Sabah oturduğum yerde sızmışım ve uyumuşum.Kalktığımda İsmet Bey'i gördüm.Birkaç Lodos neferine talimatlar veriyordu.Etrafındaki neferler oldukça rütbeli kimselerdi.Yanına gidip burası hakkında bir soru sormak istedim ancak cesaretim buna izin vermedi.Emir alan rütbeli askerler derhal hızlıca alt yoldan giderek gözden kayboluyorlardı.İsmet Bey'e cesaretimi toplayarak soru sormaya gittim.Düşünceli gözüküyordu.
- Merhaba İsmet Bey.
- Hımmm,merhaba Lodos neferi.
- Efendim size bir sorum olacaktı.
- Sor bakalım.
- Bu Hol denilen yerde ilginç gariplikler var.Buraya gelirken bir takın ilginç şeylerle karşılaştık.Ben bunları araştırıyorum.Siz de ilginç bir şeyler gördünüz mü?
- Emrim altımdaki rütbeli kimseler bana keşif raporları sunarlar.Hem Lodos klanına yeni başlamış,genç bir nefersin.Böyle fazla şeyleri araştırma.
İstediğim cevabı alamadım.Önümde iki seçenek vardı.Ya geri dönmek yada davamdan vazgeçmemek...Zira ben vazgeçmeyecektim.Öleceğimi bilsem bile bu yola devam etmeliydim.Oturdum ve düşündüm.Tüm gün boyunca düşündüm.Önümden sayısız neferler gelip geçmişti.Sonra aklıma Migrat geldi.Migrat'ta bulduğum at kafası motifleri.Parçalanmış bu şeyleri yapıştırıp eski haline getirmeliydim.Böyle şeyleri ne yapıştırabilirdi?Buldum!Zamk.Zamk ağaç özlerinde bulunan yapışkanlığı güçlü bir özdü.Ancak sadece Eminönü'nde bulunuyordu.Biz de oldukça uzağız.Diğer neferlerle ticaret yapmalıydım.Birkaç kişiye sorduğumda net cevap alamadım.Ancak bir kişi Zamk aradığımı duyunca beni aratmış Holdekilere.Bir Lodos neferi gelerek beni aldı ve onun yanına götürdü.Uygun fiyattan anlaşarak birkaç tane Zamk satın aldım.
Zamkları bir yerde muhafaza ettim.Şimdi bu,kırık at kafalarının taslak çizimi yapmalıydım.Kim kırdı ki bunları,oldukça parçalarına ayırmış.Birkaç saat çizimle uğraştım.Vakit akşama doğru geliyordu.Önümden gelen geçen herkes bana bakıyordu.Kimse beni umursamaz sanıyordum.Ancak onların gözünde anormal tavır gibi gözüküyor yaptıklarım.Biraz haklılar.Akşam suları çizim bitti.Elimde bolca Zamk vardı.Yavaşça taslağa göre yapıştırmaya başladım.Vakit gece olmuştu.Ayakta nöbet tutanlardan başka kimse yoktu.Bir ara muhafızın biri geldi ve bana baktı.Yaptığım şeyi anlamayınca yüzünü ekşiterek çekti ve gitti.Tüm gecemi buna ayırdım ve uyumadım.Bir ara gözlerim dalmak üzereydi ancak kulağımda"Devam et Koruyucu!"sözünü duyunca hırsla devam ettim.Sabah sularında bitmek üzereyken uyuya kalmışım.Uyandığımda ikindi vakitleri idi.Başımda İsmet Bey vardı ve elinde de heykel vardı.Ne gariptir ki benim az kalan yapıştırma işim tamamlanış biçimdeydi.
- Demek uyandın nefer!
- Evet efendim.
- Bu nedir?
- O bir heykelcik.
- Bunu görüyorum!Ne işe yarar bunu sormak istiyorum.
- Henüz ben de bilmiyorum ama o şey benim keşfimin bir parçası.
- Öyle mi?İsmet Bey,düşünceli gözlerle heykele baktı ve sonra da bana.Yatağanını kınına sokarak elini uzattı ve beni ayağa kaldırdı."Gel bakalım,seninle bu konu hakkında konuşalım."
- Sağdan gidelim!
- Hayır soldan!
- İkiniz de susun.
- Bir önerin mi var?
- Evet,üç kişi bir grup olacak ve bir grup sağa bir grup da sola bakacak.
