***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

TODOR JİVKOV

Bulgaristan'ın batısındaki Pravets kasabasında, yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Jivkov, gençlik yıllarını Sofya'da geçirdi. Genç yaşta Bulgaristan Komünist Partisi üyesi oldu. II. Dünya Savaşı sırasında Devrimci Halk Kurtuluş Ordusu olarak bilinen direniş hareketinin örgütlenmesinde görev aldı. Eylül 1944 sonra, Sofya polis gücünün başkanı oldu. 1945 yılında bir aday üyesi ve 1948 yılında tam üye olarak BCP Merkez Komitesi'ne seçildi. Savaştan sonra yönetim kademelerinde yükselerek, başta binlerce siyasi muhalifi tutuklayan Halk Milisleri'nin komutanlığı olmak üzere birçok önemli görevde bulundu. 1951'de Politbüro üyesi oldu. Mart 1954'te, Vulko Çervenkov'un yerine Merkez Komitesi birinci sekreterliğine getirilerek sosyalist ülkeler arasında en genç parti lideri oldu.

1962 - 1971 yılları arasında başbakan olarak olarak görev yapan Jivkov 1972'de Bulgaristan'ın yeni anayasasıyla oluşturulan Devlet Konseyi başkanlığına seçildi. 1965'te sosyalist bir ülkede ilk kez görülen muhalif parti üyeleriyle subayların önderliğindeki bir darbe girişimini önlemeyi başardı. Jivkov iç ve dış politikada Sovyet çizgisine sıkı sıkıya bağlı kaldı.Onun yönetiminde Bulgaristan'da sanayileşme aksamadan ilerledi ve halkın yaşam düzeyi büyük ölçüde yükseldi. Buna karşılık Jivkov yönetimi ülkedeki Türk azınlığa karşı zorla asimilasyon politikası uygulayarak 1989 baharında Türkiye'ye doğru büyük bir göç akınının başlamasına neden oldu. Ülkede bulunan Türk azınlığa büyük eziyetler etmiş, adlarını değiştirtmiş, çok büyük kitleleri Türkiye'ye göçe zorlamıştır. Görev günlerinin sonuna yaklaştığını bildiği için içindeki Türk düşmanlığını kusmuş, tamamen komunist, faşist ve ırkçı kararlar almıştır. 1985’te “Bulgarlaştırma” politikasına girişmiştir. Türklerden isimlerini değiştirmeleri, Türkçe konuşmamaları ve ibadet etmekten vazgeçmelerini istemiştir.

1989 sonbaharında Doğu Avrupa'yı saran demokratikleşme dalgası sonucunda Jivkov Kasım 1989'da bütün görevlerinden çekilmek zorunda kaldı. Ocak 1990'da tutuklandı. İki yıl sonra Hükümet fonlarını zimmete geçirmek suçundan 7 yıl hapis cezasına mahkûm oldu. Ancak bozulan sağlık durumu nedeniyle hapis cezası ev hapsine çevrildi. 1996'da Bulgar Yüksek Mahkemesi tarafından beraat etti. 1998'de zatürreden hayatını kaybetti. Jivkov ölümünden sonra, bütün suçlamalardan aklanmıştır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

MARTİN LUTHER

Almanya'nın Eisleben şehrinde doğan Martin Luther, Erfurt Üniversitesi'nde okudu. Ailesine yaptığı bir ziyaret dönüşü, Erfurt yolunda yıldırım çarpma tehlikesiyle karşılaşınca keşiş olmaya karar verdi. 21 yaşındayken Aziz Augustin tarikatına bağlı bir manastıra girip ilahiyat eğitimine başladı ve aynı yıl rahip oldu. Ertesi sene Wittenberg Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayarak ders vermeye başladı. O günlerde, Roma'nın görevlendirdiği bir Dominiken keşişi olan Johann Tetzel, Wittenberg civarında endüljans satıyordu.

Luther manastırdaki günlerinden beri sorguladığı bu uygulamaya karşı bir eleştiri yazdı. "Endüljansın Kuvvetine Dair Tezler" başlıklı, 95 maddeden oluşan bu metni 31 Ekim 1517 günü piskoposlara gönderdi ve aynı zamanda birer mektupla endüljans konusundaki vaazlerin teolojik açıdan sağlam bir zemine oturtulmasını istedi. Martin Luther'in bu tezleri üniversitenin bülten panosu sayılabilecek bir yer olan Wittenberg Saray Kilisesi'nin kapısına astığı yolundaki, ancak yıllar sonra yayılan rivayet kanıtlanmış değildir. Sonuçta bu tezler Almanya'da ve komşu ülkelerde Luther'in kendisinin de öngörmüş olmadığı bir hızla yayılınca sadece endüljans satışlarında bir düşüş yaşanmakla kalmadı, bu olay bütün reform hareketinin başlangıcı oldu.

1518 yılında Roma'da Luther'in fikirlerine karşı bir papalık davası açıldı. Bu engizisyon davasında Luther gıyabında yargılandı. Papa her ne kadar afaroz ettiyse de o, afaroznameyi halk arasında yaktı. İmparator Maximillian onu heretik (dinden çıkmış, sapkın) ilan etti; Luther, suçlamalara cevap vermek üzere Roma'ya çağrıldı. Ama o, Roma'ya gitmek yerine, Augsburg'ta Kardinal Cajetan'a ifade vermeyi tercih etti. Cajetan ondan fikirlerinden ve Kilise'ye yaptığı saldırılarından vazgeçmesini isteyince, Luther, Wittenberg'e döndü. Burada Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun imparator seçme yetkisi olan Saksonya Dükü III. Frederick onu himayesi altına aldı. Papa X. Leo, III. Frederick'ten Luther'in sürgüne gönderilmesini talep ettiyse de, dük bu emre itaat etmedi. Bu arada bazı görüşlerinden vazgeçen, hatta Papa'ya bir özür mektubu bile gönderen Luther, Ingolstadt Üniversitesi rektörü Johann Eck ile endüljans konusunda bir münazaraya katıldı.

