503. sayfa (Toplam 899 sayfa)

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 26 May 2011 23:23
gönderen ustax66
27 Nayıs Tarihte bugün

Olaylar
1703 - Rus Çarı I. Petro, Sankt Petersburg şehrini kurdu. (Şehir Rus İç Savaşı sırasında Petrograd, SSCB döneminde de Leningrad olarak adlandırılıyordu)
1941 - Alman zırhlısı Bismarck, İngiliz donanması tarafından batırıldı.
1958 - Amerikan F-4 Phantom II çok amaçlı avcı-bombardıman uçağı ilk uçuşunu yaptı.
1960 - Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye'de yönetime el koydu. Silahlı Kuvvetler adına ülke yönetimini Milli Birlik Komitesi üstlendi. Orgeneral Cemal Gürsel Milli Birlik Komitesi'nin başına getirildi. Milli Birlik Komitesi ilk iş olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve hükümeti feshetti ve her türlü siyasi faaliyeti yasakladı.
1985 - Papa suikastı davasında Mehmet Ali Ağca, "ben Hazreti İsa'yım, Tanrı'nın oğluyum" dedi.
1994 - ABD'de 20 yıldır sürgünde bulunan Sovyet yazar Aleksandr Soljenitsin ülkesine döndü.
1999 - Birleşmiş Milletler Savaş Suçluları Mahkemesi, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'i Kosova'daki vahşetin sorumlusu olmakla ve etnik Arnavutlara karşı soykırım yapmakla suçladı.
2001 - 53 ülke Afrika Birliği'ni kurdu.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 26 May 2011 23:26
gönderen ustax66
Bursa Uluabat gölü.

Apolyont veya Ulubat Gölü olarak da bilinen göl, Mustafakemalpaşa ilçesi dışında Karacabey ve Nilüfer ilçelerinin sınırları içerisinde de yer almakta olup, yaklaşık 5.700 hektar alana sahiptir. Mustafakemalpaşa Çayı’ndan beslenmekte olup ayrıca Uluabat Deresi ile Susurluk Nehrine karışır. Göl dibindeki ve çevresindeki karst kaynakları ile yağışlı dönemlerde göle ulaşan küçük dereler gölün beslenmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca, gölün güneybatısındaki tarım alanlarının drenaj suları da göle verilmektedir. Göle giren su miktarı mevsimlere ve yıllara göre büyük değişiklik göstermektedir. Gölün fazla suları gölün batısındaki Uluabat Deresiyle Susurluk Çayı´na ve bu çay vasıtasıyla da Marmara Denizi´ne boşalmaktadır.

Uluabat Gölü, Marmara Denizi’nin güneyinde, doğu-batı doğrultusunda uzanan tektonik kökenli Yenişehir-Bursa-Gönen çöküntü alanında oluşmuştur. Aynı çöküntü alanındaki Kuş Gölü’nden alçak bir eşikle ayrılmaktadır. Deniz seviyesinden 8-9 m. Yükseklikte bulunan gölün, kuzeyinde fazla yüksek olmayan ve yumuşak bir eğimle alçalan Neojende oluşmuş tepeler, güneyinde ise Paleozolojik zamana ait dik yamaçlı dağlık alanlar bulunmaktadır.

Gölün doğu-batı yönünde uzunluğu 23-24 km., genişliği ise 12 km. kadardır. Göl alanı yıllara ve mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. Göl alanı için bugüne kadar verilmiş en yüksek değer 24.000 hektar, en düşük değer 13.500 hektardır. Gölün güney-batı kıyıları 1993 yılında yapılan seddelerle çevrilmiş ve gölün bu kesimi tarıma açılarak geçmişte olduğu gibi geniş alanlara yayılması engellenmiştir.

Gölün ortalama derinliği 2.5 metredir. Büyük bir bölümü oldukça sığ olup, bu kesimlerdeki derinlik 1-2 metre arasında değişmektedir. En derin yeri Halilbey Adası’ndaki 10 m.ye yaklaşan çukurluktur. Gölün kuzey kıyıları diğer kesimlere göre daha giritili çıkıntılıdır. Kuzeyde kalker yapılı Eskikaraağaç ve Gölyazı yarımadaları bulunmaktadır. Yine göl içerisinde yapılarında kalkerlerin egemen olduğu 7 adet ada bulunmaktadır. Bu adaların en büyüğü Halilbey Adası’dır.

