BİLESİN
Sevildiğini bilmeyecek kadar aciz
Sevdiğini bilmeyecek kadarda korkaksın
Demekki sevgin gerçek değil yalanmış
Güvenemeyecek kadarda aptalmışsın
Sevmek yürek ister,
Aşk cesaret ister,
Bazen savaşmak ister
Sen yapamazsın,
Sadece sözde senin gerçeklerin
Hayata geçiremeyecek kadar umutsuzsun
Ulaşılamaz değil , ulaşmak istemeyensin
Savaşacak kadar istekli değilsin
Hayatımdan çıkardım korkakları
Seviyorum diye kandıranları
Artık benimle değilsin
Olmayacak, olamayacaksın
Yok olacaksın.
Yoksun...
Not: bana aittir..
ŞİİR KÖŞESİ
- Titxaybala
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 341
- Kayıt: 16 Ara 2009 22:56
- Sunucu: Sancak
- Klan: Lodos
Re: ŞİİR KÖŞESİ
Titxaybala - Titxdenizkızı - Göksu
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Re: ŞİİR KÖŞESİ
Damla damla akar gözümden yaşlar
Ben sana aşığım, sen başkasına
Her gece kalbimde bir sancı başlar
Ben sana aşığım, sen başkasına
Bu yüzden her gece saçımı yoldum
Her gece dert ile,kederle doldum
Bir Mecnun,bir Ferhat,bir Kerem oldum
Ben sana aşığım, sen başkasına
Sen bilemezsin ki bu nasıl acı
Bu derdin sadece sende ilacı
Kalbim,aklım,fikrim senden davacı
Ben sana aşığım, sen başkasına
Sen iste önünde ben diz çökerim
Kalbimi yerinden inan sökerim
Sen mutlu ol yeter,ben yaş dökerim
Ben sana aşığım,sen başkasına
Yeter ki hep gülsün senin gül yüzün
Ben çekerim senin yerine hüzün
Aşktan nasibi yok şu gönlümüzün
Ben sana aşığım,sen başkasına
Ben sana yaşarım sen başkasına
Kaderin gerçeğini dola boynuna
Günü geldiğinde çalan kapına
Gözlerimle ellerimi bırakacağım
Ve son kez dizlerinde ağlayacağım...
Söndü gönlümün ümit çırası, nasılsa cehennemdi senden sonrası, bende şimdi sevipte yanma sırası, küllere dönsemde yok zararı, ne mutlu bana ki ateşim sen oldun...
Ben sana aşığım, sen başkasına
Her gece kalbimde bir sancı başlar
Ben sana aşığım, sen başkasına
Bu yüzden her gece saçımı yoldum
Her gece dert ile,kederle doldum
Bir Mecnun,bir Ferhat,bir Kerem oldum
Ben sana aşığım, sen başkasına
Sen bilemezsin ki bu nasıl acı
Bu derdin sadece sende ilacı
Kalbim,aklım,fikrim senden davacı
Ben sana aşığım, sen başkasına
Sen iste önünde ben diz çökerim
Kalbimi yerinden inan sökerim
Sen mutlu ol yeter,ben yaş dökerim
Ben sana aşığım,sen başkasına
Yeter ki hep gülsün senin gül yüzün
Ben çekerim senin yerine hüzün
Aşktan nasibi yok şu gönlümüzün
Ben sana aşığım,sen başkasına
Ben sana yaşarım sen başkasına
Kaderin gerçeğini dola boynuna
Günü geldiğinde çalan kapına
Gözlerimle ellerimi bırakacağım
Ve son kez dizlerinde ağlayacağım...
Söndü gönlümün ümit çırası, nasılsa cehennemdi senden sonrası, bende şimdi sevipte yanma sırası, küllere dönsemde yok zararı, ne mutlu bana ki ateşim sen oldun...
Titxreis-Titxatasagun

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK
Gizlenmiş İçerikGöster
Bir Kurt' un Peşinden 40 Köpek Havlamıyorsa, O Kurt, Kurt Değildir.
- Titxaybala
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 341
- Kayıt: 16 Ara 2009 22:56
- Sunucu: Sancak
- Klan: Lodos
Re: ŞİİR KÖŞESİ
Metrisin Önü
Ben hep onyedi yaşındayım.
Her ayak sesinde ürperirim.
Demirkapının her açılışında,
Göğsümün kafesine sığmaz yüreğim.
Her türlüsünü tattım, acılarin ayrılıkların.
Herşeye biraz alıştım.
Bir seni beklerken kendimi yenemedim.....
Şu metrisin önü,bir uzun alan.
Birtek seni sevdim,gerisi yalan.
Senin hasretindir, hücreme dolan.