15 Haziran 1520 günü Papa X. Leo, Luther'i bir bildiriyle aforoz etti. Ekim ayında papalık bildirisi Luther'in eline geçti ama Erfurt Üniversitesi'ndeki öğrencileri onu parçalayıp suya attı. Üniversite yetkilileri ise bu olaya müdahale etmedi. Derken Luther, belki de en meşhur kitabı olan "Von der Freiheit des Christenmenschen" (Hıristiyan Kişinin Özgürlüğü Üzerine) isimli kitabını Papa X. Leo'ya yönelttiği bir açık mektupla birlikte yayımladı. Onun düşüncesinin teolojik ve ideolojik temellerini yansıtan bu küçük eserin özünde "Freiheit" (özgürlük) kavramı vardır.

1521 yılında Luther bu sefer de İmparator V. Karl tarafından Worms Kurulu'na ifade vermek üzere çağrıldı. Yolda Erfurt, Eisenach, Gotha ve Frankfurt'ta vaazlar verdi ve Worms'a büyük bir kalabalık eşliğinde zafer kazanmış komutan edasıyla girdi. Burada kendisinden yazmış olduğu kitaplardaki heretik fikirlerinden vazgeçmesi istendi. Luther şöyle bir ifade verdi: "Kutsal Metinler ve akıl yoluyla ikna edilmediğim sürece papalar ve konsillerin otoritesini kabul edemem. Zira bunlar kendi aralarında çelişmekte ve benim vicdanım da sadece Tanrı'nın sözüne bağlıdır. Bu sebeple hiçbir görüşümden dönmüyorum çünkü kişinin vicdanına rağmen yazdıklarını inkar etmesi doğru ve güvenilir olmaz. Tanrı yardımcım olsun".

Worms Kurulu, sonuç alınamadan dağıldı. Luther de yerleştiği Wartburg'da İncil'in Almancaya tercümesine başladı. Luther, Wartburg'tayken Wittenberg'te de önemli değişiklikler oluyordu. Özel ayin isteklerini reddeden keşişler Augustinien tarikatını terk etti. Kale Kilisesi'nin rahibi evlendi; öğrenciler Fransisken manastırındaki sunağı tahrip etti; ayinler Almanca yapılmaya başlandı ve şarap kadehi ilk defa kiliseye gelen cemaate de sunuldu. Luther hakkındaki yasaklamalar kaldırıldı ve o da Wittenberg'e dönerek kilisede vaaz vermeye başladı. Nürnberg Kurulu, Luther'den artık kitap yayımlamamasını isteyerek Katolik doktrini dışındaki vaazları yasakladıysa da Luther yazmaya devam etti; hatta şair ve müzisyenlerden ayinlerde kullanılacak yerel dile katkıda bulunmalarını istedi.

1524, Almanya'da karışıklıkların yaşandığı bir yıldı. Köylüler Luther'in öğretileri doğrultusunda ekonomik koşullarının iyileştirilmesi için ayaklandı. Liderleri arasında Wittenberg'te eğitim almış bir ilahiyatçı olan Thomas Müntzer de vardı. Luther köylülerin saldırılarına karşı bir kitap yazdı ve ayaklanma Frankenhausen'de bir çatışmada 50 bin kadar köylünün öldürülmesiyle sona erdi, Protestan rahiplerden bazıları Katolik prensler tarafından idam edildi ve köylüler Luther'in kendilerini aldattığına inandı.

Eski bir rahibe olan Katharina von Bora ile evlenmiş olan Luther, 1526'da Deutsche Messe und Ordnung des Gottsdienstes (Almanca Ayin ve Kutsal Merasim Düzeni) adıyla yayımlamış olduğu ayinlere başladı. 1529 senesinde önce Batı medeniyetini İslam tehlikesinden korumak için Türklere karşı savaşmanın her Hıristiyanın üzerine vazife olduğunu bildiren bir kitaptan (Türklere Karşı Savaşta) sonra, Hıristiyanlığın temel inanç ve doktrinlerinin soru-cevap şeklinde öğretildiği "Küçük ve Büyük Kateşizm"i yayımladı. Üç yıl sonra Nürnberg Dini Barış Komitesi, Alman Protestanlara özgürlük tanıdı. Luther, Wittenberg İlahiyat Fakültesi'nin dekanlığına getirildi. Sağlık sorunları olmasına rağmen yazmayı sürdürdü. Önce Anabaptistler (vaftiz uygulamasının sadece ergenlikte olabileceğini iddia eden bir protestan mezhebi) daha sonra Yahudiler aleyhine yazdı ve Kutsal Metinler'den hareketle papalığa karşı oldukça ağır bir dille eleştiri olarak "Wider das Papsttum zu Rom vom Teufel Gestiftet" (Roma'da Şeytan Tarafından Kurulmuş Papalığa Karşı) eseriyle papalığa son darbesini indirdi. 17 Şubat 1546 günü doğduğu yer olan Eisleben'de kalp ve böbrek yetmezliğinden öldü.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

NECMETTİN HACIEMİNOĞLU

Aslen Darende'nin Hacıeminzadeler sülalesinden olan Hacıeminoğlu, 1932 yılında Maraş'ta dünyaya geldi. Çok küçük yaşta iken babası Mustafa Efendi'yi kaybetti. Ağabeyi Nihat'ın çalışmak üzere Adana'ya gitmesi ve aileye bakma görevini üstlenmesiyle orta öğrenim tahsilini Adana'da yapan Hacıeminoğlu Türk Edebiyatına, diline ve tarihine olan ilgisini, daha bu yıllarda ortaya koymuştu. Ağabeyi Nihat'ın da edebiyata düşkün olması sebebiyle, aile ortamında bu havayı alarak yetişti.

