Padişah VI Mehmet
Sultan Abdülmecit'in sekizinci oğlu ve kendisinden önce tahta geçen V. Murat, II. Abdülhamit ve V. Mehmet Reşat'ın küçük kardeşidir.
Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Sultan Abdülmecit'in ikballerinden Şayeste Hanımefendi tarafından büyütüldü. Tahta geçiş sıralamasında çok aşağılarda olduğu için gözden uzak bir yaşam sürdü. Gençlik yıllarında gizlice medrese derslerini takip etmiş, bu özelliği ile tahta çıktıktan sonra kendisine arz edilen şer'i konulara müdahale edebilecek derecede yetkinleşmiştir.
İlk evliliğini bu dönemde, ablası Cemile Sultan'ın sarayında görüp beğendiği Emine Nazikeda Hanım ile yapmıştır. Cemile Sultan, çok sevdiği Nazikeda üzerine başka bir eş almaması şartı ile Vahideddin'in talebini kabul edeceğini bildirdiğinde ablasının şartını kabul etmesine rağmen, bu evlilikten dünyaya Sabiha Sultan ve Fatma Ulviye Sultan geldikten sonra doktorların tıbben bir daha doğum yapamayacağı bildirilmesi üzerine eşinin de rızasını alarak başka evlilikler yaptı. 1912'de tek oğlu Mehmet Ertuğrul dünyaya geldi.
Ağabeyi II. Abdülhamit'in uzun padişahlığı sırasında, Çengelköy'de mimar Alexandre Vallaury'ye yaptırdığı köşkünde münzevi bir hayat yaşadı. Diğer şehzadeler hakkında padişaha jurnal yazmakla suçlandı.
V. Mehmet Reşat tahta geçtiğinde, Sultan Abdülaziz'in oğlu Yusuf İzzeddin Efendi veliaht oldu. Yusuf İzzettin'in 1 Şubat 1916'da bir yurt dışı seyahatine çıkacağı gün henüz aydınlatılamayan bir şekilde intiharı üzerine Vahidettin veliahtlık makamına yükseldi. 1917 Aralık ayında yaveri Mustafa Kemal Paşa eşliğinde beş haftalık Almanya seyahatine çıktı. 3 Temmuz 1918'de Sultan Reşat'ın ölümü üzerine 57 yaşında tahta çıktı.
Tahta çıkışından kısa bir süre sonra şöyle dediği anlatılır:
"Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layikiyle tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhde eyledim. Şaşmış bir haldeyim, bana dua ediniz."
Padişahlığı
1918 yazında ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Devlet yönetiminde aktif bir rol alacağının işaretlerini vermişti ancak iki büyük sorunla karşı karşıya idi: bir yandan, bir felakete dönüşen I. Dünya Savaşı'nı en az hasarla sona erdirmek; öbür yandan, 1913'ten beri imparatorluğa egemen olan İttihat ve Terakki rejimine karşı bir siyasi alternatif oluşturmak. Tahta geçer geçmez, İttihat ve Terakki önderliğine muhalefetiyle tanınan Mustafa Kemal Paşa'yı Suriye Cephesi kumandanlığına atadı.
8 Ekim 1918'de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Talat Paşa başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet İzzet Paşa başkanlığında bir kabine kuruldu ve bu kabine savaşı bitiren Mondros Mütarekesi'ni 30 Ekim 1918'de imzalandı. İzzet Paşa'nın "artçı" kabinesinin de sadece 25 gün süren iktidardan sonra istifası üzerine Padişah diplomat Ahmet Tevfik Paşa'yı 13 Kasım'da sadrazamlığa getirdi.
Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922'de İzmir'in Kurtuluşu ve 13 Ekim 1922'de Mudanya Mütarekesi ile sona erdi. Bu sırada İstanbul henüz İtilaf Devletlerinin askeri işgali altındaydı. 6 Ekim'de TBMM ordusunu temsilen Refet Paşa komutasındaki bir askeri birlik İstanbul'a girdi. Bu günlerde basın organları Vahideddin aleyhinde geniş çaplı ve kamuoyunda etki yapan yayınlarda bulundular. Padişah Vahdettin'in Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fermanı imzalaması onun vatan haini olduğunu açıkça göstermekte olduğunu düşünen halk arasında bazı gruplar hakaret ve tehdit içeren gösteriler yapıldı.