Göl suyu kolloidal kil içerdiği için devamlı bulanıktır. Göldeki fitoplanktonların baskın durumuna göre göl suyuna bazen yeşilimsi-sarı, bazen de grimsi-sarı renkler hakim olmaktadır. Göl suyunun bulanık olmasından dolayı ışık geçirgenliği çok azdır. İlkbaharda göle giren süspanse maddelerin artışına bağlı olarak ışık geçirgenliği 22 cm.ye kadar düşebilmektedir.

Uluabat Gölü, ekolojik yönden bol gıdalı bir göldür. Uygun iklim koşullarının yanısıra geniş sazlık alanların varlığı, açık su yüzeyleri ve besin maddesi bakımından da çok zengin bir yapıya sahip olması, değişik türden yüz binlerce su kuşuna beslenme ve barınma olanağı sağlamaktadır. Uluabat Gölü plankton ve dip canlıları bakımından ülkemizin en zengin göllerinden biridir. Gölde, 21 değişik balık türünün varlığı bu zenginliğin en önemli göstergelerindendir.

Uluabat Gölü, kuş varlığı yönünden sadece ülkemizin değil, Avrupa ve Ortadoğu´nun da en önemli sulak alanlarından biridir. Uluabat Gölü, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan kuş türlerinden küçük karabatağın ülkemizdeki en önemli üreme alanıdır. Türkiye´deki toplam kuluçka populasyonu 1500 çift olarak tahmin edilen türün, 300 çifti alanda kuluçkaya yatmaktadır. Gölde üreme dönemi dışında da önemli sayıda küçük karabatak barınmaktadır. 1995 yılı Ocak ayında türün 1.75 bireyi alanda kaydedilmiştir. Uluabat Gölü yine dünya çapında yok olma tehlikesi ile altında olan tepeli pelikanın da önemli beslenme ve kışlama alanlarından biri olup, Ekim 1994’de gölde 136 bireylik populasyonu kaydedilmiştir. Gölde, kuluçkaya yatan diğer önemli türler; Alaca balıkçıl, kaşıkçı,küçük ak balıkçıl, ve çeltikçi, küçük balaban, gece balıkçılı, erguvani balıkçıl, saz delicesi, bataklık kırlangıcı, mahmuzlu kız kuşu , bıyıklı sumru, kara sumru gölde kuluçkaya yatan diğer kuş türleridir.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 26 May 2011 23:39
gönderen ustax66
GÜLÜMSE


Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere
parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
- Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz.
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
çeker yine açilmaz. O sırada yere yavas yavas süzülen komutaninin
yanindan geçerken sorar:
- Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 26 May 2011 23:42
gönderen ustax66
Ben Akıllıyım Diyenler...

17 Mayıs 1989 saat 23:46 bilgisinin (17/05/89 – 23:46) sayısal olarak 1705892346 biçiminde yazılmasında 0′dan 9′a kadar her rakam tam olarak 1 kez kullanılmıştır. Aynı özelliğe sahip iki zaman bilgisi arasındaki sayısal fark en fazla kaç olabilir?

Not: Saat bilgisi 24 saatlik sisteme göre 00:00-23:59 aralığında olmalıdır.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 26 May 2011 23:49
gönderen ustax66
İZDÜŞÜM NEDİR?

