Sırp Sındığı Muharebesi, 1364 yılında, Sırp prensliği, Macar krallığı, Bulgar krallığı Bosna prensliği ve Eflak prensliği(romanya)lıdan oluşan İttifakın, Osmanlılar'ı Balkanlar'dan atmak için başlattıkları bir savaştır.
Osmanlıların Edirne'yi 1362'de ele geçirdikleri zaman Konstantinopolis'ten Avrupa'ya giden stratejik ana yol kesilmişti. Türk göçmenler çok sayıda ve çok hızla Trakya'ya yerleşmeye başlamışlardı. Osmanlıların 1363de Filibe (şimdi Plovdiv)'i ele geçirmeleri sırasında kaçan ve Sırbistan'a sığınan Bizans kumandanı Osmanlılar üzerine yürünmesini devamlı olarak tavsiyede bulunuyordu. Balkanlarda bulunan Hıristiyan devletler olan Macar ve Sırp kralıkları ile Eflâk ve Bosna prenslikleri birleşik olarak bir Haçlı seferi yapmaya karar verdiler ve Osmanlı devletine karşı ilk kez Haçlı ittifakı oluşturuldu.
1364 yazında Macar Kıralı I. Lajos, Prilep bölgesinin Sırp kökenli beyi Vukašin Mrnjavčević, İvan Ugleşa, Eflak Prensi ve Bosna Prensi idaresindeki birliklerden oluşan 30.000 kişilik bir Haçlı ordusu kurulup Macaristan Kralı Lajos komutasında Edirne üzerine yürümeye başladı.
Trakya'daki Osmanlı birlikleri Lala Şahin Paşa idaresinde olup 12.000'i geçmiyordu. Osmanlı hükümdarı olan Murad Bey Karabiga kalesini ellerinde bulduran, kendilerini Anadolu'ya getirten Bizanslılara isyan etmiş Katalan Paralı Asker Birliği kalıntıları ile uğraşmaktaydı. Murad Bey Lala Şahin Paşa'ya Haçlı ordusunun ilerleyişini yavaşlatma emri vermişti. Lala Şahin Paşa ise Hacı İlbeyi emrine 10.000 kişilik akıncı birliği verip Haçlı ordusunun Meriç Irmağı'ni geçişini durdurmakla görevlendirmişti.
Fakat Haçlı ordusu Meriç Nehrini İslimye'de geçmiş ve Edirne'ye iki günlük rahat yürüyüşle gidilebilecek mesafede olan bir mevkide Meriç Irmağı kıyısında kampa girmiş ve Edirne hemen ellerine geçeceğini umarak rahatlarına bakmaya düşmüşlerdi. 26 Eylül 1364 gecesi Hacı İlbeyi komutasındaki daha çok hafif süvari, akıncı, şeklinde olan Osmanlı kuvvetleri gece karanlığından yararlanarak Meriç Irmağı'nı çevreleyen bataklıkları aşarak Haçlı kampına saldırdı. Bu gece saldırışını beklemeyen çoğu uykuda veya akşamki eğlenceleri dolayısıyla içkili olan Haçlı ittifakı askerlerinin çoğu geldikleri yola doğru kaçıp çekilmeye çalıştılar. Fakat bu geri çekilme bir paniğe dönüşdü. Birçoğu sel suları ile yüklü geniş ve derin Meriç Irmağı'nı yüzerek karşı tarafa geçmek isterken boğuldu. Binlerce boğulan Haçlı askerleri arasında Haçlı ordusu komutanlarından Prilep hükümdarı Valkaşin'de bulunuyordu.
Sırp Sındığı Savaşı'nın kazanılmasıyla, Edirne ve Batı Trakya, Osmanlı için daha güvenli hale geldi. Meriç Irmağı, Osmanlı kontrolüne geçti. Balkanlardaki Macar üstünlüğü kırıldı. Bulgaristan vergiye bağlandı. Osmanlı ilk kez Haçlı ordusunu yendi. Balkanlara geçiş kolaylaştı.
1348 tarihli vakfiyesinde babasının adının Abdülmuin olarak görülmesi, Hıristiyan iken Müslüman olduğunu veya küçük yaşta devşirilerek Müslüman terbiyesi üzere yetiştirilmiş bulunduğu ihtimalini güçlendirmektedir. Lala Şahin Paşa ile Bolu 'nun Alpagut köyünde 795 Hicri tarihli zaviye vakfeden Şahin Lala bin Izzeddin 'i karıştırmamalıdır.
I. Murat Hudavendiğar ve Lala Şahin Paşa
Abdülmuin oğlu Lala Şahin Paşa, şehzadeliğinde Sultan I. Murat'a lalalık ettiğinden dolayı bu isimle ün kazanmıştır.
