerinden birinin adaylığında ortak karara varamamaları sonucu, hepsinin dışında bir aday olan, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer, Ecevit'in önerisiyle cumhurbaşkanı adayı olarak ön plana çıkmıştır. 25 Nisan 2000'de, Koalisyon liderlerinin yanı sıra muhalefet liderleri Recai Kutan ve Tansu Çiller de dahil 131 milletvekilinin ortak önergesiyle Sezer cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Sezer, beş partinin ortak adayı olmasına karşın 367 oy gereken ilk iki turda önce 281, sonra da 314 oy aldı. 276 oyun yeterli olduğu son tur 5 Mayıs'ta yapıldı ve Sezer, oylamaya katılan 533 milletvekilinden 330'unun oyunu alarak Türkiye'nin 10. cumhurbaşkanı seçilmiştir. Sezer Cumhurbaşkanlığı görevini 16 Mayıs 2000'de Süleyman Demirel'den devralmıştır.
Sezer, 2000 yılı Haziran ayında AnaSol-M koalisyonu hükümetinin 28 Şubat Kararları içinde yer alan irticai faliyetlere katıldığı saptananların memuriyetten çıkarılmasını kolaylaştıran kanun hükmünde kararnameyi önce uzun süre bekletti. Hükümetin iki kez yazılı açıklama yapıp 'Anayasa'ya uygun' dediği kararnameyi 8 Ağustos'ta "Hukuk devleti ilkesine aykırı" diyerek iade etti. Ecevit'in 'imzalamak zorunda' dediği ve 'yetkisini aşmakla' suçladığı Sezer, KHK'yı, 14 Ağustos 2000'de 14 sayfalık bir gerekçeyle ikinci kez Sezer'e gönderdi. Ancak Sezer, kararnameyi 21 Ağustos'ta ikinci kez Hükümet'e iade etti. Ecevit de kararnameyi yasa tasarısı olarak TBMM'ye sevk etmek zorunda kaldı. Daha sonra Sezer, üç kamu bankasının özelleştirilmesini öngören kararnameyi de iade etti. Bu iadeler AnaSol-M koalisyon hükümeti arasında krize sebep olmuş ve Koalisyon lideri Ecevit "Cumhurbaşkanı kendisini Anayasa Mahkemesi'nin yerine koyuyor. Bakanlar Kurulu ile diyaloğa kapalı olması, kurulumuzda kaygıyla karşılanmıştır. Ekonomik istikrar tehlikededir" açıklaması yapmıştır.
19 Şubat 2001'deki MGK toplantısında dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmasıyla başlayan 2001 Türkiye ekonomik krizi, kamuoyunda "Kara Çarşamba" olarak adlandırıldı.
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra Anayasa'yı değiştirerek o dönem siyasi yasaklı olan Recep Tayyip Erdoğan'a milletvekili olma yolunu açma tartışmalarında Sezer "Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak kişiye özgü düzenlemelerden kaçınarak, hukuku siyasallaştırmak yerine, siyaseti hukuk kurallarına uygun yapmaya özen gösterilmesi gerektiği" uyarısı yaptı. Ancak Erdoğan'ın milletvekili olabilmesini sağlayacak Anayasa değişikliği 13 Aralık 2002'de parlamentodan geçti. Sezer ise 18 Aralık'ta veto etti. Ancak Sezer, ikinci kez önüne gelen Anayasa değişikliğini onayladı ve referanduma gitme hakkını da kullanmadı.
2002 yılında AK Parti hükümeti seçilene kadar türbanlı milletvekilleri eşlerini resepsiyonlara davet etmesine rağmen bu seçimden itibaren Çankaya Köşkü'nün bir kamusal alan olduğunu belirterek Başbakan'ın eşi de dahil hiçbir türbanlı kadını Çankaya Köşkü'ne davet etmemesi ve türbanlı bir eşin ev sahipliğinde yapılan resepsiyonlara katılmaması tartışmalara sebep olmuştur.
Veto hakkını en çok kullanan cumhurbaşkanı olan Sezer, görev süresi boyunca toplam 67 yasa, 22 Bakanlar Kurulu Kararı ve 729 müşterek kararnameyi iade etmiştir.
16 Mayıs 2007'de görev süresi dolmasına rağmen, Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun toplantı yeter sayısı 367 olduğu tezi ve Anayasa Mahkemesinin benzer bir karar alması sonucu parlamento yeni bir cumhurbaşkanı seçememiş ve erken seçime gitmiştir. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiği 27 Ağustos 2007 tarihine kadar Türkiye'nin onuncu Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.