Saltanatın Kaldırılması
1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, çıkardığı iki maddelik bir kanunla saltanatı kaldırdı. 4 Kasım'da son sadrazam Ahmed Tevfik Paşa istifa etti. 5 Kasım'da Refet Paşa, Babıali'deki bakanlıklara gönderdiği bir genelgeyle işlerine son verildiğini tebliğ etti. 17 Kasım sabahı Vahdettin, küçük oğlu Mehmet Ertuğrul ve hareminin mensuplarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayından bir kayığa binerek Boğaziçi'nde demirlemiş olan HMS Malaya adlı İngiliz zırhlısı ile Malta'ya gitti.
İngilizler Vahdettin'in İngiltere'ye gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta'da kaldı. 1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin'in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan 1923'e dek Hicaz'da kaldı. İngiltere'nin baskısı üzerine buradan ayrıldı.
Bir süre İtalya'nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran 1923'te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Bu dönemde başlangıç bölümünü kendi el yazısıyla yazdığı, kalan bölümlerini yakınlarına dikte ettirdiği anılarını kayda geçirmiştir.
Sürgünü ve vefatı
İstiklâl Harbi zafer ile neticelendikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti 1 Kasım 1922’de hilafet ile saltanatın ayrıldığını ve saltanatın kaldırıldığını bir kanun ile ilan etti. Vahdettin'in adı hutbelerden kaldırıldı. Bunun sonucunda Sultan Vahdettin 17 Kasım 1922 Cuma günü Dolmabahçe Sarayı’ndan Malaya harp gemisi tarafından alınıp Malta Adası’na götürüldü. Oradan Melik Hüseyin’in daveti üzerine Mekke’ye oradan da İtalya’daki San Remo şehrine giderek ikamet etti. Vahdettin 16 Mayıs 1926’da İtalya’da vefat etti. Cenazesi Şam’a getirilerek Sultan Selim Camiî kabristanına defnedildi.
***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uluslararası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin ve diğer devletlerin, belirli usulî kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı merciidir. Avrupa Konseyi'ne üye olan ve aralarında Türkiye, Rusya, Sırbistan, Gürcistan ve Azerbaycan'ın da bulunduğu 47 Avrupa Konseyi üyesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisini tanımaktadır. Mahkeme, Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır.
Avrupa Birliği'nin günümüzde Avrupa Konseyi'ne ait bayrağı kullanıyor olması çeşitli kafa karışıklıklarına yol açmakla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği'nin değil, hemen hemen tüm Avrupa devletlerinin üyesi olduğu ayrı bir uluslararası teşkilat olan Avrupa Konseyi'nin organıdır. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihadı, Avrupa Birliği için de olmazsa olmaz asgari standartları oluşturmaktadır.
Mahkemeye Başvurma
Bir kişi Mahkemeye başvurabilmesi için öncelikle kendi ülkesinde hakkını araması,yani iç hukuk yollarını tüketmesi gerekmektedir.Kişiler,iç hukukta haklarını aradıktan sonra ve bu konuda olumsuz nihai kararı aldıktan sonra 6 ay içinde yazılı olarak Strazburg'ta bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmalıdır.Mahkemenin yargılama dili İngilizce veya Fransızca'dır.Ancak,Başvuru Mektubu Konsey Üyesi Devletlerin Birinin Diliyle(Misal Türkçe) de yazılabilir.Mahkeme,Yapılan Başvuruları Ön Koşullarda İnceler,bir eksiklik görmezse başvurunun esastan incelenmesine karar verir.Ön koşulları taşımayan başvuruların reddine karar verilir.Bu karar kesindir,karşı başvuru yolu yoktur.Mahkeme,ön koşullar açısından kabul edilebilirlik kararı verdikten sonra esas hakkında karar vermeden önce,taraflara 'dostane çözüm' önerebilir.Taraflar kendi aralarında uzlaşır ve bu uzlaşmada Mahkemece Benimsenir ise başvuru sonuçlanmış olur.Dostane Çözüm Yoluylada bir sonuca ulaşılamamışsa,mahkeme başvuruyu esastan inceler,tarafların yazılı görüşlerini alır ;gerekli görürse duruşma yapar,tanık dinler,keşif yapar.Mahkeme Başvuru Sahibinin sözleşmede tanınan bir hakkının devlet tarafından ihlal edildiği kanısına varılırsa hakkaniyete uygun bir surette,zarar gören tarafın tatminine hükmeder. Yani Mahkeme, Tazminatı devletin ödemesini hükmeder. Mahkemenin kararlarının uygulanıp uygulanmadığı Avrupa konseyi bakanalar komitesi tarafından denetlenir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uluslararası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin ve diğer devletlerin, belirli usulî kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı merciidir. Avrupa Konseyi'ne üye olan ve aralarında Türkiye, Rusya, Sırbistan, Gürcistan ve Azerbaycan'ın da bulunduğu 47 Avrupa Konseyi üyesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisini tanımaktadır. Mahkeme, Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır.