Edebiyat Hocası, Şevket Kutkan'ın da alakası ve destekleriyle o yıllarda ilk yazılarını yazmaya başlamış ve Nurullah Ataç'la çeşitli gazetelerde çatışmaya başladı.

Üniversite öğrenimi için İstanbul'a gelen Hacıeminoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türkoloji Bölümüne girdi. Fakülte bittikten sonra bir ara özel Osmaniye Lisesinde hocalık yapan Hacıeminoğlu, daha sonra fakültede asistanlığa başladı ve ömrünün sonuna kadar akademik kariyerini sürdürdü.

İlk yazılarında Necmettin Özdesenli, Necmettin Özdarendeli isimlerini kullanan yazar daha sonra sülalesinin ismini almış ve Hacıeminoğlu olarak soy ismini değiştirdi. Hergün, Tercüman, Ortadoğu gibi gazetelerde, Türk Dili, Türk Edebiyatı, Töre, Milli Kültür, Yeni Düşünce ve onlarca ayrı dergide binlere varan makaleler yazdı.

1980'li yıllara gelinirken düşüncelerini yazıya aktardığı için düşünce suçluları arasına giren Necmettin Hacıeminoğlu tutuklanarak cezaevine girdi ve yargılandı. Bu durum bir üniversite hocasının düşünce suçuyla tutuklanmasının ilk örnekleri arasındadır.

1985 yılında Trakya Üniversitesi'nde Türkoloji Bölümü'nü kurmak üzere Edirne'ye geldi ve 1993 yılına kadar buradaki görevini sürdürdü, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nü kurarak müdürlüğünü yaptı.

1993 yılında İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümü'ndeki kürsüsüne tekrar dönen Hacıeminoğlu 1996 yılında Ankara'da vefat etti.

Eserleri;
Lehçetü'l Hakâyık (Metin Neşri, 1962)
Kutb'un Hüsrevü Şirin'i ye Dil Hususiyetleri (Doktora çalışması. İ.Ü Edebiyat Fakültesi Yayınlan. 1968)
Türk Dilinde Edatlar (Doçentlik Çalışması, Milli Eğitim Bakanlığı Yay 1972)
Milliyetçi Eğitim Sistemi (Töre-Devlet Yay. 1972)
Türkçenin Karanlık Günleri (Töre-Devlet Yay. 1972,Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2006)
Fuzulî (Toker Yay, 1972,Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Milliyetçilik-Ülkücülük-Aydınlar (Töre-Devlet Yay. 1975)
Türkiye'nin Çıkmazları (1975)
Yeni Bir Dünya (Hikayeler) (Töre-Devlet-Yay-1976, Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Karahanlı Türkçesi ve Grameri (Türk Dil Kurumu yayınlan 1996)
Türk Dilinde Yapı Bakımından Fiiller (Kültür Bakanlığı Yay. 1992)
Millet ve Aydınlar (Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Edebiyat Tahlilleri (Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

MUSTAFA DENİZLİ

Mustafa Denizli Kasım 1949 da doğmuştur, forvet mevkiinde oynamış Türk eski milli futbolcu ve Beşiktaş teknik direktörü. Mustafa Denizli Süper ligde üç büyük takım Beşiktaş Fenerbahçe ve Galatasaray ı şampiyon yapan tek teknik direktördür. Aktif futbol hayatının büyük bölümünü Altay takımında sürdürüp Galatasaray da futbolculuktan teknik direktörlüğe transfer oldu. Milli Takım la büyük başarılar elde etti. Mustafa Denizli 10 Kasım 1949 da Çeşme İzmir de doğdu. Profesyonel anlamda futbol kariyerine 1965 yılında Altay takımında başladı. 17 yıl boyunca bu takımda oynadı. Denizli nin yeteneği ve Altay daki başarısı İzmir sınırlarının dışına taştı ve Denizli İstanbul kulüplerinden teklifler almaya başladı. Ancak İzmir den ayrılmamak için bu tekliflerin hepsini geri çevirdi. 1980 yılı Süper Ligi nde 12 golle gol kralı oldu. 33 kere Milli Takım forması giydi 2 gol attı.

Denizli aktif futbol hayatına son vermeden bir sene önce 1983 yılında Galatasaray a transfer oldu. Bir sene burada top koşturdu ve 1984 te takımın yardımcı teknik direktörlüğüne getirildi. 1989 da Galatasaray dan ayrılan Denizli teknik direktörlük kariyerine Almanya 2 lig takımı Alemannia Aechen ile devam etti. 1990 yılında bu takımı bırakıp Galatasaray daki görevine geri döndü ve 4 yıl boyunca aynı görevi yürüttü. Bu sırada sezonunda takımı Türkiye Kupası nı kazandı sezonunda Kupa Galipleri Kupası nda çeyrek final oynadı. 1994 yılında Galatasaray dan ayrılarak Kocaelispor un teknik direktörlüğüne getirilen Denizli bu takımı 2 yıl boyunca çalıştırdı. Bu süre zarfında Milli Takım Avrupa Futbol Şampiyonası nda çeyrek final oynayarak bir ilke imza attı. Takımın başına getirildiği yıl Fenarbahçe yi şampiyon yaptı ve takıma şampiyonluğu tattıran ilk Türk teknik direktör oldu. 2003 te Vestel Manisaspor u çalıştırmaya başladı. Daha sonra yine İran da Perspolis takımını çalıştırdı.