A-İZDÜŞÜM HAKKINDA GENEL BİLGİ :

1-TANIM : Uzaydaki bir cisim, bir düzlem önünde tutulup bu cisme karşıdan bakılacak olursa , cismin düzlem üzerine bir görüntüsü düşer . İşte cisimlerin düzlem üzerine ışık ışınları yolu ile düşürülen bu görüntüsüne İzdüşüm denir. Bu sırada izdüşümün meydana geldiği düzleme İzdüşüm Düzlemi, cismin her noktasından geçtiği düşünülen ve izdüşümün düzlem üzerine aksetmesini sağlayan ışınlara İzdüşüm Işınları, bu ışınların çıktığı kabul edilen noktaya ise Odak Noktası (Bakış Noktası) denir. İzdüşümler;belirli kurallar, prensipler ve işlemler sonucunda meydana gelir.Bunların kağıt üzerinde gösterilmesi ise izdüşüm yöntemleri aracılığıyla olur. Işık kaynağı yerine bir göz olduğu kabul edilmiştir.Buna göre kalem görüntüsünün düzlem üzerinde oluşabilmesi için ışık kaynağı veya bakış noktası , cisim ve düzlemin bulunması gerekir.

2- İZDÜŞÜM ÇEŞİTLERİ VE ÇİZİM YÖNTEMLERİ :

I-MERKEZİ (KONİK ) İZDÜŞÜM : Yakın mesafedeki bir ışık merkezinden gelen ışınlarla , izdüşüm düzlemi üzerinde oluşan izdüşüme Merkezi (Konik) İzdüşümü denir. İzdüşümü, cismin gerçek büyüklüğünde olmayan bu yöntemde cisim, düzlem ile bakış noktası arasında bulunursa izdüşüm büyük görünür. Eğer izdüşüm düzlemi bakış noktası ile cismin arasında ise izdüşüm küçük olarak görünür. Merkezi izdüşüm yöntemi mimari, reklamcılık ve dekoratif inşaat teknik resimlerinin çiziminde kullanılır.


II-PARALEL İZDÜŞÜM :
Sonsuzdaki ışık kaynağından birbirine paralel olarak gelen izdüşüm ışınlarının izdüşüm düzlemi üzerinde meydana getirdiği izdüşüme Paralel İzdüşüm denir. Paralel izdüşüm, izdüşüm ışınlarının düzleme geliş durumuna göre iki şekilde sınıflandırılır.

a) Eğik İzdüşüm : İzdüşüm ışınlarının birbirine paralel ve izdüşüm düzlemine eğik ( ' den farklı açılarda ) gelmesi ile izdüşüm düzlemi üzerinde oluşan görünüşe Eğik İzdüşüm denir. Eğik İzdüşüm yöntemi teknik resimde eğik perspektif görünüşlerinin çiziminde kullanılır.


b) Dik İzdüşüm : İzdüşüm ışınlarının , düzleme dik olarak gelmesi ile oluşan görünüşe Dik İzdüşüm denir. İzdüşümün , cismin gerçek büyüklüğü ile aynı ölçülerde olduğu bu izdüşüm şekli , genellikle teknik resim çiziminde kullanılır.

Dik izdüşüm 2 bölüme ayrılır :

1-Aksonometrik İzdüşüm: İzdüşüm ışınlarının düzleme dik gelmesi fakat, cismin düzleme eğik olarak tutulması ile elde edilen izdüşüme denir. İzometrik,Dimetrik ve Trimetrik olarak üçe ayrılan aksonometrik izdüşüm yöntemi, teknik resimde perspektif çiziminde kullanılır.

2- Eşlenik Dik İzdüşüm: İzdüşüm ışınları izdüşüm düzlemine dik ve cismin bazı yüzeylerinin düzleme dik,bazı yüzeylerinin ise paralel olarak tutulması ile elde edilen izdüşüme denir. İzdüşüm ölçülerinin cismin gerçek büyüklüğü ile aynı olduğu bu yöntemde cismin bütün şeklini belirtmek için birden fazla izdüşüm çizilir. Eşlenik dik izdüşüm yönteminde izdüşüm ışınları birbirine paralel ve düzleme diktir. Fakat bazen cismin eğik yüzeyleri izdüşüm düzlemine eğik şekilde olabilir.