Avrupa Birliği'nin günümüzde Avrupa Konseyi'ne ait bayrağı kullanıyor olması çeşitli kafa karışıklıklarına yol açmakla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği'nin değil, hemen hemen tüm Avrupa devletlerinin üyesi olduğu ayrı bir uluslararası teşkilat olan Avrupa Konseyi'nin organıdır. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihadı, Avrupa Birliği için de olmazsa olmaz asgari standartları oluşturmaktadır.
Mahkemeye Başvurma
Bir kişi Mahkemeye başvurabilmesi için öncelikle kendi ülkesinde hakkını araması,yani iç hukuk yollarını tüketmesi gerekmektedir.Kişiler,iç hukukta haklarını aradıktan sonra ve bu konuda olumsuz nihai kararı aldıktan sonra 6 ay içinde yazılı olarak Strazburg'ta bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmalıdır.Mahkemenin yargılama dili İngilizce veya Fransızca'dır.Ancak,Başvuru Mektubu Konsey Üyesi Devletlerin Birinin Diliyle(Misal Türkçe) de yazılabilir.Mahkeme,Yapılan Başvuruları Ön Koşullarda İnceler,bir eksiklik görmezse başvurunun esastan incelenmesine karar verir.Ön koşulları taşımayan başvuruların reddine karar verilir.Bu karar kesindir,karşı başvuru yolu yoktur.Mahkeme,ön koşullar açısından kabul edilebilirlik kararı verdikten sonra esas hakkında karar vermeden önce,taraflara 'dostane çözüm' önerebilir.Taraflar kendi aralarında uzlaşır ve bu uzlaşmada Mahkemece Benimsenir ise başvuru sonuçlanmış olur.Dostane Çözüm Yoluylada bir sonuca ulaşılamamışsa,mahkeme başvuruyu esastan inceler,tarafların yazılı görüşlerini alır ;gerekli görürse duruşma yapar,tanık dinler,keşif yapar.Mahkeme Başvuru Sahibinin sözleşmede tanınan bir hakkının devlet tarafından ihlal edildiği kanısına varılırsa hakkaniyete uygun bir surette,zarar gören tarafın tatminine hükmeder. Yani Mahkeme, Tazminatı devletin ödemesini hükmeder. Mahkemenin kararlarının uygulanıp uygulanmadığı Avrupa konseyi bakanalar komitesi tarafından denetlenir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
6 Kasım Tarihte Bugün
Olaylar
1913 - Hintli lider Mahatma Gandhi tutuklandı.
1917 - Finlandiya bağımsızlığını ilan etti.
1917 - Bolşevik Ekim Devrimi (eski Rus takvimine göre Ekim 25) Lenin ve Troçki, Petrograd'da kontrolü ele geçirdi.
1918 - Çanakkale Boğazı, İngiliz ve Fransızlarca işgal edildi.
1923 - ABD'li Jacop Schink, ilk elektrikli traş makinesinin patentini aldı.
1928 - Herbert L. Hoover ABD başkanı seçildi.
1931 - İstanbul'da dolmuşlarda sarı-siyah damalı bant uygulaması başlatıldı.
1936 - İzmit'te kâğıt ve karton fabrikası açıldı.
1943 - II. Dünya Savaşı sürerken Rusya Kiev şehrini Almanlardan geri aldı. Almanlar çekilirken şehrin birçok tarihi binasını yerle bir etmişti.
1944 - ABD'nin "Hanford Atomik Tesisleri"'nde plütonyum üretimi mümkün oldu. Bu plütonyum daha sonra Japonya'nın Nagasaki şehrine atılacak olan Şişman Adam kod adlı atom bombası'nın yapımında kullanılacaktır.
1955 - Kayseri Şeker Fabrikası'nda üretime başlandı.
