578. sayfa (Toplam 899 sayfa)
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 12:34
gönderen ustax66
SELAMÜNALEYKÜM.
Börteçine kardeşlerim, nasılsınız iyimisiniz ? Bir hafta aranızda olamadım, özledim sileri.
1 Haftada 5 sayfa geçtiğine göre fazla bişey kaçırmamışım. Daha sayfaları incelemediğim için içeriklerini bilmiyorum bu selamdan sonra geri dönük sayfaları okuyarak muhabbete katılalım.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 12:36
gönderen ustax66
26 Haziran Tarihte Bugün
Olaylar
1530 - İlk Protestan Meclisi kuruldu.
1819 - Bisikletin patenti alındı.
1920 - Doğuda Milli Aşireti ayaklanması çıktı.
1924 - Verem aşısı keşfedildi.
1928 - Yeni Türk alfabesini hazırlamak amacıyla kurulan Dil Encümeni, ilk toplantısını Ankara'da yaptı.
1939 - Ankara Havagazı Şirketi devletleştirildi.
1945 - Birleşmiş Milletler’i kuran ve düzenleyen belge olan Birleşmiş Milletler Antlaşması San Fransisko'da imzaladı.
1964 - The Beatles topluluğu A Hard Day's Night adlı albümlerini piyasaya çıkardı.
1975 - İndira Gandi Hindistan'da otoriter bir yönetim kurdu.
2000 - Amerika'da Genetik harita çalışmalarına başlandı.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 12:45
gönderen ustax66
Yeni Türk Alfabesi Hakkında..
Cumhuriyet Dönemi'nin en önemli inkılâplarından birisi de Harf İnkılâbı'dır.
Türkler, tarih boyunca değişik alfabeler kullanmışlardır. Türklerin kullandığı ilk alfabe, Göktürk Alfabesi'dir. Bu alfabe aynı zamanda ilk millî alfabemizdir. Bundan sonra Uygur Türkleri kendilerine mahsus bir alfabe kullandılar. İslâmiyet'in kabulünden sonra Arap Alfabesi kullanılmaya başlandı. Arap harfleri, Türk Dili için uygun değildi.
İlerlemenin önündeki en büyük engel cehaletti. Milleti bu durumdan kurtarmaya kararlı olan Mustafa Kemal, kurtuluşun yolunu da şu sözü ile gösterdi: "Büyük Türk milleti, cehaletten az emekle kısa yoldan ancak; kendi güzel ve asil diline kolay uyan böyle bir vasıta ile sıyrılabilir. Bu okuma yazma anahtarı ancak Lâtin esasından alınan Türk alfabesidir."
Okur-yazarlığı yaymak ve cehaleti kısa zamanda gidermek için, Atatürk'ün emriyle bir komisyon kurulup yeni Türk alfabesi hazırlandı. Harf İnkılâbı'nın ilk müjdesini Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928'de, İstanbul'daki Sarayburnu Parkı'nda halka şöyle duyurdu: "Arkadaşlar, bizim güzel ahenkli zengin dilimiz yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir. ... Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki bir milletin, bir toplumun yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmezse, bundan insan olanlar utanmalıdır."
Bundan sonra yeni Türk harflerinin yaygınlaştırılması için bir seferberlik başlatıldı. Başöğretmen Atatürk, yurt seyahatine çıkıp, kara tahta başında yeni Türk harflerini vatandaşlara öğretti. Ankara'da toplanan öğretmenler birliği kongresinde, öğretmenler, Atatürk'ün açtığı bu yeni yolda sabırla çalışacaklarına ant içtiler. Üç ay gibi kısa bir zamanda inkılâp gerçekleşti,
1 Kasım 1928'de, yeni Türk harflerinin kabulüne ilişkin kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Kanunun kabul edilmesinden sonra geniş halk kitlelerine okuma yazma öğretmek üzere "Millet Mektepleri" açıldı.
Atatürk, Millet Mektepleri Başöğretmeni ilân edildi (24 Kasım 1928).
Böylece, eğitim ve kültür hayatımızda yeni bir dönem başlamış oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı sitesinden alınmıştır
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 12:53
gönderen ustax66
Verem Hastalığı
Verem veya tüberküloz, ana etkeni Mycobacterium tuberculosis (Koch basili) olan enfeksiyon hastalığıdır.
Hastalığa halk arasında ince hastalık da denilmektedir. Verem, asıl olarak akciğerlerde yerleşen, fakat kan ve lenf yoluyla tüm vücuda dağılabilen bakteriyel, bulaşıcı, süreğen bir hastalıktır.
Bacille Calmette ve Guérin adlı iki araştırmacı, 1920’lerin sonunda vereme karşı bir aşı geliştirmişlerdir. Bu iki araştırmacının adına atfen bu aşıya BCG[1] adı verilmiştir.
Özellikleri
Bilinen en eski hastalık, sebebinin kesin olarak bilinmesine, 50 yıldır tedavisinin mümkün olmasına ve üstelik korunabilir bir hastalık olmasına karşın, hâlâ dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan biri olmaya devam etmekte ve yılda üç milyonu aşkın kişi verem nedeniyle kaybedilmektedir. Yerküre üzerinde yaşayan her üç kişiden birisi tüberküloz ile karşılaşmış ve onunla tanışmış durumdadır. Halen yılda 8 milyon yeni verem hastası teşhis edilmektedir.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde nüfusun çok büyük bir bölümü Mycobacterium tuberculosis bakterisi ile çocukluğunda karşılaşmıştır. Hastalık farkedilmeden geçirildikten sonra, bakterinin çok dirençli olması nedeniyle, vücutta uyur bir şekilde kalır. Kişinin savunma sisteminin zayıfladığı durumlarda yeniden hastalık oluşturma potansiyeline sahiptir. Hastalanan kişinin tanısı konulduktan sonra mutlaka en az 6 ay süreyle ilaç tedavisi görmesi gerekmektedir. Tedavi ile iyileşme görülen hastalar Verem Savaş Dispanseri 'ne kontrole giderler. Önceleri sık olan kontroller daha sonra hastanın durumuna göre daha seyrek olur.
Alınan etkenler öncelikle primer effect denilen lezyonları oluşturur. Burada makrofajlar etkenleri fagosite ederek lenf dolaşımı aracılığıyla yakın lenf yumrularına götürür. Burada ise primer kompleks denilen yapılar oluşur. Mekanizma şöyledir: Makrofajlarca fagosite edilen etkenler yüksek virulense ve barındırdıkları enzimler sayesinde makrofajların ölümüne neden olur. Bunu diğer fagositlerin göçü izler. Ölen makrofajlar ve lenfostiler fagositoza devam eder ancak etkenler her defasında bu savunma hücrelerini öldürerek serbest kalır. Bunu izleyen süreçte majrofajların salgıladığı Growrh faktörleri bölgeye fibrosit göçünü sağlar. Fibrositler fibrin ve bağ doku üretmeye başlayarak etkeni kapsül içinde (tüberküloz granülomu) sınırlandırmaya çalışır. Tüm bunlar süregelirken granülomun merkezinde nekrotik yani ölü hücrelerden oluşan bir alan vardır. Buraya post disftrofik kalsifikasyon sonucu kalsiyum tuzları çöker. Tipik olgunlaşmış bir granülom şunları içerir; merkezde kalsifiye alan, bunun etrafında kazefikasyon nekrozu geçirmiş savunma hücreleri, nekrotik kuşakta histopatolojik tanıda önem taşıyan Langhans tipi dev hücreleri ve en dışta bağ doku kapsülü.
Teşhisi
Hastalığın teşhisi balgamın özel boyalar ile boyandıktan sonra, mikroskopta muayenesi sonunda, hastalık etkeni olan Mycobacterium tuberculosisin gösterilmesi ile konulur. Ayrıca balgamın özel işlemlerden geçirildikten sonra kültüre ekilmesi sonucu, kültürde üremesi de tanıyı kesinleştirir. Bazen, balgam muayenesinde hastalık etkeni görülemez iken, kültürde üreyebilmektedir. Balgam muayenesi hemen sonuç verirken, kültür sonucu iki ay gibi bir süre sonunda elde olunmaktadır. Bazı kültür tekniklerinde daha kısa sürede sonuçlar alınabilmektedir.
Akciğer grafisi en çok görülen form olan akciğer tüberkülozunun tanısında diğer önemli bir testtir.
Hastalığın sık görülen formlarında balgamın mikroskop altında muayenesi, kültüre ekilmesi, akciğer filmi tanı için çoğunlukla yeterlidir. Ancak bakteriyolojik muayene yapmadan, sadece akciğer filmi ile tanı konulması yeterli değildir.
Tedavisi
Tüberküloz kesinlikle başarıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavide rifampisin, isoniazid, pirazinamid ve etambutol içeren antibiyotikler kullanılır. Tedavinin ilk iki ayında bu dört ilaç kullanılmaktadır. İki aydan sonraki dört ayda rifampisin ve isoniazid kullanılmaktadır. Toplam tedavi süresi altı aydır. Hastalığın iyileşmesi için, bu ilaçları çok düzenli olarak kullanmak gerekmektedir. Halk arasında verem hastalığının tedavisinde gıdaların çok önemli olduğu inancı vardır. Ancak bu doğru değildir. Yine temiz hava, bol gıda gibi yaklaşımların bilimsel bir temeli bulunmamaktadır. İlaç tedavisinin başlanılması ile hastalık hızla iyileşmeye başlar ve genellikle hastanın iştahı açılır. Hastalığın gelişim sürecinde hasta kaybettiği kiloları hızla geri almaktadır. Bunun için hastanın normal beslenme düzeni içinde olması yeterlidir.
Hızla iyileşme olduğu için, hastaların bir kısmı ilaç alımını aksatma eğilimine girdikleri gözlenmiştir. Bu durum ise, ilaçlara direnç gelişmesine neden olmaktadır. Tedaviyi aksatmak herkesin yapabileceği bir durumdur. Bu nedenle ilaç dozları her gün bir sağlık görevlisi tarafından içirilmektedir. Bu tedavi şekline Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) denilmektedir ve bu yaklaşımı ülke çapında uygulanması geniş bir organizasyonu gerektirmektedir. Bu organizasyonun tümüne birden Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTs) denilmektedir. Bu strateji, günümüzde dünyada kullanılan modern tüberküloz tedavi yaklaşımıdır. Ülkemizde de 2006 yılından beri bu tedavi yaklaşımı uygulanmaktadır.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 12:59
gönderen Moreblood
Selamünaleyküm..
Ben geldim millet nasılsınız
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 13:06
gönderen ustax66
Bisikletin Tarihçesi
İlk bisiklet çok ilkel biçimde 12. yüzyılda Çin'de görülmüştür. Fransız Sirvac yaptığı sağ ve sol ayakların itmesiyle yürüyen bisiklet yapmıştır. "Celerifere" adını taşıyan bu alet 1791 tarihlidir. Baron Karl Von Drais, Drais de Senerbol'un yaptığı bisikleti geliştirmiş ve bisiklete gidon eklemiştir. Bu bisiklet 1816 yılında yapılmıştır. Bu bisiklet tahtadan imal edilmiştir. 1818'de bisiklette metal kullanılmaya başlanmıştır.
Leonardo Da Vinci'nin çizimleri kullanarak ilk pedallı bisikleti üreten Kirkpatrick Mac Millan'dır. 1839-1840 yılları arasında İskoçya'da yapılan bu bisiklet, halen Londra Science Museum'da sergilenmektedir. 1855'te Fransız Ernest Michaux'un bisikleti pedalı etkin olarak kullanmıştır. 1870ten sonra geliştirilen yeni bisikletlere "Bicyole" denilmiştir. Bu modelde ön tekerliğin çapı bir ila 1,5 metre arasında değişmiştir.
İlk seri üretim bisiklet "Michaux Company" tarafından yapılmıştır. Şirket, yılda yüzkırk bisiklet üretiyordu. Bisikletin ilgi görmesi dönemin devletlerinin de dikkatini çekmiştir. 1800'lerin ikinci yarısında Fransa Savunma Bakanlığı bisiklet üretimini destek vermiş ve 1871'de imal edilen bisikletlerAlmanya ile yapılan savaşta kullanılmıştır.
Trufaut, içi boş kauçuk lastiğini bulmuş, bunu İngiltere'de eşit tekerlekli komple kadrolu, bilyalı ve milli bisikletlerin yapılması ve ardından ortadan katlanan portatif bisikletler izlemiştir.
İrlanda'da 1888 yılında havalı plastik biskletler piyasaya sürülmüştür. Bu durum, bisiklet endüstrisini geliştirmiştir. Bisiklet üretiminde kullanılan malzemenin fiyatının yüksekliği, işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle halka inememiştir. 1800'lerin sonundan fabrikaların artması ve seri üretimin hızlanmasıyla maliyetlerde yaşanan düşüş bisikletin geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Özellikle Fransa, Belçika, İngiltere, İtalya veİspanya'daki bisiklet fabrikaları bisikletin bu ülkelerde yaygınlaşmasına ve bisiklet sporunu gelişmesine önayak olmuştur.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 13:22
gönderen ustax66
Moreblood yazdı:Selamünaleyküm..
Ben geldim millet nasılsınız
Aleykümselam Mustafa, hoş geldin.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 13:42
gönderen ustax66
serserixemree yazdı:DOSTXEMRE Mİ İKV YÖNETİMİ VE TC. KURUMLKARI SAYESİNDE GERİ ALMIS BULUNMAKTAYIM BU MUTLULUGUMU SİZLERLE PAYLAŞMA K İSTİYORUM
Gözün aydın olsun Emre, Çarlarını almaktan çok hakkını arama mücadelesini kazandığın içn.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 13:49
gönderen ustax66
fuci yazdı:loncaya geçenin ise çarı silinir.
ark. böyle demişsiniz mesela adam loncadan çıkkınca hacker lık yapıptamı siliyorsunuz yanlış anlamayın suçlamıyorum ama merak ediyorum
Loncamız ilk kurulduğu zaman yanlış kişilerin loncamızı kullanmaması için şifrelerin liderde toplanması koyduğumuz bir kuraldı. Bu kural işlerliğini kaybetti ve geçersiz olarak sadece yazıda kaldı.
Olması gereken bir kural olduğuda geçen zaman içinde hem bizim loncamızda hem diğer loncalarda yaşanan sıkıntılardan sonra anlaşılsada tekrar işlev haline getirilmedi.
Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2011 14:02
gönderen ustax66
KenanKacmazer yazdı:S.a
Kızıl zümrüt meran mücevheri örümcek gözü komodo dişi liderlik sembolü kadim pençe satanlar bana ulaşsınlar
Aleykümselam.
Bende varmı bu saydıkların bilmiyorum. İnşaallah bulur işini görürsün.