- Eşlenik Dik İzdüşüm -

TEMEL İZDÜŞÜM DÜZLEMLERİNİN AÇILMIŞ ŞEKLİ ve BURADAKİ TEMEL GÖRÜNÜŞLERİN ADLANDIRILMASI :

1- TEMEL İZDÜŞÜM DÜZLEMİ ve ÇEŞİTLERİ : Daha çok teknik resimde bütün geometrik çizimlerin görünüşlerinin çiziminde kullanılan eşlenik dik izdüşüm yönteminde izdüşüm düzlemleri,birbirine bitişik ve dik olarak kabul edilir.Daima durgun su yüzeyi gibi kabul edilen düzlemlerden birisine Yatay Düzlem, buna dik olan ikinci düzleme ise Düşey Düzlem denir.
İzdüşüm düzlemlerini daha iyi açıklayabilmek için örnek olarak,kenarları birbirine bitişik ve aralarındaki açı 90º olan içi boş bir küp alalım


Yukarıdaki açınımı verilen küp yüzeylerinden her biri birer izdüşüm düzlemidir ve bunların tamamına Temel İzdüşüm Düzlemleri denir.İzdüşüm düzlemi üzerinde bir cismin ayrıntılı olarak standart görünüşlerle ifade edilmesine ve aynı zamanda küpün açık şekline Epür denir. En çok kullanılan üç yüzeyi bir birine menteşe ile bağlanmış olarak kabul edersek;

a) Bakış noktasına göre yatay durumda olan düzlem, Yatay düzlem ( Y ).

b)Bakış noktasının sağ (veya sol ) tarafında bulunan düzlem, Profil Düzlem ( P) şeklinde isimlendirilir.

Bu düzlemler üzerine çizim yaparken düzlemlerin birleşme yerleri bir çizgi (Eksen) şeklinde gösterilir. Bunlardan alın ve yatay düzlemi arasındaki çizgiye Yer Ekseni , alın ve profil düzlemi arasındaki çizgiye de Ara Eksen denir. Temel İzdüşüm Düzlemleri Şekilleri aşağıda verilmiştir.


C-NOKTA VE DOĞRUNUN İZDÜŞÜMLERİ:1-NOKTANIN İZDÜŞÜMLERİ :

Geometride , iki doğrunun kesiştiği kısım olarak belirtilen ve teorik olarak bir boyutu olamayan, yalnızca bir yeri bulunan oluşuma Nokta denir. İki nokta birleştirildiğinde Doğru , doğrular birleştirildiğinde Yüzeyler , yüzeyler birleştirildiğinde ise Cisimler meydana gelir.


2- DOĞRUNUN İZDÜŞÜMLERİ : Aralarında belirli mesafe bulunan iki noktanın birleştirilmesi ile doğru parça- sının meydana gelir.Teknik resim çizimlerinde boyları belirlenmiş doğru parçaları kullanılmasına rağmen aslın- da doğruların boyları belirsizdir.Doğru parçaları, temel izdüşüm düzlemlerine olan konumlarına göre değişik şekillerde tanımlanır

I - ÖZEL DOĞRULAR :Temel izdüşüm düzlemlerine diklik veya paralellik özelliği taşıyan doğrulardır.Bu doğrular da kendi aralarında üçe ayrılır :a) Yatay Doğru: Yatay izdüşüm düzlemine paralel veya düzleme çakışık olan doğrulardır. Bu doğruların yatay düzlemdeki izdüşümü,doğrunun tam boyuna eşittir.


b)Alın Doğrusu : Alın izdüşüm düzlemine paralel veya düzleme çakışık olan doğrulardır. Bu doğruların alın düzlemindeki izdüşümü, doğrunun tam boyuna eşittir.

c)Profil Doğrusu: Profil izdüşüm düzlemine paralel veya düzleme çakışık olan doğrulardır. Bu doğruların profil düzlemindeki izdüşümü, doğrunun tam boyuna eşittir.

II: GELİŞİGÜZEL DOĞRULAR : Hiç bir temel izdüşüm düzlemine dik veya paralel olmayan doğrulardır. Bu doğrular tam boylu izdüşüm vermezler ve gerçek uzunluğundan daha kısa görünürler. Daha çok pramit ve koni gibi eğik yüzeyli cisimlerin çiziminde kullanılan gelişigüzel doğrular aşağıdaki şekilde görünmektedir.

