SÜTÇÜ İMAM ALİ
Fransızlar'ın Maraş'ı işgalinden kısa bir süre sonra olaylar başladı. Olaylar ilk anlarda küçük grubların karşılıklı sataşma ve atışmalarla yer yer meydana geliyordu.
Bu arada asıl adı Ali olan Sütçü Imam Uzunoluk caddesinin kenarında hem süt satarak geçimini sağlıyor, hemde ücretsiz olarak imamlık yapıyordu.
31 Ekim 1919 Cuma günü sabah olur olmaz, şehirdeki Ermeniler'in taşkınlık ve şımarıklıkları görülmeye başladı. Fransızlar'dan güç alan Ermeniler, şehre dağılarak önlerine gelen Türklere hakaret ediyorlar, Türk Milletinin örf, adet, gelenek ve görenekleri ile dinine dil uzatıyorlardı. Çeşitli mahallelerde yer yer olaylar patlak vermeye başladı. Fransız askerleri de bu duruma seyirci kalıyorlardı.
Fransız ve Ermeni askerler üçer-dörder kişilik grublar halinde çarşı-pazar ve mahalleleri dolaşıyorlardı. Türklerin bazılarını dövmelerinin yanında, Türk Milletini ve Türk Hükümeti'ni aşağılayıcı sözler sarfediyorlardı. Sataşma, dövme, yaralama gibi taşkınlıklarda yetmiyormuş gibi, sarkıntılık etmeye de başladılar.
Dinine, vatanına, milletine, ailesine, namusuna bayrağına, kitabına, şeref ve haysiyetine bağlı; başkalarının boyunduruğu altında yaşamaktansa, ölümü bile tercih eden Kahramanmaraşlılar adeta kükrediler. Fransız askerleri, Türklerin cesaret, azim ve kararlılığını henüz tanımıyorlardı. Fransızlar ve Ermenilerin bu taşkın hareketleri, Türklerin azim ve iradelerini artırıyordu. Türkler için artık tahammülü mümkün olmayan bir yere gelinmişti.
Bardağı taşıran son damla, Fransız askerlerinin Uzunoluk hamamından çıkan Türk kadınlarına sarkıntılık etmeleri oldu.
Bir grup Fransız Ermeni askeri ikindi üzerinde Uzunoluk Caddesi'nden kışlaya dönüyorlardı. 0 anda Uzunoluk Hamamından yüzleri peçeli iki Türk kadını çıktı. Üç kişi olan ve sarhoş durumda olan Fransız Ermeni askerlerinden birisi, hamamdan çıkan Türk kadınlarına saldırdı ve peçesini yırttı. "Artık burası Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez" diyerek kadıncağıza sarılıp ilişmek istedi. Peçesi yırtılan ve zor durumda kalan kadıncağız bayılıp yere düştü. Diğer kadında imdat istercesine bağırdı. Olayı Kel Hacı'nın kahvesinden gören Türkler dışarı çıkarak, askerlerin üzerine yürüdüler. Türkler, Ermeniler'e ihtarda bulunarak yollarına gitmelerini söylediler. Ermeniler kötü sözler sarfederek silah kullandılar. Bu arada Çakmakçı Sait orada kurşunla yaralandı ve şehit oldu. Gaffar Osman'da yaralandı. Bu sırada Ali Sütçü Imam, Karadağ tabancasını alarak dükkanından hızla olayın olduğu yere geldi. Silahını Ermeni askerlerinin üzerine boşalttı. İlk kurşunu atan Kahraman Sütçü Imam'ın silahı ile yaralanan Ermeni askeri arkadaşlarının yardımı ile kışlaya götürüldü. Yaralı asker bir gün sonra öldü. 1 Kasım 1919 tarihinde ölen Ermeni için büyük bir
cenaze töreni düzenlendi. Sütçü İmam ise Nalbant Bekir'den aldığı bir atla Bertiz'in Ağabeyli köyünde bulunan Beyazıt oğlu Muharrem Bey'in yanına gitti, Sütçü İmam Ermeni ve Fransızlar tarafından sürekli arandı. Bulunması için de Kahramanmaraş Hükümeti çok sıkıştırıldı.Bütün çabalarına rağmen Sütçü İmam bulunamadı.