Birtek seni sevdim, gerisi yalan.
Senin hasretindir, hücreme dolan.
Birtek seni sevdim, gerisi yalan,
Gerisi yalan...
Hücremdeyim, hasretinle yanarım.
Senin için hergün, hergün aglarım.
Kanım hep içime akar kanarım.
Beni anlamadın, ona yanarım.
Kanım hep içime akar kanarım.
Beni anlamadın, ona yanarım,
Ona yanarım...
Söz: Mehmet Koç
Müzik: Mehmet Koç
Ben hep onyedi yaşındayım.
Her ayak sesinde ürperirim.
Demirkapının her açılışında,
Göğsümün kafesine sığmaz yüreğim.
Her türlüsünü tattım, acılarin ayrılıkların.
Herşeye biraz alıştım.
Bir seni beklerken kendimi yenemedim.....
Şu metrisin önü,bir uzun alan.
Birtek seni sevdim,gerisi yalan.
Senin hasretindir, hücreme dolan.
Birtek seni sevdim, gerisi yalan.
Senin hasretindir, hücreme dolan.
Birtek seni sevdim, gerisi yalan,
Gerisi yalan...
Hücremdeyim, hasretinle yanarım.
Senin için hergün, hergün aglarım.
Kanım hep içime akar kanarım.
Beni anlamadın, ona yanarım.
Kanım hep içime akar kanarım.
Beni anlamadın, ona yanarım,
Ona yanarım...
Söz: Mehmet Koç
Müzik: Mehmet Koç
Titxaybala - Titxdenizkızı - Göksu
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Re: ŞİİR KÖŞESİ
BEN ARTIK SEN OLMUŞUM
Ne varsa aradığım bil ki sende bulmuşum,
Senden öncesi yoktu seninle var olmuşum,
Sende bütün ümitler,sende bütün özlemler,
Beni bende arama artık ben sen olmuşum.
AHMET SELÇUK İLKAN
Bir zamanlar benim için erişilmezdin, şimdi ise vazgeçilmezsin...
Ne varsa aradığım bil ki sende bulmuşum,
Senden öncesi yoktu seninle var olmuşum,
Sende bütün ümitler,sende bütün özlemler,
Beni bende arama artık ben sen olmuşum.
AHMET SELÇUK İLKAN
Bir zamanlar benim için erişilmezdin, şimdi ise vazgeçilmezsin...
Titxreis-Titxatasagun

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK
Gizlenmiş İçerikGöster
Bir Kurt' un Peşinden 40 Köpek Havlamıyorsa, O Kurt, Kurt Değildir.
Re: ŞİİR KÖŞESİ
yıllar var, yıllar var
görüşmeyeli seninle yıllar var
biraz senden biraz benden
dertleşmeyeli seninle yıllar var
bir kır kahvesinde oturup el ele
maziyi anmayalı yıllar var
bir gün batımında seninle başbaşa
biraz demlenmeyeli yıllar var
mor akşamlar dile gelin
mor akşamlar dile gelin
kor akşamlar dile gelin
yaşandı bu sevda yemin edin
yaşandı bu sevda yemin edin
yaşandı bu sevda yemin edin
görüşmeyeli seninle yıllar var
biraz senden biraz benden
dertleşmeyeli seninle yıllar var
bir kır kahvesinde oturup el ele
maziyi anmayalı yıllar var
bir gün batımında seninle başbaşa
biraz demlenmeyeli yıllar var
mor akşamlar dile gelin
mor akşamlar dile gelin
kor akşamlar dile gelin
yaşandı bu sevda yemin edin
yaşandı bu sevda yemin edin
yaşandı bu sevda yemin edin
Titxreis-Titxatasagun

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK
Gizlenmiş İçerikGöster
Bir Kurt' un Peşinden 40 Köpek Havlamıyorsa, O Kurt, Kurt Değildir.
Re: ŞİİR KÖŞESİ
Dün gece yatak yorgan döşek, uyandım kanter içinde
Dünyayı kalayladım biraz, kötülük yok aslında içimde
Neden böyle yapayalnız, neden çaresiz gibi
Senden bir haber gelmez biliyordum
Senden bir umudum yok gibi
İstanbul'dan kolay kolay gitmezdim bilirsin
Tadı tuzu sendeymiş meğer İstanbul senmişsin
İhtiraslardan kolay kolay vazgeçmem bilirsin
İstanbul bitmedikçe sen hala benimsin.
Dünyayı kalayladım biraz, kötülük yok aslında içimde
Neden böyle yapayalnız, neden çaresiz gibi
Senden bir haber gelmez biliyordum
Senden bir umudum yok gibi
İstanbul'dan kolay kolay gitmezdim bilirsin
Tadı tuzu sendeymiş meğer İstanbul senmişsin
İhtiraslardan kolay kolay vazgeçmem bilirsin
İstanbul bitmedikçe sen hala benimsin.