GÖRÜNÜŞ ÇIKARMA :

A-TEMEL GÖRÜNÜŞLERİN YERLERİ, ÜÇ GÖRÜNÜŞLE ÇİZİLMİŞ RESİMLERİN İNCELENMESİ VE GÖRÜNÜŞLERİN ADLANDIRILMASI :

1-GÖRÜNÜŞ VE ÇEŞİTLERİ : İzdüşüm yöntemlerinden Dik İzdüşüm yöntemi önceki ünitede açıklanmış ve bu yöntemde izdüşüm ölçülerinin cismin gerçek büyüklüğü ile aynı olduğu belirtilmişti.İşte, dik izdüşüm yöntemi ile temel izdüşüm düzlemlerine çizilen izdüşümlere Görünüş denir.

Cisme bakış yönüne göre değişik isimler alan görünüş çeşitleri şunlardır;

a) Önden Görünüş : Cisme önden bakılarak çizilen ve görünmez çizgilerin en az , detayın ise en fazla olduğu görünüştür.

b) Üstten Görünüş : Cisme üstten bakılarak yatay izdüşüm düzlemine (Önden Görünüşün Altına) çizilen görünüştür.

c) Sağ Yandan Görünüş : Cisme sağ yan taraftan bakılarak profil izdüşüm düzlemi karşısındaki düzleme (Önden Görünüşün soluna ) çizilen görünüştür. Sağdan görünüş şeklinde de ifade edilir.

d) Sol Yandan Görünüş : Cisme sol yan taraftan bakılarak profil izdüşüm düzlemine (Önden Görünüşün sağına ) çizilen görünüştür. Soldan görünüş şeklinde de ifade edilir.

e) Arkadan Görünüş : Cisme , alın izdüşüm düzleminin arka tarafından bakılarak alın izdüşüm düzleminin karşısındaki düzleme çizilen görünüştür.

f) Arkadan Görünüş : Cisme , alttan bakılarak yatay izdüşüm düzleminin karşısındaki düzleme ( Önden görünüşün üstüne ) çizilen görünüştür.


İKİ GÖRÜNÜŞÜ VERİLEN RESMİN ÜÇÜNCÜ GÖRÜNÜŞÜNÜN ÇİZİLMESİ :

Birçok makina parçasının iki görünüşle tanıtılabildiği daha önce açıklanmıştı. Bazen bu parçaların üçüncü görünüşleri de istenebilir. Bu durumda parçanın üçüncü görünüşü, izdüşüm kurallarına göre çizilir. Şekilde ön ve üst görünüşü verilen parçanın sol yan görünüşünün nasıl çizileceğini işlem basamakları şeklinde açıklayalım:

a) Yatay ve dikey eksenler çizilir.

b) Üçüncü görünüşün ebatları , ön ve üst görünüşten taşınan sınır çizgileri ile belirlenir.

c) Parçanın tüm köşeleri numaralandırılır.

d) Ön ve üst görünüşteki aynı numaralı köşeler taşıma çizgileri ile yan görünüşün çizilebileceği bölgeye taşınarak kesiştirilir.

e) Parçanın görünen ne görünmeyen çizgileri tespit edilir.

f) Taşıma çizgilerinin kesişme noktaları , görünen kısımlar için düz çizgi , görünmeyen kısımlar için kesik çizgi ile birleştirilir. Böylece üçüncü görünüş tamamlanmış olur.


İki Görünüşü Verilen Parçanın Üçüncü Görünüşünün Çizilmesi

a) Parçanın Perspektif Görünüşü,

b) İki Görünüş ve Eksen Çizgileri,

c) Taşıma Çizgilerinin Kesiştirilmesi ve Üçüncü Görünüşün Ortaya Çıkması


kaynak: autocadmerkezi.com.

Konu ile alakalı resim ve grafiklerde vardı kaynakta ama resim atmayı beceremedim.. :D

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 27 May 2011 12:23
gönderen ayberk
ustax66 yazdı:
ayberk yazdı:Hasan Sabbah(1035[kaynak belirtilmeli] - 1124), Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış olan, tarihin eski ezoterik ve Batıni örgütü fedaayiin (Karşı düşüncedekilere göre de Haşhaşileri) kuran ve ölene kadar liderliğini yapan kişidir.
İran'da Kum kentinde dünyaya gelmiştir(bazı tarihçilere göre buraya Kufe'den göç etmiştir). Zamanın önde gelen okullarında okuma şansı bulmuştur. Ailesiyle birlikte Rey şehrine gittiğinde burada Şii inancının önderleriyle temas etmiş ve Şiiliği benimsemiştir. Dini çalışmalarını geliştirmek için Fatimiler'in hakim olduğu Kahire'ye gitmiştir. İran'a döndüğünde Selçuklu sarayında yüksek bir memuriyetle işe başlayacaktır. Bazı suçlamalara göre onun aklında daima padişahlık vardır.[kaynak belirtilmeli] Bu dönemde ünlü Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk'ün emrinde çalışmaya başlamıştır.

Bazı iddialara göre Nizamülmülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah birlikte aynı dönemlerde öğrencidirler ve yakın dost olduklarına ilişkin söylenceler de vardır. Lakin bu efsanenin doğruluğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Öte yandan Nizamülmülk ile Hasan Sabbah arasında yaklaşık 30 yıllık yaş farkı vardır. Diğer yandan bunun doğru olabilmesi için üçünün de Nişapur 'da okumuş olması gerekmektedir. Oysa Hasan Sabbah öğrenimini doğduğu kent olan Kum'da ve daha sonra Rey'de yapmıştır. Bu konuda ilginç bir söylence, Hasan Sabbah'ın, Ömer Hayyamla bir sohbeti sırasında Ömer'in ona, "bu insanlar cennet için yaşıyorlar, ancak onlara bir cennet verebilirsen onları yönetirsin" sözünden bir strateji çıkardığı yönündedir.

Bundan sonra kesin olarak bilenen ise Hasan Sabbah'ın yoğun dini çalışmalarından sonra örgütlenmeye başladığı ve Alamut kalesini ele geçirip burada üslenmesidir. Söz konusu kalede 2 bin müridinin yaşadığı söylenmektedir. Dönemin ileri gelenlerine yönelik suikastleri işletmek için fedailerine haşhaş vererek (bu daha çok muhalifleri tarafından uydurulduğu söylense de) onların zihinlerine kontrol ettiği bilinmektedir. Bu yüzden örgütün adı Haşhaşiler olara anılagelmiştir.

Sabbah'ın Alamut'u ele geçirişinden de Semerkant (roman)'da bahsedilir.Romanda bunun İsmaililerin kaynaklarında yazdığı belirtilir.Sabbah önce Alamut'ta İsmailiyeliği yayar.Sonra da kaleye gelir ve komutana kaleyi teslim etmesini,kaledeki askerlerin kendi safına geçtiğini söyler.Komutan kalenin kendisine sultan adına verildiğini ve bunun karşılığında üç bin altın dinar ödediğini söyler.Hasan Sabbah bir kağıda bir şeyler yazar ve söylediği şehre gitmesini söyler.Komutan söylenilen şehre gider ve üçbin altın dinarı noksansız alır.