Sütçü İmam'ın bu unutulmaz kahramanlığından dolayı halk adeta birbirine kenetlenerek kardeş oldu. Birlik ve beraberliğin engüzel örneği bundan sonra da yaşandı. Sütçü İmam olayı, Kahramanmaraş harbinde de yeni bir ışık, yeni bir zafer yolunu açmış oldu.
Fransız askerlerinin ölmesi, Fransızlarla Ermeniler arasındaki sıkı ilişkiyi daha da artırdı. Fransız asayişinin bozulmasına Türk düşmanı Ellik Ermenileri sebeb oldu. Çünkü Fransızlar; Türkler'in bukadar vatan ve namusuna sadakatla bağlı olduklarını bilmiyorlardı.
Olayların Gelişmesi:
Sütçü İmam hadisesinden sonra gözleri dönmüş Ermeniler, çılgınlıklarını artırmaya başladılar. Ermeniler sağa sola ateş ederek Zülfikar Çavuş oğlu Hüseyin'i şehit ettiler. Bu arada Türkleri öldürüp kadınlarını alacaklarını, camilerine çan takacaklarını söylemeye başladılar.
Gaziantep yolu üzerindeki Zeytinlikte Tiyeklioğlu Kadir isimli genci boğazlayarak burnunu ve kulaklarını kestiler. Tiyeklioğlu Kadir, Sütçü İmam'ın dayısının oğlu olduğundan, özellikle işkence sonucu öldürdüler.
1 Kasım 1919 Ermenilerin yaptıkları cinayetler artarak devam etti. Şekerli mahallesinden Nasıroğlu Mehmet, arkadan kamalanarak Ermeniler tarafından haince şehit edildi. 14 Kasım 1919 günü yine, Çiçekli Mahallesindeki evinden komşusuna gitmekte olan Aşık Mustafa oğlu Ökkeş'i şehit ettiler.
Bu arada Kuyucak Kümbet, Çiçekli ve Haydarlı mahallelerinde toplanan Ermeniler, silahlanarak Türk askeri kıyafetlerinde olmak üzere Türkleri tek tek yakalayıp işkence etmeye başladılar. Maraşlıların gitgide sabrı taşıyordu.
8 Kasım 1919'da Adana'dan Kahramanmaraş'a bir tabur Tunuslu asker daha getirildi. Tunuslu askerler de şehre dağılmadan doğruca Fransız birliklerinin kışlalarına geldiler.
Bu sırada haberleşme telgrafla yapılıyordu. Telgraf makinalarından Türkler de gizlice yararlanıyorlardı. Türkler tarafından Cancık Mağarası'na yerleştirilen Telgraf makinası sayesinde Sarıgüzel, Maksutlu, Bertiz, Sarıçukur ve Kavlaklı köyleri ve Pazarcıktaki Kılıç Ali Beyle haberleşme sağlanıyordu.
***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
1 KASIM TARİHTE BUGÜN
Olaylar
1604 - Shakespeare’in Othello adlı eseri ilk kez Londra'da oynandı.
1755 - Lizbon'da meydana gelen çok şiddetli bir deprem ve ardından oluşan tsunami yaklaşık 90.000 kişinin ölümüne neden oldu.
1922 - Son Osmanlı padişahı VI. Mehmet tahtını terketti.
1922 - 623 yıl süren Osmanlı Saltanatı, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla sona erdi.
1956 - Macaristan Varşova Paktı'ndan çekildiğini açıkladı. Başbakan Imre Nagy Macaristan'ın tarafsız bir devlet olarak tanınmasını istedi.
1959 - Kongo'da beyaz karşıtı ayaklanmalar sonrası milliyetçi lider Patrice Lumumba tutuklandı.
1996 - NTV Televizyonu kuruldu.
1998 - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kuruldu.
Olaylar
1604 - Shakespeare’in Othello adlı eseri ilk kez Londra'da oynandı.
1755 - Lizbon'da meydana gelen çok şiddetli bir deprem ve ardından oluşan tsunami yaklaşık 90.000 kişinin ölümüne neden oldu.
1922 - Son Osmanlı padişahı VI. Mehmet tahtını terketti.
1922 - 623 yıl süren Osmanlı Saltanatı, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla sona erdi.
1956 - Macaristan Varşova Paktı'ndan çekildiğini açıkladı. Başbakan Imre Nagy Macaristan'ın tarafsız bir devlet olarak tanınmasını istedi.
1959 - Kongo'da beyaz karşıtı ayaklanmalar sonrası milliyetçi lider Patrice Lumumba tutuklandı.
1996 - NTV Televizyonu kuruldu.
1998 - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kuruldu.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
5. MEHMET VAHİDETTİN
Şehzadeliği
Sultan Abdülmecit'in sekizinci oğlu ve kendisinden önce tahta geçen V. Murat, II. Abdülhamit ve V. Mehmet Reşat'ın küçük kardeşidir.
Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Sultan Abdülmecit'in ikballerinden Şayeste Hanımefendi tarafından büyütüldü. Tahta geçiş sıralamasında çok aşağılarda olduğu için gözden uzak bir yaşam sürdü. Gençlik yıllarında gizlice medrese derslerini takip etmiş, bu özelliği ile tahta çıktıktan sonra kendisine arz edilen şer'i konulara müdahale edebilecek derecede yetkinleşmiştir.
İlk evliliğini bu dönemde, ablası Cemile Sultan'ın sarayında görüp beğendiği Emine Nazikeda Hanım ile yapmıştır. Cemile Sultan, çok sevdiği Nazikeda üzerine başka bir eş almaması şartı ile Vahideddin'in talebini kabul edeceğini bildirdiğinde ablasının şartını kabul etmesine rağmen, bu evlilikten dünyaya Sabiha Sultan ve Fatma Ulviye Sultan geldikten sonra doktorların tıbben bir daha doğum yapamayacağı bildirilmesi üzerine eşinin de rızasını alarak başka evlilikler yaptı. 1912'de tek oğlu Mehmet Ertuğrul dünyaya geldi.
Ağabeyi II. Abdülhamit'in uzun padişahlığı sırasında, Çengelköy'de mimar Alexandre Vallaury'ye yaptırdığı köşkünde münzevi bir hayat yaşadı. Diğer şehzadeler hakkında padişaha jurnal yazmakla suçlandı.
V. Mehmet Reşat tahta geçtiğinde, Sultan Abdülaziz'in oğlu Yusuf İzzeddin Efendi veliaht oldu. Yusuf İzzettin'in 1 Şubat 1916'da bir yurt dışı seyahatine çıkacağı gün henüz aydınlatılamayan bir şekilde intiharı üzerine Vahidettin veliahtlık makamına yükseldi. 1917 Aralık ayında yaveri Mustafa Kemal Paşa eşliğinde beş haftalık Almanya seyahatine çıktı. 3 Temmuz 1918'de Sultan Reşat'ın ölümü üzerine 57 yaşında tahta çıktı.Tahta çıkışından kısa bir süre sonra şöyle dediği anlatılır:"Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layikiyle tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhde eyledim. Şaşmış bir haldeyim, bana dua ediniz."
Padişahlığı
1918 yazında tahta geçtiğinde Saltanata geçtiğinde ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Devlet yönetiminde aktif bir rol alacağının işaretlerini vermişti ancak iki büyük sorunla karşı karşıya idi: bir yandan, bir felakete dönüşen I. Dünya Savaşı'nı en az hasarla sona erdirmek; öbür yandan, 1913'ten beri imparatorluğa egemen olan İttihat ve Terakki rejimine karşı bir siyasi alternatif oluşturmak. Tahta geçer geçmez, İttihat ve Terakki önderliğine muhalefetiyle tanınan Mustafa Kemal Paşa'yı Suriye Cephesi kumandanlığına atadı.
8 Ekim 1918'de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Talat Paşa başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet İzzet Paşa başkanlığında bir kabine kuruldu ve bu kabine savaşı bitiren Mondros Mütarekesi'ni 30 Ekim 1918'de imzalandı. İzzet Paşa'nın "artçı" kabinesinin de sadece 25 gün süren iktidardan sonra istifası üzerine Padişah diplomat Ahmet Tevfik Paşa'yı 13 Kasım'da sadrazamlığa getirdi.
İstanbul'un İngilizler tarafından işgalinden sonra kurulan ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idamına fetva alan ve 10 Ağustos 1920'de Sevr Anlaşması'nı imzalayan son Damat Ferit kabinesi, kurulduktan altı buçuk ay sonra istifa etti. Yeniden Tevfik Paşa başkanlığında kurulan ve nötr kişilerden oluşan yeni kabine, 1922 Kasımına kadar görünürde hükümet etmeye devam etti.
Türkiye'den ayrılışı ve sürgün yılları.
Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922'de İzmir'in Kurtuluşu ve 13 Ekim 1922'de Mudanya Mütarekesi ile sona erdi. Bu sırada İstanbul henüz İtilaf Devletlerinin askeri işgali altındaydı. 6 Ekim'de TBMM ordusunu temsilen Refet Paşa (Bele) komutasındaki bir askeri birlik İstanbul'a girdi. Bu günlerde basın organları Vahideddin aleyhinde geniş çaplı ve kamuoyunda etki yapan yayınlarda bulundular. Padişah Vahdettin'nin Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fermanı imzalaması onun vatan haini olduğunu açıkça göstermekte olduğunu düşünen Halk arasında bazı gruplar hakaret ve tehdit içeren gösteriler yapmışlardır. Bu olaylar Vahiddin'in korkuya kapılmasına sebep oldu.
1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi çıkardığı iki maddelik bir kanunla saltanatı kaldırdı. 4 Kasım'da son sadrazam Ahmed Tevfik Paşa istifa etti. 5 Kasım'da Refet Paşa, Babıali'deki bakanlıklara gönderdiği bir genelgeyle işlerine son verildiğini tebliğ etti. 17 Kasım sabahı Vahdettin, küçük oğlu Mehmet Ertuğrul ve hareminin mensuplarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayından bir kayığa binerek Boğaziçi'nde demirlemiş olan bir İngiliz zırhlısı ile Malta'ya gitmiştir.
İngilizler Vahdettin'in İngiltere'ye gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta'da kaldı. 1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin'in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan 1923'e dek Hicaz'da kaldı. İngiltere'nin baskısı üzerine buradan ayrıldı.
Bir süre İtalya'nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran 1923'te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Bu dönemde başlangıç bölümünü kendi el yazısıyla yazdığı, kalan bölümlerini yakınlarına dikte ettirdiği anılarını kayda geçirmiştir.
16 Mayıs 1926'da San Remo'da kalp damarlarının tıkanmasından dolayı 65 yaşında hayatını kaybetti. Alacaklıları olan yaşadığı semtin manavı ve kasabı cenazesine haciz koydurmuşlardır. Kızı Sabiha Sultan mücevherlerini satarak borçlarını ödemiş ve cenazesi üzerindeki hacizi kaldıralarak, damadı Ömer Faruk Efendi'nin nezaretinde Beyrut'a getirilmiş, oradan Şam'a nakledilmiştir. II. Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan'ın ilk kocası olması sebiyle ailenin eski damadı sayılan, Suriye'nin o sıradaki Cumhurbaşkanı Ahmed Nami Bey'inde katıldığı, Suriye Hükümeti'nin düzenlediği resmi bir törenle Şam'da Süleymaniye (Selimiye) Camii haziresine defnedilmiştir.
Şehzadeliği
Sultan Abdülmecit'in sekizinci oğlu ve kendisinden önce tahta geçen V. Murat, II. Abdülhamit ve V. Mehmet Reşat'ın küçük kardeşidir.
Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Sultan Abdülmecit'in ikballerinden Şayeste Hanımefendi tarafından büyütüldü. Tahta geçiş sıralamasında çok aşağılarda olduğu için gözden uzak bir yaşam sürdü. Gençlik yıllarında gizlice medrese derslerini takip etmiş, bu özelliği ile tahta çıktıktan sonra kendisine arz edilen şer'i konulara müdahale edebilecek derecede yetkinleşmiştir.
İlk evliliğini bu dönemde, ablası Cemile Sultan'ın sarayında görüp beğendiği Emine Nazikeda Hanım ile yapmıştır. Cemile Sultan, çok sevdiği Nazikeda üzerine başka bir eş almaması şartı ile Vahideddin'in talebini kabul edeceğini bildirdiğinde ablasının şartını kabul etmesine rağmen, bu evlilikten dünyaya Sabiha Sultan ve Fatma Ulviye Sultan geldikten sonra doktorların tıbben bir daha doğum yapamayacağı bildirilmesi üzerine eşinin de rızasını alarak başka evlilikler yaptı. 1912'de tek oğlu Mehmet Ertuğrul dünyaya geldi.
Ağabeyi II. Abdülhamit'in uzun padişahlığı sırasında, Çengelköy'de mimar Alexandre Vallaury'ye yaptırdığı köşkünde münzevi bir hayat yaşadı. Diğer şehzadeler hakkında padişaha jurnal yazmakla suçlandı.
V. Mehmet Reşat tahta geçtiğinde, Sultan Abdülaziz'in oğlu Yusuf İzzeddin Efendi veliaht oldu. Yusuf İzzettin'in 1 Şubat 1916'da bir yurt dışı seyahatine çıkacağı gün henüz aydınlatılamayan bir şekilde intiharı üzerine Vahidettin veliahtlık makamına yükseldi. 1917 Aralık ayında yaveri Mustafa Kemal Paşa eşliğinde beş haftalık Almanya seyahatine çıktı. 3 Temmuz 1918'de Sultan Reşat'ın ölümü üzerine 57 yaşında tahta çıktı.Tahta çıkışından kısa bir süre sonra şöyle dediği anlatılır:"Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layikiyle tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhde eyledim. Şaşmış bir haldeyim, bana dua ediniz."
Padişahlığı
1918 yazında tahta geçtiğinde Saltanata geçtiğinde ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Devlet yönetiminde aktif bir rol alacağının işaretlerini vermişti ancak iki büyük sorunla karşı karşıya idi: bir yandan, bir felakete dönüşen I. Dünya Savaşı'nı en az hasarla sona erdirmek; öbür yandan, 1913'ten beri imparatorluğa egemen olan İttihat ve Terakki rejimine karşı bir siyasi alternatif oluşturmak. Tahta geçer geçmez, İttihat ve Terakki önderliğine muhalefetiyle tanınan Mustafa Kemal Paşa'yı Suriye Cephesi kumandanlığına atadı.
8 Ekim 1918'de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Talat Paşa başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet İzzet Paşa başkanlığında bir kabine kuruldu ve bu kabine savaşı bitiren Mondros Mütarekesi'ni 30 Ekim 1918'de imzalandı. İzzet Paşa'nın "artçı" kabinesinin de sadece 25 gün süren iktidardan sonra istifası üzerine Padişah diplomat Ahmet Tevfik Paşa'yı 13 Kasım'da sadrazamlığa getirdi.
İstanbul'un İngilizler tarafından işgalinden sonra kurulan ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idamına fetva alan ve 10 Ağustos 1920'de Sevr Anlaşması'nı imzalayan son Damat Ferit kabinesi, kurulduktan altı buçuk ay sonra istifa etti. Yeniden Tevfik Paşa başkanlığında kurulan ve nötr kişilerden oluşan yeni kabine, 1922 Kasımına kadar görünürde hükümet etmeye devam etti.
Türkiye'den ayrılışı ve sürgün yılları.
Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922'de İzmir'in Kurtuluşu ve 13 Ekim 1922'de Mudanya Mütarekesi ile sona erdi. Bu sırada İstanbul henüz İtilaf Devletlerinin askeri işgali altındaydı. 6 Ekim'de TBMM ordusunu temsilen Refet Paşa (Bele) komutasındaki bir askeri birlik İstanbul'a girdi. Bu günlerde basın organları Vahideddin aleyhinde geniş çaplı ve kamuoyunda etki yapan yayınlarda bulundular. Padişah Vahdettin'nin Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında ölüm fermanı imzalaması onun vatan haini olduğunu açıkça göstermekte olduğunu düşünen Halk arasında bazı gruplar hakaret ve tehdit içeren gösteriler yapmışlardır. Bu olaylar Vahiddin'in korkuya kapılmasına sebep oldu.
1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi çıkardığı iki maddelik bir kanunla saltanatı kaldırdı. 4 Kasım'da son sadrazam Ahmed Tevfik Paşa istifa etti. 5 Kasım'da Refet Paşa, Babıali'deki bakanlıklara gönderdiği bir genelgeyle işlerine son verildiğini tebliğ etti. 17 Kasım sabahı Vahdettin, küçük oğlu Mehmet Ertuğrul ve hareminin mensuplarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayından bir kayığa binerek Boğaziçi'nde demirlemiş olan bir İngiliz zırhlısı ile Malta'ya gitmiştir.
İngilizler Vahdettin'in İngiltere'ye gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta'da kaldı. 1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin'in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan 1923'e dek Hicaz'da kaldı. İngiltere'nin baskısı üzerine buradan ayrıldı.
Bir süre İtalya'nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran 1923'te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Bu dönemde başlangıç bölümünü kendi el yazısıyla yazdığı, kalan bölümlerini yakınlarına dikte ettirdiği anılarını kayda geçirmiştir.
16 Mayıs 1926'da San Remo'da kalp damarlarının tıkanmasından dolayı 65 yaşında hayatını kaybetti. Alacaklıları olan yaşadığı semtin manavı ve kasabı cenazesine haciz koydurmuşlardır. Kızı Sabiha Sultan mücevherlerini satarak borçlarını ödemiş ve cenazesi üzerindeki hacizi kaldıralarak, damadı Ömer Faruk Efendi'nin nezaretinde Beyrut'a getirilmiş, oradan Şam'a nakledilmiştir. II. Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan'ın ilk kocası olması sebiyle ailenin eski damadı sayılan, Suriye'nin o sıradaki Cumhurbaşkanı Ahmed Nami Bey'inde katıldığı, Suriye Hükümeti'nin düzenlediği resmi bir törenle Şam'da Süleymaniye (Selimiye) Camii haziresine defnedilmiştir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- Bortecinexarslan
- İri Fare Avcısı
- Mesajlar: 56
- Kayıt: 23 Tem 2010 10:36
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Lonca listesindeki ismim Börteçinexaslan olarak yazılmış. Doğrusu olan Börteçinexarslan ile değiştirilmesini talep ediyorum
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!




- lahy1
- Teşkilat Neferi
- Mesajlar: 553
- Kayıt: 13 Ara 2009 12:59
- Sunucu: Tılsım
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Kurt
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Herkese selam ederim arkadaşlar ayrıca usta verdiğin bilgiler cok güzel emeğine sağlık diyorum zaman zaman gülüyorumda emeğine sağlık gercekten
KURT LONCASI YÖNETİM KURULU
Doğu Kurt Hanlığı
Kurtlarxatakaan KurtlarxATAAKAN Fedaixatakan Armageyşax XxATAKANxX
Doğu Kurt Hanlığı
Kurtlarxatakaan KurtlarxATAAKAN Fedaixatakan Armageyşax XxATAKANxX
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Bortecinexarslan yazdı:Lonca listesindeki ismim Börteçinexaslan olarak yazılmış. Doğrusu olan Börteçinexarslan ile değiştirilmesini talep ediyorum![]()
Hata hafta sonu Alparslan geldiğinde düzeltilecektir.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
lahy1 yazdı:Herkese selam ederim arkadaşlar ayrıca usta verdiğin bilgiler cok güzel emeğine sağlık diyorum zaman zaman gülüyorumda emeğine sağlık gercekten
Aleykümselam kardeşim.
Yazıları okuduğuna sevindim, Eyvallah, misafirimiz olman sevindirici.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
ustax66 yazdı:xtengiz yazdı:
Börteçine Loncası KurallarıGizlenmiş İçerikGöster1. Her lonca üyesi birbirine yardım etmek zorundadır.
2. Hiçbir şekilde ve şartta küfür edilmeyecektir.
3. Lonca Başkanı oyundayken veya değilken Lonca ikinci başkanına veya takım komutanlarına her hangi bir saygısızlık veya itaatsizlik olmayacaktır.
4. Lonca başkanı oyunda değilken Lonca yönetim kurulu başkanı veya Lonca idari başkanları loncadan sorumludur.
5. Loncamız milliyetçi bir loncadır.
6. Loncamızın klanı arz klanıdır.
7. İkinci bir Loncası olan asla loncamıza alınmaz bizim loncamızdayken başka bir loncaya geçenin ise karakterleri silinir.
8. Yüz kızartıcı her türlü şuç (hırsızlık, bayan oyunculara terbiyesizlik… vs) yasaktır. Bu suçların cezası karakterlerin silinme oalcaktır.
9. Yaptığınız her hareketin şahsınıza değil Loncaya mal edileceğini unutmayınız.
10. Loncamız hiyerarşi ile yönetilmektedir.»»-(¯`•.•´¯)->Lonca Yönetim Kurulu <-(¯`•.•´¯)-««
Börteçnexilteri--BörteçinexHünkar ==>Lonca Kurucusu-Lideri==>Mertkan UĞURLU
Börteçinexxusta--Börteçinexusta--Börteçinexxxusta==>Lonca Yönetim Kurulu Başkanı==>Arif YAMAN
Börteçinextengiz--Börteçinexşaman--Börteçinexotacı==>Lonca Forum Sözcüsü==>Alparslan YAMAN
BörteçinexKAFKAS ==>Üye Alım Sorumlusu==>Kürşad
BörteçnexPerseus--BörteÇnexLeqendx==>Üye Alım Sorumlusu==>Murat
»»-(¯`•.•´¯)->Lonca Üyeleri<-(¯`•.•´¯)-««
Börteçinexbaşbuğ==>Üye==>İhsan
Börteçinexayzıt--Börteçinexötüken--Börteçinexasena==>Üye==>Melek
Börteçinexbeyaz--Börteçinexvefa--Börteçinexderman==>Üye==>Beyzanur
Börteçinexsepya--Börteçinexxsepya==>Üye==>Çağdaş
Börteçinexmeriç--Börteçinexmelodi==>Üye==>Zişan
Börteçinexzarif==>Üye==>Cansu
Börteçinexefe==>Üye
Börteçinexaslan==>Üye==>Metehan
,-*'^'~*-.,_,.-*~ İzinli Listemiz ~*-.,_,.-*~'^'*-,Gizlenmiş İçerikGösterBörteçinexamazon--Börteçinexgece--Börteçinexdoktor==>Üye==>Büşra
,-*'^'~*-.,_,.-*~ Loncamıza Başvuru Koşulları ~*-.,_,.-*~'^'*-,Gizlenmiş İçerikGösterİsim,
Yaş,
Karakter İsimleri ve Seviyeleri,
Herhangi Bir İrtibat Adresi, ( Msn, Skype, Cep Telefonu vs. )
Daha Önce Bir Loncaya Mensup ise Mensup Olduğu Loncanın İsmi,
Daha Önce Mensup Olduğu Loncadan Ayrılma Sebebi.
:!: Yukarıdaki Üyeler Haricinde Üyemiz Bulunmamaktadır..
Börteçine Loncası 2009'dan beri...


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
2 KASIM TARİHTE BUGÜN
Olaylar
1914 - Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etti.
1917 - Filistin'de Yahudilere yurt verilmesini öngören Balfour Deklerasyonu, 1917 yayınlandı.
1930 - Haile Selasiye 1930'da Habeşistan İmparatoru olarak taç giydi.
1970 - Salvador Allende, Şili Devlet Başkanı oldu.
2000 - Dünya Satranç Şampiyonası'nda Garry Kasparov yurttaşı Vladimir Kramnik'e yenildi. Garry Kasparov 15 yıldır dünya satranç şampiyonuydu.
Olaylar
1914 - Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etti.
1917 - Filistin'de Yahudilere yurt verilmesini öngören Balfour Deklerasyonu, 1917 yayınlandı.
1930 - Haile Selasiye 1930'da Habeşistan İmparatoru olarak taç giydi.
1970 - Salvador Allende, Şili Devlet Başkanı oldu.
2000 - Dünya Satranç Şampiyonası'nda Garry Kasparov yurttaşı Vladimir Kramnik'e yenildi. Garry Kasparov 15 yıldır dünya satranç şampiyonuydu.


[right]Arif YAMAN[/right]
- ustax66
- Sığınak Fedaisi
- Mesajlar: 3955
- Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Balfour Deklarasyonu, 1917
Arthur James Balfour.
Balfour Deklerasyonu, Lloyd George'un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Althur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Yahudi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklerasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour girişimiyle 1926 yılında, İngiliz sömürgeleri konusunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.
Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hereketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiştir. İngilizlerin Araplara yatırım yaptığı bir dönem olduğu için, bildiride ‘ülkedeki öteki sakinlerin medeni ve dinsel haklarının ihlal edilmemesi’ şart koşulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması protokokü niteliğindenki Sykes-Picot Antlaşması ve Mekke Şerifi Hüseyin ile İngiltere'nin Mısır'daki Yüksek Komiseri McMahon arasında gizli olarak imzalanan McMahon Antlaşması ardından yapılan bu girişim, böyle bir maddeyi gerektirmiştir.
Bu mektup ve bunun ardından gelişecek olan olaylar, dünya Siyonist kesimin desteğinin İtilaf Devletleri yönüne çekilmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca ABD tarafından da desteklenmişir. Amerika, Orta Doğu'da bir Musevi devletinin bulunmasının, Orta Doğu politikaları için sağlam bir dayanak oluşturacağını kavramıştır.
Lord Balfour'un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın desteğini sağlamıştır. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson, Ekim 1918 ayında deklerasyonu desteklediklerini açıklamıştır.
Sözkonusu deklerasyon, Orta Doğu'da bir İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecin önemli bir kilometre taşıdır.
Arthur James Balfour.
Balfour Deklerasyonu, Lloyd George'un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Althur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Yahudi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklerasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour girişimiyle 1926 yılında, İngiliz sömürgeleri konusunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.
Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hereketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiştir. İngilizlerin Araplara yatırım yaptığı bir dönem olduğu için, bildiride ‘ülkedeki öteki sakinlerin medeni ve dinsel haklarının ihlal edilmemesi’ şart koşulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması protokokü niteliğindenki Sykes-Picot Antlaşması ve Mekke Şerifi Hüseyin ile İngiltere'nin Mısır'daki Yüksek Komiseri McMahon arasında gizli olarak imzalanan McMahon Antlaşması ardından yapılan bu girişim, böyle bir maddeyi gerektirmiştir.
Bu mektup ve bunun ardından gelişecek olan olaylar, dünya Siyonist kesimin desteğinin İtilaf Devletleri yönüne çekilmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca ABD tarafından da desteklenmişir. Amerika, Orta Doğu'da bir Musevi devletinin bulunmasının, Orta Doğu politikaları için sağlam bir dayanak oluşturacağını kavramıştır.
Lord Balfour'un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın desteğini sağlamıştır. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson, Ekim 1918 ayında deklerasyonu desteklediklerini açıklamıştır.
Sözkonusu deklerasyon, Orta Doğu'da bir İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecin önemli bir kilometre taşıdır.


[right]Arif YAMAN[/right]