1971 - İstanbul Kültür Sarayı'nın adı, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) olarak değiştirildi.
1971 - ABD Atom Enerji Komisyonu AEC, Alaska'nın Aleutian takımadalarında bulunan Amchitka adasında Cannikin kod adı verilen ABD'nin en büyük yer altı hidrojen bombası denemesini yaptı.
1984 - Ronald Reagan ABD başkanı seçildi.
1989 - Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı GAP kuruldu.
2001 - Belçika havayolu şirketi Sabena iflas ettiğini açıkladı.
2008 - ABD'de bir zamanların çocuk yıldızı Skylar Deleon cinayet suçlamasıyla yargılandığı mahmekede idama mahkûm oldu.
Olaylar
1913 - Hintli lider Mahatma Gandhi tutuklandı.
1917 - Finlandiya bağımsızlığını ilan etti.
1917 - Bolşevik Ekim Devrimi (eski Rus takvimine göre Ekim 25) Lenin ve Troçki, Petrograd'da kontrolü ele geçirdi.
1918 - Çanakkale Boğazı, İngiliz ve Fransızlarca işgal edildi.
1923 - ABD'li Jacop Schink, ilk elektrikli traş makinesinin patentini aldı.
1928 - Herbert L. Hoover ABD başkanı seçildi.
1931 - İstanbul'da dolmuşlarda sarı-siyah damalı bant uygulaması başlatıldı.
1936 - İzmit'te kâğıt ve karton fabrikası açıldı.
1943 - II. Dünya Savaşı sürerken Rusya Kiev şehrini Almanlardan geri aldı. Almanlar çekilirken şehrin birçok tarihi binasını yerle bir etmişti.
1944 - ABD'nin "Hanford Atomik Tesisleri"'nde plütonyum üretimi mümkün oldu. Bu plütonyum daha sonra Japonya'nın Nagasaki şehrine atılacak olan Şişman Adam kod adlı atom bombası'nın yapımında kullanılacaktır.
1955 - Kayseri Şeker Fabrikası'nda üretime başlandı.
1971 - İstanbul Kültür Sarayı'nın adı, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) olarak değiştirildi.
1971 - ABD Atom Enerji Komisyonu AEC, Alaska'nın Aleutian takımadalarında bulunan Amchitka adasında Cannikin kod adı verilen ABD'nin en büyük yer altı hidrojen bombası denemesini yaptı.
1984 - Ronald Reagan ABD başkanı seçildi.
1989 - Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı GAP kuruldu.
2001 - Belçika havayolu şirketi Sabena iflas ettiğini açıkladı.
2008 - ABD'de bir zamanların çocuk yıldızı Skylar Deleon cinayet suçlamasıyla yargılandığı mahmekede idama mahkûm oldu.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Çanakkale Boğazının İşgali
İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiğı 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, İmparatorluk'un eninden sonunda Almanya'nın ana gücü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de İngiliz donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldu bittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.
Birleşik Krallık Donanma Bakanı Winston Churchill, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı Başbakan Herbert Asquith'e vermiştir. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı ilk saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vaz geçilmek zorunda kalındı.
Deniz harekatıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. İngiliz ve Fransız çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. İngiliz ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.
İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiğı 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, İmparatorluk'un eninden sonunda Almanya'nın ana gücü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de İngiliz donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldu bittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.
Birleşik Krallık Donanma Bakanı Winston Churchill, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı Başbakan Herbert Asquith'e vermiştir. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı ilk saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vaz geçilmek zorunda kalındı.
Deniz harekatıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. İngiliz ve Fransız çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. İngiliz ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Çanakkale Boğazı
Çanakkale Boğazı (Yunanca: Δαρδανέλλια, Dardanellia ya da Ελλήσποντος, Hellespontos) , Marmara Denizi'ni Ege Denizi'ne bağlayan boğazlardan birisidir. Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan boğazda köprü yoktur. Kıtalar arasında ulaşım feribotlarla sağlanır.
Coğrafya
Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı'nın iki katıdır ve en dar yeri orta tarafında 1300 m'dir. Burası güneyde Çanakkale kenti kuzeyde Kilitbahir'in olduğu yerdir. Boğazın en geniş yeri 7 km, uzunluğu 60 km'dir. En derin noktasının derinliği 167 metre olan boğazın ortalama derinliği 65 metredir. Batı yakasını Gelibolu Yarımadası, doğu kıyılarını Biga Yarımadası oluşturur.