Yaman ve diğer iki kişi soldan yola koyuldular.Buradaki birlikleri öldürdükten sonra bir tür çukur benzeri şeyle karşılaştılar.Çukurun içerisinde yılanlar vardı.Bir büyücü merdivenlerden inerek zemini kum olan çukurun meydanına gitti.Direnç kırarak tüm yılanları bir araya topladı ve yıldırım büyüsü ile hepsini öldürdü.Daha sonra geldikleri yönden geri gelirken grup bir çukurla karşılaştıklarını söyledi.Diğer grup da bir çukur gördüklerini söyledi.Anlaşılan simetrik bir yapıydı bu bölge.Artık son bir yer kalmıştı.Grup hızlı adımlarla yola gitmeye başladı.
Son yol üzerindeki birlikleri de öldürdükten sonra karşılaştıkları manzara karşısında şaşırdı grup.Büyük bir salon ile karşılaşmışlardı.Etrafta flamalar ve at ve dokumalar vardı.Aslan biçiminde çeşmeler...İleride de yerden 30 santimetre havada olan bir kadın gördüler.Gözleri yeşildi ve arkasında bir pelerin vardı.Saçları beyaza kaçık sarı renkliydi.Bunun Junon olduğunu anlamışlardı.Zira etrafta Junon ile ilgili birkaç eski bir şey yazıyordu.Herkes elindeki silahları güçle kavradı.Yaman elini havaya kaldırdı.
- Durun!
- Neden duruyoruz?
- Arkada merdivenler var.Buranın devamı esir tutulan adamı bulabiliriz.
- Peki ya şu kadını nasıl atlatacağız?
- Şifacı arkadaşım direnç açsın,ben belli bir süre üzerimde tutacağım ve sonra siz güvenlikle karşıya geçeceksiniz.Ben de size sonradan eşlik edeceğim.
Şifacı direnç açtı ve Yaman öne çıkarak Junon'u kışkırttı.Junon Yaman'ı hedef alıp büyülerini ona yollarken,gruptakiler karşıya geçti.Ardından Yaman da karşıya geçerek merdivenlere vardı.Merdivenler oldukça dardı.İleride vücudu yanan bir tazı gördüler.Tazılar oldukça saldırgandı ve bir ısırığı öldürebilirdi.Grup çok tedbirli şekilde tazıyı öldürdü ve yukarı doğru çıktı.Her 10 adım başı tazılarla karşılaşıyorlardı.Grup,tazıları geçerek uzun ve dar merdivenlerin sonuna vardı.Bir zindanla karşılaştılar.İçeride şömine,masa ve bir de kafes gördüler.Kafes de çürümeye bırakılmış bir esir vardı.Yaman adamın yanına yaklaştı.Adam Yaman'ı görür görmez konuşmaya başlar.
- Hey sen.Aşağıdaki büyücü kadın Junon'u görmüşsündür.Buraya kadar nasıl gelebildin bilmiyorum.Şu gördüğün parmaklıkların anahtarı o büyücüde. - Bunu kırabilirim.Yaman satırını tüm gücüyle demirlere salladı.Ancak bir çizik bile yoktu. - Hayır yapamazsın.Bu demirler efsunlanmış.Anahtar dışında beni hiçbir şey buradan çıkartamaz.
- Buraya nasıl geldin?
- Adamlarım vardı,birkaç adamım.Onlarla beraber buradaydık.Onları vahşice öldürdüler.Eğer o anahtarı bana getirirsen aylarca peşinizde koştuğunuz şeyi size vereceğim.
- Neyden bahsediyorsun sen?
- Sen ve patronun...Beni hep izlediniz ancak hep gerimde kaldınız.Philotheos Labirentinden buraya kadar.Ve bir de şimdi Tangriss var.O Tangriss'i açacak maden parçası,Junon'un üzerinde.Buradaki kapı kapalı.Bir başka kapı var ve ben bunu biliyorum.Yaşlı bir adam için fazla meraklıyım öyle değil mi?Bu bir sır.Ancak bu sırrı hiç tasnif etmeyeceğimiz biri bile biliyor.Bakışlarından her şey anlaşılıyor.Senin Tangriss ne,nedir haberin yok!Bunu sana anlatabilirim.Ancak beni özgürlüğüme kavuştur.Lanet kadın!Düşünmeme bile engel oluyor.Beni lanetledi ve canım yanıyor!Adam başını acı içinde sıkıca tutmaya başladı. - T...Tamam.
