755. sayfa (Toplam 899 sayfa)

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 00:17
gönderen Yasakask
MEZUNİYET KONUŞMAM


Sayın Rektörüm, değerli öğretim üyelerim, fedakâr ailelerimiz, değerli konuklar ve mezun olacak sevgili arkadaşlarım;
Bu güzel ve anlam yüklü törenimize hepiniz hoş geldiniz, onur verdiniz.
...
Yerin yedi kat altından, alın teriyle çıkarılmış her bir kömür…
Çizmemi çıkarayım, sedye kirlenmesin diyerek yürekleri dağlayan kardeşimiz…
Şehit olan 301 canımız…

Uygarlığın göstergesi
Ne ekonomimiz, ne de yollarımız…
İşte... İnsanımıza verdiğimiz değerdir bizim uygarlık seviyemiz.

Millet olarak büyük acı bir tablo ile karşı karşıyayız. Soma’da yaşananlar, millet olarak hepimizi derinden etkilemiştir. Soma’nın feryadı tüm Türkiye’de yankılanmıştır.
Bu bir faciadır. Facialar da asla kadere havale edilemez. En acımasız üretim süreçlerinde çalışmak zorunda bırakılan maden işçilerimiz, başından beri ölüme terk edilmişlerdir.
Bu tablonun sorumluları kimlerse mutlaka bağımsız olduğunu düşündüğümüz mahkemelerimizde yargılanmalıdır.
Hepimizi derinden üzen ve mateme boğan bu faciada hayatlarını kaybeden işçilerimize Allah’tan rahmet; kederli ailelerine ve Türk milletine başsağlığı ve sabır; yaralı işçilerimize de acil şifalar diliyorum.
...
Öncelikle ulusça geleceğimizin aydınlık yüzü olacak bizleri yetiştiren değerli öğretmenlerimize en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.
Ümidini asla kaybetmemiş birisi olarak, Atatürk Türkiye’sinin parlak geleceğine inancım tamdır. Bunu bana söyleten nedenlerden birisi de siz fedakârca didinen ailelerimizdir. Ülkemizin zor eğitim koşullarına göğüs geren ailelerimizi, bizleri bu günlere getirmede verdiğiniz koşulsuz destek için sizleri saygı ile selamlıyorum.
Ve mezun olacak sevgili arkadaşlarım… Sizler ülkemizin, milletimizin geleceği ve aydınlık yüzlerisiniz. Buradaki herkes, sizlerin başarılarını alkışlamak için toplandı. Vardığınız nokta ile ne denli övünseniz, mutlu olsanız sonuna kadar hakkınız…
Türkiye’deki üniversiteler arasında bir marka olan Ege Üniversitesi’nde okumanın, bu üniversiteden mezun olup bir Egeli olmanın ayrıcalığını hiç şüphesiz ki her ortamda hissedecek ve bu gururu her zaman taşıyacaksınız.
...
Türk milleti; bin yılda oluşmuş, bin yılda ilmek ilmek örülmüştür. Bu bin yıl, kucaklaşmadır, birleşmedir. Bin yıl, kurulan sofralar, paylaşılan aş, uğraşılan işlerdir.
Sizler, Türk milletinin umutlarını tazelemek, karanlığı aydınlatmak için yola çıkıyorsunuz. İnsanlarımızın layık oldukları mutlu ve güçlü bir ülkeye kavuşması da sizlerle olacaktır.
Sizlerin sesi… Çukurova’nın, Erciyes’in; Fırat’ın, Menderes’in; Yörüklerin, Dadaşların, Efelerin; Horonların, Zeybeklerin, Halayların sesi olacaktır.
Yunus’un, Hacı Bektaş’ın, Pir Sultan’ın, Mevlana’nın sesi olacaktır.
...
Türk milletini hak ettiği onurlu ve bağımsız yaşama seviyesine çıkarma konusunda Türk gençliği üstüne düşeni her daim yapacaktır. Gerekirse her birimiz bir bağımsızlık abidesi, gerekirse her birimiz cumhuriyeti önce kurtaran, sonra da kuran irade oluruz.
Dileğim, bugünden sonra Türkiye’mizin kötü giden talihini yenmesi konusunda düşüncelerinizle, yapıcı eleştirilerinizle, üreteceğiniz projelerle, çalışmalarınızla; araştıran, tartışan, disiplinli bir şekilde çalışan, soran ve sorgulayan bir anlayışla yaşamanızdır. Daha fazla ne yapabilirim sorularını sürekli olarak kendinize sormanızdır.
Sözlerime son vermeden, her konuşmamda kullandığım cümleler ile sözlerimi bitirmek istiyorum. Sevgiyi karşılık beklemeksizin verin, saygıyı karşılık bekleyerek verin. İlkeleriniz olsun, ön yargılarınız değil. İş ortamlarında taraf değil, takım olun. Kendinizi hafife, başkalarını ciddiye alın. Hayallerinizi büyük kurun; ama zirveye tırmanmayı hayal ederken adım atmayı da asla unutmayın.
Huzurlu, mutlu ve gelecek kaygısı taşımadan yaşayacağınız umut dolu günlere...
YİĞİT CAN ALMAZ
E.Ü. BAYINDIR M.Y.O ÖĞRENCİ TEMSİLCİSİ
06.06.2014

