627. sayfa (Toplam 899 sayfa)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 00:15
gönderen ustax66
30 Temmuz Tarihte Bugün
Olaylar
1629 - Napoli'de (İtalya) deprem: 10.000 kişi öldü.
1945 - Trakya’da Almanlar adına casusluk yaptıkları iddiasıyla yargılanan 15 kişi ölüm cezasına mahkum edildi.
1956 - Ordu, Giresun ve Trabzon’da Cumhuriyet Halk Partililerin siyasi toplantı yapmalarına izin verilmedi.
1973 - Üniversiteye giriş sınavı, sorular satıldığı için iptal edildi.
1975 - Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hissesini denetleme yetkisinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne ait olduğu karara bağlandı.
1977 - Türkiye Basketbol Genç Milli Takımı Avrupa şampiyonu oldu.
1981 - Mamak Askeri Cezaevi’nde açlık grevi yapanlardan 16’sı hastaneye kaldırıldı.
1987 - Mekke’de Hac sırasında İranlılar Amerika Birleşik Devletleri aleyhine gösteri yaptı. Suudi polisi ateş açtı, çok sayıda İranlı ve Suudi öldü.
1992 - Barcelona’da düzenlenen Yaz Olimpiyatlarında 62 kiloda güreşçi Akif Pirim altın madalya kazandı.
1995 - Çeçenistan ile Rusya arasındaki savaşa son veren bir dizi anlaşma Grozni’de imzalandı.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 00:19
gönderen ustax66
Mehmet Akif Prim
( Olimpiyat şampiyonu güreşçi )
Mehmet Akif Pirim (d. 17 Eylül 1968, Rize), Türk güreşçi.
Güreşe 1986 yılında Rize Çaykur Kulübünde başladı. Halkbankası, TMO, TEDAŞ Spor Kulübünde Güreş yapmaya devam etti.
Antrenörleri Bayramali Karaali, Osman Destebaşı, Sapunov Genady, Bilal Tabur, Ömer Suzan, Mehmet Acak, Haluk Koç, Yakup Topuz,
1988 yılı Walbrzych, Polonya Avrupa Grekoromen stil 57 kg da 7.
1991 yılı Aschaffenburg, Almanya Grekoromen stil 62 kg Avrupa 9.
1991 yılı Atina, Yunanistan'da Grekoromen stil 62 kg da Akdeniz Oyunları 1.
1991 yılı Varna, Bulgaristan'da Grekoromen stil 62 kg da Dünya 2.
1992 yılı Kopenhag, Danimarka Grekoromen stil 62 kg da Avrupa 7.
1992 yılı Barcelona Olimpiyatları'nda Grekoromen stil 62 kg da 1.
1993 yılı Aagde, Fransa da Grekoromen stil 62 kg da Akdeniz Oyunları 1.
1995 yılı Besoncon Fransa'da Grekoromen stil 62 kg da Avrupa 6.
1996 yılı Budapeşte, Macaristan'da Grekoromen stil 62 Kg da Avrupa 5.
1996 yılı Atlanta Olimpiyatları'nda Grekoromen stil 62 kg da 3. oldu.
1997 yılı Bari İtalya da Grekoromen stil 63 kg da Akdeniz Oyunları 1.
Kendine özgü en iyi uyguladığı güreş teknikleri Bele girme, Bel Kündesi, Çırpma, Salto, Ankara’da ikamet etmektedir.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 00:47
gönderen ustax66
ÇEÇENİSTAN
Çeçenistan Çeçence: Нохчийчоь, Nohçiyço), ya da resmî adıyla Çeçen Cumhuriyeti Içkeriya; Çeçence: Нохчийн Пачхьалкх Ичкери, Nohçiyn Respublika Içkeri), Çeçenya olarak da bilinir. Başkenti Grozni'dir. Kuzeybatısında Rusya Federasyonu’na bağlı Stavropol Kray, doğusunda ve güneyinde Dağıstan ile Gürcistan, batısında İnguşya ve Kuzey Osetya yer alır. Çeçenler genelde müslüman bir toplumdur.
Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından sonra İçkerya Çeçen Cumhuriyeti adıyla bağımısızlığını ilan ettikten sonra, Çeçenistanı tanıyan ilk devleti Gürcistan oldu, ve sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile karşılıklı tanışma anlaşmasına imza atıldı. Ocak 2000'de Afganistan tarafindan tanındı.[1]. 1991'de yapılan seçimde ilk cumhurbaşkanı General Cahar Dudayev oldu.Boris Yeltsin sıkıyönetim ilan ederek savaşa devam etti. Temmuz 1992'de Çeçen-İnguş parlamentosu Latin alfabesini kabul etti. 1927'de Çeçen alfabesine geçtiler, Çeçenler Rusya ile federasyon anlaşmasını imzalamayı reddettiler. 1996'da çatışmalara son vermek amacıyla Zelimhan Yandarbiyev Ruslarla barış anlaşması imzaladı. O yıl geçici başbakan olarak Aslan Mashadov atandı. Ardından 1997'de rakibi Şamil Basayev'i geride bırakarak Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti'nin 2. cumhurbaşkanı oldu fakat 2005'te öldürüldü. Ölümünden sonra Argun'lu Abdul-Halim Sadulaev cumhurbaşkanı oldu fakat o da 17 Haziran 2006'da öldürüldü çeçenistan özerk cumhuriyeti 1990 lı yılların başında tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir.
Coğrafya
Çeçenya’nın güneyi tamamen dağlıktır. Bu dağlar batıdaki Nazrani’den başlayıp doğudaki Gerzel-dola kadar uzanır. En batı uçta bulunan Stolovaya dağından İtumgalla’ya kadar uzanan sıradağlar Taşlır Dağları (Thulgandagghaş) adını alır. Taşlık sıradağlarının kuzeyinde Sunzha (Sunja) sıradağları adı verilen dağlar vardır. Onunda kuzeyinde Terek sıradağları bulunur. Sunzha sıradağlarının arasından dikine Terek Nehrinin Sunzha koluna bağlı büyük çaylar akar. Dağlardan daha çok sözü edilmesi gerekenler Çeçenya’nın güney sınırını oluşturanlardır. Batıdan doğuya doğru sınır boyunca uzanan büyük dağlar, Kafkas sıradağlarının birer tepeleri olarak kabul edilebilir:
Stovolaya Dağı 2993 m
Şan Dağı 4451 m
Hahalgi (Xaxalgi) 3032 m
Tebulosynta (Tiebuolt lam) 4493 m
Diklosmta (Dikaluoy lam) 4285 m
Cobolgo dağı 2725 m
NEHİRLER : Çeçenya’nın en önemli nehri Terek Irmağı'dır. Bu step tipli nehir tipine girmektedir. Bu nehir Kafkasya sıradağlarının buzluklarından kaynaklıdır. Kuzey Otesya’nın Mozdak nehrinden Çeçenya’nın Bienon-Yurt istikametinde ülkeye girer. Batıdan doğuya doğru hafif bir kavisle uzanır. Dağıstan’a yakın kuzeye dönerek Kızıldiyar istikametinde akar, Kaspi Denizine (Hazar Denizi) dökülür. Uzunluğu 590 km’dir.
Terek’ten sonra Çeçenya’nın en önemli nehri Sunzha (Sunca) Nehri’dir. Bu nehir Terek Nehri’nin en büyük kollarındandır. Sunzha Nehri Çeçenya’nın güneyindeki Taşlık sıradağlarından kaynaklanır. Güneyde kuzeye doğru dikine akan Assa, Argun, Hulahula çaylarıyla beslenir. Kuzey Otesya’nın doğu sınırlarını dikine kesip Nazran’a (İnguşya’nın Baş nehri) ulaşır ve oradan Marbulak’a (Erıthoy) doğru döner, Caharkala’ya varır. Buradan Gudermes’e, Gudermes’ten kuzeye döner ve Telkovski rayonunun güneyinden Terek Nehrine dökülür.Sunzha (Sunca) nehrini, batıdan doğuya doğru sayarsak Assa, Argun, Hulahulo gibi büyük çaylar besler.
GÖLLER : Çeçenya’da Qhjözan-yam (Kuzenoy-Am) adını taşıyan iki göl vardır. İlki Andi dağlarının güney eteklerindedir. Deniz seviyesinden 1869 m yüksekliktedir. Derinliği 72 m, yüzölçümü 2 km2′dir.
Aynı adı taşıyan ilkinden daha küçük bir göl daha vardır. Çaroda dağının eteğinde Dyaj (D’ay) köyünün 10-12 km ötesinde bulunur. Eni 100m, uzunluğu 200m, derinliği 4m’dir.