İlk eşi Jülyet Aruh tan Selin Denizli Çiğdem Kayalı ile birlikteliğinden ise 1991 doğumlu Lal adlı bir kızı var. Futbolcu Kariyeri 1949 yılında İzmir in Çeşme ilçesinde doğdu. İzmir de Altay kulübünde 18 sene aralıksız top oynamıştır. Türkiye Süper Ligi nin gelmiş geçmiş en iyi sol ayaklı futbolcularınan yılında 12 gol ile ligin en çok gol atan oyuncusu olmuştur. Altay da frikikten ve özellikle kornerden attığı gollerle büyük ün Büyük Mustafa olarak nam salmıştır. İstanbul kulüplerinin transfer tekliflerini İzmir den ayrılmamak için daima geri çevirdi 1983 te futbol hayatının son yıllarında fikir değiştirerek Galatasaray a transfer oldu. 33 kez Türk Milli Futbol Takımı nda oynamıştır. Kulüp Takımlarındaki Kariyeri Alman Jupp Derwall ın yanında 3 sene Galatasaray da yardımcı antrenörlük yaptı. Aynı sezon milli takımlar teknik direktörü olarak atanmıştır. Bir sezon sonra Türkiye ye geri dönmüş ve tekrar Galatasaray ın başına geçmiştir.

1994 ile 1996 yılları arasında Kocaelispor u çalıştırmıştır. Fenerbahçe 5 yıl aradan sonra sezonunda lig şampiyonu yapan ilk ve tek Türk teknik direktördür. 2 sene sonra Vestel Manisaspor a geçmiştir. 2004 yılında Denizli İran ın Pas takımını çalıştırmaya başlamıştır. 9 Ekim 2008 tarihinde Beşiktaş teknik direktörlüğüne getirilmiştir. Beşiktaş ta ki ilk kupası Türkiye Kupası olmuştur. 13 Mayıs 2009 tarihinde arasında oynanan maçta Beşiktaş ın Fenerbahçe yi yenmesiyle bu kupayı kazanmıştır. Aynı sezon Mustafa Denizli yönetimindeki Beşiktaş Süper ligin 34 haftasında Denizlispor u yenerek 13 Şampiyonluğunu ilan etmiştir. Bu süre zarfında 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası Finanllerinde Türk Milli takımına ülke tarihinde ilk kez çeyrek final oynatmıştır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

LEONİD BREJNEV

Leonid İliç Brejnev (Rusça Леонид Ильич Брежнев), 19 Aralık 1906'da Kamenskoye (Ukrayna) doğdu, 10 Kasım 1982 Moskova'da öldü, Sovyet devlet adamı.

1923 yılında Komsomol üyesi seçildi. Kursk Ziraat Enstitüsünü bitirdikten sonra, tarım üretimini teşkilatlandırıp, artırmak üzere 1927'de Urallar'da vazifelendirildi. 1931 senesinde komünist partisine girdi. Bir metalurji enstitüsünü bitirip Dynepralzerinjisk'te 2 sene mühendislik yaptı. 1938 senesinde partide sürekli kadroya alındı.

Prezidyum tarafından 1941'de albaylığa 1944'te tümgeneralliğe yükseltildi. 1942 yılında 4. Ukrayna cephesinin siyasi idaresini üstlendi.

1950 senesinde Moldovya Komünist Partisi'nde parti birinci sekreterliğine getirildi. 1952 senesinde Sovyetler Birliği Komünist Partisi merkez komitesine ve parti sekreteryasına girdi. Prezidyuma yedek üye seçildi. 1953'te partinin bu merkez organlarından uzaklaştırılarak Kazakistan'a sürüldü. 1956 yılında, eski görevlerine yeniden döndü. Merkez komitesi prezidyumu asıl üyesi oldu. 1960 yılında, Sovyet yüksek prezidyumu başkanı sıfatıyle devletin başına geçti. Bu görevi bıraktıktan sonra, 1964'te parti birinci sekreterliğine yükseldi. Yüksek Sovyet Prezidyumu başkanı olan Podgorni ile birlikte Sovyet Devletinin ortak yönetiminde yer aldı. SSCB anayasasını hazırlama çalışmalarını yönetti. 1966'da yapılan yirmi üçüncü Kongrede Leninci ilkelere bağlılığını ilan etti. 1976'da mareşal oldu. 1977 yılında Podgorni'nin yerine Yüksek Sovyet Prezidyumunun başına getirildi. Böylece bütün muhaliflerini tasfiye etti.

1968 senesindeki Çekoslavakya ayaklanmasını Varşova Paktı üyesi beş devletle bastırdı. (Brejnev Doktrini). ABD başkanı Nixon ile Salt-1 antlaşmasını imzaladı. Başkan Carter ile Salt II Antlaşmasını 1979 yılında sonuçlandırdı. Babrak Karmal önderliğindeki Afganistan Demokratik Halk Partisi'ne karşı silahlı direniş örgütleyen ABD müdahalesine karşı 1979 yılında Demokratik Afganistan Cumhuriyeti yönetimi tarafından Sovyetler Birliği'nden yardım talep edildi. Bunun üzerine Afganistan'a Sovyet askerleri girmiş ve uzun ve kanlı bir savaş yaşanmıştır. Kendisine karşı çıkan[kaynak belirtilmeli] Aleksandr Soljenitsin gibi kişileri vatandaşlıktan çıkartarak batıya sürmüştür.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

EMİN KALAFAT

Emin Kalafat; (d. 1902, Selanik, Osmanlı İmparatorluğu) - (ö. 10 Kasım 1984), Türk siyasetçi.