Titxreis-Titxatasagun

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK

Bir gün tüm Türk Devletleri ile birlikte Çin seddinde buluşacağız... M.Kemal ATATÜRK
Gizlenmiş İçerikGöster
Bir Kurt' un Peşinden 40 Köpek Havlamıyorsa, O Kurt, Kurt Değildir.
- Titxaybala
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 341
- Kayıt: 16 Ara 2009 22:56
- Sunucu: Sancak
- Klan: Lodos
Re: ŞİİR KÖŞESİ
Kendine iyi bak
Bir veda değil elveda cümlesidir çoğu zaman
O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde
Kednine iyi bak
Çünkü bundan sonra ben yanından olmayacağım olamayacağım
İstesemde istemesemde
Sevdim bir zamanlar seni
Hâlâ seviyorum
Ve benden sonrada mutlu olmanı istiyorum
Olurda birgün dönersem seni iyi bulmak istiyorum
Kendine iyi bak
Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak
Ben olmayacağım
Kendine iyi bak
Ve beni düşünme
Çünkü bende seni düşünmeyeceğim artık
Arama sakın beni yazma
Çünkü ben yazmayacağım
Sil beni yüreğinden
Çünkü ben sileceğim
Fakat yaşanılan paylaşılan güzel şeyler hatırına
Sana yürekten mutluluklar diliyorum
Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum
Kendine iyi bak
Aramızda geçen herşeye rağmen
Benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim
Aslında bilmem çok önemli değil
İyi olduğunu varsayacağım
Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum
Seni kendinle baş başa yapayalnız bırakıyorum
Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra
O yüzden iyi bak diyorum
Aslına bakarsan çok da fazla umursamıyorum
Kendine iyi bak derler ve giderler
Tutkuyla sevenler bazen birden fazla söylerler bunu
Çünkü onları ayırmak eti tırnaktan ayırmak gibidir
Kolay kolay kopamaz onlar
Süreç çok acı vericidir yürek parçalayıcıdır
Her seferinde azalan umutlarla geri döner
Ve yine kendine iyi bak gözleriyle ayrılırlar
Ta ki umutta sevgide tükeninceye kadar
Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar
Tutkunun ötesinde sevenler bir kez kendine iyi bak derler ve giderler
Onlar bu acıyı bir kez daha kaldıramayacaklarını bilirler
Kendine iyi bak derler ve giderler
Bu sözlerin içinde ihanet yok,hiç bir zaman olamaz derler ve giderler
En büyük ihanet değilmidir zaten seni seveni ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek?
Kendine iyi bak derler ve giderler
Senin suskunluğa mahkum edip giderler
Seni parçalara ayırıp en büyük parçayı yanlarına alıp giderler
Seni senden alıp giderler
Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için
Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet
Suçlatmaz kendini
Savaşmadıkları için kızarsın
Ama suçlayamazsın
Savaşmışlarsa yenildikleri için kızarsın yine suçlayamazsın
Yenildiğin için kızarsın yine suçlayamazsın
Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni
Kendine iyi bak derler ve giderler
Elinden umutlarını,düşlerini,sevgilerini alıp giderler
Bir tek anıları bırakırlar geride
Bir de hatırladıkça göz yaşlarını boğulasın diye unutulmayan nağmeler
Arkalarına bile bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan
Çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler
Herşey o saniye orada bitsin kapansın bu sayfa isterler
Bitti diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Kırıldım ve affedemiyorum diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Seni istemiyorum artık hayatımdan çıkaracağım ama bilki hiç unutmayacağım diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler
Çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır
Bilirler
Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman
Kendine iyi bak deme bana
Sadece kötülükler noktalansın isterim ben
Oysa sen iyisin
Sen gözümdeki ışık,dudağımdaki tebessüm,sen içimdeki sevinçsin
Sen hayatıma renk katan,sen yüreğimdeki çarpıntı,sen hayatımdaki neşesin
Sen yolumu aydınlatan,sen dert ortağım,sen gönül yoldaşım,sen bitanesin
Kendine iyi bak deme bana
Nokta koyma
Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler
Keşke affedebilsen beni
Keşke bende affedebilsem
Keşke döndürebilsek zamanı geriye
Nafile
Ama yinede gitmesen olmazmı bitmesek olmaz mı?
Sen eksikken ben nasıl tam olurum?
Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum?
Savaşsak aramıza giren şeytanla olmaz mı?
Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı
Hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi
Hani sevgi eninde sonunda kazanırdı
Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı?
Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı?
Bunların hepsi yalan mı?
Sahiden gitmesen olmaz mı?
Bitmesek olmaz mı?
Peki o zaman senin istediğin gibi olsun
Öyleyse
Sende kendine iyi bak
Bir veda değil elveda cümlesidir çoğu zaman
O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde
Kednine iyi bak
Çünkü bundan sonra ben yanından olmayacağım olamayacağım
İstesemde istemesemde
Sevdim bir zamanlar seni
Hâlâ seviyorum
Ve benden sonrada mutlu olmanı istiyorum
Olurda birgün dönersem seni iyi bulmak istiyorum
Kendine iyi bak
Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak
Ben olmayacağım
Kendine iyi bak
Ve beni düşünme
Çünkü bende seni düşünmeyeceğim artık
Arama sakın beni yazma
Çünkü ben yazmayacağım
Sil beni yüreğinden
Çünkü ben sileceğim
Fakat yaşanılan paylaşılan güzel şeyler hatırına
Sana yürekten mutluluklar diliyorum
Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum
Kendine iyi bak
Aramızda geçen herşeye rağmen
Benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim
Aslında bilmem çok önemli değil
İyi olduğunu varsayacağım
Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum
Seni kendinle baş başa yapayalnız bırakıyorum
Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra
O yüzden iyi bak diyorum
Aslına bakarsan çok da fazla umursamıyorum
Kendine iyi bak derler ve giderler
Tutkuyla sevenler bazen birden fazla söylerler bunu
Çünkü onları ayırmak eti tırnaktan ayırmak gibidir
Kolay kolay kopamaz onlar
Süreç çok acı vericidir yürek parçalayıcıdır
Her seferinde azalan umutlarla geri döner
Ve yine kendine iyi bak gözleriyle ayrılırlar
Ta ki umutta sevgide tükeninceye kadar
Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar
Tutkunun ötesinde sevenler bir kez kendine iyi bak derler ve giderler
Onlar bu acıyı bir kez daha kaldıramayacaklarını bilirler
Kendine iyi bak derler ve giderler
Bu sözlerin içinde ihanet yok,hiç bir zaman olamaz derler ve giderler
En büyük ihanet değilmidir zaten seni seveni ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek?
Kendine iyi bak derler ve giderler
Senin suskunluğa mahkum edip giderler
Seni parçalara ayırıp en büyük parçayı yanlarına alıp giderler
Seni senden alıp giderler
Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için
Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet
Suçlatmaz kendini
Savaşmadıkları için kızarsın
Ama suçlayamazsın
Savaşmışlarsa yenildikleri için kızarsın yine suçlayamazsın
Yenildiğin için kızarsın yine suçlayamazsın
Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni
Kendine iyi bak derler ve giderler
Elinden umutlarını,düşlerini,sevgilerini alıp giderler
Bir tek anıları bırakırlar geride
Bir de hatırladıkça göz yaşlarını boğulasın diye unutulmayan nağmeler
Arkalarına bile bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan
Çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler
Herşey o saniye orada bitsin kapansın bu sayfa isterler
Bitti diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Kırıldım ve affedemiyorum diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Seni istemiyorum artık hayatımdan çıkaracağım ama bilki hiç unutmayacağım diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler
Çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır
Bilirler
Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman
Kendine iyi bak deme bana
Sadece kötülükler noktalansın isterim ben
Oysa sen iyisin
Sen gözümdeki ışık,dudağımdaki tebessüm,sen içimdeki sevinçsin
Sen hayatıma renk katan,sen yüreğimdeki çarpıntı,sen hayatımdaki neşesin
Sen yolumu aydınlatan,sen dert ortağım,sen gönül yoldaşım,sen bitanesin
Kendine iyi bak deme bana
Nokta koyma
Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler
Keşke affedebilsen beni
Keşke bende affedebilsem
Keşke döndürebilsek zamanı geriye
Nafile
Ama yinede gitmesen olmazmı bitmesek olmaz mı?
Sen eksikken ben nasıl tam olurum?
Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum?
Savaşsak aramıza giren şeytanla olmaz mı?
Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı
Hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi
Hani sevgi eninde sonunda kazanırdı
Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı?
Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı?
Bunların hepsi yalan mı?
Sahiden gitmesen olmaz mı?
Bitmesek olmaz mı?
