***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Rakım Elkutlu

Rakım Elkutlu (1869, İzmir - 4 Aralık 1948, İzmir), Klâsik Türk mûsıkisi bestekârlarındandır.

Rakım Elkutlu'nun, dinî ve dindışı mûsikînin Âyin, ilâhi, semâi kâr, durak, beste ve şarkı formunda dört yüz elliye yakın eseri vardır. Babasının ölümü üzerine Rakım Elkutlu İzmir Hisar Câmii imamlığına tayin edilerek ölünceye kadar bu görevini sürdürdü. Aynı zamanda uzun yıllar, İzmir Mûsikî Cemiyeti'nin başkanlığını da yaptı.

Rakım Elkutlu, çok iyi usul bilmesine rağmen nota bilmezdi. Bunun sebebi Meşk sistemi ile yetişmiş olması ve notanın müziğe zarar vereceğini düşünmesiydi. Zira meşk usûlünde eserler hocanın ağzından birebir, usul vura vura geçilirdi. Bu sayede eserlerdeki duygu bozulmazdı. Nota, eserlerin nesiller boyu aktarımını sağlamakla birlikte bilhassa Türk musikisinde duygu ve icra bakımından tehlikelidir de.

Bestelerinden bazıları;
Bayati Şarkı: Ne bahar kaldı ne gül ne de bülbül sesi var
Ferahfeza Şarkı: Nazında senin özlediğim eski cefâ yok
Hicazkar Şarkı: Visal–ı yâr ile mest ol hayâle dalma gönül
Hüseyni Beste: Müheyyâ oldu meclis sâkıya peymaneler dönsün
Şarkı: Aşkın bana bir gizli elem oldu güzel yar
Nihavend Şarkı: Hayâl içinde akıp geçti ömr–i derbederim
Nihavend Şarkı: Mümkün mi unutmak güzelim, neydi o akşam (Rakım Elkutlu bu eseri, İzmir Musiki Cemiyeti'ni beraber kurduğu ve birçok eserini de notaya alarak yok olmaktan kurtaran Mehmet Reşat Aysu ile birlikte bestelemiştir.)
Sûz–i Dil Şarkı: Baharda bu yıl bir melâl var, hüzün gibi..
Uşşak Şarkı: Bana hiç yakışmıyor böyle intizâr şimdi
Yegâh Şarkı: Çepçevre bahar içinde bir yer gördük
Karcığar Saz Semai: Karciğar Saz Semâisi (Aksak Semai)
Karcığar Peşrev: Karciğar Peşrev Devr–i Kebir
Hicaz Tevşih Vücudun mazhar–ı sırr–ı ezeldir ya Resulallah Aksak Semai
Acem Aşiran Şarkı Gel koynuna gir lane–ı can kendi evindir Sengin Semai
Bayati Şarkı Ne beyan–ı hale cüret ne figaana takatim var Ağır Aksak
Bayati Şarkı Ne bahar kaldı ne gül ne de bülbül sesi var Ağır Aksak
Bayati Şarkı Bilmezsin düşündüğüm ağladıklarım nedir Curcuna
Bayati Şarkı Ne arzu var ne takat visal dillerde kaldı Aksak
Bestenigar Tevşih Arz–ı tazim eylemez mi alem–ı imkân sana
Bûselik Şarkı Kim bilir hangi hıyabanda sesin
Bûselik Şarkı Yıllar geçiyor hala bu ıztırab dinmedi Semai

Buselik–Aşîran Şarkıları
Buselik–Aşîran Beste O nihal–i bağ–ı işve sana da eder temayül Devr–i Kebir
Dügah Şarkı Bin ömre değer bir gecenin zevk–u safası Sengin Semai
Dügah Şarkı Hayran–ı cemal olmağa cidden emelim var Sengin Semai
Ferahfeza Şarkı Aşkın bu karanlık gecesinde Yürük Semai
Ferahfeza Şarkı Ey gözleri ahu senin aşkınla harabım Sengin Semai
Ferahfeza Şarkı İçip içip de bu akşam seninle mest olalım Düyek
Ferahfeza Şarkı Nazında senin özlediğim eski cefa yok Semai
Ferahnak Yürük Semai Ey gözleri ahu senin aşkınla harabım Yürük Semai
Ferahnak Beste Subh–dem cam–ı meyi mestane takbil eyleri Devr–i Kebir
Gülizâr İlahi İlahi Aşık–ı sadık güruh–ı Mustafa derler biz Düyek