Siyasal Bilgiler okudu. Yabancı dil olarak Fransızca'yı seçti ve kısa bir zamanda siyasal yaşamında yükselişe geçti. IX, X, XI. Dönem Çanakkale Milletvekilliği yaptı. Gümrük ve Tekel Bakanlığı ile Devlet Bakanlığı görevinde bulundu. Başbakan Adnan Menderes’in başkanlığındaki bir heyetin üyesi olarak Kıbrıs konusunda görüşmelerde bulunmak üzere Londra’ya giderken düşen uçaktan yaralı olarak kurtuldu. 27 Mayıs Askeri Darbesi sonucu idam cezasına çarptırıldı. Ancak cezası infaz edilmeden, 1964'de afla serbest kalmıştır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

11 KASIM - TARİHTE BUGÜN

Olaylar
1914 - Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri'ne savaş ilan etti.
1918 - Almanya ile Müttefikler, I. Dünya Savaşı'nı bitiren anlaşmayı imzaladı.
1923 - Münih'te, "Birahane Darbesi" başarısızlığa uğrayan Adolf Hitler tutuklandı.
1938 - TBMM, İsmet İnönü'yü oybirliğiyle Cumhurbaşkanı seçti.
1975 - Angola Halk Cumhuriyeti kuruldu. Angola, Portekiz'in sömürgesiydi.
1987 - Van Gogh'un "İrisler" tablosu, New York'ta 51 milyon dolara satıldı.

Doğumlar
1821 - Dostoyevski, Rus yazar
1914 - Howard Fast, ABD'li yazar (ö. 2003)
1929 - Hans Magnus Enzensberger, Alman yazar
1944 - Kemal Sunal, Sinema ve tiyatro oyuncusu (ö. 2000)
1962 - Demi Moore, ABD'li sinema oyuncusu
1974 - Leonardo DiCaprio, ABD'li sinema oyuncusu

Ölümler
1944 - Münir Ertegün, Türkiye'nin Vaşington, DC Büyükelçisi
1987 - Mustafa Adil Özder, Türk folklor araştırmacısı, yazar ve şair
1990 - Sadi Irmak, Eski Başbakanlardan Profesör
2004 - Yaser Arafat, Filistin lideri , Paris yakınlarındaki bir askeri hastanede vefat etti. Arafat'ın cenazesi, 12 Kasım'da Kahire'de düzenlenen törenden sonra Ramallah'ta toprağa verildi.
2005 - Mustafa Akkad, Çağrı filmi yönetmeni
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

OSMANLI DEVLETİNİN İTİLAF DEVLETLERİNE SAVAŞ İLANI

Osmanlı Padişahı Halife sıfatıyla 11 Kasım 1914'te "Cihad-ı Ekber " ilan etti ve Fetva yayınladı. İngiltere, Fransa, Rusya İslam düşmanı, Almanya ise Halife'nin ve İslam'ın dostu olarak gösterildi. Sünniler için yayınlanan fetvanın yanı sıra Şiiler için yayınlanan Fetva da önemli yer tutar. 22 Ocak 1915 tarihli Tanin Gazetesi'nde de bir örneği bulunan bu Fetva'da "Sünni, İmami, Zeydi, Vahhaki, Havarız fırkaları (mezhepleri) " nin, kafirlerin İslam dünyasında saldırısına ve yağmasına karşı birleşmeleri isteniyordu.