Rumelinin Fethi
Orhan Gazi 'nin büyük oğlu Süleyman Paşa 'nın vefatı üzerine Rumeli 'ye gönderilen şehzade Murat ile beraber fetihlere devam eden Lala Şahin Paşa, Orhan'ın da vefatıyla Sultan Murat'ın hükümdar olması üzerine, beylerbeyi yani ordu komutanı olarak atanmış, Edirne'yi ve daha sonra Filibe ile Zağra 'yı almıştır.
Haçlılar ve Lala
Birinci Murâd Hanın İzmit ve Bursa sancak beyliklerinde maiyyetinde bulunan Lala Şâhin, Rumeli’de fetihlerin başlaması üzerine Süleymân Paşanın emrinde vazîfe aldı. Çorlu ve Lüleburgaz’ın fetihlerinde bulundu. Birinci Murâd Hanın, sultan olmasıyla kendisine beylerbeyilik verildi. Bundan sonra, ordu kumandanı olarak vazife yaptı. 1361’de Edirne’nin fethine Rumeli Beylerbeyi olarak katıldı ve Zağra’yı fethetti. 1361’de kurulan yeniçeri ocağı fikrinin öncülüğünde bulundu. 1364’te müttefik Balkan Haçlı ordusuna karşı Sırpsındığı Harbini mahiyetindeki Hacı İlbey kazanmıştır. 1366’da Kuzeybatı Balkanlara karşı başlatılan harekâta kumandanlık edip, Bulgaristan’daki Samaku ve İhtiman’a akın yaptı. Kırk kilise (bugünkü Kırklareli), Vize, Samaku, İhtiman feth edildi. Lala Şâhin Paşa, 1368’de Çandarlı Halil Paşanın vezîr-i âzam olmasıyla, vezirliğe getirildi. Sırp-Bulgar ordularının saldırısı üzerine 1371’de Samaku Meydan Muhârebesine yine aynı târihte Haçlı ordularına karşı Çirmen’de kazanılan harpte bulundu. 1372’de Rumeli’ndeki Firecik ve havâlisinin fethine memur edilince, Bizans’ın içine girecek kadar harekâtlar yaptı. 1373’te ilk Makedonya fütuhâtına katıldı. Bu seferde, İskeçe, Drama, Korala, Zihne, Serez, Avrethisarı, Vardar Yenicesi ve Kararfirye kasabaları ve şehirleri fethedildi.
Bıraktığı eserler
Orhan Gazi zamanında, 1348 tarihinde, Bursa'da medrese, Kirmastı'da (Mustafakemalpaşa) cami ve zaviye vakfetmiştir.
İsmi günümüzde Edirne'nin Lalapaşa ilçesinin ismi ile yaşamaktadır.Ayrıca, Yunanistan'ın İskeçe ilinde
Hacı İlbey veya Hacı İlbeği Osmanlı Devleti'nin Rumeli'de yayılmasında önemli hizmetleri geçmiş ve Sırp Sındığı baskınının kahramanı olan Osmanlı komutanıdır.
Karesioğulları Beyliği komutanlarından iken, Orhan Gazi tarafından Karesi Beyliğinin alınmasıyla Gazi Evrenos Bey, Ece Yakup ve Gazi Fazıl Bey lerle beraber Osmanlı Beyliği hizmetine girmiş ve Karesi Beyi tayin edilen şehzade Süleyman Gazi 'nin maiyetine verilerek onunla birlikte Rumeli'nin fethine katılmıştır.
Rumeli fütuhatının başlangıcında Konurhisar'ın elde edilmesiyle oranın muhafızı olmuş, burayı kendisine üs yaparak Malkara ve İpsala'yı almış; Hayrabolu ve Çorlu taraflarına akınlar yapmış; daha sonra Lüleburgaz (Kuleli Burgaz)'ı ele geçirmiştir. Bu defa da Lüleburgaz'ı kendisine üs edinmiştir. Süleyman Gazi'nin ölümünden sonraki gerilemede metanet gösterdi ve muntazam olarak çekildi; durumun düzelmesi üzerine kendisine baskın yapmak isteyen Dimetoka Rum beyinden önce davranarak onu bozmekla Rum beyini esir etmiş ve bu suretle Dimetoka'yı almıştır. O sırada Rumeli fütuhatını takip için gelen Sultan I. Murat'a bunu müjdelemiştir.
Edirne üzerine yapılan harekatta Lala Şahin Paşa maiyetinde olarak buranın fethinde, daha sonra yine Lala Şahin Paşa ile Zağra ve Filibe'nin zaptında bulunmuştur. Bu Türk harekatına karşı Macar kralının kumandası altında Sırp, Bulgar ve Bosna kralları kuvvetleri ittifak edip büyük bir ordu ile Meriç nehri yanında Çirmen mevkiine gelip nehri geçtiler; ilk hedefleri Edirne'yi almaktı.
