6. sayfa (Toplam 9 sayfa)

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 01:14
gönderen delgado
selamiyi bi bulsam zaten :D :D

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 01:18
gönderen KaraXHayalet
Çemberlitaşta bu 2 düşman mutlaka olacak

Resim

Resim

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 04:28
gönderen Darknessxcaptain
Tüm mesajları begeniyle okudum. Gercekten guzel teoriler. Kimse boş beleş sallamamış. Fakat nereden baksak çemberlitaş eklentisi 1 yılda anca gelir. Gruğ bölgeleri daha eskimedi :D . Birazda reklam gibi olacak ama. Kutu özel sürümün satışına görede değişir bu yeni eklenti. Beklenilen satış gerçekleşmezse . Yeni eklenti zor biraz. Yorumlara teorilere devam.

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 10:20
gönderen DeathLord
evrimdisi yazdı:forumda acilmis tartisilasi en zevkli konulardan biri diyebilirim.tarihceyi dikkatlice okuyan arkadaslar bazi seyler üzerine bazi varsayimlarda bulunmaktan kendilerini alamazlar.Bir varsayim da benden olsun:

"O yıldızsız gecede, köşk sokağı gündüz gibi aydınlıktı. Sayıları oldukça azalmış olan beyaz büyücüler, olası tehditlerden haberdar olabilmek için, sokağı büyü ışığıyla doldurmuşlardı. Çok kudretlilerdi. Onlar arasında geçirdiğim yıllar süresince, bunu bu kadar idrak edememişim sanırım. Meğerse her şeyin daha kolay olacağına dair bir yanılgı, zihnimi esir etmiş, teslim olacaklarına dair inancım bu kör yanılgıdan ibaretmiş. Kuklacının talebeleri, sayıca az olmalarına rağmen, haftalardır direniyorlardı. Son direnişleri de elbette görkemli olacaktı.

Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."

--> Bir zamanlar Kuklaci ile birlikte Mansur Bey'in otoritesi altindaki Beyaz Köşkte bulunan Azat Efendi ve Gaffar Bey , Mansur Bey'in ölümü ve Kuklaci'nin gidişinden sonra Kuklacinin yarattigi ve geride biraktigi fareadamlar ile Beyaz Köşkün İstanbul üzerindeki otoritesini korumaya calismis fakat Beyaz Köskün lideri Azat Efendinin kuvvet kullanimi dolayisiyla Gaffar Bey önce fikri daha sonra fiili olarak Beyaz Köskten ayrilip meteora dogru hareket etmisti. Beyaz büyücülerden biri olan Gaffar Bey bu varsayimlardan yola cikarsak aslinda oyuna sadece renk katmasi icin konulmus ve önemsiz olarak gorülen Şarapci karakterinin ta kendisi. İleride kendisinin daha önemli gorevlerde aktif olacagini düsündügüm bir npc.
Oyunun hikâyesini okuyarak şarapçının gaffar bey olmadığını anlayabilirsin.Gaffar Bey yanına beyaz büyücülerini alarak meteor bölgesinin batısına göç etti.
Zaten bundan sonraki güncelleme büyük ihtimalle Miğrat'taki gezgin şehir ile ilgili olacaktır.Beyaz şapkalı adam ve gezgin şehir görevinin yazılarını okuyan birisi bunu kolaylıkla anlar.

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 12:09
gönderen Darknessxcaptain
Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."
Ben bunu okuyunca Şarapcının Gaffar Bey olabileceğini duşunuyorum.

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 13:14
gönderen Ylcn
Darknessxcaptain yazdı:
Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."
Ben bunu okuyunca Şarapcının Gaffar Bey olabileceğini duşunuyorum.
Benim bilgiğim gaffar bey bir beyaz büyücü ve güçlü biri. Belki meteorda diğer beyaz büyücülerden ayrılmış olabilir.(arkadaşların dediği gibi)
Şarapçıda o koşulda uzun sure yaşamasının nedeni beyaz büyücü olması olabilir. Mantıklı geldi...(:
GERÇEKTEN GÜZEL YORUMLAR TEŞEKKÜR EDİYORUM

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 13:28
gönderen evrimdisi
DeathLord yazdı:
evrimdisi yazdı:forumda acilmis tartisilasi en zevkli konulardan biri diyebilirim.tarihceyi dikkatlice okuyan arkadaslar bazi seyler üzerine bazi varsayimlarda bulunmaktan kendilerini alamazlar.Bir varsayim da benden olsun:

"O yıldızsız gecede, köşk sokağı gündüz gibi aydınlıktı. Sayıları oldukça azalmış olan beyaz büyücüler, olası tehditlerden haberdar olabilmek için, sokağı büyü ışığıyla doldurmuşlardı. Çok kudretlilerdi. Onlar arasında geçirdiğim yıllar süresince, bunu bu kadar idrak edememişim sanırım. Meğerse her şeyin daha kolay olacağına dair bir yanılgı, zihnimi esir etmiş, teslim olacaklarına dair inancım bu kör yanılgıdan ibaretmiş. Kuklacının talebeleri, sayıca az olmalarına rağmen, haftalardır direniyorlardı. Son direnişleri de elbette görkemli olacaktı.

Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."

--> Bir zamanlar Kuklaci ile birlikte Mansur Bey'in otoritesi altindaki Beyaz Köşkte bulunan Azat Efendi ve Gaffar Bey , Mansur Bey'in ölümü ve Kuklaci'nin gidişinden sonra Kuklacinin yarattigi ve geride biraktigi fareadamlar ile Beyaz Köşkün İstanbul üzerindeki otoritesini korumaya calismis fakat Beyaz Köskün lideri Azat Efendinin kuvvet kullanimi dolayisiyla Gaffar Bey önce fikri daha sonra fiili olarak Beyaz Köskten ayrilip meteora dogru hareket etmisti. Beyaz büyücülerden biri olan Gaffar Bey bu varsayimlardan yola cikarsak aslinda oyuna sadece renk katmasi icin konulmus ve önemsiz olarak gorülen Şarapci karakterinin ta kendisi. İleride kendisinin daha önemli gorevlerde aktif olacagini düsündügüm bir npc.
Oyunun hikâyesini okuyarak şarapçının gaffar bey olmadığını anlayabilirsin.Gaffar Bey yanına beyaz büyücülerini alarak meteor bölgesinin batısına göç etti.
Zaten bundan sonraki güncelleme büyük ihtimalle Miğrat'taki gezgin şehir ile ilgili olacaktır.Beyaz şapkalı adam ve gezgin şehir görevinin yazılarını okuyan birisi bunu kolaylıkla anlar.

Zaten bunlar oyunun hikayesinden cıkardıgım seyler. Tabiki her biri bir varsayım olabilecekleri gibi olmama ihtimalleri de var. Fakat dikkat edersek hikayede Azat Efendi ve Beyaz Büyücüler Yükseliş Cemiyetine karsi yaptiklari son direniste ölürken Gaffar Beyin akıbeti ortaya konmamis. Kendi alıntımda bahsi gecen "onlar en azından hain degillerdi" sözüyle eski bir beyaz büyücü olan Gaffar Bey'İn pismanliklarini ve bu pismanliga baglı olarak kendini kaybetmesi şarap şişelerine adamasi O'nun Sarapci olmasi ihtimalini benim düsüncemde büyütüyor.

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 13:47
gönderen basar2626
Beyler siz sitedeki hikayeleri okudunuzmu ? Çatal kuyruk ve bilmemne diye fareadamlar vardı :mrgreen:

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 14:05
gönderen DeathLord
evrimdisi yazdı:
DeathLord yazdı:
evrimdisi yazdı:forumda acilmis tartisilasi en zevkli konulardan biri diyebilirim.tarihceyi dikkatlice okuyan arkadaslar bazi seyler üzerine bazi varsayimlarda bulunmaktan kendilerini alamazlar.Bir varsayim da benden olsun:

"O yıldızsız gecede, köşk sokağı gündüz gibi aydınlıktı. Sayıları oldukça azalmış olan beyaz büyücüler, olası tehditlerden haberdar olabilmek için, sokağı büyü ışığıyla doldurmuşlardı. Çok kudretlilerdi. Onlar arasında geçirdiğim yıllar süresince, bunu bu kadar idrak edememişim sanırım. Meğerse her şeyin daha kolay olacağına dair bir yanılgı, zihnimi esir etmiş, teslim olacaklarına dair inancım bu kör yanılgıdan ibaretmiş. Kuklacının talebeleri, sayıca az olmalarına rağmen, haftalardır direniyorlardı. Son direnişleri de elbette görkemli olacaktı.

Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."

--> Bir zamanlar Kuklaci ile birlikte Mansur Bey'in otoritesi altindaki Beyaz Köşkte bulunan Azat Efendi ve Gaffar Bey , Mansur Bey'in ölümü ve Kuklaci'nin gidişinden sonra Kuklacinin yarattigi ve geride biraktigi fareadamlar ile Beyaz Köşkün İstanbul üzerindeki otoritesini korumaya calismis fakat Beyaz Köskün lideri Azat Efendinin kuvvet kullanimi dolayisiyla Gaffar Bey önce fikri daha sonra fiili olarak Beyaz Köskten ayrilip meteora dogru hareket etmisti. Beyaz büyücülerden biri olan Gaffar Bey bu varsayimlardan yola cikarsak aslinda oyuna sadece renk katmasi icin konulmus ve önemsiz olarak gorülen Şarapci karakterinin ta kendisi. İleride kendisinin daha önemli gorevlerde aktif olacagini düsündügüm bir npc.
Oyunun hikâyesini okuyarak şarapçının gaffar bey olmadığını anlayabilirsin.Gaffar Bey yanına beyaz büyücülerini alarak meteor bölgesinin batısına göç etti.
Zaten bundan sonraki güncelleme büyük ihtimalle Miğrat'taki gezgin şehir ile ilgili olacaktır.Beyaz şapkalı adam ve gezgin şehir görevinin yazılarını okuyan birisi bunu kolaylıkla anlar.