Halifeyi manevi lider tanımayan İran, Şii olması nedeniyle Cihad ve Fetvalara önem vermedi. Ayrıca 1907 yılında Rusya ile İngiltere arasında paylaşılmış olduğu toplumsal yapısının sömürgecilerin çıkarlarına karşı koyacak durumda olmaması, dolayısıyla 1914 yılında İran siyasi ve askeri bir güç olmaktan çok, yalnız coğrafi bir görünümdeydi. Afganistan ise, 1914 yılında iç işlerinde serbest olmasına rağmen, dış işlerinde İngiltere'ye bağımlı idi.Afgan Emiri Hindistan Hükümeti'nden yılda 120.000 İngiliz Lirası ödenek almakta idi. Askeri gücü de yoktu. İngiltere ve Rusya arasında bulunan Afganistan'ın, Osmanlı Halifesi'nin cihad ve fetvalarına uyması olanaksızdı. Gerek Almanya'nın, gerekse Osmanlı yöneticilerinin Arap ve Hint Mülümanları'nı ayaklandırmak girişimlerine karşı, İngiltere aktif ve dengeli politika izliyordu. Hindistan İşleri Bakanı Lord Crove, Mezepotamya'daki İngiliz iktisadi ve stratejik çıkarları için yoğun bir çaba içerisindeydi. Daha 1914 Eylül'ünün başında Hindistan Hükümeti Askeri İşler Bakanı General Sir Edmond Barrow tarafından "Osmanlı Devleti savaşlarında Hindistan'ın Rolü " başlıklı bir rapor hazırlanmıştı. Bu raporda, psikolojik ortamın uygun olduğu belirtilerek, Basra Körfezi Bölgesi'nin derhal işgal edilmesi isteniyordu.Böylece Türkler hazırlıksız yakalanarak Araplar Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklanmaya kışkırtılacak, yöredeki petrol yatakları korunacaktı. Ancak bu rapordaki istekler İngilizlerin Çanakkale saldırısı dolayısıyla uygulanmadı. Lord Kitchner, Orta Doğu'da savunma politikası izlenmesinden yanaydı. Hatta başlangıçta Lord Curzon, Hindistan'da müslüman ayaklanmasından çekindiği için Mezopotamya'daki askeri harekat için karar veremiyordu. Fakat buna rağmen Osmanlı Devleti'nin henüz resmen savaşa girmediği, İngiltere ve Rusya ile anlaşma fırsatının bulunduğu bir sırada, 23 Ekim 1914'te İngilizler Şattülarab'ın ağzındaki Abadan Adası'nı işgal ve petrol kuyularını, depolarını, boru hattını korumak, Arapları ayaklandırmak ve ileride gönderilmesi olası İngiliz kuvvetlerine bir köprü başı hazırlamak ve gerekirse tüm Basra'yı işgal etmek için General Belemain'i görevlendirdiler. Osmanlı Devleti egemenliğinde olan Hicaz'da hüküm süren Haşimi Ailesi'nden Şerif Hüseyin'in oğlu aracılığıyla bir anlaşma ortamı hazırladılar. Daha yeni vefat eden Ürdün Kralı Hüseyin'in büyük babası ve eski Maveraün Ürdün Emiri olan Abdullah, Kahire'deki İngiliz Yüksek Komiseri Lord Kİtchener ile temasta bulundu. Kitcthener'in halefi Mac Mahon zamanında da süren bu ilişki sonunda 23 Ekim 1914'te antlaşma yapıldı. Bu antlaşmaya göre İngiltere, müttefiği Fransa'nın çıkarlarına zarar vermeden, Araplar'ın bağımsızlığını tanıyacak ve destekleyecekti. İskenderun, Mersin, Şam Arap toprağı sayılıyor ve Hüseyin'e "Büyük Arap Krallığı" tahtı vaad ediliyordu. Osmanlı Devleti daha savaşa girmeden, İngiltere Orta Doğu'da gerekli önlemleri alıyordu. Osmanlı Devleti'nin savaşa katılmasından kısa bir süre sonra 22 Kasım'da Basra'yı bu önlemlerin ilk adımı olarak işgal ettiler. İngiltere Arap Emirlikleri ile ilişkilerini savaş başladıktan sonra daha da yoğunlaştırdı. 3 Kasım 1914'te İngiltere, koruyuculuğu altında bağımsızlığını tanıdı. 18-19 Aralık'ta da Mısır üzerinde İngiliz koruyuculuğunun (protectorate) kurulduğunu ilan etti. Savaşın başından beri tarafsızlığını korumaya çalışan ve öyle görünen A.B.D. ise, yakından ilgilenmeye başladığı Orta Doğu'da İngiltere'nin tek başına egemen olmasını, Mısır üzerindeki koruyuculuğunu ve Mısır Hidivi'nin Sultan ünvanını kullanmasını kabul etmedi, fakat etkili de olamadı. İngiltere, 26 Ocak 1915'te İbn Suud ve 3 Kasım 1916'da da Katar Şeyhi ile anlaşarak tüm Arap Şeyhleri'ni kendine bağladı. Cihad ilanı emir ve şeyhler üzerinde örneğin başlangıçta Mekke Şerifi Hüseyin üzerinde biraz duraksama etkisi yaptıysa da İngiltere'nin politikası ve etkinliği sonucu onun yanında yer aldılar. Halife'nin cihad ilanının ve fetvalarının etkisiz kalışı İngiltere ve Fransa'ya, kendi sömürgelerinden gelen müslüman askerlerini güvenle kullanmak olanağı verdi. İngiltere'nin, çoğunluğu Hint müslümanlarından oluşan 941.000 kişiyi seferber ettiği ve bunların % 80'nin (756.000 kişi) Türk cephelerinde savaştığı gözönüne alınırsa, Halife'nin müslümanlar üzerinde dini etkisinin olmadığı açıkça görülür. Cihad ve fatvaların etkisiz kalmasının nedenlerini:

1. Müslüman toplulukların gerçekte kendi bağımsızlıklarını bile korumaya güçlerinin bulunmayışı
2. Müslüman topluluklar içinde Hilafet makamının bir kaç tane olduğunun kabul edilmesi
3. Bu makamın etkisinin bulunmaması
4. Emperyalist devletlerin, İslam Dini'ni iyi inceleyip, kendi çıkarlarına uygun olarak en akıllı şekilde kullanmaları
5. İslam toplumlarının yapılarının ve kültürel seviyelerinin ulusalcılık çağının gerisinde bulunuşu ve sömürgecilerin bunu iyi değerlendirmeleri
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İSMET İNÖNÜ

Mustafa İsmet, Malatya'da yerleşmiş eski bir Türk ailesi olan Kürümoğollarındandır. Büyük babasının adı Abdülfettah'dır. Mahkeme üyeliklerinde bulunmuş ve Harbiye Nezareti Muhakeme Dairesi Mümeyyizliğinden emekli Hacı Reşit beyin oğludur. 24 Eylül 1884 de İzmir'de doğmuştur. Evli ve üç çocuk babasıdır. Babasının görevi nedeniyle Sivas'ta ilk okula başlamış, 1892 de Askeri Rüştiye'ye girmiş, 1895 de okulu bitirmiş, Sivas Mülkiye İdadisinde (lise) öğrenimine devam etmiştir. 31 Temmuz 1897 de babasının İstanbul'a tayini nedeniyle 6. sınıfta ayrılmış, Halıcıoğlu'ndaki Harp okulunun lise kısmını kaydolmuştur. 1900 da Liseyi bitirmiş, 14 Şubat 1901 de Topçu Harbiye sınıfına girmiş 1 Eylül 1903 de okulu birincilikle bitirmiş ve Topçu Mülazımı Sanisi (Teğmen) olmuştur. Okuldaki başarısı nedeniyle Erkanı Harbiye (Kurmay) sınıfına ayrılmış ve burayı da birinci ile bitirerek altın Maarif madalyası almıştır. 1903 de Pangaltı'da bulunan Harp Akademisine girmiş ve 26 Eylül 1906 da sınıfının birincisi olarak Kurmay Yüzbaşı rütbesi ile mezun olmuştur.