Hicaz besteleri
Hicaz Şarkı Aman aman esmerim
Hicaz Şarkı Cevr–ı yare sabır buldum Ağır Düyek
Hicaz Şarkı Ey canım ilham perim sen iştiharımsın beni Düyek
Hicaz Şarkı Gel üzme beni kaşları çatma güzel kız Curcuna
Hicaz Şarkı Gönül yolu dar geldi Sofyan
Hicaz Şarkı Gözlerinden okudum gönlünü kalbim yanara Curcuna
Hicaz Şarkı Gündüzüm karanlık gecem uykusuz Curcuna
Hicaz Şarkı Müştakına göster o güzel çehreni kaçma Ağır Aksak Semai
Hicaz Şarkı Yürü hey bi–vefa hercai güzel Aksak
Hicazkar Şarkı Canlandı bu sessiz gecenin şiri denizde Aksak
Hicazkar Şarkı Herkes eğlencededir şimdi bahar geldi diye Curcuna
Hicazkar Şarkı Seni çok sevdi bu gönlüm beni terketme kadı Aksak
Hicazkar Şarkı Süslendi ağaçlar çiçekle doldu Aksak
Hicazkar Şarkı Visal–ı yar ile mest ol hayale dalma gönül Düyek
Hicazkar Şarkı Bekledim fecre kadar gelmedin ah işte güneş Aksak
Hisâr–Aşiran Beste O nihal–i bağ–ı işve sana da eder temayül Devr–i Kebir
Hümayun Şarkı İsterim mecliste sakıyler Ağır Aksak
Hümayun Şarkı Müştak–ı visalin oldu gönlüm Semai
Hüseyni Şarkı Bir safa bahş edelim gel şu dil–i na–şade Aksak
Hüseyni Şarkı Çeşme başında duran şu güzel köylü kızı Sofyan
Hüseyni İlahi İsm–ı Huda zikrimiz Düyek
Hüseyni Kâr O şuha sad safa–saman–u sabrım bi–karar etti Muhammes
Hüseyni Beste Müheyya oldu meclis sakıya peymaneler dönsün Düyek
Hüseyni–Aşîran Şarkı Nesim–ı nev–bahar essin gönüller şadman ol Düyek
Hüseyni–Aşîran Şarkı Ruhumun ihtiyacı cananım Aksak
Hüzzam Şarkı Bir yare kalır gönlüme her güzelden Aksak
Hüzzam Şarkı Bir zamanlar gönlüme aşkı yakından çağladı Devr–i Hindi
Hüzzam Şarkı Dünyada ne ikbal ne de servet dileriz Yürük Semai
Hüzzam Şarkı Feryad ki hep gönlümün nevasıdır Aksak
Hüzzam Şarkı Gönül bu ne durur ne de söz dinler Aksak
Hüzzam Şarkı Tir–ı firkat göz göz ettikçe dil–ı bimarımı Aksak
Hüzzam Şarkı Susmuş geceler her yer sizi dinlerdi denizde Türk Aksağı
Hüzzam Şarkı Bekledim yıllarca lakin gelmedin ey nazlı Ağır Aksak
Hüzzam Şarkı Hatırımdan ne geçer sorma gönül sorma nele Yürük Semai
Hüzzam Şarkı Aşkın bana bir gizli elem oldu güzel yar Türk Aksağı
Isfahan Şarkı Bıktın mı siyah gözlü güzel kız Türk Aksağı
Isfahan Tevşih Hakka mirat olduğuy–çün ey şefi–ı pür–vekar

Karcığar Beste
Karcığar Yürük Semai Yürük Semai
Karcığar Şarkı Ateşiyle yanıyorken yüreğim Aksak
Karcığar Şarkı Bir gün seviyor ertesi gün kıskanıyor kalbi Curcuna
Karcığar Ayin İmruz çi her ruz harabım–u harab Değişmeli
Karcığar Şarkı Meydan–ı muhabbette gezerken dil–ı şeyda Sengin Semai
Karcığar Beste Naz olur dem–beste çeşm–ı nim–habından se Devr–i Kebir
Karcığar Şarkı Nazir olmaz sana alemde teksin Aksak
Karcığar Şarkı Nedir bu handeler bu işveler bu naz–u istiğna Aksak
Karcığar Şarkı Sevdim bu yaz bir esmer Sofyan

Kürdilihicazkâr Beste
Kürdilihicazkâr Şarkı Aşkın seni hep güldüremez Semai
Kürdilihicazkâr Şarkı Demedim hiç ona kimsin ve nesin sen ne adı Aksak
Muhayyer Şarkı Aşk ile yandım sahidir sandım Aksak
Muhayyer Şarkı Bir siyah çevre dolaşmış kirpiklerine Aksak
Muhayyer Şarkı Gezdiğin bahçeler sinem dağıdır Aksak
Muhayyer Şarkı Her gün yeni bir naz yaratan yardan usandık Curcuna
Muhayyer Beste Meclis–ı ağyara olma pertev–endaz–ı visal Ağır Çenber
Muhayyer Kürdi Şarkı Bilmem ki günahım sana olmakta mı bende Aksak