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 19:11
gönderen apo44
Öldünüzmü kaldınızmı kaç gündür 5 kişiden fazla kişi olmuyor loncada bi ses verin.. :?

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 19:41
gönderen TurkIrkiSagolsun
apo44 yazdı:Öldünüzmü kaldınızmı kaç gündür 5 kişiden fazla kişi olmuyor loncada bi ses verin.. :?
Ses

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 21:10
gönderen ustax66
Selamünaleyküm

Yiğit kardeşim, öncelikle mezuniyetini tebrik ederim. Konuşma metnin ayrıca övgüye değer. Ülkemizin senin gibi ciddi düşünen, düşündüklerini dile getirebilen gençlere ihtiyacı var. Konuşma metnini okuduktan sonra fazla söze gerek yok ALLAH sayınızı arttırsın inşaallah.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 21:12
gönderen ustax66
apo44 yazdı:Öldünüzmü kaldınızmı kaç gündür 5 kişiden fazla kişi olmuyor loncada bi ses verin.. :?
Ouna giriş zamanlamasını tutturamıyoruz demekki bende seni göremiyorum !!!

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 21:16
gönderen ustax66
Tarihte Bugün 4 Haziran

1878 – Kıbrıs’ın idaresinin geçici olarak İngiltere’ye bırakıldığı antlaşma imzalandı.
1898 – Pehlivan Koca Yusuf, ABD dönüşünde, 'La Burgogne' adlı geminin Atlas Okyanusu'nda batması sonucu yaşamını yitirdi.
1944 – II. Dünya Savaşı sırasında Alman harp gemileri ticaret gemisi biçimine sokularak Boğazlar'dan geçiyordu. İngiltere bu durumu Türkiye nezdinde protesto etti.
1961 – ABD Başkanı John F. Kennedy ile SSCB Devlet Başkanı Nikita Kruşçev, Viyana'da bir araya geldi.
1974 – Uluslararası Hukukçular Komitesi, Uganda'da İdi Amin'in iktidarı ele geçirmesinden bu yana 250 bin kişinin öldürüldüğünü açıkladı.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 21:29
gönderen ustax66
KIBRIS

Kıbrıs (Yunanca: Κύπρος, Kipros), Güneybatı Asya'da bulunur ve Akdeniz'in üçüncü büyük adasıdır. Kuzeyinde 65 km mesafe ile Türkiye, doğusunda 112 km mesafe ile Suriye, 267 km ile İsrail, 162 km ile Lübnan; güneyinde 418 km ile Mısır; kuzeybatısında ise 965 km ile Yunanistan yer almaktadır.