Coğrafya
Çeçenya’nın güneyi tamamen dağlıktır. Bu dağlar batıdaki Nazrani’den başlayıp doğudaki Gerzel-dola kadar uzanır. En batı uçta bulunan Stolovaya dağından İtumgalla’ya kadar uzanan sıradağlar Taşlır Dağları (Thulgandagghaş) adını alır. Taşlık sıradağlarının kuzeyinde Sunzha (Sunja) sıradağları adı verilen dağlar vardır. Onunda kuzeyinde Terek sıradağları bulunur. Sunzha sıradağlarının arasından dikine Terek Nehrinin Sunzha koluna bağlı büyük çaylar akar. Dağlardan daha çok sözü edilmesi gerekenler Çeçenya’nın güney sınırını oluşturanlardır. Batıdan doğuya doğru sınır boyunca uzanan büyük dağlar, Kafkas sıradağlarının birer tepeleri olarak kabul edilebilir:
Stovolaya Dağı 2993 m
Şan Dağı 4451 m
Hahalgi (Xaxalgi) 3032 m
Tebulosynta (Tiebuolt lam) 4493 m
Diklosmta (Dikaluoy lam) 4285 m
Cobolgo dağı 2725 m
NEHİRLER : Çeçenya’nın en önemli nehri Terek Irmağı'dır. Bu step tipli nehir tipine girmektedir. Bu nehir Kafkasya sıradağlarının buzluklarından kaynaklıdır. Kuzey Otesya’nın Mozdak nehrinden Çeçenya’nın Bienon-Yurt istikametinde ülkeye girer. Batıdan doğuya doğru hafif bir kavisle uzanır. Dağıstan’a yakın kuzeye dönerek Kızıldiyar istikametinde akar, Kaspi Denizine (Hazar Denizi) dökülür. Uzunluğu 590 km’dir.
Terek’ten sonra Çeçenya’nın en önemli nehri Sunzha (Sunca) Nehri’dir. Bu nehir Terek Nehri’nin en büyük kollarındandır. Sunzha Nehri Çeçenya’nın güneyindeki Taşlık sıradağlarından kaynaklanır. Güneyde kuzeye doğru dikine akan Assa, Argun, Hulahula çaylarıyla beslenir. Kuzey Otesya’nın doğu sınırlarını dikine kesip Nazran’a (İnguşya’nın Baş nehri) ulaşır ve oradan Marbulak’a (Erıthoy) doğru döner, Caharkala’ya varır. Buradan Gudermes’e, Gudermes’ten kuzeye döner ve Telkovski rayonunun güneyinden Terek Nehrine dökülür.Sunzha (Sunca) nehrini, batıdan doğuya doğru sayarsak Assa, Argun, Hulahulo gibi büyük çaylar besler.
GÖLLER : Çeçenya’da Qhjözan-yam (Kuzenoy-Am) adını taşıyan iki göl vardır. İlki Andi dağlarının güney eteklerindedir. Deniz seviyesinden 1869 m yüksekliktedir. Derinliği 72 m, yüzölçümü 2 km2′dir.
Aynı adı taşıyan ilkinden daha küçük bir göl daha vardır. Çaroda dağının eteğinde Dyaj (D’ay) köyünün 10-12 km ötesinde bulunur. Eni 100m, uzunluğu 200m, derinliği 4m’dir.
Bölgeler ve Şehirler
1. Naursky (Наурский) 2. Shelkovskoy (Шелковской) 3. Nadterechny (Надтеречный) 4. Groznensky (Грозненский) 5. Gudermessky (Гудермесский) 6. Sunzhensky (Сунженский) 7. Achkhoy-Martanovsky (Ачхой-Мартановский) 8. Urus-Martanovsky (Урус-Мартановский) 9. Shalinsky (Шалинский) 10. Kurchaloyevsky (Курчалоевский) 11. Itum-Kalinsky (Итум-Калинский) 12. Shatoysky (Шатойский) 13. Vedensky (Веденский) 14. Nozhay-Yurtovsky (Ножай-Юртовский) 15. Sharoysky (Шаройский)
ŞEHİRLER 1. Znamenskoye 2. Naurskaya 3. Achkhoy-Martan 4. Urus-Martan 5. Caharkala (Grozny) 6. Shali 7. Gudermes 8. Shelkovskaya 9. Itum-Shale 10. Shatoy 11. Vedeno 12. Nozhay-Yurt
Çeçenistan’ın başkenti Caharkala’dır. Bu ad Dudayev’in şehadetinden sonra verildi. Kentin tarihi adı Sölc-ghala (Sölca-kale)’dır. Sovyet döneminde Ruslarca verilen ad “korkunç” anlamına gelen ve Çar İvan Grozni’nin adına izafe edilen Grozni idi. Diğer kentler ise Şali (Çeçence Tela, 1990′da kent oldu), Gudermes (1941′de kent oldu), Argun (1967′de kent oldu), Urus-Martan (1990′da kent oldu)’dır.
Çeçenya Moskova zaman dilimindedir. UTC'e göre saat farkı +0300 (MSK)/+0400 (MSD).
Çeçen liderler;
Şamil Basayev
Şeyh Mansur
Taymin Biybolt
Boiskhar Benoy
Cahar Dudayev
Zelimxhan Yanderbiyev
Aslan Mashadov
Abdul-Halim Sadulayev
Dokka Umarov
Huseyn Gakayev
Tarih
Çeçenler Kuzey-Doğu Kafkasya halklarındandır. Kendilerine Nokhçi, Nohço, Nahçuo yaygın olarak Nokhçuoy (Nohçoy) derler, tercümesinde Hazreti Nuhun halkı demektir. Komşuları onları çok değişik adlarla tanımlarlar. Örneğin Kumuklar Miçikis, Avarlar (Tavlılar) Burtel, Kabardeyler Şaşan, Ruslar ise Çeçentsamı derler. Arkeologlar ve dilbilimcileri Nakhçi Nokhço (Nahçi Nohçolar)ların, MÖ VII. beş bin yıllarında Kafkasya'da bulunduklarını, kendilerinden önce burada başka kavimlerin yaşamadığını doğrulamaktadır. Hatta Nakhların Önasya'da Kafkasya'ya gelip yerleştiklerini ortaya koymaktadır. Bu göç iki koldan olmuştur. Derbent boyundan gelenlerin Çeçenlerle şimdiki Dağıstanlıların, Doğu Karadeniz yolundan gelenlerin ise Çerkes kavimlerinin olduğu görüşü giderek taraftar toplamaktadır.
Varlığı bilinen, ama tarihi açıkça aydınlanamayan İber Kavkaz Devleti'nin asıl üyesinin, şimdiki Çeçenlerin ataları olduğu reddedilmemektedir. Onomastik, toponomik ve hidrostik adlar bunu onaylamaktadır. Tarihte anıları Gargarlar, Duvaylar, Dzurdzuklar, Alaroidler, Cacaniler (tsatsani) Ganariler, Pşavvalar, Khavurlar, Tuşlar, Mohevclar (Mohevtsler) günümüz Çeçenlerinin değişik kabilelerinin adları olarak kabul edilmektedir. Hatta, Kharsur, Pşava ve Tuşların Gürcüleşmiş Çeçen oldukları bilinmektedir.
Nakhçi veya Kiti, Kistü (Gürcülerin Çeçenlere verdikleri ad) adının ilk kez VII. yüzyılda Ermeni tarihçisi M. Kagan-katvatsi, Argvani Tarihi adlı eserinde anılmıştır; aynı tarihçi Çeçenlerin atalarının Ura adlı bir babanın soyu olan Utaoy'dan Sadoy'dan, Gergaroy'dan çıktığını belirtmiştir.
Günümüzde Urartologlar, Çeçenlerin Urartularla akraba olduğunu reddetmemektedirler, hatta Önasya'da devlet kuran Urartuların yukarıda adı geçen Ura'dan neşet ettiğinde de gerçek payı vardır. Hurri- Urartu- Çeçence ilişkisini inceleyenlerce tasdik görmektedir.
Bundan şu sonuç çıkmaktadır. Çeçenler Urartulardır. Urartular, Çeçenlerin Önasya'da kalan kolu olmaktadır. Gerçekten, yapısı, gramer özellikleri, bütünlüğü ve gramatikal sınıflarıdırıcıları vs. ile Urartuca ile Çeçence birbirine benzemektedir.