Nevâ Beste Aşnay–ı bezm olanlar anlar hitab–ı Hayderi Devr–i Kebir
Nihavend Beste Ben perişanlıkta buldum kakülü sünbül gibi Devr–i Kebir
Nihavend Şarkı Hayal içinde aktı geçti ömr–ı derbederim Düyek
Nihavend Şarkı Ne yanan kalbime baktı ne akan gözyaşıma Ağır Aksak
Nihavend Şarkı Mümkin mi unutmak güzelim neydi o akşam Aksak
Nikriz Şarkı Gül yüzünü açarsın Aksak
Rast Ağır Semai Bilmem kime yahut neye uyduk gittik Sengin Semai
Rast Şarkı Bir yaz gecesi Çamlıca mehtabına geldim Curcuna
Rast Şarkı Mahv olup gitti ümidim sabr–u samanım gibi Aksak
Rast Marş Müjde ey Osmanlılar ey millet–ı ali– tebar
Rast Tevşih Müjdeler olsun size ya Müminin Ağır Devr–i Hindi
Saba Şarkı Aşkın ne güzel şevkini sürdüktü seninle Ağır Türk Aksağı
Saba Şarkı O vefasız güzelin sözlerine aldandım
Saba Şarkı İnce kirpiklerinin sinede bin yaresi var Ağır Aksak
Segah Şarkı Bin ömre değer bir gecenin zevk–u safası Sengin Semai
Segah Şarkı İsmini bilmezdim fakat tanırdım Curcuna
Segah Şarkı Okurken aşk kitabını Curcuna
Segah Tevşih Zatını davet buyurdu bu gece Rabbul–muin Devr–i Hindi
Segah Şarkı Aşkınla yanıp ağladığım günleri an sen Sengin Semai
Suz–i Dil Şarkı Baharda bu yıl bir melal var Düyek
Suz–i Dil Şarkı Rüzgar ne fısıldar Aksak
Suzinak Şarkı Bir nur–ı mücessemdi çıkıp gitti elimden Aksak
Şedd–i Araban Şarkı Müjdeler gülzara gül basmış kadem Devr–i Hindi
Şehnaz Fantezi O vefasız güzelin sözlerine aldandım Düyek
Şehnaz Beste Sakıy piyale sun ki bugün gül havasıdır Devr–i Kebir
Tahir–Buselik Şarkı Çille–ı baht–ı siyahım dolmuyor Ağır Devr–i Hindi
Tahir–Buselik Şarkı Hulyam yine bir gölgeli esrara bürünsün Aksak
Tahir–Buselik Beste Bakıp o şuh ile naz–u niyaze meşk ederiz Düyek
Uşşak Şarkı Anarım ruhlerini güller ile eğlenirim Ağır Aksak
Uşşak Şarkı Artık hicrana tahammül edemez oldu gönül Ağır Aksak
Uşşak Şarkı Aşkınla yanan sineme el sürme yanarsın Curcuna
Uşşak Şarkı Bahçem yine sayende serab olmuş efendim Aksak
Uşşak Şarkı Bana hiç yakışmıyor böyle intizar şimdi Aksak
Uşşak Şarkı Beni tek ateşe at Aksak
Uşşak Şarkı Bihude kaçırma gözünü sevgilim benden Türk Aksağı
Uşşak Şarkı Bilmezsin düşündüğüm ağladıklarım nedir Curcuna
Uşşak Şarkı Birgün ne olur gel beni busenle sevindir Curcuna
Uşşak Şarkı Çekildi fasl–ı dil gönül Aksak
Uşşak Beste Ey keman–ebru şehid–ı hançer–ı müjganınım Devr–i Kebir
Uşşak Şarkı Mahv olup gitti ümidim sabr–u samanım gibi Aksak
Uşşak Şarkı Nazir olmaz sana alemde teksin Aksak
Uşşak Şarkı Sevda benim gözümde en mukaddes bir kin Aksak
Uşşak Şarkı Silemem bir gün hayalimden o dilber kadını Aksak
Uşşak Şarkı Şimdi nerde naz ile perverdesin Curcuna
Uşşak Şarkı Vuslat–ı canane erişmiş gönül Ağır Aksak Semai
Uşşak Şarkı Yattım yarim dizine Aksak
Yegâh Şarkı Baki yine mey içmeye and içti demişler Yürük Semai
Yegâh Şarkı Çepçevre bahar içinde bir yer gördük Semai
Karcığar Saz Semai Karciğar Saz Semaisi Aksak Semai
Karcığar Peşrev Karciğar Peşrev Devr–i Kebir
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Hannah Arendt