2 Ekim 1906 da Kurmay Yüzbaşı olarak Edirne'de Ordu Merkezinde ilk görevine başlamış ve Sahra Topçu 8. Alay 3. Bölük Kumandanı olarak görevine devam etmiş, 7 Kasım 1908 de Kolağası rütbesine yükselmiş ve Edirne 2. Tümenin Kurmaylık görevine getirilmiştir.

26 Şubat 1910 da İmam Yahya'ya karşı Hükümet tarafından harekete geçirilen Yemen Mürettep Kuvvetlerinin Kurmaylığına atanmış ve Hudeyde'ye gelmiştir. İmam Yahya ile yapılan görüşmelere katılmış ve gösterdiği başarılar nedeniyle 26 Nisan 1912 de Binbaşılığa yükseltilmiştir. 25 Şubat 1913 tarihine kadar Yemen'de Genel Kuvvetlerin Kurmay Başkanlığı görevinde bulunmuştur.

Balkan harbinin çıkması üzerine İstanbul'a çağrılmış, 11 Nisan 1913 de Büyük Karargahı Umumi I. Şubesinde, 8 - 29 Eylül 1913 de Bulgar delegeleri ile İstanbul'da Barış görüşmeleri ile görevlendirilmiştir. 15 Aralık 1913 de Genel Kurmay 3. Şubesinde görevlendirilmiş, 2 Ağustos 1914 de ilan edilen genel seferberlik ile I. Ordunun Kurmaylığına atanmış, Osmanlı İmparatorluğunun 11 Kasım 1914 de savaşa katılmasından sonra 29 Kasım 1914 de Kaymakamlığa (Yarbaylığa) yükseltilmiştir. 1914 de Başkomutanlık Genel Karargahı I. Şube Müdürlüğüne atanmış, 16 Ağustos 1915 de Gümüş Harp Liyakat Madalyası kazanmış, Umumi Karargahta bir yıl bulunduktan sonra cephede görev istemiş, 2 Ekim 1915 de II. Ordunun Kurmay Başkanı olmuş ve 14 Aralık 1915 de Miralaylığa (Albaylığa) yükselmiştir. 30 Aralık 1916 da II. Orduya bağlı 4. Kolordu Kumandanlığına atanmıştır.

12 Aralık 1916 da Kafkas cephesindeki yararlıkları nedeniyle altın harp madalyası almış, 1 Mayıs 1917 de Filistin cephesindeki 20. ve 19 Haziran 1917 de 3. Kolordu Komutanlıklarına atanmış, 20 Eylül 1917 de 7. Orduya bağlı 3. Kolordu Kumandanı iken Atatürk'ün Başkomutanlığa verdiği önemli raporun hazırlanmasında rol oynamıştır. 1918 Sonbaharında Şeria vadisinde Kolordusu ile başarılar kazanmıştır.

Mondros mütarekesi görüşmeleri sırasında 24 Ekim 1918 de Harbiye Nezareti Müsteşarlığına getirilmiş, 22 Kasıma kadar bu görevde kaldıktan sonra, 29 Ocak 1919 da kurulan Mütareke Komisyonuna Askeri uzman olmuş ve Harbiye Nezaretinde bu amaçla kurulan Komisyona da Başkanlık yapmıştır. 4 Ağustos 1919 da Kolordu Komutanlığı yetkileri ile Askeri Şura üyeliğine ve Muamelatı Umumiye Müdürlüğüne atanmış ve 8 gün sonra bu görevinden alınmıştır.

8 Ocak 1920 de ilk defa Anadolu'ya geçmiştir. Davet üzerine İstanbul'a dönmüş, 16 Mart 1920 de İstanbul'un İşgali üzerine tekrar Anadolu'ya geçmiştir.

25 Nisan 1920 de seçilen geçici yürütme kurulunda Atatürk tarafından kendisine bir görev verilmiş ve 3 Mayıs 1920 de kurulan ilk İcra Vekilleri Heyetinde Genel Kurmay Başkanı olmuştur. İnönü; Edirne'yi seçerek Büyük Millet Meclisine Edirne Millet Vekili olarak girmiştir.

8 Kasım'da Garp Cephesi Komutanlığına (Genel Kurmay Başkanlığı görevi üzerinde kalmak üzere) atanmış, Çerkez Etem kuvvetlerini tasfiye etmiş, 10 Ocak 1921 de I. İnönü zaferini kazanmış ve Tuğgeneralliğe yükseltilmiş, 31 Mart 1 Nisan 1921 de II. İnönü kazanmıştır. 1921 de Fevzi Çakmak'ın Genel Kurmay Başkanlığına getirilmesi ile sadece cephe komutanlığı ile görevlendirilmiştir.

10 Kasım 1921 de Garp Cephesi Kuvvetleri, 2 Ordudan meydana gelmiş ve Ordular grubu halinde İsmet Paşanın Komutanlığına verilmiştir. 9 Eylül de kazanılan zafer üzerine rütbesi Ferikliğe (Korgeneralliğe) Yükseltilmiştir.