Kıbrıs, Akdeniz'in Sicilya ve Sardinya'dan sonra üçüncü büyük adasıdır. Kıbrıs adası 34.33 ve 35.41 Kuzey enlemleri ve 32.23 ve 34.55 Doğu boylamları arasında yer almaktadır.

Nüfus dağılımı
Adanın toplam nüfusunun %70'i Rum, %30'u Türk'tür. 1980'lere kadar adada çok az nüfusla İngiliz, Ermeni ve Maruni toplulukları da bulunmakta idi. Özellikle 1983 yılında KKTC'nin ilanından sonra Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden adaya göçler ile demografik yapı değişmiş ve adanın kuzeyindeki yerli Kıbrıs Türkü olmayan, Türkiye kökenli kişilerin sayısı artmıştır. En büyük şehri Lefkoşa'dır.

Coğrafya
Adanın başlıca yüzey şekilleri, kuzeyde denize paralel uzanan Beşparmak Dağları ile adanın büyük kısmını kaplayan ve en yüksek noktasının bulunduğu güneydeki Karlı Dağdır(1952m). Karpaz Yarımadası, adanın kuzey doğusunda yeralır. Adanın güney ve doğu kıyılarında Limasol Tuz Gölü gibi ufak tuz gölleri vardır.

Bitki Örtüsü
Turunçgiller, zeytingillerin yanı sıra, makilik ve bodur ağaçlar Kıbrıs’ın genel bitki örtüsünü oluşturur.

Yaygın orman tipi ağaç türleri çam, servi, meşe ve sonradan adada yetiştirilen okaliptüstür. Kıbrıs'ta Gramineae out da dâhil 150'ye yakın değişik türde, doğal olarak yetişen tahmini 1900 çeşit çiçekli bitki bulunmaktadır. Dünyada bilinen orkide türlerinden 30 kadarı Kıbrıs'ta yaşamaktadır.

Kıbrıs 1571 yılında 60.000'lik güç ile Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmiştir. Önceki Latin elitleri yıkılmış, Yeniçeriler'in adaya yerleşmeleri ile Antik Çağ'dan beri ilk kayda değer nüfus değişimi yapılmıştır.

Osmanlılar Kıbrıs'ta feodal sistemi kaldırıp millet sistemini tatbik etmiştir. Bu sistem altında Gayrimüslimler kendi dini yetkilileri tarafından yönetilmiştir.[kaynak belirtilmeli] Latin egemenliğndeki dönemin aksine, Kıbrıs Kilisesi Kıbrıs Rumlarının başı olarak tayin edilmiş, Hıristiyan Rum Kıbrıslılar ve Osmanlı yönetimi arasında aracı olarak faaliyet göstermiştir. Bu hal, Kıbrıs Kilisesi'nin Roma Katolik Kilisesi'nin devamlı tecavüzünden kurtulmasına vesile olmuştur.

1878 yılında Osmanlı'dan 'Ruslara karşı yardım' vaadiyle yıllık yaklaşık 92.000 altın karşılığında Birleşik Krallık tarafından ada kiralanmıştır. Daha sonra 1914 yılında, 1. Dünya Savaşı vesilesiyle Birleşik Krallık tarafından ilhak edilmiştir.

Ada, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bağımsızlık kazanmıştır. 1974'te Yunan darbesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirdiği harekât sonucu adanın kuzeyinde de facto olarak tek yanlı Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuş, bu devlet sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adını almıştır.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 21:37
gönderen ustax66
KOCA YUSUF 1857-1898

1857 yılında Şumnu'nun Karalar köyünde doğdu. Ufacık bir çocukken köyde danalarla boğuşmaya başladı, sonra kispeti ayağına geçirip güreşmeye koyuldu. Ünü önce Deliorman'ı, sonra Kırkpınar'ı kapladı. Türk güreşinin gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı olarak ortaya çıktı. Avrupa ve Amerika'da yaptığı bütün güreşleri kazandı. 1898 yılında Amerika'dan dönerken bindiği vapurun batması sonucu öldü. Mezarı dahi yoktur.