Hannah Arendt (14 Ekim 1906 - 4 Aralık 1975), Alman siyaset bilimcidir. Çoğu kişi tarafında felsefeci olarak da bilinmekle birlikte, kendisi felsefenin "bireyin kendisi"ne dair sorunlarla uğraştığını söyleyerek bu sıfatı reddetmiştir. Siyaset bilimci olarak tanımlanmayı istemesinin sebebi çalışmalarının "tekil olarak insana değil, dünyada yaşayan ve dünyayı kaplayan insanlığa" odaklanmış olmasıdır.

Biyografi
Arendt, o zamanlar bağımsız bir şehir olan Aşağı Saksonya'nın Linden şehrinde (şimdiki Hanover'in bir parçası), seküler bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve Königsberg (hayranı olduğu Immanuel Kant'ın şehri, bugünkü adı ile Kaliningrad) ile Berlin'de büyüdü.

Martin Heidegger ile birlikte Marburg Üniversitesinde felsefe çalışan Arendt'in onunla uzun, fırtınalı romantik bir ilişkisi oldu. Bu ilişki, Heidegger'in Nazi sempatisi yüzünden zaman zaman eleştirilmiştir.

Heidegger'den ayrıldığı dönemlerden birinde Heidelberg'e taşındı ve orada varoluşçu felsefeci Karl Jaspers'in danışmanlığında Aziz Augustine'in düşüncesinde aşk kavramı üstüne bir tez yazmaya başladı.

Arendt'in tez çalışması 1929 yılında yayınlandı ancak 1933 yılında Yahudi olduğu gerekçesi ile gerekli hocalık niteliklerine sahip olmadığı belirtilerek Alman üniversitelerinde ders vermesi engellendi. Bunun üzerine Paris'e kaçan Arendt orada edebi eleştirmen ve Marxist gizemci Walter Benjamin ile tanışıp onunla dost oldu. Fransa'da kaldığı süre boyunca Yahudi göçmenlere yardım ve destek sağlamaya çalıştı.

Ancak Fransa'nın II. Dünya Savaşı sırasında savaş ilan etmesi ve Alman askeri kuvvetlerinin Fransa'nın bazı bölgelerini işgal etmesi sonucunda Yahudilerin toplama kamplarına gönderilmesinden ötürü Fransa'dan da kaçmak zorunda kaldı. 1940 yılında Alman şair ve felsefeci Heinrich Blücher ile evlendi.

1941 yılında kocası ve annesi ile birlikte, ona ve yaklaşık 2500 Yahudi göçmene yasadışı vize veren Amerikalı diplomat Hiram Bingham IV yardımı ile ABD'ye kaçan Arendt New York'taki Alman-Yahudi topluluğun aktif bir üyesi oldu ve haftalık Aufbau için yazılar yazdı.

II. Dünya Savaşı bittikten sonra Heidegger ile ilişkisini sürdürdü ve Almanya'nın Nazilerden arındırılması etkinliklerinde onun lehinde tanıklık etti. 1950 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin doğal vatandaşı ve 1959'da da Princeton Üniversitesi'ndeki ilk tam kadrolu kadın profesör oldu.

1975 yılında, 69 yaşında hayata gözlerini yumduğunda Annandale-on-Hudson, New York'ta kocasının uzun süre ders vermiş olduğu Bard Koleji'nin mezarlığına gömüldü.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Doğan Avcıoğlu

Doğan Avcıoğlu (d. 1926, Mustafakemalpaşa, Bursa, Türkiye - ö. 4 Kasım 1983, İstanbul) Türk gazeteci, yazar, düşünür ve siyaset adamı.

1926'da Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde dünyaya geldi. Ortaöğrenimini Bursa Erkek Lisesi'nde tamamlayan Avcıoğlu, Fransa'da iktisat ve siyasal bilimler öğrenimi gördü. 1955'te Türkiye'ye döndü ve Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde asistan oldu. 1956'dan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) araştırma bürosunda çalıştı ve partinin yayın organı Ulus gazetesinde yazılar yazdı. Ulus dışında haftalık Akis ve Kim dergilerinde de yazılar yazdı; muhalefet-iktidar ilişkilerinin iyice sertleştiği günlerde Akis dergisini yönetti. 27 Mayıs Darbesinden sonra CHP'den Temsilciler Meclisi'ne üye seçilen Avcıoğlu, 1961 Anayasası’nın hazırlanmasına da katkıda bulundu. 1960-61'de Vatan ve Ulus gazetelerinde yazarlık, Ankara Radyosu'nda dış haber yorumculuğu yaptı.