Peki o zaman senin istediğin gibi olsun
Öyleyse
Sende kendine iyi bak
Titxaybala - Titxdenizkızı - Göksu
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
- Titxdelikurt
- Demirci Çırağı
- Mesajlar: 697
- Kayıt: 16 Ara 2009 14:37
- Sunucu: Sancak
- Klan: Lodos
Re: ŞİİR KÖŞESİ
Dün gece yatak yorgan döşek, uyandım kanter içinde
Dünyayı kalayladım biraz, kötülük yok aslında içimde
Neden böyle yapayalnız, neden çaresiz gibi
Senden bir haber gelmez biliyordum
Senden bir umudum yok gibi
İstanbul'dan kolay kolay gitmezdim bilirsin
Tadı tuzu sendeymiş meğer İstanbul senmişsin
İhtiraslardan kolay kolay vazgeçmem bilirsin
İstanbul bitmedikçe sen hala benimsin.
Dünyayı kalayladım biraz, kötülük yok aslında içimde
Neden böyle yapayalnız, neden çaresiz gibi
Senden bir haber gelmez biliyordum
Senden bir umudum yok gibi
İstanbul'dan kolay kolay gitmezdim bilirsin
Tadı tuzu sendeymiş meğer İstanbul senmişsin
İhtiraslardan kolay kolay vazgeçmem bilirsin
İstanbul bitmedikçe sen hala benimsin.
Titxdelikurt - Titbxyavrukurt
BİR KURT'UN PEŞİNDE 40 KÖPEK HAVLAMIYORSA, O KURT, KURT DEĞİLDİR.

ARmut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur !
BİR KURT'UN PEŞİNDE 40 KÖPEK HAVLAMIYORSA, O KURT, KURT DEĞİLDİR.

ARmut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur !
Re: ŞİİR KÖŞESİ
daha uzun şiir yokmuydu xDTitxdelikurt yazdı:BEN SENİ KENDİME YASAKLADIM
ben seni kendime yasakladım
bütün gün evimizi temizliyorum
sevdiğim bir arabesk var
akşamları onu dinliyorum
gördüğüm bütün kötü düşleri görmezden geliyorum
adı konmamış duygularla dolar ya bazen insan
onlara birer isim uyduruyorum
ne zaman makas değiştirse bir tren
mutlaka bir sigara yakıyorum
(çakmakla değil, kibritten hoşlanıyorum)
istasyon şefi beni çok seviyor
onunla her akşa.m bir büyük deviriyorum
sonra kuşları düşünüyorum
(isimlerini bilmem, bir kaçı dışında)
çöp poşetlerini her sabah değiştiriyorum
(ne yapayım, havai bir adamım)
mümkün olduğu kadar acıkmamaya çalışıyorum
unutmadığım günler işe gidiyorum
(o kadar az çalışıyorum ki)
insanlarla hiç yüz vermiyoruz birbirimize
halbuki ben onlarla saatlerce konuşmak istiyorum
evime servisle dönüyorum
(yeşil bir midibüs var, ben hep onu bekliyorum)
şoföre kartımı gösterirken
kendimi fbi ajanı gibi hissediyorum
(şoför o kadar güleryüzlü biri ki, her seferinde
bu kadar olur diyorum)
sonra boylu boyunca uzanıp kitap okuyorum
çok yorulduğum için değil
ben öylesinden hoşlanıyorum
Bir de balıklarım var, ama bir akvaryumum olmadığı sürece
onlarla iyi ilişkiler kurabileceğimi sanmıyorum.
bazan biraz borç veriyorum kendime
(ama geri ödediğimi hiç anımsamıyorum)
yağmura ayıp olmasın diye
şemsiye falan da kullanmıyorum
hafızam pek güçlü değilse de
hiç olmazsa adını unutmamaya çalışıyorum
unutunca kızıma soruyorum
(sanki bir kızım varmış gibi)
çok sıkışınca anneme soruyorum
(her seferinde gözyaşlarına boğuluyor nedense
halbuki ben biraz gülsün diye böyle yapıyorum)
tıraş olmayı pek sevmiyorum
(gerek saç; gerekse de sakal)
mahallede bana robinson diyor olabilirler
bunu arada bir araştırıyorum
ama iş şiire gelince çok şey değişir
bütün şairlerle iyi geçiniyorum
(gerçi bazıları ödünç uyak istiyor benden ikide bir
kendi uyaklarınızı kendiniz uydurun bence diyorum)
bazan bütün bir yaz geçiyor ben denize girmiyorum
(ne yapayım, belki de ıslanmaktan hoşlanmıyorum)
ama deniz kenarında dolaşmayı çok seviyorum
(dönüşte bütün ayakizlerimi toplayıp çöp kutusuna atıyorum)
aslında senin beni anladığından da emin olamıyorum