Boğazın her iki yakasında kaleler vardır. İlk defa Türk kuvvetleri 1356'da Süleyman Paşa ile Çimenlikhisar kalesini fethetti, Çardak kalesini yaptı. Yıldırım Bayezid Bizans surlarını yıkıp iç kaleyi düzeltti. Fatih Sultan Mehmet, Rumeli'de Sestos (Kilidülbahir-deniz kilidi), Anadolu'da Aydos (Seddülbahir-deniz seti) kalelerini yaptı.
Batıdan boğaza girilirse Rumeli kıyısı boyunca Seddülbahir, Kirte, Kilitbahir, Eceabat, Boğalı, Büyük Anafarta, Kumköy, Uzundere, Küçük Anafarta, Cumalı, Bayırköy, Burgaz, Gelibolu, Yeniköy ana yerleşimleri görülecektir. Anadolu tarafında ise Kumkale, Erenköy, Kuzuköy, Çanakkale, Nara, Yapıldak, Bergos, Lapseki, Çardak yerleşimleri vardır. Boğazın Rumeli kıyısı Tekeburun'dan Çankaya burnuna, Anadolu kıyısı Kumkale burnundan Çardak'a uzanır.Çanakkale Boğazı, Balkanları(Avrupa) Gelibolu yarımadası boyunca Önasya'dan ayıran uzun dar bir boğazdır.
Mitoloji
Mitolojide Çanakkale Boğazında geçen iki öykü vardır.
Altın Post; Altın bir koça, erkek kardeşiyle binen Helle boğazda koçtan düşer ve boğulur. Bu yüzden Çanakkale Boğazının isimlerinden biride Hellenpontus(Helle'nin denizi)tur.
Hero ve Leander;Bir Afrodit şenliğinde birbirini görüp vurulan Sestos ve Abydos kentli iki aşıktır, Hero ve Leander. Hero her gece boğazı Leander'in yaktığı bir mum ışığında geçer ama bir gün Leanderin babası fırtınalı bir günde işaret mumunu yakar, boğaza atılan Hero ise boğulur.
Tarih
Boğazın antik isimleri Dardanelya (Dardanos'un Geçiti) ve Hellespontus (Helle'nin Denizi ) 'dur.
Boğazın Avrupa yakasındaki antik kentler; Sestos, Gelibolu
Asya Kıtasındaki antik kentler; Truva, Abidos, Dardanya, Lapseki
Persler, antik Yunanistanı istila etmek için bu boğazı aşmıştır ve Dünya'nın ilk boğaz köprüsünü burda gemileri halatlar ile bağlayarak kurmuştur. Köprü yıkılıncada, Pers hükümdarı denizi adamlarına kılıç ve sopalar ile dövdürerek cezalandırır.
Büyük İskender, Granikos Savaşını boğazı geçerek aynı isimli ırmak yakınlarında gerçekleştirmiştir.
Büyük İskenderin kumandanlarından Lysimakhos, boğazın Saroz Körfezi kıyısında kendine bir başkent kurarak, Trakyaya hükmetmiştir.
Gelibolu Yarımadasındaki Çimpe Kalesi Osmanlıların Avrupa ilk ele geçirdikleri toprak parçasıdır.
Çanakkale Boğazı I. Dünya Savaşı'nda tarihte ender rastlanan bir savaşa ev sahipliği yapmış; bu savaş sonucunda toplam 500,000 kişi hayatını kaybetmiştir.
Çanakkale Boğazı (Yunanca: Δαρδανέλλια, Dardanellia ya da Ελλήσποντος, Hellespontos) , Marmara Denizi'ni Ege Denizi'ne bağlayan boğazlardan birisidir. Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan boğazda köprü yoktur. Kıtalar arasında ulaşım feribotlarla sağlanır.
Coğrafya
Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı'nın iki katıdır ve en dar yeri orta tarafında 1300 m'dir. Burası güneyde Çanakkale kenti kuzeyde Kilitbahir'in olduğu yerdir. Boğazın en geniş yeri 7 km, uzunluğu 60 km'dir. En derin noktasının derinliği 167 metre olan boğazın ortalama derinliği 65 metredir. Batı yakasını Gelibolu Yarımadası, doğu kıyılarını Biga Yarımadası oluşturur.