Yaman aşağıya indiğine grubun çoktan Büyücü Kadına saldırmaya başladığını gördü.Salonda bir nara atarak gruba sordu.
- Bensiz neden başladınız?
- Muhabbetini bölemezdik.Bizim anlamayacağımız konuları konuşunca biz de kadına saldırmaya başlayalım dedik.
- Güzel fakat direnç iksiri içtiniz mi?
- Evet,elektrik dirençli!
Yaman grupta aksaklık çıkarsa devreye girecekti.Junon bir ara biriyle göz göze geldi ve ona bakarak"Zindanım seni bekliyor!"dedi.Büyücü birkaç dakika sonra merdivenlerden inerek aşağıya geldi.Junon bir başkasına bakarak"Seni lanetliyorum!"dedi ve grup,lanetlenen kişiye büyü bozma yeteneklerini uyguladı.Junon'un ayakları havada kesilmeye başlamıştı.Yavaş yavaş yere doğru geliyordu.Son kudretiyle"Kadim Ruhlar beni koruyun!"dedi.Artık az hasar alıyordu ama yine de ölmek üzereydi.Büyücüler daha fazla hiddetlenerek Junon'a vuruyordu.Kadın dayanamadı ve havada uçan bedeni cansız halde yere düştü.
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Gönderilme zamanı: 28 Tem 2016 19:45
gönderen Retaliation
-Arzuhalci'ye Kuyu Hakkında-
Yaman Junon'un üzerinde bir anahtar,bir maden parçası ve bir de kendisine uygun bir zırh buldu.Zırhı takarak merdivenlere koştu.Merdivenleri hızlıca çıkarak kafesi açtı.Kafesteki adamın gözleri sabit bir yere bakıyordu.Hiç hareket etmiyordu.Adam dışarı bile hamle yapmıyordu."Haydi çık!"dedi nefer ve kolundan tutarak adamı kafesten çıkartmaya çalıştı.Adamın kafasının içi boştu ve vücudu ağırlaşmıştı.Yaman sürüklemeyi bırakınca adam yere yığıldı.Artık ruhu bu dünyadan değildi.Belki ölmüştü belki de sadece ruhu başka alemlere gitmişti.Yaman girişteki kitap ile beraber Arzuhalci'nin yanına gitti.
- Arzuhalci... Arzuhalci parmağını havaya kaldırarak neferin sözünü kesti.Elindeki gazetedeki haberi göstererek sesli bir biçimde okudu."Şu habere bak sevgili dostum.Teşkilat yeni üyeler arıyor.Bu normal bir şey ama rakam ilginç.50 yeni üye!Burnuma çok kötü kokular geliyor dostum.Eğer bu koku tahmin ettiğim şeyse vay Eminönü'nün haline.Özür dilerim dostum senin de sözünü kestim buyur.Arzuhalci uzandığı sandalyesinden kalkarak üstünü düzeltti.Yaman başından geçen olayları anlattı ve kitaptan da bahsederek kitabı Arzuhalci'ye uzattı."Kim bilir adam ne biliyordu.Tangriss ve anahtar demiştin.Çektiğin fotoğraftaki şey olmalı.Fark ettiysen Meran teknolojisine yakın bir yapıt bu. Olumlu anlamda kafasını salladı nefer."Evet.Roma uygarlığına göre aşırı gelişmiş bir yapıt bu." Arzuhalci Tangriss'in maden parçacığına bakarak konuştu."Şu an elimizde Gezgin Şehir yani Tangriss'in anahtarı var.Peki bu diğer kapı nerede?Bir de başka bir bilen demiştin değil mi dostum?Belki bu kişi Eminönü'nde.Neyse seni daha fazla yormak istemiyorum.Çok yoruldun biliyorum.Lütfen,git dinlen.Girip çıkmadığın yer kalmadı.Arzuhalci gülümsedi.
Yaman Çınar altından ayrılırken Yusuf Ağabey'in bu konudaki merakı geldi aklına.Yavaşça yanına giderek selam verdi ve elini öptü.Yusuf ağabeye esprili biçimde anlatmaya başladı.
- Pehlivan,eski Roma döneminden kalan tapınakta yağmacı çetecilere rastlayacak kadar şanssızmış.Çeteciler de burada ulu bir kapı aramaya inmişler. Yusuf Ağabey gülerek Hamit'e bakar."Hamit şu muzip nefere bir kayfe getir.Ben de tavlayı alayım şuradan,öğrensin ustalarla nasıl oyun oynandığını."
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Gönderilme zamanı: 28 Tem 2016 20:06
gönderen Retaliation
Merhaba Sevgili Günlük;
Bugün oyuna girdim ve 2 arkadaşı kıramayarak 3-4 defa Motorin'i ziyaret ettik.KendilerininMaraton Adam Cansiperhane İpekli Ayakkabısıeksikmiş.Kırmayarak yardım ettim.Sonra Migrat'a geçtik.Kesim normal seyrinde işlerken Junon'da 2 defa başarısız olunca sinirlendim ve çıktım.Oldum olası hayatım boyunca en sevmediğim bölgedir Migrat.Bugün de fotoğrafsız oldu böylece ama buralar kesinlikle dolmalı ve ben de oyunda beni gaza getiren,Büyük Hol müziklerinden biri olan 'Kan ve Klan' müziğini sizlere sunmak istiyorum.
Günün Sözü: Konuşmadan önce düşün, hareket etmeden önce ölç. -W.Shakespeare
Keyifli Forumlar.
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Gönderilme zamanı: 28 Tem 2016 20:12
gönderen Retaliation
-Bilgi Köşesi(Bilgi Şöleni)-
Kalsedon Nedir?
Kalsedon, kimyasal formülü SiO2, kuvars mineralinin kriptokristalin çeşitlerinden biridir. Yağımsı bir parlaklığa sahiptir. Saf kalsedon çok ince tabakalar halinde dizilmiş çok ince kuvars liflerinden oluşur. Saf kalsedonun rengi yarı şeffaf gri veya beyazdır. Grimsi mavi veya kahverengi gölgeli hatta siyahımsı olanları da vardır. Safsızlıklar sebebiyle şeritlerde farklı renk ve desenler olur. Bu renk ve desenlere göre ise kalsedonun farklı çeşitleri tanımlanır: akik (kornelian), oniks, jasp ve krizopras. Kalsedonun özgül ağırlığı 2.59-2.61'dir. Jeodlarda bulunan az sayıdaki minerallerdendir.
Keyifli Forumlar.
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Gönderilme zamanı: 29 Tem 2016 10:03
gönderen Retaliation
-Yeni Umut Işığı-
Heykel'in Sırrı
- Şimdi nefer,anlat bakalım neyin peşindesin?Bu at kafası heykeli de ne?Neden garip davranışlar sergiliyorsun?
- Bu at kafası bit tür tılsım gibi bir şey.Eski tür tılsımlar bir şeyi korumak için yapılır.Zira ben bunu eski Roma tapınağında buldum.Bir tür gizem var ortada evet ve ben bu gizemin son halkası olarak düşündüğüm buraya gelmeyi tercih ettim.Eski medeniyetlerin gizemi.Roma ve Meran yılanları.Garip davranışlarımın sebebi bunlardır efendim.
- Roma mı Meran mı?Çok saçma!
- Hayır saçma değil!Biliyorum beni daha yeni tanıdınız ve rütbesiz bir erim.Bana güvenmiyorsunuz ama size göstereceğim bir şey var.İsmet Bey'i kolundan tutarak kimsenin göremeyeceği bir yere götürdüm.Sağıma soluma baktım ve ceketimi yukarı sıvazladım. - Bunlar da ne nefer?
- Bunlar bir dövme ve eskilerin yaptıkları şeyden.Bunları ben yaptırmadım.Bir gün ansızın oluştu.Gördüyseniz arkada hep eski tür yazılar ve semboller var.Kıyamette bir dövmeci bulup yaptırmak zor ve benim de yer yön bilgim zayıftır.
- Daha da kafamı karıştırdın şimdi.
- Bakın size son birkaç şey göstereceğim.Elime fotoğraf makinesini ve birkaç fotoğrafı aldım"Bunları görüyor musunuz?" İsmet Bey şaşkınlıkla fotoğraflara bakıyordu. - Burası bahsettiğim Roma tapınağı.Şuraya bakın.Gizemli bir geçit ama kapalı.Adı Tangriss'miş.Lahitleri görüyor musunuz?Şu koca salona ne demeli ve devamındaki uzun merdivenlere?Merdivenlerin devamında bir zindan çıkıyor karşımıza.
- Haklıymışsın.
- Bakın burada da Çemberlitaş'tan birkaç fotoğraf.Erg küresi,yaşam merkezi girişi.Burası da içerisi ve dev monitörler.
- Sana inandım.Fakat şu at kafaları ne işe yarayacak hala bilmiyoruz.
- Onları kimsenin görmeyeceği yerde muhafaza etmeliyiz.Gümüş bir platform bulabilir miyiz,Kripraz veya Yeşil Elmas?
- Çok kolay.Ancak ne işe yarayacak?
- Bu heykelleri onun üzerine koyacağız ve de karşılıklı şekilde.Bu bir tılsım ise işe yaramalı.
Birkaç dakika sonra İsmet Bey'in emriyle Kripraz'dan yapılmış iki platform getirildi.Ben ise heykelleri karşılıklı olacak şekilde dikkatlice yerleştirdim.Kırmızı gözleri birbirine bakacak şekilde ayarladım.Zihnimde koruyucu at belirdi.
- Sana beni her zaman yanında tutabileceğini söylemiştim hatırlıyor musun Koruyucu?
- Evet hatırlıyorum.
- İşte beni serbest bıraktın ve şimdi senin yanındayım.
Birkaç saniye gözlerim dalmış.İsmet Bey'in beni dürtmesiyle kendime geldim."Heykeller işe yarıyor"dedim.İsmet Bey bir adım öne gelerek şaşkınlıkla bana baktı."Nereden anladın?"Gülümseyerek kafamı motiflere çevirdim."Sadece bir tahmindi ve de bir akıl oyunu."
İsmet Bey'le konuşmamız bittikten sonra bir ekibin raylara keşfe gideceğini söyledi.Beni de o ekibe dahil edeceğini ancak dikkatli olmamı tembihledi.Grup dışarıda hazırdı.Aralarına katılarak bahsettikleri raylara doğru yola çıktık.
Re: YaMaN-Retaliation Günlüğü
Gönderilme zamanı: 29 Tem 2016 18:56
gönderen kerimcan123
Retaliation yazdı:
-Bilgi Köşesi(Bilgi Şöleni)-
Kalsedon Nedir?
Kalsedon, kimyasal formülü SiO2, kuvars mineralinin kriptokristalin çeşitlerinden biridir. Yağımsı bir parlaklığa sahiptir. Saf kalsedon çok ince tabakalar halinde dizilmiş çok ince kuvars liflerinden oluşur. Saf kalsedonun rengi yarı şeffaf gri veya beyazdır. Grimsi mavi veya kahverengi gölgeli hatta siyahımsı olanları da vardır. Safsızlıklar sebebiyle şeritlerde farklı renk ve desenler olur. Bu renk ve desenlere göre ise kalsedonun farklı çeşitleri tanımlanır: akik (kornelian), oniks, jasp ve krizopras. Kalsedonun özgül ağırlığı 2.59-2.61'dir. Jeodlarda bulunan az sayıdaki minerallerdendir.
Keyifli Forumlar.
Bilgi köşesinde yazdıklarını takip ediyorum. Babamın süs taşı madeni var ve bende bu konular hakkında baya geniş bilgi havuzuna sahibim (Kalsedon,Akik,Jasper,Opal) ama kalsedon hakkında yazdığın hatalı bir kaç şeyi düzeltmek istiyorum.Kalsedonlar ağırlıklı olarak yağımsı bir parlaklığa sahip değildir.Genel olarak soluk renklerdedirler.Yaygın olarak beyaz ve şeffaf gri değilde mavi renklidirler.Kalsedon,Akik,Oniks,Jasper ve krizopras silisyum ve oksijen tabanlı minerallerdir. Formullerinin hepsi Si(X)O(x) olarak geçer. Ve her ne kadar formul olarak birbirlerine benziyor olsalarda birbirlerinden çok farklı taşlardır Kalsedon mavi ve mat , Krizopras(kripraz) yeşil ve mat,Oniks siyah mat ve kırmızı parlak, Jasper multicolor ve parlaktır Birazda kendi sahamızdan çıkan kalsedon,Jasper ve Akik görüntülerini paylaşayım Esen kal kardeşim.
Akik içerisinde agat desenli kalsedon
Kalsedon
Akik(Agat)