Koca Yusuf yalnız Türk güreşinde değil, güreş dünyasında da büyük bir zirvedir. Er meydanları Koca Yusuf'u, güreş tarihimizin en büyük pehlivanlarından biri olan ve 26 yıl Kırkpınar'ın başpehlivanlığını elinden bırakmayan ünlü Kel Aliço'nun karşısında tanıdı ilk kez. 27'inci yılda da başpehlivanlığı rakipsiz alacağını umarak Kırkpınar'a gelen Kel Aliço burada “Başa güreşeceğim” diyen Deliormanlı Yusuf isminde körpe bir çocukla karşılaştı.

Herkes er meydanlarının pek yaman kurdu Kel Aliço'nun bu “tüysüz kızan”ı karşısına çıktığına pişman edeceğini umuyordu. Ancak Deliormanlı Yusuf, öylesine yaman bir güreş çıkarıyordu ki, buna Kel Aliço da şaşırmış ve güreş alemindeki meşhur gaddarlığını dahi ortaya koymaktan çekinmemişti.

Ancak saatler uzayıp gittiği halde Aliço neticeyi lehine çeviriyordu. Üstelik ilerlemiş bir yaşta bulunan ünlü pehlivanda yorgunluk alametleri başgöstermeye başlamış ve durumu tehlikeye düşmüştü. 26 yılın başpehlivanı Aliço'nun böyle bir pehlivana yenilerek güreş dünyasındaki tahtını kaybetmesine kimsenin içi razı gelmiyordu. Havanın kararmasını fırsat bilenler güreşi yarıda bıraktırmak istediğinde Aliço'nun gür sesi er meydanını kapladı:
– A be burası Kırkpınar'dır... Er meydanıdır buncağaz. Burada yenişene kadar güreş tutulur. Zift fıçıları, çıralar ne güne duruyor? Tutuşturun oncağazları... Pişmiş güreş bırakılır mı hiç? Bu kızancağıza yenilmek kaderimde varsa bırakın yensin beni... Hem ben artık bu er meydanlarından çekileceğim. Aliço'yu yenmek talihini bir daha bu Yusufcağız nerede bulacak?
Aliço'nun bu sözleri Yusuf'u öylesine duygulandırmıştı ki, gözyaşlarını tutamadı ve büyük ustanın eline sarılıp öptükten sonra titrek bir sesle ona adetâ yalvardı:
–Ustaların ustası, pehlivanların pehlivanı, koçyiğit ağam benim! Gel bırakalım şu güreşi. Sözlerinle yendin sen beni. Elimde ayağımda derman komadın. Bu söylediklerinden sonra ben seni tutamam gayri. İstersen sen tut beni, vur sırtımı yere...
Aliço da meydanı çevreleyen kalabalığı teşkil edenler gibi çok duygulanmıştı. Nerede ise ağlayacaktı. Deliormanlı Yusuf'un alnına sıcak bir bûse kondurdu:
– Bu meydan bundan sonra senindir artık. Senin gibi bir pehlivan ortaya çıktıktan sonra gözüm arkada kalmadan ayrılacağım buralardan. Ödül de, başpehlivanlık da senindir. İkisine de güle güle sahip ol. İkisi de sana helal olsun oğul, dedi.
Ve o günden sonra Türk güreşinde Koca Yusuf'un devri başladı. Er meydanlarında kasırgalar yaratıp rakip tanımayan bir kuvvet olarak ortaya çıkan ve yalnız cüssesinden ötürü değil, güreş değerinden ötürü de “Koca” sıfatını alan büyük Türk pehlivanı yenecek rakip bırakmadı. Bunu fırsat bilen açıkgöz organizatörler onu Avrupa'ya götürdüler.Avrupa'dan sonra Amerika'da yaptığı güreşleri de kazanan ve dünyanın en ünlü pehlivanlarını sıraya dizen Koca Yusuf'a Amerika'da milyoner bir kadın aşık olmuştu. Bu kuvvet ilahından çocuk sahibi olmak istiyordu. Yusuf bunu işittiği zaman, “Ben buraya damızlık gelmedim” diye kükredi.
Avrupa ve Amerika'daki güreşlerinden 800 altın kazanmıştı Koca Yusuf. Bunları kemerine yerleştirip Fransız bandıralı La Buorgogne varupu ile yurda dönerken bindiği gemi Atlas Okyanusu'nda sis yüzünden İrlanda bandıralı Cromartyshre gemisiyle çarpıştı. 721 yolcunun bulunduğu La Buorgogne, kaşla göz arasında sulara gömülüvermişti.