Boğazın her iki yakasında kaleler vardır. İlk defa Türk kuvvetleri 1356'da Süleyman Paşa ile Çimenlikhisar kalesini fethetti, Çardak kalesini yaptı. Yıldırım Bayezid Bizans surlarını yıkıp iç kaleyi düzeltti. Fatih Sultan Mehmet, Rumeli'de Sestos (Kilidülbahir-deniz kilidi), Anadolu'da Aydos (Seddülbahir-deniz seti) kalelerini yaptı.
Batıdan boğaza girilirse Rumeli kıyısı boyunca Seddülbahir, Kirte, Kilitbahir, Eceabat, Boğalı, Büyük Anafarta, Kumköy, Uzundere, Küçük Anafarta, Cumalı, Bayırköy, Burgaz, Gelibolu, Yeniköy ana yerleşimleri görülecektir. Anadolu tarafında ise Kumkale, Erenköy, Kuzuköy, Çanakkale, Nara, Yapıldak, Bergos, Lapseki, Çardak yerleşimleri vardır. Boğazın Rumeli kıyısı Tekeburun'dan Çankaya burnuna, Anadolu kıyısı Kumkale burnundan Çardak'a uzanır.Çanakkale Boğazı, Balkanları(Avrupa) Gelibolu yarımadası boyunca Önasya'dan ayıran uzun dar bir boğazdır.
Mitoloji
Mitolojide Çanakkale Boğazında geçen iki öykü vardır.
Altın Post; Altın bir koça, erkek kardeşiyle binen Helle boğazda koçtan düşer ve boğulur. Bu yüzden Çanakkale Boğazının isimlerinden biride Hellenpontus(Helle'nin denizi)tur.
Hero ve Leander;Bir Afrodit şenliğinde birbirini görüp vurulan Sestos ve Abydos kentli iki aşıktır, Hero ve Leander. Hero her gece boğazı Leander'in yaktığı bir mum ışığında geçer ama bir gün Leanderin babası fırtınalı bir günde işaret mumunu yakar, boğaza atılan Hero ise boğulur.
Tarih
Boğazın antik isimleri Dardanelya (Dardanos'un Geçiti) ve Hellespontus (Helle'nin Denizi ) 'dur.
Boğazın Avrupa yakasındaki antik kentler; Sestos, Gelibolu
Asya Kıtasındaki antik kentler; Truva, Abidos, Dardanya, Lapseki
Persler, antik Yunanistanı istila etmek için bu boğazı aşmıştır ve Dünya'nın ilk boğaz köprüsünü burda gemileri halatlar ile bağlayarak kurmuştur. Köprü yıkılıncada, Pers hükümdarı denizi adamlarına kılıç ve sopalar ile dövdürerek cezalandırır.
Büyük İskender, Granikos Savaşını boğazı geçerek aynı isimli ırmak yakınlarında gerçekleştirmiştir.
Büyük İskenderin kumandanlarından Lysimakhos, boğazın Saroz Körfezi kıyısında kendine bir başkent kurarak, Trakyaya hükmetmiştir.
Gelibolu Yarımadasındaki Çimpe Kalesi Osmanlıların Avrupa ilk ele geçirdikleri toprak parçasıdır.
Çanakkale Boğazı I. Dünya Savaşı'nda tarihte ender rastlanan bir savaşa ev sahipliği yapmış; bu savaş sonucunda toplam 500,000 kişi hayatını kaybetmiştir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- Mertkan
- Demirci Çırağı
- Mesajlar: 662
- Kayıt: 13 Ara 2009 14:18
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Börteçine
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
selamun aleyküm loncam...
Uzun hemde çok uzun bir aradan sonra tekrar aranıza döndüğümü bilmenizi isterim.. (tabi kabul ederseniz)
Oyun İtem vs. her şey bir yana loncamdaki abilerimi ve kardeşlerimi onlarla sohbet etmeyi çok özledim..
Forum için şimdilik bu kadar Kalın sağlıcakla oyunda görüşrüz..
Uzun hemde çok uzun bir aradan sonra tekrar aranıza döndüğümü bilmenizi isterim.. (tabi kabul ederseniz)
Oyun İtem vs. her şey bir yana loncamdaki abilerimi ve kardeşlerimi onlarla sohbet etmeyi çok özledim..