(tamam tamam, ben de sana pek ipucu vermiyorum)
bunu bana iki de bir kızmandan anlıyorum
o zaman tarafsız olmaya çalışıyorum
(ama nedense her seferinde kendimi haklı buluyorum)
bazan çok güzel kızlarla çıkıyorum
(ama hiçbiriyle de tek kelime konuştuğum yok)
birkaç gün içinde terk ediyorlar beni
ben de ıslık çalarak oradan uzaklaşıyorum
mavi rengi çok seviyorum
gözkapaklarımı maviye boyuyorum
ne zaman markete gitsem
birkaç mavi yumurta alıyorum
kör olmaktan çok korkuyorum
o zaman oturup biraz ağlıyorum
televizyonu açıp konuyu değiştirmeye çalışıyorum
bir kıymık batmasın diye
sokaklarda gözü kapalı yürüyorum
(vatmansız bir tren gibi)
sana hiç laf söyletmiyorum
mesela, birisi beni hiç sevmediğini söyledi değil mi
(bu ben de olabilirim)
onu hemen oracıkta öldürüyorum
çocuklarla çok iyi anlaşıyorum
benimde sizin gibi bir kızım vardı diyorum
onlara günün birinde delirirsem sakın beni
taşlamayın diyorum
onlar da hemen söz veriyorlar
(ama çocukları bilirsiniz, onlara pek de güvenemiyorum)
çok yakın bir arkadaşım var
(adının ne olduğunu hala bilmiyorum)
bazan oturup birlikte içiyoruz
ona her seferinde kendine bir kız bul artık diyorum
(nedense o da bana aynı şeyi söylüyor
tuhaf bir durum, kabul ediyorum)
artık o şiirimi okumaya çok utanıyorum
(bütün yüzler bana çevrilecekmiş gibi geliyor)
çok istersem, biraz mehter dinliyorum
perdeleri çekip deli gibi dansediyorum
(kapı da sımsıkı kapalıysa)
İnsanlar durmadan konuşuyor
(ben kesinlikle cevap vermiyorum)
Başkalarının bu kadar akıllı oluşuna şaşıyorum
Nasıl olup da her şeyi biliyorlar
(bense hemen hemen hiçbir şey bilmiyorum,
buna da ayrıca şaşıyorum)
aynaya pek sık bakmamaya çalışıyorum
(söylemiştim, epeyce borcum birikti kendime)
ya da belki ismini sorar da bilemem diye korkuyorum
(yanlış hatırlamıyorsam bundan da biraz söz etmiştim)
ben de saçlarımı el yordamıyla tarıyorum
tıraş olmak içinse berbere gidiyorum
(tahmin edersin, aynaya sırtımı dönüyorum)
canım seni görmeyi çok isterse
oturup bir resmini yapıyorum
(sana benzetebildiğimi pek söyleyemem)
sonra kendime bir kadeh rakı hazırlayıp
sana bir aşk şiiri okuyorum
(bu şiirde ne buluyorum hiç anlamıyorum)
dışarıda yağmur yağmıyorsa acayip bozuluyorum
oturup bu şiiri ezberlemeye çalışıyorum
o sırada telefon falan çalarsa
kesinlikle cevap vermiyorum
bazan canım gerçekten sıkılıyor
o zaman kendime biraz içki koyuyorum
ışıkların hepsini kapatıyorum
ilk yudumu hep senin şerefine içiyorum
(bir keresinde unutmuştum bunu, saklamıyorum)
o gün senden bir haber almışsam
mutlaka oturup bunu not ediyorum
(üzerinde ne vardı, gülümsüyor muydun)
eğer birini sana benzettiklerini fark etmişsem
yazdıklarımı hemen o an yırtıyorum
bazen bütün gün şiir okuduğum oluyor
(kan dolaşımım biraz hızlansın diye)
örneğin bu sabah aynı şiiri yirmi defa okumuşum
(yine de ezberleyemedim, işte buna çok içerliyorum)
o gün günlerden Cuma’ysa
mutlaka biraz gülümsüyorum
en güzel giysilerimi giyip sokağa çıkıyorum
kızın biri şöyle alıcı gözle bakarsa bana
bu iş bu kadar deyip evime dönüyorum
(yanlış anlama, bunun pek sık olduğunu savunmuyorum)
bazan eski günlüklerimi karıştırıyorum
her seferinde kendime hayret ediyorum
ne acayip bir adammışım ben diyorum
(sanki şimdi çok normalmişim gibi)
yine de kendimi bir şekilde bağışlıyorum
sokaklarda hızlı hızlı yürüyorum
ya birisi bana saati sorarsa, ya biri el ilanı falan uzatmaya kalkarsa,
(böyle şeylerden pek hoşlanmıyorum)
ama bir tatlıcıya rastlamışsam
mutlaka girip oturuyorum