03-11 Ekim tarihleri arasında Mudanya'da Mütareke görüşmelerini sürdürmüş ve anlaşmayı imzalamıştır. 26 Ekim 1922 de Edirne Millet Vekili sıfatıyla Dışişleri Bakanı olmuş ve Lozan Konferansına heyet Başkanı olarak katılmıştır. I. Lozan Konferansı 4 Şubat 1923 de kesilmiş, II. Lozan Konferansı 23 Nisan 1923 de başlamış ve 24 Temmuz 1923 de Barış Anlaşması imzalanmıştır.14 Ağustos 1923 tarihinden 5 Mart 1924 tarihine kadar ikinci defa Malatya Milletvekili olarak Hariciye Vekili olmuş ve 30 Ekim 1923 de Türkiye Cumhuriyetinin ilk Başbakanı olmuştur. 20 Kasım 1924 de Başbakanlıktan çekilmiş ve 5 Mart 1925 de ikinci defa Başbakan olmuş ve 25 Ekim 1937 de istifa ederek ayrılmıştır. 1937 de kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır.

10 Kasım 1938 tarihinde Atatürk'ün vefatı üzerine 11 Kasım 1938 de Cumhurbaşkanı seçildi. 14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Partinin çoğunlukla iktidara geçmesi üzerine Cumhurbaşkanlığından çekildi ve o günden sonra muhalefet liderliği görevine başladı.(İnönü 3 Nisan 1939 - 8 Mart 1943 - 21 Temmuz 1946 seçimlerinde iki defa Cumhurbaşkanı seçilmiştir).

2 Mayıs 1954 de ve 27 Ekim 1957 seçimlerinde Malatya'dan Millet Vekili Seçilmiş, 20 Kasım 1961 de İnönü başkanlığında ilk Koalisyon Kabinesi kurulmuş ve bu kabinenin ömrü kısa olmuştur. 25 Haziran 1962 de ikinci bir Koalisyon Hükümeti kurmuştur. 25 Aralık 1963 de bağımsızlardan oluşan üçüncü Koalisyon Hükümeti kurulmuş ve bu koalisyon Şubat 1965'e kadar devam etmiştir. Ekim 1965 Seçimlerinde Adalet Partisinin çoğunlukla iktidara gelmesi üzerine ana muhalefet liderliğine devam etmiştir.

1931 de Atina'ya ve Budapeşte'ye 1932 de Moskova ve Roma'ya 1933 de Sofya'ya 1937 de Belgrat'a Paris'e ve Londra'ya ve 1963 de Kenedi'nin cenaze töreni için ve 1964 Haziran'ında Kıbrıs Sorunu için Amerika'ya gitmiştir. 25 Aralık 1973'te vefat etmiştir.

Kırmızı - yeşil İstiklal Madalyası vardır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

ANGOLA HALK CUMHURİYETİ

Angola Halk Cumhuriyeti 1975 yılından 1992 yılına kadar bugünkü Angola Cumhuriyeti sınırları içerisinde kurulan devlet.

Afrika kıtasında doğusunda Portekiz kolonisi olan bölgenin 11 Kasım 1975 tarihinde bağımsızlığına kavuşması ile kurulan Angola Halk Cumhuriyeti, mevcudiyetini 1992 yılına kadar sürdürmüştür. Marksist bir ideoloji ile yönetilen ülke bu nedenle özellikle Mozambik Halk Cumhuriyeti, Doğu Almanya ve Sovyetler Birliği gibi o dönemin doğu blok komünist ülkeleri ile iyi ilişkiler içerisinde olmuştur.

Ülkenin bağımsızlığına kavuşması neticesinde ülke bağımsızlığı için silahlı mücadeleyi gerçekleştiren komünist bir ideolojiye sahip MPLA üyelerinden oluşturulan ilk hükumet ülkeye doğu blok ülkelerindeki örneklerden yola çıkarak Angola Halk Cumhuriyeti adını vermiş ve MPLA'yı tek yasal parti olarak ilan etmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak daha demokratik bir yapıya sahip FNLA ve UNITA partileri Huambo'da Angola Cumhuriyeti 'nin ilanını yaparak karşı bir hükumet kurmuşlardır. Yaşanan bu gelişmenin ardından MPLA ile FNLA ve UNITA arasında iç savaş yaşanmış, bu savaşa başta Güney Afrika ve Küba olmak üzere dış ülkelerde ideolojilerine göre taraf olmuşlardır. Güney Afrika'nın desteği ile ilerleyen FNLA ve UNITA, başkent Luanda'yı ele geçirmek üzere girişimlerde bulunsa da, bu girişim MPLA destekçisi Küba tarafından engellenmiş, bu olay sonrasında her iki örgütte ağır darbe alarak ayrılmış, FNLA Zaire'ye çekilmiş ve tamamen yok olmaya yakın bir konuma gelmiş, UNITA ise tek başına özellikle Güney Afrika'nın maddi ve askeri güç desteği ile mücadelesine devam etmeye çalışmıştır. Güney Afrika birliklerinin Angola'nın güney bölgelerinden gerçekleştirmeye çalıştığı sızıntılar ve müdahaleler Küba askeri birlikleri tarafından engellenerek ağır kayıplara neden olmuş, bu yaşanan olayların Güney Afrika'ya olumsuz etkileri olmuş, hakimiyeti altında tuttuğu Güneybatı Afrika'nın (günümüzde Namibya) 1990 yılında bağımsızlığını kabul etmek durumunda kalmış ve ilerleyen süreçte de Apartheid politikalarından vazgeçmek durumunda kalmıştır.

1991 yılında iç savaşın tarafları olan MPLA ve UNITA anlaşarak, iç savaşa son verdiklerini ilan etmişlerdir. Bu anlaşma gereği MPLA komünist ideolojiden vazgeçtiğini beyan etmiş ve çok partili siyasi sisteme geçileğini bildirmiştir. Yapılan anlaşma gereği ülkenin ismi de 1992 yılında bugünde mevcudiyetini sürdüren Angola Cumhuriyeti yapılarak Angola Halk Cumhuriyeti'ne son verilmiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön