***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
wonka
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1083
Kayıt: 15 Oca 2011 10:10
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos
Lonca: Kara Deniz Yıldızları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen wonka »

Art niyetli değilim olmam için de bir sebep yok dediğiniz gibi tılsım sunucusunda değilim tesadüfen denk geldim :) Kaplıkaya'dayım bende iyi forumlar..
WONKA
WANCHOPE
GINSENG
yasamakoldurur
Sahaf Yardımcısı
Sahaf Yardımcısı
Mesajlar: 142
Kayıt: 29 Nis 2014 11:26
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen yasamakoldurur »

[
wonka yazdı:Selamlar olsun tılsıma ve börteçine loncası neferlerine şöyle bir göz gezdirirken uğradım da burda iyi post kasmışsınız :mrgreen:
wonka yazdı:
Tamam
Post kasanın kim olduğu ortada adam satırlarca yazı yazmış resim eklemiş onun altına postmu kasıyorsun diye yazıyorsun hiçmi utanman yok be arkadaşım emegedemi saygın yok senin.Ayrıca post kasınca ne oluyormuşki bir halta yaradıgı var sankide
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

Selamun aleyküm;

Arkadaşlar kıymetli yorumlarınız/eleştirileriniz için teşekkürler. Bu uygulamayı 2 sene önce de devam ettiriyordum. Niyetimiz zinhar ileti kasmak değil. Sadece forumda gezinen kullanıcılara hem öğretici hemde dinlendirici bir kaç dakikalık keyif sunmak. Sayfamızı ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederiz, sevgilerimle.
Resim
Kullanıcı avatarı
wonka
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1083
Kayıt: 15 Oca 2011 10:10
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos
Lonca: Kara Deniz Yıldızları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen wonka »

yasamakoldurur yazdı:[
wonka yazdı:Selamlar olsun tılsıma ve börteçine loncası neferlerine şöyle bir göz gezdirirken uğradım da burda iyi post kasmışsınız :mrgreen:
wonka yazdı:
Tamam
Post kasanın kim olduğu ortada adam satırlarca yazı yazmış resim eklemiş onun altına postmu kasıyorsun diye yazıyorsun hiçmi utanman yok be arkadaşım emegedemi saygın yok senin.Ayrıca post kasınca ne oluyormuşki bir halta yaradıgı var sankide
Üsttede açıkladığım gibi ciddi bir durum söz konusu değil kendi ağzınla demişsin post bir işe yaramıyor öyle bir anlatmışsın ki sanki burda adamlara illegal bir iş yapıyormuş yaftası yapıştırmışız ama şunu söyliyim ben o yazıyı okudum ama bence sen okumadın üslubun ve seviyenden bu belli oluyor sadece sorun çıkarmak isteyen bir kişisin.. kişisel tartışmaya dönmesin sorunun neyse özelime yaz hele arkadaşların konuyada zarar gelmesin iyi forumlar tekrardan..
En son wonka tarafından 06 Tem 2014 06:12 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
WONKA
WANCHOPE
GINSENG
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

Resim
Kısa Bir Mola

  • Bugünkü paylaşımlarımız:
  • 06.07.2014 Tarihte Bugün
  • Günün Müziği; Barış Manço - Gül Bebeğim (1995, "Müsaadenizle Çocuklar" albümü.)
  • Günün Hikayesi; Vermeyince Mabud, Neylesin Mahmud !... - Serdar Tuncer, Satır Arası Hikayeler
  • Günün Şiiri; Mehmet Akif ERSOY - Müslümanlık Nerede? (1/2)
  • Günün Atasözü;Tüy güzelliği hamamdan eve, huy güzelliği Urum’dan Şam’a.
Resim
Tarihte Bugün

  • "Utopia"nın yazarı, İngiliz devlet adamı Sir Thomas More öldü. Yazar kral 8. Henry'yi İngiltere kilisesinin başı olarak kabul etmediği için idam edildi. (1535)

  • Fransız bilimci Lois Pasteur (Lui Pastör)'ün bulduğu kuduz aşısı ilk kez insana uygulandı. (1885)

  • Kısa hikaye yazarı, Fransız yazar Guy de Maupassant öldü. (1893)

  • Dr. Safiye Ali Hanım başkanlığında bir heyet Uluslararası Kadınlar Kongresi'ne katılmak üzere Londra'ya gitti. (1924)

  • Danıştay göreve başladı. (1927)

  • Tibetin dini önderi, Nobel Barış Ödülü sahibi Dalay Lama (Tenzin Gyatso) doğdu. (1935)

  • Müttefik kuvvetler Almanları Mısır'da El-Alameyn'de durdurdu. Fas ve Cezayir'e İngiliz çıkarması yapıldı. Almanya Kuzey Afrika'dan çekilmeye başladı. (1942)

  • Edirne depreminde ağır hasar gören tarihi Edirne Saat Kulesi yıkıldı. (1953)

  • Hükümet, İstanbul Gazeteciler Sendikası'nı bir süre için kapattı. (1957)

  • Nobel Edebiyat ödülü sahibi Amerikalı romancı William Faulkner öldü. (1960)

  • Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu Meclis'de kabul edildi. (1965)

  • Öğretmenler Kurultayı'nda temel eğitimin sekiz yıl olması istendi. (1968)

  • "İnce Memed" romanının senaryosu sansüre takıldı. Romanın yazarı Yaşar Kemal 6 Temmuz 1969'da, " sansür Anayasa'ya aykırıdır" dedi. (1969)

  • Amerikalı siyah caz trompetçi Lois Armstrong öldü. (1971)

  • Sıkıyönetim yüzünden İstanbul'daki demiryolu işçileri grevini erteledi. (1971)

  • Savcılık Bülent Ecevit hakkında soruşturma açtı, Nihal Atsız ırkçılık yaptığı iddiasıyla 15 aya mahkum oldu. (1972)

  • Kısa adı Töb-Der olan Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği Giresun bölge avukatı Alaattin Aydemir öldürüldü. (1979)

  • Savcılık Milliyetçi Hareket Partisi hakkında 6 Temmuz 1979'da soruşturma başlattı. (1979)

  • Çorum'da Mayıs sonunda başlayan olaylar Temmuz'un ilk haftasında iyice tırmandı. Gerilim, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın öldürülmesiyle başlamıştı. Sağ görüşlüler Alevi ve sol görüşlülerin oturduğu mahallelere saldırdılar. 29 Mayıs-6 Temmuz arasında aralıklarla devam eden olaylarda 48 kişi öldü. (1980)

  • Magazin ve Aktüel Haberler Ajansı (MAK AJANS) kuruldu. (1981)

  • Bülent Ecevit, demeçleri nedeniyle 2 ay 27 gün hapse mahkum oldu. (1982)

  • İllüzyonist Zati Sungur öldü. (1984)

  • 7 yıldır süren Devrimci Sol davasında savcı 180 sanık için idam cezası istedi. (1988)

  • Asil Nadir Günaydın gazetesi ile sekiz günlük ve bir haftalık dergi çıkaran Veb Ofset yayın grubunu satın aldı. (1988)

  • Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Lale Aytaman Muğla valiliğine atandı. Aytaman, ilk kadın vali oldu.

  • Midyat Cumhuriyet Savcılığı, 20 Nisan'da 8 kişinin ölümü, 9 kişinin de yaralanmasına yol açan olayın köy korucularınca yapıldığını belirledi. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne göre fail PKK idi. (1991)

  • Gazeteci Teoman Erel öldü. (1992)

  • Ankara Valiliği, Büyükşehir Belediye Meclisi'nin şehrin simgesi Hitit Güneşi'ni "cami" ile değiştirme kararını reddetti. (1995)

  • Yazar Aziz Nesin öldü. Eserleri 20'den fazla yabancı dile çevrilmiş, pek çok uluslar arası edebiyat ödülü sahibi Nesin, 1972'de Nesin Vakfı'nı kurmuştu. Vakıf yurduna her yıl dört kimsesiz ve yoksul çocuk alınıyor. Çocuklar okutuluyor, meslek edinmelerine yardımcı olunuyor. (1995)

  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde gazeteci yazar Kutlu Adalı öldürüldü. (1996)

  • Devlet bahçeli Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı seçildi. Kongrede; Bahçeli 697, Tuğrul Türkeş 487 oy aldılar. (1997)
Resim
Günün Müziği


[youtube]http://youtu.be/Pkx860josEs[/youtube]


Resim
Günün Hikayesi


Üsküdar’dayız yine. Bir ramazan günüdür. Sultan Mahmud bu kez halkın kendisini tanıyamayacağı bir kıyafetle dolaşmaktadır. Bir ayakkabıcı dükkanından gelen ses dikkatini çeker padişahın. İhtiyar bir adam elindeki çekici boş örse vururken şöyle mırıldanmaktadır.

- Tıkandı da tıkandı, tıkandı da tıkandı…

Sultan Mahmud selam verip içeri girer:

- Hayrola baba, nedir tıkanan?

İhtiyar elindeki çekici boş örse vurmaya devam ederek:

- Sorma be evlat, der, tıkandı da tıkandı. Kırış kırış alnı, bembeyaz sakalıyla nur yüzlü bir ihtiyardır bu. Bundan iki-üç sene önceydi evlat, bir rüya gördüm. Çok büyük bir şadırvan vardı. Her tarafında irili-ufaklı çeşmeler… kiminden oluk oluk su akıyor, kiminden damla damla, kiminden iplik gibi. Nedir bu, diye sordum. Nasip çeşmesi, dediler. Oluk oluk akan padişahın nasibiymiş. Diğeri filan sadrazamın, öteki bilmem kimin… Gözüm bir çeşmeye takıldı o sıra. Arada bir tek-tük damlalar düşen bir çeşmeydi bu. Bu kimin, dedim. Senin çeşmen dediler.

İhtiyarı dinliyor görünse de, gülmesini zor tutuyordu padişah:

- Eee?..

- Oradan bir odun parçası buldum, çeşmenin ağzını açmak için zorlarken, odun kırılıp iyice tıkamasın mı çeşmeyi!.. Damla düşmez oldu. O günden beri böyleyim işte evlat.

Elindeki çekici örse vurmaya devam etti ihtiyar adam:

- Tıkandı da tıkandı…

Padişah sevmiştir bu tuhaf ihtiyarı. Saraya döndüğünde bir hindi dolması hazırlatır. İçinde çil çil altınlar olan bir hindi dolması. Dükkanı tarif edip hindiyi gönderir, neticeyi beklemeye başlar.

Tıkandı baba sevinir hediyeyi görünce. Nihayet nasibim açıldı der. İftara az bir zaman kala bu hindiyle bir iftar etmektense bunu satar, üç günlük yiyecek alırım diye düşünür. Hindiyi üç-beş akçeye satar.

Hadiseyi duyan Sultan Mahmud, gülmeye başlar, adamlarına yeni bir emir verir.

- Hemen bir tepsi baklava hazırlayın, her dilimin altına bir altın koyup götürün ihtiyara…

Tıkandı Baba, hindiyi sattığı komşusuna baklavayı da birkaç akçeye satar. Mutludur artık, nihayet nasibi açılmıştır işte. Padişah ise ihtiyarın saflığına kızmaya başlar:

- Getirin bana o ihtiyarı!

Tıkandı Baba Padişah’ın huzuruna getirilir. Olanı-biteni bir bir anlatır padişah. İhtiyar adam çok üzülür. Ellerini dizlerine vurarak dövünmeye başlar:

- Tıkandı da tıkandı, tıkandı da tıkandı…

Onun bu halini gören Sultan Mahmud bir kez daha merhamete gelir. Vezirine işaret verir. Hazine dairesinden bir altın sandığı, bir de kürek getirilir. İhtiyar küreği sandığa daldırıp çıkartacak, küreğin içindeki altınlar onun olacaktır.

Tıkandı Baba sevinir. Padişah’a dualar ederek heyecanla sandığa daldırır küreği. Sandıktan çıkardığında ise oracığa yığılır, bayılıverir. Zira heyecandan küreği ters daldırmıştır Tıkandı Baba. Ve küreğin sırtında tek bir altın vardır!

Sultan Mahmud nasipsizliğin deyimi olarak kalacak olan sözünü orada söyler işte.

- Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud !…


Resim
Günün Şiiri


Müslümanlık nerede, bizden geçmiş insanlık bile...
Alem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile
*!
Kaç hakiki Müslüman gördümse: Hep makberdedir
*;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!

İstemem dursun o payansız
* mefahir* bir yana...
Gösterin ecdada
* az çok benzeyen bir kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar!
Çok değil ancak! Necip
* evlada layık tek şiar*.

Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insâfınız:
Böyle kansız mıydı – Hâşâ – kahraman eslâfınız
* ?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdâsına?
Benzeyip şîrâzesiz
* bir mushafın* eczâsına*,

Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet târumâr
*?
Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar
*?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi, bî-pervâ
*, yemek insan leşi?

Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan!
Hey sıkılmaz! Ağlamazsan, bâri gülmekten utan!...
“His” denen devletlüden olsaydı halkın behresi
*:
Pâyitahtından
* bugün taşmazdı sarhoş nâ’rası![/center][/b]

Üstad Mehmet Akif, günümüze nispeten ağır bir dil kullandığı için şiirde geçen eksi Türkçe kelimeler için şahsım tarafından şiirin altına küçük bir sözlük eklenmiştir. Ayrıca dilin ağır olması sebebiyle okuyucuları bunaltmamak adına 10 dörtlükten oluşan şiir iki parçaya bölünerek 2 güne yayılmak suretiyle yayınlanacaktır. Sevgi ve saygılarımla.
İhsan YEDİER

*Nafile: Boşuna.
*Makber: Kabir, mezar.
*Payansız: Bitmeyen, tükenmeyen.
*Mefahir: İftihar eden, övünen.
**Ecdat: Ata, soy, cet.
**Necip: Soylu, asil.
**Şi'ar: İz, alamet.
**Eslaf: Selef kelimesinin çoğul halidir, selefler demektir. Selef: Bir görevde, bir makamda kendinden önce bulunmuş olan kimse manasına gelmektedir.
**Şiraze: Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ve yaprakları düzenli tutan, ibrişimden örülmüş ince şerit.
**Mushaf: Kitap.
**Ecza: Parça.
**Tarumar: Darmadağın.
**Rahnedar: Yaralı.
**Bi-perva: Pervasızca, hiç çekinmeden.
**Behre: Nasib.
**Payitaht: Başkent.


Resim
Günün Atasözü


Tüy güzelliği hamamdan eve, huy güzelliği Urum’dan Şam’a.

Yüzü güzel olanı, ancak çevresindekiler görür, beğenir. Erdemli kişiyi ise uzak ülke insanları bile hayranlıkla anarlar.
Resim
yasamakoldurur
Sahaf Yardımcısı
Sahaf Yardımcısı
Mesajlar: 142
Kayıt: 29 Nis 2014 11:26
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen yasamakoldurur »

wonka yazdı:
yasamakoldurur yazdı:[
wonka yazdı:Selamlar olsun tılsıma ve börteçine loncası neferlerine şöyle bir göz gezdirirken uğradım da burda iyi post kasmışsınız :mrgreen:
wonka yazdı:
Tamam
Post kasanın kim olduğu ortada adam satırlarca yazı yazmış resim eklemiş onun altına postmu kasıyorsun diye yazıyorsun hiçmi utanman yok be arkadaşım emegedemi saygın yok senin.Ayrıca post kasınca ne oluyormuşki bir halta yaradıgı var sankide
Üsttede açıkladığım gibi ciddi bir durum söz konusu değil kendi ağzınla demişsin post bir işe yaramıyor öyle bir anlatmışsın ki sanki burda adamlara illegal bir iş yapıyormuş yaftası yapıştırmışız ama şunu söyliyim ben o yazıyı okudum ama bence sen okumadın üslubun ve seviyenden bu belli oluyor sadece sorun çıkarmak isteyen bir kişisin.. kişisel tartışmaya dönmesin sorunun neyse özelime yaz hele arkadaşların konuyada zarar gelmesin iyi forumlar tekrardan..
Bende sana soracaktım aynı soruyu sayın değerli keko olan arkadaşım gelip açtığım konuyu 2 dir sabote ediyorsunuz hayır benle bir derdinmi vardıda konularımı saptırıyorsunuz burda amacım sen benim konuya /Tamam/ yazarak geçiştiriyorsun bu adamlar satırlarca yazılar yazıyor post kasmış oluyor sen tek kelime atarak post kasmış olmuyormu daha kendinize yetecek beyniniz yok millete akıl satmayın bu konuya son iletimdir bunu buraya yazayım dedimki senin ne mal oldugunu görsün arkadaşlar konuyu saptırmak gibi amacım yoktur konu sahibi arkadaşlarımın bilgisine...
Kullanıcı avatarı
BilgeTonyukuk
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 808
Kayıt: 22 Kas 2010 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen BilgeTonyukuk »

"wonka" ve "yasamakoldurur" adlı oyuncular. Burası sizin tartışma platformunuz değil burası loncamızın sosyal iletişim sayfasıdır. Lütfen tartışmalarınızı başka alanlardan devam ettirin. Konu sahibi tarafından iletileriniz rapor edilmiş ve silinmesi talep edilmiştir. Daha fazla uzatıp bizleri yormamanız dileğiyle, iyi forumlar !
Resim
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

ÜLKELER; VENEZUELLA

Venezuela, Güney Amerika'da yer alan bir ülkedir. Resmi adı İspanyolca República Bolivariana de Venezuela olup Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti anlamına gelir. Kuzeyinde Karayip Denizi, doğusunda Guyana, güneyinde Brezilya ve batısında Kolombiya ile çevrilidir. Venezuela açıklarında Küçük Antiller adaları olan Aruba, Kurasao, Bonaire (son ikisi Hollanda Antilleri'ne bağlı) ile Trinidad ve Tobago ada devletçikleri bulunur.

Venezuela'nın yakın tarihinde 19. yüzyılın tümü ile 20. yüzyıl başları siyasal çalkantılar, diktatörlükler ve devrimlerle doludur. Siyasi yaşama baktığımızda 1948'de Acción Democratica (Demokrasi Hareketi) partisinin lideri Rómulo Gallego’nun iktidarına son veren Marcos Pérez Jiménez’ün diktatörlüğü 10 yıl sürmüştür. Daha sonra 1958’de uzun yıllar egemen olacak sistemin başlangıcı sayılan Punto Fijo anlaşması büyük politik partiler arasında imzalandı. Aralık 1958’deki seçimleri Rómulo Betancourt kazanmıştır. Bu tarihten sonra iktidarın merkez sol parti Acción Democratica (AD) ve sosyal-Hristiyan eğilimli parti COPEI arasında gidip geldiği bir süreç görülür. Punto Fijo sürecinin o dönem diğer Latin Amerika ülkelerine demokrasiye geçişin nasıl olması gerektiğine dair önemli bir model olarak gösterildiğini belirtmektedir
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Necip Fazıl KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK
26 Mayıs 1905’te İstanbul’da doğdu. 25 Mayıs 1983’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Çocukluğu büyükbabasının Çemberlitaş’taki konağında geçti. Bahriye Mektebi’nde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördü. Felsefe Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bırakarak 1924′te Paris’e gitti. Bu kez Sarbonne Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almaya başladı. 1925′te öğrenimini tekrar yarıda bırakıp yurda döndü. 1926-1939 arasında İstanbul’da çeşitli bankalarda çalıştı. 1939-1943 arasında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı, İstanbul Güzel Sanatlar Akadamesi’nde dersler verdi. Yazarlık, yayıncılık yaptı. İlk şiirleri 1922′de “Yeni Mecmua”da yayınlandı. Milli Mecmua, Hayat ve Varlık dergilerinde yayınlanan şiirleriyle tanındı. 14 Mayıs 1929- Ağustos 1936 arasında 17 sayı Ağaç dergisini yayınladı. 1943-1971 arasında “Büyük Doğu” dergisini çıkardı. Son Posta ve Yeni İstanbul gazetelerinde yazarlık yaptı. “Sabırtaşı” (1940) oyunuyla 1947 CHP Piyes Yarışması’nda birincilik kazandı. 1928′de basılan “Kaldırımlar” adlı şiir kitabı büyük ilgi gördü. Bu kitabın ardından uzun süre “Kaldırımlar Şairi” olarak anıldı. 1930’lardan sonra özgün şiirden koptu. Mistisizmi İslami değerlere bağlayan, dinsel ve toplumsal bir kavga sanatına yöneldi. “Sonsuzluk Kervanı” isimli şiir kitabını uzunca bir aradan sonra 1955′te yayınladı. Şiiri, üstün bir algılama sorunu ve mutlak gerçeği, yani Allah’ı arama yolunda sonsuz bir uğraş olarak gördü. Sağlam bir dil yapısına ve tirajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işledi. Türk şiirinde bir gizem rüzgarı estirdi, Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Cahit Sıtkı Tarancı’nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili oldu. Garip akımının ortaya çıkışıyla şiirden uzaklaştı. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi. Anı,makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele aldı.

Necip Fazıl KısakürekESERLERİ

ŞİİR:
Örümcek Ağı (1925)
Kaldırımlar (1928)
Ben ve Ötesi (1932)
Sonsuzluk Kervanı (1955)
Çile (1962)
Şiirlerim (1969)

ÖYKÜ VE ROMAN:
Ruh Burkuntularından Hikayeler (1965)
Aynadaki Yalan (1980)
Kafa Kağıdı (1984)

OYUNLAR:
Tohum (1935)
Bir Adam Yaratmak (1938)
Künye (1940)
Para (1942)
Namı Diğer Parmaksız Salih (1949)
Reis Bey (1964)
Abdülhamit Han (1969)

MONOGRAFİ-MAKALE-FIKRA-ANI:
Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil (1933)
Namık Kemal (1940)
Çerçeve (1940)
Son Devrin Din Mazlumları (1969)
Hitabe (1975)
İhtilal (1975)
Yılanlı Kuyudan (1970)
Hac (1973)
Babıali (1975)
İman ve İslam Atlası (1981

ÖDÜLLERİ:
1947 CHP Piyes Yarışması birinciliği Sabırtaşı ile
1980 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü
1981 Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı İman ve İslam Atlası ile
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Zati SUNGUR

1916 yılında Gedikli Çarkçı Mektebi'ni bitirdi. Denizaltı eğitimi için Almanya'ya gönderildi. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'da illüzyonla ilgilenmeye başladı. 1922 yılında Latin Amerika'ya gitti ve orada çeşitli gösteriler düzenledi. Önceleri Kont Sati von Richmond takma adıyla sonraları Zati Bey adıyla sahne aldı. 1936'da Türkiye'ye döndükten sonra Anadolu'nun çeşitli yerlerini gezdi. 1938 yılında sahne asistanı Necla Hanım'la evlendi. 1966'da aktif sahne çalışmalarına son verdi.

Zati Sungur kendisini ve sanatını geliştiren bir sanatçıydı. Çekoslovakya'nın Karlovy Vary şehrinde düzenlenen uluslararası bir illüzyon yarışmasında birinci seçildi ve 1981 yılında da aynı kentte düzenlenen Uluslararası İllüzyonistler Kongresi'nde kendisine "Sihirbazlar Kralı" ünvanı verildi.


Yaşam Öyküsü ( www.zatisungur.org sitesinden alınmıştır.

10 Mart 1898 tarihinde Bursa'da doğan Zati Sungur'un sihirbazlık sanatına merakı ilkokul yıllarında başlar; küçük sihirbazlık oyunları öğrenip okulda arkadaşlarına sunar, ancak sonraki yıllarda, giriş sınavını birincilikle kazandığı deniz astsubay okuluna başlayana kadar geçen sürede sihirbazlıkla pek ilgilenmez, orada ise tekrar küçük manipülasyon oyunları yapmaya başlar. İstanbul'daki Deniz Gedikli Okulu'nun Makine Bölümü'nde okurken, I. Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında, denizaltı stajı için Almanya'ya gönderilir.

Savaştan sonra Almanya'nın Türkiye ile bağlantısı kesilince orada kalır, önce ortopedi atölyelerinde sonra da Köln'deki Humboldt makina fabrikasında çalışır, bu arada sihirbazlığa olan ilgisi artmıştır, sürekli bu konuda kitaplar okumaya, başka sanatçıları izlemeye ve gösteriler yapmaya başlar. Bir süre sonra profesyonel bir illüzyonist olarak çalışmaya başlar, 1920'de Berlin WinterGarten'deki gösterisi ile büyük üne kavuşur. Bir grup sanatçıyla birlikte turneye çıkar; Fransa, İtalya, İspanya, Kuzey Amerika ve sonra da 1922 yılında Güney Amerika'ya gider. Orada kendi kadrosunu oluşturup, iki saat süren gösterisi, yaklaşık 10-12 yardımcısı ve iki kamyonu dolduracak miktarda zengin malzeme ile Güney Amerika'nın değişik ülkelerinde, Şili, Paraguay, Brezilya ve Arjantin'de sahneye çıkar. Önce Kont Sati Von Richmond sonra da Zati Bey adı ile büyük ün kazanır. 1924 yılından itibaren geliştirmeye başladığı "İnce Model Kız Kesme" oyununa son şeklini 1930'da verir; bu, sihirbazlık sanatına dünya çapındaki bir katkısı olacaktır.

7 Mayıs 1936 tarihinde Türkiye'ye döner, ülkesindeki ilk gösterilerini Fransız Tiyatrosunda (Ses Tiyatrosu) gerçekleştirir, ünü hemen yayılır, bir gece Atatürk ve maiyeti için de gösteri yapar; çok övgü alır, ayrıca ömür boyu belediye rüsumu muafiyeti hakkıyla da ödüllendirilir. Zati Sungur hem Anadolu'da, hem Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde, hem de Kıbrıs ve Ortadoğu'da turnelere çıkar. 1938 yılında, sahnede asistanlığını yapan Necla Hanım'la evlenir, bu evlilikten iki kız çocuk sahibi olur. 1966 yılında, Dormen Tiyatrosundaki gösterilerinin ardından aktif sahne yaşamına son verir. Kurduğu Universal Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Stüdyosu'nda ürettiği sihirbazlık araçlarını halkının kullanımına arz eder ve bu stüdyoyu da Doğu Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük illüzyon imalat ve dağıtım merkezi haline getirir. Stüdyosunun sihirbazlık araçlarını tanıtan zengin içerikli Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Kataloğu'ndan başka Salon Oyun ve Eğlenceleri adında bir "yakın sihirbazlık" kitabını da yayımlar.

1975 yılında, Avrupa'nın en saygın illüzyon kongrelerinden biri olan Karlovy Vary İllüzyonistler Kongresi'nde (Çekoslovakya), geliştirmiş olduğu "Sihirli Zarlar" oyununu sunar ve büyük ödüle hak kazanır. 1981 yılında da yine Karlovy Vary İllüzyonistler Kongresi'nde "Sihirbazlar Kralı" ünvanına layık görülür.

Sanatı ve kişiliği ile Türk halkının çok sevip saydığı ve 6 Temmuz 1984 gecesinde aramızdan ebediyen ayrılan Zati Sungur'un vefatından sonra Türk illüzyon sanatçıları hocalarının boşluğunu doldurabilmek için birçok çalışmalar yapmışlar ve 1998 yılından başlayarak bu çabalarının ulusal ve uluslararası alanda olumlu karşılığını görmeye başlamışlardır. Üstat Zati Sungur'un yetiştirdiği en ünlü talebesi olan Sermet Erkin ise sahne hayatında hocasının ekolünü sürdürmüş, zarif kişiliği kadar yeteneği ve engin bilgisi ile de onyıllar boyunca ülkemizde "Zati Sungur Ekolü"nü başarıyla temsil etmiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla

“Lonca İletişim” sayfasına dön