İslamiyetin tarihinde yaşamış olduğu farklı mezheplerden biri olan Şiilik mezhebi İran'da yaygındır. Bu mezhepin üyelerinin Selçuklu hakimiyetindeki bölgelerde Sünni yöneticiler tarafından baskıya maruz kaldıklarından dolayı Şiilik gizli olarak kendisini varetmiştir. Hasan Sabbah'ın da mensup olduğu İsmailiyye tarikatının inancına göre 12 imamdan yedincisi olan Cafer öldükten sonra oğlu İsmail'i imam tayin etmiştir. Ancak İsmail babasından önce ölmüştür. İsmailiye tarikatı ise İsmail'in ölmediğini ve gizlenmek için ortadan kaybolduğunu, zamanı gelince geri döneceğini savunur. Bunun haricinde Hasan Sabbah'ın bağlı bulunduğu Nizari kolu ise 18. imam Mustansır'dan sonra ise Musta'li değil Nizari'nin gelmesi gerektiğini savunur..
124 yılında ölen Hasan Sabbah öldüğünde arkasında güçlü bir silahlı örgüt ve sadece İran'da değil tüm Mezopotamya'da korkulur bir askeri ve siyasal güç bırakmıştır. Tarikat Moğol istilası yıllarına kadar ayakta kalmıştır. Alamut kalesi ise 1256 yılında civarına gelen Moğol komutanı Hülagû Han tarafından normal yollardan ele geçirilemeyince; o yıllarda yeni keşfedilen petrol; kalenin bulunduğu tepenin altına tüneller kazılarak ve bu tünellerin de içlerinde petrol havuzları oluşturularak ateşe verilerek patlatılmış dolayısıylada imha edilerek ele geçirilmiştir. Pratikte ele geçmesi imkânsız olan oldukça dik, sarp kayalıklar üzerinde kurulmuş olan bu kale; tarihte de pek çok güçlü orduya meydan okumuş konumu ve sert savunması nedeniyle asla ele geçirilememiştir.

Semerkant (roman)'da kurgulandığına göre ise kale kendiliğinden teslim olmuştur.Zaten Hasan Sabbah'ın verdiği ruh zayıflamaktadır.Teslim olunduktan sonra kale yakılacaktır.Moğolların hikâyesindeki bir bilgin Alamut kütüphanesindeki kitapları kurtarmak ister.Bir el arabası verilir ve alabileceği kadar alması söylenir.Adam önce Sünni olduğu için Kur'an'ları kurtarır.Sonra da uzun uzun kitaplara dalar.Vaktin geç olduğu konusunda uyarı gelince önündeki kitapları kaparak çıkar.Ve orada dünyadaki bir sürü şey hakkında bilgi içeren ve nüshası bulunmayan bir sürü kitap yanar.

Sevgili Ayberk, ellerine sağlık eyvallah.

Hasan Sabbah aslında okullarda okutulması gereken bir ders gibidir. Fakat bırakyetişen nesli, yetişmiş ve yaşlı nesilden dahi bilen çok az.

Dünya tarihinde bilinen, derin Devlet ve ona hizmet eden intihar militanları, suikastçı katiller ve uyuşturucu ile kurulmuş zulüm saltanatı.

Hasan Sabbah benimde, tarihi araştırmalarda bulduğum değişik kaynak ve bilgilerde öyle tarihi bilgilere ulaştımki, Bu gün dahi bilinen ve bilinmeye pek çok uluslar arası örgütler bu temelde yükselmiştir.

Tekrar ellerine sağlık. Ve eğer Hasan Sabbah hakkında elinde bulunan bilgiler varsa onları görmek bilmek isterim.
Arif abicim bu haşhaşi meselesi gerçekten ilgimi çeken bir mesele. Hasan Sabbahdan ziyade yetiştirdiği katilleri merak ediyorum. Öğrendiğim bilgilere göre Haşhaş yedirtip hayali cennet sunuyormuş onlara. Onlarda bu cennete kavuşmak için ne derse yapiyorlarmiş. Hayatları alamut kalesinde eğitimle geçen bu askerler Çift kılıç kullanıyorlarmiş. Bir deyime göre savaş alanindaki suikastçilermiş. Cok cabuk gizlenip cok hizli hareket ediyorlarmiş.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 27 May 2011 12:26
gönderen ayberk
Bu arada '' xBRHNx'Den Bi kaç bisi.. meraklıysan tıkla =) '' başlıklı konuya uğramanizi tavsiye ederim. Börteçine Loncasina Uygun bir tartişma :)

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 27 May 2011 14:39
gönderen ayberk
Nerde bu lonca ya...

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 27 May 2011 16:51
gönderen eseslisemi
Burdaaa =)

Sanki Yoklama Alır gıbı Oldu =)

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 27 May 2011 18:17
gönderen Staffers
Selamun Aleyküm Börteçine Ailem..
Vee cuma geldi yeni kalktım sabaha kadar madendeyim.. :D