Avcıoğlu 1961'de Mümtaz Soysal ve Cemal Reşit Eyüboğlu'yla birlikte kurduğu ve yayımını 1967'ye değin sürdürdüğü Yön Dergisiyle 1960 sonrası siyasal düşünce ortamında etkin bir rol oynadı. Yön dergisinde yayımlanan yazılarında bir tür "Kemalist Sosyalizm" anlayışını savundu. Kemalist Devrim'in kazanımlarını savunan ve bunu bir ileriye, sosyalizme taşımayı savunan görüşleri o dönemde geniş taraftar topladı. 1960 sonrasının sol düşünce ve eylemin biçimlenmesinde derin etkileri olan bu dergi, 1930'lardaki Kadro Dergisi etrafında kurulan Kadro Hareketinin görüşleriyle önemli benzerlikler taşıyordu. Yön'deki yazılarıyla özellikle ırkçılığa ve Turancılığa karşı da mücadele verdi.

Avcıoğlu'na göre üstyapı alanında başarılı olan Kemalist devrim altyapıda dışa bağımlı sermayeyle toprak ağalarının etkisini kıramamıştı. Dolayısıyla Kemalist devrimin altyapıda sürdürülmesi, radikal bir toprak reformu, devletçi sanayileşmenin ve ekonomik alanda tam bağımsızlığın gerçekleştirilmesi halen Türkiye'nin gündemindeydi. Doğan Avcıoğlu, 1968'de yayımladığı Türkiye'nin Düzeni adlı kitabında Türkiye'nin geri kalmışlığının nedenlerini araştırıyor, yukarıdaki öğeleri içeren "millî devrimci kalkınma modeli" adını verdiği bir tür devletçi-sosyalist bir ekonomi modeli öneriyordu. Topladığı ilgi kadar eleştiriye de uğrayan Türkiye'nin Düzeni adlı yapıt siyasi etkisinin yanı sıra Türkiye'nin sosyoekonomik yapısı ve tarihi üzerine araştırmaların yaygınlaşmasında çığır açıcı bir rol oynamıştır.

1963-1965 arasında Türk-İş Araştırma Merkezi müdürlüğü, 1968-1969 yıllarında ise CHP Yüksek Danışma Kurulu üyeliği yaptı. Sosyalist Kültür Derneği'nin kurucuları arasında yer alan Avcıoğlu "kapitalizme" ve "emperyalizme" karşı ekonomik bağımsızlığı savundu.

1969'da, Yön'deki görüşlerini siyasi bakımdan daha net bir biçimde dile getirdiği haftalık Devrim gazetesini çıkarmaya başladı. 12 Mart 1971 Muhtırası'na kadar çıkardığı haftalık Devrim gazetesinde yayımlanan yazılarında "devrim"in Kemalist aydınların yol göstericiliğinde ve Kemalist "genç subay"ların öncülüğünde geniş bir cephe tarafından Millî Demokratik Devrim olarak gerçekleştirilebileceğini öne sürdü. 12 Mart 1971 muhtırasına giden süreçte Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı Devrim gazetesi etrafında toplanan ve içlerinde 27 Mayıs Darbesini yapan Millî Birlik Komitesi'nin gerçek lideri Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun da bulunduğu "Millî Demokratik Devrimciler", o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek "ulusçu-devrimci yöntem" olarak ifade edilen ilkeler doğrultusunda parlamento dışı muhalefeti savunuyorlardı. Bu dönemde Devrim gazetesi içinde, Türk Ordusunu tahrik ederek sol-sosyalist, bir çeşit Baasçı yönetim kurdurmak için Doğan Avcıoğlu ve İlhan Selçuk'un başını çektiği çok ciddi faaliyetler olduğu iddia edildi; Devrim gazetesinin genel yayın yönetmeni Hasan Cemal çok sonraları anılarını anlattığı Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) adlı kitabında o zamanki maksatlarının "ulusalcı" subayları ikna ederek onlarla birlikte bir "Millî Demokratik Devrim" yapmak olduğunu yazdı.

12 Mart 1971 muhtırasından sonra 9 Mart 1971 darbe teşebbüsünde "orduyu başkaldırmaya teşvik" iddiasıyla Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu ile birlikte yargılanan ve beraat eden Avcıoğlu 1973'te siyasal yaşamdan çekildi.

4 Kasım 1983'te, mide kanseri tedavisi gördüğü İstanbul'da öldü. Vasiyeti üzerine Büyükada'da toprağa verildi. İki kez evlenen Doğan Avcıoğlu, Sevil Yurdakul ile olan evliliğinden iki erkek çocuk babasıdır.