Bu hal, Edirne'de bulunan Beylerbeyi Lala Şahin Paşa'yı telaşa düşürdü; durumu Bursa'da bulunan Sultan Murat'a bildirdi ve acele yardım istedi. Hacı İlbey, Lala Şahin'in heyecanını teskin ederek yanındaki kuvvetlerle öncü olarak ileri gönderildi; düşmanın kuvveti ve vaziyetini tetkik etti. Zaferden emin olan haçlılar ihtiyatsız bir halde olup içki ve eğlenceye dalmışlardı. Gece karanlığından istifade eden Hacı İlbey düşmana şiddetli bir baskın yaptı, asıl büyük Türk ordusunun kendilerini bastığını zanneden Haçlılar bozguna uğradılar, bir kısmı kırıldı ve bir kısmı Meriç 'te boğuldu. Macar kıralı canını zor kurtardı; rivayete göre kurtuluşunu boynunda asılı bir Meryem tasvirine hamletti ve şükrane olarak daha sonra Meryem Ana adına bir kilise yaptırdı. Osmanlı tarihlerinde Sırpsındığı ve Batılı tarihçilerce Meriç veya Çirmen muharebesi denilen bu savaş yaklaşık 1364'de olmuştur.
Lala Şahin Paşa'nın düşmanın çokluğu dolayısiyle padişahtan kuvvet istemesi ve bu arada maiyetindeki bir kumandanın on bin kişi ile altmış bin tahmin edilen kuvveti bozması Şahin Paşa'yı mahcup duruma düşürdü. Bunun neticesi olarak bir vesile bulup bu değerli kumandanı zehirletti (vefatı yaklaşık 1365).
Hacı İlbey'in ailesi 1390 yılında Evrenos gazi tarafından Kayalar Kırımşa Bölgesine yerleştirilmiştir.
Balıkesir'de bir mahalle 'Hacı İlbey' ismini taşımaktadır. Hacı İlbey soyundan gelenler 1924 yılında mübadele anlaşması ile anadoluya dönmüşlerdir.
Öncelikle selamün aleyküm belki unutulduk ama bu loncanın bende emegi çok uzun zaman oldu oyunu birakali ve loncadan çıkalı neyse uzatmayalım burda ne abilerimle tanıştım ama bilinmeyen tek şey ise loncadan neden çıktıgmdı bu bir sinirle olan birşeydi ve loncadan ciktiktan sonra çok çeşitli insanlarla tanıştım ve aradan geçen zaman dostluktan birşey eksiltmedi ve oyunu tamamen bıraktım ama bir daha kazanamıyağm kadar dostluklar kazandım benden bu kadar benden yana helal olsun hakkinizi helal edin hadi eyvallah .
1187 - Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü zaptederek 88 yıllık Haçlı işgaline son verdi.
1870 - Roma, İtalya'nın başkenti oldu.
1923 - Son işgal birlikleri İstanbul'dan ayrıldı.
1924 - Milletler Cemiyeti'nin 47 üyesi zorunlu tahkim protokolünü imzaladı.
1935 - İtalyan ordusu Etiyopya'ya girdi.
1953 - Batı Almanya NATO'ya kabul edildi.
1957 - ODTÜ'nün temeli atıldı.
1958 - Fransız kolonisi Gine, bağımsızlığını ilan etti.
KÜLTİGİN
Börteçinextengiz
(Lonca tanıtım sayfası ve başvuru formu için lütfen resime tıklayınız.)
I. Selim ya da Yavuz Sultan Selim (Osmanlı Türkçesi: سليم الأول) (d. 10 Ekim 1470 – ö. 21/22 Eylül 1520), 9. Osmanlı padişahı ve 74. İslam halifesidir.
Babası II. Bayezid, annesi Dulkadiroğulları Beyliği'nden Gülbahar Hatun'dur. Tahtı devraldığında 2.375.000 km2 olan Osmanlı topraklarını sekiz yıl gibi kısa bir sürede 2,5 kat büyütmüş ve ölümünde imparatorluk topraklarının 1.702.000 km2'si Avrupa'da, 1.905.000 km2'si Asya'da, 2.905.000 km2'si Afrika'da olmak üzere toplam 6.557.000 km2'ye çıkarmıştır. Padişahlığı döneminde Anadolu'da birlik sağlanmış; halifelik Abbasilerden Osmanlı Hanedanına geçmiştir. Ayrıca devrin en önemli iki ticaret yolu olan İpek ve Baharat Yolu'nu ele geçiren Osmanlı, bu sayede doğu ticaret yollarını tamamen kontrolü altına almıştır.
Selim, tahta babası II. Bayezid'e karşı darbe yaparak çıkmıştır. Şehzade Selim, tahta çıkmadan önce vali olarak Trabzon'da görev yapmıştır. Yavuz Sultan Selim'e kızını vermiş olan Kırım Hanı Mengli Giray, ona askeri destek sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir. 1512'de tahta çıkan Sultan Selim, Eylül 1520'de Aslan Pençesi (Şirpençe) denilen bir çıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etmiştir
KÜLTİGİN
Börteçinextengiz
(Lonca tanıtım sayfası ve başvuru formu için lütfen resime tıklayınız.)