21.Yüzyıla şahit olan insanlar, bir zamanların süper gücü Rus orduları karşısında bir avuç insanın kahramanca direnmesini yeterince anlamlandıramadılar. Batı medyasına göre direnenler birer asiydiler. Ama sorgulayıcı akıl için, bu kadar baskılara karşı bir millet şuuru olmadan asilik kimliği ile baş koymanın pek de inandırıcı olmadığıydı. Aslında Çeçenistan’da direnişin bir öyküsü vardı. Bu öykü oldukça derin ve gerilere kadar uzanıyordu. Çeçenistan’daki savaşı da tam olarak yorumlayabilmek için bu öyküyü okumak gerekiyordu. Bu direniş anlamını tarihten alıyorlardı herşeyden önce. Kısacası her Çeçen’in dağarcığında dedelerinden kalma bir miras vardı:Özgürlük için direniş. Allah bu mirası eşit bir şekilde paylaştırmıştı. İşte Çeçenlerin öyküsü:
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 00:56
gönderen ustax66
YANARDAĞLAR
Yanardağ ya da Volkan, magmanın (dünyanın iç tabakalarında bulunan, yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkla erimiş kayalar), yeryuvarlağının yüzeyinden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir. Güneş sisteminde bulunan kayalık gezegen ve aylarda (bazıları çok aktif olan) birçok yanardağ olmasına rağmen, bu olgu, en azından dünyada, genellikle tektonik plaka sınırlarında görülür. Ne var ki, sıcak nokta yanardağlarında önemli istisnalar vardır.Yanardağların araştırıldığı bilim dalına volkanoloji (yanardağbilimi) denir.
Endonezya'daki Java Adasında bulunan Semeru Yanardağı.
Öte yandan, eğer magma düşük oranlarda (%52'den az) silika içerirse, lava "mafik" adı verilir ve püskürürken çok akışkan hale gelir ve uzun mesafelerce akabilir. Mafik lav akışının iyi bir örneği, İzlanda'nın neredeyse coğrafî merkezindeki bir püskürme yarığının aşağı yukarı 8.000 yıl önce oluşturduğu Büyük Thjórsárhraun akıntısıdır. Bu lav akıntısı, 130 km ötedeki denize varıncaya kadar akmaya devam etmiş ve 800 km²'lik bir alanı kaplamıştır. Felsik ve mafik terimleri yerine bazen daha eski olan "asidik" ve "bazik" terimlerinin kullanıldığı görülür.Bu Dağı da ilk defa Prof.Dr Mustafa Can Altınöz tırmanmıştır. Ancak bu terimler artık daha az kullanılır olmuşlardır.
Kalkan yanardağlar: Şekli kalkana benzeyen dağlar oluşturacak şekilde zamanla biriken yüksek miktarda lav çıkartan yanardağlar çoklukla Havai ve İzlanda'da görülürler. Lav akışları genellikle çok kızgın ve çok akışkan olup uzun akıntılara neden olurlar. Yeryüzündeki en büyük lav kalkanı, 120 km çapındaki ve deniz tabanından zirvesine 9.000 m yüksekliğindeki Mauna Loa'dır. Mars'taki Olympus Mons, bir kalkan yanardağıdır ve güneş sisteminde şimdiye kadar keşfedilmiş olan en yüksek dağdır.
Lav kalkanının daha küçük olanlarına "lav kubbesi" (tholoid), "lav konisi" ve "lav kümbeti" adı verilir.
Volkanik koniler, yanardağın ağzında biriken ufak kaya parçacıkları fırlatan püskürmelerden dolayı oluşur. Bu püskürmeler, 30-300 m yüksekliğinde, koni şeklinde tepeler oluşturur ve nispeten kısa ömürlü olurlar.
Japonya'daki Fuji Dağı, İtalya'daki Vezüv, Antarktika'daki Erebus ya da kuzeybatı Amerika'daki Rainier gibi Stratovolkanlar ya da kompozit yanardağlar, hem lav akıntılarından hem de püskürtülerden oluşmuş yüksek, koni şeklinde dağlardır.
Süper yanardağlar, geniş çanakları olan, kıtasal yıkım ve küresel iklim değişiklikleri yaratma potansiyelleri bulunan yanardağ sınıfına verilen addır. Bu sınıftaki yanardağlara aday olarak Yellowstone Milli Parkı ve Toba Gölü gösterilebilir, ancak kesin bir tanımlama yapmak, asgari bir tanımlayıcı şart bulunmadığı için çok zordur.
Yanardağlar genellikle ya tektonik plaka sınırlarında ya da sıcak noktalarda yer alırlar. Yanardağlar uyuyan (etkin olmayan) ya da faal (aktif -neredeyse sürekli çıkış ve kesikli püskürmeler) olabilirler, önceden tahmin edilemeden halâ değiştirebilirler.
Karadaki yanardağlar genellikle, çıkışların yıllar içinde sürekli birikmesiyle koni ya da kül konisi şeklini alırlar. Suyun altında ise, yanardağlar genellikle fazlasıyla dik sütunlar oluşturur ve yıllar içinde okyanus yüzeyine çıkarak yeni adacıklar haline gelirler.
Yanardağ etkinlikleri genellikle depremler, sıcak su kaynakları, çamur kazanları ve [gayzer]ler gibi yer etkinlikleriyle beraber görülürler. Püskürmelerden önce genellikle düşük şiddette depremler görülür.
Şaşırtıcı olsa da, volkanbilimciler, etkin (aktif) yanardağların sınıflandırılmasında fikir birliğine varmamışlardır. Bir yanardağın yaşam süresi, birkaç aydan birkaç milyon yıla kadar değişebilir. Bu tür bir sınıflandırma yapmak, insanların, hattâ bazen uygarlıkların bile varlık süreleri göz önüne alındığında anlamsız görünebilir. Örneğin, yeryüzündeki yanardağların birçoğu, geçen birkaç binyılda birçok kez püskürmüşlerdir, ama günümüzde herhangi bir etkinlik göstermemektedirler. Bu tür yanardağların uzun ömürleri göz önüne alındığında çok etkin oldukları söylenebilir. Ancak, bizim ömürlerimiz düşünülürse, etkin değildirler. Bu tanımı daha da karmaşıklaştıran ise, harekete geçen ama püskürmeyen yanardağlardır. Bu yanardağlar etkin midir?
Bilim adamları genellikle, püsküren ya da yeni gaz çıkışları veya beklenmedik deprem etkinliği gibi hareketlilikler gösteren yanardağları etkin olarak kabul ederler. Birçok bilim adamı, yazılı tarihte püskürdüğü bilinen yanardağların da etkin olduğunu kabul ederler. Yazılı tarihin bölgeden bölgeye farklılıklar gösterdiğini, örneğin Akdeniz'de 3.000 yıl geriye, ABD'nin Büyük Okyanus kıyısında 300 yıl, Havai'de ise 200 yıl geriye kadar gittiğini göz önünde bulundurmak gerekir.
Uyuyan yanardağlar, şu an (yukarıdaki tanıma göre) etkin olmayan, ama her an hareketlenmesi ya da patlaması muhtemel yanardağlardır.
Sönmüş yanardağlar ise, bilim adamlarının bir daha püskürmelerini olası görmedikleri yanardağlardır. Bir yanardağın gerçekten sönmüş olup olmadığının belirlenmesi zordur. Örneğin, çanakların milyonlarca yıllık ömürleri olduğu bilindiğinden, 10 binlerce yıl püskürmemiş bir çanağın sönmüş değil uyuyan olarak tanımlanması gerekir. Yellowstone Ulusal Parkı'nda bulunan Yellowstone Çanağı, en az 2 milyon yaşındadır ve 70 bin yıldan beri hiç püskürmemiştir, fakat bilim adamları tarafından sönmüş olarak tanımlanmaz. Doğrusu, çanak sık sık depremler yarattığı, etkin bir jeotermal sistemi bulunduğu ve yüzeyi hızlı değiştiği için, birçok bilim adamı tarafından çok etkin bir yanardağ olarak kabul edilir.
Teoride yanardağlar
Etna (Sicilya, İtalya) Hekla (İzlanda) Kilauea (Havai, ABD) Krakatoa (Rakata, Endonezya) Mauna Loa (Havai, ABD) Mauna Kea (Havai, ABD) Mount Baker (Washington, ABD) Erebus Dağı (Ross Adası, Antarktika) Mount Hood (Oregon, ABD) Mount Fuji (Honshu, Japonya) Mount Rainier (Washington, ABD) Mount Shasta (California, ABD) St. Helens Dağı (Washington,ABD) Novarupta (Alaska, ABD) Popocatépetl (Meksiko, Meksika) Ağrı Dağı (Türkiye)(Ağrı Dağı bir Stratovolkandır ama volkanik faaliyeti vardır) Surtsey (Surtsey adası, İzlanda) Santorini (Santorini adası, Yunanistan) Tambora (Sumbawa, Endonezya) Teide (Tenerif, Kanarya Adaları, İspanya) Tungurahua (Ekvador) Vezüv Yanardağı (Napoli Koyu, İtalya) Llaima (Şili) Pelée (Martinik)
Oluşum
Volkanik patlama diyagramı:1.Kül bulutu, 2.Lapilli(volkanik bacadan fırlayan küçük katı parçacıklar), 3.Lav gözesi, 4.Volkanik kül yağmuru, 5.Yanardağ yumrusu, 6.Lav, 7.Kül ve lav katmanı, 8.Jeolojik katmanlar (stratum), 9.Yanal volkanik tabaka, 10.Diatrem, 11.Magma odacığı, 12.Volkanik duvar
Yeryuvarlağının iç kesimlerinin çoğu gibi, magmanın hareketleri ve dinamikleri de fazla iyi anlaşılamamıştır. Ancak, bir püskürmenin, yanardağın altında bulunan katı bir tabakaya (dünyanın kabuğuna) doğru magmanın hareket ederek bir "magma odacığı"nı işgal etmesinin ardından geldiği bilinmektedir. Sonunda, odacıktaki magma yukarı doğru itilir ve gezegenin yüzeyine lav olarak yayılır ya da yükselen magma civardaki yer şekillerinde bulunan suyu ısıtır ve patlamalı buhar çıkışlarına neden olur. Bu çıkışlar ya da magmadan kaçan gazlar, kaya, kül, volkanik cam ve/veya volkanik külün kuvvetli bir şekilde fırlatılmasına yol açar. Püskürmeler daima kuvvetli olmasa da, akıntı veya büyük patlamalar şeklinde olabilirler.
Depremlere ve volkanik püskürmeye yol açan yokedici marj diyagramı
Karada bulunan çoğu yanardağ yokedici plaka marjlarında oluşurlar, yani okyanus kabuğu, daha yoğun olduğu için kıta kabuğunun altına itilir. Hareketli bu plakaların arasındaki sürtünme okyanus kabuğunun erimesine neden olur ve düşen yoğunluk yeni oluşan magmanın yükselmesine yol açar. Magma yükseldikçe kıta kabuğundaki zayıf alanlardan geçer ve bir veya daha çok yanardağ olarak püskürür. Örneğin, St Helens Yanardağı, okyanus plakası olan Juan de Fuca Plakası ve kıta plakası olan Kuzey Amerika Plakası arasındaki marjdan içeride, karadadır.
Duman olarak düşünülen, su buharı ve çoklukla kükürt buharlarıyla karışmış çok büyük miktarlarda ince tozdur. Ateş gibi görünen ise püsküren maddelerin parlamasıdır. Parlamanın nedeni, yüksek sıcaklıktır ve bu parlama toz ve buhar bulutlarından yansır ve bu yansıma da ateşe benzer.
Bir yanardağın en şüpheli bölümü, genellikle kabaca dairesel olan ve içindeki menfez(ler)den (yarıklardan) gaz, lav ve püskürtü şeklinde magma çıkan krateridir. Bir kraterin boyutları büyük olabilir ve bazen derinliği de çok fazla olabilir. Bu tarzda çok büyük şekillere genellikle kaldera denir. Bazı yanardağlar yalnızca kraterlerden oluşurlar ve dağları neredeyse hiç yoktur, fakat çoğu kez krater, inanılmaz yüksekliklere ulaşabilen dağın tepesindedir. Ana bir kraterle sonlanan yanardağlara genelde konik denir.
Yanardağ konileri genelde daha küçük boyutlarda, arada püskürmelerle havaya fırlatılan (püskürtü) kaya kütlelerinin de bulunduğu seyrek külden oluşmuş yapılardır. Yanardağın kraterinde içinden sürekli buhar çıkışı ve kül ve kaya püskürmesi olan birden fazla koni bulunabilir. Bazı yanardağlarda bu koniler dağın derinliklerindeki yarıklarda yer alabilir.
Püskürmeleri tahmin etmek
Bilim, henüz yanardağ püskürmelerinin tam olarak ne zaman meydana geleceğini tahmin edememektedir, ancak geçmişte püskürme olasılığını tahmin etmekte ilerlemeler kaydedilmiştir.
18 Mayıs 1980'de püsküren St. Helens Yanardağı
Volkanbilimciler, püskürmeleri tahmin etmek için aşağıdaki belirtileri kullanırlar:
Sismisite
Yanardağlar uyanırlarken ve püskürmeye hazırlanırlarken her zaman sismik hareket (küçük depremler ve sarsıntılar) gösterirler. Bazı yanardağlar sürekli düşük düzeyde sismik faaliyet gösterirler ama bu faaliyetteki bir artış, patlamaya işaret edebilir. Ortaya çıkan depremlerin türleri, nerede başlayıp bittikleri de önemli sinyallerdir. Volkanik sismisite üç ana biçimde görülür: kısa dönemli depremler, uzun dönemli depremler ve dalgalı sarsıntı.
Kısa dönemli depremler fay depremleri gibidirler. Bunlar, magma yukarı doğru çıkarken gevrek kayanın kırılmasından ortaya çıkarlar. Bu kısa dönemli depremler magmanın yüzeye yakın bir yerde büyüdüğünü işaret eder.
Uzun dönemli depremlerin, bir yanardağın "tesisat sistemindeki" gaz basıncının artışına işaret ettiği düşünülür. Bu depremler, ev tesisatlarında bazen duyulan tangırtıları andırır. Bu salınımlar, yanardağ kubbesinin altındaki magma odacıkları düşünülürse, bir bölmedeki akustik titreşimlere eşdeğerdir.
Dalgalı sarsıntı, yüzey altında sürekli bir magma hareketi olduğu zaman ortaya çıkar.
Sismik örüntüler, karmaşık ve yorumlanması zor olgulardır. Ancak, artan faaliyet, özellikle de uzun dönemler baskın olmaya başlayınca ve dalgalı sarsıntılar ortaya çıkınca korku yaratırlar.
Aralık 2000'de, Meksika'daki Ulusal Felaket Önleme Merkezi'ndeki bilimadamları, Meksika Kenti dışındaki Popocatépetl Yanardağı'nın püskürmesini iki gün öncesinden tahmin ettiler. Tahmin, İsviçreli bir volkanbilimci olan M. Chouet tarafından yapılan ve uzun dönemli salınımların artışı üzerine sürdürülen araştırmalar sonucunda yapıldı. Hükümet 10 binlerce kişiyi şehirden uzaklaştırdı . 48 saat sonra, yanardağ püskürdü. Bu püskürme, Popocatépetl Yanardağı'nın bin yıl boyunca karşılaşılan en büyük püskürmesiydi.
Yeryüzü Şeklinin Bozulması
Yanardağın şişmesi, yüzeye yakın bir yerde magma biriktiğini gösterir. Etkin bir yanardağı gözlemleyen bilimadamları genellikle dağın eteklerindeki eğimi ölçer ve şişmedeki değişim oranını gözlerler. Artan bir şişme oranı, özellikle de kükürtdioksit çıkışlarında ve dalgalı sarsıntılarda bir artış varsa, kısa bir süre içinde gerçekleşebilecek bir püskürme ya da patlamayı işaret eder.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 07:43
gönderen AlpAykan
ustax66 yazdı:AlpAykan yazdı:Selamün aleyküm , hayırlı geceler gönüldaşlarım.
Yarın Denizli de olmam gerekiyor.
Görüşmek üzre.
Cumartesi ve pazar elimden kurtulamazsınız... 
ALEYNA ALEYKÜMSELAM
hayırlı geceler Alparslan kardeşim. ALLAH C.C. Hayırlı yolculuklar nasib etsin.
Görüşmek umudu ile.
Eyvallah abim.
Allah razı olsun
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 07:44
gönderen AlpAykan
Selamün aleyküm , Günaydın.
Hayırlı hafta sonları , iyi tatiller 
Görüşmek üzre , Esen kalın...
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 13:37
gönderen AlpAykan
Akşam sekiz gibi toplanmaya başlarız sanırım Murat kardeşim.
Duruma göre de oyuna gireriz.
Sende geç kalma.
Unutma klana başvuru yapıcaksın 
Klanımızın adı : 00Bortecine00
Görüşmek üzre...
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 30 Tem 2011 13:51
gönderen Leqendary
AlpAykan yazdı:Akşam sekiz gibi toplanmaya başlarız sanırım Murat kardeşim.
Duruma göre de oyuna gireriz.
Sende geç kalma.
Unutma klana başvuru yapıcaksın 
Klanımızın adı : 00Bortecine00
Görüşmek üzre...
O iş halloldu 