Yapıtları
Türkiye'nin Düzeni (1968) 1969 Yunus Nadi Armağanı
31 Mart'ta Yabancı Parmağı (1969)
Devrim Üzerine (1971)
Milli Kurtuluş Tarihi (4 cilt, 1974-1975)
Türklerin Tarihi (beş kitap, 1978-1982, 6. kitap (2013))
Devrim ve "Demokrasi" Üzerine (1980)

Kayıp kitabı
2012 yılında, ölümünden yaklaşık otuz yıl sonra Doğan Avcıoğlu'nun hiç bilinmeyen, yayımlanmamış bir eseri daha ortaya çıkarıldı. Aynı zamanda Avcıoğlu'nun eşi Sevil Yurdakul'un kardeşi olan yazar Doğan Yurdakul, kızkardeşinin ölümünden sonra miras yoluyla kendisine kalan döküman arşivini incelerken bulduğu bir el yazması eserin, yazarın beş ciltlik kült eseri "Türklerin Tarihi"nin 6. cildi olduğunu anlamıştır.[2] Ekim 2013'te, Avcıoğlu’nun “Türklerin Tarihi” dizisinin 6’ncı kitabı “Osmanlı’nın Düzeni” Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayınlandı. Kitap yazarın ölümünden sonra yayımlanmış ilk kitabı oldu ve külliyatını tamamladı.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
Moreblood
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1090
Kayıt: 25 Eyl 2010 17:55
Sunucu: Tılsım
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen Moreblood »

Selamunaleyküm abilerim, kardeşlerim. Uzun zamandır hal hatır soramadık ama çok özledim hepinizi. İlk buraya yazdığım günleri hatırlıyorumda küçücük çocuktum daha :) Onca zaman geçti ve ben hep birbirinden değerli abi kardeş edindim bu loncada. Şu an oyunda size sürekli gitsem mi, şehir dışında üniversite okunur mu diye sorup başınızı ağrıttığım Kütahya'dayım :) Bu kararı vermemde çok yardımcı olan İhsan Abim ve Mertkan Abimede tekrar çok teşekkür ediyorum. Onların sözleriyle geldim buraya, hiçte pişman değilim şu an :D İhsan abim hatırlar mı bilmiyorum ama bana anlattığı ortamları yaşar gibiyim sanki :) :) Benim için hep çok farklı çok değerliydiniz biliyosunuz. Bu hayatta en severek, en mutlu olarak yaptığım iş üye alım sorumlunuz olmak ve lonca adına güçlü bi karakter olmaktı bi zamanlar. Burda arkadaşlarım online oyun muhabbeti açar açmaz sizden bahsediyorum sürekli :) Hepsi bizde başlayalım oyuna bizede öğret diyolar :)
Oyuna uzun zaman sonra tekrar dönmeyi çok istedik Yusuf kardeşimle beraber biliyosunuz. Sabahlara kadar maden çekip sunucu aktarımları, çar alımları, loncada eskisi gibi güçlü olabilmek için bir ton çaba. Ama sürekli talihsizlikler oldu, tam olacak derken bi yerden bişey çıktı oyuna devam edemedik :) Neyse, hepinizi çok sevdiğimi bildiğinizi biliyorum :D :D Tekrar görüşmek üzere, bakarsınız oyuna başlarız tekrar Yusuf'la :) Kendinize çok dikkat edin, etkinliklerde ismimizi duyurmaya devam edin, siz güçlendikçe ben mutlu oluyorum çünkü :) haa bu arada lodoslarada acımayın :)
Mustafa OKTAR

BÖRTEÇİNEXMERLİN

TicTacToe
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

Aleyküm selam Mustafa'cım;

Bizleri hala unutmadığın için sonsuz teşekkür ederiz. İnsanların hayatlarında bazen yol ayrımları olur, bu yol ayrımlarında birilerinin elini tutmak, onun yol göstermesini beklemek en tabii şeydir muhakkak, bunu bende defalarca yaşadım. Ne mutlu bana ki hayatının dönüm noktalarından birinde doğru yönü tarif etmişim sana, satırlarını okurken duygulanmadım desem yalan olur. Umarım hayat istediğin şekilde devam eder, bizler son fasıla kadar burada olacağız, bunu zinhar unutma. Ara sıra da böyle selam ver ki gönlümüz hoş olsun. Sizleri gerçekten çok sevdik ve sevmeye devam edeceğiz, kendine çok iyi bak, esen kal. :)
Resim
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Aleykümselam Mustafa, hoş geldin.
Her zaman aramıza bekleriz, buna emin ol. Okul hayatında başarılar dilerim. ALLAH yardımcın olsun.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