(bilirsin bir tatlıya, birde sana dayanamam)
ne yiyeceğime bir türlü karar veremiyorum,
bir iki saat öylece oturup düşünüyorum,
sonra da hiçbir şey yemeden kalkıyorum,
(bana sorarsan, böyle olacağını daha baştan biliyorum)
bu aralar sana biraz mesafeli davranıyorum
belki de fazla şımartmak istemiyorum
örneğin her sabah günaydın derim
ama bazen söylemeyi unutmuş gibi yapıyorum
insanlarla kavga etmemeye çalışıyorum
biri bana vurmuşsa başkasına benzetmiş olmalı diyorum
bir süre bunu itiraf etmesini bekliyorum
etmiyorsa adam sen de deyip oradan uzaklaşıyorum
kuşlarla aramdan su sızmıyor
(gerçi geçen gün bir tanesiyle biraz tartıştık,
neymiş, bayat yem atmışım önüne, böylesini yiyemezmiş,
karnı da öyle aman aman aç değilmiş zaten,
yemezsen yeme dedim ben de, mendebur hayvan,
onu da bulamayan kuşlar var, bence bunu biraz düşünmelisin)
(bazı kuşları anlamak gerçekten de mümkün olmuyor)
eskisi gibi barlara gitmeyi pek sevmiyorum
(dünya gözüme başka türlü görünmüyor)
eve gelip biraz uzanmayı tercih ediyorum
gerçi birkaç dakikadan fazla yatamıyorum
(sanırım biraz sinirli bir adamım)
bazen gelip benden bir şeyler istiyorsun
(bir çakmak, bir kitapçık)
nedense hep bende olmayan şeyleri seçiyorsun
her seferinde de iki elinle birden kapıya yaslanıyorsun
(bundan tuhaf bir zevk aldığımı itiraf ediyorum)
ama ben seni kendime yasakladım
bütün gün ikv oynuyorum
bazen kendime telefon ediyorum
nedense hiçbir zaman evde olmuyorum
(sandığından daha meşgul bir adamım)
bazıları biraz çatlak olduğumu düşünüyor
selam bile vermeden yanımdan geçiyorlar
ben de içimden canınız cehenneme diyorum
saati sorarlarsa mutlaka yalan söylüyorum
ne zamandır bir tiyatroya gideyim istiyorum
(sırf senle izlediğimiz tiyatrolara inat)
ama ya oyun iyiyse de sen kaçırdın diye üzülürsem deyip gitmiyorum
ben de oturup kendi oyunlarımı kendim yazıyorum
(çoğu atina’da geçiyor, balayımızdan esinleniyorum)
bazen seninle ne güzel anlaşıyoruz
(örneğin hangi diş macunu daha iyi, bu seçimlerde kime oy vermeli)
ama bazen de bütünüyle ters düşüyoruz
(ben beyaz şaraptan hoşlanıyorum , sen kırmızı)
o zaman birkaç gün hiç konuşmuyoruz
dedim ya, ben seni kendime yasakladım
bütün gün ağaçlara tırmanıyorum
(sırf kuşları şaşırtmak için)
çocuklara bilmedikleri oyunları öğretiyorum
(çoğunu bir gece önce uydurmuş oluyorum)
aslında çocuklarla konuşmak bile istemiyorum
ve bu şiirde adının bile geçmesine kıyamıyorum
ne o öyle, ne zaman görsem saklambaç, yakartop, birdirbir
klişelerden hiç mi hiç hoşlanmıyorum
arada bir tavlalara gidiyorum
seyislerden izin alıp atlarla biraz konuşuyorum
hepsi de beni öyle seviyor ki
her seferinde onlara daha çok şeker #@!?ürüyorum
sen şimdi şaşıyorsun ne çok şey yaptığıma
bu kadar iş yirmidört saate sığar mı diyorsun
(ilk bakışta ben de sana hak veriyorum)
ama bir şey söyleyeyim mi
bütün bunlardan sonra yine de boş vaktim kalıyor
hatta bütün bu saçmalıklar o kadar az vaktimi alıyor ki
bütün gün ne yapsam diye kara kara düşünüyorum
bazen serbest bırakıyorum seni kendime
o zaman hastane' ye geliyorum
(saat tam kaçta çıkacağını biliyorum)
çıkar çıkmaz sana saati soruyorum
(ne yapayım daha iyi bir mazeret bulamıyorum)
sen de her seferinde saatin olmadığını söylüyorsun
çok yazık deyip uzaklaşıyorum oradan
(bu her seferinde böyle oluyor
ama sen yine de bana hiç kızmıyorsun)
emiönündeki şarapçıyla yarenlik etmeyi seviyorum
(gerçi fazla samimi olmaya gelmiyor, çok içince mutlaka maraza çıkartıyor)
ona hayatın anlamını soruyorum
yanıt olarak benden bir sigara istiyor
sonra bir gemi batacakmış gibi oluyor
sakın ha diyorum bir batık daha kaldıramam
böyle şeyleri benden başka dert edinen olmamasına şaşıyorum
ama ben seni kendime yasakladım
bütün gün duvarları boyuyorum
(bir gün gözlerinin rengine, bir gün dudaklarının)
bütün kazancım boyalara gidiyor
ama olsun duvarlara bakınca gözlerini görmüş gibi oluyorum
(bazen de dudaklarına dokunmuş gibi)
canım sıkkınsa kimseyle konuşmuyorum
(o çok sevdiğim çocuklarla bile)
seninle bile
o zaman sanki bir kelebek şöyle bir perdeye tosluyor
ve tekrar senin koltuğunun ardına gömülüyor yarı baygın
kimi zaman akşa.m olmak bilmiyor
çocuklar bile asık yüzlüymüş gibi geliyor bana
sanki her ağaca asılı bir ölü var
böyle günlerde alıp başımı dalıyorum
meran muhafızlarının arasına
yürürken üzerimdekileri çıkarıp atıyorum bir yandan da
çırılçıplak kalınca geri dönmeye başlıyorum
(ama her seferinde ölüyorum)
belki de yasaklamamalıydım seni kendime
belki de daha sık düşünmeliydim seni
daha iyi şiirler yazmalı ya da hiç olmazsa
daha çok yangın çıkartmalıydım
;ki kül olup gitsin içinde avare kemiklerim
bütün gün lojman bahçesinde dolaşıyorum
askerler avare gözlerle bakıyorlar bana
çocuklar bana hiçbir şey söylemiyor
ben de onlara gülümsüyorum
bazan Ay bana bir sır verecekmiş gibi oluyor
sanki belli belirsiz boğazını temizliyor
buyrun diyorum ben de hemen, sizi dinliyorum
ama o sırtını dönüp uzaklaşmaya başlıyor
bütün gün pencerenin önünü temizliyorum
sonra ordan mavi bir kuş havalanıyor
(Oysa mavi bir melek olmasını dilerdim)
bir kedi ıslık çala çala önümden geçiyor
çöpçüler nedense hep mutsuz görünüyor
bu kış oldukça sert geçiyor
ceviz büyüklüğünde tanelerle yağıyor kar
bazan bir tanesi avuçlarıma düşüyor
buzdolabına yetiştiremeden avcumda can veriyor
ne yalan söyleyeyim işte o zaman boğazıma bir şeyler düğümleniyor
ben seni kendime yasakladım
bütün gün ikv nde oynuyorum
kırık bir dürbünüm var
bazan gözümü yapıştırıp dalıp gidiyorum saatlerce
sanki oradan birisi bana el sallıyor
(bu belki sensin, belki de değilsin, kesin olarak bilmiyorum)
sabah olunca kuşları uyandırıyorum
bazıları bana yeni öğrendikleri aryaları söylüyor
sonra da gagalarını uzatıp birer solucan istiyorlar
(sanki ben solucanlara kıyabilirmişim gibi)
elbette biraz susamla yetiniyorlar
sana öyle çok şiir yazdım ki
üst üste koyunca boyumu bile geçiyor
ama bazıları o kadar ahmakça şeyler ki
okurken utançtan yüzüm kızarıyor
ne zaman yağmur yağsa gözlerim biraz nemleniyor
ne gereği vardı şimdi diyorum
oturup güzel şeyler düşünmeye çalışırken
örneğin parktaki çocukları, o şoförü...
ama ben seni kendime yasakladım
oturup bütün gün bu şiiri yazıyorum..


- Titxaybala
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 341
- Kayıt: 16 Ara 2009 22:56
- Sunucu: Sancak
- Klan: Lodos
Re: ŞİİR KÖŞESİ
hayatlar vardır içinde acı , çile , üzüntü dolu olan bazı hayatlar vardır hep bir şeyler alınıp götürülen geriye kalanlardan hayır gelmeyen bir çok örnekli hayatlar vardır ama hiç duydunuz mu hayatının tamamının mutlu geçtiğini söyleyen hiç ağlamadığını hatta ağlamanın ne demek olduğunu bilmediğini iddia eden insanları ? şahsen ben hiç görmedim ki zaten deseler bile inanmam çünkü hayat bir çok sınavdan ibaretken her zaman mutlu olmak imkansızdır... Bazen düşünüyorum da aşk öyle bir tutku
Titxaybala - Titxdenizkızı - Göksu
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
T.İ.T Loncaları Başkanı

Sen nekadar bilirsen bil, senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.