Bu kez denizin içinde bir panik başlamıştı. Denize dökülenler, filikalara atlayıp canlarını kurtarmak istiyorlardı. Koca Yusuf da can havliyle bir filikanın kenarına yapışmıştı. Filika'da bulunanlar onun heybetli vücudu ile sandalı devirmesinden korktular. Önce yüzüne, kafasına kürekle vurmayı denediler. Fakat dev yapılı adamın çelik pençeleri sanki filikaya kilitlenmişti. Yarılan kafasından ve suratından akan kanlar posbıyıklarının üzerine doğru iniyordu. Onun bu hali filikada bulunanlara daha büyük bir dehşet vermişti. İçlerinden canavar ruhlu bir tanesi filika içinde bulunan ve ipleri kesmek için kullanılan ufak bir baltayı kaptığı gibi o çelik pençelere vahşi bir ihtiras içinde rastgele indirmeye başladı. Bileklerinden kesilip kopan o çelik pençeler gevşedi ve Koca Yusuf'un o dev vücudu Atlantik Okyanus'unun derinliklerine doğru gümülüp gitti...

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Haz 2014 21:48
gönderen ustax66
Türk Devletleri
BÜYÜK HUN DEVLETİ

Büyük Hun İmparatorluğu ya da Asya Hun İmparatorluğu (Çince: 東匈奴, anlamı: Doğu Hiung-nu), MÖ 220'de yaşamış eski Türkçede Kun, Çince Hiung-nu, batı dillerinde Hun adıyla geçen Türk devleti. Hun İmparatorluğu'nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.

Hiung-nu adına ilk olarak MÖ 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiung-nular günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman'dır. En büyük imparatorları ise, Mete'dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiung-nu'ların saldırılarının ardından MÖ 214 yılında Çin Seddi'ni inşa etmek zorunda kalmıştır. Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Doğu Hiung-nular en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.

Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. MÖ 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teoman'dan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete'dir. Mete, İpek Yolu'na egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. MÖ 200 yıllarında Çin'i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. MÖ 187 yılında başında Ka-o-ti'nin bulunduğu Çin İmparatorluk Ordusu'nu, Pa-i-Teng Seferi'nde on tümenden oluşan (yüz bin kişiye tekabül eder) disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu Çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda iki yüz bin bazı kaynaklarda ise otuz beş tümen yani üç yüz elli bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde Sibirya, Çin Denizi, Japon Denizi ve Hazar Denizi arasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.

Mete'nin Çin'i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır. Bunun yanında Çin'in kalabalık nüfusu altında Hunluk özelliklerini kaybetmek istememiştir.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 05 Haz 2014 20:03
gönderen ustax66
5 Haziran Tarihte Bugün

1783 – İlk defa balonla uçuş gerçekleştirildi.
1923 – Şile'de Rum Değirmenlik Mahallesinde çıkan yangında yaklaşık 550 Rum (çoğu terkedilmiş), 200 İslam hanesi, 100 dükkan, 1 cami, 2 kilise ve bazı resmi binalar yandı.
1957 – Gülhane Askeri Tıp Akademisi teşkilatlandırıldı.
1967 – İsrail ile Arap ülkeleri arasında; tarihe "Altı Gün Savaşı" diye geçen çatışmalar başladı. Çatışmalar sonrasında, kendi topraklarından daha fazla toprak elde eden İsrail, Gazze Şeridi'ni, Beytüllahim ve Hebron kentlerini, Batı Şeria'yı ve Golan Tepeleri'ni ele geçirdi.