5 ARALIK 2014 - TARİHTE BUGÜN

Olaylar
1492 - Kristof Kolomb, Haiti'yi keşfetti.
1755 - Nuruosmaniye Camii açıldı.
1920 - TBMM'de "Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu" kuruldu; Mustafa Kemal grup başkanlığına seçildi.
1927 - Cumhuriyet döneminin ilk kağıt paraları tedavüle çıkarıldı. 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1000 liralık olmak üzere 7 ayrı değerde çıkarılan banknotlar eski Türkçe ve Fransızca bastırıldı.
1932 - Almanya doğumlu İsviçreli fizikçi Albert Einstein Amerikan vizesi aldı.
1933 - ABD'de 14 yıldır devam eden içki yasağı kalktı.
1934 - Türkiye'de kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanun kabul edildi.
1941 - İngiltere, Finlandiya, Macaristan ve Romanya'ya savaş ilan etti.
1942 - Erbaa ve Niksar'da meydana gelen depremde 500 kişi öldü.
1957 - Sukarno tüm Hollandalıları Endonezya'dan sınırdışı etti.

Doğumlar
1890 - Fritz Lang, Avusturyalı yönetmen (ö. 1976)
1901 - Walt Disney, ABD'li film yapımcısı (ö. 1966)
1901 - Werner Heisenberg, Alman fizikçi (ö. 1976)
1902 - Vasfi Rıza Zobu, Türk tiyatro ve sinema sanatçısı (ö. 1992)
1932 - Sheldon Lee Glashow, ABD'li fizikçi, Nobel Fizik Ödülü sahibi

Ölümler
1791 - Wolfgang Amadeus Mozart, Avusturyalı besteci (d. 1756)
1870 - Alexandre Dumas père, Fransız yazar (d. 1802)
1926 - Claude Monet, Fransız ressam (d. 1840)
1930 - Musa Kazım Onar, Türk siyasetçi (d. 1897)
1934 - Ali Cenani, Türk siyasetçi (d. 1872)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Haiti

Haiti, asıl adıyla Haiti Cumhuriyeti, Amerika'da Karayip Denizi'nde bir ada ülkesidir. Küba'nın doğusunda yer alan Hispaniola adasını Dominik Cumhuriyeti ile paylaşır ve adanın batı kısımdadır. Yüzölçümü 27.750 km² olan ülkenin nüfusu 10 milyon (2009), başkenti Port-au-Prince'tir.

Eski bir Fransız sömürgesi olan Haiti, Kuzey ve Güney Amerika'da, Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra bağımsızlığını ilân eden ikinci ülkedir. Buna karşılık, bugün Batı Yarımkürenin en fakir ülkesidir ve yönetiminde bir anarşi durumu halen devam etmektedir.

Haiti'nin asıl yerli halkı Arawak (ya da Taíno)'lardır. Kristof Kolomb'un 1492'de yeni dünyanın keşfinden sonra adaya Hispaniola adı verilmişti. Hispaniola Adası, Avrupa'dan gelip "yeni dünyayı fethedenler"in üslerinden biri haline geldi. O zamanda yaşamış İspanyol Katolik rahip Bartolome de Las Casas, Türkçede de Kızılderili Katliamı adıyla yayınlanmış kitabında ada hakkında şunları yazmaktadır: "Bu ada üzerinde (ben 1508'de vardığım zaman) 6 milyon insan yaşıyordu, Kızılderililer de dahil olmak üzere. Ne var ki 1494'ten 1508'e kadar 3 milyonun üzerinde insan savaştan, kölelikten ve madenlerden dolayı yok olmuştu. Gelecek nesillerde buna kim inanacaktır?"

Bazı tarihçiler Las Casas'ın bu rakamı abarttığını ve nüfusun 1 milyon kadar olduğunu düşünmekteyse de bazıları 8 milyona kadar vardığını savunmaktadır. Bununla birlikte Las Casas'ın bu kitabında Kuzey Amerika'nın kıyılarından güneye doğru tüm Orta Amerika, Güney Amerika'nın kuzeyi ve Karayibler'deki adalarda yapılan Kızılderili/yerli katliamlarını anlattığı gibi, yeni dünyanın keşfinden sonra bölgede büyük kıyımlar yaşandığı şüphesizdir.

17. ve 18. yüzyıllarda adanın bugünkü Haiti olan 3'te 1'lik batı kısmı Fransız deniz korsanlarının eline geçti. Fransızlar burayı İspanyol ve İngiliz gemilerini taciz etmek için kullandılar. Daha sonra, Saint-Domingue adını verdikleri adanın bu kısmında şeker ve kahve üretimine başladılar.