Forum için şimdilik bu kadar Kalın sağlıcakla oyunda görüşrüz..
- iLkeriLker25
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 394
- Kayıt: 19 Kas 2011 00:13
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
HoşgeldinMertkan yazdı:selamun aleyküm loncam...
Uzun hemde çok uzun bir aradan sonra tekrar aranıza döndüğümü bilmenizi isterim.. (tabi kabul ederseniz)
Oyun İtem vs. her şey bir yana loncamdaki abilerimi ve kardeşlerimi onlarla sohbet etmeyi çok özledim..
Forum için şimdilik bu kadar Kalın sağlıcakla oyunda görüşrüz..

..ıIı.. MamoCan ..ıIı..
Benim BOZKURT Yurdumda ÇAKALLARIN İŞİ NE !!!
- Reyizkalmadi
- İskele Babası
- Mesajlar: 46
- Kayıt: 10 Kas 2012 04:20
- Lonca: Ankalı Sapıklar
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Mertkan yazdı:selamun aleyküm loncam...
Uzun hemde çok uzun bir aradan sonra tekrar aranıza döndüğümü bilmenizi isterim.. (tabi kabul ederseniz)
Oyun İtem vs. her şey bir yana loncamdaki abilerimi ve kardeşlerimi onlarla sohbet etmeyi çok özledim..
Forum için şimdilik bu kadar Kalın sağlıcakla oyunda görüşrüz..
Kolay gelsin ARZ LAR
Uçuyoruz yine kamikaze >_<
BUDUR BUDUR <_O


https://www.facebook.com/Relaxeefendyy
skype : ferhat.adana01
SANSAR SALVOCU FERHAT SÜSEN>_<
BUDUR BUDUR <_O


https://www.facebook.com/Relaxeefendyy
skype : ferhat.adana01
SANSAR SALVOCU FERHAT SÜSEN>_<
- xtengiz
- Kobra Takipçisi
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 04 Tem 2010 21:01
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Börteçine
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Ve Aleyna Aleykümesselam Abi lerin abisiMertkan yazdı:selamun aleyküm loncam...
Uzun hemde çok uzun bir aradan sonra tekrar aranıza döndüğümü bilmenizi isterim.. (tabi kabul ederseniz)
Oyun İtem vs. her şey bir yana loncamdaki abilerimi ve kardeşlerimi onlarla sohbet etmeyi çok özledim..
Forum için şimdilik bu kadar Kalın sağlıcakla oyunda görüşrüz..
Hoş Geldin Safalar Getirdin Çok Özlettin Kendini Biz Döndük Siz Gittiniz
- Tmlahmet07
- Işık Hanım'ın Elemanı
- Mesajlar: 246
- Kayıt: 28 Oca 2010 11:21
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
..Selamün Aleyküm ;
Loncanızın eski bir üyesiyim ben sizin kadar onuruyla sizin kadar şerefiyle yaşıyan insanlarla tanıştığım için öncelikle çok mutluyum.Umarım bana dargın olan yoktur.Kimler geldi kimler geçti bilmiyorum ama benim aklımda yer etmiş kişiler var loncada ;
Mertkan Abi
Arif Abi ve oğlu alp
Eren
İhsan ustam
Emre
Ensar
Kim kaldı kim nerde bilmiyorum ama benim yerim belki sizin yanınız ama olmadı olamadı .
Kafa şişirdiydiysem özür dilerim.
İYİ FORUMLAR .. **Ahmet(Börteçinexguilty,Börteçinexquilty)**
Loncanızın eski bir üyesiyim ben sizin kadar onuruyla sizin kadar şerefiyle yaşıyan insanlarla tanıştığım için öncelikle çok mutluyum.Umarım bana dargın olan yoktur.Kimler geldi kimler geçti bilmiyorum ama benim aklımda yer etmiş kişiler var loncada ;
Mertkan Abi
Arif Abi ve oğlu alp
Eren
İhsan ustam
Emre
Ensar
Kim kaldı kim nerde bilmiyorum ama benim yerim belki sizin yanınız ama olmadı olamadı .
Kafa şişirdiydiysem özür dilerim.
İYİ FORUMLAR .. **Ahmet(Börteçinexguilty,Börteçinexquilty)**
ıIYeRbAĞLeeIı
ıIByGuiLtYIı
Since 2008
ıIByGuiLtYIı
Since 2008