Zaten bunlar oyunun hikayesinden cıkardıgım seyler. Tabiki her biri bir varsayım olabilecekleri gibi olmama ihtimalleri de var. Fakat dikkat edersek hikayede Azat Efendi ve Beyaz Büyücüler Yükseliş Cemiyetine karsi yaptiklari son direniste ölürken Gaffar Beyin akıbeti ortaya konmamis. Kendi alıntımda bahsi gecen "onlar en azından hain degillerdi" sözüyle eski bir beyaz büyücü olan Gaffar Bey'İn pismanliklarini ve bu pismanliga baglı olarak kendini kaybetmesi şarap şişelerine adamasi O'nun Sarapci olmasi ihtimalini benim düsüncemde büyütüyor.
Tarih yanlışın var.Gaffar Bey 1972'de göç etti.Azat Efendi'nin son direnişi 1974'de gerçekleşti. ;)

Re: kaybedilmiş topraklar...

Gönderilme zamanı: 17 Tem 2010 14:14
gönderen evrimdisi
DeathLord yazdı:
evrimdisi yazdı:
DeathLord yazdı:
evrimdisi yazdı:forumda acilmis tartisilasi en zevkli konulardan biri diyebilirim.tarihceyi dikkatlice okuyan arkadaslar bazi seyler üzerine bazi varsayimlarda bulunmaktan kendilerini alamazlar.Bir varsayim da benden olsun:

"O yıldızsız gecede, köşk sokağı gündüz gibi aydınlıktı. Sayıları oldukça azalmış olan beyaz büyücüler, olası tehditlerden haberdar olabilmek için, sokağı büyü ışığıyla doldurmuşlardı. Çok kudretlilerdi. Onlar arasında geçirdiğim yıllar süresince, bunu bu kadar idrak edememişim sanırım. Meğerse her şeyin daha kolay olacağına dair bir yanılgı, zihnimi esir etmiş, teslim olacaklarına dair inancım bu kör yanılgıdan ibaretmiş. Kuklacının talebeleri, sayıca az olmalarına rağmen, haftalardır direniyorlardı. Son direnişleri de elbette görkemli olacaktı.

Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."

--> Bir zamanlar Kuklaci ile birlikte Mansur Bey'in otoritesi altindaki Beyaz Köşkte bulunan Azat Efendi ve Gaffar Bey , Mansur Bey'in ölümü ve Kuklaci'nin gidişinden sonra Kuklacinin yarattigi ve geride biraktigi fareadamlar ile Beyaz Köşkün İstanbul üzerindeki otoritesini korumaya calismis fakat Beyaz Köskün lideri Azat Efendinin kuvvet kullanimi dolayisiyla Gaffar Bey önce fikri daha sonra fiili olarak Beyaz Köskten ayrilip meteora dogru hareket etmisti. Beyaz büyücülerden biri olan Gaffar Bey bu varsayimlardan yola cikarsak aslinda oyuna sadece renk katmasi icin konulmus ve önemsiz olarak gorülen Şarapci karakterinin ta kendisi. İleride kendisinin daha önemli gorevlerde aktif olacagini düsündügüm bir npc.
Oyunun hikâyesini okuyarak şarapçının gaffar bey olmadığını anlayabilirsin.Gaffar Bey yanına beyaz büyücülerini alarak meteor bölgesinin batısına göç etti.
Zaten bundan sonraki güncelleme büyük ihtimalle Miğrat'taki gezgin şehir ile ilgili olacaktır.Beyaz şapkalı adam ve gezgin şehir görevinin yazılarını okuyan birisi bunu kolaylıkla anlar.

Zaten bunlar oyunun hikayesinden cıkardıgım seyler. Tabiki her biri bir varsayım olabilecekleri gibi olmama ihtimalleri de var. Fakat dikkat edersek hikayede Azat Efendi ve Beyaz Büyücüler Yükseliş Cemiyetine karsi yaptiklari son direniste ölürken Gaffar Beyin akıbeti ortaya konmamis. Kendi alıntımda bahsi gecen "onlar en azından hain degillerdi" sözüyle eski bir beyaz büyücü olan Gaffar Bey'İn pismanliklarini ve bu pismanliga baglı olarak kendini kaybetmesi şarap şişelerine adamasi O'nun Sarapci olmasi ihtimalini benim düsüncemde büyütüyor.
Tarih yanlışın var.Gaffar Bey 1972'de göç etti.Azat Efendi'nin son direnişi 1974'de gerçekleşti. ;)
sanirim yanlis anladin.bahsettigim sey Gaffar Beyin son direniste bulundugu degil Beyaz Köskün 2 önemli sahsi olan Azat Efendi ve Gaffar Beyin akıbetleri.Tarihcede Azat Efendinin ölümünü okurken Gaffar Beyin akıbetinin ne oldugunun bilinmemesi ve göcünden sonra herhangi bir bilgiden , haberden bahsedilmemesini kastetmistim.