Fransız İmparatorluğunun 18.yüzyıldaki en zengin sömürgelerinden biri haline gelen Saint-Domingue, 1780'lerde Avrupa'da tüketilen şekerin %40, kahvenin ise %60 kadarını üretmişti. Bu dönemde, şekerkamışı ve kahve ekim alanlarında çalıştırılmak üzere 790.000 kadar Afrikalı köle getirildiği tahmin edilmektedir.

12 Ocak 2010 günü yerel saatle 16:53'te 7.0 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmiştir ve 200 bin kişinin bu depremde hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Kristof Kolomb

Kristof Kolomb, (Portekizce: Cristóvão Colombo, İtalyanca: Cristoforo Colombo, İspanyolca: Cristóbal Colón, Latince: Christopher Columbus 31 Ekim 1450/30 Ekim 1451 - 20 Mayıs 1506), Cenovalı kaşif, gezgin ve sömürgeci. İspanya'nın Katolik Kralları himayesinde Atlas Okyanusu'nu aşan dört sefer yaptı. Bu seferlerinde Hispanyola Adası'nda, Yeni Dünya'daki İspanyol Kolonizasyonu'nu başlatan kalıcı yerleşimler kurdu.

Bu bağlamda Kolomb batı emperyalizmi ve Avrupa Krallıkları arasındaki rekabeti artırmak için sunduğu batıya doğru giderek Doğu Hint Adaları'na ulaşıp Asya'yla yapılan baharat ticareti için batıda yeni bir ticaret rotası oluşturma önerisine İspanya Tac'ından destek aldı. 1492'deki ilk seferinde Japonya'yı hedeflemesine rağmen bugün Bahamalar'da bulunan San Salvador ismini verdiği Yeni Dünya'daki adaya ulaştı. Üç sefer boyunca İspanyol İmparatorluğu'na ait olduğunu iddia ettiği Büyük ve Küçük Antiller'in yanısıraVenezuela ve Orta Amerika kıyılarını ziyaret etti.

Kolomb Amerikalara ulaşan ilk kaşif olmamasına rağmen (11. yüzyılda Leif Ericson önderliğindeki Viking seferiyle ilk kez ulaşılmıştı.) onun seferleri Amerikalarla birkaç yüzyıl sürecek ilk kalıcı temasların, fetih ve kolonizasyon döneminin açılmasını sağladı. Bu nedenle, modern Batı dünyasının tarihsel gelişiminde büyük bir etkisi oldu. Kolomb'un öncelikli hedefi Hristiyanlık'ı yaymak olmuştu.

Kolomb, Doğu Hint Adaları'na sefere çıktığı için Avrupalılar tarafından bilinmeyen bir kıta keşfettiğini asla itiraf etmedi ve yerlilere Indios(İspanyolca: Hintli) dedi. 1500'de Kolomb'un İspanya Tac'ıyla ilişkileri gerildi ve Hispanyola'daki sömürge yöneticileri tarafından tutuklandı ve sonrasındaki davada Kolomb ve varisleri krallığın onlara borçlu olduğunu iddia etti.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Nuruosmaniye Camii

Nuruosmaniye Camii, İstanbul'da inşa edilmiş ilk barok özellikli camidir. Çemberlitaş semtinde, Kapalıçarşı girişinde yer alır. 1748-1755 yıllarında inşa edilmiştir.

Batılılaşma eğilimlerinin mimaride ortaya çıkmaya başladığı bir devirde ortaya çıkan camii ve külliyesi, Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası sayılmaktadır.

Camiinin yer aldığı alanda daha önce Osmanlı şeyhülislamlarından Hoca Sadettin Efendi’nin eşi Fatma Hatun’un mescidi bulunmaktaydı. Fatma Hatun Mescidi yıkılmaya yüz tutunca I. Mahmut’un emri ile yerine camii inşaatı başladı; Mustafa Ağa ve yardımcısı Simon Kalfa (Mimar Simeon) tarafından gerçekleştirilen inşaat; I. Mahmut’un ölümünden sonra üç yıllık saltanat süren kardeşi III. Osman zamanında “Nur-u Osmani” (Osmanlı’nın Nuru) adıyla tamamlandı. Adını, padişah III. Osman’dan ve caminin içindeki ışıktan aldığı söylenir.

Cami ile birlikte medrese, imarethane, kütüphane, türbe, çeşme ve sebilden oluşan bir külliye inşa edilmiştir. Çevresindeki birkaç dükkan da külliyeye dahildir. Barok sanatının etkisi kütüphane, türbe, çeşme ve sebilde de görülmektedir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön